Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

25 Nisan 2024, 22:22:26

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 101
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 79
Total: 79

Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, Şamil Tayyar, Star Gazetesi

Başlatan kilimanjaro, 31 Aralık 2010, 10:18:36

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 24 saat içinde tekzip edilen açıklamalarına alışmıştık, şimdi bunlara gaflarını eklemek gerekiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Sultanbeyli için "Sultanbey", Kağıthane için "Kağıttepe" diyen, nüfus kütüğünü karıştırıp oy bile kullanamayan Kemal Bey, yıllar sonra Fenerbahçe'nin efsanevi gol kralı Lefter'i kaleye geçirdi.

Önceki gece gazetecilere verdiği yılbaşı resepsiyonunda Fenerbahçe tutkusunu Lefter'e bağlayan Kılıçdaroğlu şöyle dedi: "Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum."
O sırada Lefter'in kaleci olmadığını hatırlayan bir gazeteci devreye giriyor: "Efendim

bildiğim kadarıyla Lefter kalecilik yapmadı." Kemal Bey biraz şaşkın: "Sanırım bir ara yaptı." Verdiği cevaptan kendi bile tatmin olmadı, "Lefter başarılı bir Fenerbahçeliydi" diyerek geçiştirmeyi yeğledi, konuyu kapattı.

İnsanlık hali, olabilir. Kemal Bey, kendisi 6 yaşındayken gol kralı olan ve 15 yaşındayken futbolu bırakan Lefter'in hangi mevkide oynadığını hatırlamayabilir. Ama bir tutkuya, bir aşka referans yapıyorsanız, dayanak noktanıza ilişkin yanılma lüksünüz yoktur. Aksi halde ortada samimiyet sorunu var demektir, bol keseden atmak, hatta sallamak anlamına gelir.

Burada en az bu gaf kadar vahim olan bazı gazeteci arkadaşlarımızın tutumudur. Ağızlarından köpürte köpürte "yandaş" salyası akıtanlara misal olsun diye anlatmak isterim. Bu gaf üzerine bazı arkadaşlarımız "Ne var bunda, dili sürçtü sayın genel başkanın, sakın ha haber yapmayın" diyerek ortalıkta dolaşıyor, diğer meslektaşlarını etkilemeye çalışıyor.

Ertesi gün... Gazetelerde Lefter haberi yok.
6 ok rozetiyle gazetecilik yapanların cirit attığı, kendileri

gibi olmayan herkesi yaftalayarak dışladığı medya sektöründeki bu manzara, bizler için sürpriz değildir.

Yıldırım Akbulut'u hatırlıyorum da ne çok günahını almışız! Neredeyse her adımı, her sözcüğü "gaf" olarak manşetlere taşınırdı. Siyasete atılmadan önceki "hal müdürlüğü" bile alay konusuydu.

Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun, Kemal Bey'e baktığınızda Yıldırım Bey'e haksızlık edildiğini düşünmüyor musunuz?

http://www.stargazete.com/gazete/yazar/samil-tayyar/elinizi-vicdaniniza-koyup-soyleyin-320081.htm
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Deniz Baykal'ın istifa etmesinin ardından CHP'nin başına geçen Kemal Kılıçdaroğlu söylemleri ve gülümseten gaflarıyla siyasete yeni bir renk ve soluk getirdi.

CHP'nin başına geçişi de kamuoyunda oluşan "önce söyleyip sonra vazgeçer" tezini güçlendirir nitelikteydi. Çünkü Kılıçdaroğlu "Aday olmayacağım" açıklamasından sadece bir gün sonra geri adım atıp aday olduğunu söylemişti.

Peki o günden bugüne kadar neler yaptı ve neler söyledi CHP lideri... İşte akılda kalan birkaç örnek...

1-Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilere verdiği yeni yıl resepsiyonunda Fenerbahçe tutkusunun sebebini "Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum." Şeklinde açıkladı. O sırada Lefter'in kaleci olmadığını hatırlayan bir gazeteci devreye girdi: "Efendim bildiğim kadarıyla Lefter kalecilik yapmadı." Kılıçdaroğlu da biraz şaşkın: "Sanırım bir ara yaptı." cevabını verdi.

2-Referandum öncesi darbelere gerekçe oluşturduğu belirtilen TSK İç Hizmetler Kanunu'nun 35. maddesinin kaldırılmasına yönelik teklifte bulanan CHP bundan da geri adım attı. Bir kanun teklifiyle maddenin metinden çıkarılmasını isteyeceklerini belirten CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra yaptığı açıklamada 'tamamen kaldırma' yerine 35. maddenin değiştirilmesini isteyeceklerini söyledi.

3-12 Eylül referandumu öncesi son 'hayır' mitingini İstanbul'da gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, burada oy kullanamayacağını anlayınca Ankara'ya gitti. Ancak Ankara'da da seçmen kaydı çıkmamıştı. YSK ile yoğun görüşme trafiğine giren CHP yönetimi başarılı olamadı. Halbuki 6 Ağustos günü Zaman Gazetesi Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamayacağını duyurmuştu.

4-İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılışı için şehre gelen Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Belediye Meclis Salonu'nda verdiği brifinginde 'denizleri' karıştırdı. İzmir Körfezi'nin temizlendiği anlatılırken, "Başkan Haliç'i temizleyecek ve İzmirliler Haliç'te yüzecek." dedi.

5-Ağustos ayında çıktığı Karadeniz turun kapsamanda Hopa'da halka seslenen Kılıçdaroğlu, 2005 yılında ölen Kazım Koyuncu'ya selam gönderdi. Kılıçdaroğlu "Kazım Koyuncu gibi bir sanatçınız var, yürekli bir sanatçı tuttuğunu koparan bir karakter. Bir Karadeniz fırtınası. Ona da burdan selam gönderiyoruz" diye seslendi.

6-Kaset skandalından sonra istifa eden Deniz Baykal'ın yerine CHP Genel Başkanlığı'na aday olup olmayacağı yönündeki sorulara Kılıçdaroğlu, "aday olmayacağım" cevabı vermişti. Ancak bir gün sonra "Seçmeni ve örgütü ile partimizin ve kamuoyumuzun gösterdiği büyük ilgi ve destekten güç alarak 22 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşecek olan 33. Olağan Kurultay'da CHP Genel Başkanlığı'na aday olacağımı kamuoyuna duyurmayı önemli bir görev sayıyorum." diyerek kendini yalanlamış oldu.

7-Kılıçdaroğlu Kastamonululara hitap ederken, "İstiklal Marşı şairimizin" Kastamonu'da Kurtuluş Savaşımızı desteklemek için "fetva verdiğini" söylemiş ve bunu iki kez tekrar etmişti. Oysa fetva vermek için Mehmet Âkif Ersoy'un dini bakımdan da hukuki bakımdan da yetkisi yoktu. Kasım 1920'de istiklal şairimizin Nasrullah Camii'nde Milli Mücadele'ye destek vermek için yaptığı şey "fetva vermek" değildi; "vaaz vermek"ti!

8-Tarih 26 Ağustos. Kılıçdaroğulu memleketi Tunceli'de. Kalabalığın verdiği heyecandan mı bilinmez "Biz sayın Başbakan gibi, söz verip sözünün arkasında duran bir insan değiliz." sözlerini ağzından kaçırıveriyor.

9-Kılıçdaroğlu'nun Tunceli'deki ikinci gafı ise 'genel af' sözü vermesi. "'Hayır' deyin, toplumsal mutabakatla, kardeşçe, doğudan batıya, güneyden kuzeye herkese özgürce genel affın yolu açılsın. " diyen Kılıçdaroğlu, bu affın PKK'lıları da kapsayacağını düşünmedi. Üç gün sonra Kayseri mitinginde ''Terör suçlarından müebbet hapse mahkum olanlar af yasaları çıksa bile ömür boyu hapiste kalırlar diye bir hüküm var'', Ankara da "Affın, terörün tamamen gündemden kalkmasından sonra düşünülebileceği" açıklamasını yapan Kılıçdaroğlu'na Ankara'dan iki tepki geldi. Birincisi "Genel Başkan öyle demek istemedi". İkinci tepki ise "Genel affın söz konusu olamayacağı" yönündeydi.

10-CHP'li Onur Öymen'in Dersim isyanının kanlı şekilde bastırılmasını savunan ifadelerinin ardından Kılıçdaroğlu memleketi Tunceli'de, "Onur Öymen gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman CHP'yi, CHP'li milletvekillerini, CHP'lileri rahatlatmış olacaktır." diyerek istifa çağrısı yaptı. Ankara'ya döndüğünde ise, "O iş artık bitti. Bizim misyonumuz partiyi zayıflatmak değil, güçlendirmektir." diyerek ağız değiştirdi.

11-Bir gazeteye yaptığı açıklamada başörtüsü sorunuyla ilgili olarak "Onu bize bıraksınlar. Terörü de çözeceğiz, türban sorununu da çözeceğiz." demişti. Haberin yayınlanmasının ardından akşam saatlerinde CHP'den "Kızlar türbanla üniversiteye gidecek ifadesi kullanılmamıştır" şeklinde açıklama yapılmıştı.

12-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Sultanbeyli içi "Sultanbey" ifadesini kullanmıştı.

13-Show TV'de Ali Kırca'nın konuğu olan Kılıçdaroğlu, İstanbul'u ne kadar iyi bildiğini anlatmak için, "Ben Nurtepe'yi de biliyorum. Kağıttepe'yi de biliyorum." ifadesini kullandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, kendisini televizyonda tartışmaya bağıran Kılıçdaroğlu'na cevabı da bu dil sürçmesi üzerinden olmuştu: "Kağıthane'ye, 'Kağıttepe' diyen biriyle neyi tartışacağım?"

14-Yine aynı seçim döneminde Gültepe'yi ilçe olarak göstermişti. Kadir Topbaş da kendisine "Sayın Kılıçdaroğlu'na İstanbul Şehir Rehberi verebiliriz. Böylece Gültepe'nin İstanbul'da bir ilçe değil semt olduğunu öğrenebilir." göndermesinde bulunmuştu.

15-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sırasında ekmeği "40 kuruşa" vereceklerini iddia etmişti. Halbuki İstanbul'da 300 gramlık ekmek o zaman zaten 40 kuruştu.

16. Marka Konferansı kapsamında Fatih Altaylı'nın Teke Tek Özel programına katılan Kılıçdaroğlu, iktidarı eleştirirken "Türkiye, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden birisi. Peki kadın kaçıncı sırada? 169 ülke arasında 170. sırada." ifadeleri, konuklar arasında gülüşmelere neden oldu.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1074000&title=kilicdaroglu-gaflari-ve-soylemleriyle-siyasete-renk-getirdi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Yalan da olsa yanlış olsa da ben ne dersem o

CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden bu yana yaptığı gaflar ve çarkedişleriyle gündeden düşmeyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, canlı yayında dile getirdiği iddia kendisine soru soran gazetecileri bile güldürdü. Kılıçdaroğlu, 27 Nisan e-bildirisi ile Dolmabahçe görüşmesinin tarihlerini değiştirince gazeteciler uyardı ancak o geri adım atmayıp "Olsun bu benim görüşüm" dedi.

Olayların oluş sırasını değiştirdi

Parti içi muhalefetin olağanüstü kurultay talebi nedeniyle sıkıntılı günler geçiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, hakkındaki adli yargıyı etkileme fezlekesinden umduğunu bulamadı. Kılıçdaroğlu önceki gün Habertürk televizyonunda canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'a Dolmabahçe'de yaptığı görüşmede "Sen hükümete muhtıra ver, biz de sana üstün hizmet madalyası verelim" dediğini iddia etti.

Gazeteciler düzeltmek isteyince

Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri stüdyoda gülüşmelere sebep oldu. Çünkü Kılıçdaroğlu, sonradan yapılan bir görüşmede önceden verilmiş olan muhtıranın karara bağlandığını iddia etmişti. Gazeteciler bu durumu hatırlatınca Kılıçdaroğlu'ndan yeni bir gaf daha geldi. Gazetecilerin "Efendim, önce muhtıra verildi, sonra Dolmabahçe görüşmesi oldu" uyarısı üzerinede Kılıçdaroğlu, "Olsun bu benim görüşüm" diyerek vaziyeti kurtarmaya çalıştı.

http://www.stargazete.com/politika/chp-de-kurultay-savasi-hergun-daha-da-kizisiyor-haber-415741.htm
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.