Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Mart 2024, 02:28:54

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,818
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 97
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 92
Total: 92

Bilirkişi re'sen ek delillere başvurabilr mi ?

Başlatan galadrielgala, 21 Kasım 2011, 17:40:44

« önceki - sonraki »

galadrielgala

Merhabalar,

Elimdeki bir dosyaya ilişkin bilirkişi raporunda bilirkişi bir yargıtay kararına dayanmış ama ben malesef bu kararı bulamıyorum. Karar 11. Hukuk Dairesince 2007/14938E sayısıyla verilmiş.

Bilirkişinin iddia ettiğine göre yargıtay bu kararda bilirkişinin dava taraflarınca ileri sürülmemiş delilleri resen araştırabileceği ve raporunda bunlara dayanabileceğine hükmetmiş.

Ben bu yorumu HMK md 25 taraflarca getirme ilkesine aykırı bence ama tabi sözkonusu Yargıtay kararında neye dayanıldığını bilmiyorum.

Eğer bu karar metnini bulabilen olursa ve benimle paylaşırsa çok mutlu olurum.

Ayrıca bu görüşün aksine, bilirkişinin dava konu hakkında ek delillere savunamayacağına ilişkin bir Yargıtay kararına ulaşan olursa daha da mutlurum.

Teşekkürler.

Avukat

Merhabalar. Bilirkişinin resen delil toplamasının (mahkemenin resen delil toplama yetkisine sahip olduğu davalar hariç) hukuken mümkün olmadığını düşünüyorum. Aşağıdaki karar çok açık olmasa da bu hususa işaret ediyor:

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/4743
K. 2005/1371
T. 17.2.2005

1163/m.51
1086/m.74
2004/m.72

DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 10.12.2003 tarih ve 2001/1568-2003/1898 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı, üyesi bulunduğu davalı kooperatife ödemelerini eksiksiz yapmış olmasına rağmen, 29.08.2002 tarihli ihtarname ile 3.150.750.000-lira aidat ve gecikme zammı borcu bulunduğunun bildirildiğini ileri sürerek, anılan tarih itibariyle 3.150.750.000-lira aidat ve gecikme zammı borcu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ise davacı vekili, müvekkilince fazladan ödenen 1.098.951.000-liranın ödeme tarihinden itibaren %180 faizi ile birlikte istirdadını istemiştir.

Davalı temsilcisi, davacının ödemelerini gecikmeli ödediğini, fakat gecikme zammı ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, Kooperatifler Kanunu uyarınca, kooperatiften faiz istenemeyeceği, ana sözleşmede herhangi bir faiz açıklaması bulunmadığı, taraflar arasında bağıtlanmış ayrı bir sözleşmede olmadığı gerekçesiyle, davanın istirdat yönünden kabulü ile 1.098.951.000-liranın davalıdan istirdadına, faiz isteminin davalı kooperatif olduğundan reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, davacının üyesi bulunduğu davalı kooperatife ihtarname tarihi itibari ile ihtarnamede belirtilen miktar kadar borçlu bulunmadığının tesbiti istemine ilişkindir.

Somut olayda, mahkemece, davalı kooperatifin 25.03.2000 tarihinde yapılan 1999 yılı olağan genel kurul kurulunda ek ödemeye ilişkin alınan kararın, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 51 nci madde hükmüne aykırı olarak alındığı ve anılan yasa maddesi uyarınca yarıdan bir fazla oy almadığından kabul edilmiş sayılmayacağı tespitinde bulunan ve buna göre hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme dayanak yapılmıştır. Ancak, bilirkişi tarafından yapılan bu tespit davacı tarafından dava dilekçesinde iddia edilmemiş ve yargılama sırasında da ileri sürülmemiş bulunmasına göre, bu tespit benimsenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3- Davacı vekilinin temyizine gelince; davacı vekilince dava yargılama sırasında istirdat istemine dönüştürülmüş olup, davalı kooperatifin tacir olmaması da gözetilerek, yasal faize hükmedilmek gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçelerle bu istemin reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 17.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

galadrielgala

Cok tesekkur ederim. Bu karar oldukca yardimci olacak.