Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Mart 2024, 14:21:40

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,818
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 103
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 86
Total: 86

Aciz vesikası

Başlatan danışan, 16 Ağustos 2012, 14:58:44

« önceki - sonraki »

danışan

Kesinleşen bir davada borçlu durumdayım.Fakat şahsıma ait hiçbir mal varlığı bulunmamakta.Alacaklı taraf İİK.277.ve devamına istinaden hissem olan şirkete tasarrufun iptali davası açarak şirketin bazı gayrimenkullerine ihtiyati haciz kararı koydurmuş.İcra dosyasında Aciz vesikası alındığına dair bir belge yok.Şahsımla ilgili yapılmış icrai bir haciz ve haciz tutanağı da yok.Bankalara bir müzekkere yazılmamış.Şirket hissemle ilgili bir haciz talebi de yok.(ki şirket hissesi eğer bir menkul mal hükmünde ise ben acz halinde olabilir miyim?)Sadece tapu ve trafik kaydı sorgusu yapılmış.
Bu durumda İİK.277 ve devamına istinaden olan tasarrufun iptali davası dinlenebilir mi?İhtiyati hacze itiraz ettik.Bundan başka fiilen yapmam gereken konular nelerdir? Bilgileriniz için teşekkür ederim.Saygılarımla.

Avukat

Merhabalar. İcra ve İflas Kanunu'nun konuyla ilgili 277. maddesi aşağıdadır:

    İptal davası ve davacılar:
     Madde 277 – (Değişik: 3/7/1940 - 3890/1 md.)
    İptal davasından maksat 278, 279 ve 280 inci maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Bu davayı aşağıdaki şahıslar açabilirler:
    1 – Elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan her alacaklı,
    2 – İflas idaresi yahut 245 inci maddede ve 255 inci maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hallerde alacaklıların kendileri.


Bu madde uyarınca tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için alacaklının elinde geçici veya kesin aciz vesikası bulunmalıdır. Ancak Yargıtay, temyiz ve karar düzeltme aşamaları da dahil olmak üzere, tasaffurun iptali davasının sonuna kadar alacaklının bu belgeyi her zaman mahkemeye ibraz edebileceğini, dolayısıyla bu belgenin davanın en başından itibaren bulunmasının şart olmadığını kabul etmektedir. Aşağıda buna ilişkin emsal bir Yargıtay Kararı bulunmaktadır.

Alıntı Yapİhtiyati hacze itiraz ettik.Bundan başka fiilen yapmam gereken konular nelerdir?

İcra dosyası ile dava dosyaları incelenmeden net bir şey söylemek mümkün değildir. Şayet avukatınız yoksa, acilen bir avukatla anlaşmanızı tavsiye ediyorum. Kolay gelsin...




T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E:2010/3843
K:2010/8423
T:18.10.2010

1086 s. Yasa m. 105,143,277

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı borçlu Yaşar aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalılara müştereken satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu vekili ve davalı Ali ve davalı Muhammedali vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Davacı tarafça kesin ya da geçici aciz vesikası sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK'nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi  gerekir. (İİK 105-143. madde) Aciz belgesi hükümden sonra ibraz edilebileceği gibi, Yargıtay temyiz incelemesi sırasında ve karar düzeltme aşamasında dahi sunulabilir. Somut olayda davacı tarafından dosyaya kesin ya da geçici aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Mahkemece, borçlular aleyhine alınmış bir aciz belgesi bulunmadığı gerekçesi ile dava açma şartının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de karar sonrası kesin aciz belgesinin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca hasıl olan yeni duruma göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

danışan

Sn.Kaçar
Öncelikle bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.
Eğer tasarrufun iptali davasında aciz vesikası almak koşul ise, hakimin davacı tarafa bu belgeyi almak için mehil vermesi gerekmez mi?Dava sonuna kadar sunulmasını (davalar günümüz şartlarında 2 yılı aşabiliyor)
beklemek, davalı tarafı telafisi mümkün olmayan zararlara uğratabilir düşüncesindeyim.Ayrıca şirket hissesi bir menkul mal ise ,davalı tarafın acz hali gerçekleşmiş midir? Saygılarımla.

Avukat

Alıntı YapEğer tasarrufun iptali davasında aciz vesikası almak koşul ise, hakimin davacı tarafa bu belgeyi almak için mehil vermesi gerekmez mi?

Mahkemeler Yargıtay'ın konuya bakış açısını bildiklerinden, bu konuda çok hızlı hareket etmiyorlar genellikle. Süre verilmiyor mu? Veriliyor. Ancak verilen sürede belge ibraz edilemezse yeniden süre veriliyor. Bazen yeniden ve yeniden... Kesin süre verilmesi, yani belgenin verilen süre içinde sunulmaması halinde davanın reddedileceğinin bildirilmesi aşamasına gelinceye dek genellikle altı ay - bir yıl gibi uzunca bir süre geçmiş oluyor.

Alıntı YapAyrıca şirket hissesi bir menkul mal ise ,davalı tarafın acz hali gerçekleşmiş midir?

İcra dosyasından yapılan işlemler neticesinde borçluya ait menkul veya gayrimenkul malvarlığına ulaşılırsa, bu hacizli malvarlığın borcu tamamen karşılayıp karşılamadığına bakılır; şayet tamamen karşılamazsa, bakiye kısım için davaya devam edilir. Yani tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için borçluya ait hiç menkul ve gayrimenkul bulunamamış olması gerekli değildir; bulunan hacizli menkul ve gayrimenkullerin borcu tam olarak karşılamaması yeterlidir. Aşağıda buna ilişkin emsal bir Yargıtay Kararı bulunmaktadır. Kolay gelsin...




T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E:2007/4375
K:2007/3991
T:03.12.2007

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hüküm süresi içinde davalılar M.V. ile M.C. vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de; davada aleyhlerine hükmedilen miktar karar tarihi itibariyle duruşma sınırının altında kaldığından duruşma isteğinin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı M.V.'nm kefaletiyle dava dışı H.V.'ya kullandırılan 5.11.2004 tarihli 67.500.00-YTL kredi borcunun denmediğini, borçlu davalı M.V.'nm hakkındaki takibi karşılıksız bırakmak amacıyla Beypazarı Kurtuluş Mahallesi 608 ada 2 parsel 1/4 ('"})   arsa paylı 2. kat 3 nolu bağımsız bölümü 1.2.2005 tarihinde 9.000.00-YTL  bedelle  davalı " Mustafa  Canlı'ya  sattığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı M.V., HUMK'nun 13.maddesi gereğince Beypazarı Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu taşınmazı sattığı tarihte kefili olduğu kredinin taksitlerinin ödendiğini, taşınmazı 31.500.00-YTL'ye sattığını, kredi teminatı olarak rehnedilen aracın icra yoluyla satılıp borcun bir kısmının ödendiğini, dava. dışı kefil Veysel ürün'e ait üç adet aracın hacizli olduğunu ve borcu karşılamaya yeteceğini, aciz halinin gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı M.C. vekili, ikametgah ve taşınmazın bulunduğu yer itibariyle Beypazarı Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilin dava konusu taşınmazı banka kredisi kullanarak  31.500.00-YTL'ye aldığını,  tapu harcını gerçek değer üzerinden cezalı olarak tamamladıklarını, davacı alacağının bir kısmının Ankara 31.İcra Müdürlüğü'nün 2005/10678 esas. sayılı dosyası üzerinden tahsil edildiğini, dava dışı kefil V.Ü.'e ait üç aracın davacı tarafından haczedildiğini, davacının yaptığı tahsilat miktarı ve bakiye alacak belirlenmeden ve haczedilen araçlar sattırılmadığından aciz halinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın kabulü ile Beypazarı Kurtuluş Mahallesi 608 ada 2 parsel 2.Blok 3 nolu bağımsız bölümün 1.2.2005 tarihli M.V.'dan M.C.'ya satışına ilişkin tasarrufun davacının Ankara 31.İcra Müdürlüğü'nün 2005/10677 sayılı takip dosyasındaki alacağını ve ferilerini karşılayacak oranda iptaline, davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş, hüküm davalı M.V. ile M.C. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-   Bu tür davalarda tasarrufun konusu; taşınmaz satış ve devri olsa dahi ayni nitelikte bir dava olmadığından genel yetki kurallarına tabidir. Yetki sözleşmesi var ise sözleşme ile belirlenen mahkeme yetkilidir.
Somut olayda; davacı Bankanın Ankara Başkent Şubesi ile davalı borçlu arasında imzalanan 5.11.2004 tarihli kredi sözleşmesinin 18.maddesine göre sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili kılınmıştır. Borçlu ve borçlu ile hukuki ilişkide bulunan 3.kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan yetki sözleşmesi davalı 3.kişi açısından da bağlayıcıdır.
Bu nedenle sözleşmenin 18.maddesi gereğince Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından davalıların yetkiye ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-   IIK'nun 278/2 maddesi gereğince aktin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağışlama hükmünde olup, iptale tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda davalı M.C. dava konusu taşınmazı banka kredisi ile satın aldığını ve kredi bedeli olan 31.500.00-YTL'yi de davalı borçlunun Beypazarı Ziraat Bankası'ndaki 40851336-5001 nolu hesabına yatırdığını iddia etmiş ve banka kayıtlarını delil olarak bildirmiştir. Mahkemece celbedilen banka kayıtlarından 8.2.2005 tarihinde  31.500.00-YTL'nın davalı M.C. tarafından davalı M.V. hesabına yatırıldığı görülmüştür. Bilirkişi tarafında satış tarihi itibariyle 32.000.00-YTL değer biçilen taşınmaz için davalı alıcı 31.500.00-YTL yatırdığını ispatladığına göre taşınmazın değeri olarak tapuda bildirilen 9.000.00-YTL'nin kabulü ile tasarrufun İİK'nun 278/2 maddesi gereğince iptali isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de; takip konusu alacağın 31.884.63-YTL'lik kısmı Ankara 31.İcra Müdürlüğü'nün 2005/10678 esas sayılı takip dosyası üzerinden 3.5.2006'de tahsil edilmiştir. Bakiye alacak yönünden ise dava dışı takip borçlusu Veysel ürün'ün 06 AG ..... - 06 V ..... ve 06 AD .... plakalı araçları üzerine davacı alacağı için 18.10.2005 ve 23.11.2005 tarihlerinde haciz konulmuştur. O halde hacizli araçların bakiye borcu karşılayıp karşılamadığı araştırılmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden ötürü hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar M.V. ve M.C.'ya ayrı ayrı geri verilmesine, 3.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

danışan

Şirket hisse oranına yapılacak olan kıymet takdiri borcu fazlasıyla karşılar niteliktedir.Benim anlayamadığım şahsıma ait olan şirket hissesinin varlığı sürdükçe ve icrai haciz yapılmadan borçlunun aciz hali nasıl kanıtlanır?Tüm bunlar şartları tam olarak yerine getirilmeden alınacak olan bir geçici veya kesin aciz vesikasına itiraz hakkını doğurmaz mı?  Saygılarımla.

Avukat

Alıntı YapBenim anlayamadığım şahsıma ait olan şirket hissesinin varlığı sürdükçe ve icrai haciz yapılmadan borçlunun aciz hali nasıl kanıtlanır?Tüm bunlar şartları tam olarak yerine getirilmeden alınacak olan bir geçici veya kesin aciz vesikasına itiraz hakkını doğurmaz mı?

Elbette şartları oluşmadan aciz vesikası alınırsa, siz icra müdürlüğünün bu işleminin ve verilen aciz vesikasının iptali için icra mahkemesine müracaat edebilirsiniz. Mahkeme, şayet olay tam da anlattığınız gibiyse, hukuka aykırı olarak verilen aciz vesikasını iptal edecektir. Kolay gelsin...

danışan

Sn.Kaçar
Sorularıma yanıt verdiğiniz ve bilgileriniz için teşekkür ederim.
Saygılarımla.

danışan

Sn.Kaçar
Davacı taraf geçici aciz belgesini tapu ve araç kaydına rastlanmadı şeklinde almış.Fakat ne bankalar ne de tarafıma ait olan şirket hissesi hakkında bir araştırma yaptırmamış.Ben mal varlığı beyanında bulundum ve borcu karşılar şekildeki şirket hissesini beyan ederken belirttim.Ayrıca geçici aciz vesikasına da itiraz ettik.
Şimdi davacı taraf usulüne uygun bir geçici aciz belgesi almış durumda mıdır?

Avukat

Alıntı YapDavacı taraf geçici aciz belgesini tapu ve araç kaydına rastlanmadı şeklinde almış.Fakat ne bankalar ne de tarafıma ait olan şirket hissesi hakkında bir araştırma yaptırmamış.Ben mal varlığı beyanında bulundum ve borcu karşılar şekildeki şirket hissesini beyan ederken belirttim.Ayrıca geçici aciz vesikasına da itiraz ettik.
Şimdi davacı taraf usulüne uygun bir geçici aciz belgesi almış durumda mıdır?

Yukarıda da belirttiğim gibi, aciz vesikası dava sonuna kadar mahkemeye sunulabilir. Alınan geçici aciz vesikasına itiraz ettiğinizi söylüyorsunuz. İcra dairesince düzenlenmiş olan bu belge mahkemece iptal edileceği ana kadar geçerli sayılacaktır. Dolayısıyla alacaklı şeklen de olsa dava şartını yerine getirmiş durumdadır. Belge iptal edilirse (ki anlattığınız durumda iptal edilme ihtimali çok yüksektir) o zaman tasarrufun iptali davasını görüşen mahkeme tarafından davacıya aciz vesikasını sunması için yeniden süre verilecektir. Kolay gelsin...

danışan

Sn.Kaçar
Yeniden süre verecek derken şunu mu anlamalıyım?
Bir mal beyanı var ve borcu karşılar nitelikteki şirket hissesi mevcut.Yani alacaklı taraf, hisseyi nakte çevirmeden veya hisse ile ilgili icrai işlemleri başlatıp sonuca ulaşmadan yeniden aciz vesikası alamaz.
Saygılar.

Avukat

Alıntı YapYeniden süre verecek derken şunu mu anlamalıyım?
Bir mal beyanı var ve borcu karşılar nitelikteki şirket hissesi mevcut.Yani alacaklı taraf, hisseyi nakte çevirmeden veya hisse ile ilgili icrai işlemleri başlatıp sonuca ulaşmadan yeniden aciz vesikası alamaz.

Geçici aciz vesikası iptal edilirse mahkeme yeniden süre verir. Bu aşamada şirket hissesiyle ilgili kıymet takdir işlemleri yapılır. Şayet belirttiğiniz gibi borcu karşılar nitelikteyse, bu hisse paraya çevrilmediği sürece elbette alacaklı aciz vesikası alamayacaktır. Kolay gelsin...

danışan

Sn.Kaçar
Soruma cevap verdiğiniz için öncelikle teşekkür ederim
Sahip olduğum şirket hissesinin bir menkul mal sayılmama gibi bir durumu olabilir mi?Yani şirket hissesinin kabul edilmemesi söz konusu mudur ? Belirttiğim gibi üzerime kayıtlı taşınır veya taşınmaz yok ve sadece belirli bir yüzdeye sahip (borcu karşılar tutarda) hisse var.
Saygılarımla.

Avukat

Alıntı YapSahip olduğum şirket hissesinin bir menkul mal sayılmama gibi bir durumu olabilir mi?Yani şirket hissesinin kabul edilmemesi söz konusu mudur ?

İçiniz rahat olsun, böyle bir ihtimal söz konusu değil. Şirket hissesiyle ilgili haciz ve paraya çevirme işlemleri İcra ve İflas Kanunu'nda yer alan aşağıdaki hükümlere istinaden yapılacaktır. Kolay gelsin...


    İştirak halinde tasarruf edilen mallar :
     Madde 94 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/52 md.)
    Bir intıfa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi, yerleşim yerleri bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun muayyen bir taşınmazdaki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra memuru haciz şerhinin taşınmazın kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar. (Ek cümleler: 17/7/2003-4949/25 md.) Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline bildirilir. Bu durumda haczedilen payların devri, alacaklının haklarını ihlâl ettiği oranda batıldır. Haczedilen payların satışı, taşınır malların satışı usulüne tâbidir. Diğer taşınırlarda icra dairesi başkasına devre mâni tedbirleri alır. (Mülga üçüncü cümle: 17/7/2003-4949/25 md.)
    Borçlunun reddetmediği miras veya başka bir sebeple iktisap eyleyip henüz tapuya veya gemi siciline tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu namına tescili alacaklı tarafından istenebilir. Bu talep üzerine icra dairesi alacaklının bu muameleyi takip edebileceğini tapu veya gemi sicili dairesine ve icabında mahkemeye bildirir.
    Borçlunun zilyed bulunduğu bir taşınmaz üzerindeki fevkalade zamanaşımı ile iktisabını istemek hakkının haczedilmesi halinde, icra dairesi zilyedliğin başkasına devrine mani olacak tedbirleri alır ve alacaklıya bir ay içinde taşınmazın borçlusu adına tescili için dava açması yetkisini verir. Mahkemenin tescil kararı ile taşınmaz bu alacaklı lehine mahcuz sayılır.
    İkinci fıkra hükmü, almaya hak kazandığı veya almakta bulunduğu emekli veya yetim maaşını istifa için icap eden yoklama muamelesini yaptırmıyanlar hakkında yetkili makama bildirmek suretiyle tatbik olunur.
    Alacaklının bu sebeple yapacağı kanuni masraflar ayrıca takip ve hükme hacet kalmaksızın dairece borçludan tahsil olunur.

    Paraya çevirmenin diğer tarzı. İştirak halinde mülkiyet hisseleri:
     Madde 121 – Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi yukarki maddelerde gösterilmeyen başka nevi malların satılması lazımgelirse icra memuru satışın nasıl yapılacağını tetkik merciinden sorar.
    Merci, yerleşim yerleri malüm olan alakadarları davet ve gelenlerini dinledikten sonra açık artırma yaptırabileceği gibi satış için bir memur da tayin edebilir, yahut iktiza eden diğer bir tedbiri alabilir.

danışan

Sn.Kaçar
Limited şirket ortağının şahsi alacaklısı şirket hissesini haczederse diğer ortak veya ortakların şirketin infisahını engellemek veya şirketin tüzel kişiliğini ve devamlılığını korumak (ki burada borçlu şirket değil sadece ortaklardan biridir) için ne gibi önlemler alabilir?Şirket hissesini satıp paraya çevirmek kolay mıdır?Bir gayrimenkul gibi alıcı bulabilir mi?(ki günümüzde şirketlerin mali yapıları bazen tahmin edilemeyen borçlar da çıkarabilir)Diğer ortakların borçlu ortağın hissesine düşen meblağı vererek ortaklıktan çıkarma yetkisi var mıdır?Şirket borçlu ortağa isabet eden payın değerini kendi belirleyebilir mi?Bu arada oldukça detaylı bilgiler verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.