Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

17 Nisan 2024, 00:45:29

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,820
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 81
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 77
Total: 77

İcra takibi neticesinde tahsil edilemeyen karşılıksız çekte bankanın sorumluluğu

Başlatan Avukat, 04 Eylül 2012, 03:20:04

« önceki - sonraki »

Avukat

5941 Sayılı Çek Kanunu'nun konuyla ilgili 2. maddesinin ilk dört fıkrası aynen şu şekildedir:

     (1) Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.
     (2) Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kayıtlarını, açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye'de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri, talebi hâlinde hamile verilir.
     (3) Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz. Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkâr olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda bankaya yazılı beyanda bulunur. Tüzel kişiler adına verilecek beyannamede ayrıca, tüzel kişinin yönetim organında görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kişilerin çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı belirtilir.
     (4) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı bulunan gerçek kişinin, yönetim organında görev yaptığı, temsilcisi veya imza yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri verilmez.


Konuyla ilgili emsal Yargıtay Kararları aşağıdadır:


T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E:2001/8360
K:2002/509
T:28.01.2002

Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesince verilen 13.2.2001 tarih ve 1998/1296-2001/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın, dava dışı Merkez Telekominikasyon İletişim Tic. Ltd. Şti. müdürü olduğunu söylenen Hacı Demir isimli kişiye gerekli araştırmayı yapmadan, sahte belgelere rağmen çek hesabı açtığını, dava dışı şirkete mal satan müvekkiline verilen iki çekin karşılığı bulunmadığını, çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmayan davalının kusurlu eylemi sonrası müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, toplam 6.900 USD.nın 8.9.1998 tarihinden itibaren %98 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yetkili hamil olmaması nedeniyle dava açma hakkı bulunmadığını, çek hesabı açılırken gereken dikkat ve özenin gösterildiğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına gore, davalı bankanın çek karnesi verilmesi için gerekli olan belgeleri dava dışı şirketten talep ettiği, ancak bunların sıhhati konusunda yeterli araştırmayı yapmadığı, davalı bankanın gerekli araştırmayı yapmaksızın sahte olduğu anlaşılan ikametgah belgesinden hareketle gerektiğinde Ticaret Sicilinden soruşturma yaparak sahteliğini tespit edebileceği ve çek karnesi vermeyeceği icin davacının zararının doğmasına engel olmasının mümkun olacağı, bununla birlikte davacının da ilk defa ticari ilişkide bulundugu bir firma hakkında gereklı arastırmayı yapmayarak basiretli davranmadığı, dava konusu olayda tarafların %50şer oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, 953.200.500 liranın 28.9.1998 dava tarihinden itibaren %80 ve değişen oranlarda avans işlemlerine uygulanan faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin cevabi temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda davacı vekilinin süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yonunden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince; Dava, davalı muhatap bankanın çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmaması ve bu hesaptan keşide edilen çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, çek hamilinin uğradıgı zararın tazmini istemine iliskindır. Çek hesabı acan muhatap bankanın, hesap sahibinin sadece adresi üzerinde araştırma yapması yeterli değildir. Adına çek hesabı açılan dava dışı şirketin ticari itibarı ve ekonomik durumu konusunda yeterli araştırmayı yapmayan davalı muhatap bankanın kusurlu bulunmasına ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 4.960.000 TL. harcın davacıdan alınmasına, 51.500.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.1.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD - 1999/6 - Sayfa:871



T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E:2000/5272
K:2000/6281
T:03.07.2000

Taraflar arasındaki davanın İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 10.12.1999 tarih ve 1998/2500 - 1999/1121 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın Şirinyer Şubesinin 32002890 nolu çek hesabına ticaret ünvanı basılı olarak verdiği çeklerden birinin keşideedilerek müvekkiline verildiğini 20.000.000.000.- lira bedelli çeki alan müvekkilinin çek bedelinin yüksek olması nedeniyle, davalı bankaya bu çek hesabının iyi işleyip işlemediğini sorduğunu, hesabın iyi işlediğinin bildirildiğini, çekin tahsili için bankaya ibrazında karşılığının olmadığı ve keşideci şirketin hayali bir şirket olduğunu öğrendiğini, 3167 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca, bankaların çek hesabı açarken dikkat ve özen göstermesi gerektiğini, davalının bu ozeni yerine getirmediğini ileri sürerek, 20.000.000.000.- lira'nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müşteriye verilmiş çek kocanının yenilenmesi uzerine yanlıslığın farkedildiginı, yüksek meblağlı çek alan davacının keşidecinin durumunu araştırması gerektiğini ve asıl kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davalı bankanın 3167 sayılı çek Kanunu'nun 2 nci maddesi hükmüne aykırı davranmak sureti ile çek karnesi verip çek hesabı açtığından dolayı davacının zarara uğradığı ve bu kusurlu davranışı nedeniyle, davacının 20.000.000.000.- lira'lık zararının olduğu, bu olaydan dolayı davacının da çek keşidecisinin durumunu araştırmadığından esit oranda kusurlu olduğunun saptandığı, raporun hükum kurmaya yeterli bulunduğu gerekçesiyle, davanın 10.000.000.000.- lira'lık kısmının kabulüne, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 360.000.000.- lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 03.07.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
E:2009/3259
K:2009/4335
T:13.10.2009

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:

Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, toplanan ve değerlendirilen deliller ile hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Haksız fiilden kaynaklanan davalarda davanın kabulüne veya kısmen kabulüne karar verilebilmesi için sadece zararın ve B.K'nun 41. maddesinde öngörülen diğer haksız fiil unsurlarının kanıtlanması yeterli değildir. Bunlar yanında ayrıca ve özellikle haksız fiilin sorumluluğunun zorunlu unsurlarından olan uygun illiyet bağını kanıtlama yükü 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü dikkate alındığında davacı taraf üzerindedir.

Somut olaya gelince; davacı taraf davalı bankanın müşterisinden bir adet çek aldığını, çekin tahsili için muhatap bankaya ibraz edildiğinde karşılığının bulunmadığını öğrendiğini, bunun üzerine davalı bankanın dava dışı müşterisi olan borçlu hakkında icra takibi başlattığını, borçlu adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mal bulunamaması nedeniyle haciz işlemi yapamadıklarını, davalı bankanın çek keşidecisinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde özen göstermediğini, gerekli araştırmayı yapması halinde çek karnesi veremeyeceğini, bu durumda anılan çek nedeniyle zarara uğramalarının söz konusu olmayacağını öne sürerek dava açmıştır. Yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında, somut olayda davacı tarafın zararının, davalı bankanın kanun ve yönetmeliklerin kendine yüklediği basiretli ve itinalı davranma yükümlülüğünü yerine getirmeden dava dışı kişiye çek karnesi vermesinden kaynaklandığını davacı taraf kanıtlamak zorundadır.

Davacı tarafından gösterilen ve bu doğrultuda toplanan deliller doğrudan ve uygun illiyet bağını kanıtlamaya yeterli değildir.

Hal böyle olunca, az yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, toplanan delillere göre kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 337,80 TL harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 13.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.



T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1998/3999
K:1998/5855
T:22.09.1998

   Taraflar arasindaki davadan dolayı Ankara Asliye 5. Ticaret Mahkenesi'nce verilen 5.2.1998 tarih ve 159-25 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
   KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı S. ve E. T. adlı kişilerden alacağına karşılık referans da alınmak suretiyle muhatadı davalı banka ve keşidecisi "F. S. Sıhhi Kağıt Tic. Ltd." olan ( 1.190.000.000 ) lira meblağlı iki adet çek aldığını, bilahare çeklerin karşılıksız çıktığı gibi çek borçluları aleyhine girişilen icra takiplerinden de sonuç alınamadığını, yapılan incelemede, çek hesabının E. T. adına olduğu halde, çeklerin adı geçen şirket adına düzenlendiğinin, esasen böyle bir şirketin hiç mevcut olmadığının anlaşıldığını, davalı bankanın çek verirken gerekli özen ve dikkati göstermediği için müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, bu meblağın reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
   Davalı vekili cevabında, müvekkili bankada "F. S. Sıhhi Kağıt Tic.E. T." adına açılan hesabın düzenli işlemesi üzerine çek karnesi verildiğini, bir müddet bu hesaba keşide edilen çeklerin de muntazaman ödendiğini, bilahare bir çekin karşılıksız kalması üzerine sehven şirket adına çeklerin düzenlendiğinin farkedilerek elde mevcut çek yapraklarının hemen geri alındığını, bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, esasen çek keşidecisi ile kömur ocağı hafrıyat işi nedeniyle akti ilişki bulunan davacının keş keşidecisinin şirket olmadığını bildiğini, çekleri kabul ederken gerekli özenle ve araştırmayı yapmayan davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
   Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, çek hesabının baştan beri şirket hesabına açıldığı, bu hususun banka çalışanlarının beyanı ve şirket olarak keşide olunan başkaca çeklerin ödenmiş olması ile doğrulandığı, oysa boyle bir şirket mevcut olmayıp hayali şirket adına hesap açılmış olduğu, davacının diğer ilgililer aleyhine giristiği icra takibinın de sonucsuz kaldıgı, davacıya izafe olunacak müterafık kusur bulunmadığı, bu itibarla ceza davası neticesinin de beklenilmesine gerek görülmediği, davalının çek bedelleri kadar uğranılan zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
   Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
   1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
   2- Ancak davada hayali şirket hesabına çek defteri verilmesi suretiyle zarara uğranıldığı ileri sürülmüş olup, davalı cevap dilekçesinde, davacı tarafın, bankada çek hesabı bulunan F. S. Kâğıt Tic. E. T. ile hafrıyat sözleşmesi yaptığını, bu nedenle daha baştan çeki alırken böyle bir şirket olmadığını bildiğini savunmustur. Davanın özüne etkide bulunacak böyle bir savunma uzerine mahkemece, davalıdan ve varsa davacıdan bu husustaki mukabil delilleri sorularak toplanması ve değerlendirilmesi gerekırken, bu hususun gozden kacırılması dogru olmadığı gibi, tacir olan davacının basiretli davranıp, kabul ettiği çeklerin güvenilirliğini, keşideci gözüken şirketin sermaye durumunu, çeklerin imzalarının şirketi temsile yetkili kişilerce atılıp atılmadığını araştırması ve çek yanında şahsi veya ayni güvenceler alması gerekirken, ( Nitekim Dairemizin 20.1.1997 tarih, 1996/6710-.16 sayılı kararın da bu ilkeler benimsenmiştir ) bu hususları yerine getirmediği için kusurlu olduğunun düşünülmemesi doğru olmamıştır.
   Öte yandan, yine Dairemiz kökleşmiş inançlarına göre, davacının diğer çekte imzası bulunan sorumlular hakkında tüm hukuki yolları tüketmiş olması zorunlu olup, davacı tarafından bu şekilde girişilen icra takiplerinin adres tahkiki safahatinde olduğu anlaşılmakla, takiplerin tamamen semeresiz kaldığından da söz etmek mümkün değildir.
   SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.9.1998 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.



T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E:2007/6459
K:2007/8597
T:25.06.2007

Davacı Övün vekili tarafından, davalı Y... K... Bankası A.Ş. ve diğerleri aleyhine 02.02.1999 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.10.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, kendisine ait sürücü belgesi kullanılarak davalı Necati tarafından düzenlenen sahte belgeler ve A... Üçüncü Noterliği'nde tanzim edilen imza onayı ile davalı Y... K... Bankası A.Ş.'nin A... Şubesinde çek hesabı açtırıldıgını, kullanılan çeklerin karşılıksız çıkması üzerine hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmalar yapılıp, ceza davaları açıldığını, işyerine gönderilen bildirimler ve çevrede yapılan araştırmalar nedeniyle onurunun incindiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece, zararın davalı Necati'nin haksız ve hukuka aykırı eyleminden doğduğu, diğer davalıların olayda kusurları bulunmadığından sorumluluklarının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davalı banka ve noter M.Y. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının kaybolan sürücü belgesi davalı Necati tarafından ele geçirilmiş, resmi değiştirilerek ve bu kimlik ile ikametgah ilmühaberi alınarak davalı notere imza onayı için başvurulmuştur. Noter tarafından üzerinde tahrifat yapılmış sürücü kimliği esas alınarak imza onayı düzenlenmiştir. Davalı bu imza onayı ile birlikte kimliğin fotokopisi, ikametgah ilmühaberi ve Nüfus Cüzdan Örneği fotokopisini ibraz ederek davalı banka şubesinden çek hesabı açılması talebinde bulunmuş ve talebi yerinde görülerek açılan çek hesabından 10.07.1998 tarihinde çek karnesi verilmiştir. Davalı Necati'nin imzaladığı çeklerden biri karşılıksız çıkmış ve davacı hakkında karşılıksız çek düzenlemek nedeniyle işlemler yapılmıştır. Davacının bu şekilde durumu öğrenip davalı banka şubesine başvurması üzerine, davalı banka tarafından bu konuda Merkez Bankası'na bildirimde bulunulmuştur.

Davalılardan M.Y., A... Üçüncü Noteridir. 1512 sayılı Noterlik Kanu-nu'nun 1. maddesine göre, noterlik bir kamu hizmeti olup, noterler hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar. Anılan Yasa'nın 90. maddesinde, hukuki işlemlerin altındaki imzanın onaylanmasının imzayı atan şahsa ait olduğunun bir şerhle belgelendirilmesi şeklinde yapılacağı, 92. maddesinde ise, onaylama şerhinin işlemin yapıldığı yer ve tarihi, ilgilinin kimliği, adresi ve vergi kimlik numarasını, noter ilgiliyi tanımıyorsa, kimliği hakkında gösterilen ispat belgesini ve işleme katılanların ve noterin imza ve mührünü taşıması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Sahte kimlik ile davalı tarafından imza onayı yapıldığı anlaşılmaktadır. İşlem yapılırken imza onayı yapılan kişinin kimliğini ispat için sunduğu belgenin incelenmesinde kamu hizmeti yapan noterlerin gerekli tüm dikkat ve özeni göstermeleri gerekir. Olayımızda kamu hizmetinin gerektirdiği özenin gösterilmemiş olması sonucu, davacı adına düzenlenen karşılıksız çekler nedeniyle davacı iş ve sosyal çevresinde zor durumda kalmış, onuru incinmiştir.

Davalı Y... K... Bankası A.Ş.'nin durumuna gelince; Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki 3167 sayılı Yasa'nın 2. maddesi gereğince; bankalar, çek hesabı açmak maksadıyla bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını, TC. Merkez Bankası'nca 9. maddeye göre bankalara yapılan duyumlar çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırırlar, ayıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler, aynı Yasa'nın 3. maddesine göre ise; bankalar çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde TC. Merkez Bankası'na bildirmek zorundadır. Ayrıca Bankalar Yasası'nda da banka mudi-lerinin kimliklerinin gerçeğe uygun tespit edilmesi konusunda düzenleme mevcuttur. Açıklanan yasal düzenlemeler gözetildiğinde, davalı bankanın, çek hesabı açtıran şahsın kimlik bilgilerine ilişkin belgelerin asıllarını istemeden, sosyo-ekonomik durumu hakkında gerekli araştırmayı yapmadan kendisine çek karnesi verdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davalı Necati çek karnesi alarak bu çekleri de kullanmış ve davacı hakkında karşılıksız çek düzenlemekten yasal işlemler yapılmıştır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile olayların gelişimine göre davalılar Y... K... Bankası A.Ş. ve M.Y.'nin dava konusu olayların meydana gelmesine eylemleriyle neden oldukları gözetilerek sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken, sorumluluğu gerektirir eylemleri bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.