Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

25 Nisan 2024, 13:34:49

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 101
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 74
Total: 74

Sulh Olma

Başlatan alpercan, 17 Eylül 2012, 18:25:37

« önceki - sonraki »

alpercan

Merhaba,

Bir kavga sonucu sanık sıfıtında asliye ceza mahkmesinde TCK 86/1, 3-c, 87/3, ve 53/1 maddelerinden yargılanacağım. Mahkeme öncesinde müşteki ile kendi aramızda sulh olduk. Mahkemeye sulh olduğumuza dair bir dilekçe sunacağız.Cumhuriyet savcılığının iddeanamesinde davacı K.H. yazıyor. Bu heralde kamu davası oluyor. Müşteki ile sulh olmamız mahkeme sonucunu etkiler mi ? İnternetten sulh sözleşmesi diye bi sözleşme öreği buldum. Burada '' bu sözleşmenin mahkeme kararı haline getirilmesini kabul ettiğimizi beyan ve taahhüt ediyoruz'' diye ibare geçiyor. Bu sözleşmeyi kendi aramızda imzalayıp mahkemeye sunabilirmiyiz veya nasıl bir dilekçe vermeliyim. Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

Avukat

Merhabalar. Yargılandığınız maddeler aşağıdadır. Bu suç şikayete tabi değildir. Yani hakkınızda kamu davası açıldığından, şikayetten vazgeçilmiş olması sadece hakimin takdir hakkını olumlu olarak etkilemek gibi sınırlı bir etkiye sahip olacaktır; bunun dışında sulh olmanız ceza almanızı engellemeyecektir.

Alıntı Yapİnternetten sulh sözleşmesi diye bi sözleşme öreği buldum. Burada '' bu sözleşmenin mahkeme kararı haline getirilmesini kabul ettiğimizi beyan ve taahhüt ediyoruz'' diye ibare geçiyor. Bu sözleşmeyi kendi aramızda imzalayıp mahkemeye sunabilirmiyiz veya nasıl bir dilekçe vermeliyim.

Mahkemeye sunacağınız dilekçede sulh olunduğunun ve şikayetten vazgeçildiğinin belirtilmesi yeterli olacaktır. Mağdurun/şikayetçinin duruşmaya katılarak yazılı beyanını tekrarlaması da gerekecektir. Bana soracak olursanız, mutlaka bir avukatla anlaşmanızı ve avukatınızın yönlendirmeleri istikametinde hareket etmenizi tavsiye ederim. Kolay gelsin...


    Madde 86 - (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
   
    (2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
   
    (3) Kasten yaralama suçunun;
   
    a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
   
    b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
   
    c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
   
    d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
   
    e) Silahla,
   
    İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

    Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
   
    Madde 87 - (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
   
    a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
   
    b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
   
    c) Yüzünde sabit ize,
   
    d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
   
    e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

    Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.(1)
   
    (2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
   
    a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
   
    b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
   
    c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
   
    d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
   
    e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
   
    Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
   
    (3) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/4 md.) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
   
    (4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

    Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
   
    Madde 53 - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
   
    a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
   
    b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan,
   
    c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
   
    d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
   
    e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
   
    Yoksun bırakılır.

   
    (2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
   
    (3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
   
    (4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
   
    (5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
   
    (6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.