Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Mart 2024, 15:58:44

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,818
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 103
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 80
Total: 80

Eski dostlar düşman olmuştu, şimdi barışa doğru yürüyorlar: Türk-Ermeni açılımı!

Başlatan kilimanjaro, 01 Eylül 2009, 21:44:26

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

İşte tarihi Ermenistan mutabakatının detayları

Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin geliştirilmesi, iki tarafça dün paraf edilen "Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol" ile kararlaştırıldı. 
 
İki ülke arasında dün diplomatik ilişkilerin kurulmasına dair protokol ile birlikte paraf edilen ilişkilerin geliştirilmesi protokolü, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkileri her alanda geliştirmeYi hedefliyor ve bu çerçevede bazı somut adımlar atıyor.

Bu adımların başında, ortak sınırın, protokolün yürürlüğe girmesinden sonraki iki aylık bir süre içinde açılması yer alıyor. İki ülke ayrıca çeşitli alanlarda ve düzeylerde komisyonlar kurmayı kararlaştırırken, uluslararası uzmanların da katılımıyla tarihsel boyuta ilişkin bir alt komisyon kuruluyor.

-PROTOKOLÜN METNİ-

"Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti,

Aynı gün imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması Protokolü rehberliğinde,

İkili ilişkilerini karşılıklı çıkarlara saygı ve güven temelinde geliştirme hedeflerini göz önünde bulundurarak,

İkili ilişkilerini iki ülkenin ortak çıkarları temelinde, siyasi, ekonomik, enerji, ulaştırma, bilimsel, teknik, kültürel ve diğer alanlarda geliştirmeye ve ilerletmeye kararlı olarak,

Uluslararası ve bölgesel örgütlerde işbirliğinin, iki ülke arasında özellikle BM, AGİT, Avrupa Konseyi, Avrupa-Atlantik İşbirliği Konseyi ve KEİ kapsamında geliştirilmesine destek vererek,

İki devletin, bölgede demokratik ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanması, bölgesel istikrar ve güvenin arttırılması için işbirliği yapmak yönündeki ortak amaçlarını dikkate alarak,

Bölgesel ve uluslararası uyuşmazlık ve çatışmaların uluslararası hukuk ilkeleri ve normları temelinde barışçı şekilde çözümlenmesi hususundaki taahhütlerini tekrarlayarak,

Terörizm, sınır aşan örgütlü suçlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi bölgeye ve dünya güvenliği ve istikrarına yönelik ortak güvenlik tehditleri konusunda uluslararası toplumun eylemlerini güçlü şekilde desteklemeye hazır olduklarını yeniden vurgulayarak,

1. Bu Protokolün yürürlüğe girmesinden itibaren 2 ay içerisinde ortak sınırın açılması hususunda anlaşmışlardır,

2. Her iki ülkenin Dışişleri Bakanlıkları arasında düzenli siyasi istişare gerçekleştirilmesi,

İki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelemesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması,

İki ülke arasında mevcut ulaştırma, iletişim, enerji altyapısı ve şebekelerinden en iyi şekilde istifade edilmesi ve bu yönde tedbirler alınması,

İki ülke arasında işbirliğini güçlendirmek amacıyla ikili hukuki çerçevenin geliştirilmesi,

İlgili kurumlar arasında ilişkilerin desteklenmesi ve uzman ve öğrenci değişimini teşvik etmek yoluyla bilim ve eğitim alanlarında işbirliği yapılması ve iki tarafa ait kültürel mirasın korunması ve ortak kültürel projelerin başlatılması amacıyla harekete geçilmesi,

İki ülkenin vatandaşlarına gerekli yardımı ve korumayı sağlayabilmek için 1963 tarihli Konsolosluk İlişkilerine dair Viyana Sözleşmesi uyarınca konsolosluk alanında işbirliği tesis edilmesi,

İki ülke arasında ticaret, turizm ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla somut tedbirler alınması,

Çevre konularına ilişkin diyalog kurulması ve işbirliğinin güçlendirilmesi,

hususlarında anlaşmışlardır.

3. Ayrıca, bu Protokol'ün 2. işlem paragrafında ifade edilen yükümlülüklerin hızlı bir şekilde uygulanmasını teminen, ayrı alt komisyonları da kapsayan Hükümetlerarası bir ikili Komisyon'un kurulması hususunda anlaşmışlardır. Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere işbu Protokolün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra iki Dışişleri Bakanı başkanlığında bir çalışma grubu oluşturulacaktır. Bu çalışma kuralları, işbu Protokol'ün yürürlüğe girmesini izleyen 3 ay içerisinde Bakanlar seviyesinde onaylanacaktır. Hükümetlerarası komisyon anılan çalışma kurallarının kabul edilmesinin hemen ardından ilk toplantısını gerçekleştirecektir. Alt komisyonlar bu andan itibaren en geç 1 ay içerisinde çalışmalarına başlayacak ve görevlerini tamamlayana dek ara vermeden çalışacaklardır. Uygun olması halinde alt-komisyonlara uluslararası uzmanlar da katılacaktır."

-PROTOKOLÜN EK BELGESİ-

Söz konusu protokolün ek belgesinde de uygulamaya ve ilişkilerin nasıl geliştirileceğine dair unsurlar ve zaman çizelgesi yer alıyor.

Ek Belge'ye göre:

"Atılacak adımlar:

1. Ortak sınırın açılması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra iki aylık bir süre içinde

2. İki Dışişleri Bakanının başkanlığında, hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere bir çalışma grubunun oluşturulması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra

3. Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra 3 aylık bir süre içinde

4. Hükümetlerarası komisyonun ilk toplantısının düzenlenmesi: Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanmasından hemen sonra

5. Aşağıdaki alt komisyonların çalışmaya başlamaları:

-siyasi istişare alt komisyonu;

-ulaştırma, iletişim ve enerji altyapı ve şebekeleri alt komisyonu;

-hukuki konulara ilişkin alt komisyon;

-bilim ve eğitim alt komisyonu;

-ticaret, turizm ve ekonomik işbirliği alt komisyonu;

-çevre sorunlarına ilişkin alt komisyon; ve

-tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması: (Bu diyalogda Türk, Ermeni ve İsviçre temsilcileri ile diğer uluslararası uzmanlar da yer alacaklardır.)

Hükümetlararası komisyonun ilk toplantısından en geç bir ay sonra."

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=887241
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Türkiye ile Ermenistan, diplomatik ilişkileri kurmak amacıyla iç siyasi istişarelere başlayacakları yönündeki açıklama, tüm dünyada yankılandı. Yabancı medyada "Onyıllarca devam eden güvensizlikten sonra yakınlaşıyorlar", "Yüzyılık düşmanlık, dünyanın en acı çekişmelerden biri", "Görüşmeler hala birçok tehlikeyle karşı karşıya", "Önemli bir adım", "Onarılması zor bir çatlağın üstesinden geliyorlar", "İki ülke sınırları açma eşiğinde", "Futbol odaklı diplomasi. Ankara Sarkisyan maça gelsin diye sürpriz adımlar atıyor" gibi yorumlar yapılıyor.

NEW YORK TİMES: "YÜZYILIK DÜŞMANLIK, DÜNYANIN EN ACI ÇEKİŞMELERDEN BİRİ"

"Aralarındaki yüzyılık düşmanlığı, dünyanın en uzun süren ve acı uluslararası çekişmelerden biri olan Türkiye ve Ermenistan, diplomatik ilişkileri kurma konusunda anlaştı."

TİMES: "GÖRÜŞMELER HALA BİRÇOK TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYA"

"Görüşmeler hala birçok tehlikeyle karşı karşıya, özellikle Ermenistan'ın, Türkiye'nin Ermeni soykırımının uluslararası toplum tarafından tanınması kampanyası. Sayın Sarkisyan'ın ihtilafın çözümü bozmayacağını söylese de Türkiye'de katliama ilişkin milliyetçi duygular hala çok yoğun. Ermenistan ile diplomatik ilişkilerin kurulması Türkiye'nin AB üyelik şansını artıracak."

TRİBUNE DE GENEVE: "ÖNEMLİ BİR ADIM"

"Ermenistan ve Türkiye, diplomatik ilişkileri kurmak ve sınırlarını açmak için bir mutabakata vardıklarını açıkladılar. Bu, on yıllarca devam eden güvensizlik ve karşılıklı suçlamalardan sonra iki komşuyu barıştırmaya yönelik önemli bir adım."

WALL STREET JOURNAL: "ONARILMASI ZOR BİR ÇATLAĞIN ÜSTESİNDEN GELİYORLAR"

"Ermenistan ve Türkiye, Osmanlı döneminde Ermenilerin katliamının damgasını vurduğu, görünürde onarılması çok zor bir çatlağın üstesinden gelerek diplomatik ilişkilerin kurulmasına yönelik nihai görüşmeler konusunda mutabık kaldılar."

BBC: "ONYILLARCA GÜVENSİZLİKTEN SONRA YAKINLAŞIYORLAR"

"Türkiye ve komşusu Ermenistan, her iki taraftaki on yıllarca devam eden acı güvensizlikten sonra diplomatik bağları kurmaya daha yakınlaştı."

EL PAİS: "İKİ ÜLKE SINIRLARI AÇMA EŞİĞİNDE"

"Ermenistan ve Türkiye, diplomatik ilişkileri kurmaya daha yakın. Yüzyıla yakın bir süre devam eden düşmanlığın ardından iki ülke, ayrılıkların üstesinden gelmek ve sınırlarını açma eşiğinde."

NOVOSTİ: "İSVİÇRE'NİN ARABULUCULUĞUNDA ANLAŞTILAR"

"Türkiye ve Ermenistan, İsviçre'nin arabuluculuğundaki görüşmelerde diplomatik ilişkilerin kurulmasına yönelik iç siyasi danışmaları başlatma konusunda mutabık kaldı. İki ülke arasında, Sovyetler Birliği'nin parçalandığı 1991'den beri diplomatik ilişkiler yok."

EURONEWS: "DÜŞMAN KOMŞULAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER İYİLEŞMEYE YÜZ TUTTU"

-"Düşman komşular arasındaki ilişkiler iyileşmeye yüz tuttu. Yüzyılık acı güvensizliğin ardından yavaş iyileşmeyi başlatan gelişme, iki liderin geçen yıl Ermenistan'ın başkentindeki görülmemiş buluşması oldu."

DEUTSCHE WELLE: " SARKİSYAN MAÇA GELSİN DİYE SÜRPRİZ ADIMLAR ATILIYOR"

"Futbol odaklı diplomasi. Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleştirecek yeni gelişmeler kaydediliyor. Ankara, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın 14 Ekim'de Bursa'da oynanacak maça gelmesini sağlamak için sürpriz adımlar atıyor."

LE MONDE: "TÜRKİYE, ERMENİSTAN DİPLOMATİK İLİŞKİLERİ KURMA YOLUNDA"

"Türkiye ve Ermenistan, diplomatik ilişkileri kurma yolunda. Ankara'nın, Erivan ile, Ermenistan'ın 1991 yılındaki bağımsızlığından beri diplomatik ilişkileri yok."

AMERİKA'NIN SESİ: "İÇ SİYASİ DANIŞMA SÜRECİ BAŞLATTILAR"

"Türkiye ve Ermenistan, ilişkilerini normalleştirmek amacıyla iç siyasi danışma süreci başlattı."

(ANKA)

http://www.haber7.com/haber/20090901/Dunya-TurkErmeni-acilimini-konusuyor.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

#2
Gazeteport'un haberine göre "Azerbaycan Bugün" (Today AZ) gazetesinin haberine göre Azerbaycan Dışişleri Bakan Sözcüsü Elkhan Polukhov tarafından bugün yapılan açıklamada, "Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan sınır kapısının açılması Azerbaycan'ın ulusal çıkarlarına terstir" ifadesi kullanıldı.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Polukhov'un yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

"Azerbaycan'ın Türkiye Ermenistan sınırının açılmasına ilişkin pozisyonu Türkiye'nin üst düzey yetkililerinin yaptığı açıklamalarla zemin bulmuştur. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, örneğin, 14 Mayısta Azerbaycan Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada Türkiye-Ermenistan sınırının ancak Azerbaycan toprakları üzerindeki işgalin sona ermesiyle açılabileceğini söylemiştir. Bizim Azerbaycan olarak tutumumuz değişmeyecektir. Herşey birbirine bağlıdır ve birbirinden ayrı olarak ele alınamaz.

Elbette ki, her ülke başka ülkelerle olan ilişkilerini belirleme hakkına sahiptir, ancak şunu belirtmek isteriz ki, Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan sınır kapısının açılması Azerbaycan'ın ulusal çıkarlarına terstir."

http://www.haber7.com/haber/20090901/Azerbaycandan-protokol-icin-sert-tepki.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, komşu ülkelerle sıfır  problem ilişkisi ilkesine dayalı olarak Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek istediklerini belirterek, ''Bu normalleşen ilişkilerin kalıcı barışı getirebilmesi için Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının da bir an önce uluslararası toplumun katkılarıyla çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz'' dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la düzenlediği ortak basın toplantısında, Ermenistan'la ilişkilerin normalleştirilmesiyle ilgili soruyu yanıtlarken, uzun süredir Ermenistan'la ilişkileri normalleşme sürecini yürüttüklerini söyledi. Konuyla ilgili dün yapılan açıklamanın Kıbrıs ziyareti öncesine denk gelmesinin, Türk dış politikası adına önemli bir ilkeyi ortaya koyduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin çevresindeki bütün bölgelerde barış istediğini kaydetti.

Orta Doğu'da, Balkanlarda, Kafkaslarda ve Doğu Akdeniz'de barış istediklerini dile getiren Davutoğlu, ''Ve bu barışın ancak ve ancak kapsamlı bir çerçevede olması halinde yaşayabileceğine inanıyoruz'' dedi.

Dün, Türkiye ve Ermenistan'ın İsviçre arabuluculuğunda bir kez daha normalleşme iradesini ortaya koyduğunu belirten Bakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Biz, bu irade doğrultusunda ve daha önce deklare ettiğimiz komşu ülkelerle sıfır problem ilişkisi ilkesine de dayalı olarak Ermenistan'la ilişkilerimizi normalleştirmek istiyoruz. Ama bu ilişkilerin normalleşmesi yanında, bu normalleşen ilişkilerin kalıcı barışı getirebilmesi için Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının da bir an önce uluslararası toplumun katkılarıyla çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz.''

''YENİ BİR DÖNEM''

Dün yapılan açıklamanın önemli bir sürecin önünü açtığını kaydeden Bakan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

''Güney Kafkasya'da donmuş krizlerin çözüme kavuşturulduğu yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Hepimiz bu yeni dönemde üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirerek, küçük, günlük hesapların ötesinde kalıcı ve bölgemize barış getirecek, gerçek barışı, gerçek refahı getirecek adım atmalıyız. Biz bütün taraflardan bunu beliyoruz. Aslında Kıbrıs'a yaklaşımımız, Doğu Akdeniz'e yaklaşımız da bu yaklaşımın bir yansımasıdır. Burada da en kapsamlı kalıcı barışı gerçekleştirmek için her türlü çabayı göstermeye hazırız.''

Davutoğlu, 'Türkiye her yerde barış için çabalıyor. Kıbrıs'ta 2004 yılındaki refaranduma 'Evet' dedik. Ama karşı taraf 'evet' demedi. Tek taraflı çaba yetmiyor. Tek başımıza barış getiremeyiz. Burada barışını iki tarafı var. Hristofyas ve Talat.. Rumların da aynı kararlığı göstermesi gerekir.'

ÖNÜMÜZDE İKİ SEÇENEK VAR

Ahmet Davutoğlu, süreç sonuda önlerinde iki seçenek olduğunu söylerken'' Ya adada barış süreci başlayacak. Ya da statüko sürecek. Böyle olursa Kaybeden KKTC halkı olacaktır. İzolasyonlar sürecek. Biz Türkiye olarak KKTC halkının hakkının gözetmeye devam edeceğiz' dedi.

http://www.haber7.com/haber/20090901/Davutoglu-Iliskiler-normale-donecek.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümü amacıyla oluşturulan dört sayfalık protokol için son sözü iki ülkenin meclisleri söyleyecek. 

Bundan sonraki süreçte ise diplomatik ilişkilerin kurulması, sınırların açılması, Ermenistan'ın Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tanıması ve 1915 olaylarını araştırmak üzere bir komisyon kurulması yer alıyor. Bu çerçevede güven artırıcı bir dizi önlem alınacak. Protokolde doğrudan yer almasa da sürecin kilidini Ermeni işgalindeki Karabağ'daki çözüm süreci oluşturu- yor. Ayrıca Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunların barışçıl yollardan çözüleceği belirtiliyor.

Protokollere ilişkin siyasî istişareler, 6 hafta içinde, Türkiye-Ermenistan milli takımları arasında 14 Ekim'de Bursa'da oynanacak rövanş maçı öncesi tamamlanacak. İmzalanacak metinler, ulusal meclislerin onayına sunulacak. Ancak meclislerin onay sürecine ilişkin bağlayıcı bir zaman aralığı verilmiyor. Bir yetkilinin ifadesiyle protokollerin onay sürecini "bölgesel gelişmeler" tayin edecek. Protokollerde, iki ülke eşitlik, egemenlik, üçüncü ülkelerin iç işlerine karışmama, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı prensiplerine hem ikili ilişkilerinde hem de uluslararası ilişkilerinde uymayı taahhüt ediyor.

BÜYÜK ERMENİSTAN HAYALİNE VEDA

Protokollerin onaylanması ile diplomatik ilişki kurulacak ve karşılıklı olarak diplomatik temsilcilik açılacak. Türkiye, bir ülke ile diplomatik ilişki kurulmasını Meclis'e onaylatmış olacak. Sınır, onayın ardından iki ay içinde açılacak. Ermenistan öteden beri diplomatik ilişkilerin kurulmasını ve ortak sınırın açılmasını talep ediyor. Bunların da 'önşartsız' hayata geçirilmesini istiyor. Ankara, sınırı 1993 yılında Ermenistan'ın Karabağ'ı işgali üzerine kapatmıştı. Protokollerin hayata geçmesi ile, Ermenistan, Türkiye'nin mevcut sınırlarını, toprak bütünlüğünü tanıyacak. Böylelikle Erivan resmî olarak, 'Büyük Ermenistan' hayalinden vazgeçmiş olacak. İki ülke arasındaki sınır, 1921 tarihli Kars Anlaşması ile belirlenmişti.

METİNDE KARABAĞ YOK; AMA...

Metinlerde 'Karabağ sorunu'na ilişkin doğrudan bir ifade yok. Ancak Türkiye ile Ermenistan arasında güven ortamı oluşturulmasının ve bunun muhafaza edilmesinin, tüm bölgede barışın, güvenliğin ve istikrarın kuvvetlenmesine katkıda bulunacağı belirtiliyor. İlgili paragrafta, "güç kullanımından ya da güç kullanma tehdidinden imtina etme, anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözümü, insan haklarının ve temel özgürlüklerin korunmasının önemi" hatırlatılıyor.

1915 OLAYLARI ALT KOMİSYONA

Ankara, Ermenistan ile diplomatik ilişki kurulması için üç şart öne sürüyordu: Toprak bütünlüğünün tanınması, Ermenistan'ın Azeri topraklarındaki işgali sona erdirmesi, 'soykırım' politikalarını değiştirmesi. Erivan ise, 'soykırımın tanınmasının ilişkilerin başlamasının önünde bir önşart olmadığı'nı tekrarlıyordu. Başbakan Erdoğan, 2005'te dönemin Ermenistan lideri Robert Koçaryan'a gönderdiği mektupta, 1915 olaylarına ilişkin 'ortak tarihçiler komisyonu' kurulması önerisinde bulunmuştu.

Söz konusu komisyon, protokollerin uygulanması ile hayata geçirilecek. Tarihsel boyuta ilişkin alt komisyonun, iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde çalışacağı açıklandı. Komisyonda, Türk, Ermeni ve İsviçre temsilcileri ile diğer uzmanlar da yer alabilecek. Ermenistan da arşivlerini açacak.

UZMANLARDAN KARABAĞ UYARISI

Zaman'a konuşan Doç. Dr. Mitat Çelikpala, "Karabağ, her bakımdan kilit. Protokoller, ülkelerin iç kamuoylarında tartışılacak. Kolay bir süreç olmayacak. Asıl, Ermenistan'da nasıl tartışılacak? Ermeni Meclisi'nin tepkisi nasıl olacak?" dedi. Çelikpala, Ermeni siyasetinde etkili olan Karabağlıların geçmişte meclise silahlı baskın düzenlediklerini hatırlattı.

USAK Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner ise Ermenistan'ın işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından çekilmeden protokollerin uygulanmasının zor olduğunu belirtti. Laçiner, "Azerbaycan verilerek Ermenistan alınamaz." uyarısı yaptı. Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi Eşbaşkanı Kaan Soyak, protokolleri olumlu bulduğunu, iki tarafın endişelerinin metinlerde giderildiğini söyledi.

Güven artırıcı önlemler yolda
Türkiye ile Ermenistan arasında parafe edilen protokoller uyarınca Aralarında 'tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon'un da yer aldığı toplam 7 alt komisyon kurulacak. Siyasî istişare; ulaştırma, iletişim ve enerji altyapı ve şebekeleri; hukuki konular; bilim ve eğitim; ticaret, turizm ve ekonomik işbirliği alt komisyonları ile çevre sorunlarına ilişkin alt komisyon oluşturulacak. Alt komisyonlar, protokollerin yürürlüğü girmesinden en geç 4 ay sonra toplanacak.

'Güven artırıcı önlemler' çerçevesinde, iki ülke arasında mevcut ulaştırma, iletişim, enerji altyapısı ve şebekelerinden en iyi şekilde istifade edilmesi ve bu yönde tedbirler alınması için adımlar atılacak. Bilindiği gibi Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projelerinde Erivan by-pass edilmişti.

İlişkileri geliştirmek için uzman ve öğrenci değişimi yapılacak. İki tarafa ait kültürel miras korunacak ve ortak kültürel projeler başlatılacak. Konsolosluk alanında da işbirliği tesis edilecek. Halen Ermenistan vatandaşları, havayolu ile geldikleri Türkiye'de sınır kapılarında vize alabiliyor. İki ülke arasında uçak seferleri de bir süredir mevcut. Ticaret, turizm ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla somut tedbirler alınacak. İki ülke arasında Gürcistan üzerinden yapılan ticaretin toplam hacmi 2008'de 200 bin dolar olarak gerçekleşti. Sınırın açılmasıyla bunun 400-500 milyon dolara çıkacağı tahminleri yapılıyor.

HABER ANALİZ / SÜLEYMAN KURT ANKARA

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=887442&title=ermenistan-aciliminda-kilit-karabag
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Nevruz Memmedov, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci konusunda önemli açıklamalar yaptı. 
 
Türk basınında Azerbaycan'la ilgili yazılan yanlış haberleri okurken şoke olduklarını söyleyen Memmedov, iki ülke ilişkilerine zarar vermeyi amaçlayan bu tür haberlere Azeri ve Türk toplumunun inanmamasını istedi. Türk-Ermeni sınırı açılmadan önce Karabağ konusunda ilerleme kaydedilebileceğini de vurgulayan Memmedov, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarına atıf yaptı ve Türkiye'nin sözüne sadık kalmasının kendileri için önemli olduğunu belirtti. Ermenistan'ın Azerî topraklarını işgalinden sonra sınırların kapatıldığına işaret eden Memmedov, "Tüm dünya bunu böyle biliyor." dedi.

APA Ajansı'na açıklama yapan Nevruz Memmedov, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesine dair imzalanan protokollerin ardından Türk basınında Azerbaycan ile ilgili yanlış haberlerin yer aldığını ifade ederek, "Bu tür haberler hem Türk toplumunu hem Azeri toplumunu olumsuz etkiliyor. Her iki toplum bu tür haberleri dikkate almasın ve inanmasın." diye konuştu. Memmedov, bu haberlerin, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine zarar getirmek amacıyla yazıldığını söyledi. Nevruz Memmedov, Türkiye ile Ermenistan arasında parafe edilen protokollerin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Gürcistan ziyaretini yarım bırakarak Azerbaycan Milli Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırdığı, Azerbaycan'ın, Türkiye'yi ihanetle suçladığı ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir protokol imzalandığı yönünde Türk basınında çıkan haberleri hatırlatarak, bu tür haberlerin gerçeği yansıtmadığının altını çizdi. Söz konusu haberlerle ilgili Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç ile de görüştüklerini belirten Memmedov, Kılıç'ın da tüm bunların dikkate alınmaması gerektiğini söylediğini kaydetti. BAKÜ AA

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=888324&title=baku-sinirlar-acilmadan-karabagda-ilerleme-olabilir

Avukat

Avrupa'daki Ermeni diasporası, Türkiye ve Ermenistan arasında parafe edilen protokole sert tepki gösterdi. Erivan'ın, protokolle ilgili ken-dilerine danışmamasından rahatsız olan diaspora örgütleri, kurulacak olan tarih komisyonuyla "Ermeni soykırımını kabul et-tirme" davasının tehlikeye girdiğini savunuyor. Fakat, diasporada protokolü, büyük bir kazanım olarak yorumlayanlar da var. 
 
Avrupa Birliği kurumları nezdinde soykırım lobisi yapan Avrupa Ermeni Federasyonu, Türkiye ile Ermenistan arasında mutabık kalınan protokolle ilgili yayınladığı değerlendirmesinde anlaşmanın "Ermenistan'ın, Ermeni soykırımının uluslararası kabulü çabalarından vazgeçmesi" anlamına geldiğini bildirdi. Federasyon başkanı Hilda Çobanyan, Ermeni diasporasının, Ermenistan hükümeti gibi "siyasi danışma" sürecinin "meşru tarafları" olduğunu iddia ederek, İsviçre, Ermenistan, Türkiye tarafından yapılan üçlü açıklamanın "bu gerçeği tanımamasına" tepki gösteriyor. Öte yandan, Türkiye'nin, Ermenistan'ın şimdiye kadar sistematik olarak reddettiği ön şartlarını kabul ettirdiğini savunan Çobanyan, isim vermeden Kars Antlaşması'na referans yaparak "Türkiye'nin ön şartlarının, Ermenistan'ın bağımsızlığından çok önce imzalanan eski ve gayri meşru anlaşmaların kabulünü içerdiğinden, uluslararası hukukun temel prensiplerini ihlal ettiğini" ileri sürdü.

Protokole en sert tepki ise, Ermeni milliyetçisi sosyalist Taşnak partisinin diaspora yapılanmasından geldi. Taşnak partisinin Batı Avrupa Başkanı Murat Papazyan, dün yayınladığı değerlendirmesinde özellikle 1915 olaylarını araştırmak üzere kurulacak olan ortak komisyona tepki gösterdi. Komisyon kararıyla, Ermenilerin yanı sıra yirmi kadar ülke ve soykırım uzmanı araştırmacılar için kesin olan bir gerçeğin tartışmaya açıldığını ifade eden Papazyan, "Bu Ermeni davasına ağır bir darbedir." dedi.

'SOYKIRIM MESELESİ 20 YIL SÜREYLE DONACAK'

1915 olaylarını soykırım olarak tanıtmak için iletişime geçtikleri tüm hükümetlerin ve meclislerin artık söz konusu komisyonun sonuçlarını beklemek isteyeceklerini ileri süren Papazyan, arşivlerin açılıp incelenmesinin 20 yıl süreceğini ve bu süre boyunca soykırım davasının "dondurulacağını" ifade ederek protokolü protesto etti. Papazyan, ayrıca bu süreçte diasporanın fikrini almadığı için de Erivan'ı topa tuttu. Diasporanın, şimdiye kadar 1915 olaylarını soykırım olarak tanıtmak için tek başına mücadele ettiğini belirten Papazyan, Ermeni hükümetini, diaspora örgütleriyle görüşme yapmaya davet etti.

Papazyan, Ermeni sitelerinde yayınlanan bir çağrı olarak kaleme aldığı makalesinde "Ermeni davası tehlikede, Karabağ tehlikede. Ermeni yetkililer, Ermenistan'ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana en büyük siyasi hatayı yapıyorlar." diyerek, diasporadaki Ermenileri tepki göstermeye ve eyleme çağırıyor.

Öte yandan, Ermeni Taşnak partisinin Fransa'daki en büyük siyasi destekçisi olan Sosyalist Parti ise Türkiye ile Ermenistan arasında parafe edilen protokolü memnuniyetle karşıladığını bildirdi. Partinin Avrupa ve uluslararası ilişkiler ulusal sorumlusu Jean-Christophe Cambadélis tarafından yapılan açıklamada, protokolün özellikle Karabağ sorununun çözümüne büyük katkı sağlayacağı ifade edildi. Bildiride, Sosyalist Parti'nin, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin "Ermeni soykırımının tanınmasına ilişkin pozisyonlarının da yakınlaşmasına katkıda bulunamsını" arzu ettiği de dile getirildi.

Diasporada protokole farklı yaklaşanlar da oldu. Ermeni diasporasının önde gelen militanlarından birisi olan, Nouvelles d'Armenie isimli derginin kurucusu ve yayın yönetmeni olan Ara Toranian, protokolün Ermeni ve Türk parlamentoları tarafından onaylanmaları halinde Ermenistan için büyük bir başarı olacağını ileri sürdü. Toranian, Türklerin gözünde, "Ermeni soykırımının tanınması sürecini durduracak ve zaman kazandıracak bir manevra olsa da" kurulacak olan tarih komisyonunun "katı ve sert Türk inkarcılığını" cezalandırdığını iddia etti. Toranian, ayrıca Ankara'nın, Karabağ sorunu çözülmeden sınırların açılmasına karşı çıkan Azerbeycan'ı rahatsız etme riskini aldığına dikkat çekti.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=888245&title=diaspora-erivana-ofkeli-soykirim-davasi-tehlikeye-girdi

kilimanjaro

ASLIHAN ALTAY KARATAŞ'ın haberi

Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulması yolundaki adımdan sonra, Yukarı Karabağ sorununun çözümü yolunda da önemli bir adım atılıyor.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Karabağ'daki Laçin Koridoru ile ilgili teknik bir inceleme yapmak üzere Eylül ayının ikinci yarısında bölgeye bir AGİT gözlem misyonu gönderilecek. Geçtiğimiz Temmuz ayında Moskova'da toplanan AGİT Minsk Grubu'nun kararları doğrultusunda çalışma yapacak olan gözlem misyonu, Laçin Koridoru'nun genişliği, hangi güzergahtan geçeceği gibi önemli konuları içeren bir rapor hazırlayacak.

ERMENİSTAN ASKER ÇEKECEK

Gözlem misyonunun hazırlayacağı bu raporun Azerbaycan ve Ermenistan arasında Karabağ sorununun çözümü açısından kilit bir rol oynayacağı belirtiliyor. Karabağ ile Ermenistan arasındaki bağlantıyı sağlaması açısından Laçin Koridoru'nun stratejik bir bölge oluşuna dikkat çekiliyor. Çözüm sürecinde Laçin koridoru kadar, Ermeni birliklerinin Karabağ çevresindeki 7 işgal bölgesinin öncelikle beşinden geri çekilmesinin de önem taşıdığı dile getiriliyor.

Yol haritası çiziliyor

Karabağ sorununun çözümüne ilişkin yol haritasına göre yeni kavşak noktasının 5-7 Ekim tarihli Bağımsız Devletler Topluluğu Zirvesi olması bekleniyor. Moldova'daki zirvede Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın biraraya gelerek Yukarı Karabağ sorununu görüşmesi planlanıyor. Bunun yanısıra Eylül ayında toplanacak BM Genel Kurulu için New York'a gidecek olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan'ın görüşmesinin de sürece katkı sağlayacağı ifade ediliyor. 2-3 Ekim tarihlerinde Nahçıvan'da yapılacak olan Türkçe Konuşan Devletler Zirvesi'ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılacağı ve burada İlham Aliyev ile bir araya gelerek Karabağ sorunundaki gelişmeleri değerlendireceği belirtiliyor. Yeni Şafak.

http://www.haber7.com/haber/20090905/Ermenistandan-Karabagda-ilk-acilim.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

AA - Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Nevruz Memmedov, son zamanlarda Türk basınında Azerbaycan ile ilgili yanlış haberlerin yer aldığını ve bunları okurken şoke olduklarını belirterek, Azeri ve Türk toplumunu bu tür haberlere inanmamaya çağırdı.

APA Ajansı'na açıklama yapan Nevruz Memmedov, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesine dair imzalanan protokollerin ardından Türk basınında Azerbaycan ile ilgili yanlış haberlerin yer aldığını ifade ederek, ''Bu tür haberler hem Türk toplumunu, hem Azeri toplumunu olumsuz etkiliyor. Her iki toplum bu tür haberleri dikkate almasın ve inanmasın'' diye konuştu.

Memmedov, bu haberlerin, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine zarar getirmek amacıyla yazıldığını söyledi.

Memmedov, Türkiye ile Ermenistan arasında parafe edilen protokollerin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Gürcistan ziyaretini yarım bırakarak Azerbaycan Milli Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırdığı, Azerbaycan'ın, Türkiye'yi ihanetle suçladığı ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir protokol imzalandığı yönünde Türk basınında çıkan haberleri hatırlatarak, bu haberlerin gerçeği yansıtmadığının altını çizdi.

Söz konusu haberlerle ilgili Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç ile de görüştüklerini belirten Memmedov, Kılıç'ın da tüm bunların dikkate alınmaması gerektiğini söylediğini kaydetti.

http://www.haberx.com/Dunya-Haberleri/Eylul-2009/Azerbaycandan-Turk-medyasi-uyarisi.aspx
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Time: Sınırın açılması, Türkiye'nin bölgesel ağır siklet olma iddiasını güçlendirir 

Türk-Ermeni sınırının açılmasının Türkiye'nin bölgedeki konumunu önemli ölçüde güçlendireceği yorumları yapılıyor. Time dergisi, sınırın açılmasının, Türkiye'nin "bölgesel siyasi ağır siklet" olma iddiasını güçlendirmeye katkıda bulunacağını belirtti. 
 
Uluslararası Kriz Grubu uzmanı Hugh Pope da, "Hem Türkiye, hem de Ermenistan cesur ve devlet adamına yakışan bir adım attı. Başarılı olursa ikisi kazanacak" dedi. The Time dergisi, "Türkiye ve Ermenistan: Bir Asırlık Kan Davasında Buzlar Eriyor?" başlıklı analizinde iki ülkenin arasında varılan mutabakatın önemini vurgularken petrol ve gaz boruhatlarının geçtiği Kafkas bölgesinin ABD ve Rusya için taşıdığı öneminin altını çizdi. Obama Yönetiminin, Türk-Ermeni ilişkilerinin tesis edilmesinin dış politikasının bir önceliği olduğu işaretini verdiğini kaydeden dergi, "Ancak tarih, dünyanın bu bölgesinde güçlü bir sabotajçıdır ve daha önce görüşmeler onun ağırlığı altında çökmüştü" diye yazdı. Yeni plana göre, bir tarih komisyonunun kurulacağına, Türkiye'nin de, önce Karabağ sorununun çözülmesi ısrarından vazgeçtiğine dikkat çekildiği analizde Uluslararası Kriz Grubu uzmanı Hugh Pope'nin değerlendirmelerine yer verildi.

-"BAŞARILI OLURSA TÜRKİYE'NİN İTİBARINI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE GERİ KAZANIR"-

Hugh Pope, "Hem Türkiye, hem de Ermenistan cesur ve devlet adamına yakışan bir adım attı. Başarılı olursa ikisi kazanacak" şeklinde konuştu. Pope, "Eğer (görüşmeler) başarılı olursa Türkiye, son dönemde sonmuş olan iç reformcu, bölgesel barış yapıcısı ve Avrupa Birliği üyelik sürecini ciddi olarak ilerleten ülke olarak itibarını büyük ölçüde geri kazanabilir" yorumunu da yaptı. Time, Kars Ticaret Odası Başkanı Ali Güvensoy'un sınırın açılmasının bölge ekonomisinin yüzde 20 büyüyebileceği tahmine de dikkat çektiği analizinde "Sınırın açılması aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel siyasi ağır siklet olma iddiasını güçlendirmeye katkıda bulunacak" değerlendirmesini de yaptı. (ANKA)

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=889145
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulmasına dair protokol, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan tarafından imzalandı. İşte tarihi anlaşmanın detayları

İsviçre'nin Zürih kentinde imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına Dair Protokol", iki ülke arasındaki mevcut sınırın karşılıklı olarak tanınmasını öngörüyor.

Protokol çerçevesinde Türkiye ile Ermenistan, gerek ikili, gerekse uluslararası ilişkilerinde, "eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı" ilkelerine saygılı olacak.

İki ülke protokolle ayrıca, aradaki mevcut sınırı uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanıyarak, ortak sınırın açılmasını kararlaştırıyor.

TARİHİ İMZA TÖRENİNDEN KAMERALARA YANSIYAN İLGİNÇ KARELER

Protokole göre iki ülke, terörizmin tüm biçimlerini, şiddeti ve aşırıcılığı kınayarak, bu tür eylemlerin teşvikinden veya müsamaha görmesinden kaçınmayı ve teröre karşı mücadelede işbirliğine gitmeyi taahhüt ediyor.

-TARİHİ PROTOKOLÜN METNİ-

Protokol şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti,

Aynı gün imzalanan ilişkilerin geliştirilmesi hakkında Protokol'de öngörüldüğü şekilde, halklarının yararına hizmet etmek amacıyla iyi komşuluk ilişkileri tesis etmeyi, siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda ikili ilişkileri geliştirmeyi arzulayarak,

Birleşmiş Milletler Şartı, Helsinki Nihai Senedi, Yeni Avrupa için Paris Şartı çerçevesindeki yükümlülüklerine atıfta bulunarak,

İkili ve uluslararası ilişkilerinde, eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygılı olacakları ve bu ilkelere saygı gösterilmesini sağlayacakları yönündeki taahhütlerini teyit ederek,

İki ülke arasında güven ve itimat ortamı oluşturulmasının ve bunun muhafaza edilmesinin, tüm bölgede barışın, güvenliğin ve istikrarın kuvvetlenmesine katkıda bulunacağını, güç kullanımından ya da güç kullanma tehdidinden imtina etme, anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözümü, insan haklarının ve temel özgürlüklerin korunmasının önemini akılda tutarak,

İki ülke arasındaki mevcut sınırın uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanındığını teyit ederek,

Ortak sınırın açılması hususunda aldıkları kararı vurgulayarak,

İyi komşuluk ilişkileri anlayışıyla bağdaşmayacak herhangi bir siyaset izlemeyeceklerine dair taahhütlerini yineleyerek,

Hangi nedenle olursa olsun terörizmin tüm biçimlerini, şiddeti ve aşırıcılığı kınayarak, bu tür eylemlerin teşvikinden veya müsamaha görmesinden kaçınılacağını ve bunlara karşı mücadelede işbirliğine gidileceğini taahhüt ederek,

Ortak çıkarlar ve iyi niyet zemininde, barış, karşılıklı anlayış ve uyum hedefleri doğrultusunda ilişkileri için yeni bir model geliştirme ve istikamet belirleme iradelerini teyit ederek,

1961 tarihli Diplomatik İlişkilere Dair Viyana Sözleşmesi uyarınca bu Protokolün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diplomatik ilişki kurulması ve karşılıklı olarak diplomatik temsilcilik açılması hususunda anlaşmışlardır."

Metinde, "protokolün ve imzalanan diğer protokolün aynı gün ve esasen onay belgelerinin değişimini takip eden ilk ayın ilk günü yürürlüğe gireceği" belirtiliyor.

Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin geliştirilmesine yönelik, "Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol", Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan tarafından imzalandı.

İsviçre'nin Zürih kentinde imzalanan protokol, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkileri her alanda geliştirmeyi hedefliyor ve bu çerçevede bazı somut adımlar atıyor.

Bu adımların başında, ortak sınırın, protokolün yürürlüğe girmesinden sonraki iki aylık bir süre içinde açılması yer alıyor. İki ülke ayrıca çeşitli alanlarda ve düzeylerde komisyonlar kurmayı kararlaştırırken, uluslararası uzmanların da katılımıyla tarihsel boyuta ilişkin bir alt komisyon kuruluyor.

-PROTOKOLÜN METNİ-

"Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti,

Aynı gün imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması Protokolü rehberliğinde,

İkili ilişkilerini karşılıklı çıkarlara saygı ve güven temelinde geliştirme hedeflerini göz önünde bulundurarak,

İkili ilişkilerini iki ülkenin ortak çıkarları temelinde, siyasi, ekonomik, enerji, ulaştırma, bilimsel, teknik, kültürel ve diğer alanlarda geliştirmeye ve ilerletmeye kararlı olarak,

Uluslararası ve bölgesel örgütlerde işbirliğinin, iki ülke arasında özellikle BM, AGİT, Avrupa Konseyi, Avrupa-Atlantik İşbirliği Konseyi ve KEİ kapsamında geliştirilmesine destek vererek,

İki devletin, bölgede demokratik ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanması, bölgesel istikrar ve güvenin artırılması için işbirliği yapmak yönündeki ortak amaçlarını dikkate alarak,

Bölgesel ve uluslararası uyuşmazlık ve çatışmaların uluslararası hukuk ilkeleri ve normları temelinde barışçı şekilde çözümlenmesi hususundaki taahhütlerini tekrarlayarak,

Terörizm, sınır aşan örgütlü suçlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi bölgeye ve dünya güvenliği ve istikrarına yönelik ortak güvenlik tehditleri konusunda uluslararası toplumun eylemlerini güçlü şekilde desteklemeye hazır olduklarını yeniden vurgulayarak,

1- Bu Protokolün yürürlüğe girmesinden itibaren 2 ay içerisinde ortak sınırın açılması hususunda anlaşmışlardır,

2- Her iki ülkenin Dışişleri Bakanlıkları arasında düzenli siyasi istişare gerçekleştirilmesi,

İki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelemesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması,

İki ülke arasında mevcut ulaştırma, iletişim, enerji altyapısı ve şebekelerinden en iyi şekilde istifade edilmesi ve bu yönde tedbirler alınması,

İki ülke arasında işbirliğini güçlendirmek amacıyla ikili hukuki çerçevenin geliştirilmesi,

İlgili kurumlar arasında ilişkilerin desteklenmesi ve uzman ve öğrenci değişimini teşvik etmek yoluyla bilim ve eğitim alanlarında işbirliği yapılması ve iki tarafa ait kültürel mirasın korunması ve ortak kültürel projelerin başlatılması amacıyla harekete geçilmesi,

İki ülkenin vatandaşlarına gerekli yardımı ve korumayı sağlayabilmek için 1963 tarihli Konsolosluk İlişkilerine dair Viyana Sözleşmesi uyarınca konsolosluk alanında işbirliği tesis edilmesi,

İki ülke arasında ticaret, turizm ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla somut tedbirler alınması,

Çevre konularına ilişkin diyalog kurulması ve işbirliğinin güçlendirilmesi,

hususlarında anlaşmışlardır.

3- Ayrıca, bu Protokol'ün 2. işlem paragrafında ifade edilen yükümlülüklerin hızlı bir şekilde uygulanmasını teminen, ayrı alt komisyonları da kapsayan Hükümetlerarası bir ikili Komisyon'un kurulması hususunda anlaşmışlardır. Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere işbu Protokolün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra iki Dışişleri Bakanı başkanlığında bir çalışma grubu oluşturulacaktır. Bu çalışma kuralları, işbu Protokol'ün yürürlüğe girmesini izleyen 3 ay içerisinde Bakanlar seviyesinde onaylanacaktır. Hükümetlerarası komisyon anılan çalışma kurallarının kabul edilmesinin hemen ardından ilk toplantısını gerçekleştirecektir. Alt komisyonlar, bu andan itibaren en geç 1 ay içerisinde çalışmalarına başlayacak ve görevlerini tamamlayana dek ara vermeden çalışacaklardır. Uygun olması halinde alt-komisyonlara uluslararası uzmanlar da katılacaktır."

-PROTOKOLÜN EK BELGESİ-

Protokolün ek belgesinde de uygulamaya ve ilişkilerin nasıl geliştirileceğine dair unsurlar ve zaman çizelgesi yer alıyor.

Ek Belge'ye göre:

"Atılacak adımlar:

1- Ortak sınırın açılması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra iki aylık bir süre içinde,

2- İki Dışişleri Bakanının başkanlığında, hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere bir çalışma grubunun oluşturulması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra,

3- Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra 3 aylık bir süre içinde,

4- Hükümetlerarası komisyonun ilk toplantısının düzenlenmesi: Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanmasından hemen sonra,

5- Aşağıdaki alt komisyonların çalışmaya başlamaları:

-siyasi istişare alt komisyonu;

-ulaştırma, iletişim ve enerji altyapı ve şebekeleri alt komisyonu;

-hukuki konulara ilişkin alt komisyon;

-bilim ve eğitim alt komisyonu;

-ticaret, turizm ve ekonomik işbirliği alt komisyonu;

-çevre sorunlarına ilişkin alt komisyon; ve

-tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon, iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması: (Bu diyalogda Türk, Ermeni ve İsviçre temsilcileri ile diğer uluslararası uzmanlar da yer alacaklardır.)

Hükümetlararası komisyonun ilk toplantısından en geç bir ay sonra."
Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve ilişkilerin geliştirilmesine dair iki ayrı protokol, İsviçre'nin Zürih kentinde geniş bir katılımla imzalandı.

Zürih Üniversitesi'nde düzenlenen imza törenine, protokolleri imzalayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan'ın yanı sıra iki ülke arasındaki görüşmelerde etkin rol oynayan ülkelerin dışişleri bakanları da katıldı.

TSİ 18.00'de yapılması öngörülürken son dakikada ortaya çıkan sıkıntıların açılmasından sonra saat 21.15'te yapılan törende, ev sahibi ve görüşmelere arabuluculuk yapan İsviçre'nin Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Avrupa Konseyi'ne başkanlık eden Slovenya'nın Dışişleri Bakanı Samuel Zbogar ile AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana bulundu.

Protokollerin, imzalanmasının ardından onay süreci çerçevesinde iki ülkenin parlamentolarına sevk edilmesi öngörülüyor. TBMM'ye sevk edilecek olan iki protokolün öncesinde Bakanlar Kurulu'nda ele alınması da planlanıyor.

-GÜVENLİK TEDBİRLERİ-

Bu arada protokollerin imzalandığı tarihi Zürih Üniversitesi'nde güvenlik tedbirleri alındığı gözlendi.

Üniversitenin etrafı güvenlik kordonuyla çevrilirken, İsviçre polisi de dedektör köpekleriyle binayı ve çevresini sürekli kontrol etti.

İmza törenini takip edecek basın mensupları için de özel bir basın merkezi oluşturulurken, töreni sınırlı sayıda basın kuruluşunun izlemesine izin verildi. Bu sınırlı sayıdaki kuruluşun dışında kalan basın mensupları, töreni basın merkezindeki canlı yayından izleyebildi.

-ERMENİ GÖSTERİCİ-

Törenin başlamasına birkaç saat kala üniversitenin basın mensuplarının alındığı kapıya gelen Robert Karayan isimli bir Ermeni gösterici, güvenlik koridoruna çeşitli fotoğraflar ve sözde "Büyük Ermenistan" haritası asarak, protokollere hayır gösterisi yaptı.

Sözde "Ermeni Soykırımından Kurtulanlar Merkezi'nden" geldiğini söyleyen Karayan, protokollere karşı olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin Ermenistan sınırını ön şart olmaksızın tek taraflı olarak açması gerektiğini söyledi. İsviçre polisinin, göstericinin ancak basın mensuplarının basın kartlarını göstererek girebildikleri bu alana girebilmesine ve çeşitli fotoğraflar asmasına itiraz etmediği gözlendi.

-TÖRENDEN NOTLAR-

İmza töreninin başlamasının gecikmesi ve bir kriz çıktığının ilk belirtilerinin gelmesinin ardından basın mensupları İsviçreli yetkililer tarafından bulundukları locadan çıkartıldı. Yetkililer, törenin belirsiz bir süre ertelendiğini belirterek, basın mensuplarının kendileri için oluşturulan merkeze dönmelerini ve beklemelerini istedi.

Bunun ardından basın mensupları arasında krizin neden çıktığı ve sorunun ne olduğu konusunda spekülasyonlar ve haber telaşı başladı. Yabancı haber ajansları, Amerikalı ve İsviçreli yetkililerden bilgi alırken, Türk kaynaklardan bilgi akışının olmadığı gözlendi. Bu durum Türk basın mensupları arasında hoşnutsuzluğa neden oldu.

Krizin aşılma sürecinde ilginç olan bir nokta da, AB Komisyonu'nun törenin normal işleyeceğini ve imzaların atılacağını planlayarak hazırladığı kutlama mesajını, kriz çıktığı ve heyetlerin üniversiteyi terk ettiği sırada yayımlaması oldu. AB Komisyonu'nun kutlama mesajı, basın mensuplarına krizin neden çıktığını bulmaya çalıştıkları sırada mail olarak gönderildi. Komisyon, bu maili göndermesinden yaklaşık bir saat sonra da düzeltme mesajı göndererek, ilk kutlama mailinin dikkate alınmamasını rica etti.

Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın üniversiteye dönmesinin ardından Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan'ın da dönüp dönmediği konusu kafaları karıştırdı. Katılımcıların gelişini sağlıklı bir şekilde izleme imkanı olmayan ve heyetlere ulaşamayan basın mensupları, Nalbantyan'ın üniversiteye gelip gelmediğine ilişkin olarak bir süre doğru bilgi alamadı.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin imzalanmasının ardından heyetler önceden planlandığı şekilde akşam yemeğine geçti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan'ın imzaları atmalarından sonra tüm katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi.

Daha önce kısa bir klasik müzik konseri ile başlaması planlanan imza töreni, yapılan değişiklikle İsviçreli bir protokol yetkilisinin ev sahibi ülke İsviçre'nin Dışişleri Bakanı Michelle Calmy Rey'i takdim etmesi ile başladı.

İsviçre Dışişleri Bakanı Calmy Rey, çok kısa tuttuğu konuşmasında, protokollerin imzası için bir araya gelindiğini hatırlatarak, bu uzlaşı noktasına çeşitli bakanların ve müzakerecilerin katkısı ile ulaşıldığını kaydetti.

Calmy Rey, Davutoğlu ve Nalbantyan'a özel teşekkürlerini sunarak, eski Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a da önemli rolü nedeniyle teşekkür etti. İsviçreli Bakan bu noktaya cesaretle gelindiğini belirterek, daha sonra Davutoğlu ve Nalbantyan'ı imzaya davet etti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun akşam yemeğinin ardından gece geç saatlerde Türkiye'ye dönmesi bekleniyor. AA

http://www.haber7.com/haber/20091011/TurkiyeErmenistan-protokol-metni.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Dünya medyası Türk-Ermeni protokolünü değerlendirdi. Çetin pazarlıkların ardından Türkiye ve Ermenistan tarafından Zürih'te atılan imzalar, dünyada büyük yankı buldu.
Anlaşma töreni için ABD Dışişleri Bakanı Clinton'un "Son dakika ihtilafı gidermek için iki cebi aynı anda kullanmak zorunda kaldığı"na dikkat çekilirken "Tarihi düşmanlığı gömen anlaşma", "Barış imzalandı ama tehlikeler hala mevcuttur", "Belirsizlik son dakika kadar sürdü", "Protokoller, büyük güçlerin önünde imzalandı", "Clinton yoğun görüşmeler yapmak zorunda kaldı" gibi yorumlar yapıldı.

AMERİKAN BASININDA İLİŞKİLERİN NORMALLEŞTİRİLMESİNİN TÜM KAFKASYA'YA OLUMLU ETKİLERİ OLACAĞI YORUMU YAPILDI

Amerikan basını, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesinin tüm Kafkasya bölgesine olumlu etkileri olacağı yorumunu yaptı.

Türkiye ile Ermenistan arasında dün Zürih'te imzalanan protokoller, Amerikan basınında da geniş yer buldu.

Washington Post gazetesi, "ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un son dakika müdahalesinin ardından, iki ülkenin, aralarında diplomatik ilişkilerin tesisine yönelik dönüm noktası sayılabilecek anlaşmaya imza attığını" yazdı.

"Clinton'un bir anlaşmaya varılabilmesi için son aylarda iki tarafla sıkça temas kurduğuna" işaret edilen haberde, protokollerin imzalanmasının üç saat gecikmesine yol açan son dakika krizine ilişkin ayrıntılara yer verildi.

Gazetenin haberine göre Clinton, imza töreninin yapılacağı Zürih Üniversitesine gelir gelmez, Ermeni tarafının Türkiye'nin imza töreninde yapacağı açıklamaya itiraz ettiğini öğrendi. Bunun üzerine Clinton'un konvoyu otele geri döndü. O sırada da otelde bir Amerikalı diplomat Ermenilerle görüşüyordu.

Hafif yağmur altında otelin oto parkında aracının içinde beklerken, bir elindeki telefonla Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan, diğer elindeki telefonla da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşen Clinton, daha sonra otele girerek Nalbantyan'ı kendisiyle birlikte Davutoğlu'nun beklediği Zürih Üniversitesine gitmeye davet etti.

Otelde de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un da aralarında bulunduğu diplomatlarla görüşmeler devam etti. Sonunda ne Türkiye, ne de Ermenistan'ın törende açıklama yapması üzerinde uzlaşılmasıyla, imza aşamasına geçilebildi.

Gazete, "yaşananların, iki ülkenin birbirine karşı duyduğu 'kalıcı şüphe'nin ve önlerinde parlamentolarının protokollere onay verip vermemeyi karara bağlayacağı zorlu bir yolun bulunduğunun işareti olduğu" yorumunu yaptı.

-CLINTON'DAN "DAHA BÜYÜK RESME BAKIN" MESAJI-

Amerikalı yetkililerin açıklamalarına da yer veren gazete, Amerikalıların, parlamentoların onay vermesi halinde anlaşmanın Türkiye ve Ermenistan'ın çok ötesinde etkilerinin olacağını, Güneydoğu Avrupa'nın diğer kesimlerindeki gerginlikleri de azaltabileceği ve Batıya uzanan petrol boru hatları için yeni fırsatlar sunabileceği yönündeki görüşlerine yer verdi.

Gazete, Clinton'un son dakika krizi sırasında taraflara, "Daha büyük resme bakın. Bu çok önemli, yarım bırakılmaması gereken bir şey. Buraya kadar geldiniz. Bu protokollerin ortaya çıkmasını sağlayan gayretler ziyan edilmemeli" dediğini aktardı.

Haberde, Clinton'un, aralarında bir uzlaşıya varılabilmesi çabası kapsamında yıl içinde tarafları 29 kez aradığı da belirtildi.

Gazete ayrıca, protokollerin imzasıyla Türkiye'nin Washington'dan, Yukarı Karabağ meselesinin çözümü için çabalarını artırma sözü aldığını yazdı.

CNN televizyonu ise konuyla ilgili haberinde, "Konuşma metinleri üzerinde son dakikada çıkan anlaşmazlık, neredeyse imza töreninin iptaline yol açıyordu" ifadesini kullandı.

"Olayların, iki komşu ülke arasında yüzyıldır devam eden güvensizlik ve düşmanlığın aşılmasının ne kadar zor olduğunu gösterdiği" belirtilen haberde, "ABD, Fransa, Rusya, AB ve İsviçre'den üst düzey diplomatların, uzlaşıya varılması için çaba göstermesi ve imza törenine katılmasının, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların aşılmasına yönelik uluslararası desteği gösterdiği" kaydedildi.

Haberde, "Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin normale döndürülmesi yolunda ilerleme sağlanırsa, bunun Kafkasya bölgesinde ticaretin kilidini açacağı ve gerginlikleri yatıştıracağı" yorumu yapıldı.

Los Angeles Times gazetesi de iki ülke arasında diplomatik ilişki kurulmasının, Kafkaysa'daki gerginlikleri azaltabileceği ve bu bölgenin Batıya açılan enerji koridoru olma yönünde giderek artan rolüne katkıda bulunabileceği görüşünü dile getirdi.

İNGİLİZ BASINI: DÖNÜM NOKTASI OLACAK TARİHİ BİR BARIŞ ANLAŞMASI İMZALANDI

İngiliz basını, Türkiye ve Ermenistan'ın protokolleri imzalamasını, "İlişkilerde dönüm noktası olacak tarihi bir barış anlaşması imzalandı" başlığıyla duyurdu.

Türkiye ile Ermenistan arasında dün İsviçre'nin Zürih kentinde imzalanan protokoller, İngiliz basınında da geniş yer buldu.

Guardian gazetesi, "Türkiye ve Ermenistan, aralarındaki yüzyıllık düşmanlığa son verecek ve iki ülke ilişkileri için dönüm noktası olacak anlaşmaları dün imzaladılar" diye yazdı.

İmza törenindeki "üç saatlik gecikme ve son dakika anlaşmazlıklarına" da dikkati çeken gazete, anlaşmayla iki ülkenin "1915 iddiaları" konusunda ortak tarihi komisyon kuracağını kaydetti.

Financial Times gazetesi ise imza töreninin ardından dün internet sitesinden haberi "Ermenistan ve Türkiye barış anlaşmasını imzaladı, ancak önlerinde gizli tehlikeler var" başlığıyla duyurdu. Gazete, protokollerin uygulanmasında sıkıntılar olabileceği sinyallerinin, imza töreninin gecikmesi ve son dakika anlaşmazlıklarından anlaşılabileceği yorumunda bulundu.

Gazetelerin yanı sıra İngiliz yayın kuruluşu BBC de imza törenine geniş yer ayırdı. "Türkiye ile Ermenistan'ın yüzyıllık düşmanlığa son verecek ve bağları normalleştirecek anlaşmayı imzaladıklarını" kaydeden BBC, protokollerin imzalanmasıyla özellikle Ermenistan'da protesto gösterilerinin yapıldığına dikkati çekti.

İSPANYOL BASINI: 100 YILLIK DÜŞMANLIĞI SONLANDIRDILAR

İspanyol basını, Türkiye ve Ermenistan'ın ilişkileri normalleştirme protokollerini imzalamakla "100 yıllık düşmanlığı sonlandırdıkları" yorumunda bulundu.

Türkiye ile Ermenistan arasında dün Zürih'te imzalanan protokoller, İspanyol basınında da geniş yer buldu.

Ülkenin önde gelen gazetelerinden El Pais, "Uzmanlara göre tarihi anlaşma, her iki tarafa da avantaj sağlıyor. Türkiye, AB'ye katılım müzakerelerinde ilerleme kaydedilmesini bekliyor, Ermenistan ise yalnızlıktan çıkmayı. Üstelik protokol, Kafkaslar'daki gaz ve petrolün Avrupa'ya getirilmesi için büyük stratejik öneme sahip bulunuyor" diye yazdı.

"Türkiye ve Ermenistan tarihi düşmanlığı gömen bir anlaşma imzaladılar" başlığını atan El Mundo gazetesi ise Avrupa Komisyonunun, söz konusu protokollerin imzalanmasını, "Kafkaslar'ın güneyinde barış ve istikrar yönünde, gelecek vizyonuyla atılan değerli bir adım" olarak değerlendirdiğini belirtti.

Katalonya'nın önemli gazetesi La Vanguardia, konuyla ilgili haberinde, "Türkiye ve Ermenistan, yüzyıllık sorunları çözmek için Zürih'te buzları kırdılar" başlığını kullandı.

İSVEÇ BASINI: TARİHİ ANLAŞMA TAMAM

İsveç basını, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkileri normalleştirme protokollerinin imzalanmasını, "tarihi anlaşma" olarak nitelendirdi.

Ülkenin en saygın gazetelerinden Dagens Nyheter, Zürih'teki imza töreninden önce ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan ile görüşmesi sırasında çekilen fotoğrafı kullandığı haberinde, ''Tarihi anlaşma tamam'' başlığını attı.

Türkiye ile Ermenistan arasında zorlu bir süreçten sonra protokollerin son dakikada ortaya çıkan bir krize rağmen imzalandığının kaydedilen haberde, iki ülke arasındaki sınırın da açılmasının kesinleştiği ifade edildi.

Haberde, protokollerin iki ülkenin parlamentolarının onayına sunulacağı hatırlatıldı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçen yıl Ermenistan ile Türkiye arasında Erivan'da oynanan Dünya Kupası maçını izlemeye gittiği, bu Çarşamba günü de Bursa'da oynanacak rövanş maçına Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın gideceğini açıkladığı kaydedilen haberde, Erivan'da Türkiye ile anlaşmaya karşı çıkan muhaliflerin gösteri düzenlediklerine işaret edildi.

Dagens Nyheter gazetesi, protokollerin imzalanmasıyla birlikte Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınır kapısının açılacağını hatırlatarak, bunun, denizle bağlantısı olmayan Ermenistan'ın ticaret kapılarının açılması anlamına geleceğine dikkati çekti.

Gazete, protokollerin Türkiye açısından ise AB'ye tam üyelik konusunda komşularıyla sorunlarını halletmesi bakımından önemli olduğunu yazdı.

İsveç Radyosu da internet sayfasında, ''Türkiye ve Ermenistan sonunda anlaştı'' başlığını kullandı.

AVUSTURYA DEVLET TELEVİZYONU (ORF): TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN YILLARIN DÜŞMANLIĞINI GÖMMEK İSTİYOR

Avusturya Devlet Televizyonu (ORF), Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolü, "Türkiye ile Ermenistan yılların düşmanlığını gömmek istiyor" ifadesiyle yorumladı.

İki ülke arasında diplomatik ilişkilerin başlaması ve sınır kapılarının açılmasını öngören protokolün "tarihi bir anlaşma olduğunu" belirten ORF, protokolün imza töreni ve öncesindeki gelişmeleri uluslararası haber ajanslarının haberlerinden derledi.

İsviçre'nin Zürih kentinde dün akşam imzalanan protokolün imza töreni öncesinde "Soykırım ve Yukarı Karabağ sorunu nedeniyle bir kriz çıktığına" işaret eden ORF, "Protokolün imzalanmasını neredeyse suya düşürecek noktaya gelen bu krizin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un çabaları sonucu atlatıldığını" bildirdi.

Haberinde "protokol" yerine "anlaşma" ifadesini kullanan ORF, "Türkiye ile Ermenistan arasında iki ayrı bölümden oluşan bir anlaşma imzalandığını ve bu anlaşmanın sınır kapılarının açılmasını ve diplomatik ilişkilerin başlatılmasının yanısıra iki ülke arasında gelecekte de görüşmelerin devam etmesinin temelini attığını" kaydetti.

DİĞER BASIN KURLUŞLARININ YORUMLARI

BBC: PROTOKOLLER, BÜYÜK GÜÇLERİN ÖNÜNDE İMZALANDI

"Ermenistan ve Türkiye ilişkilerini normalleştiriyor. İki ülke protokollere, büyük güçlerin dikkatli gözleri önünde imza attı. Her ikisinin yeni bir sayfa açılmasında çıkarı var. Clinton (ABD Dışişleri Bakanı) için test oldu."

TİMES: FUTBOL DİPLOMASİSİNİN DÜNYA KUPASI FİNALİ

"Futbol diplomasisi, Ermenistan ve Türkiye arasında anlaşma yapılmasını sağladı. Futbol diplomasinin Dünya Kupası finali gibi."

OBSERVER: CLİNTON YOĞUN GÖRÜŞMELER YAPMA ZORUNDA KALDI

"Anlaşmanın uygulanmasının yolundaki çok sayıda tehlikenin bir göstergesi olarak törende, açıklamalardaki ifadelere ilişkin son dakika ihtilaf nedeniyle üç saatlık bir gecikme yaşandı. Bu da Hillary Clinton'u, mutabakatı kurtarmak için yoğun görüşmeleri yapmaya mecbur etti."

NEW YORK TİMES: CLİNTON İKİ CEBİ KULLANARAK ANLAŞMAZLIĞA ÇÖZMEYE ÇALIŞTI

-"Son dakikaki ihtilaf, (ABD) Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un anlaşmayı kurtarma yönelik hummalı çabaları yapmasına neden oldu. Sayın Clinton, aynı anda iki cebi kullanarak anlaşmazlıkları çözmeye çalıştı."

LOS ANGELES TİMES: CLİNTON SON DAKİKA ENGELİNİ KALDIRMAYA YARDIM ETTİ

"Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, tarihi anlaşma konusunda iki ülkeye son dakika engeli ortadan kaldırmaya yardımcı oldu."

WALL STREET JOURNAL: TÜRKİYE VE ERMENİSTAN SINIRI AÇACAK

-Türkiye ve Ermenistan bir asırlık düşmanlıktan sonra diplomatik ilişkilerin kurulmasını öngören anlaşmayı imzaladı. ABD Dışişleri Bakanı, tarafları son dakika engeli bertaraf etmeye yardım etti."

LE FİGARO: TÜRKİYE İLE ERMENİSTAN ARASINDA TARİHİ ANLAŞMA

"Türkiye ile Ermenistan arasında tarihi anlaşma. Bir asır süren düşmanlık ve son dakika gecikmenin ardından iki ülke, diplomatik ilişkileri kurmaya ve ortak sınırı açmaya angaje oldu."

LE MONDE: BELİRSİZLİK SON DAKİKAYA KADAR SÜRDÜ

"Türkiye ile Ermenistan cumartesi günü Zürih'te, tarihi anlaşmalara imza attılar. Belirsizlik son dakika kadar hakim oldu. İmza, 'son dakika ortaya çıkan bir zorluk' nedeniyle üç saate yakın bir süre ertelendi."

LİBERATİON: BARIŞMA HER İKİ ÜLKE İÇİN KAZANÇ

"İki ülke cumartesi Zürih'te tarihi anlaşmaları imzaladı. Barışma her iki ülkeye ancak kazanç sağlar: Türkiye için AB ile müzakerelerde ilerleme, Ermenistan için izolasyondan çıkmak."

LİBERATİON: 100 YILLIK DÜŞMANLIĞA SON VERDİLER

"Türkiye ve Ermenistan Zürih'te, birinci dünya savaşı sırasında Osmanlı kuvvetlerinin ellerince Ermenlerin katledilmesinin tetiklediği bir asırlık düşmanlığı sona erdirmek için tarihi bir anlaşmaya imza attı."

EL MUNDO: TARİHİ DÜŞMANLIĞI GÖMEN ANLAŞMA İMZALANDI

"Türkiye ve Ermenistan tarihi düşmanlığı gömen bir anlaşmayı imzaladı. Türkiye ve Ermenistan cumartesi günü, on yıllarca devam eden konfrontasyonu çözmeye yönelik tarihi bir adım attı."

DEUTSCHE WELLE: CLİNTON TARAFLARI BİRARAYA GETİRMEYİ BAŞARDI

"Zürih'te tarihi bir anlaşma imzalandı. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, imza töreninde hiçbir açıklamanın okunmamasına yol açan uzlaşı ile tarafları biraraya getirmeyi başardı."

AA

http://www.haber7.com/haber/20091011/Dunya-basininda-TurkiyeErmenistan-protokolu.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye-Ermenistan protokollerinin imzalanması öncesinde yaşanan krizi "prosedürel bir konu" olarak niteledi. 
   
Davutoğlu, TRT'de katıldığı bir programda Türkiye ile Ermenistan arasında dün Zürih'te imzalanan protokollere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Protokollerin imzalanmasının "önemli bir adım" olduğunu belirten Davutoğlu, "hayırlı olmasını" dilediği protokollerin "Türkiye'nin barış vizyonunun bir yansıması" olduğunu kaydetti.

İmza töreninden önce çıkan kriz hakkında Davutoğlu, sorunu "sürecin doğal unsuru" olarak gördüğünü ifade ederek, "Dün çıkan kriz prosedürel bir konudur" dedi.

Sorunun törende kullanılacak ifadelerle ilgili olduğunu belirten Davutoğlu, İsviçre'ye giderken anlayışlarının, herkesin tek taraflı açıklamalarını yapacağı yönünde olduğunu belirtti. Davutoğlu, metinlerin İsviçre'ye verileceği ve dikkatli bir dil kullanılacağı yönünde centilmenlik anlaşması olduğunu kaydetti.

Tarafların hassas olduğu konuların bilindiğini belirten Davutoğlu, tutumlarının, eğer Türkiye'nin hassas olduğu konuda karşı taraf net bir şey söylerse, Türkiye'nin de kendi pozisyonunu net olarak koyacakları yönünde olduğunu söyledi. Davutoğlu, ön şartsız ifadesi girerse, Karadağ'a net ve somut atıf yapılacağını ve herkesin kendi açıklamasından sorumlu olacağını kaydetti. Davutoğlu, ancak açıklamaların yapılmaması formülüyle sorunun aşıldığını hatırlattı.

Türk heyeti olarak "son derece rahat" olduklarını belirten Davutoğlu, "öz güven içinde hareket ettiklerini" ifade etti. Heyetle birlikte beklerken çay içtiklerini söyleyen Davutoğlu, protokolün imzalanacağından emin olduklarını söyledi.

Davutoğlu, işin esasına dönük konularda ülkelerin kararlı olmalarının önemine işaret etti ve bu tarz krizlerin kısa bir süre sonra kimse tarafından hatırlanmayacağını söyledi.

-"AZERBAYCAN'IN YALNIZ BIRAKILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL"-

Türkiye'nin perspektifinin kapsamlı barış olduğunu ifade eden Davutoğlu, ancak bunun bütün tarafların bütün konulara adil ve eşit yaklaşımıyla olacağını belirtti.

Davutoğlu, Türkiye-Ermenistan ikili ilişkilerindeki yeni döneme işaret ederek, bu sayede Türkiye'nin Suriye ile sınırları aşma noktasına geldiğini, aynı şeyin Ermenistan ile de olabileceğini ifade etti.

Türk ve Ermeni halklarının birbirini daha doğru anlamalarının da bu yeni dönemle birlikte sağlanabileceğini söyleyen Davutoğlu, bu sürecin bölgesel barış için de önemine işaret etti.

"Ermeni-Azeri ihtilafının çözümünün hayati olduğunu" belirten Davutoğlu, Türkiye'nin tüm bu konuların gerçekleşmesi yönünde adımlarını attığını kaydetti.

Bu konuların birbiriyle bağlı olduğuna işaret eden Davutoğlu, barış atmosferinin yayılması sonucunda tüm bölgenin bundan etkileneceğini söyledi.

Azerbaycan ile ilgili endişeler yönünde de değerlendirmede bulunan Davutoğlu, Türkiye'nin hangi şart olursa olsun Azerbaycan'ı yalnız bırakmasının söz konusu olmayacağını, iki ülkenin kaderlerinin ayrılmaz şekilde birleştiğini kaydetti.

Türkiye'nin diplomatik hareketleri neticesinde Ermenistan ve Azerbaycan liderlerinin son altı ay içinde yaptıkları görüşme sayısına dikkati çeken Davutoğlu, tüm normalleşme süreçlerinin devreye girmesini arzu ettiklerini söyledi. Bu doğru tavra kimsenin karşı çıkmasının mümkün olamayacağını söyleyen Davutoğlu, Türkiye'nin kullandığı dil ve diplomasinin evrensel standartta olduğunu belirtti.

Davutoğlu, dün hazırladığı konuşmanın özünün barışa dönük mesajlar olduğunu, bölgedeki komşu ülkelerin Türkiye'nin benimsediği tutumu doğru anlayacağı ve gerekli adımları atacağı düşüncesinde olduğunu söyledi.

Kars Anlaşması'ndan bu yana Türkiye ile Ermenistan arasında ilk defa başka bir metnin ortaya konduğunu belirten Davutoğlu, bu protokolün Türkiye-Ermenistan ilişkilerini tanımladığını ve bu ilişkileri çerçeveye oturttuğunu belirtti.

-"LOKOMOTİF ÜLKE TÜRKİYE'DİR"-

Protokollerin devreye girmesi durumunda ilişkilerin normalleşeceğini kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin Ermenistan'ı devlet olarak tanıdığını ve sınırların 1993'teki işgale kadar da açık olduğunu anımsattı.

Normalleşme sürecinin başlamasıyla Türkiye'nin tüm komşularla iyi ilişki politikasının bir ayağının daha hayata geçeceğini söyleyen Davutoğlu, bunun bölgeye de yansıması olacağına dikkati çekti.

Davutoğlu, uluslararası forumlarda iki komşu ülkenin çok daha ciddi işbirliği içinde olacağını ve halklar arası ilişkiler bağlamında da bir çok yerde birbirine gergin duran halkların ön yargılardan arınacağını, Türk-Ermeni yakınlaması üçüncü taraflar nezdindeki sorunların aşılmasına da yardımcı olacağını belirtti.

Bu konuda yeni bir algı da oluşturduklarını söyleyen Davutoğlu, normalleşmenin yayılması durumunda bölge havzasının hak ettiği refaha ve düzene kavuşacağını ifade etti.

Davutoğlu, barış yolu projesinin devreye girmesiyle, birbirinden uzaklaşmış görünün ülkelerin birbirleriyle irtibatlanacağını, bölgede ekonomik avantajın yanında yeniden bir arada yaşama kültürünün oluşacağını kaydetti.

Türkiye'nin öz güveninin yüksek olduğunu belirten Davutoğlu, "Çevre ülkelerin lokomotif ülkesi Türkiye'dir" diye konuştu.

Davutoğlu, kurulacak her yeni düzenin ekonomik, kültürel ve siyasal anlamda Türkiye'yi çekim ülkesi haline getireceğini belirterek,Kafkaslar'da halkın günlük hayatına yansıyacak ciddi gelişmeler beklendiğini kaydetti.

"Fakir komşu istemiyoruz. Komşumuz da zenginleşsin, ama o da başka bir komşumuzun haklarına riayet etsin" diyen Davutoğlu, tüm bölgelerdeki işgalin sona ermesi gerektiğini söyledi. Davutoğlu, makro vizyon geliştikçe, mikro krizlerin zamanla önemini kaybettiklerini ifade etti.

Kars Anlaşması'nın sınır oluşturan anlaşma olduğunu ve bu tür anlaşmaların devletler kalksa bile hükmünü kaybetmeyeceğini belirten Davutoğlu, imzalanan protokolde mevcut sınırın kabul edilerek teyit edilmesi ifadesinin bulunduğunu anımsattı. Davutoğlu, sınırların tanınması konusunda tereddütlerinin olmadığını belirtti.

***

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,Ermenistan'ın en büyük kazancının, Türkiye gibi büyük ve köklü bir devletle dostluk ilişkisi kurmak olduğunu söyledi.

Davutoğlu, TRT'de katıldığı bir programda Türkiye-Ermenistan protokol süreci ve sürecin işleyişine ilişkin bilgi verdi.

İmzaların ardından protokolün önce TBMM'ye sevk edileceğini, ardından onaylanacağını belirten Davutoğlu, zaman ve onay itibariyle takdirin TBMM'de olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, onayın ardından iki ay sonra protokolün işleme gireceğini, imza ile birlikte sınırların otomatik olarak açılmasının söz konusu olmadığını belirtti.

Protokolün onaylanması için uygun psikolojik, politik ve uluslararası ortamın sağlanması gereğine işaret eden Davutoğlu, bu ortamlar oluşmadan özel bir çaba sarf edilmesinin riskli olacağını kaydetti.

Bu zeminin hazırlanması ve kapsamlı barış için bütün tarafların mutabık kalmasının önemine dikkati çeken Davutoğlu, Azeri tarafının bu barışın bir parçası haline getirilecek şekilde Karabağ sürecinde ilerleme sağlanmasının da uygun ortama yardımcı olacağını belirtti.

-"ERMENİSTAN DENKLEMİN DIŞINDA"-

Karabağ ve çevresindeki işgalin meşruiyetinin olmadığını belirten Davutoğlu, normalleşme süreci ile meşruiyeti olmayan işgalin ortadan kalkması arasında bir paralellik kurmakla haklı olduklarını söyledi.

Ermenistan'ın işgal kalktığında kazanacağı şeyin şu anda kazandığını düşündüğü şeyden daha fazla olacağını ifade eden Davutoğlu, bunları; Ermeni halkının refahı, komşu ülkelerle iyi geçinmesi ve bölgedeki genel iyileşme dolayısıyla kendine güveninin artması şeklinde sıraladı. Davutoğlu, Azerbaycan ile ilişkilerinin düzelmesi ve böylece Ermenistan'ın yalnızlıktan çıkmasının da Ermenistan'ın kazancı olacağını söyledi.

Davutoğlu, "Bugün değilse yarın o işgal bitecek orada. Ne kadar erken biterse, herkesin o kadar menfaatine" diye konuştu.

"Ermenistan'ın en büyük kazancı Türkiye gibi büyük ve köklü bir devletle dostluk ilişkisi kurmaktır" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin kendisiyle dostluk ilişkisi kuran hiçbir devleti yalnız bırakmadığını söyledi.

Türkiye'nin çevresindeki sınırların yavaş yavaş kalkmasını istediklerini belirten Davutoğlu, ekonomik ve kültürel anlamda yakınlaşmanın hedeflendiğini ifade etti.

Ermenistan'ın şu anda bölgedeki denklemin dışında bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, barış olmadan denklem içine girmesinin de mümkün olmayacağını kaydetti.

-"DİASPORANIN ERMENİSTAN'I YÖNLENDİRMEMESİ LAZIM"-

1915 olaylarına da değinen Davutoğlu, bu bağlamda kişilerin göstereceği tepkilerin devlet politikası haline dönüştürülmesinin büyük hata olacağını ifade etti.

"Diasporanın Ermenistan'ı yönlendirmemesi lazım" diyen Davutoğlu, Ermenistan'ın kendi çıkarlarını gözeten politika geliştirmesinin önemine değindi. Davutoğlu, diasporadaki gelişmeler yönelik her türlü açılıma hazır olduklarını da kaydetti.

Ortak tarih komisyonu konusuna da değinen Davutoğlu, "adil hafıza" oluşturulmasının önemine işaret etti.

İmza törenlerine katılımla ilgili olarak, "Protokollere giden süreçte hiçbir yabancı aktör etkili olmadı" diyen Davutoğlu, sadece İsviçre'nin arabuluculuk etkisi olduğunu söyledi.

ABD'nin temsil edilmesinin, ABD Başkanı Barack Obama'nın meclis konuşmasıyla alakası olmadığını belirten Davutoğlu, "Protokoller her aşamasında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin iradesiyle şekillendi" dedi.

Minsk Grubu ülkeleri temsilcilerinin katılımının iki süreç arasında irtibatın görünür olması açısından önemine işaret eden Davutoğlu, AB ve AB Konseyinin katılımının ise karşı tarafın isteği olduğunu kaydetti.

İlerleme Raporunun bu hafta açıklanacağını anımsatan Davutoğlu, Türkiye'nin attığı her olumlu adımın AB sürecine ivme katacağını, bu nedenle AB'den de katılımın önemli olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin barış diplomasisine işaret eden Davutoğlu, "Asya'ya yayı ne kadar çok gerersek, oku Avrupa'ya o kadar uzun atabiliriz. Kendi çevresinde etkin olmayan bir Türkiye'nin, Avrupa'da saygın bir üye olması söz konusu olamaz" diye konuştu.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Ser Sarkisyan'ın Bursa'daki maça gelip gelmeyeceğine ilişkin olarak da Davutoğlu, "Beklentimiz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün gösterdiği siyasi cesareti ve olgunluğu onun da göstermesidir. Bekliyoruz. Kendi takdiridir" dedi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=902141&title=disisleri-bakani-davutoglu-protokol-krizini-anlatti
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

[Yorum - Samir Salha] Her 24 Nisan'ı "anma günü" sayan Ermeni diasporasının aşırı milliyetçi ve fanatik unsurları, önümüzdeki yıldan itibaren her 10 Ekim'i de "yas günü" olarak sayacaklarını ilan etmişlerdi. 

Ermeni Kilisesi lideri I. Aram'ın binlerce Ermeni'nin, Lübnan'daki Antilyas Kilisesi avlusunda yaptığı "Ankara ile Erivan arasındaki ittifakın değil; Ermeni halkının birliği, beraberliği ve bu ittifakı engellemek hususundaki mücadelesi kalıcı olacaktır. Bundan sonra sadece soykırıma değil, tazminata da evet diyeceğiz." açıklamaları, Kilise-Ermeni diasporasının diyalog ve uzlaşmayı desteklemek yerine barış umutlarını yeniden canlandıran bu süreci baltalamak için harekete geçtiğini göstermiştir.

Diaspora, Ermenistan'ın SSCB'den ayrılmasından itibaren bu ülkenin ekonomik ve siyasi gücünü ipoteği altına almış, 800.000 genç olmak üzere nüfusun dörtte birini ülkeyi terk etmeye zorlamış ve ülkeyi güçlendirmek yerine kendisine bağımlı kılmaya çalışmış; daha ötesi uluslararası platformlarda Erivan'ın sözcüsü rolüne soyunmuştur. Bu açıdan yaşanan gelişmelerde şimdiye kadar diasporanın yönlendirmesinden kendisini kurtaramayan Erivan'ın bağımsız bir hareket kabiliyeti kazanmak istemesinin, dolayısıyla Sarkisyan'ın rüşdünü ispat etmesi, kendisini daimi fikir babası olarak gören diasporanın öfkesini daha da artırmıştır. Anlaşılan odur ki hem I. Aram hem de diasporanın tepkisinin arkasında yatan asıl neden son gelişmelerle birlikte güç ve etkinliğini, Sarkisyan lehine kaybetmesinden duyduğu tedirginlik yatmaktadır.

Diasporanın tavrı değişir mi?

Aslında diasporayı öfkelendiren ve stratejilerini altüst eden gelişme, yıllardan beri Erivan ile olan ilişkilerinde şimdiye kadar tereddüt eden, tezlerini gündeme getirmeyip büyük bir hukuksal, siyasal ve stratejik boşluk doğmasına neden olan Ankara'nın son üç yılda mazinin esiri olmaktan kendini kurtarması ve tarihsel düşmanlıklara son vermek için adım atması olmuştur. Nitekim, 2015 yani Ermeni olaylarının yüzüncü yılını hedef olarak belirleyerek en geç bu süreye kadar dünyanın önde gelen devletlerinden destek arayışına giren diasporanın hesapları Ankara'nın beklenmeyen hamlesiyle suya düşmüştür. Bu açıdan Türkiye'nin Ermenistan'ı ikna ederek masaya çekmesi büyük bir stratejik başarı elde etmesi Ermeni lobilerini çileden çıkartan bir başka etken olmuştur.

"Unutmayacağız, unutturmayacağız" sloganlarıyla mağdur rolüne bürünen Ermeni diasporası, 2000 yılında Washington'un devreye girmesiyle kurulan TARC'ta (Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu) barışın sağlanmasına bir adım kala komisyonda görevli Ermeni delegeleri tehdit ederek çalışmaları sekteye uğratmıştı. Bugün aynı tehditlerin sonuç getirmemesi ve barış gemisinin, diasporanın istemediği bir limana yanaşması Ermeni lobisinden yükselen seslerin daha da sertleşmesini beraberinde getirmiştir. Geçtiğimiz günlerde Beyrut Ermeni Üniversitesi'nde "Haigazian"da "soykırım ve uluslararası hukuk" başlığı altında düzenlenen toplantıda, gazetecilerden ve akademisyenlerden oluşan Türk heyeti tarihsel, siyasal ve hukuksal açıdan 1915 olaylarının soykırım olmadığını ortaya koymayı başarmıştır. Ülkemizin daha önce yok saydığı bu tür toplantılara doğrudan katılım sağlaması ve anti tezlerini masaya sürmesi değişen Türk dış politikasının diasporanın hamlelerini sekteye uğratan başarıları arasında görülmelidir. Bütün bu gelişmelerin sonucunda Ermenilerin yoğun bir şekilde yaşadığı Beyrut'un "Burc Hammud" semtinde yıllar boyunca yakılan Türk bayraklarının yerini; Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan ve Zürih'te diyalog masasına oturan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan'ın kuklaları almıştır. Bununla birlikte bazı ılımlı Ermeni grupların müzakerelere açıktan destek vermemekle birlikte söz konusu protesto eylemlerine katılmaktan da kaçınması, diaspora içinde görüş ayrılıklarının parçalanmalara kadar gidebileceği endişelerini de beraberinde getirmiştir.

Diasporanın özellikle son on yıl içerisinde hız verdiği Erivan'ı başta Rusya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi olmak üzere pek çok ülke ile stratejik işbirliği içerisine sokarak Türkiye'yi çember içine alma planları, Ankara tarafından hem de bizzat diasporanın önde gelen destekçileri ABD, Fransa, İsviçre ve Rusya'yı da bu çabaya ortak edilerek kırılmıştır. Pek çok Batılı başkentten soykırımın tanınması hususunda destek alan, hatta İsviçre gibi bir ülkede soykırımın inkârının suç olarak sayılmasını sağlayan diasporanın bu hamleleri karşısında Ankara'nın Zürih'i yanına çekmeyi başarması ve son olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imza atarken ortaya çıkan tabloda dünün diaspora destekçisi bugünün arabulucusu dünyanın önde gelen dört gücünün barış masasının arkasında yerlerini almaları Türkiye'nin söz konusu girişimi ile birlikte ne denli büyük bir başarıya imza attığını göstermektedir.

Ocak 2007'de hayatını kaybeden Ermeni kökenli gazeteci Hrant Dink'in uğradığı saldırının aydınlatılması için gösterilen devlet ciddiyetinin arkasında Dink'in etnik kökeninden ziyade "Ölenlerin değil kalanların üzerinden konuşalım" söylemi çerçevesinde iki toplum arasında barış ve sevginin filizlenmesini amaçlayan bir kişi olması da etkili olmuştur. Hem Dink hem de Ermeni kökenli Türk vatandaşı olan ve diaspora tarafından mağduriyeti siyasi bir malzeme haline dönüştürülen Komitas'ın ölümünün aydınlatılmasının, yaşanan husumetlerin ortadan kaldırılması açısından sağlayacağı katkı inkâr edilemez. Kanaatimiz şudur ki kendisini Ermenistan'ın hamisi olarak gören ve kendi çıkarı için her şeyi mubah sayıp kullanmaktan çekinmeyen diaspora bu tavrını gözden geçirmeli ve Erivan'ın gösterdiği cesareti örnek alarak Ankara'yla diyalog kurmanın yollarını aramalıdır. ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=903112&title=yorum-samir-salha-diasporanin-ofkesinin-arkasindaki-neden#
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni Cemaati Başkanı Bedros Şirinoğlu ve Ermeni Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Herman Balyon'u kabul etti. Görüşmede Şirinoğlu'nun Osmanlı Padişahı 2. Mahmut'un resminin bulunduğu kol düğmesi dikkati çekti.
Görüşme sonrasında basın mensuplarına açıklama yapan Ermeni Cemaati lideri Bedros Şirinoğlu sözde soykırım yasa tasarısıyla ilgili 'İki arkadaşın arasına nifak sokuldu ve bu kavga kötü bitti' dedi.

Bütün dünyada bu olayların yaşandığı ve üstünün hemen kapatıldığını söyleyen Şirinoğlu, Türkiye ve Ermenistan arasındaki olayın üstünün bir türlü kapatılmak istenmediğini söyledi.

İşte Bedros Şirinoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

"Ben soykırım lafını kullanmak istemiyorum. Ben Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım. Türkiye'yi savunmak zorundayız. 1915'te olan olaylar, iki çok samimi arkadaşın, iki ortağın arasına nifak sokulmuştur. Bunun neticesinde birbirlerini çok seven arkadaşların kavgası kötü bitmiştir.  Bunu unutup, ileriye bakmak lazım. Sayın Sarkisyan'da konuşmalarında, Ermenistan'ın geleceğine vatandaşlarımızın mutluluğuna bakmalıyız demiştir.

Ben bir şeyler olmamıştır demiyorum. Ermenistan'daki soydaşlarımız da sıkıntı yaşamıştır ama bunu fazla eşelemenin faydası yoktur. Ermenilerde zayiat varsa, Türk milletinde de zayiat var. Benim büyükbabamda bu olaylarda hayatını kaybetti. Olaylar olmuştur fakat her iki tarafta zayiat vermiştir.

BU OLAYIN ÜSTÜ KAPATILMAK İSTENMİYOR

Bütün dünyada bu tür olaylar olmuştur ve bunların üzeri kapatılmıştır. Ama bu olayın üstü kapatılmak istenmiyor? Bu neden oluyor bunu anlamıyorum.  Uzun zamandır ülkelerinden uzak olanlar, diasporada olanlar gelsinler Türkiye'deki Ermeni vatandaşların yaşantılarını görsünler ondan sonra karar versinler.

Biz azınlığız ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Her vatandaş gibi eksikleri tamamlamayın talep hakkımız vardır. Türkiye ve Ermenistan arasındaki süreçten umutluyum."

ERMENİLER İÇİN 2. MAHMUT'UN ÖNEMİ

II. Mahmut Ermeni cemaati tarafından en çok sevilen padişahlardandı. II. Mahmut döneminde Ermeni cemaatine yeni imkanlar sağlandı ve devlet yönetiminde Ermenilere daha etkin yer verildi.

O dönemde Ermeni Cemaati'nin reisliğini, aynı zamanda Osmanlı Sarayı'nın Maliye Nazırı ve Sultan II. Mahmut'un yakın danışmanı olan Harutyun Amira Bezciyan üstlenmekteydi (1825-1834). Cemaatinin en büyük hayırseverlerinden biri olarak tanınan Bezciyan 1831'de Narlıkapı Hastanesi'nde düzenlenen bir anma gününde zamanın Patriği'ni ve diğer Amira'ları toplayarak daha büyük ve geniş çaplı bir hastanenin kurulması gerekliliği gündeme getirmişti.

II. Mahmut, hayatı boyunca, Osmanlı İmparatorluğu'nu batı düzenine uydurmaya çalıştı. Bunun için çıkarttığı kıyafet kanunuyla (3 Mart 1829) devlet memurlarının kavuk, sarık, şalvar ve çarık giymelerini yasakladı.

Bunların yerine fes, pantolon, ceket giyilecekti. Buna karşı çıkanları şiddetle cezalandırdı. Saray yaşayışını değiştirerek Avrupalı hükümdarlar gibi davrandı; setre pantolon giydi, sakalını kısa kestirdi, resmini devlet kurumlarına astırdı. Bu değişiklikler yüzünden halk tarafından, "gâvur padişah" diye adlandırıldı.

Batılı kurumların çalışmalarından esinlenerek yalnız erkekleri belirten nüfus sayımı yaptırttı (1831). Böylece yeni kurduğu ordunun devamını sağlayacak insan ve servet durumunu öğrendi. Bu sayım sonucunda 4 milyon Hıristiyan ve 8 milyon Müslüman tespit edildi. Avrupa'nın önemli şehirlerinde daimî elçilikler kurdurttu. İlk resmî gazete olan Takvim-i Vekayi'nin çıkmasını sağladı. Avrupa hükümet düzenini benimseyerek nâzırlıklar kurdu.

Başvekâlet, Maliye, Dahiliye, Hariciye, Evkaf nezaretleri gibi teşekküller onun emriyle kuruldu. Askerî konuları görüşmekle görevli Dâr-ı Şûra-yı Askerî, sivil görevlilerin yargılanması ve hükümetle halk arasında dâvalarının görüşülmesi için Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye kuruldu. Bir fermanla ilköğrenimin zorunlu ve parasız olduğunu ilan etti. Rüştiyeler ve devlet memurlarının yetişmesi için Mekteb-i Maârif-i Adliye kuruldu. Tıbbiye ve Harbiye okulları açıldı. Bu okullar için yabancı kaynaklı eserler Osmanlıca'ya çevrildi.

http://www.bugun.com.tr/haber-detay/97268-kol-dugmeli-mesaj-haberi.aspx
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.