Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

19 Nisan 2024, 11:25:37

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,820
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 96
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 84
Total: 84

Baklava çalan çocukları Ebu Suud Efendi yargılarsa.., Hacer Aydın, haber7.com

Başlatan kilimanjaro, 02 Kasım 2012, 16:37:09

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Ebu Suud Efendi ya da Ebussud Efendi. Kanuni döneminde yaşamış ve onun tarafından Şeyhülislam yapılmış; adaletli, merhametli ve ilkeli bir kadı ya da hâkim.

Hem Kanuni zamanında hem de Selim zamanında Şeyhülislamlığı devam etmiş. Önemli kararlar almalarına öncülük etmiş ve kanunnameler de hazırlamıştır. Anne tarafında ünlü matematikçi Ali Kuşçu'nun da torunudur.

"Baklava çalan çocuklar" ülkemiz tarihine geçmiş önemli bir fenomendir.  Medya yıllarca, bu çocuklara verilen cezaları konuştu ve sorguladı.

Hala sorgulanıyor olması da ceza sistemimizde ciddi düzenlemelerin ve madde değişikliklerinin olmasını zorunlu kılmaktadır. Zira nerdeyse adam öldüren kişinin, sahtekârların, dolandırıcıların cezası ile on sekiz yaşını doldurmamış çocukların esnaftan yürüttükleri baklavanın cezası aynı gibi ve hatta daha az...

Bu hafta "Muhteşem Yüzyıl" dizisinde Şeyhülislam Kadı Ebu Suud Efendi vardı. Usta oyuncu Tuncel Kurtiz bu rolde ve Ebu Suud Efendi olarak halkı mahkeme ediyor. Suçlananları ve suçlayanları dinliyor. Suçlananlar arasında iki çocuk da var ve baklava çalmışlar.

Ebu Suud Efendi soruyor, "davacı sen misin?"

"Davacıyım kadı efendi bu iki velet bir tepsi baklavamı çaldı. Arkadaşlarıyla yerken yakaladım. İbreti âlem için ikisinin elleri kesilsin istiyorum"

Kadı çocuklara dönüp sorar: "Doğru mu der bu efendi?"

Çocuklardan biri konuşup "Kadı efendi bağışla bizi yemin billah bir daha yapmayız. Fırından yeni çıkmıştı göz hakkı istedik vermedi."

Kadı diğer çocuğa dönüp sen de suçunu ikrar ediyor musun diye sorar.

Çocuk "Paramız yoktu kadı efendi, şeytana uyduk" der.

Ebu Suud Efendi kararını verir. "İkisi de suçunu kabul etti.  Sen de hakkını helal et kapansın bu dava."

Adam sert bir şekilde "Etmem. Bugün baklava çalan yarın bir gün ne yapar?"

Kadı sorar: "kaç akçeydi çalınan mal" adam "on akçe" der. "Hırsızlıkta had cezası çalınan malın kıymeti en az on dirhem gümüş (*) olması icap eder (**). O da kırk beş akçe eder."

Adam konuşmaya başlar:  "İmam Malik, İmam Şafi, İmam Hanbel Hazretleri bu haddin üç dirhem olduğunu söyler."

Kadı Ebu Suud efendi başını sallayıp: "Madem bu kadar çok şey biliyorsun söyle bakalım üç dirhem gümüş kaç akçe eder?"

"On üç akçe eder kadı efendi."

Kadı "Yine on akçenin üstünde kaldın efendi. Bu kadar az mal için bu çocukların ellerinin kesilmesini istemekten utanmıyor musun sen ha? Yıkıl karşımdan. Bir daha da malını öyle orta yerlere açık olarak bırakma da öyle fakir fukaranın nefsi uyanmasın." diye kızar ve kararını söyler.

"Yaz: Nisab miktarı kâfi gelmediğinden taziz cezası verilir. Çocukların bir yakını varsa tespit edilsin on akçe cürüm tahsis edilsin."

"Muhteşem Yüzyıl" dizisi bu sahnesi ile muhteşem bir gönderme yaptı. Kanuni ise tüm Ebu Suud Efendi'nin methini duyup kılık değiştirerek bu mahkemeleri izliyor ve onu adalet duygusunu ve kararındaki isabetlilikleri görüp Şeyhülislam yapıyor.

Bir tepsi baklava çalan bu çocuklar iki, üç yıl hapis yattı. Aynı gerekçelerle... "Bu gün baklava çalan yarın ne çalmaz, ne yapmaz..." diye. Bu gün yetişkin oldular. Bu adaletsizlik ve merhametsizlik ise hiç unutulmadı.

Hacer Aydın - Haber 7
http://www.haber7.com/yazarlar/hacer-aydin/946837-baklava-calan-cocuklari-ebu-suud-efendi-yargilarsa



(*) Bir dirhem, 3,207 grama eşit bir ağırlık ölçüsüdür. Bir gram gümüşün satış fiyatı 02.11.2012 tairihi itibariyle 1,93 TL'dir. Bu durumda 10 dirhem gümüşün gram cinsinden karşılığı 32,07 gram olur, bu da gramın satış fiyatı olan 1,93 ile çarpıldığında 61,8951 TL eder.

(**) Önde gelen sahabelerden olduğu kadar aynı zamanda büyük bir müçtehid de olan Hz. Ömer, özellikle kıtlık ve açlığın yaygın olduğu dönemlerde ıztırar hali ile işlenen hırsızlık, zina gibi vakalar sebebiyle had cezasının uygulanamayacağını belirtmiş ve hilafeti döneminde de bu yönde uygulamalarda bulunmuştur. Bu görüş, diğer tüm İslam Hukukçuları tarafından da kabul edilmiştir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen tıklayınız.
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.