Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

11 Mayıs 2024, 05:46:10

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,826
  • Toplam Konu: 4,366
  • Online today: 174
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 126
Total: 126

Kentsel Dönüşüm

Başlatan soleda, 21 Kasım 2012, 01:43:06

« önceki - sonraki »

soleda

Kentsel Dönüşüm çerçevesinde belediyeye park alanı olarak devredilen hazine arazisinin, belediye tarafından park alanı yapılma zorunluluğu varmıdır? aksi halde çevre sakinleri tarafından belediyeye dava açılabilir mi?

Avukat

Merhabalar.

Alıntı YapKentsel Dönüşüm çerçevesinde belediyeye park alanı olarak devredilen hazine arazisinin, belediye tarafından park alanı yapılma zorunluluğu varmıdır? aksi halde çevre sakinleri tarafından belediyeye dava açılabilir mi?

Belediyeye park alanı olarak devredilen hazine arazisinin başka bir amaçla kullanılması tahsis amacına aykırı olacağından, bu tarz bir kullanım hukuka aykırı olur. Böyle bir durumda tahsisi yapan hazine bu tahsis işlemini kaldırabileceği gibi vatandaşlar da hem hazineye hem de belediyeye bu yönde talep ve şikayetlerini iletebilirler. Aşağıda konuyla ilgili emsal bir Danıştay kararı bulunmaktadır. Kolay gelsin...



T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2008/11811
Karar No : 2012/2444

Temyiz Eden (Davacı) : Gazi Üniversitesi Rektörlüğü - ANKARA
Karşı Taraf (Davalı) : Maliye Bakanlığı - ANKARA
İstemin Özet i : Ankara 6. İdare Mahkemesinin 17.1.2008 tarih ve E:2004/3372, K:2008/46 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 13 üncü maddesinin ( d ) bendi uyarınca, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kamu hizmetinde kullanılmak üzere kamu kuruluşlarına tahsis etmeye yetkili kurum olan Maliye Bakanlığının, gerek tahsis işlemini yaparken, gerekse yapılmış bir tahsisi kaldırırken ihtiyaç değerlendirmesi yapacağı, tahsis amacı ortadan kalkmadığı veya amacın gerçekleştirilmesinin olanaksız hale geldiği saptanmadığı sürece, yapılan tahsisi kaldıramayacağı tartışmasızdır.
Bakılan uyuşmazlıkta, 1990 yılında, mahallinde düzenlenen 1.2.1990 tarihli tutanak ile fiili durumu tespit edilen Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Gazi Mahallesinde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait, 773 Ada, 5 Parsel sayılı, 65.350 m² yüzölçümlü taşınmazın, tahsis amacı da belirtilmek suretiyle Gazi Üniversitesi Rektörlüğü adına mevzuata uygun bir şekilde tahsis edildiği ve bu tarih itibarıyla ortada hukuki geçerliliği tartışmasız bir tahsis işleminin var olduğu kuşkusuzdur.
Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne tahsisi yapılan taşınmazın, konumu itibarıyla Üniversitenin merkez kampüsü ile diğer fakültelerinin yoğun olarak bulunduğu alanda yer aldığı, eğitim hizmetlerinin birlikte yürütülmesi isteğinden hareketle söz konusu taşınmaza anılan Üniversitenin ihtiyacının bulunduğu ve bu bağlamda Üniversiteye yapılan tahsis amacının ortadan kalkmadığı ve bu amaca yönelik hizmetin gerçekleştirilmesinin ise olanaklı olduğu açıkça görülmektedir.
Bu itibarla, söz konusu taşınmazın Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne yapılan tahsis amacının varlığını koruması karşısında; Tahsis işlemini yapmaya ve kaldırmaya yetkili Maliye Bakanlığının davacı Üniversiteye tahsis işlemi yapıldıktan sonra her iki kamu idaresinin de ihtiyaçlarında ne gibi bir değişiklik olduğunu değerlendirmesi, bu taşınmaza hangi idarenin daha fazla ihtiyacı bulunduğunu somut verilerle ortaya koyarak devir konusunda bir karar verilmesi gerekirken, bu hususları dikkate almadan tesis ettiği dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcıs ı : ....
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Gazi Mahallesinde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait, 773 Ada, 5 Parsel sayılı, 65.350 m² yüzölçümlü taşınmazın, Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne olan tahsisinin kaldırılarak, Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmesine ilişkin 3.11.2004 günlü ve 38263 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 6. İdare Mahkemesince, dava konusu taşınmazın 1990 yılında Gazi Üniversitesine tahsis edilmesine rağmen, 1962 yılından bu yana fiilen Milli Eğitim Bakanlığınca kullanıldığı, hizmete uygun onarım ve tadilat yapılması dolayısıyla Gazi Üniversitesi Rektörlüğünce tahsis amacına uygun olarak kullanılmadığı, bu nedenle davalı idarece 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d maddesi ile tanınan yetki çerçevesinde kamu yararı ve hizmet gerekleri gözönünde bulundurularak Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmesinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, söz konusu taşınmazın, 1990 yılında Gazi Üniversitesine tahsis edildiğini, tahsis amacının ortadan kalkmadığını, taşınmazın başka bir kamu kurumu tarafından kullanılıyor olmasının, tahsisin kaldırılması için yeterli bir neden oluşturmadığını, Gazi Üniversitesinin artan öğrenci sayısı nedeniyle bina ve tesise ihtiyacının bulunduğunu belirterek anılan Mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 13 üncü maddesinin ( d ) bendinde, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanları; genel, katma ve özel bütçeli idarelere tahsis etmek ve tahsis amacının ortadan kalkması veya amaç dışı kullanılması halinde tahsisi kaldırmak; tahsisi kaldırılan taşınmaz mallar üzerinde Hazine dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapı ve tesisleri tasfiye etmek, tasfiyeye ilişkin esas ve usulleri belirlemek, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Anılan yasal düzenlemenin, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kamu hizmetinde kullanılmak üzere kamu kuruluşlarına tahsis edilmesine olanak tanıdığında bir duraksama bulunmamaktadır. Bu konuda yetkili kurum olarak Maliye Bakanlığının, tahsis işlemini yaparken ihtiyaç değerlendirmesi yaptığı ve bunun sonucuna göre tahsis işlemini gerçekleştirdiği kuşkusuzdur.
Söz konusu değerlendirmenin, tahsisin kaldırılması veya taşınmazın başka bir idareye tahsisisin söz konusu olduğu durumlarda da yapılacağı tabiidir. Dolayısıyla, bir kamu kuruluşuna yapılan tahsis amacının ortadan kalktığı veya bu amacın gerçekleştirilmesinin olanaksız hale geldiği saptanmadığı sürece, tahsisin kaldırılamayacağı açıktır. Zira, tahsis amacının varlığını sürdürdüğü ve bu amaca yönelik hizmetlerin gerçekleştirilmesinin olanaklı olduğu durumlarda tahsisin kaldırılması, yukarıda sözü edilen Kanun hükmüne ve kamu hizmeti gereklerine aykırı düşecektir.
Dosyanın incelenmesinden, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, Gazi Mahallesinde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait, 773 Ada, 5 Parsel (Eski 7055 Ada, 2 Parsel) sayılı, 65.350 m² yüzölçümlü taşınmazın, yüksek öğretmen okulu olarak kullanılmak üzere 8.3.1990 günlü ve Mile. 5.şb.3121-5060-8149 sayılı işlemle Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne tahsis edildiği; Milli Eğitim Bakanlığının, söz konusu taşınmazın Bakanlıkları adına tahsisli iken görüş alınmadan hatalı olarak düzenlenen 1.2.1990 tarihli tutanak esas alınarak Gazi Üniversitesi Rektörlüğü adına tahsis edildiği ve hizmet binası temininde zorluklarla karşılaşıldığı gerekçesiyle, anılan yerin yeniden bakanlıkları adına tahsis edilmesinin istenilmesi üzerine, Maliye Bakanlığınca: 1982 yılında Gazi Üniversitesinin kurulmasıyla, 41 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince Milli Eğitim Bakanlığına bağlıyken üniversiteler kapsamına alınan akademi ve yüksekokullar ile bulundukları tesislerin Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne tahsis edildiği, ancak Yüksek Öğretmen Okulunun 1978 yılında kapatılması ile taşınmazın 1981 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığınca, bakanlık hizmetlerinde
kullanıldığı, Üniversiteye teslim edilmediği, 26.1.2004 tarihinde mahallinde düzenlenen tespit tutanağına göre de, üzerinde Milli Eğitim Bakanlığına ait hizmet binası ve tesislerin bulunduğu; Bakanlıkça hizmete uygun onarım yapılması nedeniyle, bina ve tesislerin derslik, laboratuvar ve yurt binası özelliğini kaybettiği; ayrıca, Bakanlığın taşınmaza ihtiyacının da bulunduğu gerekçesiyle 178 sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d maddesi uyarınca Gazi Üniversitesine olan tahsisin kaldırılarak, anılan yerin, Milli Eğitim Bakanlığı hizmetlerinde kullanılmak üzere Bakanlığa tahsisinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
İnceleme konusu olayda davacı Gazi Üniversitesi Rektörlüğünün, 1990 yılında, yüksek öğretmen okulu olarak kullanılmak üzere kendisine tahsis edilen taşınmazı fiilen kullanmadığı ve/veya kullanamadığı sabittir. Ancak, 1990 yılında, mahallinde düzenlenen 1.2.1990 tarihli tutanak ile fiili durumu tespit edilen taşınmazın, tahsis amacı da belirtilmek suretiyle Gazi Üniversitesi Rektörlüğü adına mevzuata uygun bir şekilde tahsis edildiği ve bu tarih itibarıyla ortada hukuki geçerliliği tartışmasız bir tahsis işleminin var olduğu şüphesizdir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 5 inci maddesinde; Yükseköğretim kurumlarının geliştirilmesi, verimlerinin artırılması, genişletilmesi ve bütün yurda yaygınlaştırılması, yükseköğretime ayrılan kaynakların ve ihtisas gücünün dağılımı, milli eğitim politikası ve kalkınma planları ilke ve hedefleri doğrultusunda ülke, çevre ve uygulama alanı ihtiyaçlarının karşılanması, örgün, yaygın, sürekli ve açık eğitim-öğretimi de kapsayacak şekilde planlanıp gerçekleştirilmesi ana ilke olarak amaç edinilmiş; yine, aynı Kanunun mali kolaylıklar başlıklı 56 ncı maddesinde ise, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerinin genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanacakları kurala bağlanmıştır.
Bu bağlamda, tüm yükseköğretim kurumlarında olduğu gibi, davacı Üniversitenin geliştirilmesi, veriminin artırılması, genişletilmesi, çevre ve uygulama alanı ihtiyaçlarının karşılanması ve genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlandırılmasının yasal bir gereklilik olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, Davacı Üniversiteye tahsisi yapılan taşınmazın konumu itibarıyla Üniversitenin merkez kampüsü ile diğer fakültelerinin yoğun olarak bulunduğu alanda yer aldığı, eğitim hizmetlerinin birlikte yürütülmesi isteğinden hareketle söz konusu taşınmaza anılan Üniversitenin ihtiyacının bulunduğu ve bu bağlamda Üniversiteye yapılan tahsis amacının ortadan kalkmadığı ve bu amaca yönelik hizmetin gerçekleştirilmesinin ise olanaklı olduğu açıkça görülmektedir. Bu itibarla, söz konusu taşınmazın Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne yapılan tahsis amacının varlığını koruması karşısında; tahsis işlemini yapmaya ve kaldırmaya yetkili Maliye Bakanlığının davacı Üniversiteye tahsis işlemi yapıldıktan sonra her iki kamu idaresinin de ihtiyaçlarında ne gibi bir değişiklik olduğunu değerlendirmesi ve yukarıda belirtilen hususları da dikkate almak suretiyle, bu taşınmaza hangi idarenin daha fazla ihtiyacı bulunduğunu somut verilerle ortaya koyarak devir konusunda bir karar vermesi gerekmektedir.
Buna göre, davalı idarenin anılan hususları dikkate almadan tesis ettiği dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığından, davanın reddi yolunda verilen idare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, Ankara 6. İdare Mahkemesinin 17.1.2008 tarih ve E:2004/3372, K:2008/46 sayılı kararın BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden karar verilmek üzere adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine 23.5.2012 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

soleda

Hazine tarafından, PARK ALANI olarak devredilen yerlere, belediyeler  ne kadar sürede işlem yapmak zorundadır. İşlemi reddetme  yetkisi varmıdır ? PARK ALANI isteyen halk  işlemi hızlandırmak için neler yapabilir. Belediyeye dava açabilir mi?

Avukat

Alıntı YapHazine tarafından, PARK ALANI olarak devredilen yerlere, belediyeler  ne kadar sürede işlem yapmak zorundadır.

Süre kısıtlaması yoktur ancak haklı bir sebep olmaksızın uzun süre tahsis amacı istikametinde işlem yapılmamış olması ihtimalinde tahsisi gerçekleştiren kamu kurumu tahsis kararını iptal etme hakkına sahip olacaktır.

Alıntı Yapİşlemi reddetme  yetkisi varmıdır ?

Belediye şayet tahsis amacı dışında bir gaye için taşınmazı kullanırsa, yukarıda da belirtildiği gibi, tahsisi gerçekleştiren kamu kurumu tahsis kararını iptal etme hakkına sahip olur.

Alıntı YapPARK ALANI isteyen halk  işlemi hızlandırmak için neler yapabilir.

Taşınmazın devir tarihinin üzerinden geçen uzun zamana rağmen tahsis amacı doğrultusunda işlem yapılmamış olması belediyeye hatırlatılarak işlem yapılması yönünde talepte bulunulabileceği gibi, devri gerçekleştiren kamu kurumuna müracaaat ederek tahsis amacı istikametinde işlem yapmayan Belediyenin ikaz edilmesi de talep edilebilir. Kolay gelsin...