Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

28 Mart 2024, 16:39:06

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,818
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 115
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 81
Total: 81

Gece ağlayan, gündüz gülen adam: Enver Ağabey.., Mustafa Ünal, Zaman

Başlatan TOPRAK, 27 Şubat 2013, 04:33:32

« önceki - sonraki »

TOPRAK

Gökyüzü kara bulutlarla kaplı, yağmur yağdı yağacak, Eyüpsultan'a hüzün hakim. Caminin içi dışı dolu. Gençlerin çokluğu göze çarpıyor. Ülkenin dört bir yanından gelenler var. Gençlerden biri 'İzmir'den geldim' dedi, diğeri 'Van' ve 'Erzurum' dedi. Ezana doğru kalabalık arttı. Oğul Mücahid Ören metin. Ölümün bilincinde. Ölüm her canlı için mukadder, kaçış yok. Şişli Belediye Başkanı ilk gelen siyasilerden. Onu Enerji Bakanı Taner Yıldız izledi. Başbakan Erdoğan da en ön safta yerini aldı.

28 Şubat'ın arifesi ve yine acı bir kayıp. Herkesin 'Enver Ağabey' diye hitap ettiği Enver Ören'i yitirdik. Hastaydı. Yoğun bakımda yatıyordu. İki yıl önce Necmettin Erbakan, 27 Şubat'ta ayrıldı aramızdan. Kaderin akışı içinde bir hikmeti, bir anlamı vardır muhakkak. Her iki isim de 28 Şubat sürecinin mağduruydu.

Enver Ören sadece bir işadamı ve medya patronu değildi. Maneviyat dünyamızın da dinamiklerinden, kandillerinden biriydi. Hüseyin Hilmi Işık'ın yakınıydı. Hal ehliydi. Seyyid Abdülhakim Hazretleri'nin yolundan gidiyordu. 28 Şubat'ın hedef aldığı isimlerden biriydi. Karanlığı, ülkeyi aydınlığa çıkarmak için çabalayanlar daha derinden hisseder. Nitekim kimi ülkeyi terk etmek durumunda kaldı, kimi ayakta kalabilmek için büyük acılarla boğuştu.

Unutamadığım anekdotlardandır. 28 Şubat'ın soğuk, dondurucu günleri, ülkenin üzerinde kara bulutlar dolaşmakta. Enver Ören, randevu alır, Çevik Bir'le görüşmeye gider. Çevik Bir tanıdığı bir isim aslında. Kuleli'den okul arkadaşı. Ama ayrı dünyaların insanı. Çevik Bir'in irtica diye gözünü kararttığı çetin günler.

Bir, 28 Şubat'ı anlatmış. Duydukları karşısında eli ayağına dolaşmış. Nasıl dolaşmasın ki her kutsal düşman olarak bellenmiş. İhlas, kara listeye alınmış. Enver Ören önündeki sürahiyi devirmiş. Erol Özkasnak'ın üstü ıslanmış. İnanç ve insaf sahibi bir insanın sükûnetini koruması mümkün mü? Değil elbette. Enver Ören, Çevik Bir'e dönmüş "Yapmayı düşündüğünüz şeyler toplumda kaosa yol açar, kan dökülebilir." şeklinde uyarıda bulunmuş. Bir'in cevabı çok acımasız: '3 milyon insan ölse ne olur?' 28 Şubat'ı özetleyen bir cümle aslında.

Dün Nuri Elibol'un köşesinde okudum. Genelkurmay Başkanı çağırmış ve "Enver Bey'e selam söyle Türkiye Gazetesi'nin içinde irticai yayınların yapıldığı o iki sayfayı kaldırsın. Orada yazılanlar bizi çok üzüyor." demiş. Elibol, mesajı Enver Ören'e aktarmış. Ören üzülmüş "Biz bu gazeteyi o iki sayfanın hatırına çıkarıyoruz. Sayfaları kaldırmaktansa gazeteyi kapatırız." demiş.

2012'nin Ramazan ayıydı. Ankara'ya gelmişti. Bağlum'da şeyhi Abdulhakim Arvasi Hazretleri'nin medfun olduğu yalçın mezarlığın hemen yanında kalıyordu. Ziyaretine gidecektik. Nasip olmadı. Rahatsızlandı. Ankara'dan ayrılmak zorunda kaldı. Yıllardır böbreklerinden rahatsızdı. İki defa ameliyat oldu. Sağlığı düzelmedi. Izdırabı hiç bitmedi. Birkaç yıl önceydi. İstanbul'a gelmiştim. Türkiye Gazetesi ve TGRT'nin bulunduğu binaya uğradım. Bir saate yakın konuştuk. Sürekli tebessüm halindeydi. Hastalığını anlatırken bile. "Fethullah Gülen Hocaefendi'yi gördüm rüyamda. Bana ceviz göndermiş." dedi. "Kuşkusuz bu rüyanın bir mesajı var." diye ekledi. Duygulandı sonra... Dünyanın dört bir yanında yapılan hizmetlerden övgüyle bahsetti.'Neden sürekli tebessüm ediyorsunuz?' diye sormuşlar. Verdiği cevap çok ilginç: "Ben geceleri ağladım, gündüzleri güldüm." Güleryüz tavsiye edilir. İnancımıza göre tebessüm sadakadır. O tavsiyenin ete kemiğe büründüğü biriydi sanki.

Mekânı cennet olsun.....

http://www.zaman.com.tr/mustafa-unal/gece-aglayan-gunduz-gulen-adam-enver-agabey_2057362.html




O benim de Enver Abimdi!, Meryem Aybike Sinan, haber7.com

Türk Basın Tarihinin önemli ve değerli simalarından biriydi Enver Ören.

Ve geçen Cuma akşamı sevenlerine veda etti.  Rahmet-i Rahmana kavuştu. Allah gani gani rahmet eylesin ve mekânı cennet olsun.

Enver Ören, yaptığı hizmetlerin yanı sıra her şeyden önce bir gönül adamı, hoşgörü ve hizmet adamıydı. Türk Medyasının gülen yüzüydü. Ve bir dava adamıydı. Türkiye Gazetesi yaptığı yayınlarla en zor günlerde bu ülkenin maddi ve manevi yaralarına merhem oldu. İlk kez olumlu din adamı imajını TGRT dizi ve yayınlarında görmüş, öğrenmiş olduk!

Milliyetçi ve muhafazakâr aydının yazacağı tek yayın kuruluşu olarak yıllarca her türlü baskıyı göğüsledi ve en zor zamanlarda dahi var olmaya çalıştı... Bu ülkede her yayın kuruluşunun tek düze görüş ve düşünceleri temsil ettiği bir zamanda Türkiye Gazetesinin bağrında sağ kesimin bütün renkleri bir arada Enver Ören'in hoşgörüsü sayesinde desen desen bu ülkenin zenginliğine ahenk kattılar.

Türkiye Gazetesi hep bir renk ahenk gazetesiydi bana göre.

Bizim ailenin, akrabalarımız da dâhil okuduğu yegâne gazete idi yıllar yılı. Hatta işadamı eniştem hatırlıyorum da bir düzine gazeteye birden abone olurdu hizmet adına. Gelene geçene bir gazete hediye eder, okuyun derdi.  Benim de en sevdiğim yazarlar ve çizerler bu gazetenin çatısı altında idiler.

Mustafa Necati Özfatura, Yılmaz Öztuna,  Sevinç Çokum, Yavuz Bülent Bakiler, Ahmet Kabaklı, Dilaver Cebeci, Ergun Göze, Gürbüz Azak, Olcay Yazıcı, Seyyid Ahmet Arvasi vs. Bu gazetede yazan hemen herkes gerçekten de konusunun uzmanı, tecrübeli, hoşgörülü, vatansever, kültür milliyetçisi ve gerçek birer Türk münevveri idiler. Bugüne kadar bir buçuk milyon sınırına dayanan tek sağ gazete Türkiye Gazetesi olmuştur zannedersem!

Ve Türkiye Çocuk Dergisi...

Otuz yılı aşkın bir süredir yayın hayatına devam eden, çocuklara yönelik yayınlarıyla Şeyh Şamil, Hacı Murat, Şeyh Edebali, Ak Şemseddin, Molla Gürani gibi dizi çizgi romanlarıyla, moral değerlere atıfta bulanan sıra dışı bir dergiydi. Çocuk dünyasına bizden desenleri nakşeden,  yazı ve şiirleriyle, söyleşi ve araştırma yazılarıyla biz dünün çocuklarına, bizden sonrakilere ve bugünün çocuklarına aynı mutfaktan aynı desenlerle hizmet vermeye devam ediyor Türkiye çocuk Dergisi.

Hatırlıyorum da Türkiye Çocuk Dergisinde ilk hikâyem yayınlandığında ilkokul beşinci sınıfta idim ve ilk telif ücretimi, yani yazarlıkta kazandığım ilk para ne çok mutlu etmişti beni! Bu ilk tecrübeyi  hiç ama hiç unutmuyorum. Bir çocuğun bile emeğini göz ardı etmeyen böylesi ince, hakkaniyetli yayıncılık anlayışı bir daha olmadı bu ülkede, olamadı!

Sonra Pazar günleri Türkiye Gazetesi ile yayınlanan "Türkiye Magazin" adlı Pazar ekinde yayınlanan hikâyelerim beni heveslendiren kalem tecrübeleriydi. Türkiye Gazetesi, benim için yazarlık okulu olma bakımından çok önemli bir kurumdur.  O nadide ekol, o manevi okul üzerimde hiçbir zaman silinmeyecek derin izler ve desenler bırakmıştır.

Çocukluk ve gençlik yıllarımızda Enver Abimizi takip ederken hoşgörüyü, gerginlikleri yatıştıran, sağduyuyu çağıran, kemal ve cemal sahibi bir insan görürdük karşımızda.

Enver Ören, bu ülke medyasında çok ciddi ve unutulmaz işlere imza atmıştır.  Türkiye Gazetesi sadece bir gazete  değil, aynı zamanda manevi alt yapısı olan bir irfani okuldur. Bu ekolün içinden çıkmış isimlere baktığımızda tutarlı, mütevazı, nezaketli, nezahetli, merhametli, vatansever, hoşgörülü bir yapının olduğunu görürsünüz.

İçindeki kemali dışındaki cemaline yansıyan Enver Ören Türkiye Gazetesi, TGRT gibi kuruluşlarıyla bir devrin sesi olmuştur.  Her yükselişin bir de çöküşü ve düşüşü mukadderdir. Ancak son yıllarda Türkiye Gazetesinde değerli dost Nuh Albayrak'ın da ciddi katkılarıyla önemli gelişmeler olmakla beraber elbette bütün bu gelişmeler bizim hayalimizdeki Türkiye Gazetesi'nin hayli gerisindedir.

Ancak ümit varız.

Enver Abimiz gitse de şükür ki bayrağı teslim alan bir Mücahid'i vardır! Zaten ilk gençlik yıllarından bu yana ağabey ve büyüklerinin yanında gazetenin mutfağında pişen bir tarafı da olduğundan gazete bünyesinde herhangi bir değişiklik olacağını tahmin etmiyoruz.

Tam kırk yıl iyi ve kötü günlerde bu ülkeye maddi ve manevi anlamda hizmet vermiş, muhafazakâr kesimin önde gelen sesi olmuş bu gazetenin kısa vadede eski parlak günlerine kavuşmasını umuyoruz.  Bu ülkeyi ve bu milleti seven herkesin de bu kuruluşa destek vermesi, Türkiye'yi takip etmesi bir vefa borcudur!

Zira biz vefa nedir, sadakat nedir, güven nedir her türlü moral değeri Enver Abimizden öğrendik! Allah razı olsun kendisinden.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun! Allah rahmet eylesin.

Muhabbetle Kalınız.

Meryem Aybike Sinan- Haber7
http://www.haber7.com/meryem-aybike-sinan/haber/994463-o-benim-de-enver-abimdi


http://www.youtube.com/watch?v=BNUdN4l9yM4#ws