Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

24 Nisan 2024, 01:11:15

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 99
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 99
Total: 99

Darbe gerekçesi TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi değiştiriliyor

Başlatan kilimanjaro, 28 Haziran 2013, 12:41:36

« önceki - sonraki »

kilimanjaro



İBRAHİM ASALIOĞLU - ANKARA

Darbecilerin meşruiyet bahanesi olarak gördüğü TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi yenileniyor. TSK'ya, Cumhuriyet'i 'koruma ve kollama' görevi veren madde 'yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunma' şeklinde düzenleniyor. Askerin siyasetle ilişkisini düzenleyen madde de 'TSK mensupları siyasî faaliyette bulunamaz' şeklinde netleştiriliyor.

Darbelere yasal dayanak oluşturduğu gerekçesiyle eleştirilen ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) Cumhuriyet'i 'koruma ve kollama' görevi veren TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi değişiyor. 'Silahlı Kuvvetler'in vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır' şeklindeki madde yeniden yazılıyor. Meclis'e sunulan hükümet tasarısında,  TSK'nın görevi, "Yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır." şeklinde tanımlanıyor. 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin gerekçesi olarak bu madde gösterilmişti. 12 Eylül soruşturmasının 2 sanığı Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, savunmalarında 35. maddeyi işaret etmişti. 'Darbeye teşebbüs'ten ceza alan eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan da, kendini bu maddeye dayanarak savunmuştu.

TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi bugüne kadar yapılan darbelerde cuntacıların en büyük dayanağıydı. 27 Mayıs darbesini yapanların temel dayanağı bu maddeydi. 12 Eylül soruşturmasında ifade veren 2 sanık, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve yine dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya da darbeye gerekçe olarak 35. maddeyi işaret etmişti. 28 Şubat'ın mimarları da soruşturma kapsamında verdikleri ifadelerde bu maddeye sarıldı. 'Darbeye teşebbüs' suçlamasıyla yargılandığı davada ceza alan dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan da, Balyoz belgeleri yayınlandığı ilk günlerde kendisini yine TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesine dayanarak savunmuştu.

Darbecilerin en büyük dayanağı olan bu madde artık değişiyor. Meclis'e sunulan hükümet tasarısıyla, 'Silahlı Kuvvetler'in vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır' şeklindeki 35. madde yeniden yazılıyor. Tasarıda 'Silahlı Kuvvetler'in vazifesi', "Yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır." şeklinde yenileniyor.

'Askerlik' tanımında da değişikliğe gidiliyor. Askerliği tanımlayan, "Türk vatanını, istiklal ve cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Bu mükellefiyet özel kanunlarla vaz olunur." şeklindeki madde, "Harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir" şeklinde yenileniyor.

Mevcut kanundaki askerlerin siyasetle ilişkisini düzenleyen madde de revize ediliyor. Mevcut kanunda, "Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü siyasi tesir ve düşüncelerin dışında ve üstündedir." şeklinde olan madde, "Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları siyasi faaliyette bulunamaz." şeklinde değiştiriliyor.

KALDIRILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, katıldığı 2. Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni'nde tasarıya ilişkin soruları cevapladı. 35. maddenin kaldırılmasının söz konusu olmadığını anlatan Bozdağ, "Tasarıyı gördüğünüzde daha iyi bir değerlendirme imkânı bulacaksınız. 35. maddede bir değişiklik öngörülmektedir. Kaldırılması söz konusu değil. Yeni yasama döneminde yasalaşacaktır." ifadelerini kullandı. Bozdağ, PKK'nın çekilmesiyle ilgili haberlere de değindi. Terör örgütü mensuplarının Türkiye topraklarını tamamen terk etmiş gibi bir algının doğru olmadığını söyledi. Bozdağ, "Çözüm süreci içerisinde terör örgütü mensuplarının topraklarımızı terk etmesi şarttır. Ama bazı basın yayın organlarında yer alan haberlere baktığınızda sanki terör örgütü mensuplarının Türkiye topraklarını tamamen terk etmiş gibi bir algı var. Bu algı gerçeği yansıtmıyor. Bu süreç devam ediyor. Sürecin devam ettiğini ifade edebilirim." diye konuştu.

Suç olarak tanımlanan fiiller Facebook'ta da Twitter'da da suçtur

35 kişinin attıkları 'tweet'ler nedeniyle gözaltına alınacakları ya da haklarında yasal soruşturma başlatılacağı yönünde çıkan iddialarla ilgili de konuşan Bozdağ, "Suç olarak tanımlanan fiiller ister Twitter'da, ister Facebook isterse başka usullerle işlensin bunlar suçtur. Suçların soruşturulmasına ilişkin usul neyse ona göre bir soruşturma yapılacaktır. Son dönemde yaşanan hadiseler nedeniyle pek çok yalan haber insanlarımızı tahrik etmek ve Türkiye'de bir kaos ortamı oluşturmak için elektronik ortamda servis edilmiştir. Bunların hepsi bizim mevzuatımızda suçtur. Hukuk devletinde hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Suça dair herhangi bir durum söz konusu olduğunda işleyen mekanizma neyse bu konularda da aynı mekanizma işlemektedir." ifadelerini kullandı.

http://www.zaman.com.tr/politika_darbe-gerekcesi-35-madde-degisiyor_2105016.html



35. madde reformu, Mustafa Ünal, Zaman Gazetesi

Geciktiği bile söylenebilir. Bugüne kalmamalıydı. Türkiye  darbelerle hesaplaşan, tarihiyle yüzleşen bir ülke. Her türlü darbe ve müdahale, yargı konusuna dönüştü. Tanklı toplu darbeden postmodern müdahaleye kadar.

Mahkeme, 28 Şubat iddianamesini kabul etti. 12 Eylül'ün yargılanması epey yol aldı. Balyoz'da mahkeme kararını verdi. Dosya Yargıtay'da. Ergenekon davasında geri sayım başladı. Karar ağustosun ilk haftasında. Sadece somut darbeler değil, teşebbüsleri de yargının konusu. Hal böyleyken darbelerin yasal dayanağını oluşturan 'TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi' hiç dokunulmadan, olduğu gibi kalabilir mi? Elbette hayır. Yeniden ele almak, zamanın ruhuna göre düzenlemek kaçınılmazdı. AK Parti nihayet adım attı.

Bu madde defalarca siyasetin gündemine girdi. Konuşuldu, tartışıldı. Belki de en çok konuşulan maddelerden biri. O yüzden '35. madde' dendi mi herkes ne anlama geldiğini bilir. Orduya cumhuriyeti 'koruma ve kollama' görevi verdiğini duymayan yoktur herhalde.

Koruma ve kollamanın sınırı o kadar geniş ki... Sürekli demokratik sistem generallerin gözetimi altında tutuldu. Sandıktan çıkan partilerle de yakından ilgilendiler, kurulacak hükümetlerin şekliyle de... Hatta kanunlar. Yeri geldi YÖK Kanunu veya Kur'an kursları ile ilgili düzenleme ya da katsayı 'darbe gerekçesi' sayıldı. Bütün sistemlerde bunun adı 'vesayettir'. Türkiye'deki demokratik sistem askerin vesayeti altında. Eskiye oranla demokrasi mesafe aldı, askerin sistem üzerindeki gözetimi zayıfladı. Ancak vesayetin tümüyle öldüğünü söylemek için daha çok erken.

Darbeleri de vesayeti de diri tutan şartlardır, yarın siyasi iklim değişince demokrasinin üzerinde yeniden kara bulutlar dolaşmaya başlayacağına şüphe yok. Reformlar kalıcı hale getirilemedi. Yeni ve sivil anayasa yapılamadı.

Askerî vesayet farklı şekillere büründü. Ortamı darbeye hazırlayanlar gün geldi 'kaos eylemcisi' olarak göründü. Evet, Gezi olaylarını kastediyorum. Meydan çok kalabalıktı. Ayırt etmek belki zordu. Saha da onlar da vardı. 2014 sürecinde kim bilir kendini nasıl gösterecek. Neresinden bakılırsa bakılsın 35. maddenin yeniden düzenlemesi demokratikleşme yolunda atılmış büyük bir adım. Dün hükümet, tasarı olarak Meclis'e gönderdi. Askerin elinden 'koruma ve kollama' görevi alınıyor. Demokrasinin ruhuna uygun. Bunu niye söylüyorum. 2 sene önce CHP Meclis'e 35. maddeyi değiştiren bir teklif sundu. Öneri bir iyileştirme getirmiyordu. Mevcudun yeni kelimelerle ifade edilmesinden ibaretti. Hatta 'askerin müdahalesini kuvvetlendirdiği ve alanını daha da genişlettiği' yorumunu yapanlar oldu.

Maddenin ne şekilde değiştiği o yüzden çok önemli. AK Parti Hükümeti'nin tasarısı 35. maddeyi demokratik hale getiriyor. Koruma kollama görevi kalkıyor. Askerlik yeniden tanımlanıyor. Kapsamlı bir değişim. Olması gerektiği gibi. Keşke hemen yasalaşsa... Daha fazla gecikmese. İklim uygun. Muhalefetin itirazı olacağını sanmıyorum. Sonbaharı beklemek gerekiyor. Meclis'in tatile girmesine sayılı günler kaldı. Yetişmesi zor. AK Parti Hükümeti bir irade ortaya koydu. Bir reform, köklü değişim iradesi bu.

Arkası gelmeli. Mevzuat gözden geçirilmeli. Vesayetin dayanağı sadece bir madde değil. Demokratik iklimi konjonktürel iyileştirmeler yerine kalıcı hale getirmek için atılacak çok adım var. AK Parti rehavete düşmenin ne tür sonuçlar doğuracağını yaşayarak gördü. 'Eskinin tam ölmediği, yeninin tam doğmadığı' gerçeğine uyandı.

AK Parti, tali yollara sapmadan reform yolunda ilerlemeli.

http://www.zaman.com.tr/mustafa-unal/35-madde-reformu_2104992.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.