Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

16 Nisan 2024, 09:26:34

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,819
  • Toplam Konu: 4,360
  • Online today: 92
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 83
Total: 83

Ben borçlu olarak, mirastan nasıl feragat ederim?

Başlatan Orkunt, 01 Ağustos 2013, 22:13:03

« önceki - sonraki »

Orkunt

Babamı 1 ay önce kaybettik. Şimdi mirasçı olarak ablam, ben ve annem var. Ben mirastan hiç birşey istemiyorum. Babam ölümünden önce zaten bana gerekli yardımı yaptı. Babamın şimdi 1 evi var. Bu evi annem de ablamın olsun istiyor ben de ablamın olmasını istiyorum. Fakat benim ticaret yapmamdan dolayı piyasaya borçlarım var. Babamdan kalan bu eve hiç birşey olmasını istemem. Bu ev ablamın hakkı çünkü. Ben mirastan kalan hissemi nasıl ablama devrederim? Benim borçlarım bunu etkiler mi? Nasıl bir yol izlemeliyim?

Avukat

Merhabalar. Öncelikle başınız sağolsun, Allah rahmet eylesin...

Alıntı Yapbenim ticaret yapmamdan dolayı piyasaya borçlarım var. Babamdan kalan bu eve hiç birşey olmasını istemem. Bu ev ablamın hakkı çünkü. Ben mirastan kalan hissemi nasıl ablama devrederim? Benim borçlarım bunu etkiler mi? Nasıl bir yol izlemeliyim?

1. Yol: Üç aylık süre içinde mirası reddedersiniz. Reddin nasıl yapılacağına ilişkin ayrıntılı bilgiye BURADAN ulaşabilirsiniz. Alacaklılardan biri altı aylık süre içinde reddin iptali için dava açmazsa, bu yolla miras annenize ve ablanıza kalmış olur. Akabinde anneniz de kendi hissesini ablanıza devredebilir. Aşağıda konuyla ilgili emsal bir Yargıtay Kararı bulunuyor.

2. Yol: Tapu müdürlüğüne ablanızla giderek hissenizi ablanıza devredersiniz. Alacaklılarınız bu devirden haberdar olursa, tasarrufun iptali davası açabilir. Böyle bir dava açılmadığı sürece bu devirden de maksat hasıl olacaktır. Dava açılırsa, muhtemelen mahkeme bu devrin alacaklılardan mal kaçırma maksadıyla yapıldığına hükmedip devrin iptaline karar verecektir.

Bir an evvel borçlarınızı rahatlıkla ödeyebileceğiniz bir mali duruma ulaşabilmeniz temennisiyle...




T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2006/2-464
K. 2006/471
T. 28.6.2006

4721/m. 609, 617
743/m. 557

DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 8. Aliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 07.04.2005 gün ve 2004/461 - 2005/157 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2 Hukuk Dairesi'nin 12.09.2005 gün ve 2005/9178-11843 sayılı ilamı ile, ( ...Türk Medeni Kanunu'nun 609. maddesi "mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hakimi sözlü veya yazılı red beyanını bir tutanakla tespit eder" hükmünü içermektedir. Red beyanı mahkemeye 24.03.2004 günü yapılmıştır. Bu tarihten itibaren davanın açıldığı 27.09.2004 tarihine kadar Türk Medeni Kanunu'nun 617/1. maddesindeki altı aylık hak düşürücü süre geçmiştir. Hak düşürücü süre mahkemece re'sen nazara alınır. Davanın hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır... )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

KARAR : Davacı vekili, ilama dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibinde bulunmuş, davalı borçlunun annesinden intikal edecek taşınmazı üzerine haciz koydurmuş; davalının mirası Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi uyarınca reddetmesi üzerine reddin iptalini talep etmiştir.

Davalı, amacının mal kaçırmak olmadığını, davanın reddi gerektiğini cevaben bildirmiş; mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm özel dairece, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesindeki altı aylık hak düşürücü sürenin, mirasçının mirası red beyanında bulunduğu tarihte mi, yoksa mahkemece reddin tesciline karar verildiği tarihte mi işlemeye başlayacağı noktasında toplanmaktadır.

Türk Medeni Kanunu'nun 609. maddesi hükmü "...mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı bir beyanla yapılır.

Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.

Sulh hakimi, sözlü veya yazılı red beyanını bir tutanakla tespit eder..." biçiminde düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi ise "malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, red tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali için dava açabilirler..." hükmünü içermektedir.

Eski kanunun mirasın reddini düzenleyen 557. maddesinde, mirasın reddine karşı reddeden mirasçının alacaklılarının üç ay içinde itiraz hakları olduğu kabul edilmişti. Yeni kanunun bunu karşılayan 617. maddesi, bu süreyi altı aya çıkarmıştır.

Bu madde ile getirilen ikinci önemli yenilik, redde itiraz süresinin hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağının hükme bağlanmış olmasıdır. Maddeye göre altı aylık redde itiraz davasını açma süresi "red tarihinden itibaren" başlayacaktır. İsviçre Medeni Kanunu'nun bu maddeyi karşılayan 578. maddesinde böyle bir değişiklik yapılmamıştır.

Yeni kanun bu eksikliği gidererek itiraz süresinin "red tarihinden itibaren" işlemeye başlayacağını kabul etmiştir ( Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu, Miras Hukuku, 2006 baskı, s. 256 ).

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre somut olayda davalı, İzmir Abkamı Şahsiye 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne 24.03.2004 günü red beyanında bulunmuştur. Anılan mahkemece bu beyanın 29.03.2004 günü tesciline karar verilmiş; görülmekte olan dava, 27.09.2004 günü açılmıştır.

Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesinin açık hükmü karşısında red beyanı ile davanın açıldığı gün arasında altı aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.

O halde, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

Orkunt

Sayın Kaçar, burda danıştığım bir avukat, bana tapuda hisslerimi ablama sattım dersin yüksek bir bedel söylersin dedi. Satın alma hakkı öncelikle mirasçıların olduğu için. Böylece alacaklılar tapu iptali istemeye kalksa bile, önce ablama bu bedeli ödemek zorunda kalır dedi. Sonra satış isteyebilirlermiş. Bu en güvenilir ve kolay olan yol dedi. Ne yapmalıyım? İlginize teşekkürler.

Adnanoğuz

Siz neden telaşa giriyorsunuz ki,ortada alacaklılarınızın takip edeceği tapu kaydınız malınız yok sadece ret ettiğiniz miras var ve sizin üzerinize hic birşey yansımadan miras annenize ve kız kardeşinize yansıyacakdır,retti mirasda bulunun ve kulağınızın üzerine yatın ağzınızı sıkı tutun..

gfrt1907

bizim de buna benzer bir durum var ama borçlu olan ben değil kardeşim.reddi miras için başvurdu ve birkaçgüne mahkeme tarihi verilecekmiş.diyelim reddi miras kabul edildi ve 6 ay geçmeden alıcaklarlılardan biri dava açtı.bu durumda evin ve malların durumu ne olur?sonuçta mirasta kardeşimin hakkı olduğu kadar annem ve benim de hakkım var.bizim hakkımız olduğu halde bu haklar gider mi?