Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

19 Nisan 2024, 10:19:24

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,820
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 96
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 77
Total: 77

Kamuda başörtüsü serbest-andımız kalktı-özel okullarda farklı dille eğitim

Başlatan kilimanjaro, 30 Eylül 2013, 13:35:52

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

http://www.youtube.com/watch?v=4cbWJ9TvZPI#

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, merakla beklenen Demokratikleşme Paketi'ni açıkladı Pakette seçim sistemi, kılık kıyafet ve farklı dillerde eğitimin önünü açan önemli düzenlemeler var. Bunların 6'sı kanunla 5'i de idari düzenlemeye hayata geçirilecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Demokratikleşme Paketi'ni açıkladı. Demokratikleşme paketinde yer alan reformların bir kısmının yasal düzenleme gerektirdiğini; diğer bir kısmının ise idari düzenlemelerle, yani Bakanlar Kurulu Kararı, Yönetmelik Değişikliği, Genelge ile hayata geçeceğini belirten Erdoğan, ilk olarak yasal düzenleme gerekenleri açıkladı.

PAKETTEKİ DEĞİŞİKLER NELER?

1- SEÇİM SİSTEMİ

Seçim sistemini değiştirmek için seçim sistemini tartışmaya açılıyor. Mevcut seçim sisteminin, yüzde 10 barajının, AK Parti'nin getirdiği bir sistem olmadığını belirten Erdoğan, "Biz, 2002 seçimlerine girerken bu sistem uygulanıyordu, yüzde 10 barajı vardı. Daha partimizi kurarken, mevcut seçim sisteminin katılımcılıktan uzak olduğunu, değişmesi gerektiğini güçlü şekilde ifade etmiştik. Geçen yıl, 30 Eylül'deki 4'üncü büyük kongremizde yayınladığımız 63 maddelik siyasi vizyon belgemizde de, 2023 vizyonumuz çerçevesinde seçim sistemini değiştireceğimizi bir hedef olarak ortaya koymuştuk. Gerek Akil İnsanlar Heyeti raporlarında, gerek Avrupa Birliği İlerleme raporlarında, gerekse bugüne kadar hazırlanmış bir çok raporda, seçim sistemindeki sorunlar dile getirilmişti. Tüm öneri, tavsiye, eleştirileri gözden geçirdik ve bu sorunu çözmek için artık adım atıyoruz. Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda biz bir tek seçenek sunmuyor, 3 farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz. Mevcut sistemle, yani yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz... Barajı yüzde 5'e çekip, 5'li gruplandırmayla Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi'ni uygulayabiliriz. Üçüncü seçenek olarak da, ülke barajını tamamen kaldırarak, Dar Bölge Seçim Sistemi'ni getirebiliriz...Bu 3 seçeneği önümüzdeki günlerde tartışacak, Türkiye için en doğrusu, en isabetlisi hangisiyse, o yönde düzenlemeyi Meclis'e getirecek, yolumuza o şekilde devam edeceğiz." dedi.

2- SİYASİ HAKLAR

Başbakan Erdoğan, "Siyasi haklar alanında ikinci düzenlemeyi siyasi partilere devlet yardımı konusunda yapıyoruz. Siyasi partilere devlet yardımının kapsamını genişletiyoruz. Siyasi Partiler Kanunu'nun Ek 1'inci maddesini değiştiriyor, devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı yüzde 3'e çekiyoruz. Yani seçime katılan siyasi partilerden yüzde 3'ü aşan oranda oy alanlara da, Hazineden ayrılan toplam kaynak içinden devlet yardımı yapılacak. Bu düzenlemenin de, siyasi partilerimizi güçlendireceğine, katılımcılığı artıracağına, rekabetin daha adil hale gelmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

3- BELDE TEŞKİLATLARI VE EŞ GENEL BAŞKANLIK

Bir başka düzenlemeyle, siyasi partilerin teşkilatlanmalarına kolaylık getirdiklerini belirten Erdoğan, "Siyasi Partiler Kanunu'nun 20'inci maddesini değiştiriyor; ilçede teşkilatlanma için, beldelerde teşkilat kurma zorunluluğunu kaldırıyoruz. Mevcut durumda, bir ilçede teşkilatlanmak için, ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında teşkilat kurma zorunluluğu vardı. Bunu kaldırıyor, 'Beldelerde teşkilat kurulması zorunlu değildir' ibaresini getiriyoruz. Bir başka düzenlemeyle, siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açıyoruz. Bu alanda uluslararası örnekleri inceledik, demokrasilerdeki işleyişe baktık ve ilgili yasa maddesini değiştirmeyi uygun gördük. Seçim Kanunu'nun 15'inci Maddesi'ne bir ek yapıyor, tüzüklerinde yer almak ve 2 kişiden fazla olmamak kaydıyla, partilere, eş genel başkanı sistemini uygulama imkanı getiriyoruz." şeklinde konuştu.

4- SİYASİ PARTİLERE ÜYELİK

Bir başka yasal düzenlemeyle, siyasi partilere üyelikte engelleri kaldırdıklarını anlatan Erdoğan, "Siyasi Partiler Kanunu'nun 11'inci maddesinde yapacağımız değişiklikle, siyasi partilere üye olmayı daraltan, kısıtlayan bazı engelleri ortadan kaldırıyoruz. Seçim Kanunu hükümlerine göre, oy verme hakkına sahip olan herkesin, siyasi partilere de üye olabilmesinin önünü açıyoruz. Bu amaçla, 11'inci Maddenin B Bendindeki 6 kısıtlayıcı engeli ortadan kaldırıyoruz." diye konuştu.

5- FARKLI DİLLERDE PROPAGANDA

Yine Siyasi Partiler Kanunu'nda yapacakları değişiklikle, farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkanını getirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle anlattı: "298 Sayılı Kanunu'nun ilgili maddesini değiştirerek, siyasi parti ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propagandada Türkçe'nin yanında farklı dil ve lehçelerin de kullanılabilmesini mümkün hale getiriyoruz. Aynı şekilde, ön seçimlerde farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanını getiriyoruz. Siyasi Partiler Kanunu'nun 43'üncü Maddesindeki kısıtlayıcı hükmü kaldırıyor, ön seçimlerde de Türkçeden başka bir dil ya da lehçeyle propaganda imkanını tüm partilere sağlıyoruz."

6-NEFRET SUÇLARI

Yeni süreçte, nefret, ayrımcılık, yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla daha etkin şekilde mücadele etmeye başladıklarını belirten Erdoğan, "Nefret saikiyle işlenmesi durumunda, belirli suçların cezalarını daha da artırıyoruz. Belirli suçlar, kişinin, dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse, cezası daha da ağırlaşacak. Ayrımcılıkla daha etkin mücadele etmek için, ceza miktarlarını artırıyoruz. Kişinin, inançlarının gereğini yerine getirmesi dolayısıyla, belli haklarını kullanmasını, belli haklardan yararlanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlenen suçun cezasını da 1 yıldan 3 yıla kadar artırıyoruz. Türkiye'de hiç kimse, dilinden, ırkından, milletinden, renginden, inancından ve inancının gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacak." dedi.

7- AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK KURULU

Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu kuracaklarını anlatan Erdoğan, "Ayrımcılık yasağının ihlali halinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu makamları, ihlali sona erdirmek, sonuçlarını gidermek, tekrarlanmasını önlemek üzere gerekli tedbirleri almakla yükümlü kılınacak. Yaşam tarzına saygıyı, Türk Ceza Kanunu ile güvence altına alıyoruz. Türk Ceza Kanunu'nda yapacağımız değişiklikle, dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesini de ceza kapsamına alıyoruz. Dini ibadet ve ayinlerin, bireysel olarak da yapılmasının engellenmesini aynı şekilde bu kapsama alıyoruz. 'Cebir veya tehdit kullanarak, ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale edenlere, ya da bunları değiştirmeye zorlayanlara, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getiriyoruz." diye konuştu.

8- YASAK OLAN HARFLER

Yapacakları bir başka düzenlemeyle, Türk Ceza Kanunu'nda, belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyideyi kaldırdıklarını ifade eden Erdoğan, "Böylece fiilen de uygulama alanı kalmayan ihlalleri ceza kanunumuzdan çıkarıyor, bir nevi klavyelere özgürlük getiriyoruz." şeklinde konuştu.

9- GÖSTERİ VE TOPLANTI KANUNU

Reform Paketi kapsamında, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun'da önemli değişiklikler yaptıklarını anlatan Erdoğan, "Bu kapsamda, öncelikle, toplantı yer ve güzergahının belirlenmesinde katılımcılığı sağlıyoruz. Mülki amir, ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşlerini almak suretiyle, nihai kararını verecek. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sürelerini uzatıyoruz. Açık yerlerde, güneşin batışından bir saat önceye kadar sürebilen toplantılar, güneş batmadan dağılacak şekilde; kapalı yerlerde saat 23'e kadar süren toplantılar da, saat 24'e kadar yapılabilecek. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz. Mevcut durumda, hükümet komiseri tarafından üstlenen yükümlülükler, artık düzenleme kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacının dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gördüğü durumda, dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek. Gösteri ve yürüyüş, kanuna aykırı hale gelirse, Düzenleme Kurulu, gösteri ve yürüyüşün sona erdiğini ilan edecek ve bunu kolluk amirine bildirecek. Düzenleme Kurulu bu görevi yerine getirmezse, o mahallin en büyük mülki amiri, toplantıyla ilgili kararını verecek." bilgisini verdi.

10- ÖZEL OKULLARDA ANA DİLDE EĞİTİM

Demokratikleşme Paketi'nde, bir başka önemli düzenlemenin eğitimle ilgili olduğunu söyleyen Erdoğan, "Yapacağımız yasal değişikliklerle, özel okullarda, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz. Bu konuda dünya örneklerini çok yakından inceledik. Biliyorsunuz, 2003 yılında yaptığımız değişiklikle, farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi amacıyla özel kurs imkanını getirmiştik. Daha sonra ise, üniversitelerimizde, farklı dil ve lehçelerle ilgili birimlerin açılmasını sağlamıştık. Geçen yıl yaptığımız eğitim düzenlemesiyle, farklı dil ve lehçelerin okullarda seçmeli ders olarak öğretilebilmesinin yolunu açmıştık. Şimdi de, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesini mümkün hale getiriyoruz. Ülkemizde Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusu, 2923 Sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Bu kanuna yapacağımız bir Ek ile Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek. Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu'nca tespit edilecek. Milli Eğitim Bakanlığımız, bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek. Programlar, Kanun'da yer aldığı gibi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yine mevcut Kanun'da yer aldığı gibi, bu okullarda da belli dersler Türkçe olacak." dedi.

11- ESKİ İSİMLERİN İADESİ

Bir başka yasal düzenlemeyle, köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engelleri kaldırdıklarını kaydeden Erdoğan, "1949 tarihli İl İdaresi Kanunu'nun 2'nci maddesinde yer alan ve dayatma içeren ibareyi kaldırarak, köylerin 1980'lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getiriyoruz. Mevcut Kanun'da belirtildiği gibi, Köy isimlerinin değiştirilmesi, İçişleri Bakanlığımızın tasvibiyle olacak. İl ve İlçe isimlerinin değiştirilmesi için mevcut kanun hükmünce yasal düzenleme gerekiyor. İl ve İlçe isimlerinin değiştirilmesi yönünde talepleri Hükümet olarak dikkate alacağız." şeklinde konuştu.

12- HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ

Erdoğan, "Nevşehir Üniversitesi'nin ismini, Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştiriyoruz. Böylece, tarihimizin bir büyük şahsiyetinin, bir gönül dostunun, gönül mimarının ismini, kabrinin bulunduğu Nevşehir'deki üniversitemize veriyoruz." diye kaydetti.

13- KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Demokratikleşme paketiyle getirilen bir başka yeniliğin ise kişisel verilerin korunması hakkında olduğunu söyleyen Erdoğan, "Kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getiriyoruz. 12 Eylül 2010'da yaptığımız Anayasa değişikliğiyle, kişisel verilere Anayasal güvence getirmiştik. Şimdi, bu Anayasa maddesinin uygulamasını sağlamak için, taslağı hazır olan kanunu Meclis'imize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak." dedi.

14- YARDIM TOPLAMADA KISITLAMALAR KALKIYOR

Yardım toplamada kısıtlamaları kaldırdıklarını belirten Erdoğan, "Yardım toplama konusunda, zaman zaman özgürlükler sınırlama altına alınmıştı. Kurban derisi, fitre ve zekat toplama konusunda Türk Hava Kurumu'na (THK) yetki verilmiş, aslında Anayasa ve yasalara tamamen aykırı, insan hak ve hürriyetlerine ters bir durum oluşturulmuştu. Bununla ilgili yönetmelik geçtiğimiz hafta yayınlanmıştı. Şimdi, yasal olarak da bu yanlış uygulamaya son veriyor, ilgili kanunun 8'inci maddesindeki söz konusu hükmü kaldırıyoruz. Vatandaşımız, bundan sonra yardımlarını hür iradesiyle istediği yere verebilecek." şeklinde konuştu. 

Açıkladığı bu reformlar yasal düzenleme gerektirdiğini belirten Erdoğan, "Belli bir takvim içerisinde bu yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Ancak reform paketimiz bundan ibaret değil...İkinci kısımda, sadece idari düzenleme gerektiren reformlarımız bulunuyor." diyerek bu değişiklikleri paylaştı.

15- KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ

Bakanlar Kurulu Kararı, genelge ya da yönetmelik değişikliğiyle gerçekleştirmenin mümkün olacağı bu reformları ise şöyle açıkladı: Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ni değiştirerek, kamu kurumlarında başörtüsü yasağını kaldırıyoruz. 'Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik', kadın ve erkekler için kısıtlayıcı hükümler içeriyordu. Bu kısıtlamalar, çalışma hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ediyor, ayrımcılık içeriyordu. Yönetmeliğin 5'inci maddesinde değişiklik yaparak, kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz. Resmi Elbise giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını, emniyet mensuplarını, yargıda hakim ve savcıları bunun dışında tutuyoruz."

16- ANDIMIZ KALKIYOR

İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasını kaldırdıklarını ifade eden Erdoğan, "1933 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir genelge yayınlanmış, ilk ve orta dereceli okullarda Andımız uygulaması başlatılmıştı. Bu uygulama zaman zaman kaldırıldı, metin değişikliğe uğradı. 12 Mart ve 12 Eylül'de, bireysel girişimler neticesinde bu uygulama devam etti. Geçen yıl, ortaokullarda bu uygulamayı kaldırmıştık. Şimdi de, ilkokullarda bu uygulamaya son veriyoruz." bilgisini verdi.

17- MOR GABRİEL ARAZİSİ VAKFA İADE EDİLİYOR

Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrulumur Manastırı arazisi, manastır vakfına iade edileceğini söyleyen Erdoğan, "Böylece, bir haksızlığı gideriyor, Süryani vatandaşlarımıza önemli bir haklarını teslim ediyoruz. Esasen, Cumhuriyet tarihimiz boyunca, bu konuda en büyük hassasiyeti hükümetimiz gösterdi, hakların iadesi konusunda ciddi bir çalışma sergiledi. 2003, 2008 ve 2011 yılında yaptığımız düzenlemelerle, mağduriyetlerin giderilmesi için samimi adımlar attık ve somut neticeler elde ettik. Şu ana kadar, bu kapsamda 250'den fazla iade yaptık ve 2,5 milyar Liralık mülkü hak sahiplerine teslim ettik. Süreç devam ediyor, incelemeler devam ediyor... Hiç kimseyi mağdur etmeden, hak sahiplerine haklarını teslim edeceğiz." dedi.

18- ROMAN DİL VE KÜLTÜR ENSTİTÜSÜ

Erdoğan, bir başka reformu "Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir ilimiz üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü kuracağız.Roman vatandaşlarımızın yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve eğitim alanındaki sorunların giderilmesi için adımlar atıyoruz.Bu amaçla, 2009 yılında Türkiye'de ilk kez gerçekleştirdiğimiz Roman Çalıştayı sonrası başlatılan çalışmaları hızlandırıyoruz. İlgili bakanlık ve kurumlarımız çalışmalarını hızla tamamlayacaklar. Özellikle barınma noktasında Roman vatandaşlarımız için çok önemli bir adım attık ve TOKİ eliyle Roman konutları üretmeye başladık. Edirne, Çanakkale, Sakarya, Bursa ve diğer birçok il ve ilçemizde bu inşaatlar devam ediyor." diye açıkladı.

Başbakan Erdoğan son olarak "Demokratikleşme paketimiz işte bu başlıklardan oluşuyor...Türkiye'de, bugüne kadar, tek bir paket halinde açıklanan en kapsamlı reform sürecini başlatıyoruz. Bu süreci en kısa zamanda tamamlayacak, yeni hedeflere doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Bu paketle birlikte, Türkiye ekonomisi, demokrasisi, Türkiye'nin toplumsal yapısı ve kardeşliği inanıyorum ki çok büyük güç kazanacak. Sürece katkı sağlayan herkese, her kesime, tüm kurum ve kuruluşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Açıkladığımız reform paketinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, katıldığınız için sizlere teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum." diyerek konuşmasını noktaladı.

http://www.haber7.com/ic-politika/haber/1079994-pakettten-devrim-niteliginde-degisiklikler-cikti
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Demokratikleşme Paketi ile kamuda çalışan erkekler favorilerini, bıyıklarını ve saçlarını istedikleri gibi uzatabilecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi'nin içinden erkekler için de büyük sürpriz çıktı. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık kıyafetine dair yönetmeliğin 5 maddesinde erkek ve kadın personelin kılık kıyafetinin nasıl olacağı yer alıyor. Erkekler için yönetmelikte yer alan "kulak ortasından favori bırakılmaz", "bıyık uzunluğu üst dudak boyunu geçemez, üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir" yönündeki ibareler kaldırılacak.

Aynı yönetmelikte erkeklerin saçlarını kulağı kapatmayacak şekilde uzatılacağı yazıyor. Bu ibarede yeni düzenleme ile kaldırılacak ve erkeklerin kamuda uzun saç ile görev yapmasının önü açılacak. Kravat takma zorunluluğu ise korunacak.

(DHA)
http://zaman.com.tr/politika_paketten-erkek-memurlara-buyuk-surpriz_2145575.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Adalet Bakanı Ergin, demokratikleşme paketinin hayata geçirilmesine ilişkin "Hemen pratik olanlar şu anda hazırlanıyor ama yasa gerektirenlerin taslak metinleri elimizde hazır" dedi.

ANKARA 

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Stratejik Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen 'Demokratikleşme Paketi ve Türkiye'de Demokrasinin Konsolidasyonu Paneli'ne gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, demokratikleşme paketine ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Bakan Ergin, son açıklanan paketin, Türkiye'deki düzenlemeler içerisinde en anlamlılarından bir tanesi olduğunu belirtti.

Ergin, şöyle konuştu:

"Bunun içerisinde çok önemli başlıklar var. Uzun yıllar Türkiye'de gerçekten bir tabu halinde olan belli konuları aşma noktasında da önemli düzenlemeler içeriyor. Önümüzdeki günlerde inşallah bunların hem yasa teklifi olarak, tasarısı olarak hem de idari düzenleme olarak adımlarının geldiğini beraberce göreceğiz. Tabii muhalefetin klasik yaklaşımı burada da kendini gösteriyor. Çok fazla özeline girmeyeceğim konunun. Ama Türkiye'de bugüne kadar yapılan hiçbir icratta 'Evet şunlar güzel oldu. Ama şunlar da eksik. Böyle olsaydı daha iyi olurdu' diye bir tek yaklaşımını görmedik bu muhalefetin. Onun için milletimiz bütün bu tavırları partilerin almış oldukları pozisyonları, değerlendiriyor. Biz 76 milyonluk bu büyük ülke için ihtiyaç duyduğumuz adımları atmaya devam edeceğiz. Türkiye, bulunduğu coğrafyada 76 milyon ülke insanını kardeşçe, barış içerisinde yaşatmanın iklimini oluşturuyor, bunu kurmaya çalışıyor."

Bu ülkede herkesin kendini birinci sınıf vatandaş olarak algılaması gerektiğini dile getiren Bakan Ergin, "Bizim attığımız adımların her biri daha önce değişik metinlerimizde Türkiye ve bu topluma tahahhüt ettiğimiz adımlardır. Bunların hiçbir tanesi falancanın filancanın talebi olarak önümüze gelmiş değildir. Biz gerek parti programımızda, gerek hükümet programımızda, gerek son yapmış olduğumuz bundan tam bir yıl önceki kongremizde Türkiye'ye tahahhütlerde bulunduk. Bu tahahhütlerimizi yerine getiriyoruz" diye konuştu.

Taslak metinler hazır

Demokratikleşme paketi kapsamındaki düzenlemelerin ne zaman yapılacağına ilişkin soruya Ergin, şu yanıtı verdi:

"Hiç zaman kaybetmeden bunların adımları gelecek. Hemen pratik olanlar şu anda hazırlanıyor. Ama yasa gerektirenlerin taslak metinleri elimizde hazır. Bunların son redaksiyonlarını yapıyoruz. Bu süreç içerisinde yapılan eleştiriler, ortaya atılan fikirler bizim ilgi alanımızda. Bunları da takip ediyoruz. Dolayısıyla bu süreç içerisinde makul önerileri de bu paket içerisinde ya da yaptığımız, yapacağımız değişik düzenlemelerde değerlendirme imkanımız olabilir. Mesela seçim sistemi ve barajla ilgili hususu biz seçenekli olarak paylaştık kamuoyuyla. Bakarsınız kamuoyundan ya da değişik STK'lardan, siyaset kurumlarından farklı öneriler gelebilir. Bunlar da elbette ki değerlendirilir."

"Yaşam tarzına müdahale edilemez" düzenlemesi

Nefret suçları ve din hürriyeti gibi konularda ne tür düzenlemelerin yapılacağının sorulması üzerine Ergin, şunları söyledi:

"Bunların tanımı belli. Gerek AGİT, gerek Avrupa Konseyi'nin, gerek evrensel hukuk kurallarının öngördüğü hususlar var. İnsanların dini, dili, rengi, cinsiyeti, aidiyeti, bunlardan dolayı farklı bir uygulamaya maruz kalması, bunlardan dolayı aşağılanması, bunlardan dolayı bir suça muhatap olması halinde, aynı eylemin normal hadiselerdeki cezasından biraz daha farklı. Ağırlaştırılmış cezalar öngören ve genelde literatürde 'nefret suçu' olarak adlandırılan uygulamayı Türk Ceza Yasası'na da monte etmeyi arzu ettik. Bununla ilgili esas itibariyle Ceza Yasası'nda buna benzer düzenlemeler olmakla beraber, farkındalığı biraz daha artıracak ve bu konuda toplumun dikkatini yoğunlaştıracak çalışmalar var. Bir de herkesin yaşam tarzının müdahale edilemez olduğuna dair bir takım düzenlememiz olacak. Bunlar da devletin kamu gücünün güvencesi altında olacak."

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Stratejik Düşünce Enstitüsü'nde düzenlenen Demokratikleşme Paketi ve Türkiye'de Demokrasinin Konsolidasyonu Paneli'nin açılışında yaptığı konuşmada da AK Parti'nin 11 yıllık iktidarı boyunca, ülkeye yaptığı en büyük hizmetin demokrasinin konsolide edilmesi olduğunu söyledi. Ergin,  "Bu büyük icraat, bu ülkede demokrasinin kesintiye uğramadan sürdürülebilir kılınması sonucu AK Parti'nin hizmet döneminin en önemli eseri olarak inşallah Türkiye'ye armağan olacaktır" dedi.

http://www.aa.com.tr/tr/politika/235303--yasa-gerektiren-taslak-metinler-hazir
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Resmi Gazete'de yayımlanan düzenleme ile "kamuda başörtüsü serbestliği" dünden itibaren başladı. Emniyet, yargı ve silahlı kuvvetler dışında kamuda çalışan bayanlar görev yerlerinde başörtüsü takabilecekler.

Konuyu birkaç açıdan ele alabiliriz. Öncelikle bu serbestlik, başörtülülerde tam bir bayram sevinci hâsıl etti. Onlar için çifte bayram oldu. Dün sabah yakınlarımla konuştum. "İnanılacak gibi değil, sanki bir rüyadayız" diyorlar. Heyecanları ses tonlarına yansıyor. İlk defa başlarını örtüyor gibi duygulanmışlar. Öğretmenler için bambaşka hisler söz konusu. Okulun kapısında açtıkları başörtülerini artık çıkarmayacaklar. Öğrencilerinin karşısına ilk defa başörtülü çıkacaklar. Bu insanlar yıllardır, kendileri olamamanın ıstırabını yaşadılar, yürek yorgunluğunu her gün taşıdılar. Şimdi en tabii insan hakkına kavuşmanın sevincini yaşıyorlar. Ve bu kararı alanlar için kalbi şükran duyguları ile dolular. Darısı diğer mazlumlara... Dileriz bu adım, özgürlük talebi olan bütün insanlarımızın aynı sevinci yaşayacağı mutlu, huzurlu Türkiye özleminin giderilmesinde bir kilometre taşı olur. Vesayet zihniyeti, siyaset-üniversite-yargı-medya desteğiyle, başörtüsünü toplumsal bir mesele haline getirdi. Darbeciler eliyle, konuyu laiklik elden gidiyor zeminine kaydırdılar ve problem yaptılar. Belli bir kesimi de ikna ettiler. O kesim, başörtüsünün bir siyasi simge olduğuna inandırıldı. Şunu bile düşünmediler; başlarını örtenler sadece AK Parti'ye oy vermiyorlardı. CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye, her partiye oy verenler içinde başörtülü vardı. Kaldı ki, günümüzde kim kızına, eşine zorla başını örttürebilir? Üstelik üniversite çağındaki kızlara baskıyla kim kıyafet dayatabilir?

CHP'nin anlayışı ve makuliyeti ile koskoca bir ülkeyi yıllarca meşgul eden üniversitelerde başörtüsü problemi, diğer partilerin de desteğiyle çözüldü. Ancak sıkıntı şuydu: Başları örtülü insanlar mezun olup iş bulunca, bu defa başlarını açmak zorunda bırakıldılar. Bunun nasıl bir zulüm olduğunu ancak yaşayanlar bilir.

Başörtüsü konusu bir inanç konusudur ama bir ölçü değildir. İnanç bir tercihtir, başörtüsü de bu tercih içinde bir tercihtir. Takva yaşamak isteyenler için bir basamak olabilir ama tek başına yeterli değildir. Başı örtülüler içinde yalan söyleyenler, dedikodu yapanlar, gıybet ve iftira edenler olduğu gibi, bu günahlardan sakınan nice başı açık insan var. Temelde, dinin özünü arkaya atıp, şekli öne çıkarmak doğru değildir. Müminler için en önemli olan imandır, hayırlarda yarışmak, kötülüklere mani olmak, kul hakkı yememektir. Din, bizi insanlığımıza yükseltmek için vardır. Büyüklerimiz, "çok şükredelim Allah bizi insan yaratmış, imanı nasip etmiş, Hz. Muhammed (sas) efendimize ümmet eylemiştir." diyor. "Kelime-i şehadeti terazinin bir kefesine koysanız, öbür kefeye ne koyarsanız koyunuz, onu dengeleyemez." diyor...

Kamuda başörtüsü serbestliği yeni bir dönemin de başlangıcıdır. Mütedeyyin insanlar için AK Parti, okullardaki seçmeli Kur'an-ı Kerim, Peygamberimiz'in hayatı (siyer) dersleri ve başörtüsü serbestliği ile gönülleri fethetmiştir.

Yeni dönem için şunu da söyleyebiliriz. Kamuda başörtüsü takmak bir imtiyaz değildir. Farklı bir konuma sahip olmak değildir. Mesele bir insan hakkının, özgürlüğün kazanılmasıdır. Bir bakıma yeni dönem, hepimiz için bir sınav özelliği de taşıyor. Gerilimlerin, çatışmaların değil, hoşgörünün, karşılıklı saygının kazanması gereken bir sınavdır bu...

http://zaman.com.tr/huseyin-gulerce/kamuda-basortulu-ilk-gun-_2149330.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.