Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

18 Nisan 2024, 17:56:24

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,820
  • Toplam Konu: 4,361
  • Online today: 97
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 80
Total: 80

bir anda başıma gelen bir durum

Başlatan artaksata, 26 Mart 2014, 13:09:42

« önceki - sonraki »

artaksata

Merhabalar,

Bundan bir süre önce başımdan aşağıda yazan hadise geçti. Açıkçası ne yapmam gerektiğini bilemiyorum. Bana yardımcı olmanızı rica edebilir miyim.

02.01.2014 tarihinde bir arkadaşımın ofis arayışı için dolaşırken bir dairede emlakçı numarası gördük ve aradık. Telefonu açan hanımefendi, isteksiz sanki zorla konuşuyormuşçasına cevaplar verdikten sonra gelip gelemeyeceğini burayı gezmek istediğimizi söyledik, kendisi bir kaç dereden su getirince de saatinde akşam üstü 17.30 civarı olması nedeniyle "gelmeyecekseniz haberimiz olsun, soğukta beklemeyelim" dedim ve kendisi "gelirken bir de sana eldiven, bere mi alacağız" şeklinde cevap vererek telefonu kapattı.

Yaklaşık on dakika sonra bir beyefendi geldi. Alt kattan daire anahtarını alıp (anladığım kadarı ile portföy kendilerinin değil resmi olarak) bizi üst kata çıkarttı. Arkadaşım daireyi gezerken bende kendisine "beyefendi, telefondaki hanım eşiniz mi bilemiyorum ama kendisine söyleyin karşısındaki kişi hakkında fikir sahibi olmadan alaycı konuşması bir kere esnaflığa sığmaz, telefonda ki kişi başbakan da olabilir, parası burayı kiralamaya yetmeyecek biri de ama bu şekilde konuşulmamalı" şeklinde bir cümle sarf ettim ve alındığımı ifade ettim. Bu arada arkadaşımda yanımıza gelmişti. Tam o sırada daha öncesinde kesinlikle tanımadığım ve bir kez daha karşılaşmadığım emlakçı beyefendi "siz emlakçıları küçük mü görüyorsunuz" şeklinde bir cümle kullanarak o ana kadar cebinde tuttuğu elini çıkarttı. Çıkarttığı esnada elinde bir cisim vardı, sonradan çelik kapılar için olan yıldız anahtarlardan olduğunu anladığım bu cismi elinde görünce ne olduğunu anlayamadan kendimi korumak için eline müdahele ettim. Bu arada yanımda bulunan arkadaşıma da derhal polisi aramasını söyledim ve kendisi kesinlikle o sırada bizim tartışmamıza müdahil olmadı. Benim müdahele tarzımı bileğini tutup arkaya çevirmek sureti ile etkisiz hale getirme olarak düşünebilirsiniz ancak kesinlikle burkulma, doku travması ya da kırılma benzeri bir olay meydana gelmedi ve zaten prosedür gereği şikayet üzerine sevk edildiğimiz hastane raporunda da bu tarz bir ifade bulunmamakta... bu arada benimde çene altımda ve tırnağımda ufak çizikler meydana geldi bu durumda doktor raporunda belli...

Gelelim konumuza, arkadaşımın polisi araması üzerine bölgeye ekip gelene kadar olan süreçte beyefendi ile sakince konuştum ve olayı tatlıya bağlamaya çalıştım ama sonuç alamadım. Bu arada beyefendi de polis gelene kadar olan süreçte ilk telefona çıkan hanımefendiyi aradı... O da olay yerine geldi. Bu arada polis geldi. Polisin yanında hanımefendi benimle alay ettiğini, dalga geçtiğini söyledi ancak ne yazık ki polis bu konuda söylenenleri zapta geçirmedi ve karakola geldik.

Karakolda olaya hiç müdahil olmamış bir kaç kişi daha geldi beyefendinin yanına ne söylendi ne akıl verildi bilmiyorum ama ifadeler avukatsız olarak alındı onu biliyorum. Ancak sonradan şunları öğrendim... Hanımefendi telefonda bir şeyler saydığımı kendisine ama ne söylediğimi hatırlamadığını (bir hakaret var ise hatırlanması gerekmez mi) ve kendisinin benimle alay edip dalga geçtiğini söylemiş ve şahit olarak ifade vermiş (ki olay anında orada olmadığı için şahit olma imkanı yok sadece telefon görüşmesi nedeni ile ifade vermesi gerekmez mi ki onda da hakikati söylemediği ve şahsımla alay ettiğini ifade ettiği ortada). Beyefendi ise "başbakanlıkta çalışıyorum senin canına okurum, polisi ara gelsin alsın bunu vb kelimeler kullandığımı ifade etmiş" (bu durumda olaya başından itibaren şahit olan arkadaşım tarafından yalanlanmış durumda)

Bende ifademde yukarıda ki olayları birebir anlattım ve şahsıma yönelik alay edildiğini ve bunun itiraf edildiğini, gelen ekipteki memurların bu durumu zapta geçmediklerini (sonradan hanımefendinin ifadesinde olduğunu öğrendim), şahsıma beyefendinin cebinden elini çıkartıp bir şey salladığını ve bunun için kendimi koruduğumu sonradan o cismin çelik kapılarda kullanılan yıldız anahtar olduğunu, bu sırada arkadaşımın müdahele etmediğini ve ona derhal polisi aramasını söylediğimi, doktor raporunda da görüldüğü gibi herhangi bir darpta bulunmadığımı, başbakanlıkta çalışma ifadesi ya da diğer ibarelerin iftira niteliğinde olduğunu belirtip şikayetçi oldum.

Durum saat itibari ile nöbetçi savcıya bildirildi savcı uzlaşma kağıdı imzalatın demiş bende zaten yola çıkacağım ve konu uzasın istemediğim için uzlaşma kağıdını imzaladım ve ayrıldım. Sonrasında da beni ne arayan oldu ne de soran...

Az önce telefonla şahit konumunda bulunan arkadaşım beni aradığını kendisine bir celp yazısı geldiğini, buna göre 31.03.2014'te ikametinin olduğu ilde (ki bu olayın olduğu il değil) sulh ceza mahkemesinde ifade vermesi gerektiğini ifade eden bir yazı aldığını söyledi. Ancak sanık ya da müşteki bilgileri evrak üzerinde mevcut değilmiş..

Oysa benim bildiğim, şahitlere gönderilen yazılarda (daha evvel bende başka bir davada şahit olarak yer aldığım için) davacı ve davalı bilgileri yer alıyor... Bu durumda :

a. dava açılmış mıdır
b. bana neden ulaşmış bir yazı olmayabilir
c. bu durumda başıma ne gelebilir (müşteki miyim, sanık mıyım mesela ya da ceza alır mıyım vb)
d. sanıksam ne yapmalıyım
e. müşteki isem ne yapmalıyım

Konu hakkında bilgilendirme yapmanızı rica edebilir miyim.

Saygılarımla...

MiyAv

1- İfade esnasında avukatla olma hakkı size hatırlatılmalı. Avukat olmadan alınan ifadeler yargılama esnasında, muvafakatiniz olmadığı sürece kullanılmamalı (kural olarak öyle tabi, mahkeme veya hakimin iç dünyasında neler vardır bilmemiz mümkün değil)

2- Tanık bilgisine başvurulan kişidir, bizzat yaralama olayını görmesi gerekmez zaten olayı görmemişse ancak öncesi ile ilgili beyanına itibar edilir.

3- Uzlaşma ve şikayetten vazgeçme aynı şey değildir. Bir de bakalım karşı taraf uzlaşmayı kabul etmiş mi?

4- Dava açılmış mı merak ettim. Açılmışsa da muhtemelen son sorularınızın cevabını çoktan almışsınızdır.

Saygılar.