Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

26 Nisan 2024, 18:01:50

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 106
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 91
Total: 91

AİHM mülkiyet davalarında KKTC'yi rahatlattı: 'KKTC iç hukuk yolları tüketilmeli

Başlatan Avukat, 06 Mart 2010, 00:18:38

« önceki - sonraki »

Avukat

AİHM'de görülen mülkiyet davaları ile ilgili Rum mülkleri konusunda KKTC Tazmin Komisyonu'nu adres gösterdi. Bu komisyonda iç hukuk yollarının açık olduğunu bildirdi. Kararın çok önemli bir anlamı var.

Bu kararla 1500'den fazla Rum mülkiyet davası AİHM'in gündeminden düşüyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kıbrıslı Rumların Türkiye aleyhine açtığı binin üzerinde mülkiyet davasının akıbetini belirleyecek 8 pilot davayı KKTC lehine sonuçlandırdı. Mahkeme, Rum mülkleri konusunda KKTC Tazmin Komisyonu'nu adres gösterdi.

Bu durumda, AİHM'deki mülkiyet davalarının tümünün KKTC Tazmin Komisyonu'na havale edilmesi bekleniyor.

KKTC'nin uluslararası arenada tanınmaması ve AİHM'in KKTC'yi "Türkiye'nin etkin ve fiili kontrolü altındaki bir bölge olarak kabul etmesi" nedeniyle, Tazmin Komisyonu Türkiye'nin mahkeme yetkisiyle kararlar alıyor.

"Mahkeme" statüsündeki Tazmin Komisyonu'nda iki Avrupalı yetkili görev yapıyor.

Komisyon bugüne kadar Türkiye adına 105 Rum'un başvurusunu sonuçlandırdı ve 65 milyon dolar ödedi.

AİHM'de 1100 Rum'un mülkiyet davası bulunuyor. Önce bugün karara bağlanan 8 pilot davanın, ardından da tüm Rum davalarının Tazmin Komisyonu'na gönderilmesi bekleniyor. Ancak bu Türkiye'nin tazminatlardan kurtulduğu anlamına gelmiyor, çünkü komisyonun karar verdiği tazminatları da Türkiye ödüyor.

Rumlar, kararları kabul etmezse yine AİHM'e gidebiliyor. Türkiye bu yöntemle Rum davalarına karşı zaman kazanmış olacak.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kıbrıs konusunda önemli bir karar alarak, KKTC'de kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu hükme bağladı.

AA'nın edindiği bilgiye göre, bu karar KKTC'de işleyen bir hukuk düzeninin mevcudiyetinin, uluslararası hukuka uygunluğunun AİHM tarafından teyit edilmesi anlamına geliyor. Bu kararla AİHM önündeki 1500 civarındaki Rum mülkiyet başvurusunun önce KKTC'deki TMK'ya yönlendirilmesinin yolu açılmış oldu. Böylece TMK işlemlerinin uluslararası hukuka uygunluğu AİHM tarafından tescil edildi.

Kararla AİHM önünde bekleyen ve milyarlarca Avro'ya malolabilecek Kıbrıs Rum mülkiyet tazminat talepleri TMK'ya havale edilmiş, böylelikle Türk tarafı kararla AİHM'de büyük bir kazanım elde etmiş oluyor.

Bu kararla bundan sonra da dava açabilecek olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vatandaşları, KKTC'de 1974 öncesinde sahip oldukları taşınmazlarıyla ilgili talep ve iddialarını öncelikle TMK'ya götürmek durumunda kalacaklar.

Böylece, TMK, Kıbrıs sorununun en önemli veçhelerinden birini teşkil eden mülkiyet meselesinde Ada'da bugüne kadar hayata geçirilmiş yegane etkin çözüm mekanizması haline gelmiş oldu.

-TMK NEDİR-

Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), AİHM'nin 22 Aralık 2005 tarihinde verdiği Xenides-Arestis mülkiyet kararı çerçevesinde, KKTC makamları tarafından kurulan ve Nisan 2006'dan bu yana faaliyet gösteren bağımsız bir organ.

TMK, Rum yönetimi vatandaşlarının mülkiyet konusundaki taleplerini dostane çözümle sonuçlandırmak ve Rumların Kuzeydeki mülkiyet iddialarına kesin bir çözüm getirmek amacıyla faaliyet gösteriyor. TMK'nın hükmettiği tazminatların ödenmesinden sonra Rum vatandaşlarının Kuzeydeki mülkleri üzerinde herhangi bir hak veya yetkileri kalmıyor.

TMK'ya bugüne kadar Rumlar tarafından 450'yi aşan başvuru yapıldı. Başvurulardan 100'e yakını dostane çözümle sonuçlandırıldı. Sınırlı sayıda bazı başvuru sahiplerinin taşınmazlarının iade talebi de karşılandı. TMK, bugüne kadar sonuçlanan başvurulara ilişkin olarak yaklaşık 40 milyon Sterlin tutarında tazminat ödeyerek, kamulaştırma yaptı.

-GÜNEYDE BÖYLE BİR MEKANİZMA YOK-

Öte yandan, Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs'ta bulunan mallarıyla ilgili olarak halen benzer bir çözüm mekanizması bulunmuyor.

Rum Yönetimi'ndeki Kıbrıs Türklerinin malları, halen Vasilik Yasası altında tutuluyor. Bu yasa çerçevesinde, Kıbrıslı Türklerin Rum yönetimindeki mallarına ulaşmaları ve bu malları kullanmaları engelleniyor.

Kıbrıs Türklerinin Rum yönetimindeki mülkleri için AİHM'ye yaptıkları başvurular da bulunuyor ve bu başvurular da işleme konmaya başlandı.

-ORAMS KARARIYLA KIYASLAMA-

Diplomatik kaynaklar, TMK'nın etkinliğine ilişkin bu kararın, 19 Ocak 2010 tarihinde İngiliz İstinaf Mahkemesi tarafından açıklanan Orams kararının sağlam bir temele oturmadığını ortaya koyduğunu belirtiyorlar.

Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın (ABAD) tavsiyesi doğrultusunda alınan Orams kararının, Rum yönetimi mahkemelerinin Kıbrıs'taki mülkiyet sorununa ilişkin aldığı kararların diğer AB üyesi ülkelerde de uygulanması gerektiğini hükme bağladığını hatırlatan aynı kaynaklar, Orams kararının, mülkiyet iddiası bulunan Rum yönetimi vatandaşlarının haklarını öncelikle KKTC'deki iç hukuk yollarını kullanarak TMK'da aramaları gerektiğini teyit eden bu son AİHM kararıyla çelişkili hale geldiğine dikkati çekiyorlar.

"AİHM kararı etkinlikle uygulanabilir bir karar iken, Orams kararının tam olarak uygulanması mümkün değildir. Avrupa hukuk sistemi içinde aynı alanda iki çelişkili karar çıkması kayda değerdir" yorumunda bulunan kaynaklar, Orams kararının halen İngiltere Yüksek Mahkemesi'nde temyiz aşamasında olduğunu da hatırlattılar.

-AİHM KARARI ÇÖZÜM ÇABALARINI NASIL ETKİLER-

Türk tarafı, Kıbrıs meselesinin en karmaşık boyutunu oluşturan mülkiyet sorununun, kapsamlı bir çözüm içinde bir bütün olarak ele alınması ve BM parametreleri çerçevesinde çözümlenmesini esas hedef olarak belirlemiş bulunuyor.

Ada'da halen BM aracılığıyla sürdürülmekte olan kapsamlı çözüm müzakerelerine bu anlayışla destek veren Ankara, Türk tarafının adil ve kalıcı bir çözüme en kısa sürede ulaşılması için sarf ettiği tüm çabalara karşın, Kıbrıs Rum tarafının, çözüm hedefine odaklanmak yerine, uluslararası yargı organları da dahil olmak üzere çareyi farklı mercilerde aramakta ve çözümden kaçmakta olduğunu dile getiriyor.

"AİHM kararı Rum tarafının uluslararası mahkemeleri istismara yönelik bu çabalarına (dur) demiştir" görüşünü paylaşan diplomatik kaynaklar, bu kararla birlikte, Rum tarafının, aslında ulaşılması hiç de zor olmayan çözüm hedefinden uzaklaşması halinde TMK'nın Rumların mülkiyetle ilgili talepleri açısından tek çözüm yolu olarak kalacağına işaret ediyorlar.

Aynı kaynaklara göre Ankara, Kıbrıs'ta en kısa sürede adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılmasını ve mülkiyet dahil tüm boyutların karşılıklı mutabakat ile sonuçlandırılmasını temenni ediyor.

AA-İHA
http://www.haber7.com/haber/20100305/Mulkiyet-davasinda-AIHMin-tarihi-karari.php

kilimanjaro

Avrupa İnsan Hakları Mahmesi (AİHM), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Kıbrıs Rumları'nın mülkiyetleri ile ilgili kararını verdi. Ceza Avrupa İnsan Hakları Mahmesi'nin Türkiye'ye verdiği en yüksek ceza oldu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kıbrıslı 19 Rum'un Türkiye aleyhine açtığı ve daha önce ihlal kararı verdiği davada maddi tazminat miktarlarını bugün açıkladı.

AİHM, 22 Eylül ve 27 Ekim 2009 tarihlerinde aldığı kararlarda, 19 başvuruda da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) mülkiyet hakkıyla ilgili 1. protokolü 1. maddesinin, bu başvuruların 11'inde ise aile ve özel yaşama saygıyla ilgili 8. maddenin de ihlal edildiğine hükmetmişti.

Strasbourg mahkemesi, başvuru sahibi 19 Rum'a, kişi başına 30 bin ile 5 milyon arasında değişen, toplamda yaklaşık 15 milyon avro ödenmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, Türkiye'nin dava masrafları olarak da 160 bin avro ödemesine karar verdi.

Başvuruların çoğu 1990'li yıllarında yapılmıştı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu yıl başlarında aldığı kararda, KKTC'de oluşturulan Taşınmaz Mal Komisyonunu (TMK) etkin iç hukuk yolu olarak kabul etmişti.

Başvuru sahibi Rumlar, Türkiye tarafından 1974 yılında gerçekleştirilen Barış Harekatı'nın ardından evleri ve diğer mülklerinin ellerinden alındığını iddia etmişlerdi.

http://www.haber7.com/haber/20101026/AIHMden-Turkiyeyi-sok-edecek-karar.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Prof. Dr. Ata Atun - Haber 7 / KKTC

Kıbrıs konusunda neredeyse betonlaşmış ve yerinden kıpırdaması mümkün görünmeyen taşlar yer değiştirmeye başladı. Kimi taş yerinden sökülüp başka bir yere konurken, kimi de dışarı fırlatılıyor.

Değişim müthiş boyutlarda. Geçmiş 50 seneye baktığımda Batının Kıbrıs konusuna bakışında hiç böyle bir değişim gördüğüm bir dönemi hatırlamıyorum.

Konu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Rum avukat Eleni Meleagrou ve ailesinin "toprak iadesi" talebine bakmayı reddetmesi ve Rumların deyimi ile 1974 Mutlu Barış Harekatı nedeni ile mülklerini terk etmiş Kıbrıslı Rumların evlerine dönmek haklarını da etkin olarak hükümsüz kılması veya- daha doğru bir halk deyimi ile- üstünü çizmesi...

Bayan Meleagrou'ya AİHM tarafından verilen yanıt kesin ve nihai. Bunun istinafı da yok. Bu durumda mülkiyet konusundaki davalarda geriye sadece "Tazminat ödenmesi" veya "Takas yapılması" kalıyor.

Meleagrou ve aile fertleri Girne ve Bostancı'da bulunan 17 adet arazinin ve evlerinin kendilerine iade edilmesi talebi ile KKTC tarafından 2006 yılında kurulmuş olan "Mal Tazmin Komisyonu"na (MTK) başvuru yapmışlardı.

Gerçekte amaçları MTK kararını kasıtlı olarak beğenmeyip önce Yüksek Mahkemeye arkasından da AİHM'ye başvurup, MTK'nunun yasallığına ve iş yapabilirliğine leke düşürmek, Rumları tekrardan AİHM'ye yönlendirmekti.

MTK, 2006 yılında kurulduktan sonra AİHM'nin gördüğü Demopoulos davası ile meşrulaştı ve AİHM taşınmaz mallar ile ilgili talep davalarında izlenecek yolu Demopoulos davası kararı içine koydu. Rumlar önce MTK başvuru yapacak, MTK'nun kararını beğenmezse KKTC'nin yargı organı olan Yüksek İdare Mahkemesine başvurarak kararı istinaf edecek, onun da kararını beğenmezse son aşamada AİHM'ye başvuracak MTK ile Yüksek İdare Mahkemesinin kararlarının tekrar gözden geçirilmesini talep edecek...

Rum hukukçulara göre, MTK'na yapılacak başvurunun AİHM'ye kadar taşınması Türkiye'nin tekrardan AİHM'de yargılanmasına yol açacak ve MTK'nun da etkili bir çözüm merkezi olduğu iddiası çürütülebilecekti.

Meleagrou davasında bu yol ısrarla denendi ve iddianın doğruluğu da test edildi ama bu sefer bu çirkin oyun duvara çarptı ve AİHM tarafından reddedilerek içtihat haline geldi. Yani bir sonraki başvurular için örnek alınacak karar haline dönüştü.

Avukat Meleagrou'nun AİHM'nin bu kararından sonra "Artık geriye dönüş hakkı yok. Bu hak gerçek olarak (AİHM tarafından) ortadan kaldırıldı" sözü ve "AİHM'nin bu kararından sonra benim MTK'dan alabileceğim, benim neyi talep ettiğim değil, kendileri neyi uygun görürlerse onu kabul etmek olacaktır" açıklaması hem MTK'nun meşruluğunu daha da pekiştirmiş oluyor hem de AİHM'nin verdiği kararın gücünü ve etkisini gözler önüne seriyor. Demopulos kararının ise mülkiyet konusunda bir dönüm noktasını oluşturduğu kesin. 

Meleagrou davasının ikinci bir özelliği de, Rum Tapu Dairesinin yaptığı işlemin AİHM tarafından dikkate alınmamasıdır. AİHM bu davada KKTC yasalarını dikkate almış ve Kıbrıs Rum Yasalarına göre Rum Tapu Dairesinin isdar ettiği koçanları (Tapuları) dikkate almamıştır.

Meleagrou ailesi, taşınmazlarını geri almak amacı ile MTK'na baş vurabilmek için önce Meleagrou ailesine ait şirketinin sahibi olduğu 14 adet taşınmazı Eleni Meleagrou'nun annesi olan Bayan Evie Meleagrou'ya devretmiş ve devir işini de Rum Tapu Dairesinde kayıt ettirerek ilgili koçanları (tapuları) almıştı.

MTK ise mevcut KKTC yasalarına göre sadece mal sahibi olanların veya da onların mirasçılarının baş vurabileceği ve şirketlerin mirasçılarının olamayacağı gerekçesi ile 1974 Mutlu Barış Harekatı sonrasında yapılan bu mal devrini kabul etmeyerek Bayan Evie'nin başvurusunu reddetmişti.

AİHM, bu konudaki itirazı da reddederek, KKTC'deki taşınmaz mallarını 1974 Mutlu Barış harekatından sonra başkalarına devretmiş olan Rumların tazminat haklarını da ortadan kaldırmış oluyor.  Bu durumda MTK yapılan başvuruların bir çoğu, Lordos'unkilerin bir kısmı da dahil olmak üzere geçersiz hale gelmiş durumda.

Kıbrıs konusu aniden değişik ve ilginç bir sürece girdi ilk başta yazdığım gibi.

Mülkiyet konusundan sonra şimdi sıra, müzakerelerin "Çözümle" veya "Çözümsüzlükle" sonuçlanmasında. 

Prof. Dr. Ata Atun - Haber 7
http://www.haber7.com/yazarlar/prof-dr-ata-atun/1022650-aihmnin-carpici-karari
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.