Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

14 Mayıs 2024, 11:17:14

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,826
  • Toplam Konu: 4,366
  • Online today: 285
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 165
Total: 165

Cezayir ordusu ve Fransa Müslümanlara komplo kurmuş!

Başlatan kilimanjaro, 09 Temmuz 2009, 10:41:09

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Cezayir'le Fransa'nın İslamcılara komplosunu, konuşmaması için uyarılan Fransız general, baskılara rağmen anlattı.
 
Cezayir'de 1995-96 yıllarında İslamcılarla Cezayir hükümeti arasında meydana gelen çatışmalarda yaşananlar bir bir aydınlanıyor. İslamcılar tarafından öldürüldüğü iddia edilen 7 Katolik keşişin, aslında Cezayir Ordusu tarafından öldürüldüğü, ancak suçun İslamcıların üzerine atıldığı ortaya çıktı.

Reuters'in Fransız yargı yetkililerinden edindiği bilgiye göre, Cezayir'de görev yapmış bir Fransız generali, 1996 yılında öldürülen 7 Fransız keşişin, İslamcılar tarafından değil, ordu tarafından öldürüldüğünü, olayın da Paris tarafından örtbas edildiğini söyledi.

Emekli General François Buchwalter, gizli bir soruşturmada verdiği ifadesinde Katolik keşişlerin kaldığı kampın, İslamcıların kaldığı kamp sanılması üzerine ordu helikopterleri tarafından vurulduğunu söyledi.

Cezayirli yetkililer, keşişlerin 1996 yılının Mart ayında İslamcılar tarafından kaçırıldığını ve iki ay sonra boğazları kesilmiş bir halde bulunduklarını iddia etmişti. Cezayirli yetkililer, dönemin askeri ataşesi Buchwalter'a olayın İslamcılarla ilgili olmadığı bilgisini vermiş, Buchwalter'ın PAris'e konuyu iletmesi üzerine de sessiz kalması telkin edilmişti.

Olayın ortaya çıkması üzerine, keşişlerin akrabalarının avukatları gizli savunma dosyalarının açıklanmasını talep ettiler. Talep, Başbakan Jean-Pierre Raffarin'den de destek gördü. Raffarin, "Bu çok acı bir olay. Orada ne yaşandığını ortaya çıkarmalıyız" ifadelerini kullandı.

General Buchwalter ifadesinde, kendisine olayı aktaran kişinin kardeşinin saldırıyı düzenleyen helikopterde olduğunu, üstlerinin kendisine Fransa ile Cezayir arasındaki ilişkileri zedelememek için susmasını emrettiklerini aktardığını söyledi. Buchwalter, keşişlerin ölümünden kısa bir süre sonra öldürülen Katolik Piskopos Pierre Claverie'nin de Cezayirli yetkililer tarafından öldürülmüş olabileceğini de ifade etti.

http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=82501
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

#1
Bu haber bana Zirve Kitabevi katliamını, Trabzon'da yaşanan rahip cinayetlerini ve Hrant Dink suikastini hatırlattı. Bu cinayetleri işleyenlerin daha sonradan Ergenekon bağlantıları ortaya çıkmıştı hatırlarsanız. Hatta Ergenekon iddianamesinde bu cinayetlerden de bahsedilmişti. Türkiye'de olsun, dünyanın başka bir köşesinde olsun oynanan oyun aslında hep aynı. Çok şükür ki ülkemizde insanlar geçmişe kıyasla çok daha bilinçlendi, dolayısıyla kendilerine "oyun kurucusu" rolünü biçen şer odaklarının hain planlarının gerçekleşmesi, gerçekleşse bile arzu ettikleri tahribatı oluşturması ihtimali oldukça azaldı. Bu durumun ülkemiz açısından büyük bir kazanç olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde daha önceden "adam gibi" soruşturulması hayal bile edilemeyen kimi faili meçhul (faili meşhur olarak da ifade edilebilir!) dosyaların birer birer açılarak inceden inceye soruşturulduğunu ve sorgulanması hayal bile edilemeyecek bol yıldızlı generallerin bu süreçte "paşa paşa" mahkeme önüne çıkartılıp suçluluğu yönünde kuvvetli delil bulunanların tutuklandığını ve ülkenin topyekün bir temizlik hareketıyla yavaş yavaş pisliklerinden arındırıldığıni görüyoruz. Çok yakın geçmişte görevini icra ettiği (işlenen bir suçla ilgili iddianame yazdığı) gerekçesiyle (ki o iddianame, yargılamayı yürüten ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edilmişti!) skandal bir kararla meslekten ihraç edilen eski savcı Ferhat Sarıkaya olayına rağmen canhıraş bir çabayla ülkemizin demokrasi çıtasının daha da yükseltilebilmiş olması, tebriki, takdiri şayan bir durumdur. Meslekten ihraç edilme riskini, ölüm tehditlerini, vs. göze alarak Ergenekon davasını kararlılıkla yürüten hakim ve savcılarımıza şahsım adına teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Fakat şer güçler de boş durmuyor, her geçen gün ülkeyi bu yeni rotasından çevirebilmek için plan üstüne plan, hesap üstüne hesap yapıyorlar. İnşallah tüm bu çalkantılı süreç sonunda bir daha kimselerin ülke düzenini bozamayacağı, sağlam bir demokratik düzene ve sözde değil özde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletine sahip oluruz. Bu ülke insanı üçüncü sınıf bir demokrasiyi, bugünün dünyasında ancak muz devletlerinde görülebilecek darbe heveslisi askerleri ve militize olmuş sivilleri, halka ve halkın değerlerine yabancılaşmış, halkı düşman gibi gören makam ve mevki sahiplerini hiç mi hiç hak etmiyor!