Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

15 Mayıs 2024, 18:39:47

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,826
  • Toplam Konu: 4,366
  • Online today: 198
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 173
Total: 173

Dini afyon olarak gören BDP yönetimi imamları da ajan olarak görmeye başladı!

Başlatan kilimanjaro, 11 Nisan 2011, 02:37:40

« önceki - sonraki »

kilimanjaro



BDP'den "imama itaatsizlik" eylemi

Güneydoğu'da BDP'nin 'devletin imamının arkasında namaz kılmayın' çağrısına uyanlar namazı meydanlarda kıldı. Cuma namazı kılma eyleminden sonra, olaylar çıktı.

DİYARBAKIR'DA OLAYLAR ÇIKTI

Diyarbakır'da, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarının ardından bir grup vatandaş, cuma namazını meydanda kıldı. cuma namazı kılma eyleminden sonra, olaylar çıktı. Polis göstericileri biber gazı, tazyikli su ve jop kullanarak dağıtmaya çalıştı. Bir vatandaş kendini Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı'nın (TOMA) önüne attı.

Diyarbakır merkez Sur ilçesi Dağkapı mevkiinde bulunan Selahattini Eyyubi Çarşısı üzerindeki alanı dolduran kalabalık, burada cuma namazını kıldı.

BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın, "İmamın ve dinin terörle mücadele gibi bir görevi olamayacağını, devletin bu misyonla gönderdiği imamların Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), cemaat ve tek millet propagandası yaptıklarını, bu nedenlerle amacı ibadet olmayan, siyasi bir görev verilmiş imamların arkasında saf tutulmasın diyorum" şeklindeki açıklamalarının ardından meydanda toplanan bir grup burada cuma namazı kıldı.

Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı alanda xuma namazı kılındıktan sonra, Barış Anneleri açıklama düzenledi. Açıklama, Barış Anneleri adına Sultan Kaya tarafından Kürtçe okundu. Sultan Kaya, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, yok sayarak, imha ederek, öldürerek başa gelemeyeceğini söyledi. Başbakan'ın 'Neden dışarıda namaz kılıyorlar, camide kılsınlar' açıklamasını aktaran Kaya, kendilerinin de 'Nerede namaz kılarsak orası bizim ibadet yerimizdir' açıklamasında bulundu. Sultan Kaya, "Bugün Tayip Erdoğan'ın bizim çocuklarımızı öldürüp yakıyor. Hiçbir din adalet kanun bunu kabul etmez, AK Parti'nin dini Müslümanlık dini değildir. Siyaset dinidir. Hepimiz biliyoruz, biz bugün burada bu vatan için, anneler ağlıyor, annelerin ciğeri yanıyor. Barış için bir adım atılsın. Bu gün Diyarbakır'ın Mısır'dan, Tunus'tan geri değildir. Bütün alanlardayız. Tayip Erdoğan gözünü açsın, bu topluluk var olmalarından başka bir şey istemiyor. Onlarda dünya gibi kendi kültürünü, özgürlüğünü tanınmasını istiyor. Bizim isteğimiz, Tayip Erdoğan annelerin sesini duymuyor. Biz özgürlüğün davasını yapıyoruz. Bizim özgürlüğümüz tülbentlerimizle tanınır. Bizi tanımıyor. Biz de bugün tülbentlerimizi yere atıp yakıyoruz Tayip Erdoğan'a karşı" şeklinde konuştu.

Barış Annelerinin açıklamalarının ardından bir grup meydana çadır taşımak isteyince olaylar çıktı. Polis alana çadır taşınmasına izin vermedi. Dağılmayan gruba polis biber gazı, tazyikli su ve joplarla müdahale etti. Aniden bastıran dolu yağışı olayları yatıştırdı.

Polis ve vatandaşlar alanda beklemeye devam ediyor.

VAN'DA YAĞMUR ALTINDA KÜRTÇE HUTBE

Van'da, BDP tarafından kurulan Demokratik Çözüm Çadırı önünde toplanan kalabalık, Kürtçe okunan hutbenin ardından yağmur altında cuma namazı kıldı.

BDP tarafından Ahmet-i Hanı Parkı'nda kurulan çadırın önünde toplanan kalabalık, etkili olan sağanak yağışa aldırmadan ıslak zemine serdikleri kartonların üzerinde cuma saatini beklemeye başladı. Emekli imam Abdulmecit Kıyat'ın Kürtçe verdiği vaazı dinleyen kalabalıktan bazıları devam eden sağanak yağıştan etkilenmemek için şemsiye açarken, bazıları ise başlarını gazete parçalarıyla örttüler. Vaaz verildiği esnada mikrofonu eline alan bir kişinin, çadırda bulunan kalabalığa seslenerek, 'Arkadaşlar dışarı çıkın ki Erdoğan bizi görsün' sözleri üzerine cemaatte bazı kişilerin alkış tutmasına tepki gösteren İmam Kıyat, "Bugün el çalma günü değil ve burası da el çalma yeri değildir. Allah'ın huzurundayız. Dua edelim" dedi.

Okunan ezanın ardından cuma hutbesini Arapça okuyan imam Kıyat, daha sonra Kürtçe anlamını cemaat anlattı. Kıyat'ın kıldırdığı namazın ardından cemaat sessiz bir şekilde dağıldı.

SİLOPİ'DE ÇÖZÜM ÇADIRINDA CUMA NAMAZI KILINDI

BDP Silopi ilçe binası önünde kurulan Demokratik Çözüm Çadırı'nda Cuma namazı, Kürtçe hutbe ve vaaz ile kılındı.

BDP İlçe Başkanı Bahattin Alkış, Belediye Başkanı Emin Toğurlu, BDP yöneticileri, MEYA-DER, KURDİ-DER üyelerinin de aralarında çok sayıda vatandaş yağmura rağmen Cuma namazına katıldı. Yağan yağmurun altında namaza duran bazı vatandaşların kafalarına naylon poşet geçirmeleri dikkat çekti.

Yerlere naylon, karton ve battaniyeleri sererek secdeye duran vatandaşlar çadır önünde Cuma namazı kıldı. Hutbeyi Kürtçe okuyan okuyan imam, "Allah kavimleri farklı din ve renklerde yaratmıştır. Herkes bu farklılığa saygı gösterilmelidir" diye konuştu.

BATMAN'DA 'SİVİL İTAATSİZLİK' CUMASI

Batman'da BDP'nin 'sivil itaatsizlik' eylemi çerçevesinde cami yerine 'Demokratik Çözüm Çadırı' çevresinde cuma namazı kılındı.

BDP'nin Batman Belediyesi bahçesinde 'sivil itaatsizlik' eylemi kapsamında kurduğu 'Demokratik Çözüm Çadırı önünde Cuma namazı kılındı. Belediye araçları ile çadıra gelen onlarca kişi daha sonra 'sivil itaatsizlik' eylemleri çerçevesinde camilere gitmeyerek Cuma namazı kıldı.

Sivil imam eşliğinde kılınan namazda, imam Kürtçe hutbe okudu. Namaz kılmaya gelen onlarca kişi beraberlerinde getirdikleri seccadeleri yere sererek Cuma namazlarını kıldı. Namaz sonrası toplanan kalabalık daha sonra sessiz bir şekilde dağıldılar.

İHA
http://www.haber7.com/haber/20110408/BDPden-imama-itaatsizlik-eylemi.php/
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Bugün cuma...

Türkiye'nin her yerinde cuma namazları kılınacak. Fakat bir süredir birlik beraberlik sembolü olan bu namaz, Güneydoğu'da yeni bir fitneye araç yapılıyor.

Ortada çok tehlikeli bir senaryo var ve on binlerce dindar Kürt neye alet edildiğinin farkında değil.

Bugün bu projeyi irdeleyecektim.

Fakat YSK öyle bir basiretsizlik örneği sergiledi ki iki gündür her şey alt üst oldu. Neyse ki akşam saatlerinde bu hatalarından döndüler ve kriz şimdilik çözüldü.

Ama bu olay da gösterdi ki birileri Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynamak için teyakkuzda.

Açıkçası bütün süreci başlatan ihbar mektubu, YSK'nın son dakika manevrası ve BDP'nin de bunu tepe tepe kullanma eğilimi 'önceden çalışılmış proje' izlenimi veriyor. Kaldı ki istihbarat kulislerinde somut bilgiler var.

Cuma ile ilgili projeye dönersek.

BDP yönetimi bir süredir 'devletin imamlarının arkasında namaz kılınmaz' diyerek camileri de bölme eğiliminde.

Konuya biraz yakından bakınca bu tercihin spontane gelişmediğini görebiliyoruz.

Sırasıyla özetlersek;

Öcalan, 28 Mart'ta kız kardeşi ile yaptığı görüşmede 'PKK'nın cuma namazlarına öncülük etmesi' talimatını verdi. Cuma namazı ise 'sivil itaatsizlik' kapsamında kurulan 'barış çadırları'nda kılınacaktı.

Bu radikal bir dönüşüm çünkü örgüt bugüne kadar Marksist bir çizgideydi. Ancak bir eksen kaymasının sinyalleri de geliyordu.

Zaten KCK'da dindar Kürtler'i kafalamak için 'Din Adamları Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği' kurmuştu.

'KCK İnanç Komitesi' ise 8 Nisan'da örgütün web sitesinden yaptığı açıklamada 'Bundan sonra Kürt halkının cuma namazlarını bu çadırlarda kılması gerekiyor' dedi.

KCK yapılanmasını bilenler bu ifadenin açık bir emir olduğunun farkındaydı. Aynı günlerde BDP lideri Demirtaş da "devletin imamlarının değil bizim imamlarımızın ardında saf tutulması gerekir" diyerek mesajı pekiştirdi.

Demokratik Özerklik gündemini toplumun her alanına yaymak isteyen BDP, cuma namazlarıyla da uzun yıllar soğuk baktığı dindar Kürtler'e el uzatmış oldu.

Oysa PKK Marksist-Leninist bir örgüt.

Uzun yıllar da dine uzak durdu. Ne zaman AK Parti bölgede varlık göstermeye başladı KCK Diyarbakır merkezli DİAY-DER'i kurdu.

Hatta DTK bünyesinde 6-7 Şubat 2010'da, Mardin'de inanç çalıştayı bile düzenlendi.

Öcalan'ın 'kişisel dönüşümü' ise dikkat çekici.

Mesela 'Din sorununa devrimci yaklaşım' kitabında hiç de yakışık olmayan ifadeler var. 'Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği' isimli kitabında ise 'Kürtler Kürtlüğü terk ettikleri oranda İslamlaştılar (s12) ve benzeri ilginç tespitlere yer vermiş.

Öcalan 'Özgür Yaşamla Diyaloglar' isimli 2002 tarihli kitabında ise başka bir boyuta geçiyor. "Lise döneminde büyük felsefi bunalım yaşadım. Tanrı ile savaş verdim ve bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum" diyen Öcalan 1992'de Yalçın Küçük'e verdiği röportajda " PKK'nın çıkışıyla İslamiyet'i karşılaştırıyorum... Peygamber gibi konuşmak, peygamber gibi hitap etmek, nazarımda çok değerlidir. Kaldı ki peygamberce olmak niye kötü olsun!" diyor.

Öcalan'daki dönüşüm M. Ali Birand ile 1992'de yaptığı röportajda başka bir hal alıyor. Öcalan 'yurtdışına çıkışımı peygamberin Mekke'deki sıkışmış durumuna benzetirim" demiş.

AİHM'e verilmek üzere hazırlanan 'Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru" isimli savunmasında ise "Namaz genel anlamda bir tiyatro olarak kabul edilebilir" diye başlayan uzun 'çözümlemeler' yapıyor ve sonunda 'tüm ibadetler çağın ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekir" (s234) diyor.

11 Eylül 2004'te Özgür Politika'daki yazısında Hz. İsa'ya da parantez açmış. "Doğuş, oluşum tarzım, sistemin içine giriş, muhaliflik ve yakalanış tarzım Hz. İsa öyküsüne öz ve biçim olarak yakın durmaktadır. PKK başlangıçta on iki kişi civarındaydı."

Görüldüğü gibi Öcalan'ın dinle ilişkisi dönemsel ve biraz da karışık.

BDP'de kafası karışık başkaları da var. Mesela BDP'li İbrahim Binici 26 Temmuz'da yaptığı açıklamada muhtelif yerlerde 'Kürt Kilisesi' kurmaktan bahsetmişti. Ayla Akat ise 'gönül isterdi ki bütün Kürtler Müslümanlığı bırakıp Hıristiyan olsun" mealli açıklamalarıyla hatırlanıyor.

Bu arada hatırlatalım, kurulduğu günden bu yana dine uzak duran, hatta örgüt içi eğitimlerde Öcalan'dan bir 'Tanrı gibi' bahseden PKK yöneticileri işlerine geldiğinde dini kullanmaktan çekinmiyorlar.

Şemdin Sakık'ın ifadelerinde köylüleri kandırmak için nasıl mevlit okuttukları bile vardı.

Fakat aynı PKK, 1992-1996 yılları arasında 41 din görevlisini şehit etmişti. Son olarak da bir Ramazan günü Hakkari'nin çok sevdiği imam Aziz Tan'ı şehit etmişlerdi.

Yani, bugüne kadar nabza göre şerbet veren Öcalan şimdilerde yine dine sarıldı.

Mısır'da başlayan ve diğer Ortadoğu ülkelerine yayılan halk gösterilerinde cuma namazının bir sembol olduğunu gören Öcalan şimdi Diyarbakır başta olmak üzere doğu illerinde PKK'nın imamlarına 'ayrı cuma kıldırın' talimatı veriyor.

Böylece hem dindar Kürtler'i AK Parti'den kopartacak hem de Mısır benzeri bir ayaklanma gerçekleşecekse şimdiden zemin hazırlanmış olacak.

Şimdi bugünkü namazda ayrı saf tutanlara sormak lazım.

Nasıl bir tuzağın içine çekildiğinizin farkında mısınız?

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/151712-ocalan-in-cuma-namazi-aski-nereden-cikti-makalesi.aspx
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.