Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:18:30

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 68
Total: 68

Diyanet Aylık Dergisinden Tillolu hocalarla röportaj açılımı

Başlatan Avukat, 21 Şubat 2010, 12:57:01

« önceki - sonraki »

Avukat

Diyanet İşleri Başkanlığı'na ait 'Diyanet Dergi'nin son sayısında Tillolu hocalarla yapılan kardeşlik röportajları geniş yer aldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, aylık resmi yayın organında Siirt Tillo'daki hocalarla 'terörün önlenmesi ve kardeşlik' üzerine yapılmış söyleşilere yer verdi. Başkanlığa ait Diyanet Aylık Dergi'nin "Çoklukta Birlik, Birlikte Çokluk" kapağı ile hazırlanan son sayısı, milli birlik vurgusu yapan yazılara ayrıldı. Dergide ilk kez, Tillo'daki Kur'an Kursları'nda yaklaşık yarım asırdır ders veren Bedreddin Sancar, Bedreddin Aydın ve Burhaneddin Mücahidi ile söyleşiler dikkat çekti.

BARDAKOĞLU AYRIMCILIĞI YAZDI

Tillo'nun önde gelenleri ile Siirt Müftülüğü'nün yaptığı altı sayfalık söyleşide, birlikte huzurlu bir yaşam için din eğitimi vurgusu yapıldı.

Tilllolu hocalar birlik ve beraberlik için gerekli çalışmaların yapılmasını da istedi. Derginin bu sayısında ayrıca Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun "Ayrımcılığa karşı gönül bağlarıyla birleşmek" başlıklı başyazısı da yer aldı. • YAKUP BULUT-ANKARA  

http://www.stargazete.com/politika/diyanet-ten-tillolu-hoca-acilimi-haber-245709.htm

Diyanet Dergisinin habere konu röportajı da içinde barındıran Şubat-2010 sayısını okumak için:
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/DIYANET/2010aylik/subat/aylik.pdf

Hz. Halid bin Velîd (r.a.) komutasındaki İslam Ordularının Siirt ve yöresini fethetmesinden sonra buralara gelip yerleşen Arap kökenli vatandaşlarımızın yaşadığı, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri de dahil birçok tanınmış alim yetiştiren, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin de bir süre eğitim görüp inzivaya çekildiği evliyalar diyarı Tillo'yla ilgili daha fazla bilgi için:
http://www.tillom.com/

kilimanjaro



Anandolu'ya gelen ilk Arap topluluklarından Mıhellemiler Mardin'de neredeyse Kürtler kadar nüfusları olduğu halde Süryaniler kadar ilgi gösterilmemesinden şikayetçi. Dışlandıklarını düşünen Mıhellemilerin ileri gelenleri "çantada keklik değiliz" diyor. İşte bilinmeyen yönleriyle Mıhallemiler:


Emrullah Öztürk'ün haberi

Türkiye Mıhallemileri ilk olarak Elvis Presley'in akrabası olarak tanıdı. Sonra Presley'in kızıyla evlenmiş olan Michel Jackson'ın ölümü üzerine mevlüt okutmalarıyla yeniden gündeme geldiler. Ancak Mıhallemilerin ileri gelenleri böyle tanınmaktan pek memnun değil. Çünkü Mıhallemiler kadim bir tarihe sahip Mezopotamya'da önemli bir yerdeler. Bugün 25 kadar Arap köyü bulunan Mardin'de sayıları 300 bini bulan Mıhallemi yaşıyor.

Tarihi geçmişleri çok eskilere dayanan ve Güneydoğu'nun önemli bir parçası olan Mıhallemiler, bugüne kadar haklarında yok denecek kadar az miktarda araştırma yapılmış topluluklardan biri.

Mardin'de Mıhallemilerin bazı ileri gelenleriyle yaptığımız görüşmede Mıhallemilerin tarihi ve bugüne dair yaşadıkları temel sorunlar üzerine konuştuk.

LEHÇELERİ KUR'ANI KERİM'İN YAZILMIŞ OLDUĞU LEHÇEYE YAKIN

Mıhallemilerin rahatsız olduğu asıl konu, soyları hakkında ortaya atılan bir takım spekülasyonlar. Bazı Batılı kaynaklarda Mıhallemiler Kürt veya Arapça konuşan Kürt, bazılarındaysa ırken de mezhep olarak da Süryani oldukları yönünde iddialar yer alıyor. Kökenleri hakkında çeşitli kaynaklarda farklı görüşler ileri sürülse de kendileri de bir Mıhallemi olan Artuklu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi sekreteri Abdulbaki Bozkurt ve Eğitim-Bir-Sen Midyat Şube Başkanı Abdulkadir Altay Mardin'de yaşayan Mıhallemilerin kendilerini Arap olarak tanımladıklarını söylüyor.  "Mardin'in İslamlaşması" üzerine bir yüksek lisans tezi ve bir de Mıhallemelilerle ilgili doktora makalesi bulunan Bozkurt, konuştukları dilin de Kur'an-ı Kerim'in yazılmış olduğu Hicaz lehçesine en yakın lehçelerden biri olması bunun en güçlü kanıtı olduğu görüşünde. Yüksek lisans tezinde bugün Mezopotomya olarak bilinen Fırat ve Dicle arasındaki bölgeyi El Cezire olarak adlandıran Bozkurt, Mezopotamya adını eski Yunanlıların, El Cezire'yiyse Arapların kullandığını belirtiyor.



"Mardin'de sadece Mıhallemiler yok" diyor Bozkurt ama bölgeye ilk gelenlerin Arap kabileler olduğunu iddia ediyor. O zamanki isimleri Beni Rebia olarak geçiyormuş. Mıhallmiler de o kabilenin bir alt koluymuş.

İLGİ BEKLİYORLAR

Bugüne kadar Türkiye'yi vatanları bilmiş olan bu topluluk devletten biraz ilgi bekliyor. Son dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yönelik projelerde olsun, yeni Anayasa çalışmaların da olsun kendilerinin de hesaba katılmalarını istiyorlar. Çünkü bölgede Kürt ve Süryaniler kadar onlar da kendilerini söz sahibi olarak görüyor.

VATAN SEVGİSİ ÜLKÜCÜDEN DAHA FAZLADIR

Mıhallemiler'in kendilerini bir MHP'liden daha vatanına bağlı hissettiğini dile getiren Bozkurt, "Mıhallemi yürekten ülkesini savunur. Vatan sevgisi bir ülkücüden de daha fazladır" diyor.

ÇANTADA KEKLİK DEĞİLİZ

Batı'daki Güneydoğu'da algısının sanki herkes aynıymış gibi olduğuna dikkat çeken Bozkurt, hükümeti de şu cümlelerle sitem de bulunuyor:
Hükümette de sanki bu bölgenin bir tek temsilcisi birileriymiş gibi algı var. Toplumun farklı kesimlerinin de görüşlerinin alınmasın faydalı olur. Araplar çantada keklik gibi görülmesin. Geçtiğimiz genel seçimlerde Muhammer Güler'i Midyat'tın Söğütlü beldesinde ağırladık. Kendilerinden okul için söz aldık ancak üzerinden kaç yıl geçmesine rağmen hala bir şey yapılmış değil. Şu an oradaki okulun halini gidin görün. 1938 yılına yapılmış bir okulda eğitim görülüyor."

ARAPLAR DA UYANIŞ VAR

Bozkurt, Mardin'in içerisinde yaşayan Arapları da pasif oldukları için eleştirmeden geçmiyor. "Ön plana çıkmayı sevmezler. Ama bizi de idare etsinler, derler" diyor. Ama son dönemde bölgedeki bazı gelişmelerin etkisiyle Araplarda bir uyanış olduğuna da dikkat çekiyor.

DIŞLANDIKLARINI DÜŞÜNÜYORLAR

Altay ise yerel bazda çok fazla siyasi pozisyonları olmadığı ve lobi faaliyetlerinde bulunmadıkları için dikkate alınmadıklarını kaydediyor. Altay'a göre Araplara devletin sadık elemanı, sistemin uşakları olarak bakılıyor. Dışlandıklarını ifade eden Altay, "Doğu'dan Batı'ya gittiğimizde potansiyel Kürt şeklinde değerlendirilir. Araplar ne kendilerini Türk olarak tanımlayabiliyor ne de Arap olarak aidiyet duygusundalar" diyor.

Araplar çözüm odaklı hareket etme gibi yapıları var. Ne sistemle ne gruplarla çatışmaya girmişlerdir.

SİYASİ ANLAMDA ARAPLAR TEMSİL EDİLMİYOR

Altay, Mardin'de yüzde 30-35 civarında çeşitli Arap grupları olduğunu ancak buna rağmen siyasi anlamda Arapların temsil edilmediği düşüncesinde. "Etnik azınlıklarla ilgili programlarda Süryaniler sürekli dikkate alınıyor. Ama biz asli unsur olarak gördüklerinden midir bilmiyorum ama bizler davet edilmiyoruz" diyor.

KÜLTÜRLERİNİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORLAR

Midyat'ta yaşayan Altay, modernizm karşısında kendi kültürlerinin yok olmaması için de yoğun bir uğraş veriyor. Kurdukları www.haldeh.com adıyla kurdukları internet portalında ne yedikleri, ne içtiklerine kadar Mıhallemilerle ilgili her şeye ulaşmak mümkün.

YÖRESEL YİYECEKLER

Midyat'ta kışları çok soğuk geçtiği için yöre halkının kışlık yiyeceğini önceden hazırlamak zorunda olduğunu belirten Altay, "Güneydoğu'da kültür halini almış "Dırmala" yani kışlık et ihtiyacının önceden beslenen hayvanların kesilerek karşılanması geleneği Arap köylerinde de geçerli. Kesilen hayvanların eti tuzlanarak söğüt dallarından yapılmış büyükçe sepetlerde (gerzel) saklanır. Kış günlerinde çayır çayır yanan sobanın üstüne konan tencelerde ağır ağır pişen tuzlu etin tadına doyum olmaz" diyor. Yörede üzüm önemli bir besin kaynağı. Kış için "Mazruvna" adı verilen üzümün şırasından "Havdel"  ve "Hariye" adı verilen pestil ile  "Matbah" yani pekmez yapılıyor.



Bölgede en çok tüketilen temel besin maddelerinden biri de bulgur. Kışa hazırlıklı girmek zorunda olan her vatandaş bulgurunu önceden hazırlamak zorunda. Bulgur "metfune" denilen kış türlüsünden "şembureke" adı verilen böreğe kadar her yemekte kullanılıyor.



GELENEKLERİ

Mışreqê

Gelenek ve göreneklerine son derece önem veren Mıhallemiler, işleri kışın genellikle olmadığı için bu dönemi kış eğlenceleriyle geçiriyor. Bu eğlencelerden birisi de "Mışreqê" adı verilen güneşli kış günlerinde, rüzgar almayan bir yerde güneşlenme ve sohbet etme günleri. Burada anlatılan olaylar ve hikayeler bölge insanın kültürünün özünü oluşturuyor. Yaşlıların tartışmalarında kullandıkları dil mecaz anlatımlar ve deyimlerden meydana geliyor. Ağır bir edebi dil varmış bu sohbetlerde.

Helle

Kışın karlı havalarda "Helle" denilen karda sürek avı geleneği var. Silahsız yapılan bu avda meşe ağacından yapılmış kalın sopalar kullanılıyor.

Batıl inançları

Bazı batıl inanışlar genellikle israiliyattan gelme ve batıl bazı hurafelerse kötü bir durumun ortaya çıkmasını engellemek için söylenmiş. İşte birkaç örnek:

-Faydalı olanlar-

-"Yere tuz dökmeyin, ahîrette göz kapaklarınızla toplayacaksınız" ("le bızzun ıl mılh kele fıl ehrê tıt lımmuhu bı ıcfen 'ayneykın") söylentisi. Bunun nedeni eskiden tuzun çok zor bulunması ve tuzun israfını önlemekmiş.

- Tencereden yemek yemeyin yoksa düğününüzde yağmur yağar (Li yekıl mın matbahiyê, ti hıt fı kırru (de'vıtu) matar) Bu ifade, yemek yeme adabına uymayanlar için söylenmiş

-Zararlı olanlar-

-Çarşamba günü yıkanılmaz (banyo yapılmaz) cin çarpar.

-"Ekmeği ters bırakmayın, günahtır." söylentisi.

- Kertenkeleye bakmanın sevapları götürdüğüne inanılması

MAĞARA CAMİ

Yöredeki en eski camiyse Ulu Cami adıyla bilin Mağara Cami. Mağara isminin verilmesinin nedeni caminin kayanın yontulması sonucu mağara tarzında yapılmış olması. Yazların kavurucu sıcağından, günün yorgunluğundan kurtulmak ve evin kalabalık ortamından kaçıp sığınılacak huzur verici, serinletici, sakin ve ideal yer bu kutsal mekândır.



BU KÖYLERDE HASTALIKLARA PEK RASTLANMAZ

Sarıkaya (Haldeh) köyünde doğmuş büyümüş ve şu anda yurt dışında eğitimini sürdüren Hüseyin Bekir Ali'nin şu sözleri yöredeki yaşamı biraz olsun özetliyor: Temiz hava ve su, köyün çok önemli zenginliklerindendir. Bu nedenle hastalıklara pek rastlanmaz.  Bu köyde öyle insanlar tanırım ki yüz yılı aşmış yaşlarına rağmen ne doktor yüzü görmüş ne de ilaç içmiştir. Çünkü doğal beslenirler. Besinlerinde kimyasal katkılar yoktur. Köy insanları o kadar hareketlidir ki bedenleri çok kuvvetlidir.

http://www.haber7.com/tarih-ve-fikir/haber/959586-anadolu-araplari-mihallemiler-ilgi-bekliyor
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



AZİZ İSTEGÜN, ORHAN KARANFİL - DIYARBAKIR

Ramazan'da, dünyanın dört bir tarafındaki inanan her gönül ruhanileşir. Türkiye'nin batısında da güneydoğusunda da ayrı bir heyecan yaşanır. Fakat bir başkadır Şark'ın Ramazan'ı... Özellikle de Siirt'in küçük ve şirin ilçesi Tillo'da... Burada nazlı bir misafirin yolunu gözler gibi mübarek ayı bekleyenler vardır...

Ramazan ve Tillo... O kadar uyumludur ki bu iki cümle, onu her misafir edişinde adeta dünyadan ukbaya bir kapı olur burada. Bir yıldır görüşmeyen iki dost, hemhal olur sanki. Hele mübarek gün ve gecelerde bu ziyâ diyarı, adeta büyülü bir hâl alır. Dar, sırlı ve derin sokakları birer mâbet koridoru gibidir. Tesbih ve tehlillerle inleyen medreselerdeki his ve heyecan tufanı, mü'minlere âdeta ötelerin güzelliklerini temâşâ ediyor hissi verir. Bir de evliyalar makamıdır bu kutlu belde. Erzurum'un Hasankale ilçesinden yola revan olan İbrahim Hakkı Hazretleri'nin 'marifetname'ye çıktığı yerdir Tillo. On binlerce gönlü aydınlatan İsmail Fakirullah Hazretleri'nin gavsiyet makamına yükseldiği beldedir. İlim, irfan ve irşadı sayesinde ünü dünyanın her yerine yayılmış Sultan Memduh'un diyarıdır. Bediüzzaman Hazretleri'nin, orada medfun 12 bin evliyanın hürmetine nalınını çıkarıp yalınayak yürüdüğü, Hassa kubbesinde inzivaya çekildiği, 'cumhuriyetçi olmalarına mükâfaten' çorbasının tanelerini karıncalara ikram ettiği yerdir.

Biz de insan ruhunun serinlik ve sükûnet bulduğu bu mübarek beldeye misafir oluyoruz. Nurefşan simasıyla çevreye ışık saçan Şeyh Bedrettin Aydın'ın kapısını çalıyoruz. Kendisi, Sultan Memduh hazretlerinin torunlarından. Peygamber Efendimiz'in amcası Hazreti Abbas'ın soyundan geliyor. Ecdadının 5 asır önce Tillo'da başlattığı din ve ilim hizmetlerini o devam ettiriyor. Bilinen tarih itibarıyla aile üyeleri 500 yıldan beri Tillo'da yaşıyor. Fakat kendisi Manisa doğumlu. Sebebiyse sürgün. Zira 'dinle bağı kopartılmış bir toplum oluşturma ' projesinin hedeflerinden biri de Tillo olmuş. Şeyh ve âlimler 1926 ile 1949 arasındaki 23 yılı, Burdur, Isparta, Manisa ve Kastamonu gibi vilayetlerde gözetim altında geçirmiş. İstiklal Mahkemeleri'nin imzasını taşıyan bu zulüm, bir hayrı da beraberinde getirmiş. Ülkenin Batısı, Güneydoğu'nun âlimlerini yakından tanıma imkânına kavuşmuş. Şeyh Bedrettin Aydın Hocaefendi'nin Türkiye'nin her yerinden yüzlerce talebesi var. Kendisinden icazet alan 'feqi/melle'ler de çeşitli illerde medreseler açıyorlar.

Bu ayda kendini affettirmeyen üzülsün!

Şeyh Bedrettin Hocaefendi, Ramazan'ı büyük bir aşkla karşılıyor. Tillo'ya tepeden bakan medresenin balkonunda sohbetine kulak veriyoruz. İslam'ın gönüllerde kendisini tam hissettirmesi; hayatın iman, mârifet, muhabbet ve rûhanî zevklere bağlı sürdürülmesi gerektiğini vurguluyor. Ramazan'ın bir temizlenme fırsatı olduğunu vurgulayan Şeyh Bedrettin Hocaefendi, "Nefsin terbiyesi oruçla olur. İnsan nefsine galip gelebilirse her şeyini halledebilir. Bu sıcaklarda neredeyse 15 saat oruç tutmak nefsi terbiye etmek yolunda önemli bir merhaledir. Ramazan bir temizlenme fırsatıdır. Allah'ın açılmış bir sofrasıdır. Bu sofradan olabildiğince fazla istifade etmek lazımdır. Kim Ramazan gelir de ay sonuna kadar kendini affettirmemişse o kişi yazık etmiş sayılır. Muhakkak Ramazan'da insanın kendisini affettirmesi lazımdır." diyor.  Hocaefendi, 11 ayın sultanını sultan olarak bilmek, sultanlık kadrini, değerini vermek gerektiğini belirtiyor ve her geceyi kadir bilip o şekilde cehdetmek gerektiğini anlatıyor. Ardından da altından kıymetli nasihatlerde bulunuyor: "Ramazan bereket ayıdır. Cenab-ı Hak, inşaallah Ramazan hürmetine Müslümanlar arasındaki fitneleri zail eylesin. Ramazan, senenin içinde yapılan seyyiatı, hataları silmeye, yok etmeye vesile olan bir zaman dilimidir. Az bir zaman dilimidir, değerlendirmek gerekir. Zaten bayramın manası da budur. Ramazan gelir, insan oruç tutar, ibadet eder, Allah'a yönelir, inşaallah kendisini affettirir ve bayram eder."

http://zaman.com.tr/ramazan2013_ramazanlasan-bir-belde-tillo_2109074.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Konuyla ilgili Tillo Belediyesi'nden yapılan açıklama şu şekilde:

İlim ve irfan yurdu olan ilçemizin adının 1964'te Aydınlar olarak değiştirilmesi itibariyle ilçemizin adı 49 yıldır Aydınlar olarak anılıyordu. Ancak bu isim halk tarafından kabul görmemişti.

Demokratikleşme paketi ile birlikte 49 yıllık yapay isimden kurtulup asıl adımız olan TİLLO adına kavuştuk.

Tillo adına tekrar kavuştuktan sonra kolları sıvayan belediyemiz; Belediye Başkanımız Mesut MEMDUHOĞLU'nun talimatlarıyla tabelalar değiştirildi ve yeni logo çalışmalarına büyük bir özveri ile başlandı. Kısa sürede yeni logomuzu oluşturduk.

Konuyu değerlendiren Başkan Mesut MEMDUHOĞLU "Tillo'nun 1957-58 yıllarında Bucak olduğunu belirterek, Bu 1964'e kadar Tillo olarak kalmış. 1964'te Türkiye genelinde bazı bucakların isimleri değiştirildi. O zaman Tillo da Aydınlar ismine dönüştürülmüş. 1990'da nahiyeyken, bucakken ilçe statüsüne alınmış yine Aydınlar ilçesi olarak devam etmiş. Tabi özellikle Kurban Bayramı'yla birlikte Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşülerek dün gece genel kuruldan geçerek Tillo ismi tekrar iade edildi. Tabi burda başta Başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, Siirt Milletvekilleri Osman Ören, Afif Demirkıran'a, hem şahsım hem Tillo halkı adına şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Kurban Bayramı dedik, bu bayramda biz çiftte bayram yaşadık. Demokratikleşme paketiyle birlikte ilk kanun teklifinin Tillo olması, hem bizim açımızdan, hem bölge açısından, hem de Türkiye açısından manidardır. Tabi tabelaları bugün değiştirme girişiminde bulunduk. Tabi resmi gazetede yayınlanmasını bekliyoruz. En geç 2-3 gün içerisinde resmi gazetede yayınlandıktan sonra tabelalarımızı asacağız" değerlendirmesinde bulundu.


http://www.aydinlar.bel.tr/Sayfala.asp?nereye=YAZIOKU&ID=131
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.