Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

04 Mayıs 2024, 07:03:45

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 172
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 152
Total: 152

Emniyet baskını 2 gün önce haber vermiş, Heron tespit etmiş, sonuç: 11 Şehit!

Başlatan kilimanjaro, 01 Ağustos 2010, 01:30:13

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

MEHMET BARANSU - TARAF

Gediktepe baskını sonrası "PKK'lıları çoban sandık" diyen Tümgeneral Kaya'yı, Emniyet saat ve gün vererek uyarmış: "Tekeli Taburu'na örgütün saldırı ihtimali çok yüksek. Bilginize arz ederim."



Hakkâri'nin Şemdinli İlçesi'ne bağlı Gediktepe Sınır Karakolu'na yapılan baskının iki gün önceden Emniyet tarafından Şemdinli Jandarma Komutanlığı'na bildirildiği ortaya çıktı. Şemdinli Terörle Mücadele Büro Amiri Başkomiser Ahmet Yiyenoğlu tarafından Jandarma'ya gönderilen faksta, 17 Haziran 2010'da PKK tarafından Gediktepe Üs Bölgesi'ne saldırı yapılacağı belirtildi. Faksta baskının yapılacağı saatler bile verildi. Ancak hiçbir önlem alınmadı. PKK, raporda belirtilen saatten tam 30 saat sonra Gediktepe Karakolu'na baskın düzenledi, 11 asker hayatını kaybetti.

Taraf, PKK tarafından düzenlenen kanlı Gediktepe baskınından önce hazırlanan istihbarat raporlarına ulaştı. Şemdinli TEM Büro Amiri Başkomiser Ahmet Yiğenoğlu tarafından hazırlanan rapor, 16 haziranda saat 21.20'de Şemdinli Jandarma Karakolu'na fakslanarak PKK'nın Tekeli Taburu ve bu tabura bağlı Gediktepe Üs Bölgesi'ne saldırı yapacağı bildirildi.

Raporda şöyle deniyor: "Güvenilir bir kaynaktan alınan bir bilgide, PKK, 17.6. 2010 tarihinde Tekeli Taburu veya Tekeli Taburu'na bağlı bulunan Hacı Bektaş Dağı civarındaki askerî birliğe (Saldırı yapılma ihtimali çok yüksek) gündüz vakitlerinde büyük bir olasılıkla saat 14:00-15:00 veya 15:00-16:00 arası yapılacağı bilgisi alınmıştır. Arz ederim."

Komutan izindeydi
Şemdinli Jandarma Komutanlığı, Emniyet tarafından gönderilen bu rapor üzerine konuyu "acil" olarak 7. Hudut Alay Komutanlığı'na bildirdi. Buradan da konu Tekeli Tabur Komutanlığı'na, ardından Gediktepe Üs Bölgesi'ne iletildi. Ancak bu sırada yıllık izne çıkmak için Gediktepe Bölük Komutanı Tekeli'deki tabura geldi. Baskın günü de izinli olduğu öğrenildi. İstihbarat raporuna rağmen yerine bir görevlendirme yapılmadı.

30 saat sonra baskın
Emniyet'in raporuyla "geliyorum" diyen baskın, raporda belirtilen saatten 30 saatlik bir sapmayla 19 Haziran 2010 günü saat 02:00'da gerçekleşti. Gediptepe mevzilerine kadar gelen PKK'lıların düzenlediği baskında 11 asker yaşamını yitirdi. PKK'lılar, dört adet G-3 silahı, termal ve pitonları alarak bölgeden ayrıldı.

Balyozcu general 'çoban' demişti
Hatırlanacağı gibi baskın sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan programlarını iptal ederek, Van'daki cenaze törenlerine katılmış ardından da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'la Gediptepe'deki sipere gitmişti. Çömelme tartışmalarının yaşandığı ziyarette, Balyoz sanığı Tümgeneral Gürbüz Kaya ikiliye eşlik etmiş ve baskınla ilgili bilgi vermişti. Kaya'nın baskın sonrası yaptığı açıklama da çok tartışılmıştı. Kaya, baskın öncesi 23:30'da görüntü aldıklarını, hemen topçu ateşi yaptıklarını, karşılık verilmeyince görüntülerin çoban, köylü ya da kaçakçı olabileceğini düşündüklerini de söylemişti.

Adım adım izlediler ama...
Gediktepe Sınır Karakolu'na yapılan baskınla ilgili ihmal istihbarat raporuyla sınırlı değil. PKK'lıların saldırıdan 15 gün önce sınır girişinden itibaren insansız hava araçları Heronlar tarafından görüntülendiği belirlendi. PKK'lıların Heronlar tarafından tesbit edilmesi üzerine bölgeye gelen helikopter gruba ateş etmeden geri dönüyor. İşte fotoğraflar:




PKK'lılar sınırdan sızıyor
Taraf'ın ulaştığı iki saatlik görüntüler 3 Haziran 2010 tarihine ait. Yani Gediktepe baskınından 15 gün önce çekildi. Heronlar, 3 Haziran 2010 günü saat 03:20'da sınırdan sızan PKK'lıları görüntülemeye başlıyor. Görüntülere göre PKK'lılar üç grup halinde saat 04:06'da toplanıyor. Bu sırada yaklaşık 100 kişilik grup, katır ve silahlarıyla adım adım takibe alınıyor.

Görüntüler, Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere 30 ayrı birime aynı anda canlı olarak gönderiliyor. Gediktepe baskınını yapacak olan PKK'lıların yaptığı her hareket en ince detayına kadar kaydediliyor.

Helikopter geri dönüyor
Herondan gönderilen görüntü üzerine, PKK'lıların sınırdan giriş yaptıkları bölgeye bir helikopter gönderiliyor. PKK'lıların toplanmaya başladığı N 37 19 263, E 42 59 140 koordinatı helikoptere bildiriliyor. Bölgeye giden helikopterden PKK'lılar hiç rahatsızlık duymadan altışar kişilik gruplar halinde yollarına devam ediyor.

Görüntülerde PKK'lıların helikopterden saklanma gereği duymamaları da dikkat çekiyor. Dikkat çeken başka bir nokta ise koordinatlar verilmesine rağmen helikopter herhangi bir atış yapmadan birliğine geri dönüyor.

Katır sırtında silah
Helikopterin ayrılmasından sonra Heron PKK'lıları adım adım izlemeye devam ediyor. Gece intikal yapıldığı için PKK'lıların zaman zaman tek koldan hızlandığı görülüyor. Gece çekimi olmasına rağmen, PKK'lıların tüm hareketleri, geçiş noktaları ayrıntılı olarak tesbit ediliyor. Görüntü kayıt işleminin canlı olarak tüm birimlere aktarılması saat 05:30'a kadar devam ediyor. Ancak herhangi bir önlem alınmıyor.

Canlı yayında sınırı geçen PKK'lılar, katırlara yükledikleri ağır silahlarla Gediktepe'ye baskın düzenleyerek geri dönüyor.

http://taraf.com.tr/haber/general-kaya-bu-faksi-aciklasin.htm
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1010435&title=gediktepeye-saldiran-pkklilar-boyle-goruntulenmis-ama
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

11 şehit verdiğimiz Gediktepe baskınından önce, Emniyet'in birliği saldırı için uyaran raporunu ve Heronların sızma yapan PKK'lıları tespit etmesini yayınlayan Taraf şimdi de hain saldırının görüntülerini sundu. İşte o kareler:









Taraf gazetesi, Mehmet Baransu imzasıyla çok tartışılacak bir haber yayınladı. 11 askerimizin şehit edildiği Gediktepe baskınından önce, Emniyet istihbaratının birliğe saldırı olacağını 30 saat önceden haber veren raporunu ve Heronların sızma yapan PKK'lıları tespit etmesini yayınlayan gazete şimdi de hain saldırının dakika dakika görüntülerini yayınladı.

Hakkari'nin Çukura İlçesi 3. Taktik Tümen Komutanlığı'na bağlı Hantepe askeri bölgesinde 19 temmuz gecesi yaşananlar, insansız hava aracı Heron tarafından görüntülenmiş. Baskın ihtimali üzerine Heron'u bölgeye gönderen askeri yetkililer bu görüntüleri anı anına seyretmişler.

"Generaller askerlerin ölümünü seyretti" manşetiyle çıkan ve haberinde, "Batman'daki Heron İzleme Merkezi'nin "Sızma var" uyarısını, "Her şey kontrolümüz altında" diye yanıtlayan komutanlar, baskını 02.30'dan itibaren canlı olarak izlediler" ifadelerine yer veren Taraf bu görüntünün bir saatlik bölümün elinde olduğunu da açıkladı. Görüntülerde, PKK'lıların gelişi, askerlerimizin konuçlandığı mevziye atılan bomba, askerlerin kaçışı ve öldürülüşleri açıkça görülüyor.

Taraf elindeki görüntülere dayanarak şu yorumu yaptı: "Baskına uğrayan birliğe hiçbir askeri destek sağlanmıyor. Hava şartları müsait ama bölgeye helikopter, uçak sevkedilmiyor; işi biten PKK'lılar rahatça uzaklaşıyorlar."

http://www.haber7.com/foto-galeri.php?cID=6251&s=2
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Genelkurmay Başkanlığı, terör örgütünün 7 Mehmetçik'i şehit ettiği Çukurca Hantepe'deki kanlı baskını, Heron'un kamerasından izlemekle yetinen 30 birimden hesap sormak yerine görüntülerin basına sızmasıyla ilgili operasyon başlattı.

Genelkurmay Askeri Savcılığı, bu birimlerde çalışan tüm personelinin evlerine sabah saatlerinde eşzamanlı operasyon düzenledi!

Hantepe Karakolu'na yapılan baskındaki ihmali saniye saniye göz önüne seren Heron Skandalı, Genelkurmay'ı derinden yaraladı.. Görüntülerin Taraf Gazetesi'nde yayınlanmasının ardından önce haberi yayınlayan Mehmet Baransu'yu baskı altına alan askeri kanat, "Görüntüleri kimlerin sızdırdığı" konusunda bir cevap alamayınca, bugün bir başka yönteme başvurdu.

Heron adlı insansız hava uçağından gelen görüntüleri 30 ayrı merkezde canlı olarak izleyen askeri personeli göz hapsine alan Genelkurmay Askeri Savcılığı, bugün sabah saatlerinde şüphe uyandıran personelinin evine eşzamanlı baskınlar düzenledi.

Baskında personellerin evleri ve akrabalarına ait işyerleri didik didik arandı. Askeri Savcılık, Heron kayıtlarının çoğaltılıp evlere götürülüdğü şüphesiyle yaptığı aramalarda şu ana kadar herhangi bir bulguya rastlamazken, evleri basılan askeri personel ve yakınları da tek tek sorguya alındı..

Operosyonu büyük bir titizlikle gerçekleştiren Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın, "Köstebeği" bulmak için çok farklı taktikler denediği de ortaya çıktı. Sorgulananlar arasında adı geçen askeri personellerin eş ve çocukları bile çapraz sorguya alındı ve bu görüntüler hakkında bilgileri olup olmadığı soruldu. (internethaber)

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1012813&title=genelkurmaydan-dev-operasyon
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

İnsansız hava taşıtı Heronların görüntülerini kamuoyuyla paylaşan personeli bulmak için Genelkurmay Askerî Savcılığı soruşturma başlatmış.

30 ayrı birimde çalışanların evleri ve hatta yakınları arama ve sorgu kapsamındaymış. 'Heronları düşürün' diyen subayları soruşturmada 3 yıldır mesafe alamayan; Çukurca'da kendi mayınımızla şehit ettiğimiz erlerle ilgili sivil savcılığın havale ettiği dosya hakkında açıklama bile yapamayan askerî savcılık, demek ki istenirse epey hızlı olabiliyormuş! Umarız hız almışken diğer dosyalara da bakmayı ihmal etmezler. Etmezler de, Karargâh'ın önünde basın açıklaması yapmasına dahi izin verilmeyen gözü yaşlı ailelerin acıları bir nebze dindirilir.

Halk, bu görüntüleri bilgisayar oyunu veya macera filmi gibi izleyip gereğini yerine getirmeyenleri merak ederken, askerî savcılığın 'kim sızdırdı'ya odaklanması acı veriyor. Kimse, askerî sır kavramının arkasına saklanmasın. Dünkü gazetelerde yer alan iki haber bu kavramın da içinin ne kadar boşaltıldığını gösterdi. İstanbul'da çökertilen fuhuş çetesinde askerî sır niteliğinde belge ve krokiler ele geçirildi. Diğer haberde ise Orgeneral Hasan Iğsız'ın savcı ve hâkimlerin girmesine izin vermediği Birinci Ordu Kozmik Oda'sından iki bilgisayarın çalındığı anlatılıyordu. 17 haneli şifreyle girilen odadaki bilgisayarlarda çok önemli bilgiler ve kriptolama sistemleri bulunuyor. Söz konusu bilgisayarları çalanı bulmak daha kolay, ama bugüne kadar herhangi bir girişimden haberimiz olmadı.

Normal şartlarda istihbarata karşı koyma ve sızmaları önleme, güvenliğin en önemli boyutlarından biri. Hayati kurumlardaki her türlü sızma soruşturulmalı. Ancak hepsinden önce medyanın gündeme getirdiği iddiaların üzerine gidilmeli. Gerçekten 30 ayrı birim terörist saldırıyı canlı yayında izledi ve kimse kılını kıpırdatmadıysa asıl bunun hesabı sorulmalı. Ve bu bilgiyi kamuoyunun dikkatine sunan kişi bulunup ödüllendirilmeli. Zira bu bir sırrın değil, ihmalin belki de ihanetin ifşasıdır. Kariyerini hatta hayatını riske sokarak görüntüleri medyaya ulaştıranlara ancak minnet ve şükran duygularımızı ifade edebiliriz. Ne yani 'kol kırılır yen içinde kalır' mantığı devam mı etseydi? Gediktepe, Hantepe, bilmem ne tepe diye sıralanıp giden ve yüreklere ateş düşüren saldırılara yenileri mi eklenmeliydi? Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Hasan Iğsız ve Balyoz sanıklarının rütbeleri için verdiği mücadeleyi, o gariban çocukların yaşam hakkı için de gösterseydi, 'meçhul subaylar'a ihtiyaç kalmazdı.

Buradan gündemdeki diğer konulara da paralellik kurabiliriz. Anayasa paketindeki en önemli kalemlerden biri askerî yargının görev ve yetkilerini düzenleyen 145. maddedeki değişiklikler. Hem askerî yargının alanı daraltılıyor hem de hakimlik teminatı getirilerek emir komuta zinciri dışına taşınıyor. 28 Şubat darbesinin sembol davasında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu ve polis memuru Kadir Sarmusak'a beraat veren hâkimlerin başına gelenleri hatırlayalım. Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Erdal Şenel'in baskılarına maruz kalan heyetin iki üyesi sürgüne gönderilirken, bir üyesi eşi başörtülü olduğu gerekçesiyle YAŞ'ta ordudan atılmıştı. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Diğer konu da Yüksek Askerî Şûra'da sivil otoritenin patronajını ilan etmesinin zarureti. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın anayasa ve kanunlardan aldığı yetkileri kullanması, askerin doğal sınırlarına çekilmesini sonuç verecek. Son günlerde yaşadıklarımız bunun ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Şayet hükümet ilkeli durmasaydı, konuştuğumuz ihmallerde (umarız ihanet değildir) adı geçen komutanlar bile rütbe almış olacaktı. Millete hesabı veren, faturayı ödeyen sivil otoritenin kararı da vermesini öngören çağdaş uygulamaya bir adım daha yaklaşmış olduk. 'Siviller askerlerin işine karışmasın' diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandumda 'hayır' demesi ne kadar münasip düşüyor, değil mi!.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1012959&title=asil-heron-skandali-bu
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

'Heronları düşürelim, çok zayiat veriyoruz' konuşmasında adı geçen Tuğgeneral Mustafa İlhan'ın insansız hava araçlarının bağlı bulunduğu Diyarbakır'daki 8. Ana Jet Üssü'ne komutan olarak atandığı ortaya çıktı.

Bugün gazetesinde yer alan habere göre skandal atama, bu yılki Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) toplantısında yapıldı.

'Adamlarımız' denilen PKK'lılara zayiat verdiği gerekçesiyle Heronların düşürülmesinin istendiği telefon görüşmeleri büyük tepki çekerken yeni bir skandal daha gündeme geldi. Telefon kayıtlarında izinsiz yurtdışına çıktığı ve teröristleri evinde sakladığı bilgisi verilen Hava Kuvvetleri Plan Program Daire Başkanı Tuğgeneral Mustafa İlhan, YAŞ toplantısında Diyarbakır 8. Ana Jet Üs komutanı olarak atandı. İlhan'ın atandığı birliğin ilginç yanı ise Batman'da konuşlu insansız hava araçlarının (Heron) da bu birliğe bağlı olması.

İhanet konuşmasını yapan subayların telefon kayıtlarında Mustafa İlhan'la ilgili iki şok iddia yer alıyordu. İlhan'ın birçok kez 'izinsiz yurtdışına çıkış' yaptığı ve terör örgütü DHKP-C üyesi akrabasının cezaevindeyken adres olarak İlhan'ın kaldığı askerî lojmanları gösterdiği aktarılıyordu. Yasalara göre Genelkurmay'dan izin almadan yurtdışına çıkan askerî personel hapisle cezalandırılıyor ve bu ceza ertelenmiyor. Bu suçtan dolayı birçok askerî personelin hapis cezası aldığı vurgulanıyor. Ayrıca izinsiz yurtdışına çıkan personelin terfi ettirilmemesi gerektiği de kaydediliyor.

İlhan'ın terörist yakınını evinde sakladığı iddiasıyla ilgili olarak da TSK mensupları ve yakınları hakkında güvenlik soruşturması yapıldığını kaydeden kaynaklar, güvenlik soruşturmasında olumsuz bir durumla karşılaşılan subayın incelemeye alındığını belirtiyor. Bu subayların durumu temize çıkıncaya kadar, değil terfi etmesi hassas görevlere dahi verilemeyeceği kaydediliyor. MİT tarafından tespit edilen ve Genelkurmay'a gönderilen 'ihanet' görüşmesinin başlangıcında iki subay arasında, "İlhan Komutan' olarak nitelendirilen kişinin sorununun çözülmesi için para konuşması yapılıyor. İlhan Komutan'ın dosyasını kapatanların temiz ve iyi iş yaptığı belirtilen konuşmada ciddi risk alındığı da vurgulanıyor. Konuşmanın devamında ise Bugün gazetesinin gündeme getirdiği Heronların düşürülmesine ilişkin skandal görüşme gerçekleşiyor. İSTANBUL ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1013649&title=genelkurmay-ihanete-karisan-tuggenerali-heron-komutani-yapti
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Genelkurmay Başkanlığı, Hakkari'nin Çukurca ilçesi Han Tepe üs bölgesine yapılan saldırıyla ilgili açıklamada, ''Olayın cereyan şeklinden de görüleceği gibi, medyaya yansıyan görüntüler, çatışmanın başlamasından sonraki sürece aittir ve çatışma süresince de ilgili komutanlıklar alınması gereken tedbirleri almış veya almaya çalışmışlardır'' denildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, Hakkari'nin Çukurca ilçesi Han Tepe'deki üs bölgesine ve yakın emniyet kuvvetine 19-20 Temmuz 2010 gecesi yapılan terörist saldırısı ile ilgili, medyada çeşitli haber, yorum ve görüntüler yer aldığı belirtildi.

Ölümle neticelenen her iç güvenlik olayında olduğu gibi bu olayla ilgili olarak da adli soruşturmanın, ilgili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hemen başlatıldığına dikkat çekilen açıklamada, ayrıca, olayın idari yönden de incelenmesi maksadıyla; Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığınca, teşkil edilen idari soruşturma heyetinin de olayın incelemesine başladığı kaydedildi. Açıklamada, 30 Temmuz 2010 günü de Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı'nın Askeri Savcılıktan olayın soruşturulmasını istediği belirtildi.

-İDARİ SORUŞTURMA-

''Olayın ne şekilde cereyan ettiği tam olarak belirlenmeden kamuoyuna eksik ve yanlış bilgi vermemek ve yürütülmekte olan adli soruşturmalara müdahil olmamak amacıyla, en azından idari soruşturmanın neticesinin alınması ve değerlendirilmesi beklenmiştir'' ifade edilen açıklamada, idari soruşturmanın ise ilgili karargahlara, 9 Ağustos günü ulaştığı kaydedildi.

''İdari soruşturmanın değerlendirilmesi ile olayla ilgili diğer mevcut bilgi ve belgelere dayalı olarak yürütülmekte olan adli soruşturmalara da zarar vermemek kaydıyla, olayla ilgili açıklanabilecek hususlar aşağıdadır'' denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Han Tepe üs bölgesi ve yakın emniyet kuvveti mevzilerine yoğun terörist ateşi, 20 Temmuz gecesi saat 01.45'te altı değişik noktadan aynı anda başlamıştır. Olayı öğrenen ve o sırada Diyarbakır'da bulunan dönemin 2'nci Ordu Komutanı da saat 02.00'den itibaren olayın takip, sevk ve idaresine müdahil olmuştur.

Olay anında insansız hava aracı, 40 kilometre kadar uzakta başka bir bölge üzerinde olduğundan derhal Han Tepe bölgesine yönlendirilmiş, saat 02.15'te Han Tepe üzerinde olmuş ve görüntü aktarmaya başlamıştır. Buradan açıkça anlaşılacağı üzere saldırı öncesi yaklaşan teröristlerin görüntülerinin aktarılmış olması söz konusu değildir.

Basına yansıyan insansız hava aracı görüntülerinden, en erken olanının zamanı ise 02.31'dir ve olayın başlangıcının yaklaşık 46 dakika sonrasına aittir.''

Olayın başlaması üzerine Hakkari'de konuşlu bulanan taarruz helikopterlerine emir verildiği, helikopterlerin, zorunlu hazırlıklarını müteakip havalandığı, ancak Çığlı Suyu (ZAP) vadisindeki yoğun sis ve toz bulutu nedeniyle güneye, Çukurca bölgesine geçemedikleri, yarım saat süren denemeyi müteakip, Hakkari'ye dönmek zorunda kaldıkları anlatılan açıklamada, aynı helikopterlerin, hava şartlarının iyileşmesi üzerine, saat 04.30'da Han Tepe üzerinde olduğu ve bölgeden uzaklaşmaya çalışan teröristleri ateş altına aldıkları belirtildi.

Uzaklaşmaya çalışan teröristlerin, aynı zamanda topçu ve havanlarla da ateş altına alındıkları bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Hava aydınlandıktan sonra, teröristlerin çevredeki hakim arazilerde mevzilendirdikleri Doçka silahları, bölgedeki helikopter faaliyetlerini tahdit etmiş, helikopterlerin inememesi nedeniyle, tahliyeler karayoluyla yapılmıştır.

Doçka mevzilerinin yerlerinin tespit edilmesi üzerine, bölgeye iki sorti hava harekatı icra edilerek bu mevziler tahrip edilmiştir.

İnsansız hava aracı görüntülerinin hangi makamlar tarafından izleneceği 2'nci Ordu Komutanlığınca ve sadece ilgili birlikler dikkate alınarak belirlenmektedir. Otuz ayrı merkezden bu görüntülerin izlendiği iddiası maksatlı ve gerçek dışıdır.

Olayın cereyan şeklinden de görüleceği gibi, medyaya yansıyan görüntüler, çatışmanın başlamasından sonraki sürece aittir ve çatışma süresince de ilgili komutanlıklar alınması gereken tedbirleri almış veya almaya çalışmışlardır.

Diğer olaylarda da olduğu gibi, bu olayda da gerekli görülen idari ve adli işlemler zamanında başlatılmıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, soruşturma safhalarının gizlilik sürecine azami şekilde özen ve dikkat göstermekte olup çok zorunlu durumlar dışında, soruşturma süreçlerinde açıklama yapmaktan kaçınmaktadır. Bu hassasiyete başka anlamlar yüklemek yersizdir ve yanlıştır.''

http://www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_3_Bilgi_Notlari/2010/BN_98.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Hantepe'de evlatları şehit olan aileler, Genelkurmay'ın Heron skandalına ilişkin açıklamalarını tatmin edici bulmadı.

Şüphelerinin katlanarak devam ettiğini belirten şehit Hakan Yutkun'un babası Zafer Yutkun, Genelkurmay'ın kamuoyunun baskısına dayanamayıp zoraki bir açıklama yaptığını düşünüyor. Olayın peşini bırakmayacağını ve dava açacağını söyleyen acılı baba, "Bu duyuru 20 gün önce de yapılabilirdi. 'Soruşturuyoruz, suçluları arıyoruz' diye kısa bir açıklama yapsalar bu kadar üzülmezdik. Şimdi çıkmış, sisten, dumandan söz ediyorlar. Kim inandı bilmiyorum ama ben inanmadım." diyor.

Hantepe'de 6 askerin şehit düştüğü terörist saldırının ardından ortaya çıkan Heron görüntüleri kamuoyunu sarsmıştı. Zira Taraf gazetesi tarafından 2 Ağustos'ta yayımlanan görüntülerde, saldırı anı saniye saniye yer alıyordu. İddiaya göre insansız hava aracı olan Heron tarafından alınan görüntüler, anbean ilgili komutanlıklara aktarılmış ancak buna rağmen bölgede hiçbir güvenlik önlemi alınmamıştı. İddialara özellikle şehit aileleri ve sivil toplum örgütleri büyük tepki gösterdi. Genelkurmay, görüntülerin ortaya çıkmasından 20 gün sonra açıklama yaptı ancak hiç kimseyi tatmin edemedi. Şehit aileleri konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor.

Hantepe şehitlerinden Hakan Yutkun'un babası Zafer Yutkun, açıklamanın çok yetersiz olduğunu söylüyor. Açıklığa kavuşmayan birçok nokta bulunduğunu anlatan Yutkun, bu açıklamanın 20 gün önce de yapılabilecekken neden beklendiğini soruyor. Yutkun şöyle konuşuyor: "Açıklama zaten bizi tatmin etmedi. Sanıyorum kimseyi tatmin etmemiştir. Şehit ailelerini daha fazla üzen bir açıklama oldu bu. 20 gün önce de yapılabilirdi. 'Soruşturuyoruz, suçluları arıyoruz' diye kısa bir açıklama yapsalardı bu kadar üzülmezdik. Ama sessizliğe gömüldüler. Şimdi de çıkmış, sisten, dumandan söz ediyorlar. Kim inandı bilmiyorum bu açıklamalara, ama ben inanmadım. Açıklama hiç inandırıcı değil... Halkla, milletle dalga geçen bir açıklama.. Sorumlular hakkında dava açacağım."

SAVAŞ UÇAKLARI NEDEN KALKMADI?
"Helikopterler gidemediyse neden savaş uçakları kaldırılmadı?" diyen Zafer Yutkun, konunun peşini bırakmayacaklarını ifade etti. Genelkurmay'ın açıklamasının ardından haklarını mahkemede arama kararı aldıklarını belirten Zafer Yutkun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda birkaç yerle konuşuyorum. Ben de dava açacağım. Vaziyet onu gösteriyor. Bu işin peşini bırakmayacağım. Bu dava nasıl sonuçlanır bilemiyorum, ama suçlular varsa mutlaka cezalandırılmalı. Bu bizim evlatlarımızı geri getirmez ama varsa böyle ihanet edenler, bunların temizlenmesi gerekiyor."

Anne Gülfiye Yutkun da bu açıklamayı kesinlikle kabul etmediğini belirterek, "Ellerini vicdanlarına koysunlar. Biz hakkımızı mahkeme mahkeme dolaşarak aramak zorunda kalmak istemiyoruz. Devletimiz bu kadar mı aciz? Bu konuyu nasıl çözemezler? O görüntüler ortaya çıktı. Burada suçluların ortaya çıkarılması Genelkurmay ve devletimize düşer. Ben evladımı orduya sağ olarak verdiysem o şekilde de geri almalıydım." dedi.

Hükümetin sorumluları bulacağına inanıyoruz
Hantepe'de şehit düşen Piyade Üsteğmen Çetin Aylar'ın babası İbrahim Aylar, Genelkurmay'ın Heron'la ilgili açıklamasını eleştirdi. Aylar, "Kendi acımızı unuttuk, ne düşüneceğimizi bilemez olduk. Gerçekten bir sorumsuzluk, ihmal varsa niye peşine düşülmüyor?" ifadelerini kullandı. Hantepe bölgesini bilmedikleri için yorum yapamadıklarını söyleyen Aylar, "Biz o bölgeyi görmediğimiz için yorum yapamıyoruz, tatmin edici bir açıklama da yapılmıyor. Bunun peşini hükümetimizin bırakmayacağına inanıyorum." şeklinde konuştu. Vatan için kendisinin de gözünü kırpmadan askere gideceğini belirten Aylar, "Çağırsınlar ben de gideyim vatan için. Ama ben gidince ölümle mücadele ederken arkamda birilerinin olduğunu göreyim." diyor. Şehit babası, ihmal iddialarıyla ilgili duygularını şöyle dile getiriyor: "İhmal varsa ihmal edenin Allah gözünü kör etsin. Daha ne diyeyim?" MUSTAFA GÜRLEK İSTANBUL

--------------------------------------------------------------------------------

TSK, medyayı da inandıramadı
Genelkurmay Başkanlığı'nın Heron skandalıyla ilgili çelişkili açıklaması medyayı da tatmin etmedi. Heron görüntülerinin ardından Türkiye'nin gündemine oturan saldırıyla ilgili TSK'nın açıklama yapmak için bir ay beklemesini eleştiren gazeteler, zihinlerdeki birçok soru işaretinin de giderilmediğine dikkat çekti. Genelkurmay'ın açıklamasında cevabını bulmayan sorular da yeniden gündeme getirildi. Milliyet Gazetesi basın açıklamasını "Neden 1 ay beklediniz" başlığıyla ilk sayfadan okuyucularına duyurdu. Haberin girişinde "Genelkurmay'ın 20 Temmuz'daki Hantepe baskını için yaptığı açıklama kamuoyunu tatmin etmedi." ifadesi kullanıldı.

Sabah Gazetesi, Genelkurmay'ın açıklamasını "TSK'dan geciktik itirafı" başlığıyla verdi. Haberde, "Genelkurmay, Heronların saldırıyı önceden belirlemesine karşın PKK'lılara müdahale edilmediği iddiaları için "İddialar gerçek dışı, görüntüler saldırıdan sonra çekilmiş" dedi. Açıklamada helikopterin ise hava şartları nedeniyle bölgeye geç ulaştığı ifade edildi." denildi.

Heron görüntülerini ortaya çıkaran Taraf ise "Hain değil, beceriksiz" başlığını kullandı. Şu noktalara dikkat çekildi: "Hantepe'deki Heron skandalıyla ilgili bir ay sonra açıklama yapan Genelkurmay, görüntüleri yalanlamadı, "Baskın sonrasına ait" dedi. Açıklamadaki bir başka çelişki ise Çığlı Suyu Vadisi'ndeki yoğun sis ve toz bulutu nedeniyle yardım helikopterinin bölgeye gidemediği iddiası. Meteoroloji bu iddiayı yalanlıyor. Heron'un çektiği görüntüden de bölgede havanın açık olduğu net bir şekilde görülüyor."

"Sis perdesi aralanmadı" manşetini kullanan Bugün ise gerekçe olarak Dağlıca, Aktütün ve Tokat'ta olduğu gibi yine havanın sisli olmasının gösterildiğine vurgu yaptı. 'Açıklama fasa fiso' başlığını atan Anadolu'da Vakit ise skandalla ilgili cevaplanması gereken onlarca soruyu sıraladı. İSTANBUL ZAMAN

--------------------------------------------------------------------------------

Hantepe gazisi: Heronlar o bölgede sürekli uçuyordu
Genelkurmay Başkanlığı'nın 'Heron' skandalıyla ilgili yaptığı açıklama kamuoyunu tatmin etmedi. Heronların kaydettiği görüntüler ve tanık ifadeleri de Genelkurmay'ın yazılı açıklamasıyla çelişiyor. Genelkurmay açıklamasında olay anında Heronların 40 km uzakta başka bir bölgede olduğu ileri sürülüyor. Ancak Hantepe saldırısından yaralı olarak kurtulan askerlerin ifadeleri TSK'nın açıklamasıyla çelişiyor. Hantepe gazisi, bulundukları bölgede sürekli Heronların uçtuğunu ve görüntü aldığını söylüyor. Gazinin bu sözleri, Heronlara rağmen teröristlerin hakim tepelere 157 kg ağırlığındaki doçkaları (uçaksavarların) nasıl taşıdığı konusunda soru işaretlerine sebep oluyor. Baskında ilk çatışmanın kendisinin bulunduğu mevzide başladığını söyleyen gazi, internetten izlediği Heron görüntüleri için "Çatışma anını tüm çıplaklığıyla gösteriyor." diyor.

Teröristlerle iki saat boyunca çatıştığını belirten gazi, bulundukları mevzinin önünde kayalıklar olduğu için sızmayı fark edemediklerini söylüyor. Teröristlerin ilk önce roketle kendi mevzilerine saldırdığını, yaklaşık iki saat boyunca çatıştığını söyleyen gazi, "Teröristleri bir anda mevzilerin içerisinde gördük. Komutanımızın emriyle ön mevzileri boşaltarak yukarı doğru çekildik. Çekildiğimiz mevziye iki el bombası atıldı. Mevziye düşen iki el bombası sonucunda ben ve arkadaşlarım yaralandık. Daha sonra Üsteğmen Çetin Aylar'ın talimatıyla yukarı bölgeye çekildik." diyor.

ÜSTEĞMEN: ÇATIŞMADAN KAÇARSAM BENİ ALNIMDAN VURUN

Heron görüntülerinde mevziye atılan el bombası sonrası yukarı doğru koşan askerlerden biri olduğunu belirten gazi, o anı hatırlamamak için ne gazete okuduğunu ne de televizyonlara baktığını söylüyor. Şehit Üsteğmen Çetin Aylar'ın kendilerine bir vasiyeti olduğundan bahseden gazi, "Çetin üsteğmenim bir gün bizim timi topladı ve dedi ki, 'Eğer bu bölgede bir çatışma çıkar ve o çatışmadan benim kaçtığımı görürseniz gözümün yaşına bakmadan vurun. Eğer vurmazsanız size hakkımı helal etmem." dediğini söylüyor. MUSTAFA GÜRLEK İSTANBUL

--------------------------------------------------------------------------------

Hakkâri'de sis varsa Şırnak'tan yardım gönderilseydi
Genelkurmay Başkanlığı, Hantepe baskınıyla ilgili Hakkâri'de bulunan helikopterlerin hava şartları iyi olmadığı için kalkamadığını açıklamıştı. Genelkurmay'ın bu açıklaması akıllara, 'Neden Hakkari'den başka bir yerden helikopter ya da uçak kaldırılmadı?' sorusunu getirdi. Hain baskının yaşandığı dönemde Çukurca'da görev yapmış muvazzaf bir astsubayın açıklamaları ise kafaları iyice karıştırdı. Astsubay, hava şartları elverişli olmadığı zamanlar Hakkâri yerine Şırnak'ta bulunan Kobra helikopterlerin yardıma geldiğini söylüyor.

2009 yılında Hantepe bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait mayına basarak 7 askerin şehit olduğu olayda da Hakkâri'den talep edilen helikopterlerin yoğun hava muhalefeti ve sis nedeniyle bölgeye ulaşamadığını, bu sebeple Şırnak'tan yardım istediklerini anlatıyor. Hantepe baskınında Şırnak'tan neden yardım istenmediğine anlam veremediğini belirten asker, Genelkurmay'ın açıklamalarının yetersiz olduğunu belirtiyor.

Çukurca'ya Şırnak'ın 180 kilometre uzaklıkta olduğunu belirten astsubay, Kobraların en fazla 15–20 dakika içerisinde bölgeye ulaşabildiğini vurguluyor. 2009 yılında Hantepe'de TSK mayınıyla yaralanan gazi Muhammed Akdeniz ise 20 Temmuz'daki baskına benzer şekilde Hakkâri'den yardıma çağrılan helikopterlerin hava şartlarının iyi olmadığı gerekçesiyle bölgeye ulaşamadığını hatırlatıyor. Kendilerini almaya Sikorsky helikopterlerin Şırnak'tan geldiğini belirten Akdeniz, yaralı askerlerin Şırnak'a götürüldüğünü hatırlatıyor. MUSTAFA GÜRLEK İSTANBUL

--------------------------------------------------------------------------------

Hava şartları bozuksa, Heron nasıl görüntü aldı?

Genelkurmay Başkanlığı'nın Heron skandalıyla ilgili açıklaması şehit derneklerini de ikna etmedi. Şehit dernekleri temsilcileri, 'hava şartlarının' gerekçe gösterilerek bölgeye takviye birlik gönderilmemesinin kabul edilemeyeceğini aktarıyor.

İzmir Şehit Aileleri Derneği Başkanı Yavuz Alphan: "Genelkurmay'ın açıklamaları çelişkilerle dolu. 'Hava şartları bozuktu, yardım gönderemedik' denmesine anlam veremiyoruz. Hava şartları bozuksa o görüntüler uzaydan mı geldi? Çatışma anındaki görüntüler nasıl elde edildi? Eğer bir hata ve ihmal varsa Genelkurmay'ın yürekli bir şekilde kabul etmesi gerekli. Çelişkili açıklamalar orduya yakışmadı. Beş parmağın beşi bir değildir. Hata yapan vardır ama 'ordu gözbebeğimiz' diye bağırıyoruz. Böyle gözbebeği olur mu? Vatan hainleri niye barındırılıyor? Ben öncelikle Türk vatandaşı olarak, sonra ailesinden 3 kişiyi şehit vermiş biri olarak ve dernek başkanı olarak ordumuzun bu haline çok üzülüyorum."

Yozgat Şehit Aileleri Derneği Başkanı Zübeyir Altunok: "Açıklamalar tatmin edici değil. Aradan 20 gün geçti. Bu açıklama için neden bu kadar beklendi? Açıklama yapmak için illa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuya el atması mı gerekiyordu? Belirsizlikler acımızı daha da tazeliyor. Ordumuzdan böyle bir şeyi hiç beklemezdik, bizi rencide etti. Olayın üzeri kapatılmasın, sorumlular ortaya çıkarılsın." AYŞE TOSUN İSTANBUL

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1018968&title=sisten-dumandan-aciklama-olmaz-heronun-pesini-birakmayacagiz&haberSayfa=0
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Genelkurmay Başkanlığı, 21 gün sonra nihayet Heron skandalıyla ilgili açıklama yaptı. 'Keşke yapmasaydı' dedirten cinsten bir açıklama. Öncelikle 21 günlük gecikmeyi izah edemeyen bir metin.

Bunca gecikmeden sonra şöyle 'efradını cami, ağyarına mani' bilgilendirme bekleyenler hayal kırıklığına uğradı. Hantepe saldırısının hemen akabinde yapılabilecek ve daha önce kaleme alınanlardan hiçbir farkı olmayan bir 'kâğıt parçası'. Soruların hiçbirine cevap vermiyor, söyledikleri ise inandırıcılıktan uzak. Türk Silahlı Kuvvetlerini elindeki yüksek teknolojiyi kullanamayan, mevzilerini savunamayan ve hepsinden önemlisi hatalarla yüzleşemeyen ve hesap soramayan bir duruma düşürüyorlar.

Vergilerimizle ülke savunmasında kullanılmak üzere helikopter ve uçak alıyoruz. Sınırdan sızmaları yakalasın diye gözetleme uçakları getiriyoruz. Her şey var ama helva yapacak bir kurmay kadrosu yok görüntüsü hakim. 'Heronlar saldırı başladıktan sonra bölgeye gitti' demek özrü kabahatinden büyüklüğü ifade ediyor. Dokça adı verilen ağır uçaksavar silahlarını belki de günler süren sevkiyatla bölgeye getiren teröristler neden sınırdan itibaren yakalanmadı? (Hoş daha önce sınırdan girişleri gösteren videolar da ortaya çıktı. Fark eden bir şey olmadı.) 'Saldırı başladıktan sonra Heronlar bölgeye gitti' deniyor. Ama çarpışmalar henüz başlamamış bile. Mevzilere atılan bombaları, kaçarken avlanan çocukları anbean görüyoruz. Heronları sadece seyretmek için mi aldık ki, müdahale edilemiyor? Uygunsuz hava şartları münasebetiyle taarruz helikopterleri bölgeye ulaşamıyor. Maazallah savaşa girecek olsak havanın günlük güneşlik olmasından başka çaremiz yok mu? Yağışlı bir günde ülkemizi teslim alabilirler mi?

Sarıyayla Karakolu basıldığında benzer şeyler duymuştuk. Sivil sağlık personeli ve ambulansların takviye birliklerden saatlerce önce yardıma gittiği ortaya çıkmıştı. Hâlâ bu çelişkiyi izah eden bir açıklama yok. Gediktepe saldırısında teröristlerin termal kameralar tarafından tespit edildiği ama 'çoban sanıldıkları' için imha edilmedikleri bölgenin komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya tarafından Başbakan Erdoğan'a brifingde söylendi. O saçma bahaneyi düzelten bir izahat da yapılmadı. Reşadiye'de de sisten dolayı teröristleri takip edememiştik. Sis yalnız bizim gözümüze mi iniyor? Onların hareket kabiliyetini sınırlamayan hava şartları, nasıl bizim elimizi kolumuzu bağlıyor? Teknolojik üstünlük ve sayıca fazlalık bizde olduğu halde hem de...

Hepsinden acısı hatalarla yüzleşmeyen, hesap sormayan ve hesap vermeye yanaşmayan bir karargâha sahibiz. Önümüzdeki tablo maalesef hataların tekrarlanmasını kaçınılmaz kılıyor. Zaten de tekrarlanıp duruyor. Son dönemde üst üste yaşadığımız birbirinin kopyası baskınlar bunun sonucu. Aynı delikten ısırılıp duruyoruz. Yüzleşmek bir yana hataları örtbas ediyor görüntüsü yürekleri iyice yaralıyor. 'Medyanın üzerine gittikleri böyle, ya medyanın göremediği noktalarda kim bilir neler oluyor?' düşüncesi zihinleri tırmalıyor. Bunun en somut örneği de yine bir Heron vakası. Üç yıl önce Milli İstihbarat Teşkilatı'nın kaydettiği konuşmada Heronların düşürülmesinden bahseden iki subayla ilgili soruşturmanın başlaması bile üç yılı buldu. Sonuç ne zaman çıkar veya çıkar mı endişeliyiz. Yeni komutan Org. Işık Koşaner'in en büyük hizmeti bu sorunu çözmesi olur. Açık yüreklilikle hataların üzerine giderse yok olan güveni tekrar ikame eder. Aksi halde işimiz zor.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1019284&title=heronlarin-sessizligi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

HANTEPE BASKINI'NDA YAŞANAN HERON SKANDALINDA 2. PERDE

Genelkurmay'ın Hantepe'ye saldırının başladığı saat açıklamasını Heron görüntüleri doğrulamıyor. Heron, Hantepe'nin kuşatılmasını merkeze geçerken 35 ayrı merkez Hantepe'yi uyarmamış.

Altı Mehmetçiğin şehit edildiği Hantepe Baskını'ndan bir ay sonra Genelkurmay tarafından yapılan ve hiç kimseyi tatmin etmeyen açıklamanın gerçeklerle çeliştiği ortaya çıktı. Genelkurmay "Heron çatışma başladıktan yarım saat sonra görüntü vermeye başladı" derken, Heron'un çatışmadan yaklaşık yarım saat önce görüntü vermeye başladığı, yarım saat boyunca karakolun uyarılmadığı iddia edildi. Genelkurmay çatışma 01.45'te başladı derken, Heron görüntülerinden çatışmanın 02.39'da başladığı belirlendi.

SALDIRI ÖNCESİNİN GÖRÜNTÜLERİ VAR

star'ın ulaştığı bilgiler ise Hantepe Baskını'yla ilgili yeni skandalları ortaya çıkardı. Genelkurmay, Heron'un başka bir alanda görevli olduğunu ve çatışma öncesi görüntü vermemeleri nedeniyle Hantepe'deki birliğin uyarılamadığını açıkladı. Ancak Heron görüntülerinde yapılan teknik incelemede farklı sonuçların çıktığı, saldırı öncesine ait görüntülerin olduğu öğrenildi.

02.15'TE ASKERLER ÜSTÜ AÇIK MEVZİDE

Genelkurmay, Hantepe'ye saldırının saat 01.45'te başladığını açıklamıştı. Ancak yine görüntüler üzerindeki teknik incelemede Heron'ların Hantepe'den saat 02:15'ten itibaren görüntü vermeye başladığı, çatışmanın ise 02:39'da başladığının tespit edildiği belirtiliyor. Heronlara ait görüntülerde, teröristlerin saat 02.15'ten itibaren ateş açmadan karanlıkta sessizce mevzilere ilerledikleri, bu sırada askerlerin ise toplu olarak üstü açık mevzide beklediği görülüyor.

İLK ATIŞ EL BOMBASIYLA SAAT 02:39'DA

Heron görüntülerinde 02.15'ten itibaren Hantepe'deki mevziler ile yedek mevzilerin etrafın saran PKK'lıların tam 02.39'da üstü açık mevzide bekleyen TİM'e el bombası attığı belirlendi. Asıl kayıplar ise bomba sonrası mevziden çıkan askerlerin gideceği yedek mevziyi de PKK'lıların bilmesi ve orada da beklemeleriyle oluştu. Yedek mevzide bekleyen PKK'lılar da Heron tarafından tespit ediliyor. Görüntülerde 02.55'e kadar yedek mevziye giden askerlerin ateş altına alınması izleniyor.

30 DAKİKA BOYUNCA UYARILMADILAR

PKK'lıların Hantepe çevresine yerleşmeye başladığı ve Heron'un görüntülediği çatışmasız 30 dakikalık bölümde ise Hantepe'de açık mevzide bekleyen timdeki askerlere Heron'un tespitleriyle ilgili herhangi bir uyarının gitmediği belirlendi. HEron görüntülerine rağmen sızma konusunda uyarılmayan Hantepe'deki birliğin de teröristlere her hangi bir  ateş açılmadığı, askerlerin baskına hazırlıksız yakalandıkları belirlendi. • ANKARA star

Teröristler 7 farklı noktadan geliyor

Görüntü vermeye başlayan Heron görüntülerinde 02.36 itibariyle bölgede henüz bir çatışma başlamadığı görülüyor. Teröristler mevzilere yaklaşırken, askerler üstü açık olarak mevzide toplu bekliyor.

Saat 04.00'te çatışmadan haberleri yoktu iddiası

• Genelkurmay açıklamasında dönemin 2. Ordu Komutanı'nın saat 02.00'den itibaren bilgilendirildiği ve çatışmaya "müdahil" olduğu belirtilirken, Genelkurmay Karargahı'ndan yapılan uyarının saati bu durumu da çelişkili hale getirdi. Genelkurmay'da aynı görüntüleri izleyen personelin saat 04.00 civarında 2. Ordu Komutanlığı'nı uyardığı öğrenildi.

AÇIKLAMA BEKLENİYOR

Ancak 2. Ordu'da görevli personelin bu uyarı karşısında herhangi bir çatışmadan bahsetmediği ve kendilerinin konuyu takip ettiğini ifade ettikleri iddia edildi. Bu durum Genelkurmay ve 2. Ordu Karargahı'nın olaylardan iki saat sonra hala çatışmadan haberdar olmadığı tartışmasını başlattı. Kamuoyu Genelkurmay'dan açıklama bekliyor.

30 değil daha fazla birim izliyor

Genelkurmay açıklamasında Heron görüntülerinin 30 ayrı merkezden izlendiği iddiaları yalanlanmıştı. Ancak askeri kaynaklar, Heron görüntülerinin alındıktan sonra link hatları üzerinden 5 ayrı merkeze eş zamanlı olarak aktarıldığını ve bu merkezlerin görüntüyü 35 ayrı birime gönderdiğini ifade ettiler.

http://www.stargazete.com/politika/ilk-kursun-saat-0145-degil-0239-da-atildi-haber-290145.htm


Hantepe ile Gediktepe ihmalleri


Taraf, PKK'nın 20 temmuzdaki Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde yedi askerin yaşamını yitirdiği Hantepe baskınında yaşanan ihmalleri 2 ağustosta "Generaller askerlerin ölümünü seyretti" başlığıyla duyurmuştu. Baskını, Genelkurmay olmak üzere 30'ya yakın birimin canlı olarak izlendiği ortaya çıkmıştı. Saldırıdan 20 dakika önce bölgeye giden Heron, PKK baskınını saniye saniye Karargâh'a iletti. Heron'un çektiği görüntülerde mevzilere yaklaşan PKK'lıların, askerlerin üzerine attığı bombalar büyük gürültüyle patlıyor. Bu sırada kaçışan askerler, pusuya yatan PKK'lılar tarafından kurşun yağmuruna tutuluyor. Bütün bunları canlı izleyen komutanlar, bölgeye bir helikopter bile göndermiyor. Görüntüleri, Balyoz davasında hakkında yakalama emri çıkarılan Tümgeneral Gürbüz Kaya'nın başında bulunduğu Hakkâri 3. Taktik Tümen Komutanlığı'ndan da canlı izlendiği ortaya çıkmıştı.

Aynı ihmaller Gediktepe'de de yaşandı

11 askerin öldüğü Gediktepe'ye ilişkin ihmaller ise 30 temmuzda yayımlanmıştı. Baskın sonrası "PKK'lıları çoban sandık" diyen Tümgeneral Gürbüz Kaya'yı, Emniyet'in saat ve gün vererek uyardığı ortaya çıkmşıtı. Emniyet çektiği faksta "Tekeli Taburu'na örgütün saldırı ihtimali çok yüksek. Bilginize arz ederim" demişti. "Geliyorum" diyen baskın, 30 saatlik bir sapmayla 19 Haziran 2010 günü saat 02:00'da gerçekleşmişti. Başka bir ihmal ise PKK'lıların saldırıdan 15 gün önce sınır girişinden itibaren insansız hava araçları Heronlar tarafından görüntülenmesiydi. İki saatlik görüntüler baskınından 15 gün önce çekilmişti. Heronlar, sınırdan sızan PKK'lıları en ince detaylarına kadar izlemişti. Bölgeye bir helikopter gitmiş, ancak ateş etmeden geri dönmüştü. Görüntüler, Genelkurmay Başkanlığı ile 30 ayrı birime de canlı olarak gönderilmişti.

http://www.taraf.com.tr/haber/hantepe-ile-gediktepe-ihmalleri.htm
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Genelkurmay, 6 askerin şehit edildiği Hantepe baskınına Heron görüntülerine rağmen müdahale edilmediği iddialarına bir ay sonra cevap vermiş ve 'yoğun sis ve toz bulutu sebebiyle helikopterlerin bölgeye ulaşamadığını' açıklamıştı. Ancak, kafalardaki soru işaretlerini gidermeyen bu bilginin de doğru olmadığı ortaya çıktı.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Zaman'ın 'Bilgi Edinme Yasası' kapsamındaki sorusu üzerine Hantepe ile Zap Vadisi'ndeki 15 günlük meteorolojik harita ve diyagramlar ile uydu verilerini inceledi: "Saldırının yaşandığı 20 Temmuz 2010'da bögede 'yoğun sis ve toz bulutu' yoktu."

Meteoroloji'den Genelkurmay'a yalanlama: O gün Hantepe'de sis ve toz bulutu yoktu

Hakkâri'nin Çukurca ilçesine bağlı Hantepe üs bölgesinde 6 askerin şehit edildiği saldırıyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı'nın 'yoğun sis ve toz bulutu' sebebiyle helikopterlerin bölgeye ulaşamadığı açıklamasını Meteoroloji yetkilileri doğrulamadı. Şehit aileleri başta olmak üzere kamuoyunun yoğun baskısı ile olayın yaşandığı 20 Temmuz 2010'dan bir ay sonra Hantepe ile ilgili yazılı bir açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı, 'yoğun sis ve toz bulutu' sebebiyle helikopterlerin yarım saat süren iniş denemesini müteakip Hakkâri'ye dönmek zorunda kaldıklarını açıklamıştı.

'Bilgi edinme yasası' kapsamında Zaman'ın sorusu üzerine 15 günlük meteorolojik harita, diyagramlar ve uydu verilerinde Hantepe ve Zap Vadisi'ni inceleyen Meteoroloji Genel Müdürlüğü, saldırı gecesi herhangi bir sis ve toz bulutunun olmadığı bilgisini verdi. Genelkurmay'ın aynı açıklamada, 'Heron çatışma başladıktan yarım saat sonra görüntü vermeye başladı' demesine rağmen geçen hafta basında yer alan görüntüler, Heron'un çatışmadan yaklaşık yarım saat önce görüntü aldığını, ancak bu sürede karakolun uyarılmadığını da ortaya çıkarmıştı.

Genelkurmay Başkanlığı 21 Ağustos'ta Hantepe açıklamasında, "Olayın başlaması üzerine Hakkâri'de konuşlu bulunan taarruz helikopterlerine emir verilmiş, helikopterler, zorunlu hazırlıklarını müteakip havalanmış, ancak Çığlı Suyu (Zap) Vadisi'ndeki yoğun sis ve toz bulutu nedeniyle güneye, Çukurca bölgesine geçememiş, yarım saat süren denemeyi müteakip, Hakkâri'ye dönmek zorunda kalmışlardır. Aynı helikopterler, hava şartlarının iyileşmesi üzerine, saat 04.30'da Hantepe üzerinde olmuş ve bölgeden uzaklaşmaya çalışan teröristleri ateş altına almışlardır." demişti.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü ise "Bölgeye yakın olan meteoroloji istasyonlarında yapılan ölçümlerin, meteorolojik harita ve diyagramlar ile uydu verilerinin analizi sonucunda; 19-20 Temmuz 2010 gecesi Çığlı Suyu (Zap) Vadisi civarında yoğun sis ve toz bulutu oluşumuna uygun meteorolojik şartların mevcut olmadığı değerlendirilmiştir." dedi.

Genelkurmay'ın Hantepe açıklamasını evlatları Hantepe'de şehit olan aileler başta olmak üzere, basın ve kamuoyu 'tatmin edici' bulmamıştı. Açıklamanın kuşkularını daha da artırdığını söyleyen Hantepe şehidi Ayhan Say'ın babası Hasan Say, "Nasıl bir orduyuz ki, askerlerimiz ölüyor ama hava şartları bahanesiyle müdahale edilemiyor. Bu olayın üzeri kapatılamaz. Sorumlular bunun hesabını versin." demişti.

Ölümüne akreditasyon olayında da yanılmıştı


BBP lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düştüğü Keş dağında, Cihan Haber Ajansı muhabirinin ölümüne akreditasyon uygulanarak askerî helikoptere alınmaması olayında da Genelkurmay ile Meteoroloji ters düşmüştü. Genelkurmay dondurucu ve karlı dağda sıcaklığın 13 derece olduğunu iddia ederken Meteoroloji olay yerinde hava sıcaklığının -5 ile -8 derece arasında olduğunu duyurmuştu.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1025313&title=o-gun-hantepede-sis-ve-toz-bulutu-yoktu
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) öncesi emekliliğini isteyen eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'e ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı, büyük yankı uyandırdı.

Dün dailymotion.com adlı internet sitesine düşen kayıtta, çarpıcı itiraflar yer alıyor. Buna göre, terörle mücadelede başarısız olunmasının sebepleri üzerinde duran dönemin Genelkurmay Başkanı, emir-komuta birliğinin sağlanamamasından yakınıyor. Eğitim zafiyeti sebebiyle terörist zannedilerek kendi askerimizi vurduğumuzu kaydediyor. Kurmaylarıyla konuştuğu anlaşılan Işık Paşa, Hantepe'de yaşanan Heron skandalına da değiniyor. Baskının canlı izlendiğini, buna rağmen müdahale edilemediğini itiraf ediyor. Karakolların çevresinde kontrolsüz mayın döşendiğini belirtirken, bunları sivillere söyleyemediklerinin altını çiziyor. "Geçen seneden beri bu işi daha mantıklı yapmaya karar verdik." diyen Koşaner, her şeyin yasal zemine oturtulmasını istiyor: "Herkesin gözü üzerimizde. Kızıyoruz mızıyoruz ama yasalarımız gerekli yetkiyi veriyor. EMASYA'dan sonra yeni protokol hazırlıyoruz."

YAŞ öncesi emekliliğini isteyen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner'e ait olduğu iddia edilen ses kaydı büyük yankı uyandırdı. dailymotion.com adlı internet sitesinde yayınlanan kayıtta Koşaner, çok önemli özeleştirilerde bulunuyor. Karakolların çevresinde kontrolsüz mayın döşendiğini belirtirken, bunları sivillere söyleyemediklerinin altını çiziyor. İşte Koşaner'e ait olduğu ileri sürülen ses kaydından bazı bölümler: "Adam gidiyor basıyor bilmem ne yapıyor. Haberimiz yoktu. Bunları kim döşemiş, biz. (Subay: Evet komutanım) Biz. Şimdi ben desem ki yetkililere 'yav bizimkiler mayın döşemişlerdi 10 sene evvel 20 sene evvel, başıboş bırakıp gitmişler'. Ne derler? Döşerken aklınız nerdeydi derler. Maalesef döşeyen yine biziz di mi? (Subay: Evet efendim)

EMİR-KOMUTA BİRLİĞİ YOK, HANTEPE'YE

ZAMANINDA MÜDAHALE EDEMEDİK

"Bizi sıkıntıya sokan konulardan bir tanesi emir-komuta birliğini bazen sağlayamıyoruz. İHA'dan görüntü almak gibi büyük bir nimet var. Büyük bir imkan var. Olayın olduğu yere süratle bir İHA'yı getirip masamızın başından ekrandan adım adım görebiliyoruz, öyle mi? Görebiliyoruz. İHA'dan görüntü gören komutan mutlaka operasyona müdahale edip sevk idare etmeli. Neden bunu söylüyorum. Önümüzde örneği var. İşte bu Hantepe olayında operasyon yapan komutan daha doğrusu sorumlu komutan 1. Komando Tugay komutanıydı ve kendisi arazideydi. Ama ekrana bakan komutanlık civardaki komutanlığımız ona müdahale etme yetkisi yoktu. Böylece bir koordinesizlik oldu, zamanında müdahale edemedik. İkinci önemli konu arkadaşlar küçük birlik seviyesinde sevk ve idarede çok zayıfız."

"Eğer sağlam duramazsak, tutamazsak birliğimizi görevinin başında gerisi çorap söküğü gibi gider. Çatışma anında tim komutanlarımız mevziye silahını bırakıp kaçıyor. 2 terörist 30 askerimizi kaçırıyor. Yav rezalet. Benim tim komutanı, unsur komutanı diye koyduğum arkadaşım önce mevzide silahını bırakıp da kaçarsa biz bu işi yürütemeyiz. Biz bu eğitimi yapmamışız demektir. Rütbesi de var kolunda. O orda silahını bırakıp da mevziden kaçarsa tabii ki mevzimiz çöker, tabii ki zayiat veririz. Olacak şey değil. Neden? Sevk ve idare edemediğimiz için timimizi. (...) En acısı da silahını da bırakıp da gidenler. Roj TV silahın numarasını da beraber gösteriyor. Ben olsam o rütbelinin yerinde, insan içine çıkmam. Ama utanmıyor adam. Artık her şey milletin önünde açık arkadaşlar.

ELİMİZDEKİ İMKANLARı KULLANAMIYORUZ

"Eğitim ve tatbikatımız zayıf. Her türlü imkânınızı kullanın. Ama teması da kurduktan sonra işte 'ben bunu kaçırdım, gittiler gece karanlığında kayboldular' demeyin. Bizde her şey var. Gece de görüyoruz gündüz de. Her türlü imkânımız var. Onu kaçırmayacağız. Ona göre tedbir alacağız. Kum torbasını üst üste koya koya kulübeler meydana getiriyoruz. Böyle bir koca hedef oluyor. Öyle oldu değil mi Hantepe'de? Üsteğmenimiz de orda gitti. İşte Hantepe'de İHA'nın görüntüsünde bile belli. Koştular içine girdiler değil mi? Seyreden var mı? Vardır herhalde. Adam da geldi el bombasını üzerlerine atıyor. Tam bir kepazelik halimiz. Neden? Lider yok ortalıkta. Lider yok, bu hale geldik."

Heronları zamanında kullanabilsek...

-"Hava Kuvvetleri Komu- tanı'mızla beraber bu İHA'ların işte gönderilişini, görüntü aktarmasını yerlerinde bir daha inceledik. Şunu gördük ki eğer zamanında uygun şekilde İHA'ları kullanabilsek, bize çok çok büyük bir imkân kazandırıyor. Ama bunu yerinde zamanında görüntüyü izleyen komutan, hakikaten o görüntüde gördüğü operasyona müdahale edebilecek bilgide ve tecrübede olması gerekir. Demek ki önce ilgili komutan fırlayıp bu işin başına gelmesi, süratle durumu değerlendirmesi, topçu mu attıracak, uçak mı isteyecek, helikopterleri mi gönderttirecek ne talep edecekse etmesi ve alttaki birlik komutanıyla da direkt temasta olup helikopteri yönetmesi lazım. İHA'yı da sevk edecek. Sonra ben sorduğumda, 'İHA geç geldi, sağa git dedim, sola git dediydi' falan yok arkadaşlar."

Yasa gerekli yetkiyi veriyor

"Geçen seneden beri biraz daha mantıklı olarak bu işi yapmaya karar verdik. İşte eskiden büyük bölgeleri aramak için taburlar hadi araziye diziliyorduk. Arıyorduk, tarıyorduk, bu arada 10 kişi mayına basıyordu, 5 kişi bilmem ne oluyordu. Verdiğimiz zayiatla kalıyorduk. Onun için dedik ki istihbarata dayalı bir şey elde ettiğimiz zaman bunun usulünü valiyle maliyle ayarlayalım ve derhal buna operasyon yapalım. Artık her şeyi yasal zemine oturtmak zorundayız. Çok dikkat edin, herkesin gözü üzerimizde. Bir ufacık hata yapılırsa basına taşınıyor, manşetlere taşınıyor onun için her şeyi yasal bazda yapmak durumundayız. Bizim yasalarımız hani bazen kızıyoruz mızıyoruz ama bize gerekli yetkiyi veriyor. Dikkatli incelersek kullanırsak işte valiyle konuşmak suretiyle falan bize gerekli yetkiyi veriyor. Biraz evvel söz ettim. EMASYA Protokolü kalktığı için iller arasındaki harekette biraz sıkıntımız olacak gibi geliyordu ama arkadaşlarımız söylediler, valiler gene anlaştı filan diye biz bunu yeni bir protokolle yasal baza oturtmaya çalışıyoruz. Onu da hazırlar hazırlamaz size tekrar göndereceğiz."

kendi askerimizi alnından vurduk

"Kabahatli biziz. Bakın yine örnek, dilimin ucuna geliyor söylemek istemiyorum. Böyle timi mimi sahip olmazsa orda bir tane karaltı görür tak diye ateş eder. Başlar sesi duyan herkes ateş etmeye basıldık diye. Arkadaşımızı bir erimizi alnından vururuz. Vurduk mu? Haberiniz var mı? Var değil mi? Olayı takip ediyorsunuz. Bir masum erimizi alnından pat diye vururuz. Kabahatli biziz. Sınır karakollarımız hatalı yapılmış, Hantepe de hatalı. Halimiz tam bir kepazelik."

İŞTE TARİHİ VİDEO KAYDI:
http://www.zaman.com.tr/multimedya.do?tur=video&aktifgaleri=11492&aktifsayfa=0&bolumno=1&aktifsayfaDetay=0&galeriDetayNo=11492&title=bu-sozler-kosanere-mi-ait

Varan 2: Hukuka ne kadar saygılı olacağız?

Işık Koşaner'e ait olduğu ileri sürülen ses kaydının sonunda 'Varan 2' başlığı altında bir metin de yer alıyor. İşte oradaki ifadeler: "Asker polis ilişkisi, gerekirse ortalığı ayağa kaldırırız. Hukuka ne kadar saygılı olacağız, biz enayi miyiz? Erlerin subayların özel işlerinde kullanılması, kimi itini gezdiriyor kimi evini boyatıyor. Ergenekon ve Balyoz davaları hakkındaki görüşleri ve itirafları, Balyoz'da esas sorumluluk kimde? OYAK için verilen mücadele, neden vergi vermek istemedikleri. Milli Savunma Bakanı'nın açığa almama işlemini nasıl değerlendirdik ve AYİM niye kalkmamalı? TSK'nın yasa ve yönetmeliklerin dışına çıkmasını yol yaptık, böyle devam edecek sandık. 35. madde kalksa ne olur?"

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1172500&title=kosanerden-tarih%EE-itiraflar&haberSayfa=0
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.