Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

14 Mayıs 2024, 02:21:45

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,826
  • Toplam Konu: 4,366
  • Online today: 285
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 172
Total: 172

Erdoğan'dan 100 büyük şirkete vergi incelemesi talimatı, Ünal Tanık, haber7.com

Başlatan kilimanjaro, 05 Ekim 2009, 19:53:56

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

İş dünyasında garip bir ittifak oluşmaya başladı. Bu ittifakın önümüzdeki günlerde çok daha keskinleşeceğini net bir şekilde ifade etmek isterim.

Bu iddia durup dururken bu nereden çıktı demeyin.

Anlatayım.

Su yüzüne çıkan ittifak, somut bir şekilde TÜSİAD'da kendini gösterir oldu. Patronlar Klübü'nün son Yüksek İstişare Kurulu toplantısında, içerde neler olduğuna ilişkin önemli ayrıntılar ortaya çıktı.

Kamuoyuna yansıyan kavganın aslında neyin ifadesi olduğunu anlama bakımından, haberi gözden kaçıranlar için özetlemekte fayda var:

TÜSİAD Başkanı ve aynı zamanda Aydın Doğan'ın kızı olan Arzuhan Doğan Yalçındağ, babasının şirketlerine kesilen 3.7 milyar dolarlık cezanın, "verginin siyasallaştırılması" olduğunu ileri sürdü.

Uzun zamandır TÜSİAD toplantılarına katılmayan Ali Koç da bu kez ağabeyi Mustafa Koç ile birlikte toplantıya katıldı ve Arzuhan Doğan Yalçındağ'a destek verdi. Yumruğunu masaya vuran Ali Koç, verginin siyalaşması karşısında TÜSİAD'ın da yumruğunu masaya vurması gerektiğini söyledi.

Özal'ın müsteşarlığını yapan ve daha sonra ANAP'tan politikaya atılan ve halen Hayat Holding Yönetim Kurulu üyesi olan Yıldırım Aktürk'ün, "TÜSİAD'ın ilanla hükümet devirdiği günlerin geride kaldığını" ima etmesi ortamı gerdi.

Aktürk'ün, Aydın Doğan'ın kızı Yalçındağ'a, "medya gücünü kullanarak elde ettikleri avantajları" hatırlatması üzerine ortam iyice gerildi ve toplantı sona erdirildi. TÜSİAD üyelerinin önemli bir kısmının bu tartışmaya sessiz kaldığını kulis bilgilerinden öğreniyoruz.

Bu bilgiler, medya kulislerinde yankılanıp durdu.

Şimdiye kadar büyük patronlar, Koç ne derse o yolda giderlerdi. Öteki üyelerin Koç'un arkasında durmaması ve oluşan Koç-Doğan ittifakına destek vermemeleri önemli bir ayrıntı.

"KÜÇÜK ESNAF YERİNE BÜYÜKLER" HEDEFİ

TÜSİAD'daki Koç-Doğan ittifakı, önümüzdeki günlerde yaşanacak yeni fırtınaların habercisi. Neyin habercisi olduğuna geçmeden baba Koç'tan bir anekdot aktarıp, temelde hükümete nasıl baktığına dair bir algıyı paylaşmış olayım.

2001 seçimleri öncesinde, siyasi atmosfer henüz ısınıyordu.

AK Parti'nin yıldızı parlamaya başlamış, geniş kitlelerin sıcak ilgisini gördüğü günlerdi. Her işini yaptırdığı üçlü hükümeti oluşturan partilerin zorda olduğunu gören Rahmi Koç, canlı yayında bir iddiada bulunmuştu.

3 Ağustos 2001'de, Taha Akyol'un "Eğrisi Doğrusu" programına konuk olan Rahmi Koç, CNN Türk'teki konuşmasında AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı net bir şekilde itham etti. Erdoğan'ın seçim için kullanacağı 1 milyar dolarlık serveti olduğu iddiasını öne sürdü.

Koç Holding, Yönetim Kurulu Başkanı'nın ağzından canlı yayında çıkan bu sözleri aradan 4 gün geçtikten sonra tevil etmeye kalktı.

Koç Grubu, bu iddialarla AK Parti'nin önünü, daha halkın iradesi ortaya çıkmadan kesmeye çalışmıştı.

***

Bu anekdotla çok gerilere gidip kafanızı karıştırdığımı biliyorum. Bu ayrıntıyı paylaşmamın nedeni, bir süre hükümete karşı savaş baltalarını gömen Koç Grubu'nun yeniden başladığı noktaya geldiğini anlatmak içindi.

Koç'un savaş baltalarına yeniden başvurmalarının temelinde yatan neden ise hükümetin bir süre önce sessiz sedasız başlattığı bir uygulama.

Talimatın bizzat Başbakan Erdoğan tarafından verildiği belirtiliyor. Erdoğan'ın Maliye Bakanlığı'na verdiği talimat çok açık ve net:

"Vergi kaçırıyor diye küçük esnafla uğraşmayı bırakın. Vergi kaçağını büyükler yapıyor. İlk 100'ü inceleyin yeter."

İşte bizzat Başbakan Erdoğan tarafından verildiği söylenen bu talimat üzerine Maliye Bakanlığı denetim elemanları, bugüne kadar kapısından pek geçmediği büyükleri mercek altına aldı.

Büyüklerdeki kaçağı ortaya çıkarmak o kadar kolay değil elbette. Hepinizin bildiği gibi, şirketlerde en değerli emekli bürokrat, Maliye Bakanlığı denetim elemanlarıdır. Büyük holdingler, emekli olduklarında Maliye uzmanlarını kapma yarışına girerler.

Emekli maliye uzmanlarının bu kadar kıymetli olmasının nedeninin ne olduğunu söylemeye gerek var mı?
Birincisi, bürokrasinin kıvrımları arasında nasıl yol alınacağını iyi bilirler, ikincisi de bir sorun ortaya çıktığında nasıl davranılacağına dair uzmanlıkları vardır.

***

Başta Koç Holding olmak üzere dev şirketler, tarihinde ilk kez ciddi bir şekilde karşılarında Maliye uzmanlarını görüyorlar.

Çiğ yemedilerse karınlarının ağrımayacağından emin olsunlar. Yumruğunu masaya vurup, bir de sivil toplum kuruluşlarının arkasına geçip ateş etmelerine gerek yok.

Uzmanlar görevini yapıyor. Niye korkuyorsunuz ki... küçük esnaf, sizin ilk kez tanıştığınız Maliye uzmanları ile yıllardır iç içe yaşıyor.

Korkmayın, onlar görevini yapıyor. Emin olun sizin çalışmalarınıza engel olmazlar. Denetimlerini yapar ve çeker giderler.

Ama anlaşılan durum öyle değil. Mehmet Şimşek'ten önceki dönemlerde kimlerin kimlerle kolkola olduğunu bilenler biliyor.

http://www.haber7.com/haber/20091005/Erdogandan-100-buyuk-sirket-talimati.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Amerikan Wall Street Journal gazetesi özel mülakat veren Başbakan Erdoğan, Aydın Doğan'a verilen ceza için ABD'nin vergi kaçakçısı zengini hatırlattı ve 'Hayatının geri kalanını hapiste geçirdi ve kimse sesini çıkarmadı' dedi.

Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gazeteye verdiği özel mülakatta, İran'ın nükleer dosyası üzerinde bu kadar yoğun şekilde durulmasına itiraz ettiğini yazdı.

Gazetenin bildirdiğine göre Erdoğan, bu konunun Ortadoğu'daki en önemli sorun olmadığını, konunun Gazze'deki Filistinlilerin yaşadığı sıkıntılar ya da İsrail'in sahip olduğuna inanılan nükleer cephaneliği kadar acil bir endişe yaratmadığını belirtti.

WSJ gazetesi hem bugünkü baskısında hem de internet sayfasında Erdoğan'ın, gazetenin yazarlarından Marc Champion'a İstanbul'da verdiği mülakat temelinde kaleme alınan yazıyı yayımladı. Yazıda, Erdoğan'ın, vergi yasalarının yürütülmesinden sorumlu kamu kuruluşunu bağımsız hale getirmesini isteyen IMF ile Türkiye arasındaki bu konudaki anlaşmazlığın çözüldüğünü ve IMF ile yeni bir anlaşmanın "yakında" yapılmasını görmek istediğini söylediği belirtildi. Haberde IMF'nin Avrupa bölümü sorumlusu Marek Belka'nın ise bu konuda gazeteye yorum yapmadığı kaydedildi.

Yazıda, Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye ve Ermenistan'ın 10 Ekim'de, kapalı olan iki ülke arasındaki sınırı açmak ve diplomatik ilişkiler kurmak için, Ermenistan'ın metni değiştirmemesi koşuluyla anlaşma imzalayacaklarını söylediği de belirtildi.

VERGİ CEZASI

Doğan Yayın Holding'e verilen cezadan da bahsedilen yazıda, Erdoğan'ın, bu meselenin "rutin bir vergi incelemesi" olduğunu söylediği ve ''ABD'de de vergi kaçırmayla ilgili sorunlar yaşayanlar oldu. Al Capone akla geliyor, Al Capone çok zengindi, ama sonra hayatının geri kalanını hapiste geçirdi... Bu olaylar olduğunda kimse sesini çıkarmadı" dediği kaydedildi.

Yazıda, Erdoğan'ın, Doğan Grubunun vergi cezasına mahkemede itiraz edebileceğini ve grubun Petrol Ofisiyle ilgili bir meselesinin mahkeme dışında vergi uzlaşmasıyla çözüldüğünü söylediği kaydedildi.

"Hükümetin, dava mahkemeye gelmeden şirketin çökmesine yol açacak maddi teminat istemesinin kabul edilebilir olup olmadığının" sorulması üzerine ise Başbakanın, mahkemenin bir ihtiyati tedbir kararı alabileceğini ya da önce Doğan Holding'in bu meseleyi yine vergi uzlaşmasıyla halledebileceğini söylediği belirtildi.

Gazete, Başbakan Erdoğan'ın Doğan Holding davasını Rusya'da Vladimir Putin devlet başkanıyken hükümetin petrol şirketi Yukos'u birikmiş vergileri nedeniyle iflas ettirmesine benzeten bazı eleştirilerle ilgili olarak ise "Bunu çok çirkin ve yakışıksız buluyorum. Sanırım bu sözler Doğan Grubundan bazı kişiler tarafından ifade edildi" şeklinde konuştuğu ve bu suçlamayı hem kendisine hem de Putin'e karşı "saygısızlık" olarak nitelendirdiğini yazdı.

Başbakan Erdoğan Doğan Grubuna yönelik davanın hükümetin Türkiye'nin kayıt dışı ekonomisini temizleme ve kayda geçirme siyasetinin bir parçası olduğunu, IMF'nin vergi otoritesini siyaset alanından çıkarma yönündeki talebine de aynı nedenlerle direndiğini, çünkü bu davada hükümetin vergi otoritesiyle "ele ele çalışması gerektiğini" söylediği belirtildi.

Gazete, internet sayfasında yayımladığı mülakatta da Başbakan Erdoğan'ın ifade özgürlüğüne hiçbir zaman karşı olmadıklarını ifade ettiğini yazdı.

DOĞAN GRUBU YETKİLİSİ

Bu arada gazete, adının açıklanmasını istemeyen Doğan Grubundan üst düzey bir yetkilinin konuyla ilgili sözlerine de yer vererek, yetkilinin "Söz konusu vergi talebi için yasal bir zemin olmadığını, iddiaların asılsız olduğunu ve medya grubunun AK Partiye yardım toplama kampanyası sırasında yolsuzluk yapıldığı iddialarına ilişkin haberler yayımladıktan sonra bu davanın başladığını" belirttiğini bildirdi.

Aynı yetkili, Maliye Bakanlığının teminat talebini sürdürmesi halinde mahkemeye başvuracaklarını, aksi takdirde Doğan Yayın Grubunun çalışamaz hale geleceğini ifade ettiği kaydedildi.

WSJ haberini Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın Cumartesi günü Ankara'da yapılan AK Parti 3. Olağan Kongresinde çekilen bir fotoğrafı ile birlikte yayımladı.

http://www.haber7.com/haber/20091005/Aydin-Dogan-icin-Al-Caponeu-hatirlatti.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.