Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

04 Mayıs 2024, 06:33:15

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 172
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 121
Total: 121

KKTC'de İslam'ı öğrenmek zor-Din dersi kurslarını basan sendikaya suç duyurusu

Başlatan kilimanjaro, 02 Eylül 2009, 09:07:06

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Yavru vatan Kıbrıs'ta bir süredir din dersi kurslarına yapılan baskı konuşuluyor. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası'nın (KTÖS) yasal mevzuata uygun açılan din kurslarına baskın yapıp eğitimi engellemesi tepki görüyor. 

Tartışmalara KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ta dün Milliyet'e yayınlanan bir röportajında dolaylı olarak katılmıştı. Talat Milliyet'e verdiği demeçte Kur'an Kurslarıyla ilgili olarak şöyle konuşmuştu:

"Son derece rahatsız edicidir. Ve bu ülkede ilk defa çıkmıştır. Bunun olmaması lazım. Bunun doğru olanı da, din eğitiminin okullarda verilmesidir. Okul zamanı verilmesidir. Yaz tatillerinde değil. Gidişatı kötü görüyorum. Kıbrıs'ta olmayan şeyler oluyor."

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası'nın (KTÖS), yasal mevzuata uygun olarak açılan üç din dersi kursuna düzenlediği baskın tartışması sürüyor . Sendikacılar, öğrencileri ve öğretmenleri dışarı çıkarıp, okulların kapılarını kilitleyerek eğitimi engellemişti. Bu girişime tepki gösteren 100'e yakın aile, çocuklarının psikolojilerinin bozulmasını ve eğitimlerinin engellenmesini gerekçe göstererek KTÖS hakkında suç duyurusunda bulundu. KKTC Din Görevlileri Sendikası da ailelere avukat desteğinde bulundu.

Kıbrıs halkının din eğitimi konusundaki sıkıntıları sürüyor. Önceki yıllarda polislerin bastığı din dersi kursları bu sefer bir öğretmen sendikasının hedefinde. Kursların, laikliğe ve Atatürkçülük'e aykırı olduğu iddiasıyla KTÖS mensubu bir grup öğretmen, Din İşleri Başkanlığı (Kıbrıs Müftülüğü) ile Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı'nın imzaladığı protokolü görmezden gelerek kursları bastı. Bu girişim adadaki tansiyonu yükseltti.

Din Görevlileri Sendika Başkanı Mehmet Dere, kursların yasal mevzuata uygun olduğunu vurgulayarak, KTÖS'ün kanunlara aykırı hareket ettiğini söyledi. Ailelerin yaz dönemlerinde çocuklarını din bilgileri derslerini almak için kurslara göndermek istediklerini anlatan Dere, bu talebi yerine getirmek için mevzuata uygun müfredat hazırlandığını açıkladı. Kurslara ilk başta karşı çıkmayan KTÖS üyelerinin 'Camiler eğitim yeri değildir' diyerek, din bilgileri kursunun okullarda verilmesini isteğini vurguladı. Dere, "Bunun üzerine kurslar okullarda verilmeye başlandı. Ama bu sefer de din eğitiminin okullarda verilmesine de karşı çıktılar." ifadelerini kullandı. Baskınlar sonucu çocukların psikolojilerinin bozulduğunu dile getiren Dere, ailelerin çocuklarını kurslara göndermeye artık çekindiğini kaydetti. Anayasada belirtilen temel hak ve özgürlükler çerçevesinde din eğitimine karşı herhangi bir açıklamanın yer almadığını anlatan Dere, ailelerle birlikte KTÖS hakkında açtıkları davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurguladı.

KKTC Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez de kurslara baskın yapanların ideolojik takıntılar içinde olduğunu öne sürdü. Kurslara karşı çıkanların yanlış ve eksik bilgi sahibi olduğunu belirten Suiçmez, ders müfredatının Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından onaylandığını dile getirdi. Uygulamanın ilahiyat mezunu öğretmenler tarafından yapıldığının altını çizdi. Kurslara karşı eylemlerin öğretmenler tarafından yapılmış olmasının kabul edilmez olduğunu kaydeden Suiçmez, şöyle devam etti: "Bilimin öncülüğünü yapan öğretmenlik gibi kadim bir meslekte olanlara yakıştırılacak bir davranış değil. Birileri sadece yasakçı bir mantıkla olaya baktığı için olayın gerçek yüzünü göremiyor."

Bu arada KTÖS üyeleri, baskının ardından kursların kapatılması için Kıbrıs Başsavcılığı'na başvuruda bulundu. Ancak bu talep reddedildi. KKTC'de din eğitimi dersleri, okulların ilköğretim bölümlerinde haftada bir saat seçmeli veriliyor. Derslere farklı branşta öğretmenler girdiği için verilen eğitim aileler tarafından yetersiz bulunuyor. Öğrencilere din dersini seçmemeleri için yönlendirme yapıldığı da ileri sürülüyor. Bu sebeple aileler çocuklarını yaz aylarında kurslara gönderiyordu. Vatandaşların taleplerini dikkate alan KKTC hükümeti, Milli Eğitim Bakanlığı ve Din İşleri Dairesi arasında imzalanan protokol ile yaz döneminde okullarda dini bilgiler kursları açılmasına müsaade etmişti.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=887470&title=kibrista-din-dersi-kurslarini-basan-sendikaya-suc-duyurusu
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

KKTC Demokratik Haklar ve İnanç Platformu'nun, Kur'an kurslarına yapılan baskınlara ilişkin hazırladığı rapor, çarpıcı gerçekleri gün yüzüne çıkardı.

Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun talebi üzerine yapılan çalışmada, polisin önceden haberdar olmasına rağmen baskınlara müdahale etmediği ileri sürülüyor. Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı, baskınlara sessiz kalmakla eleştiriliyor. Eylemleri gerçekleştiren Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası üyelerinin ise dinî değerleri hedef göstererek, toplumsal çatışma çıkarmak istediklerine dikkat çekiliyor. Rapora göre, yasalara uygun faaliyet gösteren Kur'an kursları, devlet televizyonu BRTK'da kaçakmış gibi lanse edildi.

Öte yandan, kursların basıldığı 3 köydeki yaklaşık 100 veli ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu, öğrencilerin eğitimlerinin engellendiği ve psikolojile-rinin bozulduğu gerekçesiyle başsavcılık ve po- lis müdürlüklerine şikâyette bulundu.

KTÖS üyelerini durdurmayan KKTC Polis Genel Müdürlüğü, askere bağlı olarak görev yapıyor. Bakan Davutoğlu, KKTC'de yaz dönemi Kur'an kurslarına yönelik baskınları mercek altına aldı. Davutoğlu'nun geçen ayki Kıbrıs ziyareti sırasında 20 sivil toplum kuruluşunun yer aldığı KKTC Demokratik Haklar ve İnanç Platformu'ndan ülkedeki 'din eğitimi' sorunuyla ilgili hazırlamasını istediği rapor tamamlandı. Lefkoşa'daki Türkiye Büyükelçiliği'ne teslim edilen rapor, ülkedeki yasal Kur'an kurslarını basan öğretmen sendikasının, hiçbir yaptırımla karşılaşmadığını gözler önüne serdi. KTÖS, Kuzey Kıbrıs'ta yasal mevzuata uygun faaliyette bulunan Akova köyündeki yaz Kur'an kursuna 3 Ağustos 2009 tarihinde baskın düzenlemişti. Rapora göre olaydan sonra KKTC Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez, muhtemel başka bir saldırıya karşı KKTC Polis Genel Müdürlüğü'ne 4 Temmuz 2009'da yazılı başvuruda bulundu. Dilekçede, kursların faaliyetlerini engelleyen sendika üyelerine karşı önlem alınması talep edildi. Müracaattan kısa bir süre sonra sendika üyeleri, bu kez Değirmenlik köyü ve Alayköy'deki kursları bastı. Ders saatinde sınıflara girerek öğrenci ve öğretmenleri zor kullanarak dışarı çıkaran sendikacılara, güvenlik güçleri tarafından hiçbir müdahalede bulunulmadı. Sendika üyeleri, Alayköy'deki kursu basıp öğrencileri dışarı çıkardıktan sonra Kur'an-ı Kerim ve yardımcı din kitaplarını yere savurdu. Durumu kabullenemeyen öğrenci velileri ile sendikacılar arasında tartışma çıktı. Baskınlar konusunda kurs öğretmenlerine önceden bilgi veren polis, kursları basan sendikacılara hiçbir müdahalede bulunmadı. Baskınlar peş peşe devam ederken kursların faaliyetine izin veren Kıbrıs hükümeti ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaşananlara sessiz kalması da manidar bulundu. Kursların basıldığı 3 köydeki yaklaşık 100 veli ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu, öğrencilerin eğitimlerinin engellendiği ve psikolojilerinin bozulduğu gerekçesiyle başsavcılık ve polis müdürlüklerine şikâyette bulundu. Ancak 1 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen şikâyetler hâlâ gündeme alınmadı.

DEVLET TELEVİZYONU BASKINLARA ALET EDİLDİ

Rapora göre KTÖS üyeleri, kursların kaçak olduğu görüntüsünü vermeye çalıştı. Devlet televizyonu BRTK da baskınlara alet edildi. Kanal, yaptığı yayınlarla kursların kaçakmış gibi yansıtılmasını sağladı. Din eğitiminin anayasa tarafından teminat altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden olduğunun anlatıldığı raporun sonuç bölümünde ise şu değerlendirme yapıldı: "Halk tarafından talep edilen bir din eğitimi vardır. Müslüman bir çocuğun kendi dini akidelerini öğrenmesi kimseye zarar vermez. Bu dini eğitim de kimseye mecbur tutulmamaktadır. İsteyen, çocuğuna bu eğitimi aldırmakta hürdür."

http://www.haber7.com/haber/20090917/KKTCde-Kuran-kurslari-neden-basildi.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Efendim, başlıkta gördüğünüz 'öğleden sonra günaydın' sözü, batılıların kullandığı rivayet edilen 'Good morning after supper' (akşam yemeğinden sonra günaydın) şeklindeki sözün Türkçedeki karşılığı olup, öğretmenlerin sınıflara öğleden sonra girdiklerinde kullandıkları 'tünaydın'la -ki, neden tünaydın dediklerini anlamak da mümkün değildir zaten- herhangi bir alakası yoktur.

Mevzuunun önemini daha sağlıklı bir şekilde vurgulayabilmek için, 'ba'de harab'ü-l Basra' (Basra harap olduktan sonra) da denilebilirdi. Ama KKTC'de milletvekilliği, milli eğitim bakanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulunmuş Mehmet Ali Talat'ın: "Cenaze namazı kıldıracak bir imamımız dahi yok!' şeklindeki sözleri için, 'öğleden sonra günaydın' daha uygun kaçıyor.

Mehmet Ali Talat, 'Türkiye kaynaklı muhafazakarlaştırma faaliyetleri' iddiaları üzerine konuşurken şunları söylemiş: "İmamlar meselesi bizim kanayan yaramızdır ve bu sorunun çözülememiş olmasının nedeni soldur. Cenaze namazı kıldıracak bir Kıbrıslı Türk imam yok. Bu bir sorundur. Bunu biz çözmeliydik. Bunu altı yılda yapabilirdik. Takıntılarımıza boğulduk ve yapamadık."

Son nüfus sayımına göre 295 bin kişinin yaşadığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, dini açıdan -tabir caizse- çorak bir alan.

1974 öncesi çeşitli sebeplerle baskı altında bulunan dini hayatın Barış Harekatı'ndan sonra rahatlayıp gelişebileceği yönündeki beklentiler, ne yazık ki gerçekleşmedi.

Kıbrıs Türklerinin mücadelesi sürecinde ön plana çıkarılan Müslümanlık, bağımsızlık kazanıldıktan sonra her nedense geri plana itildi. Daha da vahim olmak üzere, 'Kuzey Kıbrıs bir tür laboratuar olarak mı kullanılıyor' sorusunu sorduracak gelişmeler yaşanmaya başlandı.

Kuzey Kıbrıs'daki camiler kapatılmaya, kütüphane hatta nikah dairesi yapılmaya başlandı. Dinlerini öğrenmek isteyen insanların bu ihtiyaçlarını karşılayabilecek herhangi bir girişime kesinlikle müsaade edilmedi.

Konu, Türkiye'deki konuya hassasiyetle yaklaşan çevreler tarafından her dile getirilmeye çalışıldığında, başta merhum Rauf Denktaş olmak üzere KKTC yöneticileri tarafından genellikle duymazdan gelindi.

Türkiye'deki dindar çevreler tarafından da takdir edilen; çeşitli yayın organlarında kendisinin de dindar olduğunu ihsas edecek türden yazıları yayınlanan bir isim olan Rauf Denktaş'ın KKTC Cumhurbaşkanı iken söylediği: "İslam Dini'ni İngilizlere ayıp olmasın diye baskı altında tuttuk" mealindeki söz, Kuzey Kıbrıs'daki durumun sebepleri hakkında ipucu olabilecek nitelikteydi.

Özellikle rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın KKTC'de İslam Dini'nin öğrenilmesi ve öğretilmesi hususunda yoğun gayretler gösterdiği ve Başbakan olduğu sırada, KKTC'de imam-hatip okulu veya ilahiyat koleji açılabilmesi için çok uğraştığı bilinmektedir.

KKTC halkı şu anda belki de yakın tarihte yaşananlardan daha da ciddi bir durumla karşı karşıya. Yöneticilerin son dönemlerde din eğitim-öğretimi ile ilgili atmaya çalıştıkları kısıtlı adımlar bile, başını bazı öğretmenlerin çektiği din karşıtı gruplar tarafından engellenmeye çalışılıyor.

Geçtiğimiz yıllarda, yaz aylarında açılan Kur'an kurslarını engellemek için çeşitli girişimlerde bulunan bu kesimler, şimdi de KKTC Eğitim Bakanlığı'nın açmaya niyetlendiği ortaokul seviyesindeki İlahiyat Koleji'ne mani olmak için harekete geçmiş durumdalar.

KKTC halkının dinini öğrenmesi yönünde atılan adımları, 'Türkiye kaynaklı muhafazakarlaştırma faaliyetleri' iddiasıyla engellemeye çalışanların,  oldukça da dolgun olan maaşlarının Türkiye'den gönderilen paralarla ödenmesi konusunda ise, herhangi bir itirazları yok...

KKTC yöneticileri, İslam'dan bilinçli bir şekilde uzak utulmaya çalışılan genç kesim sebebiyle, ayaklarının altındaki toprağın nerdeyse tamamen kaydığının farkında mıdırlar acaba?..

Eğer farkında iseler; daha fazla vakit kaybetmeden, şımarık bir güruhun KKTC'yi karanlığa doğru sürükleme faaliyetlerine dur demeyi başarmak zorundalar!..

Ekrem Kızıltaş - Haber 7
ekremkiziltas@gmail.com
http://www.haber7.com/yazarlar/ekrem-kiziltas/894355-kktc-ve-islam-ogleden-sonra-gunaydin
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.