Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

18 Mayıs 2024, 04:37:02

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,265
  • Latest: rizab
Stats
  • Toplam İleti: 8,828
  • Toplam Konu: 4,368
  • Online today: 531
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 518
Total: 518

Onur Öymen Dersim'le ilgili sözlerinde ısrarlı, Baykal da Öymen'in yanında

Başlatan kilimanjaro, 17 Kasım 2009, 23:07:25

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

"Devlete karşı ayaklanma olduğunda devlet silahla mücadele eder"

TBMM'de yapılan 'Demokratik Açılım'ın öngörüşmesinde ''Dersim isyanında analar ağlamadı mı? Kimse 'analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım' dedi mi?" sözleriyle büyük tepki toplayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, HABERTÜRK TV'de Didem Yılmaz'ın sorularını yanıtladı. Öymen, dönemin Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil'in, anılarında yer verdiği "7'den 70'e Dersim Kürtleri kesilerek öldürüldü" ifadelerinin hatırlatılması üzerine........ dedi.

Söylediklerinizden dolayı pişman mısınız?

Benim sözlerimi tepki gösterenlerin kaç tanesi okumuş bilmiyorum. Türkiye'nin en saygın gazetecilerden biri telefon etti dedi ki "Ben konuşmanızı bir kaç defa okudum ve eleştirilecek hiçbir noktasını bulamadım ve sizin sözleriniz o kadar çarpıtıldı ki gazetecilik ders kitaplarına örnek olarak konulmalıdır, bir söz nasıl çarpıtılır diye." Benim sözlerim çok basit, sayın Başbakan diyor ki; "Atatürk de olsa bizim gibi yapardı" Neden? "Çünkü yurtta sulh cihanda sulh demiş." Ben de diyorum ki Atatürk böyle yapmazdı çünkü yapmadı. Atatürk hem barışçı insan, "yurtta sulh cihanda sulh" demiş, "ülkemizin savunması için yapılmadıkça savaş bir cinayettir" demiş. Atatürk böyle bir insan ama ülke topraklarına yönelik bir saldırı olduğunda Çanakkale'deki gibi mesela sonuna kadar mücadele etmekten geri kalmamış.

Peki Demokratik Açılım'da Dersim isyanını nereye oturtuyorsunuz?

Atatürk bugün hayatta olsaydı AKP'nin yaptığını yapmazdı. Mesela Silopi'de yaşananlar Atatürk döneminde yaşanmadı. O döneminde koşulları içinde yapılan silahlı mücadeledeki bir takım üzücü olaylar bugün kuşkusuz yaşanmamalıdır. Bunu söyleyen yok. Ben bütün olarak söyledim. Hem Şeyh Sait İsyanı'nı hem Dersim'i söyledim. Biri birincisi biri sonuncusu,  bu arada pek çok ayaklanma olmuş, cumhuriyete karşı o dönemde silahlı hareketler olmuş ve Atatürk hiçbirinde AKP politikasını izlememiş yani bunlarla pazarlık ederek müzakere ederek çözme yolunu izlememiş. Anlattığım bundan ibaret. Ne ben Aleviler'den bahsettim ne Dersim olaylarının içinden örnekler verdim. Burada yaşananlardan bizim de çok  üzüntü duyduğumuzu söyledim ve bu çatışmalar nedeniyle insanlar üzüldüyse bundan dolayı özür diledim. "Atatark'ün yaptığı yanlıştı" diye bir sözü kimse söyleyemez veya söyleyen varsa açıkçası söylesin.

Benim  sırtımdan kimse Atatürk'ü eleştirmeye kalkışmasın. Atatürk'ün izlediği politika AKP politikası değildir. Benim lafım bir cümleyle özetle bu. Başbakan bize laf atacağına şehitlere kelle dediği sözünü geri alsın, kendi yaptığından özür dilesin. Kendi yaptığından özür dilemeyecek sonra bizim her yaptığımızı çarpıtacak, istismar edecek "daha çok şehit gelsin istiyorlar, progapanda yapalım diyorlar" diyecek. Benim bir tarihi olaya atıfta bulunmam insanları niye üzdü anlamadım. Ben Alevi demedim. Atatürk Aleviler'e karşı değil, Aleviler Atatürk'e karşı  değil. Dersim isyanı hiçbir kitapta Atatürk'e karşı Alevi ayaklanması diye 
geçmiyor. O zaman bir askeri operasyonu örnek gösterdim diye alevi karşıtı mı oluyorum şimdi. Yalnız o olayı değil başka olayları da söylüyorum.

Sayın Taha Akyol'la konuştuk. Eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil bir İçişleri memuru olarak bölgede göre yapıyor ve yaşadığı anıları anlatıyor. Orada bir katliam yaşandığını söylüyor ve "biraz ders  çalışmış olsalardı birileri bu Dersim isyanını kesinlikle savunmazlardı" diyor. Bu anılardan yola çıkarsak ne söylersiniz?

Çağlayangil'in anılarını ben de okudum. Çağlayangil'in anılarında "Atatürk keşke bu isyan edenlere silahlı güç kullanmasaydı, bunlarla keşke pazarlık etseydi" diye bir cümleyi gördüğümü hatırlamıyorum. Bu isyanın içinde veya sonucunda çok sayıda insanın ölmesi fevkalade üzücü, insanı rencide edici bir durumdur, bunun aksini söyleyen de yok. Burada tartışılan konu o değil. Burada tartışılan konu Atatürk mücadele mi etti müzakere mi etti. Açılım tartışılırken neden Atatürk'ten bahsetmek zorunda kaldım? Çünkü hükümet Atatürk'ü siper yapmak istiyor. "Atatürk de bizim gibi yapardı" diyor. Dersim olaylarında yaşanan acıları savunan  çıktı mı?

2009'daki olaya 1938'deki bir olayı örnek vererek tartışmak biraz tuhaf kaçıyor eleştirisi var.

2009 Türkiyesi'nde bu iktidar terörle mücadele yerine müzakere yöntemini seçiyor. Geçmişimizde böyle silahlı ayaklanmalar olmuş Cumhuriyet'e karşı ve diyorlar ki "Atatürk de yurtta sulh cihanda sulh demişti, o da böyle yapardı" Biz de diyoruz ki böyle değil.

"Dersim isyanında taraflarla konuşulsaydı bu kadar insan o yerde asılmazdı" diye düşününeler olamaz mı?

Böyle  düşünenler olabilir, bu da bir görüştür tartışılır. Ama orada izlenen politika böyle bir politika olmamıştır. Biz bunu anlatmaya  çalışıyoruz. Bizim sorunumuz çok basit. Dünyanın bütün ülkelerinde devlete karşı silahlı güç kullanlara karşı devlet silahla mücadele eder. Devlete silah çekmiş siz de mücadele edeceksiniz. Bunu söylemek insanlık dışı bir söz mü oluyor? Mesele hükümetin bu yaklaşımını destekleyenlerle doğru bulmayanların tartışması.

Çağlayangil'in röportajından alıntılar yapalım. Röportajda diyor ki "ordu zehirli gaz kullandı, mağaraların kapısından içeri zehirli gaz atıldı. Aleviler fare gibi o dönem zehirlendi" diyor. Alevilere dönük böyle bir eylem  yapılmışken ve Dersim dendiğinde akla Aleviler geldiği için bu sözleri  sarfettiğinizde böyle bir tepki geleceğini düşünmediniz mi?

Böyle bir olay olmuşsa bundan herkes üzüntü duyar. Ama ben bunlardan bahsetmiyorum ki. Bizim sorunumuz bu değil. Çağlayangil "Atatürk yanlış yapmıştır" diyor mu? Uygulamadaki birtakım vahim durumları anlatıyor.  Benim söylediğim devlete karşı silahlı ayaklanma olunca devlet silahlı mücadele eder, siz etmesin mi diyorsunuz? Ben TBMM'de yaptığım konuşmada AKP'nin silah bırakmadıkça PKK ile müzakere yöntemini 
benimsemesi yanlıştır diyorum. Diyorum ki yabancı ülkeler nasıl yaptıysa öyle yapacaksınız.

CHP içinden de tepkiler var. Kılıçdaroğlu'nun gereğinin yapılması taleplerine ne cevap vereceksiniz? Baykal'la bu konuyu konuştunuz mu?

Gayet tabii konuştum. Bizim parti olarak görüşlerimiz gayet açıktır. Biz diyoruz ki "elinden silahı bırakmayan terörle müzakere edilmez, mücadele edilir" ve CHP'de bu görüşe karşı olan birini duymadım. Tarihe ilişkini bir olaya atıfta bulunduk diye bu görüşümüzde parti içinde itihlaf var anlayışını çıkarmak yanlıştır. AKP bizi birbirimize düşürmek istiyorsa, bizim görüşlerimizi çarpıtarak halkı kışkırtmak istiyorsa bu emelleri boş çıkacaktır. Çünkü CHP'liler terörle mücadele konusunda gayet kararlıdırlar. 

Dolaylı olarak istifanız isteniyor...

Diyorlar ki "Onur Öymen gereğini yapsın". Doğrudur ben de gereğini yapıyorum Atatürk'ün ilkelerine ve mirasına sahip çıkıyorum. Bizim hepimizin görevi Atatürk'ün mirasına sahip çıkmaktır. Üzüntü verici olaylar olmuş, hepimiz derin üzüntü duyuyoruz. Ama Atatürk'ün tercihleri hepimizin tercihleri. CHP hiçbir dönemde Atatürk'ün izlediği politikaları reddetmedi. Benim söylediğimi kimse başka yerlere çekmesin. Ben diyorum ki Atatürk AKP'nin yaptığını yapmazdı. Bu konuyu daha fazla deşmek istemiyoruz, insanlarımızı üzmek, incitmek de istemiyoruz. Tarihi bırakalım tarihçiler araştırsın. Biz bugünün tartışmalarına tarihi alet etmeyelim.

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=186774&cat=160&dt=2009/11/16
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, partisinin grup toplantısına CHP Lideri Deniz Baykal ile birlikte geldi.

Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısına katılmaması dikkat çekti. Deniz Baykal grup toplantısında Onur Öymenin yayında oturdu. Bu hareket, Baykal'ın Onur Öymen'i yanına oturtması "Öymen'e sahip çıkıyorum" mesajı olarak yorumlandı.

ONUR ÖYMEN: SÖYLEDİKLERİMDEN PİŞMAN DEĞİLİM

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde demokratik açılım tartışmalarında 'Dersim'de analar ölmedi mi?' diyerek Alevi kesiminin büyük tepkisini çeken CHP Genel Başkanı Onur Öymen söylediklerinden pişman değil. Öymen, CHP'de Atatürk'e sahip çıkma diye bir suçun olmadığını söyledi.

CHP'li Öymen, Meclis'te gazetecilerin "İçeride size büyük bir tepki var neler söyleyeceksiniz?" soru üzerine Dersim konusunu kapattığını söyledi.

Söylediklerinden pişmanlık duymadığını ifade eden Öymen,"Biz, Dersim konusunu kapattık. Bir daha konuşmayacağım. İktidarın Türkiye'nin gündemini bu tür meselelerle meşgul etmesine izin vermeyeceğiz. Bizim partimizde Atatürk'e sahip çıkmak diye bir suç yok." diye konuştu.

CHP GRUBUNDA OLAY ÇIKTI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in büyük tepkilere sebep olan Dersim ile ilgili sözlerinin yankıları sürüyor.

CHP'nin haftalık grup toplantısında olay çıktı. CHP lideri Baykal'ın konuşma yaptığı sırada parti locasında oturan bir partili Öymen'in sözlerini sözlü olarak protesto etti. Protestocu partiliye salonda bulunan diğer partililerin tepkisi oldukça sert oldu. Sözlü ve fiziki olarak müdahale edilen partili karga tulumba salondan çıkarıldı.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=916930&title=bu-fotograf-her-seyi-anlatiyor
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öy-men'in, Dersim olayları hakkında söylediği, "Atatürk müzakere etmedi, gereğini yaptı." sözüne Alevilerin tepkisi dinmiyor.

1937 ve 1938 yıllarındaki olayların canlı tanığı Alişan Aslan, "Acıyı yaşayan benim, Öymen bilemez. Onun hiç 3 ile 4 yaşındaki kardeşleri kurşuna dizildi mi?" diye soruyor. Aslan, 1912 Altınyüzük doğumlu. O dönemde yaşananları bugün gibi hatırlıyor. Konuyu yeniden gündeme taşıyan Öymen'e çok kızgın: "Başbakan, yapılanların zulüm olduğunu söylüyor. Öymen ise katliamı överken, yıllarca oy verdiğimiz CHP milletvekilleri de alkışlıyor. Analarımız, babalarımız, çocuklarımız gitti. Öymen, 'iyi ki olmuş' diyor. Biz askere kurşun sıkmadık, elimize silah almadık."

Gözleri dolan Aslan, olayları, "Devlet Dersim'i sildi süpürdü, üstünü sıvazladı." diyerek yaşadıklarını tarif ediyor. Çoluk çocuk demeden binlerce insanın diri diri yakıldığını anlatıyor. Askerin girdiği köyden, canlı kimse çıkmadığını kaydediyor. Cenazelerin bile kaldırılmasına müsaade edilmediğini vurgulayan Aslan, ölenlerin çoğunun köpekler ve vahşi hayvanlar tarafından yendiğini savunuyor. "Hozat tarafında insanları okula toplayıp yaktılar. Köylerde insanları ahırlarda yakıyorlardı." diyen Aslan, erkeklerin fesine, kadınların başörtüsüne bile tahammül edilmediğini söylüyor. Seyit Rıza'nın köyü Ağlat'a yıllarca kimsenin sokulmadığını belirten Aslan, "Halvari'de çayın başında uçurum var. İnsanları canlı canlı oradan attılar. Uçaklar, çoluk çocuk var demeden köylere bomba yağdırıyordu." şeklinde yaşananları aktarıyor.

BİZİ BULAMASINLAR DİYE 3 AY DAĞDA GEZDİK

Aslan, olaylardan sonra kendileri dahil birçok kişinin, canını kurtarmak için dağa kaçarak saklandığını belirtiyor. "Bizim aileden 16 kişi ormana kaçtık." diyen Aslan, babası, altı kardeşi ve yakın akrabalarıyla üç ay boyunca dağda saklandıklarını ifade ediyor. Giderken annesi ve iki küçük kardeşini, "Onlara karışmazlar." diyerek köyde bıraktıklarını söyleyen Aslan, "Üç ay boyunca dağlarda, yerimizi bulamasınlar diye oradan oraya gezdik. Ateş bile yakamıyorduk. Olaylar yatıştıktan sonra köye döndüğümüzde, taş üstünde taş görmedik. Cesetler dahil her şeyi ateşe vermişlerdi." diyor.

Alişan Aslan, köye geldikten bir süre sonra da sürgüne gönderildiklerini belirtiyor. Trenle üç günlük yolculuktan sonra Ödemiş'in Karaova köyüne yerleştirildiklerini anlatıyor. Aslan'ın verdiği bilgiye göre her köye en fazla iki aile gönderdiler. Başka köylerdeki hemşehrileriyle görüşmeleri yasaklandı. Halk pazarına gitmek için muhtardan izin almaları gerekiyordu. Büyük ağabeyini başka köye gönderdiklerini söyleyen Aslan, "Babamla birlikte altı erkek bir evde yaşıyorduk. Hiç kadın yoktu. Birgi'de bir hemşehrimizin kızı olduğunu öğrendik. İstemeye gitmemize izin vermediler. Biz de gece gizlice gittik, aynı gece isteyip gelini aldık getirdik." diyor. Aslan ailesi, 5 yıl Ödemiş'te kaldıktan sonra İzmir'in Kınık ilçesine bağlı Gündarlı köyüne gönderilmiş.

Dönemin Başvekili İnönü, Meclis konuşmasında Dersim'e müdahale için 'İbret olsun' demiş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in çıkışıyla gündeme gelen Dersim isyanının bastırılma biçimi tartışmaya yol açtı. Aslında CHP'nin tavrı geçmişle bir farklılık arz etmiyor. Dersim isyanı bastırıldığında dönemin Başbakanı İsmet İnönü'ydü. Meclis'teki tutanaklara göre İnönü, harekatın bitiminden 5 gün sonra 18 Eylül 1937'de yaptığı konuşmada, yaşananların, 'diğer vatandaşlara ibret olması temennilerini' iletiyor. İnönü'nün bu konuşması da aynı Öymen'de olduğu gibi CHP sıralarından hararetli alkışlar alıyor. Bölge insanını 'Cumhuriyetin imar ve ıslah programına muhalefet eden, nüfusları az olmakla beraber, altı aşiret.' şeklinde tarif eden İnönü, operasyon sonrası bilançoyu, "265 maktul, 20 yaralı, 27 yakalanmış ve müsademe esnasında 849 kişi teslim olmuştur." diye açıklıyor.

İşte tutanaklara geçen konuşma ve CHP'lilerin o dönemdeki tavrı:

"Cumhuriyet ordusu ve zabıtası, bu hâdise esnasında yaptığı takiblerde, hurafa olarak zihinlerde yerleşen ne kadar uçurum halinde dere ve ne kadar çıkılmaz dağ varsa, hepsini Ankara sokakları gibi baştan başa geçmişlerdir.

(Alkışlar...)

Kanun götüren ordu, jandarma neferlerinin, ayak basmadığı yer, inmediği dere ve çıkmadığı tepe yoktur.

(Bravo sesleri, alkışlar...)

Dün akşama kadar, Dersim harekâtının başından itibaren verilen zayiat subay: Bir şehid, dört yaralı; er: 28 şehid, 46 yaralı; bekçi: Bir şehid, bir yaralı. Arkadaşlar; Cumhuriyet kanunlarının hükümlerini yerine getirmek için aziz canlarını severek bu vatan uğrunda feda eden subay ve er vatan evlâtlarını huzurunuzda hürmetle yad ediyorum. Bu vazifeyi ifa etmek için bütün kudretlerini aşkla sarf eden Cumhuriyet ordusunun ve Cumhuriyet jandarmasının kumandanlarına, subay ve erlerine takdir ve şükranlarımızı ifade ettiğim zaman Büyük Millet Meclisi'nin asîl hissiyatını ifade etmiş olduğuna eminim.

(Bravo sesleri, alkışlar...)

....

Arkadaşlar; bütün bu harekât esnasında isyana iştirak eden, iğfal edilmiş zavallılarda da vuku bulan zayiatı olduğu gibi size söyleyeceğim. İsyana iştirak edenlerden 265 maktul vardır. 20 yaralı, 27 yakalanmış ve müsademe esnasında 849 kişi teslim olmuştur.

....

Bilerek, bilmeyerek, muhalefet yoluna sapıp kanunun şiddetli tedibatına maruz kalmış olarak hayatlarını kaybedenler hakkında da Büyük Millet Meclisi'nin teessürlerini ve bunun diğer vatandaşlara ibret olması temennilerini ifade ediyorum.

....

Cumhuriyet idaresinin kuvvetli olduğu kadar şefkatli ve adaletli olduğunu göstermek itibarıyla Tunceli hadisesi en son ve en mukni, bir misal olmuştur.

(Şiddetli alkışlar, bravo sesleri...)"

ERDAL ŞEN ANKARA ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=917021&title=dersimin-canli-tanigindan-oymene-hic-3-yasindaki-kardesin-kursuna-dizildi-mi&haberSayfa=1
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in Meclis'te yaptığı Dersim'le ilgili açıklamasına sanat dünyasından gösterilen tepkiler devam ediyor.

Tuncelili sanatçı Ferhat Tunç, kendisine ait web sitesinde ilginç bir yazı yayımladı. Yazısında Alevileri ve Kürtleri CHP'yi terk etmeye çağıran Tunç, Öymen'in söylemleriyle insanlık suçu işlediğini belirtti. "Bu vahşetin ve barbarlığın savunuculuğunu yapan CHP zihniyeti dünden bugüne değişmedi. Meclis'te katliamları savunan CHP bugün de Ergenekon avukatlığını yapmaktadır. Üzücü olan ise İttihat Terakki zihniyetinin devamcısı olan bu partinin kendini 'sosyal demokrat, ilerici' göstermesidir. Aydınlara ve ilericilere düşen ise CHP'nin bu kirli ve katliamcı yüzünü teşhir etmektir." dedi. Kemal Kılıçdaroğlu ve Kamer Genç'i de eleştiren sanatçı, "Sayın Kılıçdaroğlu, bu vahşeti alkışlarken hiç mi utanmadınız? Her fırsatta alakalı alakasız konuşmayı, kendine güldürmeyi marifet sayan Kamer Genç, bu konuda konuşmayacak mı? En önemlisi bu parti içerisindeki Dersimliler, Aleviler, Kürtler, ilericiler, atalarımıza küfür eden bu soykırımcı zihniyeti ne kadar sineye çekeceksiniz?" diye çıkış ifadelerini kullandı.

Sanatçı, Meclis kürsüsünde CHP adına konuşan Onur Öymen'in ifadelerinin adeta soykırım çağrısı niteliğinde olduğunu söyledi. Öymen'in sözleriyle, zevk alırcasına 70 yıl sonra yeniden aynı acıları yaşattığını kaydetti. Hukuk devleti olma ve sağlıklı bir gelecek kurmanın yolunun, bu zihniyetle taviz vermeden mücadele etmekten geçtiğini belirtti. Dersimliler olarak acıları unutup, özgür ve demokratik bir ülkenin vatandaşları olarak yeni bir hayatın mümkün olduğuna inanmaya çalıştıklarını belirten Tunç, "Ancak Öymen'in sözleri, bu umudu koruyan bizlerin yüreklerine ateş düşürmüştür. Bu toplumun yaşadığı travmaları biraz da olsa bilen bir insan ne anlatmak istediğimi iyi anlar." şeklinde duygularını dile getirdi. ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=917052&title=ferhat-tunc-aleviler-dersimliler-kurtler-chpyi-derhal-terk-edin
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Dersim'le ilgili sözleri nedeniyle CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'e istifa çağrısı yapan Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü Grup Toplantısı'nda Deniz Baykal'ın Onur Öymen'e destek çıkmasıyla birlikte geri adım attı.

Dünkü toplantıya yorgun olduğu için katılmadığını belirten Kılıçdaroğlu "İstifa etmeyeceğim" dedi.

CHP'nin dünkü grup toplantısında iki kare gözlerden kaçmamıştı. Birinde Deniz Baykal yanında Onur Öymen'le salonu girmişti. Diğerinde ise milletvekillerin oturduğu sıralarda Kılıçdaroğlu'nun bulunmaması idi. O fotoğraf "Onur Öymen kazandı, Kemal kılıçdaroğlu kaybetti" şeklinde yorumlanmış ve gözler Kılıçdaroğlu'nu aramıştı.

Dersim'de analar ağlamadı mı?" dediği için CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'e istifa çağrısı yapan Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Meclis'teydi. Kılıçdaroğlu'na dünkü grup toplantısına katılmamasının sessiz protesto ya da istifa edeceği şeklinde yorumlandığı hatırlatıldı.

Annesini kaybettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu ise , "Bu bir protesto değildi, yorgundum gelemedim" dedi. CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, istifa edip etmeyeceğine yönelik soruya ise "Yok öyle birşey" yanıtını verdi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=917380&title=kilicdaroglu-pes-etti-istifa-yok
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'e destek çıktı.

Bahçeli, grup toplantısında, "Cumhuriyet döneminde farklı nedenlerle ortaya çıkan ayaklanmaların hükümet tarafından kutsandığı ve alkışlandığı, bunu haklı veya haksız yöntemlerle bastırmaya çalışan devlet gücünün ise aşağılandığı vahim bir manzara Türkiye'nin gözü önünde cereyan etmiştir." diye konuştu.

Yargıtay'ın hukuk dışı dinlendiği iddialarıyla başlayan 'telekulak' tartışmalarına giren Bahçeli, dinlemelerin adalet dağıtan mekanlara kadar ulaşmış olmasının tehlikenin boyutlarını göstermesi bakımından ibret verici olduğunu kaydetti. Hükümetin, ülkeyi, totaliter bir yapıya doğru sürüklediğini savundu.

Bahçeli, 5 PKK'lı mahkumun İmralı'ya gönderilmesini ise sert ifadelerle eleştirdi: "Başbakan ve hükümetinin AB dayatmaları sonucu mecbur kaldığı bir harekettir. Bana göre zavallılıktır." dedi. MHP lideri, Meclis'te Başbakan'ın yaptığı açılım konuşmasını ise "yalan, riya, inkar ve iftira" olarak niteledi. Başbakan'ın 'Bahçeli'den memnunum' sözünü hatırlatan MHP lideri, "Sonuçta politikalarını beğenmesem de Sayın Erdoğan benim memleketimin bir evladıdır. Benden memnun olmasını saygıyla karşılarım. Allah kimseyi Washington'ın, Brüksel'in, Erivan'ın ve Erbil'in memnun olacağı adam yapmasın." diye konuştu. ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=917054&title=dersim-tartismasinin-odagindaki-onur-oymene-destek-verdi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen'in Dersim katliamı sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "O dönem devrim koşulları vardı. Sadece bize özgü değil dünyada çok benzeri var' diyerek savundu

CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu Dersim katliamının Cumhuriyetin ilk yıllarında 'devrim' koşullarında meydana geldiğini söyleyerek "Dünyanın pek çok yerinde benzerleri" var" dedi. TBMM kürsüsünden Dersim katliamını demokratik açılıma örnek uygulama olarak gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in açıklamalarının tabanda ciddi sarsıntıya neden olduğunu söyledi. Bir televizyon kanalında açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu dersim'de binlerce sivilin öldürüldüğü katliamı şu sözlerle değerlendirdi: 

TABANDA BÜYÜK SARSINTI VAR

"O olayları kendine özgü koşullarla değerlendirmek gerek. Cumhuriyetin ilk yıllarıdır. Bir devrim yaşanmış onun koşulları var.  Sadece bizim ülkemize özgü olan bir olay da değil, pek çok ülkede onun benzerleri var. O olayları günümüzdeki terör olayları ile kıyaslamanın doğru olmadığı ortadadır. Bu algı topluma farklı yansıdı, toplum reaksiyon gösterdi. Bizim doğal tabanımızda ciddi bir sarsıntı meydana geldi" dedi.

http://www.stargazete.com/politika/dersim-katliamina-devrim-li-savunma-haber-228597.htm
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, Dersim isyanı sırasında Atatürk'ün hayatta olduğunu ve isyanın bastırılması emrini de Atatürk'ün verdiğini söyledi. Pamukoğlu, "Dersim birkaç kere ayaklanma teşebbüsünde bulundu. Atatürk sağdı, her şeyi yaptıran Atatürk'tü" dedi.

12 Eylül'de yapılacak olan Anayasa referandumu için 'hayır' kampanyası başlatan HAK ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu Edirne'de basın mensupları ile bir araya geldi.

Yapılan basın toplantısında, sürekli gündeme getirilen Dersim isyanına değinen Osman Pamukoğlu, Dersim isyanının Atatürk'ün emri ile bastırıldığını öne sürdü. İsim vermeden Ak Parti hükümetini eleştiren Pamukoğlu, hükümetin 'hüneri' olmadığı için ölülerle ve Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki insanlarla uğraştığını ifade etti.

'MUSTAFA KEMAL PAŞA BAŞIMIZA TAŞ YAĞDIRDI'

Atatürk'ün Dersim isyanını bastırmak için harekat yönettiğini savunan Pamukoğlu şunları söyledi:

"Hünerleri olmadığı için ölülerle ve Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki insanlar ile de uğraşıyorlar. 'Atatürk' diyemiyorlar, meydanı boş buldukları zaman onu da diyecekler. Hiç uzatmanın gereği yok. Dersim birkaç kere ayaklanma teşebbüsünde bulundu. Atatürk sağdı, her şeyi yaptıran Atatürk'tü. O kadar Atatürk'tür ki Trabzon'da Atatürk'ün kaldığı bir ev var. O evde Atatürk bu Dersim isyanında Karadeniz bölgesindeydi, bizzat haritaya kırmızı ve mavi, kendisi işaretlemiştir. Bizim kuvvetlerimiz ve isyancıların kuvvetleri diye. Kendi el yazısı ve farklı askeri şekiller çizmiş, oklar çizmiş ve harekatın nasıl yapılacağını ve ortadan kaldırılacağını bizzat kendisi eli ile yazmış ve şekillendirmiştir.

Harita Trabzon'dadır. Hatta doğuda görevliyken, isyanlarda bulunan çok yaşlı bir Kürt vatandaş ile sohbet ettim. O isyanları bana anlattı. Söylediği söz, 'Mustafa Kemal Paşa başımıza taş yağdırdı'. İsyanları devletler nasıl bastırdıysa, Atatürk'te öyle bastırdı. Bundan sonra olacaksa yine aynı şekilde bastırılacaktır" dedi.

http://www.aksam.com.tr/2010/08/20/haber/guncel/15132/_dersim_in_emrini_ataturk_verdi___.html