Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Nisan 2024, 02:34:27

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 108
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 88
Total: 88

Pakistan'da yaşanan yüzyılın en büyük sel felaketinin ürküten tablosu

Başlatan Avukat, 04 Eylül 2010, 10:03:23

« önceki - sonraki »

Avukat

Pakistan, tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşarken, bölgedeki sel felaketi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Sel ve muson yağmurlarının Pakistan'ın 4'te birini sular altında bıraktığı felaket, en fazla kadınlar ve çocukları etkiliyor.

AA muhabirinin sel bölgesindeki izlenimlerine göre, sele neden olan muson yağmurlarının devam ettiği bölgede felaketin boyutları da büyüyor.

Güney Asya'da Arap Denizi kıyısında İran ve Afganistan arasında, Kuzey'de Çin sınırında yer alan Pakistan, 803 bin 940 kilometrekare yüzölçüme sahip. Yaklaşık, 180 milyon civarında insanın yaşadığı Pakistan'da ortalama yaşam süresi 61 yıl.

Pencabi, Sindhi, Pashtun, Beluci ve Muhacirlerden oluşan Pakistan'ın nüfusunun yüzde 97'si Müslümanlardan, geriye kalanı ise Hristiyan, Hindu ve diğer dinlere mensup kişilerden oluşuyor.

Hemen hemen herkesin İngilizce konuşabildiği Pakistan'da halkın satın alma gücü ise oldukça düşük.

Her yıl muson yağmurlarının etkisine giren Pakistan, bu kez bereket yerine felaketle karşılaştı. Normalin 10 katı kadar yağan muson yağmurları, tarım ülkesi olan Pakistan'a bu yıl hayat değil ölüm getirdi.

Temmuz ayının ortalarında başlayan afette bir çok ev, yol, köprü hasar gördü ve ülkenin neredeyse tamamının alt yapısı yok oldu.

Pakistan'ın kuzeyinde yer alan Svat Vadisinden doğan İndus Nehri, Cammu Keşmir'de doğan Celum, Cenab ve Hindistan'dan doğan Ravi ve Sutlej nehirleri, muson yağmurlarının etkisiyle taştı ve önce ülkenin kuzeyindeki Peşaver bölgesini etkiledi.

Bu felaket sonrasında ulusal ve uluslararası kuruluşlar Peşaver ve civarına yardım götürürken muson yağmurlarının güneyde hala devam etmesi nedeniyle bu bölgedeki hasar her geçen gün büyüyor.

Özellikle selden en çok etkilenen Belucistan, Pencap, Khyber Paktunkhwa ve Sindh bölgelerinde evler, yollar ve köprülerin yanı sıra tarım alanları da kullanılmaz hale gelmiş durumda.

Pakistan'ın yüzde 70'inin etkilendiği bu sel felaketinin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri, uluslararası yardım kuruluşlarının desteğiyle arama kurtarma çalışmaları yapıyor.

Selden etkilenen insanların çoğu başka bölgelere helikopterler ve botlarla taşınırken, bu bölgelerde küçük adacıklar oluştu.

Uluslararası sivil toplum kuruluşları ise önce görmezlikten geldikleri vehametin farkına, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ziyareti sırasında vardı.

BM Genel Sekreterinin Pakistan'da yaşananları son yüz yıl içerisindeki en büyük felaket olarak nitelemesiyle durumun ne denli kötü olduğu ayrıca gözler önüne serildi.

Yirmi milyon insanın etkilendiği, iki bin civarında insanın hayatını kaybettiği afette, suların çekilmesiyle felaketin boyutunun daha vahim ortaya çıkacağı belirtiliyor.

-TARIM ARAZİLERİ YOK OLDU-

Pakistan'ın en büyük gelir kaynaklarından biri olan tarım arazilerinin büyük bölümü de sular altında kaldı.

Mango, elma, ayva üretimi yapılan yerlerle domates, salatalık, buğday ve pamuk tarlalarının büyük bölümü kullanılamaz hale geldi.

Şu ana kadar dünya ülkeleri Pakistan'a bir milyar dolar yardım taahhüdünde bulunurken, uluslararası yardım kuruluşlarının bölgede ciddi çalışma yaptığı görülüyor.

Afetin ilk gününden itibaren Pakistan'a gelen Türk yardım ekipleri de başarılı çalışmalarıyla halkın büyük takdirini kazanıyor.

Türkiye'nin Pakistan Büyükelçisi Babür Hızlan, Türkiye'den gelen bütün yardım kuruluşları ile tek tek ilgilenirken, yardımların amacına uygun dağıtılması için de yoğun bir çalışma sarf ediyor.

Başta Türk Kızılayı olmak üzere bölgede TİKA, Kimse Yok Mu, Deniz Feneri, İHH, Yeryüzü Doktorları gibi birçok Türk kuruluşu da çalışmalarını sürdürüyor.

Pakistan Genelkurmayı'nın isteği üzerine Türkiye'den personeliyle gönderilen bir adet C-130 tipi askeri nakliye uçağı kara ulaşımının zorlukla gerçekleştirildiği yerlerde dağıtılmak üzere yardım malzemesi taşıyor.

Bu arada, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığına bağlı tam donanımlı iki sahra hastanesi de selin en fazla zarar verdiği iki ayrı bölgede hizmet veriyor.

Selin ilk vurduğu bölgelerden biri olan Nowshara'da Türk Kızılayı Mevlana evleri kurarken, Yeryüzü Doktorları da bu bölgede selzedeleri sağlık taramasından geçiriyor.

-TÜRK KIZILAYI'NDAN İFTAR-

Türk Kızılayı, selzedeler için verdiği iftar yemeklerinin yanı sıra sağlık, gıda, temiz su paketleri de dağıtıyor.

Türkiye'den yola çıkan 7 ayrı tren katarı ve 62 tırdan oluşan yardım konvoyunun getirdiği malzemeler de Türk Kızılayı'nın organizasyonuyla insanlara dağıtılacak.

Öte yandan, 2005'de Muzafferabad'da meydana gelen depremde Pakistan'a gelen Türk Kızılayı, Pakistan Kızılayı'na Afet Kriz Merkezi yaparak buradaki personeli eğitmişti.

Burada eğitilen personel, felaketinin olduğu ilk günden itibaren bölgede çalışmalarını sürdürüyor.

Pakistan Kızılayı ve Türk Kızılayı, buradaki bir çok çalışmaları birlikte yürütüyor.

Ayrıca, İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu da Pakistan'a gelerek buradaki yardımların selden etkilenen vatandaşlara ulaştırılabilmesi için uluslararası yardım kuruluşlarıyla İslamabad'da bir toplantı yaptı.

Toplantı sonrasında sel bölgesini de gezen İhsanoğlu, tüm dünyanın bölgeye daha fazla yardım etmesi çağrısında bulundu.

-SALGIN HASTALIK TEHLİKESİ-

Bu arada, bölgeye yardım için gelen ülkelerden ABD Hava Kuvvetleri ve Pakistan Hava Kuvvetleri'ne ait helikopterler, arama kurtarma çalışmalarını birlikte yapıyor.

İnsanlar kuru alanlara gitmek için bot, teleferik ve helikopter yardımına ihtiyaç duyuyor.

Sel bölgesinden kaçan bazı aileler ise okul ve askeri bölgelere sığınmak zorunda kaldı.

Suların çekilmeye başladığı bölgelerdeyse, evleri yıkıldığı için sokakta kalan selzedelerden şanslı olanlar çeşitli yardım kuruluşlarınca sağlanan çadırlarda ikamet ediyor.

Salgın hastalıkların can almaya başladığı bölgede en büyük sıkıntıyı ise kadın ve çocuklar yaşıyor.

Pakistanlı çocuklar, sıcakların 50 dereceyi bulduğu ülkede serinlemek için adeta salgın hastalık yuvası durumunda olan su yataklarında ve yağmurun oluşturduğu göletlerde hayvanlarla birlikte serinlemeye çalışıyor. Çocuklar, tehlikelerden habersiz sel sularının oluşturduğu gölete kendilerini bırakıyor.

Suların çekilmesiyle çocuk felcinin yanı sıra kolera salgını gibi hastalıkların yayılmasından endişe ediliyor.

Dindarlığı ile de bilinen Pakistanlılar, Ramazan ayında evlerinden uzak, çeşitli yardım kuruluşlarının dağıttığı bir tas çorbayla iftar etmeye çalışıyor. Pakistanlı çocukların bir kısmı da Kuran kursuna dönüştürülmüş çadırlarda dua ediyor.

Bu arada Pakistan'da 500 bin kadının hamile olduğu, bunları tehlikeli bir sürecin beklediği görülüyor. Olumsuz hayat şartlarının hüküm sürdüğü Pakistan'a barınacak yer ihtiyacının yanı sıra temiz su, gıda ve sağlık malzemesine ihtiyaç duyuluyor.

Pakistan'da, insanların yaşadığı yerlere geri dönmemesi halinde sosyal problemlerin ortaya çıkacağı ifade edilirken, felaket sonrasında selzedelerin ciddi bir rehabilitasyondan geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Ülkenin büyük bir kısmını vuran sel nedeniyle, ülke genelinde halen ulaşılamayan yerlere havadan yardım dağıtılmaya çalışılıyor. Milyonlarca kişinin yardım beklediği Pakistan'a başta Türkiye olmak üzere bir çok ülke ve uluslararası kuruluş yardımlarını sürdürüyor.

Ancak yetkililer, felaketin boyutlarının çok büyük olduğunu ve yardımların yeterli gelmediğini bildirerek, ''Pakistan'daki sel yavaş ilerleyen bir tsunami görünümünde'' ifadesini kullandı.

Bu arada, karayollarında askerlerce her 50 metrede bir güvenlik noktaları oluşturulurken, olası terör saldırılarına karşı ordu da alarm durumunda bekliyor.

Terör tehditi nedeniyle, yardım kuruluşlarının dağıtımları gün içinde sınırlı saatlerde yapılabiliyor.

AA
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1023007&title=pakistanda-felaketin-boyutu-buyuyor&haberSayfa=0

-EMİNE ERDOĞAN SEL BÖLGESİNDE-

Tarihinin en büyük afetiyle karşı karşıya kalan Pakistan'a destek için bu ülkeye giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan dün selden en çok etkilenen bölgeleri gezdi.

Ülkenin güneyindeki bölgede helikopterle incelemede bulunan Erdoğan ve beraberindeki heyet karşılaştıkları acı manzara karşısında hayretini gizleyemedi. Topraklarının 4'te biri sel suları altında kalan Pakistan için yardım çağrısını yineleyen Erdoğan, "Bir başbakanın eşi olarak dünyaya yalvarıyorum, gerçekten durum çok kötü. Bu felakete kör ve sağır kalınmasın.'' dedi. Erdoğan ve beraberindekiler, daha sonra Sağlık Bakanlığı'nın selzedeler için kurduğu Sahra Hastanesi'ni ziyaret etti. Burada Erdoğan, Türk girişimcileri tarafından Pakistan'da açılan PAKTÜRK eğitim kurumları öğrenci ve öğretmenleri tarafından çiçekler ile karşılandı. Hastanede tedavi gören hasta ve hasta yakınlarıyla bir süre sohbet eden Erdoğan ve heyetteki bazı kadınlar, hasta çocukların yardıma muhtaç durumlarını görünce gözyaşlarını tutamadı. Bir tarım ülkesi olan Pakistan'ın sel sularına nasıl boyun eğdiğine şahit olduğunu belirten Erdoğan, binlerce dönüm arazinin sular altında kaldığını, hayvanların telef olduğunu, özellikle çocuk ve kadınların çok büyük sıkıntılar ile karşı karşıya kaldığını anlattı. Herkesi Ramazan ayında Pakistan'daki felakete karşı duyarlı olmaya çağıran Erdoğan, "Öldüler, ölüyorlar, yardım elimizi uzatmazsak bunlar da gidecek. Bunun için bir şeyler yapmak lazım. Umarım insanlık ölmemiştir. Herkes bu mübarek Ramazan ayında elinden gelen her yardımı yapar. Bir başbakanın eşi olarak dünyaya yalvarıyorum, gerçekten durum çok kötü. Bu felakete kör ve sağır kalmasınlar.'' diye konuştu. Daha sonra çocuk merkezi haline dönüştürülen bir çadırı ziyaret eden Emine Erdoğan, çocuklarla yakından ilgilenerek "Korkmayın biz sizin yanınızdayız.'' dedi.

OSMAN EROL SUKKUR, CİHAN
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1023810&title=emine-erdogan-dunyaya-seslendi-yalvaririm-pakistana-yardim-edin

Avukat

İkbal'in Torunları Yardım Bekliyor!...

İslam dünyasının çilekeş coğrafyası Pakistan yine taze bir acıyla gündeme geldi. Öyle bir acı ki ne yürekler taşıyabilir ne de kelimeler ifade edebilir.

Bu acıyı ancak biz hissedebiliriz. Sözün bittiği yerdeyiz şimdi. Rahmet ve mağfiret ayında vefa sırası bizde. Nice milyonlar, viraneler arasında bir ses bekliyor. Nice yetimler, başlarını okşayacak bir şefkat eli. Şimdi hep birlikte her nefeste Pakistan'a "yalnız değilsiniz" demenin ve nice yıllar içinde birikmiş bir borcun ödenmesinin vaktidir. O Pakistan ki nice yüzyıllardır tarihi paylaştığımız, ecdadımızın dilini "Urduca" konuşan bir ülkedir. Ve halkı en sıkıntılı günlerimizde hep bizimle olmuş, gün gelmiş yürekleri kendi dertlerini unutup bizim için çarpmış, gün gelmiş kendilerini Türkiye'nin bir vilayeti olarak takdim edecek kadar bizimle olmuş, hatta belki de yeryüzünde eğer varsa bizi bizden çok sevebilmiş, dostluğun, kardeşliğin, kadirşinaslığın, vefanın, fedakarlığın dünya durdukça parlayacak en mümtaz misallerini sergilemiş çilekeş bir halktır.

En zor zamanlarında Osmanlı'nın imdadına yetiştiler...

Bir zamanlar (Hindistan ve Bangladeş ile beraber 1206'dan 1858'e kadar) değişik Türk hanedanlarına ev sahipliği yapmış olan bu ülke, sömürgecilik çağının vahşi piyasasında İngiliz hakimiyetine girince kendi çaresizliklerine karşı bir varlık ümidi olarak, insanlık onurlarını ve İslamlık şereflerini Türklerin ve Osmanlı Devleti'nin varlığına rabt ederek yaşaya gelmişlerdir. Henüz haberleşme vasıtalarının hiç yaygın bulunmadığı 1854 Kırım Savaşı'ndan itibaren dualarını ve varlıklarını bizim için paylaşmayı bir hayat tarzı olarak benimsemiş olan Güney Asyalılar gün gelmiş yalınayak nice yalçın kayalıklar, yüksek dağlar aşarak ulaştıkları Anadolu ve Balkanlarda bizimle aynı safta savaşa gönüllü olmuşlar, gün gelmiş oluşturdukları Kızılay ve tıp heyetleriyle yaralarımızı sarıp gözyaşlarımızı silmişler, dünyada savunmasız ve sahipsiz kaldığımızı düşündüğümüz zamanlarda her zaman yanı başımızda oluvermişlerdir. Tarihin hafızasında kayıtlı, sayısız misaller bulunmaktadır. Mesela 93 Harbi (1877-78)'nin en karanlık safhalarında "Türkler için yapabileceğimiz her şeyi yapmak bizim için farzdır; zira yeryüzünde Müslümanların taşıdıkları haysiyet Türkler yüzündendir." (Urdu Ahbar, 17 Agustos 1876, Enverul-Ahbar, 1 Ağustos 1877) diyerek başlattıkları yardım kampanyaları ile o tarihler için muazzam sayılabilecek bir meblağı (125.000 Osmanlı Lirası) İstanbul'a ulaştırmışlardır (Osmanlı Arşivi, Defter-i İane-i Hindiyye, s. 108-109).

Bu rakamın ve fedakarlığın önemi, eğer aynı tarihlerde o ülkenin yaşadığı ve birkaç milyon insanını kaybettiği kuraklık ve açlık felaketi dikkate alınırsa daha net anlaşılacaktır. 1897 Osmanlı-Yunan savaşında Karaçi halkının İstanbul'a çektiği bir telgraf metninde yer alan şu ifadeler de kayıtlardadır: "Bütün servetimiz, evlerimiz, mülklerimiz, bedenimiz ve ruhumuz büyük İslam hükümetinin yoluna feda olsun." (Malumat, 5 Haziran 1897). İşte 1911 Trablusgarb Savaşı sırasında zamanı donduran bir hemhal olma keyfiyeti. Osmanlı Devleti'ne haksız yere savaş açan İtalyan hükümetini ve mallarını boykot mitingi: "Bir kuruş bile düşman cebine gitmemelidir." Sebilürreşad bu boykotun maliyetinin İtalyanlara yıllık en az 5 milyon sterlin olduğunu not etmiştir (19 Receb 1330).

Balkan savaşlarında oluk oluk Osmanlı kanı aktığı zamanlarda şimdi belki de yıkıntılar arasında kalmış bir meydanda, binlerce km uzaklıktaki kardeşlerinin acısını yüreklerinde hisseden çaresiz halk bir telaş içindedir. Osmanlı için yardım sandıkları açılmış, herkes ellerinde ne varsa buraya yetiştirmektedir. Genç kızlar çeyizliklerini, öğrenciler harçlıklarını velhasıl herkes ne imkanları varsa 'tek Osmanlı yaşasın diyerek' buraya taşımaktadır. O topraklar o zamanlar İngiliz hakimiyetindedir. Gelişmeleri takip eden bir İngiliz görevlinin kaleminden rapor edilen şu ifadeler kelimelerin anlam sınırlarını zorladığı bir vakayı da kaydetmiştir: "Herkes elindeki her şeyi Osmanlı'ya yardım için getirip bırakıyordu. Bir ara kalabalık telaşlandı, bir hareketlilik görüldü. Kucağında bebek bulunan fakir bir kadın can havliyle sağa sola koşuşturuyor, 'Yok mudur bir hayırsever, Allah rızası için bu çocuğumu satın alsın, bedelini Osmanlı'ya göndereyim.' diyordu. Herkes şaşkın, herkes perişandı. Yürekler parçalanmıştı sanki. Hemderd olmanın bu derecesi mümkün müydü? Neyse ki bir hayır sahibi kadın adına istediği meblağı yardım sandığına, çocuğu da annesine bıraktı." (Hindistan Arşivi, H. Pol, Ekim 1913) Birinci Dünya Savaşı yılları tam bir kader imtihanı idi o insanlar için. Bir tarafta ülkenin hakimi İngilizler bir taraftan gönüllerin hakimi Osmanlılar vardı. Binlercesi hapsedildi, bütün aydınları sürgün. Gazeteleri kapatıldı. Yine de yürekleri Osmanlı için çarpmaya devam etmişti. Mevlana Muhammed Ali'nin Comrade gazetesinde yer alan "Türklerden bizim için de dua etmelerini bekliyoruz, zira sadece onlar bizim ızdırabımızı ve çilemizi tahayyül edebilirler." ifadeleri belki de başka söze hacet bırakmayan netliktedir. Ve savaşın akabinde yaşanan sonu belirsiz bir fedakarlık imtihanı "hilafet ve hicret hareketleri". İngiliz hükümetinin resmi tarihçisi Theodore Morison'un gözlemleri şöyle: "Peşaver'den Argot'a bütün Müslümanlar Türkiye üzerine yoğunlaşmışlar. Evlerine kapanmış kadınlar bunun için gözyaşı döküyorlar... Artık başka hiçbir şey konuşulmuyor ve düşünülmüyor."

Vefa sırası Osmanlı'nın torunlarında!

Siz hiç Sevr'e karşı başka bir ülkede milyonlarca insanın bütün varlıklarını feda edip, evlerini, yurtlarını terk ederek, yalınayak yollara düşerek karşı çıktığını işitmiş miydiniz? Pakistan da onlardan biriydi. Milli Mücadele'mizde kendi çaresizliklerine rağmen yemeyip içmeyip gönderebildikleri ianelerle bizi hiç yalnız bırakmadıkları da hafızalarımızdadır. O günlerin halet-i ruhiyesini destansı bir şekilde bize aktaran bir başka kayıt sahibi de şair Muhammed İkbal'dir. Lahor'da binlerce kişinin katıldığı bir Osmanlı gündemli toplantıda dudaklarından şu sözler dökülür: "Bu dünyadan göçmüştüm. Melekler beni rahmet ayetinin sahibi Hz. Peygamber'in huzuruna çıkardılar. Hz. Peygamber buyurdu: 'Ey Hicaz bahçesinin bülbülü, senin her goncan senin terennümünün ateşi ile ısındı, senin gönlün aşk şarabıyla coşkundur. Senin coşkunluğun Allah'a secde ve niyazda bulunmaktır. Dünyanın alçaklığından göklere doğru uçtuğun zaman melekler sana yüksekliğin sırrını öğrettiler. Cihan bahçesinden çıkıp bana bir koku gibi yaklaştın, söyle bana ne gibi bir hediye getirdin.' dedi. 'Ya Muhammed (sas) varlık aleminde binlerce gül, lale var; ama ne renk ne de koku hepsi vefasızdır. Yalnız bir şey getirdim; bir şişe kan ki eşi yoktur cennette bile. Bu senin ümmetinin namusu, vicdanıdır. Bu, şehid Mehmetçiğin kanıdır.' dedim."

O İkbal'in, o 'fakir kadın'ın halkı şimdi bizden bekliyor aynı duyguyu. Tıpkı Mevlana Muhammed Ali'nin yazdığı gibi, bu acıyı en iyi biz hissederiz. Bu rahmet ve mağfiret ayında dualarımızda, iftar sofralarımızda onlarla beraber olmak vaktidir. Şimdi bizim de tarihe onlar gibi bir kardeşlik ve vefa sahifesi daha kaydetme zamanıdır. Şimdi Ramazan gibi Ramazan zamanıdır.

Prof.Dr. Azmi ÖZCAN
Bilecik Üniversitesi Rektörü
http://www.ayb.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=162&Itemid=39

kilimanjaro

Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Şair Mehmet Akif Ersoy'un "Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın" dediği Kurtuluş Savaşı'nın zor yıllarıydı. Maddi sıkıntılar, açlık ve yoksulluk içinde ülkemizi işgal eden yadi düvele karşı ölüm kalım savaşı veriyorduk.

Trablusgarp' ta, Bingazi' de, Çanakkale' de yalın ayak, yarı çıplak Mehmetçikler, kucağında bebekleriyle Ayşeler, Fatmalar, Nene hatunlar tarihin kaydedeceği bir destanı çile ile ilmik, ilmik örüyorlardı.  Bu mücadele İslam alemi ve dost, kardeş ülkeler tarafından takip ediliyor ve son karakol Anadolu' ya dualar gönderiliyordu.

Pakistan Lahor meydanında büyük bir kalabalık toplanmıştı. Kendileri de fakir ve muhtaç kalabalığın dillerinde dua, gözlerinde yaş vardı. Hatipler içten konuşmalar yaptılar. Meydan yek vucut olmuş, yürekler Anadolu' da çarpışan Mehmetlerin Ayşelerin ızdırbıyla inliyordu. En son kürsüye yaşlı bir zat geldi. Bu Pakistan'ın çileli günlerinin şairi Dr Muhammed İkbal idi.

Gözleri engin ufuklarda kalabalığa şöyle seslendi. " Şu anda Resululllah (a.s)  karşımda duruyor ve bana " İkbal !  bu kalabalık adına,  dua ve niyazları adına bana hediye ne getirdin " diye soruyor. Bende  " Ya Resulallah sana bir kase kan getirdim. Bu kan Anadolu da dört bir cephede hırz ı can ederek şehid olan Osmanlı ahfadı Mehmetçiklerin kanıdır."  diye cevap veriyorum.  dedi ve sözlerine daha fazla devam edemeyerek olduğu yere yığıldı. O coşkulu, fakir ama civanmert kalabalık  ellerinde, evlerinde ne varsa Lahor meydanına yığdılar.

Gözyaşlarını dualarını onların üzerlerine akıtıp  İstanbul' a gönderdiler. Gönderecek bir şey bulamayan bir ailenin bedelini Mehmetçiğe göndermek için çocuklarını satmaya kalkması  o günlerden hafızalarda kalan, Pakistan' da anlatılan acı öykülerdendir.

Bugün ise Muhammed İkbal' in torunları yürekleri burkan bir felaket ile karşı karşıya, ölüm kalım mücadelesi veriyor. BM genel sekreteri  Banki Moon  "Pakistan da sel sırasında ölenlerin, sağ kalanlardan çok şanslı olduğunu gördüm.

Daha önce benzerini hiç görmediğim bir felakete şahit oldum. "ifadeleriyle müşahadelerini tüm dünya ile paylaşıyordu. Ayrıca oradan gelen hekimlerin anlattıklarından anlaşılıyor ki kolera, sıtma, tifo ve hepatit salgınları bulanık sularda pusuya yatmış, Pakistan lı bebekleri, çocukları bekliyor. Şimdi Lahor'da ölüm kol geziyor.

Bu insanlık adına üzücü tablolara  rağmen dünyanın pek kılının kıpırdamadığına şahit oluyoruz. Ülkemizde ve İslam aleminde de sadre şifa bir yardım faaliyetinin yürütüldüğünü söylemek çok zordur. Tek geçim kaynağı olan topraklarını kaybeden , günlerini oluşan adacıklarda aç ve susuz geçiren kardeş Pakistan halkının çileli imtihanı daha uzun sure devam edecek gibi görünüyor.

Uluslararası Sağlık Eğitim Derneği, Yeryüzü Doktorları gibi sivil toplum örgütlerinin gönüllü doktorları Pakistan'da sağlık hizmetleri veriyor.  Orada yüzleri ağartacak, yaraları saracak kalıcı hizmetler vermeyi hedefliyorlar. Mağdur olan halk kardeş Pakistan halkı olunca yürekler daha bir heyecanla çarpsada  civanmert milletimizin fedakar hekimlerinin felakete uğrayan her insana el uzatma gayreti içinde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Pakistan; sınavlarla sürüp giden hayatımızda, ufkumuzdan süzülüp gitmekte olan rahmet ayı Ramazan ikliminde karşımıza çıkan bir fırsat gibi duruyor. Halkımızın da Kızılay, Kimse Yok mu, İHH, Deniz Feneri, Yardım Eli, Can Suyu gibi yardım kuruluşları vasıtasıyla kardeş Pakistan halkına el uzatacağında şüphe yoktur.

"Ramazan'a eriştiği halde cenneti kazanamayana yazıklar olsun" hitabına mazhar olan bu kutlu ay,  fırsatlarla dolu olduğu kadar çetin imtihanlara gebe bulunuyor. Basiret, fedakarlık, feraset ile Ramazan'ı  uyanık geçirenler onun sonunda maddi ve manevi bayramları kutlamaya hak kazanacaklardır.

http://www.haber7.com/haber/20100904/Muhammed-Ikbalin-halkini-Turkiye-icin-costuran-konusmasi.php


KIZILAY: http://www.kizilay.org.tr/index1.php
Tüm operatörlerden 2868'e boş bir kısa mesaj göndererek 5 TL yardım edebilirsiniz.

KİMSE YOK MU: http://www.kimseyokmu.org.tr/kampanya84-pakistan-sel-kampanyasi.htm
Tüm operatörlerden "pakistan" yazıp 5777'e bir kısa mesaj göndererek 5 TL yardım edebilirsiniz.

İHH: https://www.ihh.org.tr/bagis/?quick=166&language=tr

DENİZ FENERİ: http://www.denizfeneri.org.tr/ramazan10/pakistan.asp

YARDIM ELİ: http://www.ramazan.yardimeli.org.tr/pakistan_sel.php

CAN SUYU: http://www.cansuyu.org/tr/haber/1/152/cansuyu-pakistanda-yaralari-sariyor.aspx
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Pakistan'daki sel felaketi nedeniyle en az 10 milyon kişinin evsiz kaldığı bildiriliyor. BM sözcüsü, BM'nin karşı karşıya kaldığı en büyük insani krizlerden biri olduğuna dikkati çekti.

BM İnsani Yardım Koordinasyon Merkezinin (OCHA) İslamabad'daki sözcüsü Maurizio Giuliano, Sind eyaletindeki son yağışlardan sonra yeni tahminlere göre ülke genelinde en az 10 milyon kişinin evsiz olduğunu belirtti.

Giuliano, bu sayıya, geçici bir çatı bulan ya da okullara yerleştirilenlerin dahil olmadığını, yaklaşık yarım milyon kişinin okullarda barındığını söyledi.

Sözcü bunun, yardım edilecek kişilerin ve bölgelerin sayısı göz önüne alındığında, BM'nin de karşı karşıya kaldığı en büyük insani krizlerden biri olduğuna dikkati çekti.

Pakistan'da temmuz ayının sonunda başlayan seller nedeniyle şimdiye kadar 1700'den fazla kişinin öldüğü bildiriliyor.

BM daha önce evsiz kalanların sayısını 4,8 milyon olarak açıklamıştı.

AA
http://www.haber7.com/haber/20100907/Pakistanda-en-az-10-milyon-evsiz-kaldi.php


"Hayatta kalanların durumu, ölülerden daha kötü...''


Pakistan Kızılay Başkanı Senatör Nilüfer Bahtiyar, 22.08.2010'da Anadolu Ajansına yapmış olduğu açıklamada şunları söylemişti: "Pakistan'a ilk gelen Türk Kızılayı'nın yardım uçaklarıydı, müteşekkiriz''. Pakistan'ın 2005 depreminden sonra çok büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını belirten Bahtiyar, yağmurların 2 hafta daha sürmesinin beklendiğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un, sel bölgesini ziyaret ettiğini anımsatan Bahtiyar, selden 40 milyona yakın kişinin etkilendiğini, 2 bin kişinin kaybolduğunu belirterek, tabloyu şöyle özetledi: "Hayatta kalanların durumu, ölülerden daha kötü...''

HER ŞEY YIKILDI
Asıl sıkıntının selden sonra ortaya çıkacağını ifade eden Nilüfer Bahtiyar, şöyle konuştu: "Selin etkili olduğu bölgede ayakta hiç bir şey kalmadı. Selden etkilenenlerin barınma sorununu gidermek için çadır ve prefabrik ev kuracağımız kuru bir alan yok. Pakistan'ın güney bölgesi olan Sind'de sel devam ediyor. Önüne kattığı her şeyi yok ediyor. Pakistan'ın yüzde 70'i sular altında. Bu da selin, her 10 Pakistanlı'dan birini etkilediğini gösteriyor. Kimse kimseye yardım edemiyor.'' "Dost dosta yardım eder'' diyerek duygularını dile getiren Bahtiyar, 2005'te meydana gelen depremden sonra çalışmalarını sürdüren Kızılay'ın, daha bu çalışmalarını bitirmeden ikinci kez bölgeye geldiğini vurguladı. AA

http://www.sabah.com.tr/Yasam/2010/08/22/olenler_daha_sansli
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Sel felaketi nedeniyle zor günler yaşayan Pakistan halkı için harekete geçen Konya'daki kurum ve kuruluşlar, bölgedeki insanlar için 7 milyon liraya yakın yardım gönderdi. Konya, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzünlenen kampanya çerçevesinde, camilerde toplanan 4 milyon yardım ile nüfuz bazında ülke genelinde en fazla yardım yapan il oldu.

Çocuklar harçlıklarını verdi

Konya İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, "Konya, camilerde yapılan benzer bağış kampanyalarında İstanbul'dan sonra genelde en fazla bağış yapılan il durumunda. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın düzenlediği bu kampanyada nüfus başına düşen oranla Konya, ülke genelinde en fazla bağış toplanan il konumuna yükseldi. Çocuklar harçlıklarını, kadınlar kollarındaki bilezikleri, yüzükleri bozdurup kampanyamıza katıldı. Bunları duyduğumuzda biz de oldukça duygulandık.'' Kimse Yokmu Derneği Konya Şube Müdürü Hasan Aşcı da dernek olarak düzenledikleri kampanyada Konya'da yaklaşık 1,5 milyon lira değerinde giysi, ilaç, gıda ve temizlik maddelerinden oluşan yardım topladıklarını bildirdi.

http://www.bugun.com.tr/haber-detay/119755-pakistan-a-rekor-yardim-haberi.aspx
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Merve'ye, Pakistan Cumhurbaşkanı'ndan teşekkür şildi.

Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, bir yıllık harçlığını selzedelere ulaştıran Konya Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu öğrencisi Merve Tekinay'a teşekkür şildi gönderdi. Merve, şildi alırken gözyaşlarını tutamadı.

Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, ülkesinde yaşanılan sel felaketi sırasında mektupla acılarını paylaşan ve okul harçlığını gönderen Özel Meram Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu öğrencisi Merve Tekinay'a teşekkür şildi gönderdi. Pakistan Büyükelçiliği yetkilileri, Konya'ya gelerek şildi Merve'ye teslim etti. Merve'nin arkadaşları da mektubunda "yardımlarımız devam edecek" diyen arkadaşlarını doğrularcasına Pakistanlı misafirlerine 10 bin liralık yardım çeki verdi.
Merve Tekinay, binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan sel felaketinden etkilenerek Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'ye duygularını anlatan bir mektup yazdı. Mektubunda, selden mağdur olan insanların yaşadığı zorlukları haberlerden gördüğünü anlatan küçük Merve, Pakistan halkının Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye'ye yaptığı yardımları hatırlatarak, bugün Türkiye'nin Pakistan halkının yanında olduğunu göstermek istediğini belirtti. Mektubunda, 'Biz sizin dostunuzuz, acılarınızı hep beraber paylaşıyoruz, dualarımız sizinle.' diyen küçük Merve, biriktirdiği 150 TL harçlığını ve en sevdiği oyuncağını sel mağdurlarına yardım amacıyla gönderdiğini vurguladı.

Mektuptan ve zarftan çıkan 150 TL yardımdan çok etkilenen Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, bunu basın aracılığıyla bütün ülke halkıyla paylaştı. Zerdari, Türkiye'den ülkesine uzanan yardım elinin en küçük sahiplerinden biri olan Merve Tekinay'a özel şilt takdim ederek teşekkür etti. Zerdari'nin hazırlattığı teşekkür şildi, dün Merve'nin okulunda düzenlenen törenle kendisine takdim edildi. Şildi Pakistan Büyükelçiliği Müsteşarı Muin-ül Hak ile Basın Ataşesi Abd-ül Ekber'in elinden alan Merve 'Keşke elimden daha çok yardım etmek gelseydi.' diyerek, duygularını ifade etti. Konya Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin'in de katıldığı törende Okul Müdürü Hüseyin Taş, Pakistanlı misafirlere bir jest daha yaptı ve okulların ilk haftasında öğrencilerin katkılarıyla toplanan 10 bin liralık yardım çekini Pakistanlı yetkililere teslim etti. Beklenmedik yardım çeki karşısında duygulanan Pakistanlılar Pakistan halkının Türk halkının yardımlarını ve kardeşliğini hiçbir zaman unutmayacağını vurguladı.

Pakistan'da2,5 milyon çocuk okul yüzü göremedi

Pakistan'daki sel felaketinde okulların yıkılıp zarar görmesi nedeniyle 2,5 milyon öğrenci okulsuz kaldı. Geçtiğimiz hafta ders başı yapan Pakistan'da öğrencilerin bir kısmı çadır kentlerde kurulan geçici sınıflarda eğitimlerini sürdürüyor.

Acil yardım bekleyen ülkede gıda ve barınma sorunları devam ederken okulların yüzde 6'sı da selden zarar gördü. Buda yaklaşık 2,5 milyon öğrenicinin okulsuz kaldığı anlamına geliyor. BM verilerine göre 5. 500 okulda da selden etkilenen felaketzedeler yerleştirilmiş. UNESCO Resmi Temsilcisi Ömer Amal, bu rakamların daha da artacağını söylüyor. Selin ardından zarar tespit çalışması yapılamadığını belirten Ömer Amal, eğitimdeki bu zararın Pakistan'ın geleceğini de etkileyeceğini ifade etti. Kırsal bölgelerde eğitimin zaten düşük olduğunu aktaran Ömer Amal, "Sellerde eğitim büyü zarar gördü. Toplam 9 bin 780'den fazla devlet okulu zarar gördü. 2.700 okul tamamen yıkılmış. 7 bin okul ise kısmen zarar görmüş. Bu rakama özel okullar da eklendiğinde rakam 10 bini geçiyor." İfadesinde bulundu. Mehmet Ali Poyraz - İslamabad.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1032922&title=yardimsever-merveye-pakistan-cumhurbaskanindan-tesekkur-sildi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Pakistan, yaklaşık 2 ay önce tarihin en büyük sel felaketlerinden birine sahne oldu. Sevdiklerini kaybedenler, evsiz kalanlar, ürünleri ziyan olanlar, hastalık, açlık...

Türkiye, kardeş ülke Pakistan'a yardım için kolları sıvadı ve iki ülke arasındaki kadim dostluk pekişti. Bu süreçte gelişmelere Türkiye'den tanıklık eden Pakistan Başkonsolosu Dr. Yousaf Junaid, "Pakistan'da halkın Türkiye'ye sevgisinin büyük olduğunu biliyorum; ama felaketle birlikte burada da Pakistan'a duyulan muhabbeti yaşadım." dedi. Türk insanının, yardım talebi olmadan Pakistan'a koşmasının kendisini çok etkilediğini kaydeden Junaid, "Kurtuluş Savaşı'nda fakir Pakistan halkı her şeyini Türkiye'ye gönderdi. Türkiye de bizim bağımsızlığımızı tanıyan ilk ülke oldu. Bu süreç devam ederek bugünlere geldi." ifadelerini kullandı. Felaketten sonra birçok vatandaşın ve yetkili insanın konsolosluğa gelerek yardımda bulunduğunu ve acılarını paylaştığını dile getiren Junaid'i en çok etkileyen sahne ise 80 yaşlarında emekli bir öğretmenin konsolosluğa gelerek tüm maaşını yardım olarak bağışlaması olmuş.

"Türk insanı, maddî yardımdan öte en az benim kadar Pakistanlılar için üzüntü hissediyor. Bu ilişki, dostluktan çok kardeşliği ortaya koyuyor." diyen Junaid'i, Emine Erdoğan'ın Pakistan'a yardım için düzenlediği iftarda yaptığı konuşma da çok etkilemiş. Konsolos, konuşmanın tek bir kelimesini bile anlamadığını; ancak Emine Erdoğan'ın gözlerinden ve ses tonundan üzüntüsünü fark ettiğini belirtti.

Türk insanının Pakistan'daki felaketi hayatın her anında hatırladığını anlatan Junaid, "Sokaktaki posterler, camilerde Pakistan'ı soranlar, yardım etmek için konsolosluğa gelenler, toplu taşıma araçlarındaki afişler... Hepsi çok güzel; ama önemli olan buradaki eşi bulunmaz kardeşlik ilişkisi. Pakistan dışında bir yerde yaşıyorum; ama kendimi Pakistan'dan uzakta hissetmiyorum." dedi. Junaid, bundan sonra Pakistan'ın kalkınması için yardımların dışında ticari işbirlikleri yapmak gerektiğine dikkat çekti.

YASEMİN BUDAK
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1035914&title=80-yasindaki-emekli-ogretmenin-maasini-pakistana-bagislamasini-asla-unutamam
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan'da yaşanan bir olayı anlatırken gözleri doldu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstişare Toplantısı'nda Kurtuluş Savaşı'na destek vermek için toplanan Pakistanlılar'a hitap eden şair Muhammed İkbal'in topluluğa hitaben yaptığı konuşmayı hatırlattı. Pakistan'ın Türkiye için büyük öneme sahip bir ülke olduğunu kaydeden Erdoğan, yaşanan olayı anlatırken gözleri doldu.

http://yenisafak.com.tr/Politika/?t=16.10.2010&i=283404
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Birleşmiş Milletler (BM), uluslararası toplumun Pakistan'daki selzedeler için sağladığı yardımların bitmek üzere olduğunu, milyonlarca sel mağduru için yeni ve devamlı maddi kaynağa ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.

BM sözcüsü Stacey Winston, başkent İslamabad'da düzenlediği basın toplantısında, yaklaşan kış şartlarını da göz önüne alarak, Pakistan'a acil ve düzenli yardım sağlanması için uluslararası toplumu yeniden harekete geçmeye çağırdı.

Azalan kaynaklar nedeniyle acil yardım çalışmalarının yavaşladığına işaret eden Winston, ''Öngördüğümüz hazırlıkları zamanında tamamlayamazsak sel mağdurları kış şartlarında yeni krizlerle karşı karşıya kalabilir'' dedi.

BM geçen ay, Pakistan'da 8,5 milyondan fazla insanın gıda, su, barınma ve diğer temel ihtiyaçlara muhtaç olarak yaşadığını, acil yardımların devam etmesi için 2 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu, şimdiye dek uluslararası toplumun 718 milyon dolar yardımda bulunduğunu açıklamıştı.

Pakistan'da temmuz ve ağustos aylarındaki sellerde 2 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 20 milyondan fazla kişi de sellerden etkilenmişti.   

AA
http://www.haber7.com/haber/20101104/BM-Pakistan-yardimlari-bitmek-uzere.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Büyük Birlik Partisi (BBP), sel felaketine maruz kalan Pakistan'da helikopter kazasında hayatını kaybeden eski genel başkanları Muhsin Yazıcıoğlu'nun da adının verileceği, 20'şer konuttan oluşan 5 adet köy yapılması için bir kampanya başlattı.

BBP İstanbul İl Başkanı Bayram Karacan, İl Başkan Yardımcısı Muhittin Açıcı ve İHH İnsani Yardım Vakfı Başkan Yardımcısı Ahmet Emin Dağ ile düzenlediği basın toplantısında kampanyaya ilişkin bilgi verdi.

BBP olarak, büyük vefa borcu duydukları Pakistan halkına yardımda bulunabilmek için İstanbul İl Başkanlığı koordinasyonunda İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı ile birlikte bir kampanya başlattıklarını bildiren Karacan, şunları söyledi.

''Selden mağdur olan kardeşlerimiz için ortalama 20 konutluk, 5 adet köy yaptırmak üzere bir kampanya başlatmış bulunmaktayız. Bu kampanyayı İHH ile birlikte yürüteceğiz. Bu köylerde yapılacak olan konutların her biri eşyasıyla birlikte 5 bin 500 dolara mal olacak. Kurulacak bu köylere BBP'nin kurucusu ve ebedi lideri Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismi başta olmak üzere, Hoca Ahmet Yesevi'nin, Şeyh Şamil'in, Mehmet Akif Ersoy'un ve Aliya İzzetbegoviç'in isimlerini vereceğiz. Yani Muhsin Yazıcıoğlu köyü, Hoca Ahmet Yesevi köyü, Şeyh Şamil köyü, Mehmet Akif Ersoy köyü ve Aliya İzzetbegoviç köyü olmak üzere 5 adet köy kurmayı hedefliyoruz. Gelecek olan yardım miktarı, hedeflediğimiz 5 köyden daha fazla yardım toplanırsa milletimizin diğer milli ve manevi önderleri adına da köyler kuracağız.''

Bayram Karacan, kalıcı konutların temelini 2 ay içinde atmayı ve bahar aylarında da sahiplerine teslim etmeyi hedeflediklerini kaydederek, Türk halkını kampanyaya destek olmaya çağırdı.

Kampanyaya destek verenlerin Avea ve Turkcell hatlı cep telefonlarından ''Birlik'' yazıp ''3072'' ye bir mesaj atmaları halinde her bir mesaj ile 5 TL yardım yapmış olacaklarını ifade eden Karacan, ayrıca, BBP genel merkezi bünyesinde Vakıfbank Başkent Şubesinde açılmış olan ''00158007297616830'' TL ve ''00158048012606838'' hesap numaralı avro hesabına nakit olarak yardımların gönderilebileceğini bildirdi.AA

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1037243&title=muhsin-yazicioglunun-adi-pakistanda-yasayacak


BBP'nin Pakistan'a yardım kampanyasına Gülefer Yazıcıoğlu başkanlık ediyor


Büyük Birlik Partisi(BBP)'nin Pakistan için oluşturulan yardım komisyonunun başkanı partinin eski genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu oldu.

BBP büyük bir sel felaketi yaşayan Pakistan için yardım kampanyası başlattı. Pakistan için başlatılan yardım kampanyası için oluşturulan komisyon başkanlığına Muhsin Yazıcoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu getirildi. Gülefer Yazıcıoğlu Pakistan için başlatılan böyle bir kampanyada kendisinin parti tarafından seçilmiş olmasından ve böyle bir organizasyon içinde bulunmaktan çok mutlu olduğunu belirtti. Yazıcıoğlu, Pakistan'da yaşananları televizyon karşısında izleyip üzüldüğüne işaret ederek, "Şimdi onlara yardım etme vakti geldi." dedi.

Pakistan'da yaşanan olaylardan büyük bir acı duyduğunu anlatan Yazıcıoğlu, şunları söyledi: "Bizlerde tarih boyunca düşkünün, mazlumun, hep yanında olmuş bir milletiz. Pakistan da hep bizlerin yanında oldu. Yaradılanı yaradandan ötürü severiz sözünden dolayı yardımda bulunmak istedik. İnşallah Allah muvaffak eder ve yaraları sarmamıza yardımcı olur."

BBP tarafından düzenlenen bu yardım kampanyalarının ilki '24 saat kesintisiz Demokrasi için Evet' toplantısında başlamıştı.

(CİHAN)
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1019081&title=bbpnin-pakistana-yardim-kampanyasina-gulefer-yazicioglu-baskanlik-ediyor

kilimanjaro

Tarihinin en büyük sel felaketini geçtiğimiz ağustos ayında yaşayan Pakistan'da, gözleri sürmeli, elleri kınalı çocuklar, hayata yaşadıkları çaresizliğin hüznüyle bakıyor.

Anıl Bağrık'ın haberi

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, yaklaşık 3,5 ay önce yaşanan selin etkilerinin aradan geçen süreye rağmen silinmediği Pakistan'da, özellikle selin en çok etkili olduğu ülkenin kuzey bölgesinde, halk barınma, gıda ve sağlık sorunu yaşıyor.

Selin evlerini yıktığı vatandaşlar, Türkiye'den devlet ve sivil toplum kuruluşlarının uzattığı yardım eliyle yaralarını bir nebze olsun sarmaya çalışırken, felaketin en küçük tanıkları ise bölgede yaşayan çocuklar oluyor.

Pakistan'ın kuzey bölgesinde başkent İslamabad'a bağlı Hayrabad kasabasında yaşayan çocuklar, oyunlarını selin yıktığı evlerin arasında oynuyor.

Çocukların çoğu çorapsız giydikleri terliklerle dolaşırken, kimi çocuklar da ayaklarına giyecek hiçbir şey bulamıyor.

Peşaver kenti yakınlarındaki Cihangir kasabasında da çocuklar küçük kanallar halinde mahallelerin içinden geçen kanalizasyonların kokusu altında yaşamak zorunda kalıyor.

GÖZLERİ SÜRMELİ, ELLERİ KINALI

Pakistan'da erkeklerinde aralarında bulunduğu çocukların gözlerine küçük yaşta sürme çekiliyor. Elleri kınalı kız çocukları da giydikleri yöresel kıyafetler ile adeta bir gökkuşağı gibi.

Pakistan'da fakirliği küçük yaşlarda yaşayarak öğrenen gözleri sürmeli, elleri kınalı çocuklar hayata yaşadıkları bu çaresizliğin hüznüyle bakıyor.

Çocukların bu hüzünlü bakışları dönem dönem çeşitli derneklerin yaptığı yardımlarda kendilerine verilen, bazısının hayatında ilk kez sahip olduğu küçük oyuncaklarla yerini geçici de olsa mutluluğa bırakıyor.



AA
http://www.haber7.com/haber/20101118/Pakistanin-huzunlu-bakisli-cocuklari-GALERI.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a Pakistan'da sivillere verilen en yüksek ödül olan Hilal-i Pakistan (Pakistan Hilali) ödülü verilecek.

Emine Erdoğan'ın Pakistan-Türkiye ilişkilerine katkısından dolayı layık görülen ödül, gelecek hafta Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirecek olan Pakistan Başbakanı Yusuf Gilani tarafından takdim edilecek. Emine Erdoğan, Pakistan'ı vuran sel felaketinin ardından eylül ayında bu ülkeye giderek selzedeleri ziyaret edip, yardım faaliyetlerinde bulunmuştu.

Hilal-i Pakistan ödülü, uluslararası kamuoyunda İslamofobiye karşı verdiği mücadele ve Keşmir konusundaki çabaları nedeniyle mart ayında da İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu'na Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari tarafında verilmişti.

http://www.haber7.com/haber/20101204/Emine-Erdogana-ulkenin-en-buyuk-odulu.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.