Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

03 Mayıs 2024, 19:10:47

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 156
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 123
Total: 123

Pimini çekip bombayı eline tutuşturdu: 4 eri komutanın cezası öldürdü!

Başlatan kilimanjaro, 26 Ağustos 2009, 18:24:51

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Elazığ'da tim komutanı, nöbette uyuyan askere ceza olarak pimini çektiği el bombasını tutmasını emretti. Bomba patladı, dört şehit. Koçyiğitler Taburu'nda 10 gün önce meydana gelen patlamanın kaza olmadığı belgelendi. Teğmen Mehmet Tümer, mevzide uyuyan İbrahim Öztürk'e çok kızmış. Ceza olarak da, pimini çektiği bombayı Er Öztürk'e vermiş. Elinde basılı tuttuğu bombayla 45 dakika yardım isteyen er gücü tükenince patlama olmuş.

Tarih, 17 Ağustos 2009. Haber ajansları, abonelerine, Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde bir askerin elinde bulunan bombanın kazayla patlaması sonucu dört askerin şehit düştüğünü geçiyordu. Haberlere göre Er İbrahim Öztürk'ün elindeki bombanın kazara patlaması nedeniyle kendisi ve yanındaki arkadaşları İbrahim Yaman, Ali Osman Altın ve Mesut Bulut şehit olmuştu.

Ancak Taraf'ın ulaştığı ifade tutanakları, olayın, bir kaza sonucu değil, nöbette uyuyakalan Er İbrahim Öztürk'ün, komutanı Teğmen Mehmet Tümer tarafından cezalandırılmak istenmesi nedeniyle yaşandığını gösterdi.

Teğmen, pimini çektiği el bombasını Er Öztürk'e verdikten sonra, "Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın" dedi. Ama pimi almak için çok uğraşan Öztürk, uzun süre elinde tuttuktan sonra bomba patlayınca üç arkadaşıyla birlikte hayatını kaybetti.

Taraf'ın ulaştığı görgü tanıklarının ifadelerine göre, 17 Ağustos 2009'da devriye görevi yapan Uzman Çavuş Şakir Akçan, 05:00-07:00 devriyesini saat 06.00'da attı.

Öztürk ve arkadaşı Ahmet Şensoy'un nöbet yerinde uyuduğunu gören Çavuş Akçan, askerlerden Öztürk'ün mevzideki el bombasını, Şensoy'un ise silahının alev gizleyenini aldı. Amacı askerlerin uyuduğunu kanıtlamasıydı.

Sabahın erken saatlerinde de nöbetçi askerlerin uyuduğunu söyleyip, komutanı Teğmen Mehmet Tümer'e el bombası ve alev gizleyenini verdi.

Pimi çekti bombayı verdi
Teğmen Tümer vakit kaybetmeden, İbrahim Öztürk'ün nöbet tuttuğu mevziye gitti. Er Öztürk'e el bombasının nerede olduğunu sordu. Er Öztürk, mevziye bakmasına rağmen bombayı bulamadı. Teğmen Mehmet Tümer, "Akşam uyuduğun için alındı" diyerek elindeki el bombasını asker İbrahim Öztürk'e gösterdi. Ardından da pimini çekerek kendisine verdi. "Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın" demeyi de ihmal etmeyerek mevziden ayrıldı.

Komutan pimi geri vermedi
Elinde pimi çekilmiş el bombası bulunan Er Öztürk, Teğmen Tümer'in bulunduğu mevziye giderek, "25 yaşına geldim. 75 gün askerliğim kaldı. Beni öldüreceksiniz" dedi ve pimi kendisinden istedi. Ama Komutan Tümer, "Nöbet yerine git, ben gelip takacağım zamanı biliyorum" karşılığını verdi. Bunun üzerine Öztürk, çevredeki diğer mevzilere, pim aramaya arkadaşlarından yardım istemeye gitti. İkinci kez komutanının yanına geldiğinde yine aynı cevapla karşılaştı.

Tekrar mevziler arasında dolaşmaya başladı. Olayın üzerinden çok geçmeden de arkadaşları Mesut Bulut, İbrahim Yaman ve Ali Osman Altın'ın bulunduğu mevziye geldi. Bu sırada Öztürk'ün elleri terlediği için bomba büyük bir gürültüyle patladı. Öztürk ve üç arkadaşı olay yerinde yaşamını kaybetti.

Böyle bir eğitim yok
Başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren Teğmen Mehmet Tümer, fırsat eğitimi kapsamında el bombasının pimini çektiğini, mandalı bırakmadığı sürece bombanın patlamayacağını şehit Er İbrahim Öztürk'e söylediğini ileri sürdü. Ancak ifadesi alınan sekiz tanık, birlik içinde pimi çekilmiş bir şekilde el bombası eğitimi verilmediğini vurguladı.

Görgü tanığı erler olay anını anlattı

Piyade Çavuş Yiğit Acar: Şakir Uzman çantasından alev gizleyen ve el bombası çıkarıp, uyuyan askerlerden aldığını söyledi. El bombası ve alev gizleyeni Mehmet Teğmen'e verdim. O da 15-20 dakika sonra İbrahim Öztürk'ün yanına gitti ve geri geldi. Kütüklüğünden bir el bombası pimi çıkardı. El bombasından çıkarıldığını anlayan Soner Astsubayla Şakir Uzman, 'ne yaptınız diye sordu. Mehmet Teğmen 'ona iyi bir ders olsun' dedi.

P. Uzman Çavuş Şakir Akçan: Devriyede İbrahim Öztürk'ün gözetleme yapması gerekirken uyuduğunu tesbit ettim. Yanındaki el bombasını aldım. Amacım sonradan uyuduğunu inkâr etmesini önlemekti. Ayrıca Emrah Göz'ü de uyurken gördüm ve onun da silahının alev gizleyenini almıştım. Mehmet Teğmen saat 09:30'da uyandığında durumu kendisine bildirdik. Mehmet Teğmen, malzemeleri alıp yanımızdan ayrıldı. 15-20 dakika sonra Mehmet Teğmen ardından da İbrahim Öztürk mevziye geldi. Teğmen, İbrahim'in mevziden ayrılmamasını, birazdan gelip pimi takacağını söyledi. Bombanın piminin çıkartıldığını anladık. 15-20 dakika sonra da patlama oldu.

Piyade Er Recep Koyuncu: Mehmet Teğmen, İbrahim'in mevzisine geldi. 10 dakika oturdular. Teğmenin elinde el bombası vardı, bombasının pimini çekip, İbrahim'e verdi. "Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın" dedi ve havan mevzisine gitti. İbrahim,  teğmenden pimi vermesini istedi. "25 yaşındayım. 75 günüm kaldı, beni öldüreceksiniz" dedi. Mehmet Teğmen mevzisine gitmesini, zamanı gelince pimi takacağını söyledi. İbrahim daha sonra tekrar teğmenin yanına gitti. Pimi istedi. Teğmen yine vermedi. 5-10 dakika sonra da patlama oldu.

Bombayı verdim bekle dedim
Dört askerin hayatını kaybettiği olayla ilgili 8. Kolordu Komutanlığı tarafından soruşturma başlatıldı. Teğmen Mehmet Tümer'in ifadesi şöyle: "17 Haziran 2009 tarihinde de taburun geçici olarak görevlendirildiği Elazığ-Karakoçan Nohuttepe Üs Bölgesi'ne katıldım. 16 Ağustos 2009 tarihine kadar Tim Komutanı olarak görev yaptım. Tabur Elazığ İl Jandarma Komutanlığı'nın harekât ve komutasına verilmişti.
16 Ağustos 2009 tarihinde Nohuttepe Üs Bölgesi'nden timimle birlikte saat 20:30 civarı ayrıldım. Yaya intikalle Düztepe mevkiine gittik. Saat 23:00 civarı geçici üs bölgesi tesis ettik ve sabaha kadar gözetleme yaptık. Saat 09:30'da uyandığımda Uzman Çavuş Şakir Akçan Bixi mevziinde görevli İbrahim Öztürk ve Ahmet Şensoy'un uyuduğunu tesbit ettiğini ve İbrahim Öztürk'ün el bombasını aldığını bildirdi.

İbrahim'e bombasını sordum
Saat 10:30 civarında İbrahim Öztürk'ü mevziinde ayakta gördüm, yanına gidip el bombasının nerede olduğunu sordum. Bu sırada Ahmet Şensoy istirahat için uyuyordu. İbrahim el bombasını mevzii içinde aradı, bulamadı.
Halen el bombasının alınmış olduğundan haberdar değildi. Normalde mevziye yerleştiklerinde el bombalarını mevzi içinde ulaşabilecekleri bir yerde muhafaza etmeleri gerekir. El bombasını bulamayınca beraberimde götürdüğüm bombayı göstererek 'burada, gece uyuduğun için alındı' dedim.
Fırsat eğitimi kapsamında el bombasının pimini çekerek 'mandalını bırakmadığın sürece patlama' deyip bombayı eline verdim. Bundan maksadım, el bombasının önemini kavraması idi.
Mevziinden ayrılmamasını emrederek mevziime döndüm. İki mevzi arasında yaklaşık 15 metre kadar mesafe vardır.
Mevzide iken İbrahim Öztürk'ün, kendi mevziinin batısındaki roket mevziine gittiğini gördüm. Bu iki mevzii arası takriben 20 metre kadardır. Uyarıp mevziisinde beklemesini emrettim.
Yanıma geldi. Pimi istedi. Gelip takacağımı söyleyip mevziisine gitmesini istedim. Mevziine döndü, bir iki dakika sonra tekrar roket mevziine gittiğini fark ettim. Bu kez yanıma çağırdım, tekrar mevziine gidip oturmasını, pimi gelip takacağımı söyledim. Bu sırada ben kendi mevziimde idim.

Döndüm ve patlama sesi duydum
Yanımda Yiğit Acer, 5 metre kadar yakınımda Soner Süvarı Astsubay ile Şakir Akçan Uzman Çavuş vardı, İbrahim mevziine döndü.
Ben de Şakir Uzman ile Soner Astsubay'ın yanına gittim. Yaklaşık 15 dakika kadar sonra patlama sesi duyuldu. Saati hatırlamıyorum, 11:00- 11:30 arası olabilir. Sonradan duyduğuma göre İbrahim elindeki el bombasıyla benim göremeyeceğim şekilde üç mevzi dolaşmış, üçüncü mevzide patlama gerçekleşmiş. Patlama sesini duyunca koşarak sesin geldiği yere gittim. İbrahim'in mevziinin önünde şiarın üzerine yüzükoyun yığıldığını gördüm..."

http://www.taraf.com.tr/haber/39631.htm
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Elazığ'da, nöbette uyuduğunu iddia ettiği askerin eline pimi çekilmiş el bombası verip 4 askerin şehit olmasına sebeb olan Teğmen Mehmet Tümer'in yargılanmasına başlandı. Teğmen Tümer bakın kendini nasıl savundu...

8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinde başlayan davanın ilk duruşmasında tutuklu sanık Teğmen Tümer ile şehit Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk'ün babası Hacı Öztürk ile Piyade Er Mesut Bulut'un babası Sinan, annesi Mevlüde ve amcası Bedir Bulut hazır bulundu.

Duruşmada Hacı Öztürk'ün davaya katılma talebi kabul edildi. Sanık Teğmen Tümer'in avukatı Behiç Cantürk'ün ''Kamuoyunun doğru bilgilendirme hakkı ihlal edilmeksizin duruşmaların aleni yürütülmesine karışılmaksızın yayın yasağı getirilmesi'' talebi ise mahkeme tarafından kabul edilmedi.

Askeri savcının iddianameyi okumasının ardından sanık Tümer'in sorgulanmasına başlandı.

Sanık Tümer, sorgusunda İbrahim Öztürk ile asker Emrah Göz'ün uyuduğunun kendisine Uzman Çavuş Şakir Akçan tarafından bildirildiğini, Akçan'ın ''Personelin silah ve teçhizat konusunda bir eğitime ihtiyacı olduğunu'' söylediğini belirterek, kendisinin Akçan'ın verdiği Öztürk'e ait el bombası ile alev gizleyeni alıp bu askerin mevzisine gittiğini söyledi.

''EL BOMBASININ PİMİNİ ÇEKİP...''

Öztürk'e el bombasının sorduğunu, karşılığında ''lakayt'' şekilde ''buradadır'' cevabı aldığını öne süren Tümer, şöyle devam etti:

''(Göster) dedim bulamadı. (Uyuduğun için uzman aldı) dedim. El bombasının pimini çekip (mandalı bırakmadığın şekilde patlamaz) dedim. Ben de bir elimden diğer elime alarak bunu gösterdim. Bombayı verdim. Hiç bir şekilde yerinden ayrılmamasını söyledim. 1-2 dakika sonra elinde bombayı sallayarak ve gülerek roket mevzisine gittiğini gördüm. Kızdım, bağırdım. Mevzine otur dolaşma dedim. Ben, uzman çavuş Akçan, Piyade Kıdemli Astsubay Çavuş Soner Süvari ve habercim Piyade Çavuş Yiğit Acar ile mevzide otururken, Emrah Göz ile İsmail Turunç arasında daha önce bir tartışma yaşandığını öğrendim. Onlar ile konuşurken İbrahim Öztürk geldi. Bana, (Tek biksi mühimmatı elinde patlamış adamım. Bunu da patlatırım. Pimini verin) dedi. Ben de bu olayı çözdükten sonra gelip pimi takacağımı söyledim. İbrahim daha sonra hücum elemanları mevzisine gitmiş.''

ACILI BABANIN, ''4 ASKERİN ÜZERİNE EL BOMBASI ATTI'' İDDİASI

Tümer, ''Hiç bir şekilde 4 askerimin şehit olmasını istemezdim. Kasıtlı bilinçli bir şey değil. 56 günlük meslek hayatımın tecrübesizliği oldu. Başında beklemem gerektiğini öngöremedim. Öztürk'ün başında beklemeyi akıl edemedim'' dedi.

Sanık Tümer'in sorgusunun ardından söz alan baba Hacı Öztürk, Tümer'in oğlunun nöbette uyumasına karşılık devletin öngördüğü cezayı vermesini, askerlik süresini uzatması gerektiğini söyledi. Öztürk, ''Tümer, bu 4 askerin bir araya gelmesini bekledi. Ondan sonra 4 askerin üzerine el bombası attı'' iddiasında bulundu.

SORULAR

Müdahil Avukatı Özgür Murat Büyük'ün, ''Daha önce pimi çekilmiş el bombası eline alarak eğitim yapmış mı? Başkasına böyle bir eğitim verildiğini görmüş mü?'' sorusuna Teğmen Tümer, ''Almadım. 56 günlük görev süremde İbrahim her görevde mutlaka uyurdu. İbrahim el bombası atışlarında başarısızdı. Harp Okulunda pimi kendimiz çekip kendimiz atardık'' dedi. Tümer, baba Öztürk'ün, oğlunun nöbette uyumasına karşılık kanuni cezayı vermesi gerektiği yönündeki sözlerine karşılık ''Hiç bir askerimin askerliğini uzamasını istemedim'' dedi.

Tümer, Avukat Büyük'ün ''Nöbette uyumanın cezası nedir?, Daha önce bu yönde ceza vermiş mi?'' sorusuna ise ''Görev sürem içinde her görev dönüşünde eğitim şeklinde bazı disiplin tedbirleri uyguladım'' karşılığını verdi.

Sanık, Avukat Büyük'ün ''Yapılan hareketi eğitim mi yoksa cezalandırma amacıyla mı yaptın?'' sorusuna ise şu cevabı verdi:

''Eğitim maksatlı. Önceki gibi bir disiplinsizliği vardı silah teçhizat konusunda. Bu disiplinsizliğin giderilmesini düşündüm.''

Avukat Büyük'ün soruların karşılık sanık Avukatı Behiç Cantürk, sanığa yönelik ikrar işlemi yapıldığını, sanığın zaten bunları söylediğini kaydetti.

Cantürk, ''Öngörmediği şey başında oturmaktı. İç güvenlik Harekatında 'tek er lider eğitiminde' el bombası konuları bulunuyor. Bunları bilmeden otobüs şoförü gibi sorgulanması hakkaniyete aykırı. Ayrıca askeri kanunda her asker kendisine teslim edilen silah ve cephaneden sorumludur. İbrahim Öztürk de bu şekilde olmuştur'' dedi.

AVUKAT, BİKSİ MERMİSİ VE EL BOMBASI İSTEDİ

Avukat Cantürk, ''Tümer'in, Öztürk'ün şeref ve haysiyeti ile oynaması, veya dövmesinin daha mı iyi olacağını?'' dile getirdiği sırada duruşmayı izleyici olarak takip eden Şehit Mesut Bulut'un babası Sinan Bulut, ''4 kişi mi ölseydi?'' diye tepki gösterdi. Mahkeme heyeti Bulut'u ikaz etti.

Cantürk, Öztürk'ün daha önce elinde biksi mühimmatı patlattığını söylediğini anımsatarak biksi mühimmatı ve el bombası istedi. Mahkeme, bilirkişi tarafından bu malzemelerin getirileceğini bildirdi.

''İTAATSİZDİ'' İDDİASI

Avukat Cantürk, müvekkiline, ''Öztürk'ün daha önce de verilen emirlere itaatsizlik gibi bir durumu olup olmadığını?'' sordu. Tümer, ''Ben 1985 doğumluyum. Öztürk 1986 doğumlu. Verdiğim emirleri gözümün önünde yapardı ama hiç bir şekilde emirlere itaati yoktu. Ben yokken verdiğim emirleri yapmazdı'' diye cevap verdi.

Tümer, Öztürk'e karşı bir husumet besleyip beslemediğine dair soruya ise hiç bir askeri arasında ayrım yapmadığını, her zaman iç içe olduğunu ve onlarla her zaman konuştuğunu söyledi.

Sanık Tümer, şehit Öztürk'ün elinde biksi mühimmatı patlaması olayının ne zaman olduğunu sorusuna ise ''Ben gelmeden önce olmuş. Mühimmatı yere atmış, patlamış. Olayı görenler olmuş. Mühimmatı yere çarpmak suretiyle patlama olmuş'' dedi.

''Size mevzide biksi mühimmatı hakkındaki sözlerinde Öztürk, bu olayın kaza olduğunu mu ifade ediyordu yoksa bir tehditvari edası var mıydı'' sorusu üzerine Tümer, ''Tam olarak çözemedim ama biksi mühimmatı hakkında söylediklerini gülerek söyledi'' diye konuştu.

Bu sırada müdahil avukatı Büyük, Öztürk'ün 1988 doğumlu olduğunu belirtince, Teğmen Tümer, ''Kol içinde 'Moruk' denirdi. Kolun en yaşlı insanı'' diye cevap verdi.

Tümer, hakimin askerliğe ve subaylığa engel bir rahatsızlığı olup olmadığı, bu konuda bir tedavi alıp almadığı sorusuna ise böyle bir durumu olmadığı cevabını verdi.

TANIK ASTSUBAY SÜVARİ

Mahkeme daha sonra Astsubay Kıdemli Çavuş Soner Süvari'yi tanık olarak çağırdı.

Süvari, olayın olduğu gece Öztürk'ün uyuduğunu gördüğünü kendisinin uyumaması için ikaz ettiğini söyledi.

Teğmen Tümer'in el bombasını Öztürk'e pimi çekerek verdiğini görmediğini, ancak Öztürk'ün davranışlarından bu durumun meydana geldiğini tahmin ettiğini belirten Süvari, şöyle devam etti:

''(Komutanım ne yaptınız?) dedim. (Ona ders olsun) dedi. Daha sonra (Komutanım pimi taksanız daha iyi olur, uygun bir davranış olur) dedim. (Gitsin otursun yerine takacağım zamanı biliyorum) dedi.''

Süvari, hakimin sorusu üzerine görevli tim kolu ile ikinci görevi olduğunu, Tümer ile Öztürk arasında bir husumete şahit olmadığını belirtti.

Tanık Süvari, patlamanın ardından Teğmen Tümer'in ''Allah'ım ben ne yaptım? İbrahim sen neden oraya gittin? Beni neden dinlemiyorsun?'' diye bağırdığını, olay yerine koştuğunu söyledi.

Süvari, müdahil avukat Büyük'ün ''Bu olay bir eğitim mi ceza mı size göre? Çünkü Tümer (O'na ders olsun demiş)'' sorusuna ise bu durumu eğitim olarak anladığını belirtti.

''Eğitim ise neden pimi takmasını istedin?'' sorusuna karşılık olarak Süvari, Öztürk'ün olayın önemini anladığını düşündüğünü söyledi.

TANIK UZMAN ÇAVUŞ AKÇAN

Tanık Uzman Çavuş Şakir Akçan ise Öztürk'ün el bombası ile Emrah Göz'ün alev gizleyenini almasının nedeninin, ''bir terörist sızmada ne durumla karşı karşıya gelebileceklerini göstermek, ayrıca time yeni geldiği için uyuduklarını inkar etmelerinin önüne geçmek'' olduğunu söyledi.

Akçan, el bombasının piminin çekildiğini fark ettikten sonra Teğmen Tümer'e ''(Komutanım böyle bir eğitim, ceza olmaz) dedim. O da bana 'cezadan çok fırsat eğitimi) diye cevap verdi'' diye konuştu.

Tanık Akçan, Avukat Büyük'ün ''Pimi çekilmiş el bombası verilmesini eğitim mi ceza mı olarak değerlendiriyorsunuz? sorusuna ''Öztürk gece uyuduğu için ceza olarak algıladığını'' belirtti. Akçan, pimi çekilmiş bombayı elde tutma konusunda kendisinin bir eğitim almadığını kaydetti.

Akçan, ''Öztürk'ün daha önce görevlerde uyuduğunu gördünüz mü sorusuna ise ''Şahıs olarak görmedim. Ama olaydan sonra arkadaşların bu yönde bana beyanları oldu'' dedi.

''YAŞ YAKINLIĞI NEDENİYLE OTORİTEYİ KABUL ETMEME DURUMU MU?''

Bu arada Cumhuriyet Savcısı, Akçan'a ''Öztürk ile Tümer arasında yaş yakınlığı nedeniyle bir otoriteyi kabul etmeme durumu var mıydı?'' sorusuna böyle bir durum görmediğini, time katıldıktan 3-4 gün sonra patlama olayının meydana geldiğini belirtti.

Sanık Tümer ise Akçan'ın el bombası ve alev gizleyeni verdiğinde personelin silah ve teçhizat konusunda disiplinsiz, eğitime ihtiyacı olduğunu söylediğini hatırlatması üzerine Akçan, ''Uyuduğunu söyledim. Disiplinsiz veya bu konuda bir şey demedim'' diye cevap verdi.

''ELİ TERLİYDİ''

Sanığın o dönemdeki emir eri, tanık Piyade Çavuş Yiğit Acar ise Öztürk'ün mevziye geldiğinde elinin terli olduğunu, ''Az bir askerliğim kaldı. Takın artık pimi'' dediğini belirterek, Tümer'in sinirli şekilde ''Geç artık mevzine, gelip takacağım'' dediğini söyledi.

Acar, Avukat Büyük'ün sorusuna karşılık Tümer'in davranışını ''Ceza'' olarak algıladığını dile getirdi.

Şehit Öztürk'ün daha önce biksi mühimmatı patlattığı iddiasıyla ilgili olarak Acar, olay anında sesi duyduğunu belirterek, ''Biksi mermisini elinden düşürerek patlatmış'' dedi.

Acar, ifadesinde el bombasının kendisi tarafından Teğmen Tümer'e verildiğini belirttiği sırada Tümer, ''Habercim yanlış hatırlıyor. Bana Uzman Akçan getirdi'' dedi. Acar ise Akçan'ın kendisine verdiğini, kendisinin el bombasını Tümer'e verdiği iddiasında ısrar etti.

Tanık Acar ayrıca Öztürk'ün timde çay dağıtma görevinde olduğunu, kendisini genel olarak sıcağın da etkisiyle hücum yeleği ve teçhizatsız olarak mevziler arasında gördüğünü belirtti.

Mahkeme, Acar'ın dinlenmesinin ardından diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmaya ara verdi.

Karakoçan'da 17 Ağustosta Koçyiğitler Köyü Düzpete mevkisinde yürütülen iç güvenlik operasyonu sırasında mevzide el bombasının patlaması sonucu Piyade Er Mesut Bulut, Piyade Çavuş İbrahim Yaman ile Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk ve Piyade Onbaşı Ali Osman Altın şehit olmuş, patlamanın Teğmen Mehmet Tümer'in, Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk'e mevzide uyuduğu iddiasıyla pimi çekilmiş el bombasını vermesi sonucu meydana geldiği iddia edilmişti.

Teğmen Tümer 18 Ağustosta sevk edildiği mahkemece ''Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak'' iddiasıyla tutuklanmıştı.

(AA)

http://www.haber7.com/haber/20091014/O-tegmen-el-bombasi-cezasini-anlatti.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Piyade Teğmen Mehmet Tümer ile şehit Piyade Onbaşı İbrahim Öztürk'ün babası müdahil Hacı Öztürk, izleyici olarak da Piyade Er Mesut Bulut'un babası Sinan, annesi Mevlüde ve amcası Bedir Bulut hazır bulundu.

Duruşmada, müdahil ve sanık tarafı olay yerinde keşif yapılmasını istedi. Talep mahkeme tarafından kabul edildi.

Mahkemede, sanık Teğmen Tümer'in talebi üzerine görevli tim kolunda daha önce görev yapan Uzman Çavuş Zeydan Arabacı tanık olarak dinlendi. Arabacı, şehit asker İbrahim Öztürk'ün acemi birliğinden sonra geldiği usta birliğinde devamlı birlikte olduklarını ve 8 ay birlikte görev yaptıklarını söyledi.

Öztürk'ün usta birliğine geldiğinde kendisine mekanik nişancılık ve el bombası eğitimleri verildiğini ifade eden Arabacı, ''Gerçekten disiplinsiz bir askerdi. Hakaret konusu yoktu ama 18 askerin içinde emir verdiğinde alternatif üretip, diğer personele örnek oluyordu. Giyimi bile bir askere yakışmayacak şekilde oluyordu'' dedi.

Arabacı, ''Öztürk'ün bu durumuna karşı ne yaptıklarına?'' dair mahkemenin sorusuna ''İkaz ettik. Ona, bir hatanın hepimize mal olacağını anlattık. Ama gözümüzün önünde arkadaşları ile tartışıyor, dalaşıyordu. Uyarı ve ikazlarla tedbir aldık. Herhangi bir ceza vermedik'' dedi.

Arabacı, müdahil avukat Özgür Murat Büyük'ün ''Disiplinsiz diyorsunuz, disiplin cezası aldığını biliyor musunuz?'' sorusuna ise şunları söyledi:

''Biz askerlerin tezkerelerini alıncaya kadar ceza almamalarını isteriz. Yoksa 20 asker var hepsine tutanak tutalım mahkemeye verelim. Bu tür davranışlar pek gösterilmez. Hataları ikaz ile cezalandırıyoruz. Burada Öztürk'ün babası var. Kusura bakmasın başı sağ olsun. Belki kendisinden başka ben uğraşmışımdır. Ben koluna girip banyoya götürürdüm, getirir yatağına yatırırdım.''

-ÖZTÜRK YARGILANIYOR İDDİASI-

Bu sırada Özgür Murat Büyük, mahkemenin sanık Tümer yerine Öztürk'ü yargılamaya başladığı izlenimi edindiğini belirterek, bu durumun kendisini rahatsız ettiğini söyledi.

Büyük, ''Aylar öncesinde disiplin veya disiplinsizlik konusunda Öztürk'ün yargılanmaya başlanması, bugünkü suç için önemli değil. Önemli olan bu olayla ilgili sanığın davranışıdır. Bu vicdanımı rahatsız ediyor'' diye konuştu.

Büyük'ün bu konuşmasına karşılık sanık avukatı Behiç Cantürk, mahkemenin bir ihtisas mahkemesi olduğunu, sadece bir sonuç yargılamadığını, nedenselliği takip etmek zorunda olduğunu söyledi.

Arabacı, Avukat Cantürk'ün ''İç güvenlik harekatı sürdüren bir birlik ile normal kışla içinde görevini sürdüren bir birlikte yapılan hareketlerin sonuçları itibariyle arada fark var mıdır?'' sorusuna ise ''İç güvenlik harekatında daha büyük boyutlara ulaşır'' diye cevap verdi.

Arabacı, ''Öztürk'ün malzeme unutma gibi hataları var mıydı?'' sorusuna ise ''Hataları çoktu. Gece görüşü, telsizi unuturdu. Göreve giderdik bir daha unutulan malzeme için geri dönerdik. Sıkça unuturdu'' dedi.

-''DİSİPLİNSİZDİ''

Duruşmada daha sonra time el bombalarını veren piyade Çavuş Mustafa Sezer dinlendi. Sezer, time normalde 8 kişiye el bombası verilirken, o gün Öztürk ile birlikte toplamda 3 kişiye daha el bombası verildiğini belirterek, ''Herhangi bir itirazda bulunmadı'' diye cevap verdi.

Öztürk'ün babası Hacı Öztürk bu sırada söz alarak ''Burada hep İbrahim'den söz ediliyor. Suçu İbrahim işlemiş oluyor. Peki diğer 3 tane şehide ne oldu? Bunlar hiç gündeme gelmeyecek mi? Bu beni rahatsız ediyor'' diye konuştu.

Sezer, Askeri Savcının ''Öztürk'ün bariz şekilde disiplinsizliği var mıydı?'' sorusuna ''Disiplinsiz biriydi'' dedi.

Sanık Tümer'in ''Öztürk'ün daha önce yaptığı hatalardan kolun ceza alıp almadığının, bu nedenle eğitim verilip verilmediğinin sorulması isteği üzerine Sezer, bu tür olayların yaşandığını kaydetti.

Sezer, sanık avukatı Cantürk'ün sorusu üzerine de el bombaları verilirken nerede tutulması gerektiği hakkında sanık Tümer'in kendilerini bilgilendirdiğini bildirdi.

Timde görevli asker İsmail Turunç da Öztürk'e olay alanında elindeki bombanın sebebini sorduğunda Teğmen Tümer tarafından uyuması nedeniyle verildiğini söylediğini belirterek, ''İlk defa nöbette uyuyan birisi, hücum yeleksiz dolaşan birisi değildi. Daha önce de eğitim yapıyorduk ama o ana kadar böyle bir ceza olmamıştı. Uyarılar alıyordu. Dönüp eğitim alıyorduk'' diye konuştu.

-OLAY YERİ İNCELEME RAPORU-

Duruşmada daha sonra dinlenen olay yerini inceleyen tim komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Hüseyin Bülbül, patlamanın meydana geldiği mevzide küçük bir patlama çukuru ve etrafta el bombası parçaları olmasından hareketle patlamaya el bombasının neden olduğunu tespit ettiklerini söyledi.

Bülbül, bombanın tapa parçasındaki seri numarasından ABD menşeli M 26 tipi savunma tipi el bombası olduğunu belirlediklerini kaydetti.

Bu arada mahkeme heyetindeki subayın bilgilendirmesi üzerine mahkeme hakimi, Bülbül'e patlamanın yeri hakkında düşüncelerini sordu. Bülbül, ''Yere düşerek patlamış'' cevabını verdi. Bülbül, ancak Öztürk'ün patlama anında ayakta veya oturma hali hakkında bir şey söyleyemeyeceğini belirtti.

Mahkeme, Bülbül'ü dinlemesinin ardından duruşmaya 5 dakika ara verdi.

-MÜDAHİL OLMA TALEBİ-

Ara sırasında, şehit asker Mesut Bulut'un annesi Mevlüde Bulut'a ağlaması üzerine mahkeme bahçesinde ambulansta sağlık kontrolü yapıldı.

Aranın sona ermesinin ardından Bulut'un amcası Bedir ve babası Sinan Bulut mahkeme heyetine müdahil olma talebinde bulundu. Mahkeme, duruşmada zamanın iyi değerlendirilmesi için beyanlara karşı yazılı olarak sorularını sorabileceklerini belirterek, bu talebi kabul etti.

-İDARİ TAHKİKAT HEYETİ-

Duruşmada olayın idari tahkikatını yapan Piyade Albay Fikret Öcal dinlendi.

Mahkeme hakimi, heyet raporunun delil olmadığını, sadece olayın idari yönden bir değerlendirmesi olduğu konusunda tarafları uyardı.

Öcal, incelemeleri sonucunda Teğmen Tümer'in Emniyet ve Kaza Önleme Talimatlarına uygunsuz davranış gösterdiğini ve tecrübesiz olduğu kanaatine vardıklarını söyledi.

Unsur komutanları astsubay ile uzman çavuşun da Teğmen Tümer'in uygun olmayan emrine karşılık müdahalede bulunabileceklerine rağmen bu yönde davranmadıklarını, müdahale etmeyip izlemekle yetinmeleri nedeniyle hafif kusurlu olarak değerlendirdiklerini ifade eden Öcal, Öztürk'ün de komutanının mevzide otur demesine karşılık mevziler arasında dolaşmasının kendilerine mantıklı gelmediğini, Öztürk'ün bir ''Cesaret'' gösterisi davranışı içinde mevzileri gezdiğine kanaat getirdiklerini belirterek, olayın meydana gelmesinde önemli rol aldığı sonucuna vardıklarını bildirdi.

Öcal, müdahil avukat Büyük'ün sorusu üzerine kol komutanının nöbette uyuyan personeline, telsiz aracılığıyla bölük komutanına bildirerek, ceza verdirme yetkisi olduğunu belirtti.

Öcal, ''Öztürk'ün dosyasında bir ceza aldığına dair bilgiye ulaşmadık. Ama eğitim maksatlı disiplin cezası verilebilir. Öztürk'ün iyi bir asker olmasına karşılık disiplinsiz ve şımarık bir yapıda olduğu kanaatine vardık'' dedi. Avukat Büyük, bu arada Öztürk'ün şahsi dosyasının temin edilmesini istedi. Mahkeme, bu talebi kabul etti.

-FIRSAT EĞİTİMİ-

Sanık avukatı Behiç Cantürk söz alarak idari tahkikat heyeti raporunda ''Fırsat Eğitimi'' kavramının yer almadığını söyledi.

Cantürk, şunları söyledi:

''Kara Kuvvetleri Yönergesinin (KKY) 164-1 maddesinde Fırsat Eğitimi var. Normal bir nöbet ile pusu görevi aynı mıdır? Askeri Ceza Kanunu'nun 10. maddesinde ''Silahlı eşkiya düşmandır'' şeklinde tanım yapılmış. Savaştığınız bir devletin askeri ile ''şaki'' aynı olarak değerlendirilmiş.

Teğmen Tümer'in olay anında kişisel olarak bir kanuni ceza verme yetkisi yok. Nasihat. Tekdir zaten kaldırıldı. Dövemez, sövemez. Yapacağı tek bir şey kalıyor o da KKY 164-1'de bahsedilen Fırsat Eğitimi.''

Cantürk, ayrıca İç Güvenlik Harekatı Tek Er Lider Eğitimi kapsamında ''El bombası pimi çekilip tutulabilir. El Bombasının tutma süresi yok. Mevzide el bombası hazır bulundurulmalıdır'' ifadelerinin bulunduğunu belirtti.

Bu tür mevzuatların yayınlanarak düşmana bilgi verildiğini öne süren Cantürk, davaya bu tür konular için yayın yasağı istediklerini hatırlattı.

Öcal ise mesleki tecrübeleri doğrultusunda Tümer'in bu davranışı ''Eğitim ve Korkutmak'' amacıyla yaptığı sonucuna vardığını belirtti.

Duruşma daha sonra tarafların yaptıkları talep doğrultusunda keşif yapılması için ara verildi. Mahkeme, keşfin ardından zaman kalması halinde davaya bugün devam edilerek bilirkişilerin dinlenmesi kararı aldı.

-''TEHDİT İDDİASI''-

Duruşmanın sona ermesinin ardından sanık avukatı Behiç Cantürk, bazı gazetecilere ''Mevzuat gereği şehit olan bir askerin şehitliği sırasında kusurlar ortaya çıkarsa şehitlik beratının geri alınacağı'' bilgisini verdiği sırada, gazetecilerin yanında bulunan şehit Mesut Bulut'un babası Sinan Bulut, mahkeme heyetine Avukat Cantürk'ün kendilerini tehdit ettiğini iddia etti.

Bulut'un bu iddiası üzerine Cantürk, mahkeme hakimine, konunun, mevzuat hakkında gazetecilere bilgi vermekten ibaret olduğunu söyledi.

Sinan Bulut bu sırada hakime ''Şehitlik beratı incelenmeden mi veriliyor? sorusuna ise hakim ''Şehitlik konusu idari bir kısım. Biz bu konuda danışmanlık yapamayız. Tereddütünüz varsa avukat aracılığıyla giderebilirsiniz'' cevabını verdi.

AA

http://www.haber7.com/haber/20091015/Pimi-cekili-el-bombasi-verilen-mi-suclu.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

'El bombası' cezasıyla 4 askerin şehit olmasına neden olan Teğmen Tümer'in tanıkları ve avukatı şehit asker İbrahim Öztürk'ü suçladı. Ailesine de fazla kurcalamaları halinde oğullarının şehitlik beratının geri alınabileceği mesajını gönderdi. 
 
Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde 'nöbette uyuyan' bir askerin eline pimi çekilmiş el bombası vererek patlamasına ve 4 askerin şehit olmasına neden olan Piyade Teğmen Mehmet Tümer'in 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ndeki yargılamasına dün de devam edildi. Müdahil ve sanık tarafının talebi üzerine dün 4 askerin şehit olduğu yerde keşif yapıldı. Öte yandan olay yerinde çekilen görüntüler medyaya dağıtıldı.

DAHA ÖNCE BÖYLE BİR CEZA VERİLMEDİ

Dünkü duruşmada sanık Teğmen Tümer'in talebi üzerine görevli tim kolunda daha önce görev yapan Uzman Çavuş Zeydan Arabacı tanık olarak dinlendi. Arabacı, 8 ay birlikte görev yaptığı İbrahim Öztürk'ün 'disiplinsiz bir asker' ve 'giyimi bile bir askere yakışmayacak şekilde' olduğunu iddia etti. Çavuş Mustafa Sezer de şehit Öztürk'ü suçlayarak 'disiplinsiz' olduğunu anlattı. Timde görevli asker İsmail Turunç ise "İlk defa nöbette uyuyan birisi, hücum yeleksiz dolaşan birisi değildi. Daha önce de yapıyordu ama o ana kadar böyle bir ceza olmamıştı. Uyarılar alıyordu. Dönüp eğitim alıyorduk'' dedi.

DİĞER 3 ASKERİN SUÇU NEYDİ?

Teğmen Tümer'in talebiyle dinlenen askerlerin şehit İbrahim Öztürk'ü suçlaması üzerine Öztürk ailesinin avukatı Özgür Murat Büyük, mahkemenin sanık Tümer yerine şehit Öztürk'ü yargılamaya başladığından şikayet etti. Öztürk'ün babası Hacı Öztürk de söz alarak ''Burada hep İbrahim'den söz ediliyor. Suçu İbrahim işlemiş oluyor. Peki diğer 3 tane şehide ne oldu? Bunlar hiç gündeme gelmeyecek mi? Bu beni rahatsız ediyor'' diye konuştu.

ASTSUBAY VE UZMAN ÇAVUŞ DA...

Olayın idari tahkikatını yapan Piyade Albay Fikret Öcal, incelemeleri sonucunda Teğmen Tümer'in 'talimatlara uygunsuz davranış gösterdiğini' ve 'tecrübesiz olduğu' kanaatine vardıklarını söyledi. Olay yerindeki astsubay ile uzman çavuşun da Teğmen Tümer'in uygun olmayan emrine müdahalede bulanmaları gerektiği, müdahale etmeyip izlemekle yetinmeleri nedeniyle hafif kusurlu olduklarını ifade eden Albay Öcal, 'Öztürk'ün iyi bir asker olmasına karşılık disiplinsiz ve şımarık bir yapıda olduğu kanaatine vardık' dedi.

Avukatın 'Şehit beratını geri alırız ha!' mesajı

Sanık Teğmen Mehmet Tümer'in avukatı Behiç Cantürk, ilk duruşmadaki tepki çeken çıkışlarınıdün de sürdürdü. Avukat Cantürk, basın aracılığıyla ailelere "Bu işi daha fazla kurcalarsanık oğlunuz şehitlik beratı alınır" mesajı gönderdi. İlk duruşmada şehit "Müvekkilim ne yapsaydı?. Nöbette uyuyan İbrahim Öztürk'ün şeref ve haysiyeti ile mi oynasaydı, dövmesi daha mı iyi olacaktı?'' diyen Teğmen Tümer'in avukatı Behiç Cantürk dün de gazeteciler aracılığıyla şehit ailelerine üstü örtülü tehditler gönderdi.

'ŞEHİT KUSURLU ÇIKARSA GERİ ALINIR!'

Duruşmanın sona ermesinin ardından Cantürk, bazı gazetecilere ''Mevzuat gereği şehit olan bir askerin şehitliği sırasında kusurlar ortaya çıkarsa şehitlik beratının geri alınacağı''nı söyleyince şehit Mesut Bulut'un babası Sinan Bulut, mahkeme heyetine Avukat Cantürk'ün kendilerini tehdit ettiğini söyledi. Cantürk, hakime, konunun, mevzuat hakkında gazetecilere bilgi vermekten ibaret olduğunu söyleyince baba Sinan Bulut ''Şehitlik beratı incelenmeden mi veriliyor?" diye çıkıştı.

İhmalden yargılanıyor

"Teğmenin yakasını bırakmayacağım" diyen Şehit İbrahim Öztürk'ün babası Hacı Öztürk, "Teğmenden sonuna kadar davacı olacağım. Teğmenin yakasını da bırakmayacağım. Cezası neyse devletimiz onun cezasını mutlaka verecektir. Bundan eminim, çocuğun eline bombayı o verdi. patlamaya sebebiyet veren de teğmendir" dedi. Ailenin avukatı Murat Büyük de hazırlanan iddianamede alt sınırdan ceza istendiğini belirterek "4 kişinin yaşamının bedeli için 8 yıl isteniyor. Kasıt değil ihmal deniliyor. Biz ihmal olduğunda ısrarlıyız" dedi.

'El bombası' cezasıyla 4 askerin şehit olmasına neden olan Teğmen Tümer'in tanıkları ve avukatı şehit asker İbrahim Öztürk'ü suçladı. Ailesine de fazla kurcalamaları halinde oğullarının şehitlik beratının geri alınabileceği mesajını gönderdi. 



Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde 'nöbette uyuyan' bir askerin eline pimi çekilmiş el bombası vererek patlamasına ve 4 askerin şehit olmasına neden olan Piyade Teğmen Mehmet Tümer'in 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ndeki yargılamasına dün de devam edildi. Müdahil ve sanık tarafının talebi üzerine dün 4 askerin şehit olduğu yerde keşif yapıldı. Öte yandan olay yerinde çekilen görüntüler medyaya dağıtıldı.

DAHA ÖNCE BÖYLE BİR CEZA VERİLMEDİ

Dünkü duruşmada sanık Teğmen Tümer'in talebi üzerine görevli tim kolunda daha önce görev yapan Uzman Çavuş Zeydan Arabacı tanık olarak dinlendi. Arabacı, 8 ay birlikte görev yaptığı İbrahim Öztürk'ün 'disiplinsiz bir asker' ve 'giyimi bile bir askere yakışmayacak şekilde' olduğunu iddia etti. Çavuş Mustafa Sezer de şehit Öztürk'ü suçlayarak 'disiplinsiz' olduğunu anlattı. Timde görevli asker İsmail Turunç ise "İlk defa nöbette uyuyan birisi, hücum yeleksiz dolaşan birisi değildi. Daha önce de yapıyordu ama o ana kadar böyle bir ceza olmamıştı. Uyarılar alıyordu. Dönüp eğitim alıyorduk'' dedi.

DİĞER 3 ASKERİN SUÇU NEYDİ?

Teğmen Tümer'in talebiyle dinlenen askerlerin şehit İbrahim Öztürk'ü suçlaması üzerine Öztürk ailesinin avukatı Özgür Murat Büyük, mahkemenin sanık Tümer yerine şehit Öztürk'ü yargılamaya başladığından şikayet etti. Öztürk'ün babası Hacı Öztürk de söz alarak ''Burada hep İbrahim'den söz ediliyor. Suçu İbrahim işlemiş oluyor. Peki diğer 3 tane şehide ne oldu? Bunlar hiç gündeme gelmeyecek mi? Bu beni rahatsız ediyor'' diye konuştu.

ASTSUBAY VE UZMAN ÇAVUŞ DA...

Olayın idari tahkikatını yapan Piyade Albay Fikret Öcal, incelemeleri sonucunda Teğmen Tümer'in 'talimatlara uygunsuz davranış gösterdiğini' ve 'tecrübesiz olduğu' kanaatine vardıklarını söyledi. Olay yerindeki astsubay ile uzman çavuşun da Teğmen Tümer'in uygun olmayan emrine müdahalede bulanmaları gerektiği, müdahale etmeyip izlemekle yetinmeleri nedeniyle hafif kusurlu olduklarını ifade eden Albay Öcal, 'Öztürk'ün iyi bir asker olmasına karşılık disiplinsiz ve şımarık bir yapıda olduğu kanaatine vardık' dedi.

Avukatın 'Şehit beratını geri alırız ha!' mesajı

Sanık Teğmen Mehmet Tümer'in avukatı Behiç Cantürk, ilk duruşmadaki tepki çeken çıkışlarınıdün de sürdürdü. Avukat Cantürk, basın aracılığıyla ailelere "Bu işi daha fazla kurcalarsanık oğlunuz şehitlik beratı alınır" mesajı gönderdi. İlk duruşmada şehit "Müvekkilim ne yapsaydı?. Nöbette uyuyan İbrahim Öztürk'ün şeref ve haysiyeti ile mi oynasaydı, dövmesi daha mı iyi olacaktı?'' diyen Teğmen Tümer'in avukatı Behiç Cantürk dün de gazeteciler aracılığıyla şehit ailelerine üstü örtülü tehditler gönderdi.

'ŞEHİT KUSURLU ÇIKARSA GERİ ALINIR!'

Duruşmanın sona ermesinin ardından Cantürk, bazı gazetecilere ''Mevzuat gereği şehit olan bir askerin şehitliği sırasında kusurlar ortaya çıkarsa şehitlik beratının geri alınacağı''nı söyleyince şehit Mesut Bulut'un babası Sinan Bulut, mahkeme heyetine Avukat Cantürk'ün kendilerini tehdit ettiğini söyledi. Cantürk, hakime, konunun, mevzuat hakkında gazetecilere bilgi vermekten ibaret olduğunu söyleyince baba Sinan Bulut ''Şehitlik beratı incelenmeden mi veriliyor?" diye çıkıştı.

İhmalden yargılanıyor

"Teğmenin yakasını bırakmayacağım" diyen Şehit İbrahim Öztürk'ün babası Hacı Öztürk, "Teğmenden sonuna kadar davacı olacağım. Teğmenin yakasını da bırakmayacağım. Cezası neyse devletimiz onun cezasını mutlaka verecektir. Bundan eminim, çocuğun eline bombayı o verdi. patlamaya sebebiyet veren de teğmendir" dedi. Ailenin avukatı Murat Büyük de hazırlanan iddianamede alt sınırdan ceza istendiğini belirterek "4 kişinin yaşamının bedeli için 8 yıl isteniyor. Kasıt değil ihmal deniliyor. Biz ihmal olduğunda ısrarlıyız" dedi.

http://www.stargazete.com/politika/oglumun-sucu-olsa-bile-diger-3-sehidin-sucu-ne-haber-219291.htm#
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Karakoçan'da bir askerin eline pimi çekilmiş el bombası vererek, patlamasına ve sonrasında 4 askerin ölümüne sebebiyet vermekten hakim karşısına çıkan teğmene 9 yıl 2 ay hapis cezası verildi.

Askerin eline pimi çekilmiş el bombası vererek patlamasına neden olduğu öne sürülen Piyade Teğmen Mehmet Tümer 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. 

8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinde görülen duruşmada, mahkeme önce müdahil avukat özgür Murat Büyük'ün esasa ait talebini dinledi.

Ardından, savcının esasa ait mütalaasını istedi. Savcı iddianameye göre cezalandırılma talep etti. Daha sonra sanık avukatı Behiç Cantürk'ün esasa ait savunması dinlendi. Teğmen Tümer'in son sözlerini de dinleyen Mahkeme, müzakere için ara verdi. Yaklaşık iki saat süren müzakerenin ardından kararını açıkladı.

Mahkeme sanık Tümer'e bilinçli taksirle birden fazla adamın ölümüne sebep olmak suçundan 8 yıl hapis kararı verdi.

İlgili kanun uyarınca bunu üç yıl artırarak 11 yıla çıkardı. Mahkeme daha sonra cezanın 6'da birini indirerek, Teğmen Tümer'e 9 yıl iki ay hapis cezası verdi.

AA

http://www.haber7.com/haber/20091120/El-bombaci-tegmene-verilen-ceza.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Pimi çekilmiş el bombasını bir onbaşıya vererek 4 askerin şehit olmasına sebep olan Teğmen Mehmet Tümer, 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Tümer, en fazla 6 yıl hapis yatıp çıkacak. Şehit ailelerini "Ülkeyi terk etmeyi düşünüyoruz" noktasına getiren gelişme, AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ'ın da sert tepkisine yol açtı. Bozdağ, "Bir subayın egosuna kurban giden 4 Mehmetçik'e trafik kazazedesi muamelesi yapılmıştır. Ortada kırmızı ışıkta geçme veya hatalı sollama mı var ki, böyle bir karar çıktı? Askerî mahkemenin kararı vicdanları kanatmıştır." dedi. Bozdağ, alt sınırdan ceza verilen Teğmen'in 'olası kast' suçundan yargılanması gerektiğini savundu. TCK'ya göre böyle bir suçun cezası en az 20 yıldan başlıyor.

Vahim olay, Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde 17 Ağustos 2009 tarihinde meydana geldi. Teğmen Mehmet Tümer, cezalandırmak amacıyla Onbaşı İbrahim Öztürk'ün eline pimi çekilmiş bomba verdi. Öztürk'ün yalvarmasına rağmen pimi yerine takmadı. Bombanın patlamasıyla Onbaşı Öztürk ile birlikte Piyade Çavuş İbrahim Yaman, Piyade Onbaşı Ali Osman Altın ve er Mesut Bulut şehit oldu. Bir süre kamuoyundan gizlenen ve 'eğitim zayiatı' olarak yansıtılan olayın ortaya çıkmasının ardından Mehmet Tümer tutuklandı. Elazığ 8'inci Kolordu Mahkemesi'nde yargılanan Tümer'in son duruşmasında, kamuoyunu ve şehit yakınlarını şaşkına çeviren karar çıktı. Tümer, 'bilinçli taksirle' birden fazla kişinin ölümüne sebep olduğu için 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Askerî mahkemenin verdiği bu karara AK Partili Bozdağ'dan da sert tepki geldi. Teğmen'in işlediği suçun "kırmızı ışıkta geçme, hatalı sollama" gibi bir trafik suçu olmadığının altını çizen Bozdağ, bu nedenle bilinçli taksir suçundan ceza verilmesinin yanlış olduğunu savundu. Askerî mahkemenin Türk Ceza Kanunu'na (TCK) uygun davranmadığını kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti: "Askerî mahkemenin verdiği kararı kabul ve izah etmek mümkün değildir. Umarım ki askerî Yargıtay bu kararı temyiz aşamasında bozar. Çünkü, bu karar TCK'ya aykırıdır." ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=919944&title=tegmen-sanki-4-askerin-olumune-yol-acmadi-kirmizi-isikta-gecti
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Ahmet Yukuş'un haberi

Askeri Yargıtay, Elazığ'da 2 yıl önce uyuyan nöbetçiyi cezalandırmak için eline pimi çekilmiş bomba veren ve askerin bombayı elinden düşürmesiyle 4 erin şehit olmasına neden olan Teğmen Mehmet Tümer'in 9 yıl 2 aylık hapis cezasını onadı. Karakoçan'daki Koçyiğitler Piyade Taburu'nda görevli Teğmen Tümer toplam 6 yıl 14 gün hapis yatacak.

Karardan memnun olmayan ve teğmenin suçu taksirle değil, kasıtla işlediğini savunan şehit yakınları davayı AİHM'ye taşımaya hazırlanıyor. Cezayı az buldukları için Askeri Yargıtay'a başvurduklarını belirten Avukat Özgür Murat Büyük, "Askeri Yargıtay'ın mahkemenin kararını bozacağını düşünüyorduk. Beklentimiz boşa çıktı. Verilen karara saygılı olmak durumundayız" açıklaması yaptı.

Şehit Onbaşı İbrahim Öztürk'ün babası Hacı Öztürk ise kararın kendileri için hayal kırıklığı olduğunu söyledi, "Bize göre çocuklarımız göz göre göre şehit edildi. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız. Her asker için 1.5 yıl hapis yatacak" diye tepki gösterdi.

http://www.haberturk.com/gundem/haber/650709-asker-basina-1-5-yil
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.