Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:19:06

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 61
Total: 61

Sinan Çetin: Teröre harcanan para ile Doğu'da 4 Paris, 2 Chicago inşa edilirdi

Başlatan kilimanjaro, 05 Eylül 2009, 14:44:54

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Demokratik açılıma sanat camiasından destek gelmeye devam ediyor. Ünlü yönetmen Sinan Çetin, "Açılımı başlattığı için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kahraman olarak görüyorum." diyor. 
 
Çetin, projenin önünü kesenlerin tarih önünde hesap vereceklerini belirtirken, PKK ile mücadelede bugüne kadar 420 milyar dolar harcandığına dikkat çekerek "Bu korkunç para ile dört Paris, iki Chicago kurulurdu." ifadelerini kullanıyor. Erdoğan'ın Ergenekon konusundaki tavrını da destekleyen ünlü yönetmen "Türk halkı ilk defa kendisine bir başbakan seçmiştir. Menderes, Özal geleneği devam etmeli." yorumunu yapıyor.

Türkiye'nin, köklü sorunlarını çözme iradesi gösterdiğini savunan Çetin, sorunun her halükarda yakın zamanda çözüleceğine inanıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi, "Kürt, Ermeni, Kıbrıs meselesi de bu yıl çözülecek. Eğer biz çözemezsek bunu dünya çözecek." ifadelerini kullanıyor.

Akan kana artık dur denilmesi gerektiğine dikkat çeken Çetin, teröre harcanan 420 milyar doları 'korkunç' olarak niteliyor. "Bu parayla dört tane Paris, iki tane Chicago inşa edilirdi" diyen yönetmen, ardından sert ifadeler kullanıyor: "Bu "Doğu'da birilerinin cebini doldurmak uğruna, orada silah satmak ve eroin trafiğini kontrol etmek için yapılan bu zulmün artık sürmemesi gerekiyor."

'Vatandaşının üstüne bomba atan değil, sorun çözen devletin büyük olacağı' yorumunu yapan Çetin, Milliyetçi Hareket Partisi'nin açılıma karşı tepkisini anlamakta güçlük çektiğini söylüyor. "MHP, şehit analarının acısının durmasını istemiyor mu, her gün yeni bir şehit anası çıkmasından rahatsız olmuyorlar mı?" sorusunu yöneltiyor.

TÜRK HALKI KENDİNE İLK DEFA BİR BAŞBAKAN SEÇTİ

Sinan Çetin, Ergenekon soruşturması ile ilgili yorumlar da yapıyor. Silivri'de devam eden davanın çok önemli olduğunu vurgularken hükümetin sağlam duruş gösterdiğini ve geri adım atmaması gerektiğini savunuyor. Artık sivil iradenin hakim olması gerektiğinin altını çizerek, "Bazı masalarda görüşmeler, bazı kahramanların masaya yumruk vurması ile ilerler. Bu Türk halkı ilk defa kendisine bir başbakan seçmiştir. Menderes, Turgut Özal geleneği devam etmeli. Sivil irade hakim olmalı. Asker kışlasına çekilmeli, kendi işini yapmalı." görüşlerini dile getiriyor..

Çetin, ayrıca JİTEM'in Güneydoğu'da işlediği cinayetleri anlatanların itiraflarını okuduğunda dehşete kapıldığını söylüyor ve ekliyor: "Adam diyor ki; 'en az bin kişi öldürdüm'. Bu söz Genelkurmay tarafından da, Bahçeli ve Deniz Baykal tarafından da normal sayılmamalı."

Ben kavga edeceğim derse devlet büyük olmaz

Bu problem yeni bir problem değil ki. Büyük bir devlet bu problemi çözer. Eğer 'Ben kavga edeceğim' derse o zaman büyük devlet olmaz. Şöyle bir şey düşünsek, dünyanın bir yerinden Türkiye'ye bakıyorsun; burası Türkiye, ne görüyorsun? Kendi dağlarını bombalayan, kendi vatandaşları üzerine bomba atan bir devlet görüyorsun, resim bu. 25-30 yıldır oraları bombalıyorsun, bu bir zaaf değil mi? Böyle güçlü devlet mi olur? 'İç düşmanlar' kavramının hapse atılması, bir dolaba kilitlenip bir daha açılmamak üzere üstünün kapatılması gerekiyor.

Sağcılar daha özgürlükçü

Ünlü yönetmen, çok tartışılacak bir tespit daha yapıyor: "Sağ görüşlü entelektüeller, sol entelektüellere göre daha özgürlükçü, demokrasi yanlısı. Sağ görüşlü aydınlar, insan hakları açısından daha yetkin."

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=888642&title=sinan-cetin-terore-harcanan-para-ile-doguda-dort-paris-iki-chicago-insa-edilirdi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Zeynep Tanbay çok iyi bir dansçı, koreograf; aynı zamanda bir aktivist. Darbe ve savaş karşıtı birçok eylemde en önde yürüyenlerden, sözcülük yapanlardan biri o. Kendini sola yakın buluyor ama CHP soluna değil. 
 
Tanbay, geçen hafta içinde Taraf'ta "Tayyip Erdoğan'a teşekkür ediyorum" başlıklı bir yazı yayınladı. 11 Ağustos'ta Başbakan'ın grup toplantısında yaptığı konuşma için, "İlk defa tüm samimiyeti ve içtenliğiyle bir başbakan gerçekledi söyledi bize." diyordu. Yazıdan hareketle Tanbay'la Kürt açılımını ve Erdoğan'ı konuştuk.

Başbakan'a bir teşekkür yazısı kaleme alıp Taraf'ta yayınladınız. Teşekkür yazısı yazmak fikri nereden çıktı?

Teşekkür ettim, çünkü Kürt açılımında AKP'nin ve Başbakan'ın tavrını doğru buluyorum. Bir şey doğru yapılıyorsa onun yanında durulmalı, destek verilmeli. Türkiye'de en büyük sorunlardan biri kutuplaşma. İyi ve doğru bir şey yapılsa da karşı çıkılıyor. Bu tutumdan çok sıkılıyorum. Hiçbir örgüte, cemaate ait değilim. Ben özgür bir insanım. Başbakan'a teşekkür ederek tamamıyla insandan, insan haklarından, barıştan yana tavır aldım. Hem de beklemeden, anında... Çünkü bundan 3-4 yıl önce Tayyip Erdoğan "Kürt sorunu benim meselemdir." dediği zaman yalnız bırakılmıştı.

Yalnız bırakıldı derken?

Bu konuşmanın ardından Diyarbakır'da çok ters karşılanmıştı. Hatırlarsanız o zaman medya bu tersliği ön plana çıkaran yayınlar yapmıştı. Aydınlar da arkasında duruş sergileyememişti. Erdoğan sözünün arkasını getirememişti. Sanırım şöyle düşünmüştür: 'Biz adım atmak istedik tabandan, kamuoyundan ve aydınlardan yeterince destek yokmuş, demek hazır değilmiş memleket.' Bugün yeniden bir açılım yapılıyor. Bu süreçte Başbakan'a yalnız olmadığını göstermek gerekiyor. Ben yazı yazdım. İşadamları, profesörler, öğrenci grupları da barış istediklerini farklı şekillerde söyleyebilirler.

AK Parti hükümetine ve Başbakan'a Kürt açılımı nedeniyle ciddi tepkiler de var.

Ortada CHP ve MHP'nin söylemi var. Bunlar inanılmaz derecede halkı kışkırtıyorlar. Böyle bir ortamda iyinin, doğrunun yanında durmak daha çok önem kazanıyor. Doğruyu AKP yapıyorsa onun yanındayım. Doğruyu MHP yaparsa onun yanında olurum. Bu beni ne AKP'li yapar ne de MHP'li.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında sizi etkileyen neydi?

Bugüne kadar hiçbir siyasi liderden duymadığım sözler söyledi. Havada kalan siyasi konuşmaların çok dışındaydı. Son derece insani boyutu vardı. Bugüne kadar o mertebedeki hiçbir devlet adamı duygunun hakim olduğu ve gerçeklerin bizden saklandığının ifade edildiği böyle bir konuşma yapmamıştı. Hakkari'deki anneyle Yozgat'taki annenin acısının aynı olduğunu söylememişti mesela.

Kürt açılımını AKP başlattı diye kuşkuyla yaklaşan, Başbakan'ın tavrını samimi bulmayanlar var. Siz samimi buluyor musunuz?

Çok samimi buluyorum. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de Beşir Atalay'ın da samimi olduğuna inanıyorum. Ama çok büyük tabuların olduğu bir memlekette yaşıyoruz. Yıllarca beyni "vatan millet Sakarya" söylemiyle yıkanmış bir toplumumuz var. Çok kolay olmayacak. Onların bütün bu tabuları yıkarak adım atmaya çalışmalarını ben sonuna kadar destekliyorum. Oyumu AKP'ye vermesem de desteklerim. AKP'nin doğru yaptığı her harekete de 'helal olsun' diyorum. Bunu söyleyebilmek lazım. Burada en sorunlu olan kitleyi de sol konumda olanlar olarak görüyorum.

Niçin en sorunlu kitle sol?

Ergenekon ilk ortaya çıktığı zaman solda büyük bir kitle 'bu AKP'nin operasyonudur mesafeli duralım' demişlerdi. Bugün de olan farklı değil. Mesefali durmak, bırakın birbirlerini yesinler tutumu Türkiye'deki solun tutumudur. Bu şimdi değil yıllardır böyle. Yani bugün tabular sarsılmadan yerinde duruyorsa solun suçu büyüktür. Benim teşekkür yazıma sol çevreden arkadaşlar içeriğinin ne olduğunu bilmediğin şey için hükümete niye bu kadar kredi verdin diye karşı çıktılar. Ben öyle duymuyorum işte. Benim için tek bir şey var. Doğrunun yanında yer almak ama zamanında yer almak...

Kürt açılımının içeriği belli değil diye karşı çıkılıyor. İçerikte neler olacağı konusunda ne düşünüyorsunuz?

CHP'nin henüz bir şey açıklanmadı sözü çok yanlış. Başbakan Erdoğan'ın konuşması açılımın özünü veriyor. Bir kere barıştan yana bir tutum ortaya koyuyor. Ama geçen tek millet, tek bayrak, tek devlet söylemini yeniden kullandı. Ben tek millete karşı çıkıyorum. Türk değil Türkiyeli demek istiyorum. Bu memlekette yaşayan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Yurttaşlık öne çıkarılsın.

Siz yurtdışında kendinizi nasıl tanıtıyorsunuz?

Ben Türkiyeliyim diyorum.

Kürt meselesi bir mutabakatla çözülecek görüşü dillendiriliyor. Ama CHP ve MHP kapıları kapattı. Bu tutum çözümü güçleştirmez mi?

Barış isteyene karşı çıkan herkesi tarih yargılayacaktır. Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli faşist bir söylem kullanıyor. Demokrasi fikir özgürlüğüdür ama fikir özgürlüğünün içinde faşizm yoktur. İki lider de savaş kışkırtıcılığı yapmaktan vazgeçsinler artık. Geçen ay Baykal'a protesto için askerî üniforma göndermiştik. Şimdi Deniz Baykal o üniformayı giysin o kadar istiyorsa dağda kendi savaşsın. Mehmetçikleri rahat bıraksınlar. Artık anneler haklarını helal etmiyor. Mehmetçiklerin de nasıl şehit olduklarını gazetelerden okuyoruz.

Sezen Aksu Başbakan'ı arayıp destek verdi...

Çok yerinde bir hareket. Sezen Aksu ünlü, popüler bir sanatçı. Sezen Aksu'nun söylediği bir söz, Ajda'nın Kürt sanatçı Aynur'la birlikte şarkı söylemesi ya da Bülent Ersoy'un oğlum olursa askere göndermek istemem, cümlesi bizim bin eylemimize bedeldir. Bu sanatçılar çok geniş bir kitleye ulaşıyorlar. O sanatçıların bir cümleyle bir sözle de olsa bu sürece katkı koymalarını çok takdir ediyorum. Bu sürece karşı çıkan sanatçıları,-sanatçıyı tırnak içinde söylemem gerekiyor-, esefle karşılıyorum.

"Çözüme ilk kez bu kadar yaklaşıldığı"na katılıyor musunuz?

Evet. Özal'ın girişimi olmuştu ama bugünkü gibi net adımlar atılmamıştı. Bu kadar geniş kitleye de ulaşılmamıştı. Turgut Özal'ın bu açılımı yapmak istediği için öldürüldüğünü düşünüyorum artık.

DTP'lilerin bu sürece katkısını nasıl buluyorsunuz?

DTP'lilerin daha öncü hareket etmelerini istiyorum. Çok sabırlı ve anlayışlı olmaları lazım.

Beşir Atalay, bölgedeki Kürt halkını da dinlemeli
Hükümet sorunun birçok tarafını dinleme çalışıyor. Doğru bir usul mü?


Beşir Atalay birçok kişiyle görüşüyor. Bu çok güzel bir şey. Ama mutlaka Güneydoğu'ya gidip Kürt yurttaşlarla toplantılar yapmalı. Yazarların, çizerlerin, TÜSİAD'ın söyleyeceği ile olacak şey değil. Kürt halkına gitmeden sorun çözülemez.

Çözüm için çok umutlu musunuz?

Mutlaka çözülecek. Ciddi adımlar atıldı ve bunun geri dönüşü yok. Kürt açılımının sağcılıkla solculukla, bu partiyi tutmakla şu partiyi tutmakla ilgisi yok. İnsan ve vicdanlı olmakla ilgisi var. Kürt açılımı oy hesabıyla giderse bulanır. Kürtler açısından da Türkler açısından da bu böyle.

Ergenekon'a mesafeli duran solcuysa ben değilim
Siz Güneydoğu'yu gezdinizmi?


Diyarbakır, Batman, Mardin'e gittim.

Kürtçe biliyor musunuz?

Öğrenmeyi çok istiyorum. Bilgi Üniversitesi'nde Kürtçe dersleri verildiğini öğrendim. Aralık ayı geçtikten sonra Kürtçe dersleri almak istiyorum.

Solcu olarak mı tanımlıyorsunuz kendinizi?

Kendimi nerede konumlandıracağımı şaşırdım. Bugün solcuyum deyip arkasından da orducuyum diyen solcular var. Ergenekon'un ne olduğunu bilmiyoruz, biraz mesafeli duralım diyenler solcuysa ben değilim. Ben mutlak özgürlükten yanayım. Türban takan türban taksın, mini etek giymek isteyen mini etek giysin. Hiç kimsenin herkes gibi olmak mecburiyetinde olmadığı bir Türkiye istiyorum.

***

Tayyip Erdoğan derdini anlatacak kadar Kürtçe öğrenmeli. Sadece 'merhaba'nın dışına çıkabilmeli. Başbakan, Güneydoğu'ya gittiği zaman Kürtçe konuşsun. Amerika'da birçok başkan seçim kampanyalarında İspanyolca konuşabiliyor.

***

Tarık Akan bir söyleşisinde "ben solcuyum" dedikten sonra "orducuyum" diye de bir cümle kurdu. Solcu bir insan kendisini hem solcu hem orducu göremez. Ya solcudur ya da orducu. İkisi birden olmak çok zor.

***

Ergenekon süreci, Kürt açılımı bunlar turnusol kâğıdı. Herkesin yerini görüyoruz. Biraz acı oldu. Dostlarımızı kaybettik.

***

Ben AKP'nin bir sürü yanlışını da söylerim, söylüyorum. Ama hakkını teslim edelim. Bugüne kadar gelmiş en iyi sağ muhafazakâr parti AKP. En iyi adımları attı. Böyle bir partiyi görmemiştik. Tayyip Erdoğan da çok daha açık bir lider.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=886180&title=bu-yolda-yalniz-degilsiniz-sayin-basbakan
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Kürt açılımına destek veren ünlü sanatçı Sezen Aksu'yu telefonla arayan Başbakan Tayyip Erdoğan, sanatçıların ve aydınların sürece desteğinin önemli olduğunu söyledi. Erdoğan, Aksu'ya desteği nedeniyle teşekkür etti. 

Hükümetin Kürt açılımı çabalarına destek veren ünlü sanatçı Sezen Aksu, "Çözüm için çalışmanın önüne geçmek, ileride kaybedeceğimiz evlatlarımızın sorumluğunu taşımak anlamına gelir. Bu leke de kuşakların ve tarihin vicdanında, iki cihanda temizlenmez" dedi.

MGK ÖNCESİ ARADI

Başbakan Tayyip Erdoğan, açılım konusunda duygu yüklü bir mesajla desteğini ileten ünlü sanatçı Sezen Aksu'ya dün Milli Güvenlik Kurulu (MGK) öncesinde telefon ederek teşekkür etti. Başbakan Erdoğan telefonunda, sanatçıların ve aydınların düşüncelerinin kendileri için çok önemli olduğunu ifade ederek, "Bu sürece tüm toplum kesimlerinin desteğinin yanı sıra sanatçılarımızın da desteğini bekliyoruz. Toplumumuzun fikir ve kanaat önderlerinin sürece katkı sağlamaları çok önemli" mesajı verdi. Sezen Aksu da, "Cesur adım" olarak nitelendirdiği sürece desteğini ifade etti. Aksu, Başbakan Erdoğan'a, "Ortak akılla, ortak vicdanla doğruyu bulacağımıza inanıyorum" dedi.

VATANDAŞ OLARAK

Sezen Aksu da önceki mesajında Başbakan Erdoğan'a ilettiği duygu yüklü mesajını bir kez daha tekrarladı: "Çözüm için çalışmanın önüne geçmek, ileride kaybedeceğimiz evlatlarımızın sorumluluğunu taşımak anlamına gelir. Bu leke de kuşakların ve tarihin vicdanında, iki cihanda da temizlenmez." Aksu, bir sanatçı olarak açılım konusunda "rol çalmak" gibi bir niyetinin olmadığının altını çizerek, bir vatandaş olarak duygu ve düşüncelerini ilettiğini bir kez daha tekrarladı.

http://www.sabah.com.tr/Gundem/2009/08/21/erdogandan_aksuya_tesekkur_telefonu
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Kardeş Türküleri bilmeyen, onların söylediği türküleri dinlemeyen var mı? 16 yıl önce bu topraklardaki kutuplaşmaya karşı durmak, çok kültürlülüğü şarkılarla dile getirmek için kurulan grubun üyeleri de türküleri kadar renkli ve çeşitli. 
 
Aralarında Türk de var Kürt de, Laz da var Ermeni de. Türküleri de öyle. Bazen Türkçe söylediler bazen Kürtçe, bazen Arapça bazen de Ermenice... Tıpkı Türkiye gibiydiler sahnede. Bu yüzden de Türkiye'nin açılımı tartıştığı şu günlerde haklı olarak "Demokratik açılıma formül olarak Kardeş Türküler'i öneriyoruz." diyor grup üyeleri.

Beyazlar içinde çıktılar sahneye 'barış'a yakışır şekilde... İlk olarak kadınların gözünden savaşın anlatıldığı 'Meşke' isimli Süryanice türkü çınlattı kulaklarımızı... Ardından sınırlar aşıldı, Ortadoğu'ya ulaştı türkülerin sesi. Kanlı coğrafyada misket oynayan çocukların hikâyesini Arapça dinledik Yuh yuh (Misket)'ta. Lazca, Ermenice, Romanca şarkılar geldi peşi sıra. Ve Kardeş Türküler, bir kez daha demek istedi ki; dilimiz, dinimiz ve rengimiz farklı olsa da birbirimizi severek kardeşçe bir arada yaşayabiliriz. Zira Türk, Kürt, Ermeni, Türkmen, Rum ve Balkan üyelerden oluşan grup küçük bir Türkiye gibiydi sahne üzerinde. "Demokratik açılıma formül arayanlara ne de güzel cevap" diye geçirdik içimizden onları izlerken. Meğer grup üyeleri de aynı fikirdeymiş bizimle. "Demokratik açılıma formül olarak Kardeş Türküler'i öneriyoruz." diyor grup üyelerinden Vedat Yıldırım. Gerekçesi de şu sözlerinde saklı. "Biz, bu coğrafyadaki çok kültürlülüğe sahip çıkmak için kurduk grubumuzu. Hepimiz farklı etnik gruplardanız, ama geleneklerimizi yaşatma çabası veriyor ve bunu hep birlikte yapıyoruz. Bizim sahne üzerinde yakaladığımız birliktelik olgusunu gündelik hayatımıza uyarlasak sorun çözülür."

16 yıl önce Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü'nde bir araya gelen müzisyenlerin başlattığı bir projeydi Kardeş Türküler. Amaçları, halklar arasındaki kutuplaşmaya karşı durmak, çok kültürlülüğü şarkılarla dile getirmekti. Nitekim Türkiye'de ilk kez Kürtçe halk şarkılarını meydanlarda onlar seslendirdi, ilk Kürtçe klibi çektiler. Şarkıları sansüre uğradı, klipleri yayınlanmadı, TV programlarına, konserlere çağrılmadılar. Peki ya bugün... Meydanlarda istedikleri her dilde özgürce hem de binlerce kişilik koro eşliğinde söylüyorlar şarkılarını. Acaba 16 yıl önce bugünü hayal ediyorlar mıydı? Grup üyelerinden Feryal Öney gideriyor merakımızı: "Türkiye, gelgitlerle yönetilen bir ülke. Bugün barış mesajları verenler, yarın savaş çığırtkanlığı yapabiliyor. O yüzden 16 yıl önce bu noktaya gelebileceğimizi tahmin etmiyorduk. Bizim tek derdimiz, savaşın bitmesiydi. Çünkü biz, huzur içinde şarkı söylemek istiyorduk."

"Yapımcılar, Kürtçe ve Ermenice söylemeyelim diye pazarlık yapıyorlardı"

Kürtçenin tabu olduğu yıllarda kaset çıkarmak, klip çekmek büyük bir cesaret işi. Grup da o yıllarda pek çok kez sansüre uğramış. Selda Öztürk'ten dinliyoruz sansürlü yılları: "Kliplerimiz yayınlanmıyor, televizyon programlarına davet edilmiyorduk. Çağrıldığımız programlarda ise pazarlık yapmak zorunda kalıyorduk. "Kürtçe ve Ermenice şarkılar söylemeseniz olmaz mı?" diyorlardı. Biz de kibarca "Buraya sadece Türkçe veya birkaç zararsız dilde şarkı söylemeye gelmedik." deyip programa çıkmaktan vazgeçiyorduk. Ayrıca her ilde konser veremedik. Konserlerimiz güvenlik önlemleri nedeniyle iptal ediliyordu." Öztürk, Mersin'de birkaç yıl önce çıkan olaylar nedeniyle konserlerinin iptal edildiğini, o günden bu yana o ilde konser veremediklerini anlatıyor.

Kendilerine destek veren ve programına çıkardığı için minnettar oldukları bir isim var Kardeş Türküler'in. O da şimdilerde demokratik açılım konusunda Başbakan Erdoğan'ı arayarak destek veren Sezen Aksu'yu eleştiren Hülya Avşar. Sanatçı, yıllar önce grubu programına çağırıp, "İstediğiniz dilde şarkı söyleyin, Kürtçe de söyleyin, klibinizi de yayınlayacağım." demiş. Feryal Öney, "O programdan sonra Hülya Avşar'ın politik olarak çok güçlü ve korkusuz olduğunu düşündük. Gözüme girmişti. Programda her şeyi konuştuk, kötü bir olay da çıkmadı. Ne Türkiye bölündü ne de televizyona saldıranlar oldu." diyor.

"Bölünme paranoyasından kurtulmak gerekiyor"

Kardeş Türküler'in müzikal kariyerleri Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin özeti gibi. Bu yüzden grubun 'demokratik açılım' ile ilgili de söyleyecek birkaç sözü var. Grup üyelerinden Vedat Yıldırım, "Kardeş Türküler olarak barış adına atılan her türlü adımı sonuna kadar destekliyoruz." diyerek başlıyor söze. Halklar arasında kutuplaşmanın azaltılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, bölünme paranoyasından kurtulmak gerektiği görüşünde. Yıldırım, "Şimdiye kadar Kürtler tam olarak ne istiyor, araştırılmadı. Paranoyak bir şekilde bölünme istiyorlar mı, istemiyorlar mı tartışıldı. Bugün bu konular ayrıntılı olarak konuşuluyor. İnşallah bunlar makyaj düzeyinde kalmaz, temele inilir." diye konuşuyor. Çözüm için önerisi ise şöyle: "Öncelikle 12 Eylül askerî anayasası kaldırılmalı, özerk bir anayasanın başta Türkler olmak üzere diğer etnik grupların haklarını koruyacak, savunacak şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Tümüyle özgürlükçü düşünmek, bu bölünme paranoyalarından, bütün öğretilmiş korkulardan kurtulmak lazım. Kürtçe kitaplar basılabilir, filmler yapılabilir."

"MHP ve CHP, savaş çığırtkanlığı yapıyor"

Kardeş Türküler grubu, demokratik açılımla ilgili muhalif partilerinin çıkışlarını gereksiz buluyor. "MHP ve CHP savaş çığırtkanlığı yapıyor." diyen Selda Öztürk, "Her iki parti de barış söylemi içinde değil. Olumlu havayı bozmaya çalışan gizli eller var, sanki onlar da maşa gibi kullanılıyor. Sonuçta savaş ekonomisinden nemalanan bir grup var." yorumu yapıyor.

Sanatçıların da toplumun önde gelen isimleri olarak sürece katkı sağlamaları gerektiğini savunan Kardeş Türküler, Başbakan'ı telefonla arayarak demokratik açılıma destek verdiğini açıklayan Sezen Aksu'ya destek veriyor. Aksu'yu eleştiren Hülya Avşar'ın açıklamalarını gördüklerinde çok şaşırdıklarını dile getiren Feryal Öney, "Bizi programına çıkarıp rahat rahat konuşan, Kürtlüğünü hiçbir zaman gizlemeyen Hülya Avşar, neden böyle bir açıklama yaptı diye şaşırdık. Açılımın içeriğini bilmediği için böyle bir açıklama yaptığını düşünüyoruz." diyor. Öney, eylül ayı sonuna kadar sanatçılardan oluşacak bir platform kurarak demokratik açılıma destek verecek bir kampanya başlatmayı planladıklarını söylüyor.

Demokratım deyip başörtülü gitariste şaşıranlara kızıyoruz
Söz demokratik açılımdan giderken konu grubun İstanbul konserlerine eşlik eden başörtülü gitaristi Rümeysa'ya geliyor. Feryal Öney, gitaristin Boğaziçi Gösteri Sanatlar Topluluğu'nun üyesi olduğunu, Kardeş Türküler'in daimi konser kadrosunda yer almadığını belirtiyor. Boğaziçili gitaristleri için "Çok zeki ve müziğe yeteneği var." yorumlarını yapan Öney, "Hem demokratım deyip hem de başörtülü gitariste şaşıranlara kızıyoruz." diyor. Gitaristçilerinin, ailesi ve kendileri tarafından sonuna kadar destekleneceğini dile getiren Öney, "Başörtüsü bizim toplumumuzda hep evinde oturan, çalışmayan kadının simgesi olarak algılanıyordu. Son zamanlarda başörtülü kadınlar her kesimden kamusal alanda var olduklarını gösterdi. Bizim başörtülü gitaristimiz de çeşitli alanlarda var olmaya çalışıyor. Ama medyanın ilgisi onu da, bizi de şaşırtıyor. 100 kişi çıktığımız konserde, başörtülü olduğu için onu görüyorlar. Bu da bizi rahatsız ediyor. İnsanların demokratikleşme adına verilen mücadeleyi anlamadığını düşünüyoruz." diye konuşuyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=888448&title=demokratik-acilimin-formulu-kardes-turkuler
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

AK Parti hükümetinin "Demokrasi Açılımı" ya da yaygın ifadeyle "Kürt Açılımı"na sanat dünyasından destek açıklamaları geliyor. Türk pop müziğinin en önemli ismi Sezen Aksu, bu açılıma en büyük desteği veren sanatçılardan. 
 
Başbakan'a bir mektup yazarak, "Açılımınızı canı gönülden destekliyorum. Sürecin tamamlanması için elimden geleni yapmaya hazırım. Bu sürece karşı duranları iki cihanda lekeli kabul ediyorum." diyen sanatçıya, Gülben Ergen, İbrahim Tatlıses, Sibel Can gibi ünlü isimler destek verdi. Geçtiğimiz hafta Başbakan'ın "Sanat camiasından duyarlılık bekliyoruz." çağrısından sonra açılıma destek veren sanatçıların halkası her geçen gün daha da genişliyor.

Milli hassasiyetleri yüksek bir sanatçı olan, karakteri ve sanatındaki üstün başarısıyla da her geçen gün popülaritesini artıran Uğur Işılak da demokratik açılıma çok olumlu yaklaşıyor. Işılak, çok geç kalınmış bir sürecin bugün konuşulmasından oldukça memnun ve bu olaya politik yaklaşmak yerine daha çok bir insanlık sorunu olarak bakmak gerektiği görüşünde. Dönem dönem Güneydoğu'ya gidip orada insanlarla hasbihal eden Işılak soruna yakın durdukça, insanlarla kaynaştıkça olayın çok farklı boyutlarının gözler önüne serildiğini söylüyor. Bu yüzden de ona göre türlü imkânsızlıkların ortasında, kapıların kapandığı, çaresizliğin baş gösterdiği bir ortamda çocuk yaşta dağa çıkan insanları terörist olarak damgalamayı çok da insani bulmuyor. Işılak her alanda olduğu gibi Kürt meselesinde de demokratik açılıma ihtiyaç olduğunu ısrarla belirtiyor.

Bu süreç başarılı olursa destekleyenler tarihe geçecektir
Ben Güneydoğu'ya gittiğimde, oradaki insanlarla konuştuğumda olayın arkasında bambaşka şeylerin olduğunu gördüm. Çok nüfuslu aileler, sürekli maddi sıkıntı var, çocuk ne yapıyor? 17 yaşına geldiğinde ilk fırsatta evi terk ediyor. Aileden kurtulup özgürlüğünü ilan etmek ilk hedefi oluyor. Birçoğu, devlet düşmanı olduğu için PKK'ya, terör örgütüne bulaşmıyor. Dağda beyinleri yıkanıyor ve terörist oluyorlar. Şimdi ben böyle bir gence nasıl terörist diyebilirim. Bu konu çok kritik bir konu. Bu olayı destekleyen insanlar eğer süreç başarılı olursa tarihe geçecektir. Hakikatin yanında olanlar kahraman olacaktır. Belli bir kesim de vatan haini ilan edilmemek için susmayı tercih ediyor. Bu konuya politik olarak bakanlar var, ben onları kınıyorum. Politik konuşanları da samimi bulmuyorum.

Tabii bu süreci suistimal etmeden, terörizmi yapmış insanlara söz söyletmeden, geçmişinde terör olan insanlarla bir araya gelmeden çözmek gerekiyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=886186&title=milliyetci-seslerden-acilima-hem-destek-hem-tepki-var
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.