Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

18 Mayıs 2024, 05:30:20

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,265
  • Latest: rizab
Stats
  • Toplam İleti: 8,828
  • Toplam Konu: 4,368
  • Online today: 540
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 509
Total: 509

TSK'ya ait mühimmat sivil kamyonda çıktı, TSK'ya göre bu rutin bir sevkiyat!

Başlatan kilimanjaro, 11 Mart 2010, 10:10:03

« önceki - sonraki »

kilimanjaro



Türkiye, dün akşam Ankara'da yaşanan önemli bir operasyonla sarsıldı. Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Gölbaşı yakınlarında durdurduğu sivil plakalı kamyondan yüzlerce bomba ve silah çıktı.

Alınan bilgilere göre, operasyon bir telefon ihbarı üzerine başladı. Saat 16.00 sıralarında takibe alınan 06 BJ 9915 plakalı, beyaz kamyon, Gölbaşı yakınlarında saat 18.00'de durdurularak arandı.

Şoför, kamyonda 900 el bombası bulunduğunu belirtirken, bombaların seri numaralarının silinmiş olduğu ileri sürüldü. Şoförün yanındaki bir astsubay ve bir onbaşının mühimmatın Silahlı Kuvvetler'e ait olduğunu, askeri birliğe teslim edileceğini söyledikleri ve polise görev yazısı gösterdikleri iddia edildi.

Bunun üzerine ekipler, olayı özel yetkili cumhuriyet savcısına bildirdi. Savcının talimatıyla mühimmat yüklü kamyon incelenmek üzere, çok sayıda polis eskortu ve zırhlı araçlar eşliğinde Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.

Gözaltına alınan astsubay, onbaşı ve sivil vatandaşın ifadesi burada alınırken, kamyonun Muğla'dan yola çıktığı, bomba ve silahların Özel Kuvvetler Komutanlığı'na teslim edileceği ileri sürüldü.

Savcılık, bu çapta bir mühimmatın neden sevkiyat kurallarına riayet edilmeden, sivil araçla ve hiçbir koruma olmadan taşındığını araştırıyor. Savcılık işlemlerinin tamamlanmasının ardından silah yüklü kamyon, dün gece yarısı Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden bırakıldı.

Alınan bilgiye göre saat 16.00 sularında silah ve mühimmat yüklü bir aracın Ankara'ya giriş yapacağı yönündeki ihbar üzerine Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri aracı takibe aldı. Saat 18.00 sularında Konutkent'te durdurulan 06 BJ 9915 plakalı kamyonu sivil bir kişinin kullandığı saptandı.

Mühimmatların TSK'ya ait olduğu iddia edilirken; kamyonda şoförün dışında bir onbaşı ile bir astsubay başçavuşun da sivil kıyafetlerle seyahat ettiği belirlendi. Şahısların görev kağıdı olduğu kaydedilirken; olaya el koyan savcılığın talimatı ile araçtaki kişilerin ifadeleri alındı. Şoförün ilk beyanında araçta bazılarının seri numarası silinmiş 900 adet el bombası olduğunu söylediği öne sürüldü.

Kamyon incelenmek üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne çekilirken; Merkez Komutanlığı'ndan görevlendirilen askerî yetkililerin de emniyete bir araç ile geldiği görüldü. Askerî personeli getiren aracın plakalarının kapatılmış olması dikkat çekti. Özel yetkili savcılığın yürüttüğü soruşturmada, Ankara Adliyesi'nde de ilginç bir trafik yaşandı. Askerî yetkililerle araçtaki malzemelerin kriminal laboratuvarlara gönderilmesi yönünde ihtilaf yaşandığı iddialar arasında yer aldı.

Bu arada kamyonda bomba imha uzmanlarının yaptığı incelemede el bombalarının ABD menşeli olduğu saptandı. Uzmanlar, TSK'nın genelde MKE üretimi el bombası kullandığına dikkat çekiyor. Bombaların araçta özenle kamufle edildiği de dikkatlerden kaçmadı. A4 kağıdı kolilerinin arasına gizlendiği saptanan bombaların hangi amaçla kamufle edilmeye çalışıldığı da araştırılıyor.

Patlayıcı madde sevkiyatının polise bildirilmesi şart

Askeri yetkililer, dün akşamki olayın ardından Ankara'ya benzer şekilde kiralanan 12 sivil plakalı kamyonla silah ve mühimmat sevk edildiğini açıkladı. Bu kamyonların herhangi bir risk teşkil etmemesi için tercih edildiği ileri sürüldü. Ancak patlayıcı madde taşıma yönetmeliğine göre, bu tür nakillerde polisten eskort talep edilmesi gerekiyor. Alınan bilgilere göre, içinde askerlerin bulunduğu araçla ilgili Emniyet'e herhangi bir bildirimde bulunulmadı.

SEDAT GÜNEÇ-ANKARA 
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=960318&title=ankarada-bomba-ve-silah-yuklu-kamyon-yakalandi

Askerden 'sivil kamyonla sevkiyat' bilgisi

Dün akşam saatlerinde bir ihbar üzerine durdurulan silah ve mühimmat yüklü kamyonun Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne çekilmesiyle ilgili askeri yetkililerden açıklama geldi..

Ankara'da Etimesgut civarında bir ihbar üzerine durdurulan silah ve mühimmat yüklü kamyonun başka bir ilden Gölbaşı'ndaki bir askeri birliğe cephane sevkiyatı yaptığı öğrenildi.

Askeri yetkililerden edinilen bilgiye göre, mühimmat yüklü kamyon başka bir ilden sabah saat 6 sıralarında yola çıkıp Polatlı-Etimesgut güzergahından Ankara'ya giriş yaptı.

Kamyonun içindeki silah ve mühimmatın Gölbaşı'ndaki bir askeri birliğe teslim edilmesinin planlandığı ve söz konusu sevkiyattan askeri yetkililerin haberdar olduğu kaydedildi.

Öte yandan askeri yetkililer, silah ve mühimmat sevkiyatının kiralanan sivil plakalı araçlarca gerçekleştirildiğini belirterek, bugün Ankara'ya benzer şekilde 12 ayrı sivil plakalı kamyonla silah ve mühimmat sevkiyatının yapıldığını kaydetti.

Söz konusu uygulamanın rutin olduğunu belirten yetkililer, sivil plakalı kamyonların herhangi bir risk teşkil etmemesi için tercih edildiğini bildirdi.

AA
http://www.haber7.com/haber/20100311/Askerden-sivil-kamyonla-sevkiyat-bilgisi.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Ankara'da önceki akşam durdurulan sivil plakalı kamyondan 950 el bombası çıkması, önemli tartışmalara yol açtı.

Mühimmatın Silahlı Kuvvetler'e ait olduğu ve rutin bir sevkiyat yapıldığı belirtilirken, taşıma işlemi bazı soruları beraberinde getirdi. Bu çapta bir mühimmatın Emniyet'e bildirilmeden, sivil araçla ve korumasız taşınması ikmal ve lojistik uzmanlarının da tepkisini çekti. Kamyon kasasındaki bombaların A-4 kâğıt kutularına konulması ise güvenlik endişelerine yol açtı. Uluslararası Tehlikeli Madde Taşımacılığı (ADR) ile ilgili Avrupa anlaşması yönetim danışmanı Ümit Seçkin'in verdiği bilgilere göre, sürücünün özel sertifikası olmalı, aracın üzerinde uyarıcı levha bulunmalı, patlayıcılar özel ambalajlarda muhafaza edilmeli, nakil için özel güzergâhlar seçilmeli ve her noktada ilgili birimlere bilgi verilmeli. Emekli Tabip Albay Nevzat Tarhan yaşanan tehlikeyi şu sözlerle dile getiriyor: "Ankara şehir trafiğinde karpuz taşır gibi mühimmat taşımanın açıklanabilir bir sebebi olamaz."

Uzmanlar, tonlarca bombanın Muğla'dan Ankara'ya naklinin sivil bir araçla yapılmasının mevzuata uygun olmadığını anlatıyor. İşte görüşler:

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: TSK'nin, tonajı yüksek mühimmatı, şehirler arası ve uzun mesafelere, şoförüne güvenilir sivil araçlarla, yol emniyeti alınarak(jandarma veya polise eskortlatarak, veya güvenlik timinin refakatinde) taşıtması normaldir. Daha ekonomik ve kazalara karşı daha güvenli olur. Kısa mesafelerde ise, taktik görevlerde veya atışlı tatbikatlarda kullanılacak silah payı gibi mühimmatı da askeri araçlarla taşıtır. Bazen uzun mesafelere ulaştırma birliklerinin kadrolarında bulunan büyük tonaj kapasiteli askeri nakil araçlarına da taşıtılabilir.

Lojistik uzmanı İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Erdal: "Nakil yapan araç sivil olduğu için tehlikeli madde yönetmeliğine uymak zorunda. Yönetmelikte tehlikeli madde taşıyan araçların da özel olma zorunluluğu vardır. Tehlikeli madde taşıdığına dair işaret ve levhalar olmalıdır. Bu aracı kullanan sürücünün tehlikeli madde eğitimi almış, tehlikeli madde taşımacılığı sertifikası (SRC-5) almış olması gerekli. Ayrıca bu araca refakat eden bir eskort olmak sorunda. Riskli olan bütün taşımalarda çevre ve canlı ikamet koşulları göz önünde bulundurulmak zorundadır. Bunun için güzergâhı riski en asgari seviyede olacak şekilde belirlemek gerekir."

Tehlikeli Madde Lojistiği ve Uluslararası Tehlikeli Madde Taşımacılığı (ADR) hakkındaki Avrupa anlaşması yönetim danışmanı Ümit Seçkin: "Bomba gibi tehlikeli patlayıcı madde taşınan araçlara başka bir araç refakat etmeli. Bu araçların geçeceği noktaların çevresinde yerleşim yeri, hastane ve okul olmaması gerekiyor. Geçeceği yol, gerekiyorsa kapatılmalıdır."

İkmal ve lojistik uzmanı emekli Jandarma Astsubay Ömer Akçınar: "Olay askerî sevkiyat mevzuatına uygun değil. Mühimmat sevkiyatında da askerî araçlar kullanılır. Eğer askerî araç yetersizse o zaman sivil araç tercih edilebilir. Diğer bir husus da mühimmat sevkiyatında geçiş güzergâhındaki emniyet güçlerinden eskortluk edilmesi istenir. Fakat burada önemli bir husus sevkiyatta mutlaka eskort bulundurulmasıdır. Kamyonetteki 900 adet mühimmat için en az 15 kişilik güvenlik timinin oluşturulması gerekir. Sivil kamyonet ile yapılan askerî mühimmat sevkiyatı en zor durumda yani savaş halinde görebileceğimiz bir durumdur. Şehir içerisinde sevkiyat yapılsa bile mutlaka eskort eşliğinde yapılır. Ayrıca, Muğla'dan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mühimmat deposu olan Ankara'ya sevkiyat olması düşündürücü. Ankara'daki mühimmat depolarında el bombası bitti mi ki, Muğla'dan getiriliyor? Genelde Ankara'dan diğer şehirlere sevkiyat yapılır. Onun için bu sevkiyat normal dışıdır. Ayrıca el bombalarının A4 kâğıtlarına sarılması da garip. Çünkü el bombaları güvenlik nedeniyle hiçbir sevkiyatta özel korunaklı sandıklarından çıkartılmaz. Taşıma ve depolama işlemlerinde ise el bombaları fünyelerinden ayrı muhafaza edilir, yoksa fünye ile birlikte yapılan sevkiyat ciddi tehlike içerir."

ASDER Genel Başkanı emekli Tabip Albay Nevzat Tarhan: "Ankara şehir trafiğinde karpuz taşır gibi mühimmat taşımanın açıklanabilir bir sebebi olamaz. Malzemelerin PKK'nın veya El Kaide'nin eline geçmemesi için önlem neden alınmadı, jandarmanın böyle bir sevkiyata yetkisi var mı? İçişleri Bakanlığı'na bağlı Muğla Jandarma Bölge Komutanlığı neden Özel Kuvvetler Komutanlığı'na silah ve mühimmat sevk ediyor? Cuntacıların 'ümidin tükendiği anda işlenen suçlar veya çılgın eylemleri' ile karşı karşıya olabiliriz. Eğer böyle bir durum yoksa TSK kontrolsüz, sorumsuz ve disiplinsiz subaylarca yönetilen bir güç olarak iyi durumda değildir. Genelkurmay'ımız kendi ameliyatını kendisi yapsın; çünkü artık bu terazi bu sıkleti taşıyamıyor."

Başsavcılık, bombayı ihbar edenleri arıyor

Ankara'da Etimesgut civarında durdurulan ve daha sonra Gölbaşı'ndaki bir askerî birliğe cephane sevkiyatı yaptığı öğrenilen silah ve mühimmat yüklü kamyonla ilgili ihbarda bulunan şahıs ve şahıslar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca araştırılıyor. Ankara'da önceki gün durdurulan ve içerisinde 950 bomba bulunan kamyon, savcının talimatı üzerine incelenmek üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne getirilmiş, işlemlerin tamamlanmasının ardından kamyon, polis eskortuyla birlikte Gölbaşı'ndaki askerî birliğe götürülmüştü. Mühimmat yüklü kamyonun, başka bir ilden yola çıkıp Polatlı-Etimesgut güzergâhından Ankara'ya giriş yaptığı, kamyonun içindeki silah ve mühimmatın Gölbaşı'ndaki bir askerî birliğe teslim edilmesinin planlandığı ve söz konusu sevkiyattan askerî yetkililerin haberdar olduğu öne sürülmüştü. ANKARA AA

Kamyonun Muğla'daki güzergâhı trafiğe kapatıldı

Ankara Gölbaşı'nda durdurulan bomba yüklü kamyonun, yükü aldığı iddia edilen Muğla'nın Milas ilçesi Güllük beldesi yolunun bir bölümü, genişletme çalışması gerekçesiyle kapatıldı. Milas-Yatağan karayolunun Boğa Yokuşu mevkiinden, dinamit patlatılması dolayısıyla saat 14.00 ile 16.00 arasında geçişe izin verilmiyor. Valilikten bu konudaki açıklama çok geç yapıldığı için durumdan haberdar olmayan sürücüler yolda kaldı. Yaklaşık 6 kilometrelik araç kuyruğu oluştu. KAYBER AVCI MUĞLA

İşte bomba yüklü kamyonu durduran ihbar e-postası

Başkent'te bomba yüklü kamyonun durdurulması operasyonunu, Ankara Emniyet Müdürlüğü Elektronik Şube Müdürlüğü'ne gönderilen bir e-postanın başlattığı öğrenildi. Alınan bilgilere göre bomba sevkiyatıyla ilgili en ince detayların bile aktarıldığı ihbar mektubunda çarpıcı iddialar yer alıyor. Kozmik odada yapılan arama sebebiyle telaşa düşen 'Seferberlik' üyelerinin Nevruz'a hazırlandığı ileri sürülüyor. Mektupta, "Nevruz'da ortalık kana bulanacak. Bu kez Muş Bulanık'taki olay bütün bölgeye yayılacak. Yapılacak eylemler aynı zamanda kozmik aramanın da cevabı olacak." deniliyor. Bütün kirli silahların toplanarak Ankara'ya getirildiğinin iddia edildiği mesajı gönderen şahıs veya şahıslarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca inceleme başlatıldı.

Ankara'da önceki gün alınan bir ihbar üzerine durdurulan kamyonda 950 adet el bombası ele geçirilmişti. Söz konusu kamyonun yakalanmasını sağlayan ihbar mektubunun ayrıntıları belli oldu. Buna göre, önceki gün saat 16.00 sularında Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne 'Çok önemli, lütfen bakınız' başlıklı bir e-posta ulaşıyor. 'Mehmet Ali' ismini kullanan ihbarcı, yolladığı mailde, Seferberlik Tetkik Kurulu'nda yapılan aramalar sonrası Seferberlik üyelerinin telaşa düştüğünü aktarıyor. Kirli silahların toplanarak Ankara'ya getirildiğini öne sürüyor. Kamyonda bulunanların isimleri ve taşınan yükle ilgili detaylı bilgiler de verilmiş. '06 BJ 9915 plakalı Man kamyona dikkat' denilen mesajda, şu ifadeler yer alıyor: "Ankara Seferberlik Tetkik Kurulu ve kozmik odada yapılan aramalardan sonra Seferberlik üyeleri telaşa düştü. Ankara Seferberlik Tetkik Kurulu, kullanmış olduğu sivil personelden bütün kirli silahları birer birer toplayarak Ankara'ya getirtiyor. Bu silahlar arasında Keleşler, Uziler ve G-3'ler var." Mektupta, kamyonun şoförünün de Seferberlik'in sivil elemanı olduğu iddia ediliyor. "Belki de Türkiye tarihinin en kanlı olaylarını bu silahlarla çözeceksiniz."

silahlar güneydoğu'ya dağıtılacak sürücü 'seferberlik'te sivil eleman "Bu kamyonu kullanan Mehmet Ç. de Seferberlik'in sivil elemanı. Az önce Afyon'dan yola çıkan ve Ankara'ya gelecek kamyona uzun namlulu silahları olan şahıslar nezaret ediyor. Nezaret eden, uzun namlulu silah taşıyan kişi gerekirse çatışmaya girmeye de hazır olacak. Polis uygulamasından kurtulmak için araca subay kimliği taşıyan silahlı bir kişi bindirildi. Sevkiyatın ilk durağı Ankara. Silahlar burada elden geçirildikten sonra namluları temizlenecek, seri numaraları değiştirilecek. Doğu ve Güneydoğu'ya dağıtılacak ve Nevruz'da ortalık kana bulanacak. Bu kez Muş Bulanık'taki olay bütün bölgeye yayılacak. Yapılacak eylemler aynı zamanda kozmik aramanın da cevabı olacak. Kozmik dosyası bir daha açılmamak üzere tamamen kapanacak. Kamyonun içindeki silahlar birçok faili meçhul olayı çözmemizi de sağlayacak."

Gözaltına alınan şüphelilerden Astsubay Başçavuş Sadık Hüseyin Kaya'nın, emniyet sorgusunda kendilerine verilen görev gereği Muğla'dan aldıkları el bombalarını Ankara'ya getirdiklerini söylediği öğrenildi. Şüphelilerin ifadesinin ardından Merkez Komutanlığı yetkilileri ile birlikte bomba yüklü araçta inceleme yapıldı. Aramalarda 40 mühimmat sandığı içinde ABD yapımı 950 adet M 26 el bombası bulundu. El bombalarının iddia edildiği gibi kafile ve seri numaralarının silinmediği öğrenildi.

Soruşturma, Kozmik Oda'yı arayan savcıda

Emniyet'e yapılan ihbar üzerine harekete geçen polis, kamyonu aynı gün 18.00'de durdurmuştu. Araçta şoför Mehmet Ç., Jandarma Onbaşı Mustafa Kaymak, Astsubay Başçavuş Sadık Hüseyin Kaya'nın bulunduğu saptandı. Polis aramasında araçta bulunanlar asker olduklarını beyan ederek el bombası taşıdıklarına dair görev kâğıdını gösterdi. İhbar mektubunda Seferberlik Tetkik Kurulu'nun adının geçmesi üzerine soruşturma, daha önce 'kozmik oda'daki aramaları gerçekleştiren özel yetkili cumhuriyet savcısı Mustafa Bilgili'ye verildi. Kamyonun durdurulmasının hemen ardından savcı Mustafa Bilgili olay yerine gelerek şüpheli kişiler ile kamyonun Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürülmesi talimatını verdi.

BİR KAMYON DOLUSU SORU CEVAP BEKLİYOR

Ankara'da önceki gün yakalanan 980 el bombası yüklü sivil kamyon ile ilgili tartışmalar sürüyor Sivil kamyonda hiçbir güvenlik önlemi alınmadan yüzlerce el bombasının patlamaya hazır şekilde yola çıkarılması akıllara birçok soruyu da getiriyor. İşte cevabı bilinmeyen o sorulardan bazıları...



İhbarcı, kamyonu polise değil de PKK, El Kaide ve Hizbullah gibi terör örgütlerine ihbar etseydi, terör örgütleri bu bombaları ele geçirebilir miydi? Teröristlerin eline geçmemesi için nasıl önlem alındı?
 
Kamyona yüklenen mühimmatın içeriği ve miktarı ile ilgili herhangi bir yazılı belge yokken, varış yeri olan Oğulbey'e teslimatın tam ve eksiksiz yapılıp yapılamadığı nasıl kontrol edilecekti?
 
TSK daha tehlikeli mühimmatları prosedüre uygun olarak taşırken, bu bombaları sivil araçla, eskortsuz, emniyet birimlerine bildirmeden taşımasının nedeni ne?
 
Sevkiyatta neden Ankara'da konuşlu olan ve Türkiye'nin her köşesine malzeme taşıyan Ulaştırma Taburu kullanılmadı?
 
Kamyon meskun mahallerden geçmesine rağmen güzergahtaki hiçbir Emniyet Birimi'ne neden bilgi verilmedi?
 
Eskortlar eşliğinde götürülmesi gereken patlayıcılar neden gizlice ve kağıt kolileri arasında özensizce taşındı?
 
Bu nakliyatın eski ÖKK komutanı emekli Korgeneral Engin Alan'ın Balyoz'dan tutuklanmasının ardından yapılması tesadüf mü?
 
Mühimmatın TSK'nın envanterinde bulunduğunu gösteren seri numarası, kafile numarası gibi işaretlerin bulunması zorunlu. Sözkonusu mühimmatın bir kısmında seri numarasının bulunmayıp sadece kafile numarasının bulunmasının sebebi nedir?
 
Jandarmanın böyle bir sevkiyata yetkisi var mı? İçişleri Bakanlığı'na bağlı Muğla Jandarma Bölge Komutanlığı, neden Özel Kuvvetler Komutanlığı'na silah ve mühimmat sevk ediyor?
 
Neden Kırıkkale, Arifiye veya Balıkesir Ordu Donatım Komutanlığı'ndan değil de, Muğla'dan bombalar yüklenmiş?
 
Genelkurmay sadece sızdıranı mı araştıracak yoksa bu olayla ilgili ayrıntılı inceleme başlatacak mı?
 
Muğla'dan ankara'ya gönderilen bombaların yaklaşan Nevruz'la bir ilgisi var mı?
 
Bilindiği kadarıyla Muğla'da askeri mühimmat üreten bir tesis yok. 12 kamyon mühimmat Muğla'ya nasıl geldi?
 
Bombaların üzerindeki seri numaraların kazındığı iddiası doğru mu?

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=960634&title=boyle-bomba-sevkiyati-olmaz
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=960808&title=bir-kamyon-dolusu-soru-cevap-bekliyor
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Ankara'da TSK'ya ait olduğu açıklanan 958 adet el bombası yüklü kamyonu ihbar eden meçhul kişi, dün yeni bir e-posta gönderdi.

İhbarcı, İstanbul'a bomba yüklü dört kamyonun perşembe günü giriş yaptığını iddia etti. Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilen yeni e-posta üzerine polis alarma geçti. Alınan bilgilere göre, yeni e-postayı gönderen kişiyi ve gönderilen adresi belirlemek amacıyla soruşturma yapıldı ve e-postanın İstanbul Beykoz'dan gönderildiği anlaşıldı. İhbarcının ilk e-postada izini kaybettirmek amacıyla adres karıştırıcı program kullandığı da belirlendi. Söz konusu programla ihbarcının adresinin bulunmasının neredeyse imkansız olduğu ancak çalışmaların sürdüğü kaydedildi.

Ankara'da 958 adet el bombası yüklü kamyonun yakalanmasını sağlayan meçhul ihbarcının, polise ilginç iddialar içeren yeni bir e-posta gönderdiği ortaya çıktı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Muhabere ve Elektronik Şube Müdürlüğü'ne gönderilen yeni e-postada ihbarcı, bu kez İstanbul'a cephanelik ve silah yüklü dört kamyonun giriş yaptığını öne sürdü. Maile göre, Ankara'da el bombası yüklü kamyonun belirlenmesinden sadece bir gün sonra bomba yüklü kamyonlar İstanbul'a giriş yaptı. İhbarcı, önceki gün cephanelik yüklü kamyonların İstanbul'a giriş yaptığını yazdı. Yeni ihbar üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü alarma geçti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de ihbar konusunda uyarıldı. İkinci e-postayı gönderen kişiyi ve gönderildiği adresi belirlemek amacıyla yeni bir soruşturma yapıldı. e-postanın İstanbul Beykoz'dan gönderildiği saptandı. İhbarcının ilk e-postada izini kaybettirmek amacıyla adres karıştırıcı program kullandığı belirlendi. İncelemede polis, e-postanın adres karıştırıcı program ile ABD'den gönderilmiş gibi işlem yapıldığını belirledi.

Sivil kamyonda ele geçirilen el bombalarının seri numaralarının silik olup olmadığı son günlerin en önemli tartışma konusuydu. Genelkurmay Başkanlığı'nın, kuvvetlerin elinde bulunan silah ve cephaneliğe yeni bir seri numarası vermek için Ankara'da topladığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, Muğla'dan gönderilen el bombaları da seri numarası verilmesi için Ankara'ya nakledildi. Ele geçirilen bombaların kasalarında seri ve kafile numarası bulunduğu ancak el bombalarının üzerinde seri numarasının yer almadığı öğrenildi. Genelkurmay'ın hangi cephaneliğin kimin elinde olduğunu saptamak amacıyla böyle bir çalışma yaptığı öne sürülüyor.

ÖKK belgesine göre bomba nakli polise bildirilmemiş

Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nca (ÖKK) Ankara'ya yapılan bomba naklinin polise bildirilmediği, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın çok gizli yazısı ile kesinleşti. Kurmay Başkanı Albay Bilgehan Saymaz imzalı yazıya göre sadece Ankara, Afyon, Denizli ve Muğla İl Jandarma komutanlıklarından eskort talep ediliyor. Yazıda polis hiçbir şekilde nakilden bilgilendirilmiyor. Bilgehan Saymaz imzalı gizli yazıda, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı'nca, 06 BJ 9915 plakalı sivil MAN kamyon ile Muğla Güllük'ten Ankara Gölbaşı'na mühimmat nakledileceği yer aldı. Gizli yazıda Albay Saymaz, 10 Mart 2010'da saat 06.00'da, Güllük, Muğla, Denizli, Afyon, Ankara çevre yolu ve Gölbaşı güzergahında gerekli eskort faaliyetlerinin ve emniyet tedbirlerinin alınmasının ilgili komutanlıkların emirlerine bağlı olduğunu bildirdi.

Söz konusu yazının dağıtım yeri olarak ise Ankara, Afyon, Denizli ve Muğla il jandarma komutanlıkları gösterildi. Bu illerin jandarma komutanlıkları dışında herhangi bir dağıtım yapılmadı. Dün bazı basın yayın organlarında polisin bilgilendirildiği öne sürülmüştü. Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın çok gizli yazısı, polisin bilgilendirilmediğini ortaya koyuyor.

Bombalı kamyon hakkında takipsizlik kararı verildi

Mühimmat yüklü kamyonla ilgili soruşturmada 'suç unsuru bulunmaması' nedeniyle 'kovuşturmaya yer olmadığına' karar verildi. Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin takipsizlik kararında, Ankara Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü'ne 10 Mart Çarşamba günü, gönderilen 'Çok önemli lütfen bakınız' konulu elektronik posta içeriğine yer verildi. Kararda, ihbar postasının ardından kamyonun aynı gün saat 18.00'de Gölbaşı çevre yoluna döndüğü sırada durdurulduğu belirtilerek, olayın gelişimi ayrıntılı olarak aktarıldı. Buna göre, araç durdurulduktan sonra özel yetkili cumhuriyet savcısına bilgi veriliyor. Kamyondaki Astsubay S.H.K.'nin, araçta çok sayıda el bombası bulunduğunu belirtmesi üzerine, güvenlik amacıyla kamyon Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne getiriliyor. Astsubay K. de kendisiyle muhafız bir onbaşıya ilişkin Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın görevlendirme belgesini ibraz ediyor.

EL BOMBALARINDA SERİ NUMARA MUAMMASI

Korgeneral Servet Yörük imzalı 4 Mart 2010 tarihli Destek Grup Komutanlığı'na görevlendirme konulu belgede, Milas/Güllük'ten seri numarasız el bombalarına seri numara verilmesi faaliyeti kapsamında Güllük-Milas'taki mevcut el bombalarının tümünün Oğulbey Kışlası'na nakledildiği aktarılıyor. Görevlendirme yazısında sivil aracın plakası, markası ve kullanıcısı, el bombalarının sayı, miktar ve cinsinin belirtilmemesi; görevlendirme yazısında seri numarasız olduğunun belirtildiği halde el bombalarının seri numaralı olması sebebiyle araçta cumhuriyet savcısınca bizzat arama yapılmasına karar veriliyor. İki kamera eşliğinde kamyonda arama yapılıyor. Arama esnasında araçta 25'li sandıklar içinde M26 model, Amerikan yapımı, NATO standardı, savunma tipi, kafile ve seri numaraları üzerinde mevcut 958 adet el bombasının bulunduğu tespit ediliyor. Bomba kutularının içinde 14 adet bomba bilgilerinin bulunduğu istif kartı, bir adet mühimmat teslimine dair tutanak ile normal belgeler elde ediliyor. Araçtaki el bombalarının Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olduğunun aramada çıkan belgelerle belirlenmesi üzerine, el bombaları, Merkez Komutanı Tuğgeneral Orhan Büyükgüngör huzurunda, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli bir yarbaya, kamyon da sahibine teslim ediliyor. Kararda, olayda suç unsuru bulunmaması sebebiyle "kovuşturmaya yer olmadığı'' kararı verildiği açıklanıyor. Bu arada, ihbarı yapanın bulunmasına ilişkin soruşturmanın ise sürdüğü öğrenildi.

SEDAT GÜNEÇ
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=961094&title=ihbarcidan-yeni-eposta-bomba-yuklu-dort-kamyon-istanbula-girdi&haberSayfa=0
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Fikret Bila, Milliyet Gazetesi-İlker Başbuğ'la yapılan röportaj

'İhbarı bize haber vermemiş olmaları benim için önemli'

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, bomba yüklü kamyona yapılan polis baskınını eleştirdi: Bizce mühimmatla ilgili olayda iki önemli nokta var. Bir, mahalli emniyet birimleri bu intikalden haberdar edilmemiştir. Yönetmelikler var. Bu konuda idari soruşturma yürüyor.

İkinci olarak da ihbarda, kamyondaki mühimmatın askere ait olduğu ifade edilmesine rağmen ilgili savcının askeri makamlarla bir bilgi teatisi içine girme ihtiyacı duymamaları benim için çok önemlidir. Böyle bir ihbarın doğru olmasının düşünülmesini bile ben ürkütücü buluyorum...

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'la söyleşimizin ikinci bölümünde ağırlıklı olarak Ankara'yı ayağa kaldıran "bomba yüklü kamyon" konusunu konuştuk. Başbuğ, ihbarda bile malzemenin askeri, araçtakilerin asker olduğunun belirtilmesine karşın emniyet ve savcılığın kendileriyle temas kurmamış olmalarına dikkati çekti. İhbardaki iddiaların doğru olabileceğinin düşünülmüş olmasını ürkütücü bulduğunu vurguladı. Olayla ilgili yaşanan sürecin "güven sarsıcı" nitelikte olduğunu söyledi.

Başbuğ, bu konudaki sorularımı yanıtlarken sözü önce Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Arslan Güner'e verdi.

Kamyonla Ankara'ya getirilen el bombaları nedeniyle gergin saatler, günler yaşandı. El bombaları Ankara'ya neden getirildi? Neden sivil kamyon kullanıldı?

Başbuğ: Mühimmat konusunu Aslan Güner Paşa'ya bırakalım

Güner: Sayın Bila, mühimmat olayında neden böyle bir intikal faaliyeti oldu oradan başlayalım. 29 Nisan 2009, yaklaşık bir yıl oluyor. Genelkurmay Başkanım bir basın toplantısında, bu mühimmat konularını sizlerle paylaşırken, mevcut düzende, NATO dahili sisteminde mühimmata kafile numaraları verildiği zaman, tek bir parçanın seri numarasının olmadığını altını çizerek söylemişti. Dolayısıyla aynı kafileden bazen 3 bin, 5 bin, belki 20 bin; cinsine göre, özellikleri noktasında lav mühimmatında aynı kafile numarası ile çıkıyor. Bunu dağıttığınız zaman, 25 - 30 ayrı birliğe, aynı kafile numaralı mühimmat gidiyor. Öyle olunca da farklı envanterini kontrol etmekte güçlükler oluyor.

Ve bildiğiniz mazideki bazı sıkıntılar yaşandı. Bunun üzerine Sayın Komutan emir verdi, 'Bu eksikliği giderelim' diye. Çalışmalar yapıldı TÜBİTAK'tan da teknik yardım alarak. Sonuçta iki şeye karar verildi. Bir, bundan sonra temin ve tedarik edeceğimiz bu tür mühimmatı, alacağımız yerlere sözleşmemize koyarak...

Başbuğ: Özellikle el bombası, lavlar. İkisi önemli.

Güner: En çok buralarda sorun olduğu için, bu ikisinin de mümkünse, sonra diğerleri tedarik edilirken sözleşmeye koyarak, seri numarası vurulmuş olarak her birine. Ama kafile numarası yine var. Ama her bombada bir numara yine olacak. Dolayısıyla yeni alacaklarımıza bu şartı getirdik. Ama elimizde çok miktarda eski numarasız olan var. Kafile numarası olan ancak seri numarası olmayan.

Dolayısıyla milyonlarca el bombası varsa, hepsini bir anda alıp, boyacı küpü gibi koyup seri numarası çıkaramayacağınıza göre, parti parti, yapan yerin imkânına bağlı olarak toplanıyor. Numara vuruluyor ve tekrar envantere alınarak, bu sefer hangi numaralı mühimmat, kime verildi kaydedilerek tekrar dağıtılıyor. Bu faaliyet kapsamında özel kuvvetlerin Güllük'teki birliğindeki 958 adet seri numarası olmayan bomba da numara basılmak üzere Ankara'ya getirildi.

Başbuğ: 'Seri numarası olmayan deyince' bazılarında var anlamı çıkıyor. Hiçbirinde yok yani. Sadece kafile numarası var hepsinde. Bunlara seri numarası vurmak amaç.

Bombalar 1953 üretimi

Güner: Ta 1953 yılında imal edilmiş, Amerikan malı el bombaları bunlar. Orada olan 958 adetin Ankara'ya getirilmesi için Özel Kuvvetler Komutanlığı 4 Mart'ta bir emir çıkarıyor. Bu görevi kimin yapacağı bir astsubay ve muhafız onbaşının adını da belirterek emri yayımlıyor. Taşımayı yapmak için ihale yapılıyor. İhale sonucu da ulaştırma hizmeti almak için bir firmanın bir aracı bu iş için kiralanıyor.

İlk defa yapılmış bir uygulama değil anlaşılan.

Güner: Özellikle Güneydoğu dahil pek çok intikalimizde, son zamanlarda hem personel intikalimizde otobüs tutuluyor, hem malzeme intikalimiz çoğunlukla bu tür araçlarla yapılıyor. Bunun güvenlik boyutu var, ekonomik boyutu var. Diyelim özel kuvvet askeri araç çıkarsaydı Ankara'dan bir boş araç gidecek birliğe, o yolu kat edecek yükleyip geri getirecek. İki kez olacak. Öbüründe belirli bir fiyata kiralıyorsunuz şoförü ve yakıtı ona ait. Dolduruyor, getiriyor, işi bitiriyor. Selamını verip gidiyor. Onun için dünyada çok uygulanan bir yöntemdir. Bizim bu konudaki yönergemiz buna cevaz veriyor. Yönergemizin ismi de milli yayın 55-4. MY 55-4.

İntikal sürecinde geçeceği yerlerde kimlere bilgi veriliyor?

Güner: Yine bu yönergeye bağlı olarak zaman içinde çıkarılan uygulama emirleri var. O diyor ki; "Böyle bir mühimmat naklini önceden geçeceğimiz güzergâhtaki ilgili askeri ve mülki makamlara bildirin." Özel Kuvvetler Komutanlığı da yönergenin bu hükmünü yerine getiriyor. 9 Mart 2010'da, intikalden bir gün evvel bir mesaj çekerek, kimlere, güzergâh boyundaki jandarmalara ve Ankara içinden geçeceği için, büyük bir meskun mahal olduğu için Ankara Merkez Komutanlığı'na mesajı çekiyor ve bu kamyonun numarası, cinsi, araç komutanları, ne zaman yola çıkacağı ve hangi güzergâh takip ederek Ankara'ya geleceği yazılı.

Ya mülki amirler?

Güner: Özel Kuvvet'in mesajını alan jandarma, il jandarma komutanlıkları ve Ankara Merkez Komutanlığı da ikisi, bir nedenle, Ankara Jandarma ve Ankara Merkez Komutanlığı, muhafız ve eskort talebini mülki ve mahalli emniyet birimlerine iletmek durumunda olmuyorlar, iletemiyorlar bir nedenle. Başbuğ: Muhafız ve eskort onlarla ilgili değil. Yani burada Ankara İl Jandarma ve Merkez Komutanlığı'nın bu intikali mülki makamlara, emniyete bildirme sorunu var.

Güner: Eskort isteme hakkı var.

Polisten?

Güner: Tabii, polis eskort isteme hakkı da var.

İhmal ve unutkanlık anlamında bir şey mi?

Güner: Burada bir eksiklik olduğunu herhalde kabul etmemiz gerekiyor.

Bu Muğla'dan çıktığına göre yol üzerinde Denizli ve Afyon valiliklerine bildirildi mi?

Güner: Oralara yapmış, kodlamış .

Valiliğe bildirmiş mi oralar da?

Güner: Hayır, jandarma kendi yapmış.

Yani jandarmanın koruması altında geliyor. Tek başına değil.

Güner: Ta Sivrihisar'a kadar. Ondan sonra bir kesiklik, kopukluk oluyor. O şu anda soruşturuluyor. Ve sonuçta bu kamyon eskortsuz bir şekilde -korumasız diyemeyiz çünkü silahlı muhafızı var- ama eskortsuz bir şekilde Eskişehir yolundan gelirken Gölbaşı'na doğru döndüğü yerde durduruluyor. Ve bu durdurulma işlemi de bir ihbar e-mailine bağlı. E-mailde bazı detaylar verilmiş. Seferberlik Bölge Başkanlığı'na ait olduğu, muhafız durumundaki asker kişinin asker kimliğinden yararlanarak polis noktalarını kolayca geçeceği falan gibi. Hatta ilaveler var. İçinde uzun namlulu silahların da olduğu iddia ediliyor.

Terörle mücadele polislerimiz konuyu yetkili savcıya aktarıyorlar. Savcımız bunu kendine göre değerlendiriyor ve ilgili mahkemeden; aracın durdurulması, şahısların üstlerinin dahi aranması ve gerekli işlemin yapılması yetkisini alıyor. Ve bu yetki ile bu araç 18.00 civarında durduruluyor. İhbardan 2 saat sonra.

Buradaki önemli nokta; saat 16.00'dan 18.00'e kadar, ihbar mektubunda bunun askeri malzeme olduğu, içindeki şahısların asker olduğu söylenmesine rağmen askerle temas kurulmuyor. Ne Merkez Komutanlığı'na ne de Garnizon Komutanlığı'na; "Böyle bir ihbar var, bu sizin midir, bilginiz var mı?" vs. hiçbir şey sorulmuyor.

'Telefona izin bile verilmemiş'

Sorulmadığı gibi, araç durdurulduktan sonra araç komutanı astsubay; "Ben asker kişiyim" deyip kimliğini göstermesine rağmen ve "Bana müsaade edin, durumu üstlerime, Merkez Komutanlığı'na haber vereyim" diye ısrarla söylemesine rağmen buna müsaade edilmiyor.

Belge gösteriyor, kimlik gösteriyor ve bir telefon hakkı istiyor. Bunlara müsaade edilmiyor. Hadi buna müsaade edilmiyor, kendileri de Merkez Komutanlığı'na haber vermiyor. Ve ondan sonra bunun askeri özellikleri biline biline araç Emniyet Müdürlüğü'ne götürülüyor. Bu konuda daha önce çıkarılmış genelgeler var biliyorsunuz. Adalet Bakanlığı'nın Emniyet Genel Müdürlüğü'nün var. Çünkü daha önce de olaylar oldu, asker kişiye yapılacak işlemleri açıklayan çok sayıda genelge var. İlgili bakanlıkların ve makamların. Ama bunlara uyulmuyor. Uyulmuyor gözüküyor burada.

'TRT ajite etti'

Şuna değinmeden geçemeyeceğim ben. TRT'nin durumu. Olay bir şekilde medyaya duyuruluyor veya medya duyuyor. Pek çok televizyon kanalı bu konuda son dakika, son dakika diye habere basıyor. Bunlara söyleyeceğimiz hiçbir şey yok. Yani haberci veya televizyonların en doğal hakkıdır. Ama TRT bir devlet televizyonu ve haber verirken el bombalarının seri numaralarının bilinçli olarak silindiği anlamına gelen, dolayısıyla ihbardaki o karışık, ajite edici bilgileri doğrular nitelikte haberler vermeye başlıyor. "Maksat sanki çok farklı" gibi polemik yaratacak haberler geçmeye başlıyor. Sonradan bu sorulduğunda bir kurum yetkilisi, "muhabirlerimiz aldıkları duyumları doğrulatarak haber yapar" dediler. Seri numaraları silinmiş gibi kafa karıştıran bir bilgiyi kime doğrulattılar doğrusu onu biz merak ediyoruz.

'Tüm kurumlar zarar görür'

Başbuğ: 17 Aralık 2009'da, Trabzon'da bir konuşma yapmıştım. Okuyorum aynen oradan: Adli makamlarımıza da bazı sorumluluklar düşmektedir. Adli makamlar, ihbar mektuplarına, özellikle itirafçıların ve gizli tanıkların verdikleri ifadelere karşı daha duyarlı ve daha dikkatli hareket etmelidirler. Özellikle TCK 250. madde kapsamındaki özel mahkemeler, bu kapsamda savcının yürüttüğü şeye baktığımız zaman genellikle iddianamelerde üç nokta öne çıkıyor. Bir, ihbar mektupları var çoğunda, itirafçılar var, gizli tanıklar var ağırlıklı olarak.

O zaman da bizim dediğimiz konu şu idi; bunlara karşı daha duyarlı ve daha dikkatli hareket etmek lazım. Dedim ki; böyle durumlarda adli makamlar TSK'yı ilgilendiren bir durum varsa bizimle bilgi teatisinde ve işbirliğinde bulunmalı. Bu ilerde, aksi durumlarda kurumlararası çatışmaya neden olabilir dedim. Ne zaman dedim? 17 Aralık 2009'da dedim. Şimdi bu tip olayları maalesef son dönemlerde yaşıyoruz sık sık.

Bizce mühimmatla ilgili olayda iki önemli nokta var. Bir, mahalli emniyet birimleri bu intikalden haberdar edilmemiştir. Kim edecekti? Silahlı kuvvetler, yani ilgili silahlı kuvvetlerin sorumluları. Bu eksiklik. Tabii bunu doğal karşılamamız söz konusu değil. Sonuçta bu konuda sorumluluğu olan varsa ki soruşturma devam ediyor, elbette sorumlu olanlar varsa sorumluluğunun karşısında ne gerekiyorsa...

Askeri soruşturma yürüyor mu?

Başbuğ: Gayet tabii yürüyor, çünkü yönetmelikler açık. Uygulanması lazım. Bu idari soruşturma. İkinci olarak 10 Mart 2010 saat 15.57. İhbarı alıyor, kim, emniyet yetkilileri. İhbarda, kamyon üzerindeki mühimmatın askere ait olduğu ifade ediliyor. Araçta da askeri personel var. Askeri personel bulunduğu ifade ediliyor. Ve askeri birlikte de ilişki kuruluyor. Şimdi bizim beklentimiz şu. 17 Aralık'ta söylediğimin aynen burada bir uygulamasını görüyorum. Böyle bir durumda aslında emniyet yetkililerinin, ilgili savcının bu ihbara ilişkin askeri makamlarla bir bilgi teatisi içine girme ihtiyacı duymamaları benim için çok önemlidir. Bakın bu e-mail ile yapılan ihbar direkt olarak TSK'yı itham ediyor. Ve eğer içeriğini görürseniz, okuyun, ben böyle bir ihbarın doğru olabileceğinin düşünülmesini bile ürkütücü buluyorum. Çok ürkütücü. Bakın böyle bir ihbarın doğru olmasının düşünülmesini bile ben ürkütücü buluyorum.

"Bu davranışlar güveni zedeler"

Bu şekildeki davranışlar kurumlar arasındaki karşılıklı güven duygusunu zedeler. Toplumda gereksiz yere gerginlik yaratır. Gereksiz yere de toplumu işgal ediyor. Gereksiz yere günlerdir bu konular üzerinde konuşuluyor. Ne oluyor, sonuçta da ilgili bütün kurumlara zarar veriyor.

Bakın burada zarar gören Türk Silahlı Kuvvetleri nihayetinde. Türk Silahlı Kuvvetleri de zarar görüyor bana göre, Emniyetimiz de zarar görüyor. Adli makamlar da zarar görüyor. Bu devletin zarar görmesi demek. Bu kadar açık.

'TSK bildirim hakkını saklı tutuyor'

Güner: Garnizon ve Merkez Komutanımız çok geç olarak öğrendikleri kamyon olayına ancak Emniyet Müdürlüğü'nde müdahil oluyorlar. Orada da bizzat sayın savcı ile, ilgili görevlilerle konuşuyorlar. Belgeleri ibraz ediyorlar. İlave belgelerle konuyu anlatıyorlar. Ama durum değişmiyor, sayın savcımız o bildiğimiz prosedürü yönetiyor. Ve tek tek kontrol ettiriyor ve sonunda sabaha karşı bırakıyor. Ertesi gün de biliyorsunuz kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Medyaya yansıdı. TSK hem adli açıdan, hem idari açıdan yapılan bu uygulamadaki noksanlıkları herhalde ilgili makamlara bildirme hakkını saklı tutmaktadır.

http://www.milliyet.com.tr/-ihbari-bize-haber-vermemis-olmalari-benim-icin-onemli-/fikret-bila/siyaset/yazardetay/15.03.2010/1211373/default.htm?ver=80
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Ankara'da ele geçirilen bir kamyon dolusu el bombasının Kriminal Laboratuvar'daki incelemesi tamamlandı.

Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait bombalarının, 59 ayrı suç olayında kullanılanlarla 'kardeş' olduğu ortaya çıktı. Bombalar, Ergenekon'da ele geçirilen bombalarla da aynı seriden...

Ankara'da 10 Mart 2010 günü sivil plakalı bir kamyoda ihbar üzerine ele geçirilen Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait 900 adet el bombasının Kriminal Laboratuar'daki incelemesi tamamlandı. Bombaların, Ergenekon kapsamında 59 ayrı olayda daha önce kullanılan bombalarla "kardeş" olduğu anlaşıldı.

BOMBALAR SABIKALI ÇIKTI

Özel Kuvvetler Komutanlığı'na götürüldüğü açıklanan 900 bombanın seri numaraları, Emniyet kayıtlarında bulunan ve çeşitli olaylarda kullanılan el bombalarının seri numaralarıyla karşılaştırıldı. Kamyondaki bombalar, 59 ayrı olayda kullanılan el bombası ile 'kardeş' çıktı. Ergenekon soruşturması kapsamında 12 ayrı olayda ele geçirilen bombalarla da aynı seriden olduğu anlaşıldı.

İHBAR YAPILMIŞTI

İncelemede, kamyondaki bombaların Ergenekon soruşturmasını başlatan Ümraniye, Yarbay Mustafa Dönmez'e ait Zir Vadisi ile Poyrazköy 'de toprağa gömülü halde bulunan el bombalarıyla da aynı seriden olduğu belirlendi.Ankara Polisine 10 Mart 2010 günü gelen bir ihbarda, beyaz bir kamyonun askeri mühimmat taşıdığı, mühimmatın Türkiye'nin farklı illerine dağıtılacağı ve ardından kirli eylemler yapılacağı öne sürülmüştü.

İhbar üzerine harekete geçen Terörle Mücadele Şubesi ekipleri plakası belirtilen kamyonu şehir içinde durdurmuştu. Emniyete çekilen kamyonda yapılan aramada 900 adet seri numaraları belli el bombası bulunmuştu. Mühimmat nakliyesinin Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bildirilmediği de ortaya çıkmıştı.

59 OLAYDA AYNI BOMBA

Ergenekon soruşturmasını başlatan el bombaları 12 Haziran 2007'de Ümraııi-ye'de bir gecekonduda ele geçirilmişti Buradaki 18 el bombasından 2'si kamyon daki 125 bomba ile aynı seriden.

* 7 Ocak 2009'da Yarbay Mustafa Donmez'in Sakarya'daki yazlığında ele ge çi ri len el bom ba ları kam yon da ki 12 bomba ile 'kardeş' çıktı.

ZİR VADİSİ VE POYRAZKÖY

Yarbay Dönmez'de bulunan krokiden hareketle 12 Ocak 2009'da Ankara Zir Vadisi'nde gömülü 10 el bombası, kamyondaki 25 bomba ile aynı seriden.

* 21 Nisan 2009'da Poyrazköy kazılarında ele geçirilen 2 el bombası kamyon da bulunan 25 bomba ile aynı seri çıktı 6 Temmuz 2007'de Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi operasyonunda Ahmet Cinali'den ele geçirilen el bombası kamyondaki 130 el bombası ile kardeş Bu bomba aynı zamanda, Yarbay Dönmez'in evin den çıkanlarla da aynı seriden.

MERSİN'DEN K. MARAŞ'A

Ergenekon kapsamında 12 Aralık 2008 de Trabzon'da Özel Harekat Polisi Hasan Akyüz'ün evinde bulunan 8 el bombası ile kamyondaki el bombaları aynı kafıleden. Bu bombalar, Yarbay Dönmez ile Ümraniye bombalarıyla da aynı seri.

* 2006'da Küçükçekmece'deki Eğirdir Tekstil'de bulunan 4 bombadan biri kamyondakiler ve Yarbay Dönmezin evinde ele geçirilenlerle aynı seriden çıktı.

* Ergenekon kapsamında 5 Eylül 2009'da Kahramanmaraş'ın Döngel Köyü'nde bulunan bir el bombası, 24 Mayıs 2008'de Antalya'da hırsızlık zanlısı Abdülvehhap Salman'da ele geçirilen el bombası ile 23-30 Nisan 2008'de Mersin'de köylulerin bulduğu 4 el bombası kamyondaki Özel Kuvvetler bombaları ile aynı seriden olduğu tespit edildi.

Kamil ELİBOL/ ANKARA
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/111033-o-bombalar-ergenekon-la-kardes-cikti-haberi.aspx
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.