Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Nisan 2024, 02:13:19

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 108
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 112
Total: 112

Yazıcıoğlu kazasında şok: Enkazın bazı parçalarını askerî timler yakmış olabilir

Başlatan kilimanjaro, 25 Ocak 2011, 19:56:28

« önceki - sonraki »

kilimanjaro



AHMET DİNÇ, HÜSEYİN SÜMER - ANKARA  

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla inceleyen Devlet Denetleme Kurulu (DDK), raporunu tamamladı.

Köşk'ün internet sitesinde yayınlanan raporda kaza ile ilgili ciddi ihmal ve eksiklikler sıralandı. "Mutlaka cumhuriyet savcılığınca yeni araştırma yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır." denilen raporda, helikoptere ait bazı parçaların Özel Kuvvetler ve Jandarma timleri tarafından kaza mahallinde yakılarak imha edildiğine dikkat çekildi.

45 sayfalık raporda, kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayan cihazların olay yerinde bulunamadığı vurgulanırken, bazı hava araçlarının kaza anında ve mahallinde alçaktan uçtuklarına işaret edildi. Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranda karbonmonoksit gazı tespit edildiği, adlî tıp uygulamalarında da bazı düzensizlikler görüldüğü aktarıldı. Kazanın sebebi konusunda "Çevresel şartlara bağlı olarak pilotun oryantasyon kaybının muhtemel kaza nedeni olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir." açıklaması yapıldı. Ancak ilk kez ortaya çıkarılan bulguların da 'muhtemel kaza nedeni' olarak ele alınması önerildi.

Pilot ve yolcuların kanlarında yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunmuştu!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla DDK'nın başlattığı çalışma dün kamuoyuna açıklandı. 45 sayfalık raporda kazanın muhtemel sebebi pilotaj hatası olarak değerlendirildi. Ancak çalışma sırasında varlığı ilk kez tespit edilen bazı hususlar şöyle sıralandı: "Helikopter enkazından, helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa ve güzergah gibi kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen ARGUS 5000 CE ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden yok olması/çalınması. Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunması ile adli tıp uygulamalarındaki bazı düzensizlikler ve pilotun sağlık durumu hakkında tespit edilen bazı yeni bilgiler. Transponderi açık olmayan veya alçaktan uçtuğu düşünülen bazı hava araçlarının kaza anı ve mahallindeki hareketliliklerinin varlığı ve yukarıda bahsedilen cihazların kaza mahallinden yok olması/çalınması." Söz konusu bulgularla birlikte cumhuriyet savcılığının olayı araştırması istendi. Yeni bir araştırma kurulu oluşturulmasına da yer olmadığı kaydedildi. Raporda arama-kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında önemli eşgüdüm sorunları ile ciddi düzeyde ihmal ve eksikliklerin tespit edildiğine de vurgu yapıldı.

Kaza anına kadar bölgede oluşan yoğun hava hareketliliği kazadan sonraki iki saatlik bölümde aniden kesilmiş!

Raporda kaza anında ve yerinde başka hava araçlarının yoğun biçimde bulunduğu da belirtildi: "Helikopter kazasının olduğu günün sabahından itibaren kazanın olduğu bölge yakınlarında yoğun bir hava aracı hareketliliği olduğu, kaza anında da söz konusu hareketliliğin devam ettiği, ancak muhtemel kaza saatinden sonra iki saat kadar hava hareketliliği yaşanmadığı ve daha sonra yeniden bir hava hareketliliğinin görüldüğü tespit edilmiştir. Cumhuriyet başsavcılığının bu konudaki tüm tereddütleri gidermesi önerilmektedir."

Helikoptere ait bazı parça ve atıklar askeri timlerce yakılmış olabilir!

Helikopter ait bazı parça ve atıkların, enkaza ulaşıldığı gün, yani 28 Mart 2009 tarihinde DAK timi (Özel Kuvvetler Komutanlığı Doğal Afetler Arama ve Kurtarma) ve daha sonra oraya ulaşan Ankara JOAK (Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı) Dağcılık timi tarafından yakılmış olabileceğinden de raporda bahsedildi.

Abdullah Gül: Savcılık gereğini yapacaktır

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Strasbourg'a hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Rapora ilişkin soru üzerine çalışmanın savcılığa gönderileceğini belirten Gül, şunları kaydetti: "Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi, bir yıl kadar önce beni ziyaret ederek, bu konunun DDK tarafından en detaylı şekilde araştırılmasını rica etti. Ben de DDK'ya talimat verdim. Hem olayın iyice araştırılması hem de Türkiye'de kurulların yeterli olup olmadığını, alınması gereken yeni tedbirler varsa bunların tespitini, kurumlarda noksanlık varsa bunların yeniden donatılması gerektiğini... Bu konuyla ilgili çalışma yapmalarını istedim. 800 sayfaya yakın bir çalışma yapıldı. Şu anda bir mahkeme var, savcı muhakkak ki kararı verecektir. Onlara gönderilir."

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1083761&title=helikopterin-bazi-parcalari-asker%EE-timlerce-yakildi



HELİKOPTERDE ELT CİHAZININ BULUNDUĞU, ANCAK KIRILDIĞI İÇİN İŞ GÖRMEDİĞİ BİLGİSİ DE YALAN ÇIKTI!

BBP Lideri Yazıcıoğlu'nun içinde hayatını kaybettiği helikopterin, ELT cihazı kırıldığı için bulunamadığı iddia edilmişti. Peki helikopterde gerçekten ELT cihazı var mıydı?

Daha önce "Helikopterde yoktu" denilen GPS cihazı kazada hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş'in çektiği fotoğraflarda olduğu tespit edilmiş, ancak kazadan sonra enkazdan "gizli bir el tarafından" alındığı belirlenmişti. Şimdi ise bir başka skandal ortaya çıktı...

Helikopterin bulunduğu konumu belirlemeye yarayan ELT (Emergency Locater Transmıtter) cihazının sinyal vermemesi yüzünden kaza yerine ulaşılamadığı günlerce tartışılmıştı. Daha sonra "ELT anteni kırıldığı için uyduya sinyal gönderemedi" denildi. Ancak Toplumsal Hafıza'nın elde ettiği belgeler, bütün bu bilgilerin saptırma olduğunu ve helikopterde ELT cihazının aslında hiç bulunmadığını ortaya çıkarıyor...

O HELİKOPTERİN SON PİLOTU DA "ELT CİHAZI YOKTU" DEMİŞTİ

Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının ölüme uçtuğu helikopter MED-AİR şirketinden kiralanmıştı. Helikopteri en çok kullan kişi olan MED-AİR pilotlarından Ali İbanoğlu kazadan kısa süre sonra Devletin Resmi Ajansına (AA) helikopterde yer tespitinin yapılmasını sağlayan ELT cihazının bulunmadığını söylemişti.

Anadolu Ajansından Murat Kaban'nın haberi aynen şöyleydi

" Esas Hava Taşımacılık Turizm ve Ticaret AŞ'ye ait Medair şirketinin kaptan pilotlarından İbanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, helikopterin tam olarak nerede düştüğünü bilmediklerini, yerinin tespiti için ise ne kendilerinde ne de helikopterde sinyal gönderen bir cihaz bulunmadığını söyledi"

HELİKOPTERİ EN İYİ TANIYAN PİLOT

İbanoğlu'nun bu açıklamayı neden yapmıştı ve helikopterde ELT cihazı bulunmadığını nerden biliyordu? İlk etapta basit bir yanılgı gibi görünen olayın içinde korkunç gerçekler saklı.

Med-air şirketinin İşletme Ruhsatı 29/01/2009 tarihinde Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali ARIDURU imzasıyla yenileniyor. Elde ettiğimiz belgede Ali İbanoğlu'nun aynı zamanda şirketin Kalite Sistemi Yöneticisi olduğu açıkça görülüyor.

HER TÜRLÜ DEĞİŞİKLİKTEN HABERİ OLMASI GEREKEN TEK KİŞİ ALİ İBANOĞLU

Gerek helikopterde ve gerekse pilotların sağlık ve eğitimleri ile ilgili her detayı ilk önce bilmesi gereken kişi Kalite Sistemi Yönetici yani Ali İbanoğlu. ELT cihazı bulunup bulunmadığını veya arızalı ise ne zaman çıkarıldığını Kalite Sistemi gereği onun bilmesi gerekiyor.

Helikopterin uçuşa uygunluğunu hazırlayan ekibin başındaki isem "helikopterde ELT cihazı yok" diyorsa bunu bilerek söylemesi gerekir

ÖLÜM HELİKOPTERİNİ EN SON VE EN ÇOK KULLANAN PİLOT İBANOĞLU

Yazıcıoğlu'na kiralanan ölüm helikopterinin (TC-HEK) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde Kayıtlı 45 adet uçuş belgesini ele geçirdik. O belgelerde de helikopteri en çok kullanan pilotlardan birinin Ali İbanoğlu olduğu görülüyor.

Resmi Kayıtlara göre TC-HEK BELL 206 L-4 tipi ölüm helikopteri, ölüm uçuşundan bir önceki uçuşu Bursa'ya yapıyor. Merhum Kaptan Pilot Kaya İstektepe ile Kaptan Pilot Ali İbanoğlu'nun birlikte uçtukları bu uçuş helikopterin kaza öncesi son uçuşu... Elde ettiğimiz belgede 28.02.2009 tarihinde yapıldığı görülen bu uçuşta Bursa'dan dönüşte helikopteri Ali İbanoğlu kullanmış. İşte bu pilot, kazadan hemen sonra yaptığı açıklamada, helikopterde ELT cihazı olmadığını söylemişti.

HELİKOPTERE ELT CİHAZINI KAZADAN SONRA KİM TAKTI?

Ölen pilot Kaya İstektepe'nin de yakın dostu olan Ali İbanoğlu ELT cihazı ile ilgili bilgiye sahip olan en yetkili isim. Ounun yoktu sözlerine rağmen kaza sonrası helikotperde bir ELT cihazı olduğu ve bunun kırılmış olduğuna ilişkin fotoğraflar yayınlandı.

HELİKOPTERDE BULUNAN CİHAZ SİNYAL VERMEK ÜZERE AYARLANMAMIŞTI

Meclis Araştırma Komisyonu'nun talebi üzerine Kaptan Pilot Feyzi Altkunbulak tarafından hazırlanan raporda, ELT cihazına kod girilmesi işlemi yapılmadığı, bu yüzden uydular tarafından tanınmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştı. Yani ELT cihazını helikoptere takanlar, cihazı uydulara tanıtacak kod numaralarını girmeye fırsat bulamamışlardı. Bu da, söz konusu cihazın kazadan sonra helikoptere "alelacele" takıldığını gösteren önemli bir delil olarak dikkati çekiyordu.

ELT'Yİ TAKTIĞI İDDİA EDİLEN KİŞİ

ELT cihazını helikoptere MED AİR'de görevli teknisyen Mehmet Aytar'ın taktığı ancak Aytar'ın bu cihazı helikoptere takacak yetkili kişi olmadığı da raporda yer alıyordu. Olayla ilgili savunması veren Aytar'ın cihazı 23.01.2009'da taktığını iddia ettiği görülüyor. Ancak sö konusu helikopteri kazadan önce en son 28.02.2009'da kullanan şirketin Kalite Kontrol Yöneticisi Ali İbanoğlu, (helikoptere bir ay önce takıldığı iddia edilen) ELT cihazının olmadığını söylemişti. Yani en son kullanımdan bir ay önce takıldığı iddia edilen ELT cihazını şirketin yöneticisi ve deneyimli pilotu İbanoğlu görmemişti...

EN ÖNEMLİ SORU İŞARETİ

Helikopteri en iyi bilen pilotun "Yok" dediği ELT cihazının kazadan sonra helikopterde takılı halde bulunması dikkatleri, "Kazadan sonra helikopter enkazına "ilk önce" kim ulaştı? Helikopterde bulunmayan cihazı enkaz yerine kim getirdi? Bu cihazın takılmasını kimler istedi" sorularına çevirdi. (Toplumsalhafıza)




http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1070752&title=yazicioglu-kazasinda-yeni-skandal&haberSayfa=0





Eşimin, Alperen Ocakları'na sızmaları engellemesi, bazı çevreleri rahatsız etti

Merhum BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunu yorumladı.

Eşinin, BBP ve Alperen Ocakları'nın içine sızmaları engellediği için bazı çevreleri rahatsız ettiğini savundu. Dün akşam Habertürk TV'ye konuşan bayan Yazıcıoğlu, "Eşim, BBP ve Alperen Ocakları'na birtakım insanların sızdırıldığını, bu kişilerin iyi niyetli çocukları kötü emelleri için kullanmaya çalıştığını biliyordu. Bunları tespit etmişti. Elinden geldiğince buna engel olmaya çalıştı. Bunda da büyük oranda başarı sağladı. Bundan rahatsız olan insanlar vardı." diye konuştu. Yazıcıoğlu, işinin ölümünden sonra gençleri sokağa dökmek, kargaşa çıkartmak isteyenler bulunduğuna dikkat çekti. DDK raporuna göre kazada ölenlerin kanlarında yüksek seviyede karbonmonoksit gazı tespit edilmesiyle ilgili olarak da "Eşimin kan örneği bizde mevcut. Yeniden DNA tespiti yapılmasını isteyeceğim. İncelenen kan örneklerinin eşime ait olduğundan dahi şüphe ediyorum." diye konuştu. Gülefer Yazıcıoğlu, enkazın olduğu yere doğru giden köylülere, "Bulundu, geri gelin." diye haber gönderildiğini ve arama çalışmalarının aksatıldığını da anlattı. Olayla ilgili soru işaretlerini sıralarken enkaza ulaşan köylülerden bazılarının, "Bizim çoluk çocuğumuz var." diyerek kendisiyle konuşmaktan korktuğunu aktardı. Köylülerin, enkazın yanından indikten sonra cep telefonlarıyla çektikleri görüntülerin alınıp silindiğini de dile getirdi. İSTANBUL - ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1083762&title=esimin-alperen-ocaklarina-sizmalari-engellemesi-bazi-cevreleri-rahatsiz-etti
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne neden olan helikopter kazasını araştıran DDK'nın raporunun ayrıntıları netleşiyor. Rapora göre, helikopterin bölgeye giden F-16'larca düşürülmüş olabileceğine işaret ediliyor.

Bilal Çetin'in haberi

Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazayı araştıran DDK'nın raporuna göre, helikopterin bölgeye giden F-16'larca düşürülmüş olabileceğine işaret ediliyor.

Radar kayıtlarına göre, helikopterle aynı saatlerde havalanan savaş uçakları kaza bölgesinde sık sık çağrı işareti değiştirmiş. Sivil radarlar da da görülüp kaybolmuşlar. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu'nun, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili raporunun tamamını BUGÜN ele geçirdi.

DDK raporunda, helikopter kazası öncesinde bölgede yaşanan hava trafiğine dikkat çekilirken, kazayla aynı dakikalarda bölgede uçan F-16 uçaklarının helikopteri düşürmüş olabileceği iddialarına yer verildi.

DDK'nın 795 sayfalık raporunda helikopterin başka hava araçları tarafından düşürülebileceği iddiasının detaylı olarak incelendiği ortaya çıktı. Raporda, kaza öncesinde bölgedeki hava trafiği çizimlerle detaylandırıldı. Raporda, THY başta olmak üzere kaza bölgesi üzerinde uçuş yapan diğer sivil uçakların radar kayıtları ile askeri uçakların uçuşuna da yer verildi.

Sivil radarlarda da kayboldu

DDK'nın raporunda radar kayıtlarında görülen uçaklar saat saat verilirken, "Ancak radar görüntü irtifasının altında uçan diğer bazı hava araçlarının da bulunduğu görülmüş, bu hava araçlarının sivil radarda bazı anlarda görülüp kaybolduğu, dolayısıyla irtifa ve güzergâhlarının tespit edilemediği, Genelkurmay Başkanlığı'nca gönderilen "radar iz haritalarında" yer almadıkları görülmüştür" denildi.

Rutin uçuş mu?

DDK'nın kaza bölgesindeki uçuşların rutin mi yoksa olağanüstü uçuş mu olduğuna ilişkin Genelkurmay'a yazılan yazıya cevap verilmediği de ortaya çıktı.

Raporda şu bilgilere yer verildi:

"29. 12. 2010 tarih ve 722 sayılı yazımızla; 25. 03. 2009 tarihinde enkaz bölgesinin 120 mil çevresindeki alan içerisinde UTC 09:30 ila UTC 21:00 arasında gerçekleşen askeri hava aracı uçuşlarına ilişkin olarak;

- Askeri radar görüntülerinden birer dakika ara ile alınacak dijital görüntü fotoğrafları,

- Uçaklardaki kayıt cihazları ve havaalanı kayıtları esas alınarak (Transponderinin kapalı olabileceği veya alçak irtifada uçmuş olabilecekleri, bu nedenle radar görüntülerinde yer almayabilecekleri dikkate alınarak) her bir uçağın kalkış ve iniş saatleri, çağrı işaretleri, kalktıkları ve indikleri havaalanları ile havada izledikleri güzergâh ve irtifa bilgilerinin ayrı ayrı haritalar üzerinde gösterilmesi suretiyle oluşturulacak dijital haritalar,

- Yapılan uçuşların (F-4 ve F-16'lar için) amaçları (eğitim, tatbikat vs) ile rutin ve notamlı alan içinde olup olmadığı ile ilgili bilgiler talep edilmiştir. Ancak rapor tarihine kadar söz konusu yazıyla ilgili herhangi bir cevap alınmamıştır."

Dakika dakika radar kayıtları

09:38: TC-HEK Sivas'tan havalandı.

10:53: A2404 - A2400 çağrı işaretli uçaklardan A2404 10:54'te Göksun civarında çağrı işaretsiz olarak ortaya çıktı.

10:55: A2400 çağrı işaretli uçakla birlikte Kurucaova Şahinkayası - Kozcağız istikâmetinde enkaz bölgesi yakınından geçtiler. Birlikte Kahramanmaraş Havaalanı yanına, oradan Gaziantep yakınlarına, son olarak da Erhaç yakınlarına geldiler.

11:28: Erhaç üzerinde kayboldular.

Helikopterin, Çağlayancerit'ten benzin alımı için Kahramanmaraş'a hareket etmesi ile yine askeri uçakların hareketliliği başlıyor. Helikopterin Çağlayancerit'e geri dönüp yeniden havalanmasının ardından hareketlilik sürüyor.

12:40: TC-HEK Çağlayancerit'ten havalandı.

12:51: A-1561 çağrı işaretli uçak, 12:51:40'ta Erhaç'ın güneyinde ortaya çıktı.

12:56: Çağlayancerit üzerinden geçti, 12:59'da Kahramanmaraş-Göksun arasında 12 bin 600 feette A1612 ve A0600 çağrı işaretli uçaklarla farklı irtifalarda karşılaştı.

13:14: İskenderun Körfezi'ne kadar giderek döndü, 13:19'da Kahramanmaraş Havaalanı'nın güneyinde çağrı işaretini SFK46 olarak değiştirdi.

13:39: Adıyaman üzerinden Malatya-Diyarbakır arasına doğru gitti ve radar görüntülerinden çıktı.

12:58: Gürün civarında çağrı işareti yazmayan (X) bir uçak görülüp kayboldu.

13:03: TC-HEK enkaz bölgesine düştü.

13:16: A2437 çağrı işaretli uçak Erhaç'ın güneyinde ortaya çıktı. 13:25'te Diyarbakır'a doğru gitti ve yolda çağrı işaretini KORSN03 N olarak değiştirdi.

14:04: Diyarbakır yönünden Erhaç'a geri dönüp civarda dolaştı ve 14:17'de Erhaç'ın kuzeyinde kayboldu.

13:18: A2431 ve A1723 çağrı işaretli uçaklar, Erhaç'ın güneydoğusunda ortaya çıktılar.

13:27: Adıyaman'a doğru uçtular, burada A2431 kodlu uçak çağrı işaretini KORSNO2 N olarak değiştirdi. 13:36: Diyarbakır yönünde radardan çıktılar.

14:00: Diyarbakır istikâmetinden Erhaç'ın doğusuna döndüler ve kayboldular.

F-16'lar 1994'te de bir helikopter düşürmüştü

DDK raporunda, 1994 yılında Eskişehir'de yaşanan olaya da dikkat çekildi. Raporda, "Özellikle F-16 ve F-4'lerin alçak irtifa uçuşlarının helikopterler için tehlike arz ettiği ifade edilmiştir. Yapılan araştırma sonucu, THY Uçuş Eğitim Akademisi'nde uçuş öğretmeni olarak çalışan emekli asker Mustafa Koç'un Eskişehir 1. Hava Jet Üssü'nde çalışırken benzer bir kaza yaşadığı öğrenilmiştir. Mustafa Koç'un olayı "UH-1 H tipi helikopterde 2 pilot ve 1 teknisyen ile 500 feet irtifada (150 metre) 80 nutt hızla tören geçisi yaparken, arkadan gelen bir F-4 uçağının helikopteri son anda gördüğü ve üzerinden tırmanışa geçtiği, helikopterin uçağın rüzgarı dolayısıyla tutunamadığı, aşağı itildiği ve savrulduğu, hızla gölete düştüğü, pilotun belinin kırıldığı öğrenilmiştir" bilgilerine yer verildi.

Feleğinizi şaşırırsınız

Raporda, F-16'ların sesten hızlı uçmaları halinde patlama gibi ses çıkardığı, helikopter kazasından önce köylülerin patlama sesi duyduklarına da dikkat çekildi.

Raporda, "Sivil havacılık ile ilgili bakım şirketlerine yapılan ziyaretlerden birisinde, helikopter pilotları yaşadıkları zor anları anlatırken, 'Üzerinizden bir F-16 geçer feleğinizi şaşırırsınız' şeklinde örnekler verdikleri görülmüştür" denildi.

http://bugun.com.tr/haber-detay/140582-yazicioglu-nu-olduren-suphe-haberi.aspx