Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:19:15

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 61
Total: 61

Danıştay'dan başörtülü avukatların mağduriyetini gideren karar

Başlatan kilimanjaro, 24 Ocak 2013, 14:02:16

« önceki - sonraki »

kilimanjaro




Danıştay'dan başörtülü avukat kararı... Danıştay 8. Dairesi, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarında yer alan avukatların 'başları açık' görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurdu.

Avukat kimliğinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru, başörtülü fotoğraf verdiği gerekçesiyle Türkiye Barolar Birliği'nce reddedilen başörtülü bir avukat, Türkiye Barolar Birliği meslek kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.

Davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi, 20. maddedeki ''Avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar'' düzenlemesindeki ''başları açık'' ibaresinin yürütmesini oy çokluğu ile durdurdu.

Dairenin gerekçesinde, meslek kuralları içinde yer alan 20. maddede belirtilen mahkeme kavramından sadece mahkemelerin değil göreve bağlı işlerin yapıldığı mahkeme kalemi, icra müdürlükleri, cumhuriyet savcılıkları gibi tüm resmi kurum ve kuruluşlarının anlaşılması gerektiği belirtildi.

Gerekçede dava konusu madde ile avukatlık mesleğinin bir serbest meslek olduğu konusu değerlendirmeksizin, sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olduğundan bahisle kamu görevlilerinin uymakla yükümlü olduğu yürürlükteki mevzuat hükümleriyle getirilen kurallara benzer nitelikte bir uygulama yapılarak bu kuralların serbest meslek icra eden avukatlar açısından da geçerli hale getirildiği kaydedildi.

Avukatlığın, sunulan hizmet açısından bir kamu hizmeti, mesleki faaliyet olarak ise serbest meslek olduğu ifade edilen gerekçede, ''Bu bakımdan mesleğin kendine özgü kuralları bulunduğundan avukatlık mesleği anayasada yapılan kamu görevlisi tanımı içinde de değerlendirilmemektedir. Aksine bir yaklaşımla sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olmasından hareketle kamu görevlilerinin tabi olduğu kurallara tabi kılınması mesleğin niteliği ve gerekleriyle örtüşmeyecektir'' denildi.

http://www.haber7.com/guncel/haber/981278-danistaydan-basortuyle-ilgili-onemli-karar


Yasağın kaldırılmasına vesile olan avukat Figen Şaştım, Danıştay'ın kararını değerlendirdi



Başörtüsü ile avukatlık yapılmasının önündeki engel, Danıştay tarafından kaldırıldı. Konuyla ilgili başvuruyu yapan Avukat Figen Şaştım, kararı değerlendirdi. Şaştım, "Bu kararla, yıllardır bize reva görülen zenci muamelesi ortadan kalkacaktır" dedi.

Danıştay'ın başörtülü avukatların duruşmalara girmesine izin veren kararına ilişkin başvuruyu yapan Avukat Figen Şaştım, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Şaştım, Türkiye Barolar Birliği'nin avukat kartlarını değişimi sırasında başörtülü resimle kimlik müracaatında bulunduğunu ancak başvurusunun kabul edilmemesi üzerine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar'la konuştuğunu belirtti. Şaştım, Coşar'ın kendisine kişisel olarak talebine karşı olmadığını ancak Türkiye Barolar Birliği'nin 1989'da yayınladığı meslek kuralları gereğince başvuruyu kabul edemeyeceklerini belirttiğini, bunun üzerine yargı yoluna başvurduğunu söyledi.

Yıllardır maruz kaldığı haksızlığın nihayete ermesi gerektiğini düşündüğü için bu başvuruyu yaptığını belirten Şaştım, "Ankara 3. İdare Mahkemesi'ne başvurarak Barolar Birliği'nin yayınladığı meslek kurallarının 20. maddesinin ve hakkımda düzenlenen idari işlemin iptali için dava açtım. İdare Mahkemesi görev açısından dosyayı reddederek Danıştay'a gönderdi. Dün itibariyle basın yayın organlarında haberi gördüm. Başka başvuran da olabilir diye düşündüm ama Danıştay'ın internet sitesinde konuyu incelediğimde kendi başvuruma ilişkin karar çıktığını gördüm" diye konuştu.

"TÜRK YARGIÇLARINA GÜVENİYORUM"

Kararı duyduğunda çok duygulandığını belirten Şaştım, "İnançlı bir insan olarak Allah'a şükrettim. Sonrasında da tebrik telefonları ile nefes almaya fırsat bulamadım. Bu kararla birlikte artık başörtülü avukatlar, Türkiye'de yargının her aşamasında, duruşmalarda, mahkemelerde, adliyelerde başörtülü bir şekilde görev yapabilecek ve başörtülü kimlik kartını alabilecekler. Bu konuda Türkiye'deki başörtülü avukatların uğradığı haksızlık, ayrımcılık, insan hak ve özgürlüklerine ket vurur derecede başımıza gelen duruşmalara girme yasağı, bu kararla birlikte aşılmış olacak. Başörtülü avukatlar duruşmalara katılabilecek. Yasal anlamda Anayasada, Avukatlık Kanununda başörtülü olarak duruşmalara girmemize engel hiçbir düzenleme yoktu. Tamamen Barolar Birliğinin yetki gaspında bulunarak Anayasa ve yasanın üstünde bulunarak yaptığı bir düzenleme mevcuttu. Meslek kuralının 20. maddesi vardı. Artık bu madde kalkmış oldu" ifadelerini kullandı.

ANAYASAYA AYKIRI

28 Şubat sürecinde başörtülü avukatlar hakkında işlemler yapıldığını ve bunun da anayasaya aykırı bir durum olduğunu ifade eden Avukat Figen Şaştım, "Bundan sonrasında bu uygulamaların nihayete erdiğini görmüş olacağız. Duruşmanın, düzenin hakime ait olduğu dikkate alındığında ortada meslek kuralı anlamında bir kural kalmadığına göre, bizler artık bizlerle aynı eğitimi alanlarla eşit olarak duruşmalara katılabileceğiz. Yıllardır bize reva görülen zenci muamelesi ortadan kalkacaktır diye düşünüyorum" dedi.

Şaştım, mahkemenin bu kararının ön karar olduğunu ve esas kararın henüz yazılmadığını ifade ederek, "İdari yargıdaki tecrübelerime dayanarak idari davada yürütmenin durdurulması kararı verilmiş olması, davacının hâli konusunda mahkemenin kanaatinin kabul yönünde olduğunu ortaya koyar. 16 yıllık tecrübelerime dayanarak kabul edileceği kanısındayım Ama Barolar Birliğinin temyiz hakkı vardır. Adaletin tecelli edeceğine güveniyorum. Türk yargıçlarına güveniyorum. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı kanısındayım" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA
http://www.haber7.com/guncel/haber/981884-yasagin-kaldirilmasini-saglayan-avukat-konustu



Ülke siyasetinde ve üst yargıda hakimiyet kuran kendi milletine yabancılaşmış odakların etkisi 2010'da yapılan anayasa referandumunun kabul edilmesiyle kırılmıştı

Danıştay 8. Dairesi, yakın zamanda Açık Öğretim sınavında başörtüsünü yasaklayan uygulamayı da Anayasanın "Eğitim ve öğrenim hakkı" başlığını taşıyan 42'ci maddesinde kimsenin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağına atıf yaparak durdurmuştu. Ayrıntılar için LÜTFEN TIKLAYINIZ.
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Danıştay 8. Dairesi'nin, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarında yer alan avukatların ''başları açık'' görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararının ardından başörtülü bir avukat ''müşteki'' vekili olarak duruşmaya katıldı.

Danıştay 8. Dairesinin konuya ilişkin kararının ardından, Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir hakaret davasında ''müşteki'' vekili olan avukat Şule Dağlı, duruşmaya başörtülü olarak katıldı.

Davaya bakan hakim, duruşma tutanağına ''Müdahil vekilinin türbanlı olduğu görüldü'' ibaresini yazdırdı. Duruşmada söz konusu durumun sorulması üzerine avukat Şule Dağlı, Danıştay 8. Dairesi'nin 2012/5257 dosyalı kararına binaen Türkiye Barolar Birliği'nin 20. maddesinin ''başı açık'' ibaresinin yürütmesinin durdurması kararı verildiğini hatırlatarak, ''bu nedenle duruşmaya başım kapalı giriyorum'' dedi.

Duruşmada avukatlık görevini başörtülü olarak yerine getiren avukat Şule Dağlı, daha sonra İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Şule Dağlı, uygulamanın ilk gününde Kadıköy Adliyesi'nde bir hakaret davasına başörtüsü ile girdiğini anlatarak, ''Duruşmada hakim 'bu şekilde mi gireceksiniz' diye sordu. Ben de Danıştay'ın dünkü yürütmeyi durdurma kararını hatırlatarak başörtüsü ile duruşmaya gireceğimi söyledim. Konudan haberdar olmadığını, karara ilişkin bir yazı almadığını ve bu nedenle başörtülü girdiğimi tutanağa geçireceğini söyledi. Söz konusu tutanak baroya gönderilecekmiş. Bu şekilde davayı takip ettim ve ayrıldım. Bundan sonra da işlerimi başörtüsü ile takip edeceğim'' diye konuştu.

Bu durumdan son derece mutlu olduğunu ifade eden avukat Dağlı şunları söyledi:

''Yıllardan beri verdiğimiz bir mücadelemiz vardı. Bu mücadelenin sonucunda Danıştay'ın da haklı bir karar verdiğini düşünüyoruz. Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kuralları 20. maddesinde düzenlenen bir durum söz konusuydu yasağı teşkil eden. Bu maddede avukatlar mahkemelerde başı açık olarak görev yapar diyordu. Anayasada, hak ve özgürlükler kanunla sınırlanır diyor. Kanun değil, yönetmelik değil ancak meslek kuralı ile bize bu yasakçı tavır uygulanıyor.''



http://www.zaman.com.tr/gundem_basortulu-avukat-durusmaya-katildi_2045340.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

İstanbul Barosu'nun web sitesinde konuyla ilgili yapılan açıklama aynen şu şekilde:

KAYGILIYIZ  !

Danıştay 8.Dairesinin, bir avukatın başörtülü fotoğraf ile kendisine kimlik verilmesi hususundaki talebinin Türkiye Barolar Birliğince reddedilmesi işlemine karşı açtığı dava sonucunda vermiş olduğu 2012/5257 Sayılı "Yürütmeyi Durdurma" kararı ile ilgili olarak bu aşamada aşağıdaki hususların kamuoyuna aktarılması gerekli görülmüştür:

1) Danıştay Kararında, birel bir işlemden hareketle TBB Meslek Kurallarının 20.maddesinin değerlendirmeye alınması ve özellikle "başları açık" ibaresinin yürütülmesinin durdurulması dikkat çekicidir. Böylelikle tartışma ve değerlendirme, dava konusu işlem olan avukatlık kimliğinde başörtülü fotoğraf olup olamayacağından çıkıp, avukatlık mesleğinin icrasına dair genel bir alana yaygınlaştırılmıştır. Bunun hangi amaçlara hizmet edeceği ve hangi sonuçlara yol açabileceği ise kamuoyunun malumudur.

2) Dairenin kararında avukatlık mesleğinin kamusal ve yargısal yanının bir yana bırakılarak, adeta ticari bir faaliyet gibi ağırlıklı vurgunun "serbest" bir meslek olmasına yapılması da avukatlık mesleğinin niteliğinin anlaşılamadığını göstermektedir. Gerçekten mesleğin özünü anlamak için 1136 Sayılı Kanunun 1/2. maddesinde yer alan "Avukat, yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı temsil eder" hükmünü, TCK'nun 6/1-d maddesinde yer alan "Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adli, idari ve askeri mahkemeler üye ve hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar" anlaşılır" hükmünü; 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 2.maddesinde yer alan "Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derece yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder" hükmünü; aynı Kanunun 76.maddesinde yer alan "...Barolar...hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak...amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır" hükmünü dikkate almak zorunludur. Bu konuda ayrıca Anayasa Mahkemesinin, avukatlık sınavının kaldırılmasını içeren kanunun iptaline ilişkin kararının gerekçesine bakılmasında büyük yarar bulunmaktadır. Ancak öyle görülmektedir ki Daire, mesleğin bu özelliklerini, kamusal ve yargısal yönlerini bir yana bırakarak sadece bir "serbest" meslek olarak görmektedir. Bu mantıkla tıpkı avukat gibi yargının kurucu unsurlarından olan, yargı görevi yapan hâkim ve savcıları da bu şekilde görmek ve aynı "serbestiyi" bu meslekler için de öngörmek, yahut hakim ve savcılar için öngörülmeyen bir "serbesti" nin avukatlık mesleği için nasıl ve ne amaçla öngörüldüğünün izahı gerekir.

3) Avukatlık mesleğinin belirtilen özellikleri dikkate alındığında, Türkiye Barolar Birliği'nin en üst organı ve iradesi olan Genel Kurulca kabul edilen ve mesleğin amaç ve niteliğine uygun yürütülmesini temin için oluşturulan meslek ilkelerini de olağan karşılamak ve ona saygı göstermek ve kabullenmek zorunludur. Genel Kurulun meslek ilkelerini belirlemek bakımından açık bir üst norma ihtiyacı olmayıp bu husus mesleğin niteliğinden ve özelliğinden kaynaklandığı gibi, gerek 1136 Sayılı Kanun, gerekse TBB Yönetmeliği hükümleri bu dayanağı yeterince oluşturmaktadır. Dairenin kararda Avukatlık mesleği ile ilgili mevzuatı ve mesleğin özelliklerini dikkate almadığı görülmektedir.

4) Dairenin aynı şekilde, aksi yöndeki AYM, Danıştay ve AİHM kararlarını, ilgili TBB Disiplin Kurulu Kararlarını da hiçbir şekilde gözetmediği anlaşılmaktadır. Nitekim AİHM'nin, Leyla Şahin, Şenay Karaduman, Dahlab Kararları ve diğer kararlarında, AİHS'nin 9.maddesini yorumlarken Daire gibi düşünmediği, aksi yönde belirlemeleri olduğu bilinmektedir.

5) Yeni yapılanan ve bizzat Başkanının "idare ile uyumlu çalışma", "idareye engel çıkarmama" şeklinde yeni ilkelerini belirlediği, bir süre önce Avukatlık Kanununun 76.maddesini de "farklı" yorumlayarak Baroların kamu adına dava açma ehliyetinin bulunmadığı kararını veren Danıştay'ın bu kararı bizi şaşırtmamıştır. Bununla birlikte Dava Daireleri Kurulunun mesleğin özelliklerini ve niteliğini daha derinlemesine düşüneceği umudumuzu korumak istemekteyiz.

Süreci yakından izlemeyi ve kaygılarımızı toplum ile paylaşmayı sürdüreceğiz.

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
http://istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=7710
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki 21 ilin baro başkanları yaptıkları ortak yazılı açıklamada Danıştayın avukatların başörtülü olarak görev yapmalarını engelleyen düzenlemeyi durdurmasının yerinde bir karar olduğu ve desteklendiği belirtildi.

Baro Başkanları Dönem Sözcüsü Siirt Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, din ve vicdan özgürlüğünün bir tezahürü olan başörtüsünün, yıllardır siyasal bir simge olarak nitelendirilip "kamusal hayatta" kişi özgürlüğünün, çalışma hürriyetinin ve kamu hizmetleri alma hakkının kullanımına engel görüldüğü ve bu nitelemeyle bir soruna dönüştürüldüğüne dikkat çekildi.

Bu hakkın kullanımına ilişkin kısıtlamaların kimi zaman yasal ve idari düzenlemelere dayandırılmış, kimi zaman da fiilen uygulandığı belirtilen açıklamada Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları'nda da bu kısıtlayıcı anlayışın ürünü olan ve avukatların başları açık bir şekilde görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesinin Danıştay 8. Dairesi tarafından bir meslektaşın yapmış olduğu başvuru üzerine durdurulduğu hatırlatıldı.

Danıştay'ın ilgili dairesinin bireyin temel hak ve hürriyetlerine açıkça aykırı olan bu düzenlemenin yürütmesini durdurmuş olmasını olumlu buluyoruz, destekliyoruz denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Gerek Danıştay'ın konuya ilişkin kararının gerekçesinde gerekse bu karar etrafında yapılan avukatlık mesleğinin kamu hizmeti ya da serbest meslek olması tartışmasının, hiçbir temel hakkın kullanımının önünde bir engel teşkil etmeyeceğini, bireylerin inanç ve inanmama hürriyeti ile çalışma hürriyeti arasında seçim yapmaya zorlanamayacağını düşünmekteyiz. Kamu hizmeti alma ya da vermek için inançlardan, düşüncelerden, değerlerden arındırılmış, renksiz, kokusuz, tatsız bir alan yaratma çabası yersiz ve imkânsızdır. Kamusal alan olabildiğince siyasaldır. Bu alanda sınırlanan her bireysel hakkın boşluğunu daha güçlü olan birey ve anlayışlar doldurur ki, aksine bu durum eşitsizliğin kaynağıdır. Verilecek kamu hizmetini ve hizmetin verilme biçimini niteleyen objektifliği ve tarafsızlığı, kişi hürriyetini sınırlayacak şekilde yorumlamanın günümüz dünyasında bir karşılığı kalmamıştır. Bu nedenle başörtüsü dâhil, dil, ırk ve cinsiyete dayalı bireyin insan olmaktan kaynaklanan hiçbir inanç, değer ve hakkının "kamusal alan" gerekçesi ile sınırlanamayacağını bir kez daha yineliyor, meslektaşlarımızın yargılama faaliyetlerinin her alanında başörtüsü ile çalışabilmesinin önünü açan bu kararı destekliyoruz" denildi.

CİHAN
http://www.timeturk.com/tr/2013/01/28/baro-baskanlarindan-danistay-in-basortulu-avukat-kararina-destek.html

Avukat



YAKUP ÇETİN - İSTANBUL

Danıştay'ın yasağı kaldıran kararına rağmen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi Hâkimi Adnan Yılmaz yasakçı bir karara imza attı. Avukat Fatma D. hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ayrıca davaya başörtüsüyle girdiğine dair İstanbul Barosu'na ve müvekkiline bilgi verilmesine hükmetti.

Danıştay'ın, mahkemelerdeki başörtüsü yasağını kaldıran kararına rağmen başörtülü avukatlara yönelik baskı devam ediyor. Bunun son örneği geçtiğimiz günlerde Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde yaşandı.  İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimi Adnan Yılmaz tartışılacak bir karara imza attı. Hâkim, duruşmaya başörtülü katılan Avukat Fatma D. hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bununla da yetinmeyip olayın İstanbul Barosu'na ve Avukat D.'nin müvekkiline bildirilmesine karar verdi. Bu kararları tutanağa da geçirdi. Hakkında suç duyurusunda bulunulan Avukat Fatma D.,  Hakim Yılmaz'ın "İnşallah ileride bizim kızlarımız da başlarını kapatarak duruşmalara girmek zorunda kalmazlar." dediğini aktardı.  Mizan Hukukçular Derneği Başkanı Fikri Yazıcı kararı, "Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı hem baroları hem tüm mahkemeleri bağlayan bir karardır. Başörtüsünün önünde hiçbir engel yok şu anda. Suç duyurusunda bulunmanın yasal dayanağı yok." sözleriyle değerlendirdi.

Hukuk tarihine skandal olarak geçecek olay, Çağlayan Adliyesi'nde yaşandı. İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davaya başörtüsüyle giren avukat Fatma D., hâkim Adnan Yılmaz'ın tepkisiyle şoke oldu.  Yılmaz tutanağa, "Fatma D.'nin avukatlık kanununa uymayan şekilde duruşmaya katıldığı görüldü." ibaresini geçti. Ardından neden başörtüsüyle duruşmaya girdiğini sordu. Kadın avukat da, "Danıştay kararı doğrultusunda başım kapalı olarak duruşmaya katılmayı düşünüyorum." dedi. Duruşmaya devam eden hâkim, dava sonunda Fatma D. hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Dahası avukatın başörtüsüyle duruşmaya katıldığını İstanbul Barosu'na ve Fatma D.'nin müvekkiline bildirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Kadın avukat, yaşananları şöyle anlattı: "Hâkim neden başörtülü olduğumu sordu. 'Dini inançlarımdan...' deyince ifadeyi tutanağa geçmek istedi, itiraz ettim. Danıştay'ın kararını hatırlattım. "İnşallah ilerde bizim kızlarımız da başlarını kapatarak duruşmalara girmek zorunda kalmazlar." dedi. Bu çok ilginç bir durum. Hem kızlarının zorla başlarının kapatılması endişesi yaşıyorlar hem de bizim başımızı zorla açmaya çalışıyorlar."

Danıştay 8. Dairesi'nin 24 Ocak'ta verdiği özgürlükçü karar sonrasında avukatlar duruşmalara başörtülü olarak girmeye başladı. Ancak kararın ertesi günü avukatlar Şule Dağlı Gökkılıç ve Figen Şaştım hakkında tutanak tutuldu.

Danıştay kararı yok sayılmıştır

Hukukçular Derneği Genel Sekreteri Avukat Bilal Çoban: "Hakimin görev ve yetkileri yasada bellidir. Müvekkille bağlantı kurma gibi bir görevi yoktur. Hâkimlik görevinin dışına çıkmıştır. Bu uygulama ile Danıştay tanınmamıştır." Adalet ve Hukuk Derneği Başkanı Süleyman Taşbaş: "Danıştay yasağı kaldırmıştır. Başörtülü olarak duruşmaya girmek suç değildir. Üst mahkeme olan Danıştay yok sayılmıştır."

http://www.zaman.com.tr/gundem_basortulu-avukata-hakimden-gorulmemis-tavir_2056686.html

TOPRAK

Avukat Fadime D., Danıştay'ın başörtüsü yasağını kaldıran kararına rağmen hakkında suç duyurusunda bulunan hâkim Adnan Yılmaz'ı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) şikâyet ediyor.

İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi Hâkimi Yılmaz, duruşmaya başörtüsüyle giren Fadime D.'yi suçlu saymış ve bu durumun İstanbul Barosu'na ve avukatın müvekkiline tebliğ edilmesini istemişti. Hukukçular Derneği Genel Sekreteri Avukat Bilal Çoban, Danıştay'ı yok sayan hâkimle ilgili süreci takip edeceklerini söyledi.

http://www.zaman.com.tr/gundem_avukat-basortusunu-suc-sayan-hakimi-hsykya-sikayet-edecek_2057071.html

TOPRAK



Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi Avukat Zübeyde Kamalak'ın, Ankara Adliyesi'nde görülen bir davaya türbanıyla girmesi üzerine, mahkeme ertelendi.

Avukat Zübeyde Kamalak'ın, bir davaya türbanıyla girmesi üzerine, mahkeme gerekçe olarak,  ''Danıştay 8. Dairesi, avukatların 'başı açık' görev yapmalarına dair düzenlemenin yürütmesini durdurmuş olsa da avukatların meslek kuralları ve kamu hizmeti yapmaları nedeniyle yargılamalara türbanlı giremeyecekleri'' gerekçesiyle yargılamayı erteledi.

Ankara 2. Aile Mahkemesi'ndeki boşanma davasına Zübeyde Kamalak ile karşı taraf avukatı katıldı.

Hakim İlhan Kadıoğlu, Zübeyde Kamalak'ın türbanlı duruşmaya girdiğini tutanağa yazdırdı.

Duruşmada söz alan Zübeyde Kamalak, Danıştay 8. Dairesi'nin, Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) türbanlı avukatların ''başı açık'' görev yapmalarına dair düzenlemesinin yürütmesini durdurduğunu hatırlatarak, TBB'nin de 71 baroya gönderdiği genelge kapsamında duruşmalara kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Hakim Kadıoğlu, duruşmaya son vererek, ''Danıştay 8. Dairesi, avukatların 'başı açık' görev yapmalarına dair düzenlemenin yürütmesini durdurmuş olsa da avukatların meslek kuralları ve kamu hizmeti yapmaları nedeniyle yargılamalara türbanlı giremeyecekleri'' gerekçesiyle duruşmayı erteledi.

''Hakimler uymalı''

Zübeyde Kamalak, duruşma sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, başı açık bir kadının boşanma davasına baktığını, ancak hakimin tavrının kendisini de müvekkilini de mağdur ettiğini söyledi.

Adalet Bakanlığı'nın konuyla ilgili soruşturma başlatması gerektiğini ifade eden Kamalak, Danıştay'ın avukatların duruşmalara ''başları açık'' girme şartını iptal kararının açık olduğunu kaydetti.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

''Hukuk devletini, hukuk devleti yapan temel özellik, mahkeme kararlarına uyulmasıdır. Eğer bir ülkede mahkeme kararlarına uyulmuyorsa orada hukuk devleti yok demektir. Çünkü hukukun uygulanıp uygulanmadığını maddi ve objektif olarak gösterecek merci mahkemelerdir. Bu sebepledir ki Anayasamızın 138. maddesinin son fıkrasına göre yasama ve yürütme organları yargı kararlarına uymak zorundadır. İdare, yargı kararlarını geciktirmeksizin ve aynen uygulamak mecburiyetindedir. Buna uyması gereken hakimlerdir, çünkü ortada bir mahkeme kararı vardır.''

Kaynak: AA
http://www.haber7.com/ic-politika/haber/1007303-kamalakin-basortulu-avukat-esine-yasak


''Bugün yaşadıklarım için ben hakkımı sorumlulara helal etmiyorum''

Avukat Zübeyde Kamalak, duruşmanın bir önceki celsesinde hakimin kendisini başörtülü olduğu için uyardığını ve hakkında tutanak tutulduğunu, ancak duruşmanın yapıldığını, bu yaklaşımından dolayı da hakime teşekkür ettiğini anlattı. Kendisinin söz konusu davada, başörtüsünü iş yerinin talebi nedeniyle çıkaran, ancak bu davranışı nedeniyle de evlilik birliği bozulan bir kadının müvekkili olduğunu aktaran Kamalak, bir mağduru savunurken kendisinin de mağdur edildiğini belirtti.

Danıştay'ın kararı doğrultusunda bugün yapılan duruşmaya girme konusunda ısrarcı olduğunu vurgulayan Kamalak, hakimin bu şekilde duruşma yapmayacağını belirterek, erteleme kararı verdiğini hatta duruşma salonunda izleyici olarak bulunmasına da izin vermediğini söyledi.

Kamalak, ayrıca Türkiye Barolar Birliği'nin 71 ilin barosuna bu konudaki düzenlemeyi içeren yazılar göndererek uygulanmasını istediğini ifade etti.

Bundan sonrası için ise yetkili birimlerin yapılması gerekeni uygulamaya koymasını beklediğini kaydeden  Kamalak, ''Hakim bir suç işledi. Peki suç işlendiği zaman Türkiye'de harekete geçecek kurumlar belli değil mi? Ben birini öldürsem, bir cinayet işlesem, birinin parasını çalsam kim harekete geçer? Birinin gidip 'çaldı' demesi mi gerekir, yoksa duyulması, bilinmesi, ihbarı yeterli midir?'' diye konuştu.

Türkiye'de 10 yıldan bu yana iktidarda olan Hükümetin bu sorunu çözmesi gerektiğini vurgulayan Kamalak, bu tür olaylarda sorumluluğunun olduğunu savundu.

Hakimin duruşmayı ertelemesinin farklı bir anlamı da bulunduğunu ifade eden Kamalak, ''Hakim aslında bana karşı düşmanlığını dile getirerek ihsası reyde de bulunmuştur. Bunun sonucunda ortaya çıkacak karar ne kadar hukuka uygun olur, takdirini size bırakıyorum'' ifadesini kullandı.

Ortada yıllardan bu yana süre gelen bir hukuksuzluk olduğunu savunan Kamalak, buna benzer durumlarla karşılaşan çok sayıda kadın olduğunu ve kendisine ulaşarak dayanışma duygularını ilettiklerini bildirdi.

''Bugün yaşadıklarımı yaşadığım için ben hakkımı sorumlulara helal etmiyorum'' diyen Kamalak, beklentilerinin temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması olduğunu söyledi.

Kaynak: AA
http://www.haber7.com/guncel/haber/1007544-basortulu-avukat-hakkimi-helal-etmiyorum

Avukat



Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, avukatların 'başları açık' görev yapacaklarına ilişkin Danıştay 8. Dairesi kararına, Türkiye Barolar Birliği'nin yaptığı itirazı oy çokluğu ile redetti.

Avukat kimliğinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru, başörtülü fotoğraf verdiği gerekçesiyle Türkiye Barolar Birliği'nce reddedilen başörtülü bir avukat, Türkiye Barolar Birliği meslek kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

Davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi, 20. maddedeki ''Avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar'' düzenlemesindeki ''başları açık'' ibaresinin yürütmesini oy çokluğu ile durdurmuştu.

Davalı Türkiye Barolar Birliği, Danıştay 8. Dairesi'nin bu kararına itiraz etti. Başvuruyu görüşen, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu itirazı, oy çokluğu ile reddetti.

Kaynak: AA
http://www.haber7.com/guncel/haber/1009038-danistaydan-yasakci-barolara-ret-karari

kilimanjaro

Danıştay kararına rağmen başörtülü avukatların sorunu devam ediyor. Bunun son örneği, İstanbul Anadolu Adliyesinde yaşandı. İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Naciye Füsun Çağlar, davacı avukatının başörtülü olması sebebiyle duruşmayı erteledi.

Bugün yapılan duruşmada önce duruşmaya başörtüsüyle girilmemesi konusunda uyarıda bulunan hakim, davacı avukatı Kurbet Alim'in Danıştay kararını hatırlatarak duruşmaya başörtüsüyle gireceğini söylemesi üzerine duruşma yapmayarak erteleme kararı verdi.

Hakim gerekçe olarak da Anayasa'nın 90. Maddesini göstererek, iç hukuk ile milletlerarası hukukta çelişki olduğunda milletlerarası hukukun tercih edileceğini, AİHM'in 2005 yılında istikrar kazanmış içtihatlarının bulunduğunu zabıtlara geçti.

Sözde yasakta direnen hakim tutanağın bir suretinin İstanbul Barosu ile TBB'ne gönderilmesi kararı da verdi. Oysa Türkiye Barolar Birliği başörtüsü yasağı olmadığını tüm barolara duyurmuştu.

Hakim, davacıya, davasını kendisi takip etmesi veya başka bir avukat tutması için de tebligat çıkarılmasına karar verdi.

Hukukçular, hakimin tavrının hukuki değil ideolojik ve keyfi bir tavır olduğunu ifade ederek 17 Nisan günü saat 11.00'de Anadolu adliyesinde basın açıklamasıyla olayı kınayacaklarını duyurdular.

Hukukçular Derneği öncülüğünde önümüzdeki günlerde basın açıklaması yapılacağı öğrenildi.


http://www.haber7.com/guncel/haber/1014970-yasakci-uygulamada-direnen-hakim
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Haber: AYÇA ÖRER

Avukat Nuray Ekşi, Danıştay'ın başörtü şerhini kaldırmasının ardından girdiği davada bu kez hakimin uyarısına takıldı. Ekşi için mahkeme tutanağına "Bir kadın avukatın başı örtülü duruşmaya katıldığının tarihe not düşülmesi uygun görülmüştür" şerhi düşüldü.
Başörtüsü sorunu nedeniyle 23 yıldır avukatlık yapmasına rağmen davalara giremeyen avukat Nuray Ekşi, izlediği icra takibi davasında bu kez hakimin uyarısıyla karşılaştı. Bakırköy Adliyesi'nde geçen ay görülen icra davasında Hâkim, ön inceleme tutanağına avukat Ekşi için şerh düştü. Şerhte şu ifadeler yer aldı:
"Her ne kadar davacı vekilinin başının örtülü olduğu, bu örtü biçiminin Anadolu kadınının kullandığı tarz olmayan sıkma baş diye tabir edilen nitelikte olduğu, kadın avukatların başlarının açık olarak duruşmaya katılmaları gerektiği yolundaki kararın Danıştay tarafından iptal edildiğinin haricen bilinmesi nedeniyle mahkememizin herhangi bir müdahale olanağının olmadığı görüldü. Ancak 27/03/2013 günü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir mahkemesinde bir kadın avukatın başı örtülü olarak duruşmaya katıldığının tarihe not olarak düşülmesi gerektiği uygun görülmüştür."

Yazmadan önce sordu

Ekşi, Hâkimin duruşma öncesinde kendisine olumsuz bir tavır göstermediğini, uyarmadığını söyledi ve yazının tutanağa karşı tarafın avukatını beklerken düşüldüğünü anlattı:
"Karşılaştığımızda tavrı normaldi. Düştüğü notu görünce 'Tutanağa geçirmek istiyorum, bir şey diyor musunuz?' dedi. 'Siz bilirsiniz' dedim. Ortam gerginleşmesin diye devam ettim. Danıştay'ın kararından sonra duruşmaya ilk kez gitmiştim. Şerhte kırıcı ifade kullanıldı. Üzüldüm ama sonuçta bir şey söylesem mesele uzar diye düşündüm."
Mezun olduktan dört yıl sonra avukatlık yapmaya başlayan Ekşi, 23 yıllık meslek hayatında genellikle büroda yöneticilik yapmış, İstanbul dışındaki davalara girmiş: "1993-1995'e kadar duruşmalara giriyorduk. 28 Şubat'tan sonra adliyelerde sıkıntılar yaşanmaya başladı. Normalde avukatların başlarının açık olması gerektiğine dair bir yasa hükmü yok, meslek kuralı ama ortam gerginleşmesin diye çok zorlamadık. Müvekkillerin hakkını kullanıyorsun, ortam gergin, siyasi şartlar da uygun değildi."

Alışma süreci olacak

Ekşi dosyanın tarafsız görüleceğine dair kaygılar taşıdığını belirterek şöyle konuştu: "Benim yerime başka bir avukat girse bile dosya mimlendi."
Ancak Ekşi her şeye rağmen umutlu: "Bir alışma süreci yaşanacak. Hâkimler de yaşayacak, bizler de yaşayacağız. Karşılıklı gardımızı aldık. Ama bu süreç de geçecek."

http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=radikaldetayv3&articleid=1130013&categoryid=77




Hukukçular Derneği Üyeleri Basın Açıklaması Yaptı



İSTANBUL (CİHAN)- Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat, meslektaşları Kurbet Alim'in kadın hakim tarafından başörtülü olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılmasının engellenmesine tepki gösterdi. Danıştay'ın mahkemelerdeki başörtüsü yasağını kaldırdığını hatırlatan avukatlar, uygulamayı, "Kadının kadın haklarına saldırısı." olarak niteledi.

İstanbul Anadolu Adalet Sarayı önünde toplanan avukatlar adına basın açıklaması yapan Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı, konuyla ilgili olarak HSYK'ya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Naciye Füsun Çağlar hakkında şikayette bulunacaklarını belirtti. Danıştay'ın vermiş olduğu karar doğrultusunda avukatların başörtüsü ile duruşmaya girebileceğini belirten avukat Cavit Tatlı, "Dün İstanbul Anadolu Mahkemesi'nde bir hakim tarafından başörtülü bir avukat meslektaşımızın duruşmaya katılması hukuka aykırı olarak engellenmiştir." dedi. Mahkeme hakiminin başörtülü avukatı duruşmaya bu şekilde girmemesi yönünde uyardığını ifade eden Tatlı, "Meslektaşımız bunu kabul etmeyince hakim yargılamayı hukuka aykırı olarak durdurmuştur. Sanki ortada bir suç varmış gibi Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu'na da ihbarda bulunmuştur." diye konuştu.

"Kendisi de kadın olan sayın hakimin verdiği bu karar, kadının kadın haklarına saldırısıdır." diyen Avukat Tatlı, "Sayın hakim bu onurlu mesleğin adını daha fazla lekelemeden derhal emekliye ayrılmalıdır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun evrensel hukuk ve Türk hukukunu tanımayan hakim hakkında bir an önce gerekeni yapması büyük bir önem arz etmektedir." dedi.

Açıklamaya katılan Avukat Kurbet Alim ise, açıklama yapmayarak adalet sarayına girdi.

CİHAN
http://www.stargundem.com/ajanslar/avukatlardan-kadin-hakime-basortusu-tepkisi-274964.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

YAKUP ÇETİN - İSTANBUL

Danıştay'ın avukatlara getirdiği başörtüsü özgürlüğüne rağmen karara direnerek hukuku çiğneyen hâkimlerle ilgili ilk şikâyet yapıldı.

Başörtüsüyle duruşmaya giren Fadime D. hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunan İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi Hâkimi Adnan Yılmaz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) şikâyet edildi. Fadime D.'nin avukatı Bilal Çalışır tarafından Kurul'a sunulan dilekçede, kadın avukatın duruşmada alenen tahkir edildiği kaydedildi. Hâkimin mevzuatta suç olduğu yönünde bir hüküm olmamasına rağmen başörtülü avukat hakkında suç duyurusunda bulunarak TCK'nın 271. maddesi kapsamında suç uydurduğu vurgulandı. Hâkimin, görev sınırlarını aşarak ideolojik, önyargılı ve kasıtlı bir şekilde hareket ettiğine işaret edildi. Adnan Yılmaz hakkında 'Görevi kötüye kullanma', 'ayrımcılık', 'çalışma hürriyetini engelleme' gibi suçlardan işlem yapılması talep edildi. HSYK dışında savcılığa da suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden avukat Bilal Çoban, suç duyurusunun da savcılık tarafından HSYK'ya iletileceğini dile getirdi. Çoban, "Danıştay 8. Dairesi'nin açık kararı var. Müvekkilimin buna dayanarak duruşmaya girdi. Hâkimler, Danıştay kararına uymak zorunda. Biz şikâyetimizi hem HSYK hem de savcılığa yaptık. HSYK inceledikten sonra ilgili savcılığa gereğinin yapılması için göndermesi gerekiyor." dedi.

http://www.zaman.com.tr/gundem_danistay-kararina-direnen-hakimlerle-ilgili-ilk-sikayet_2080000.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi Avukat Zübeyde Kamalak'ı başörtülü olarak duruşmaya kabul etmeyen Hakim İlhan Kadıoğlu hakkında inceleme başlattı. Kurul'un görevlendirdiği müfettişin hazırlayacağı rapor doğrultusunda Hakim Kadıoğlu hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmayacağına karar verilecek.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi Avukat Zübeyde Kamalak'ın, Ankara 2. Aile Mahkemesi'nde görülen bir davaya türbanıyla girmesi üzerine, Hakim İlhan Kadıoğlu, "Danıştay 8. Dairesi, avukatların 'başı açık' görev yapmalarına dair düzenlemenin yürütmesini durdurmuş olsa da avukatların meslek kuralları ve kamu hizmeti yapmaları nedeniyle yargılamalara türbanlı giremeyecekleri" gerekçesiyle duruşmayı erteledi. Kadıoğlu, Zübeyde Kamalak'ın türbanlı duruşmaya girdiğini tutanağa yazdırırken Kamalak, Danıştay 8. Dairesi'nin, TBB türbanlı avukatların "başı açık" görev yapmalarına dair düzenlemesinin yürütmesini durdurduğunu hatırlatarak, TBB'nin de 71 baroya gönderdiği genelge kapsamında duruşmalara kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Hakim Kadıoğlu, duruşmaya son vererek, "avukatların meslek kuralları ve kamu hizmeti yapmaları nedeniyle yargılamalara türbanlı giremeyecekleri" gerekçesiyle duruşmayı erteledi.

-KADIOĞLU'NUN DOSYALARI İNCELENİYOR-

Kadıoğlu'nun bu kararının ardından Avukat Kamalak, hakim hakkında HSYK'ya şikayette bulundu. Şikayeti değerlendiren Kurul, Kadıoğlu hakkında inceleme başlatarak, müfettiş görevlendirdi. Kamalak'ın şikayete ilişkin ifadesini alan müfettişin sadece Kalamak'ın duruşma tutunağını incelemediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Kurul tarafından görevlendirilen müfettiş, Kadıoğlu'nun Kamalak'ın duruşmasının görüldüğü gününün bütün dosyalarını incelemeye aldı. Müfettişin hazırlayacağı rapor doğrultusunda Hakim Kadıoğlu hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmayacağına karar verilecek.

-İKİNCİ HAKİMİ DE ŞİKAYET EDECEĞİM-

Bu gelişmelerin ardından Kamalak'ın geçtiğimiz hafta Ankara 11. Aile Mahkemesi'ndeki bir "boşanma' davasına da başı kapalı olarak girmesi üzerine Hakim Mustafa Karadağ, duruşma zaptına, "Zübeyde Kamalak'ın başı kapalı olarak duruşmaya girdiğini" geçirdikten sonra, duruşmaya son verdiğini bildirdi. Hakim Karadağ, "Mahkemelerde geçerli olan meslek kuralları, avukatların, davanın görüldüğü mahkemenin ve hakimin tabi olduğu kurallara tabi olması zorunluluğu gereğince, davalının kendisini başka bir vekille temsil etmesi için iki haftalık kesin süre verilmesine" karar vererek duruşmayı erteledi.

Konuya ilişkin ANKA'nın sorularını yanıtlayan Kamalak, Karadağ hakkında da HSYK'ya şikayet dilekçesi vereceğini belirtti. Kadıoğlu'nun kendi duruşması gelmeden başörtülü olarak duruşma salonda beklemesine izin vermediğini savunan Kamalak, Kadıoğlu'nun mahkeme kararını uygulamayarak Anayasal suç işlediğini ve görevini kötüye kullandığını öne sürdü. Kamalak, "Hakimin görevi duruşma salonuna giren çıkanın kıyafetini belirlemek değil, kaldı ki kendisinin görevi olmayan bir konuda beyanda bulundu. Hakimin görevi sadece yargılama yapmaktır. Anayasaya herkes uymak zorunda. Başörtüsü en temel hak ve özgürlüklerimizdendir. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'ne Türkiye'de taraftır. Bu konu temel hak ve özgürlükler konusu olduğu için bu konuda yasaklamaya gidilemez" dedi.

-KİMSE HAKİMLERİ KULLANMASIN-

Kamalak'a iki hafta süre veren Hakim Mustafa Karadağ ise Türkiye Barolar Birliği'nin Avrupa Barolar Konseyi'ne (CCBE) üye olduğunu anımsatarak, kendilerine uygulanan meslek kurallarına avukatların da uyması gerektiğini ifade etti. Hakimlerin hukuku uyguladığına dikkat çeken Karadağ, avukatların başörtüsü konusundaki sorunlarını meslek birliği ile halletmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Kimse başörtüsü konusunda hakimleri kullanmasın. Yargı bu duruma alet edilmesin. Kimsenin kıyafeti bizi ilgilendirmez herkes istediği gibi giyinebilir ancak biz hukuk neyse onu uyguluyoruz" diye konuştu. - Ankara

http://www.haberler.com/hsyk-dan-basortulu-avukat-kamalak-i-durusmaya-4717409-haberi/


Kamalak'ı salondan atan hakim YARSAV üyesi mi?

SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi Av. Zübeyde Kamalak'ı başörtülü olduğu gerekçesi ile duruşmadan atan Hakim İlhan Kadıoğlu'nun YARSAV üyesi olduğu iddia edildi.

Yeni Akit gazetesi "Hakim değil militan" başlığıyla okurların karşısına çıktı. Haberde gazetenin telefonla aradığı hakim ve Kamalak'ın görüşlerine yer verildi.

YARSAV üyesi olduğu ortaya çıkan Kadıoğlu, "Ben ara karar aldım. Tutanakta görüşlerim yer alıyor" dedi ve telefonu kapattı.

Akit'e konuşan Avukat Zübeyde Kamalak da, "Mahkeme Başkanı İlhan Kadıoğlu, Danıştay kararını yok saymış, yetkisi olmadığı halde davayı ertelemiş ve anayasal suç işlemiştir. Bu hakim insanlık dışı uygulamasıyla hukukun olmadığı dikta rejimlerinde olduğu gibi kendisini hukukun üstünde görmüştür. Hakim hakkında hem Adalet Bakanlığı'nı, hem de HSYK'yı göreve davet ediyorum" dedi.

"ALLAH KİMSEYE YAŞATMASIN"

Ankara 2. Aile Mahkemesi'nde 12 Şubat'ta görülen celsede tutanak tutularak tanıkların dinlenilerek yargılamanın yapıldığını ancak 28 Mart günü gerçekleşen duruşmadan ise dışarı çıkarıldığını anlatan Avukat Zübeyde Kamalak, "O anki yaşadığım duygularımı Allah kimseye yaşatmasın. Orada benim yaşadığım halimi ancak benim gibi yaşayan bir meslektaşım anlar" dedi.

DURUŞMADA NE OLMUŞTU?

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi Avukat Zübeyde Kamalak, Ankara 2. Adliye Mahkemesi'nde bir duruşmaya başörtüsü ile girince davanın hakimi, Zübeyde Kamalak'ın başörtüsü sebebiyle hakkında tutanak tutturarak duruşmayı ertelediğini bildirmişti. Zübeyde Kamalak ise Danıştay 8. Dairesi'nin davalara başörtüsü ile girilmesinin yasak olmadığına dair kararını hakime aktardı. Hakim, Danıştay 8. Dairesi, avukatların 'başı açık' görev yapmalarına dair düzenlemenin yürütmesini durdurmuş olsa da avukatların meslek kuralları ve kamu hizmeti yapmaları nedeniyle yargılamalara başörtülü giremeyecekleri gerekçesiyle duruşmayı ertelemekten vazgeçmemişti.

YARSAV

Yargıçlar ve Savcılar Birliği olan YARSAV, yakın döneme kadar Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) hayli etkindiler. Hükümete muhalefetiyle bilinen çıkışlarıyla gündeme gelen Ömer Faruk Eminağaoglu ve Emine Ülker Tarhan bu birliğin başkanıydı. 12 Eylül 2010 referandumuyla deeğişen HSYK ile birlikte bu grubun gücü azaldı. 2011'de eski başkanlardan Tarhan'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında "HSYK'da verimli olaak adama ihtiyacımız yok. Bize orada dik duracak, YARSAV'ın haklarını koruyacak militan adam lazım" sözleri yer almıştı. (Yeni Akit)

http://www.timeturk.com/tr/2013/03/30/kamalak-i-salondan-atan-hakim-kim.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.