Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:19:37

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 62
Total: 62

DHKP-C'ye yönelik eş zamanlı operasyonlarda çok sayıda avukat gözaltına alındı

Başlatan kilimanjaro, 19 Ocak 2013, 17:20:34

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Çok sayıda avukata gözaltı

Sabah saatlerinde 7 ilde düzenlenen eşzamanlı terör operasyonlarının İstanbul ayağında 68 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

Bir süredir, Türkiye'nin çeşitli illerinde eylemler düzenleyen DHKP-C'ye yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü Terör Daire Başkanlığı'nın koordinesinde çalışma başlatıldı. Polisin çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte bu sabah erken saatlerde, İstanbul ve Ankara'nın da aralarında bulunduğu 7 ilde eşzamanlı operasyon düzenlendi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çok sayıda adrese operasyon yapıldı. Başta Beyoğlu olmak üzere birçok ilçede gerçekleştirilen Operasyona Özel Harekat ve Çevik Kuvvet ekipleri de destek verdi.

Okmeydanı'nda bulunan İdil Kültür Merkezi yakınındaki bir adrese ve Mecidiyeköy'de bulunan Yürüyüş dergisine helikopter destekli düzenlenen operasyonlarda çok sayıda gözaltına alınan şüpheli olduğu öğrenildi.

GÖZALTINA ALINANLARIN İSİMLERİ

Gözaltına alınanlar arasında Çağdaş Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü Sevimli, İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay ile üye avukatlar Güray Dağ, Günay Dağ, Gülvin Aydın, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Naciye Demir, Güçlü Sevimli ve Efkan Bolaç var. Dernek Başkanı Selçuk Kozağaçlı hakkında ise yakalama kararı çıkartıldı.

ÖNEMLİ DAVALARA BAKIYORLARDI

Gözaltına alınanlar arasında Türkiye'nin gündemine damga vurmuş Engin Çeber, KKTC'de askerde hayatını kaybeden er Uğur Kantar, parasız eğitim pankartı açtığı için tutuklanan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer'in avukatlıklarını yapan isimler var. Bu arada gözaltındaki Taylan Tanay ve Efkan Bolaç, İstanbul Barosu ile birlikte 'Alo Polis İmdat' hattını kuran isimler olarak biliniyor.

İZMİR'DE 17 GÖZALTI

Baskınlarda, İzmir'de 17 kişi gözaltına alındı. Terör örgütü üyesi oldukları ileri sürülen şüpheliler, İzmir Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Şüphelilerin evlerindeki aramalarda çok sayıda örgütsel doküman, CD ve belge ele geçirildi. Bu belgelerin incelenmesi ve şüphelilerin vereceği ifadeler doğrultusunda yeni gözaltıların olabileceği belirtildi.

AVUKATLAR PROTESTO ETTİ

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince terör örgütü DHKP-C'ye yönelik düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla 15'i avukat 55 kişinin gözaltına alınması, İstanbul Adliyesi önünde toplanan bir grup avukat tarafından protesto edildi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkezi, Kartal Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, Çağdaş Avukatlar Grubu ve Katılımcı Avukatlar Grubu'nun bazı üyeleri, cübbeleriyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bir araya geldi.
Avukatlar, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce, terör örgütü DHKP-C'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 15'i avukat 55 kişinin gözaltına alınması ve hukuk bürolarında polislerce arama yapılması nedeniyle ortak basın açıklaması yaptı.

Avukatlara, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da destek verdi.

"Gözaltılar serbest bırakılsın" ve "Savunmaya karşı polis terörü devam ediyor" pankartları açan avukatlar adına konuşan avukat Behiç Aşçı, 16 avukat arkadaşının gözaltına alındığı bilgisini aldıklarını ve bu duruma şaşırmadıklarını ifade ederek, "Biz moral olarak yıkılmadık, üzülmedik. Sadece öfkemiz ve kinimiz arttı. Bunu da zaten pratikte göstereceğiz" dedi.

Ortak basın açıklamasını okuyan ÇHD Genel Sekreteri Hüseyin Aslan, aramaların hukuksuz olduğunu ve meslektaşlarının ancak hakim kararıyla incelenmesi gereken dava dosyalarına el konulduğunu aktardı.

"Hiç bir baskı ve saldırının, toplumsal muhalefetin avukatlığını yapmalarına engel olamayacağını" kaydeden Aslan, "Toplumsal muhalefetin avukatlığını yapan üyelerimiz ve meslektaşlarımız yalnız değillerdir. Toplumsal muhalefet bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da avukatsız kalmayacaktır" diye konuştu.

Özgürlükçü Hukukçular Derneği Başkanı Fırat Epözdemir, avukatların gözaltına alınması sürecinin devam ettiğini ve bu durumu hiç bir şekilde kabul etmediklerini belirterek, "Savunmadan elinizi çekin. 'Savunmayı savunmasız bırakmayın' diyoruz. Ya onları serbest bırakın ya da bizi de gözaltına alın" ifadelerini kullandı.

-CHP'li Onur: "Bu yanlıştan dönülsün"-

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da gözaltına alınan avukatların, tutuklu öğrencileri savunmaya çalışarak, yoksul ailelere çocuklarını savunma fırsatı verdiklerini kaydederek, "Bu yapılan çok büyük haksızlık. Bu avukat arkadaşlarımız gerçekten adından da anlaşılacağı gibi halkın hukuk bürosunun, halkın avukatlarıdır. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini istiyoruz" dedi.

Onur, muhalif kesime yapılan baskı ve şiddetin, artık bardağın taşmasının ötesinde, şelaleler halinde Türkiye'yi felakete sürüklediğini gördüklerini ve bu duruma çok üzüldüğünü sözlerine ekledi.

Avukatlardan Bahri Belen ile son seçimlerde İstanbul Barosu Başkan adaylarından olan Filiz Kerestecioğlu da birer açıklama yaparak, meslektaşlarının gözaltına alınmasını kınadı.

Avukatlar, arkadaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını talep etti.

HEY TEKSTİL İŞÇİLERİ DE ORADAYDI

Bu arada, haksız yere işten çıkarıldıkları gerekçesiyle yaptıkları kimi eylemlerle gündeme gelen Hey Tekstil işçileri de adliyenin önüne gelerek, avukatlara destek verdi.

Açıklamaların ardından avukatlar, operasyon kapsamında arama yapılan Okmeydanı'ndaki Halkın Hukuk Bürosu'na doğru sloganlar atarak yürüyüşe geçti.

Gözaltın alınan avukat Ebru Timtik, aramaların devam ettiği büronun balkonuna çıkarak, "Biz yaptığımız avukatlıkla gurur duyuyoruz, ezilen halkların avukatlığını yaptık. Tek bir patronun avukatlığını yapmadık" diye seslendi.

http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/Cok-sayida-avukata-gozalti.htm?ArticleID=157849


Ankara'da da terör örgütü DHKP-C'ye yönelik eş zamanlı operasyonlar kapsamında ÇHD Genel Merkezi ile Ankara Şubesi'nde aramalar yapıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin talimatı doğrultusunda, sabah saatlerinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü polisleri ÇHD Genel Merkezi ile Ankara Şubesi'nin bulunduğu Sıhhiye İlkiz Sokak 18'nolu binanın önüne geldi.

ÇHD'ye üye bazı avukatlar da burada toplandı. Aramaya nezaret etmek üzere TMK'nın 10. maddesiyle görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Şahin, saat 10.30 sıralarında adrese geldi. ÇHD üyesi avukatlar, kararın kanuna uygun olmadığını ileri sürerek, aramaya karşı çıktı. Ancak arama daha sonra başladı. Aramaya savcı ve polislerin dışında dernek üyesi 5 avukat da eşlik etti.

Aynı dakikalarda, TMK'nın 10. maddesiyle görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Başer de ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ve eşi Betül Vangölü Kozağaçlı'nın da arasında bulunduğu bir grup avukatın birlikte çalıştığı Mithatpaşa Caddesi 51. numaradaki bürosuna gitti.

ÇHD üyesi avukat ve baro gözlemcisi avukat, arama kararına itirazda bulundu. Arama kararında arama yapılacak yerin adresinin yazdığı ancak kişilerin adının yazılı olmadığını savunan avukatlar, buna karşın bütün büronun aranmasına karşı çıktı.

Selçuk Kozağaçlı, Betül Vangölü Kozağaçlı ve Özgür Yılmaz'ın evlerinde de arama yapıldı. Mithatpaşa Caddesi'nde bulunan bürodaki aramanın, Kozağaçlılar'ın evindeki aramadan sonra başlamasına karar verildi. Savcı Başer, bu nedenle Mithatpaşa Caddesi'nden bir süre sonra ayrıldı. Akşam saatlerinde nöbetçi hakimlikten yeni bir arama kararı alındı ve Savcı Başer tekrar büroya gelerek, arama işlemini tamamladı.

ÇHD Genel Merkezi ile Ankara Şubesi'nde yapılan aramalar 19.00'da sona erdi. Arama sırasında el konulan belgeler ve imajı alınan bilgisayar hardiskleri çuvallar içerisinde dernekten çıkarılarak, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Evindeki arama tamamlanan Avukat Betül Vangölü Kozağaçlı gözaltına alınarak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Hakkında gözaltı kararı bulunan Avukat Selçuk Kozağaçlı'nın yurtdışında, Avukat Yılmaz'ın ise İstanbul'da olduğu öğrenildi.

AA
http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/DHKP-C-ye-yonelik-es-zamanli-operasyon-.htm?ArticleID=157963


Gözaltına alınan avukatlarla ilgili şok iddia

İstanbul Emniyet Müdürlüğü , İstanbul'da dün sabaha karşı düzenlenen ve çok sayıda avukatın da gözaltına alındığı operasyonla ilgili yazılı açıklama yaptı. Gözaltına alınan avukatların terör örgütü yöneticisi olduğu ve ajanlık yaptığı iddia edildi.

Açıklamada operasyonun İstanbul genelinde 6 silahlı-bombalı saldırı eylemi gerçekleştiren, 3 polisi şehit eden 7 polisin ve 6 vatandaşın yaralanmasının ardından başlatıldığı belirtildi.

Açıklamada şüphelilerin ayrıca "ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir" denildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün resmi web sitesinden yapılan açıklamada şöyle denildi :

Son zamanlarda İstanbul genelinde (6) silahlı-bombalı saldırı eylemi gerçekleştiren, (3) Polisi şehit eden, (7) Polisin ve (6) vatandaşımızın yaralanmasına sebep olan, geçmişten günümüze benzer çok sayıda eylem gerçekleştiren taşeron sol bir terör örgütüne yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında operasyon başlatılmıştır.

18 Ocak 2013 günü ilimizin 19 ilçesinde ve 7 ayrı ilde eşzamanlı yapılan operasyonda, terör örgütünün yönetici kadrosu, avukat yapılanması ve mahalli alan yapılanmalarına yönelik 55 ayrı adreste mahkeme kararlarıyla aramalar yapılmıştır.

AJAN FAALİYETİ

Legal görünüm altındaki dernek/kültür merkezi/dergi bürolarında çelik kapılarla (11 çelik kapıdan geçilerek) korunaklı hale getirdikleri yerlerde, Yurtdışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir.

Bazı basın yayın organlarında "avukatların, mesleki faaliyetleri ve baktıkları davalar nedeniyle gözaltına alındıkları" iddia edilmektedir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatları ve Cumhuriyet Savcılarının nezaretinde titizlikle yürütülen soruşturmada, şahıslar "terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği" şüphesiyle gözaltına alınmıştır.

Operasyon sırasında yurtdışı ve yurtiçi gizli haberleşmelerine ait kriptolu doküman ve dijital delillerin yakılmak ve kırılmak suretiyle yok edilmeye çalışıldığı görülmüştür.

Arama yapılan adreslerde;

-1 adet 9 mm çapında Rus yapımı Makarov marka tabanca,
-1 adet Kurusıkı tabanca,
- Molotof yapımında kullanılan çok miktarda malzeme,
-Çok miktarda yakılmaya çalışılmış harddisk, flashdisk ve yazılı dokümanlar ile örgütsel dijital malzemeler ele geçirilmiştir.
-Operasyon kapsamında İstanbul ilinde 68 şüpheli gözaltına alınmıştır.

Kaynak: AA
http://www.haber7.com/guncel/haber/979153-gozaltina-alinan-avukatlarla-ilgili-sok-iddia


İstanbul Barosu'ndan sert açıklama: "Baro temsilcisi ve savcı beklenmeksizin, kapılar kırılarak hukuka, usul kurallarına aykırı işlemlerle avukatlara yönelik arama ve gözaltı işlemleri savunmaya, avukata yönelik bir saldırı ve gözdağıdır. Takipçisiyiz!"

"Bugün gene hukuk tarihinde kara bir gün yaşanmıştır. İstanbul başta çeşitli illerde Çağdaş Hukukçular Derneği'ne yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarla adı geçen derneğin ve birçok avukat meslektaşımızın bürosu aranmış, gözaltı uygulaması gerçekleştirilmiştir.

Aramaların çoğu kez olduğu gibi somut bir isnat olmaksızın, adeta her kapıyı açan "örgüt" isnadı ile ve neyin arandığı belirtilmeksizin verilen kararlarla yapılması bir yana, bu kez daha vahim hukuksuzluklar yaşanmıştır. Kanunun açık hükümlerine rağmen, Cumhuriyet savcısı ve Baro temsilcisi beklenmeden bazı avukat bürolarının kapıları polis tarafından "kırılarak" içeri girilmiş, avukatın müvekkille olan yazışma ve belgeleri incelemeye tabi tutulmuş, aramalar kayda alınmış, gereklilik ve orantılılık kıstaslarına uyulmadan gözaltı işlemi uygulanmıştır. Hatta öyle ki, ÇHD merkezinde yapılmakta olan aramaya İstanbul Barosu Başkanının girmesi engellenmeye çalışılmış ancak başarılı olunamamış, arama mahallinde ise hukuka aykırı olarak kamera ile görüntülenmeye çalışılmıştır. Tüm bunlar Ceza Muhakamesi Kanununa ile Avukatlık Kanununa, hukuka, evrensel kurallara, avukatlık onuruna aykırıdır.

Hiçbir hukuk devletinde avukata bu denli kolay, soyut suç isnadı ve böylesine hukuka aykırı işlemler yöneltilemezken bu yaşananlar hangi "ileri demokrasi" ye geçtiğimizi halen görmek istemeyenler varsa açıkça göstermektedir. Halkın hak arama özgürlüğü ve savunma hakkının güvencesi olan avukatın bizzat kendisine bu hukuka aykırı muamelelerin yapılabiliyor olması hukuk güvenliği, adalet ve demokrasi adına dehşet vericidir. Suç isnadı ne olursa olsun, her soruşturma işleminin hukuk çerçevesinde gerçekleştirilmesi bir lütuf değil zorunluluktur. Herkesin kendisine, hakkının ve hukukunun güvencesi olan avukatın güvencesiz bir konuma getirilmesinin nelere yol açabileceğini sorması gerekir. Bu yaşananlar ve yapılanlar, avukatlık mesleğine ve onuruna, halkın hak arama özgürlüğüne karşı açık bir saldırıdır.

Bilinmesini isteriz ki İstanbul Barosu süreci başından bu yana yakından takip ettiği gibi, bunu sürdürecek, her türlü demokratik-meşru hakkını kullanacak, hukuksuz işlem ve uygulamaların  takipçisi olmaya devam edecektir. Hiçbir baskı hukuk devleti ve demokrasi mücadelesinde savunmayı, avukatları, baroları yıldıramaz. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."


http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=7685


Bir sert açıklama da Ankara Barosu'ndan: "Ankara Barosu Uyarıyor: Kırılan Avukat Bürolarının Kapıları Değil, İnsan Haklarının Koruyucu Şemsiyesidir."

Bir Cuma sabahı, yine bir operasyon haberi ile güne gözlerimizi açtık; sol bir örgüte yönelik düzenlendiği iddia edilen bir soruşturma çerçevesinde, İstanbul, Ankara ve İzmir'de aralarında çok sayıda avukatın bulunduğu yurttaşlarımız gözaltına alınmış ve Çağdaş Hukukçular Derneği başta olmak üzere dernek bürolarında aramalar yapılmıştır.

Ankara Barosu tarafından ısrarla belirtildiği üzere, avukata yönelik her baskı topluma yönelik bir mesajdır. Kimsenin kendini güvende hissetmemesi için toplumun ve demokratik hukuk devletinin güvence mekanizmalarına karşı sistematik hak ihlalleri yapılmaktadır.

İstenildiği taktirde rahatlıkla ulaşılabilecek kişilerin, her gün Mahkemeler önünde savunma yapan avukatların ve avukatlar tarafından kurulmuş derneklerin bu şekilde, somut suç isnadı olmaksızın ve azılı suçlu gibi bir işleme tabi tutulması, soruşturmanın sübjektifliğini açıkça ortaya koymaktadır. İnsan uygarlığının en gelişmiş sistemi olan hukuk devleti, insan onuruna müdahalenin aracı haline getirilmek istenmektedir.

Avukatlar görevlerini yaparken kimi zaman bireysel şiddetin kurbanı olurken kimi zaman da devletin hak ihlali oluşturan eylemlerinin muhatabı olmaktadır. Ankara Barosu olarak nereden gelirse gelsin avukata ve avukat üzerinden topluma yönelik her tür saldırıya sonuna kadar karşı duracağımızı bir kez daha belirtir, bu çerçevede, bugün yaşanmakta olan hak ihlali sürecini de sonuna kadar da takip etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.


http://www.ankarabarosu.org.tr/Detay.aspx?SYF=7741


Ege ve Marmara Bölge Barolarından Ortak Basın Açıklaması

"18.Ocak.2013 sabahı Dernek binaları ve Avukatların evlerine yapılan baskınlarda kapılar kırılmış, Kanunun Açık hükmüne rağmen Baro temsilcileri gelmeden arama işlemine başlanmıştır. Bizler Ege ve Marmara Baroları olarak savunma mesleğine yönelik bu saldırıyı şiddetle kınıyor, savunmayı savunmak için kararlılığımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

18.Ocak.2013 sabahı TMK 10.Md.ile özel görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı ile İstanbul ve Ankara'da Çağdaş Hukukçular Derneği Şube Binaları ve ÇHD Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı ve ÇHD Genel Merkez Yöneticisi Av. Oya Aslan, İstanbul Şube Başkanı Av. Taylan Tanay ve İstanbul Şubesi yöneticileri Av. Güçlü Sevimli, Av. Güray Dağ, Av. Gülvin Aydın ile önceki Şube Başkanlarından Av. Serhan Arıkanoğlu ve Efkan Bolaç, Ankara Şube yöneticisi Av. Betül Vangölü Kozağaçlı ve ile ÇHD üyeleri Av. Özgür Yılmaz, Av. Ebru Timtik, Av. Barkın Timtik, Av. Naciye Demir, Av. Günay Dağ ve Av. Şükriye Erden'in ev ve bürolarında sabah 04.00'ten itibaren arama ve gözaltı işlemleri başlamıştır.

Dernek binaları ve Avukatların evlerine yapılan baskınlarda kapılar kırılmış, Kanunun Açık hükmüne rağmen Baro temsilcileri gelmeden arama işlemine başlanmıştır.

Bu arada bazı basın yayın organlarına meslektaşlarımız terör örgütü üyesi olarak lanse edilmiş ve bu yönlü yayınlar yapılmıştır.

Çağdaş Hukukçular Derneği 1974 yılında kurulan ve "Hukukun, insanlığın binlerce yıllık tarihsel kazanımlar ışığında geliştirilmesi, insanın özgürleşmesi ve demokratiklik temeline dayalı, toplum bilinci ile güvence altına alınmış bir hukuk sisteminin kurulması, başta yaşam hakkı olmak üzere temel haklara ve insanlık onuruna yönelik her türlü saldırının önlenmesi için çalışma yapmak" amacıyla kurulmuş bir hukukçu örgütüdür.

Haklarında arama, yakalama işlemi yapılan meslektaşlarımız ise bu amaçla etkin çalışma yapmaları ile bilinen ve toplumsal davalarda savunma görevini üstlenmiş, bu özellikleri ile hukukçu çevrelerin yakından tanıdığı kişilerdir.

Bu operasyon, öncesinde yaşanan olay ve gelişmeler göstermektedir ki, meslektaşlarımızın yukarıda belirttiğimiz özellik ve faaliyetlerinin siyasi iktidarda yarattığı rahatsızlığın ürünüdür.

Son dönemde mesleki faaliyetini ifa edişi sebebiyle çok sayıda meslektaşımız olağanüstü soruşturma ve kovuşturmanın hedefi haline gelmiştir.

Nitekim bu olay savunma mesleğine saldırı ve tahammülsüzlüğün zirveye çıktığı noktadır.

Bizler Ege ve Marmara Baroları olarak savunma mesleğine yönelik bu saldırıyı şiddetle kınıyor, savunmayı savunmak için kararlılığımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

Saygılarımızla.

Aydın Barosu Başkanı
Av.Sümer Germen

Balıkesir Barosu Başkanı
Av.Yaşar MEYVACI

Bursa Barosu Başkanı
Av.Ekrem DEMİRÖZ

Çanakkale Barosu Başkanı
Av.Bülent ŞARLAN

Denizli Barosu Başkanı
Av.Müjdat İLHAN

İstanbul Barosu Başkanı
Av.Doç.Dr.Ümit KOCASAKAL

İzmir Barosu Başkanı        
Av.Sema PEKDAŞ

Kocaeli Barosu Başkanı
Av.Tamer SOLAKOĞLU

Muğla Barosu Başkanı
Av.Mustafa İlker GÜRKAN

Yalova Barosu Başkanı
Av. Cevdet BEKLER"


http://www.izmirbarosu.org.tr/haberler/bas%C4%B1n-a%C3%A7%C4%B1klamalar%C4%B1/bas%C4%B1n-a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1_18012013.aspx

http://www.youtube.com/watch?v=n8TmeyPN0fc#

http://www.youtube.com/watch?v=Q_nx2upSsSA#
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat




Terör örgütü DHKP-C'ye yönelik operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin sorgusu sırasında, şüphelilerin avukatları ile polisler birbirine girdi. Olayda 6 avukat ile bir polis memuru yaralandı.

Gözaltılar adliyenin 7. katına çıkartıldı. 7. kata kalkanlı polislerle barikat kuruldu. Destek için gelen 50 avukat 'Polis dışarı' sloganı atarak barikatın kaldırılmasını istedi. Barikat kalkmayınca polis ve avukatlar arasında yumruklaşma yaşandı. Kavga da 6 avukat ve bir polis memuru yaralandı.

DHKP-C terör örgütüne yönelik ortak operasyonda gözaltına alınan Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı, Avukat Taylan Tanay'ın da aralarında bulunduğu 40 şüpheli öğle saatlerinde Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Gözaltıları destek için birçok avukat ve vatandaş adliyeye akın etti. Adliye çevresinde polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı. Ancak kavga bu sefer adliye önünde değil adliye içinde çıktı.

Kavganın tarafları ise avukat ile polisler oldu. Şüpheliler sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Savcılarının bulunduğu 7. kata çıkarıldı. Çevik kuvvet ekipleri de adliyenin 7. katına barikat kurdu. Gözaltılara destek için gelen yaklaşık 50 avukat bu duruma tepki gösterdi. 'Polis dışarı' sloganları atan avukatlar, kalkanlı çevik kuvvet barikatının kaldırılmasını istedi. Ancak barikat kaldırılmadı. Bu duruma tepki gösteren avukatlar, barikatı yıkmak istedi. Polislerin tepkisi sert oldu.

Avukatlar ile polisler arasında yumruklaşmaya varan olaylar yaşandı. Kavga da 6 avukat ve bir polis memuru da yaralandı. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün iki grubu da uzun süre sakinleştirmeye çalıştı. Çevik kuvvet ekiplerinin koridordan ayrılması üzerine ortam sakinleşti. Öte yandan adliyenin içinde olay çıkması üzerine adliye önünde bekleyen Halk Cephesi üyeleri de slogan atarak protesto gösterisinde bulundu.

Kaynak: DHA
http://www.haber7.com/guncel/haber/979645-polis-ile-avukatlar-birbirine-girdi-7-yarali

http://www.youtube.com/watch?v=-D9HVjc3o-Y#

kilimanjaro



ELİF EŞİT, ÖZDEMİR ÖZKAN, BAYRAM KAYA İSTANBUL, İZMİR ANKARA

Terör örgütü DHKP-C soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay'ın da bulunduğu 9 avukat, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklandı.

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da tutuklanan avukatlara destek için adliyeye geldi. Önceki gün adliyeye sevk edilen 41 şüpheliden aralarında 9 avukatın da bulunduğu 38 kişi tutuklanmış oldu. 7 kişi ise adli kontrol ve kefalet ile serbest bırakıldı.

Son dönemde polislere yönelik saldırılarını artıran terör örgütü DHKP-C operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve önceki gün adliyeye getirilen 10 avukat sorgusu tamamlandı. Hakim karşısında çıkarılan avukatlar Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay, Avni Güçlü Sevimli, Barkın Timtik, Şükriye Erden, Naciye Demir, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Ebru Timtik, Günay Dağ ve Efkan Bolaç tutuklandı. Avukat Efkan Bolaç ise adli kontrol hükümleri çerçevesinde serbest bırakıldı. Ancak hakkında yurtdışına çıkış yasağı konuldu.

Tutuklanan avukatlar hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunu bildirdi. Önceki gün adliyeye sevk edilen 41 şüpheliden aralarında 9 avukatın da bulunduğu 21 kişi tutuklanmış oldu. 7 kişi ise adli kontrol ve kefalet ile serbest bırakıldı. Avni Güçlü Sevimli, dosyada bahsedilen ve yurtdışından gönderildiği iddia edilen belgelerle ilgisinin olmadığını ileri sürdü. Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı da, "Bana, Dursun Karataş'ın (DHKP-C'nin eski lideri) cenazesine katılmakla ilgili soru sorulmuştur. Karataş'ın ailesinin avukatıyım ve cenazeyi teslim alanlardan biriyim." şeklinde ifade verdi. Taylan Tanay ifadesinde, "Dernek tüzüğümüz doğrultusunda öğrenci, devrimci, işçi ve Kürtlerin avukatlığını üstlenmekteyim. Bu cumhuriyet savcılığı tarafından suç olarak düşünülse de yaptıklarım benim için onurdur. Ve bunların suç olduğunu düşünmüyorum." açıklamasını yaptı.

ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise ifadesinde şunları söyledi: "Ben Suriye'den karları buzları aşarak uçağa binip geldim. Kaçma şüphem mi var? Hakkımda 2003 yılındaki belgelerden yine dava açsınlar ben söyleyeceklerimi söylerim." Kozağaçlı, önceki gün Beyrut'tan İstanbul'a dönerken havalimanında gözaltına alınmıştı.

Öte yandan CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün ve İlhan Cihaner'in de aralarında bulunduğu grup, DHKP-C operasyonunda 9 avukatın haksız yere tutuklandıklarını iddia etti. Aygün, ÇHD üyesi Taylan Tanay'ın tutuklanma sebebini Engin Çeber davasında avukatlık yapmasına bağladı. CHP'li vekil, "Onlar sadece Engin Çeber'i değil bütün hak ihlallerinde ezilenleri savundular. Bu dava DHKP-C operasyonu falan değildir." dedi. Aygün, içeride olanlarla dayanışma halinde olacaklarını belirtti.

AJANLIK İDDİASINA AYRI SORUŞTURMA

Öte yandan DHKP-C operasyonunda tutuklanan avukatlara mahkemede ve savcılık ifadesinde 'ajanlık ve kozmik oda' ile ilgili herhangi bir sorunun yöneltilmediği öğrenildi. Terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği şüphesiyle tutuklu yargılanmasına karar verilen avukatlara ajanlık suçlamasıyla alakalı ayrı bir soruşturmanın başlatılacağı belirtildi. Örgütün üst düzey yöneticilerinin askerî noktalar, polis merkezleri, hakim ve savcıların adresleri ve üst düzey ticari şirketlere ait bilgi ve belgeleri kriptolu bir şekilde yurtdışına gönderdikleri de iddia ediliyor.

İzmir'de de yaklaşık 1,5 yıl süren takibin ardından DHKP-C'ye yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 17 şüpheli, sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Özgürlükler Derneği'nde, örgüt üyesi bir kişiye ait tablonun arkasına gizlenmiş USB belleğin içinde şifreli bir dosyaya ulaşıldı. Dosyanın içinde, örgütün yapısı ve üniversite yapılanmasını anlatan belgeler bulundu. Bu arada DHKP-C operasyonunun ardında Belçika'dan Türk makamlarına ulaştırılan 'örgüt arşivi'nin olduğu ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, 1996 yılında İstanbul'da Özdemir Sabancı'nın öldürüldüğü suikasta karışan Fehriye Erdal'ın Belçika'da bulunduğu Knokke Heist şehrindeki bir eve polis baskın düzenledi. 1999 yılındaki operasyonlarda militanların yakmaya çalıştığı dokümanlardan geriye kalanlara el konuldu. Bunun üzerine Türkiye, DHKP-C arşivini almak için Belçika'yla irtibata geçti. 2011 yılında Belçika arşivi Türkiye ile  paylaştı. Emniyet, arşivlerden çıkan veriler ışığında 7 ilde operasyon yaptı.

http://zaman.com.tr/gundem/dhkp-c-operasyonunun-sifresi-fehriyeden/2043651.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

#3



ÇHD İstanbul Şubesi' ne bağlı yaklaşık 70 avukat, DHKP-C soruşturmasında tutuklanan 9 meslektaşına destek amacıyla eylem yaptı. eyleme müsade etmeyen polis ekipleri avukatlara sert bir şemildi müdahalede bulundu. Olayda 2 avukat yaralandı.

İstanbul- Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi'ne bağlı yaklaşık 70 avukat, bir ay önce DHKP-C soruşturması kapsamında tutuklanan 9 meslektaşlarının tutukluluk hallerine itiraz dilekçesi vermek için  Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanarak tutukluluk basın açıklaması yaptılar.

Avukatkar pankart açtı, özel güvenlik müdahele etti

"Devrimci avukatlar onurumuzdur" şeklinde slogan atan avukatlar, bir saatlik oturma eylemi yapacaklarını belirterek adliye binasına giriş yaptılar. Adalet Sarayı'nın giriş katındaki adalet heykellerin bulunduğu bölümde oturma eylemi yapan avukatlar slogan attı. Bu sırada adliyenin 3. katından "Tutuklu avukatlara özgürlük" yazılı büyük bir pankart açtılar. Pankart açılması üzerine polis ve adliyenin özel güvenlik görevlileri pankart açan avukatlara müdahale etti. Pankartı toplayan polis ve güvenlikçilerle avukatlar arasında arbede çıktı. Uzun süren arbedenin ardından pankart toplandı. Ancak bir süre sonra avukatlar yine pankart açmaya çalıştı. Avukatlara yine polis müdanale etti. Adliyedeki gerginlik devam ediyor. Çevik kuvvet ekiplerinin de adliyeye giriş yaptığı görüldü.

Avukatlar Ramazan Demir, Muhittin Köylüoğlu, Aycan Çiçek, Tarkan Özdemir kelepçe takılarak polis tarafından gözaltına alındı. Polis müdahalesi sırasında gazdan etkilenen 2 avukat adliyedeki Adli Tıp Merkezi'nde tedavi altına alındı.

Savcılık soruşturma başlattı

Terör örgütü DHKP-C soruşturması kapsamında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 9 avukatın tutuklanmasını protesto eden bazı avukatlar ile güvenlik görevlileri arasında yaşanan olaylarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldığı bildirildi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=399736&kn=7&ka=4&kb=7
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



ÇHD operasyonları kapsamında tutuklanan meslektaşlarının serbest bırakılması için İstanbul Adalet Sarayı'nda pankart açarak oturma eylemi düzenleyen avukatlara polisin müdahale etmesiyle yaşanan arbede de gözaltına alınarak serbest bırakılan 5 avukat hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.

Hilal YILDIRIM-İSTANBUL

Savcılık avukat Muhittin Köylüoğlu hakkında 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, kamu görevlisine hakaret' suçlarından 4 yıldan 17 yıla kadar, diğer 4 avukat hakkında ise 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme' suçlarından 2 yıldan 9 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Avukatlar ifadelerinde görevlerini ifa ederken haklarındaki suçları işlediklerini belirtirken, savcılık iddianamede söz konusu eylemlerin avukatlık görevi ile iligisinin bulunmadığına dikkat çekti.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde geçtiğimiz günlerde toplanan ÇHD ve ÖHD üyesi bir grup avukat, DHKP-C operasyonunda tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılması adliye içerisinde oturma eylemi yaparak pankart açmış, gruba polis ve güvenlik görevlilerinin müdahale etmesiyle çıkan arbede de avukatlar Erman Öztürk, Arman Yılmaz, Muhittin Köylüoğlu, Özgür Esen ve Halil Kocabaş gözaltına alınmıştı. Savcılık sorgularının ardından serbest bırakılan avukatlar hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, avukat Muhittin Köylüoğlu hakkında 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, kamu görevlisine hakaret' suçlarından 4 yıldan 17 yıla kadar, diğer 4 avukatın ise 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme' suçlarından 2 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması için dava açtı. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianamede tek müşteki ise avukat Muhittin Köylüoğlu'ndan kendisini yaraladığı gerekçesiyle şikayetçi olan polis memuru Zeki Bakır.

ŞİŞLİ SAVCISI UYARILMALARINI İSTEDİ

İddianamede 18 Şubat günü adliyede yaşanan olay şöyle anlatıldı: Öğle saatlarinde şüpheli avukatlarında aralarında bulunduğu bir grup avukat adliyede toplandı. Avukatlar basın açıklamasını yaptıktan sonra, tutuklu meslektaşlarının tahliyeleri için dilekçe vermek gerekeçsi ile adliyenin C kapısından içeri girdi ve sloganlar atarak girişteki büyük meydan da toplandı. Bu esnada adliyenin 1. kattaki C/2 blokta bulunan korkuluklara birkaç avukat tarafından kırmızı zemin üzerine siyah renkte yazılmış 8 metre boyunda ve 2 metre eninde 'Devrimci avukatlar onurumuzdur, tuutklu avukatlara özgürlük' ibareli iki pankart asıldı. Bu pankart güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle muhafaza altına alındı. Avukatların sloganlara devam etmeleri üzerine Şişli ilçesinin müracat savcısı tarafından, güvenlik güçlerine gösteri yapan avukatların uygun bir dille uyarılmaları, eylemlerine son verilmesinin ve dağılmalarını istenilmesi, aksi takdirde toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununun 32. maddesine göre işlem yapılaması talimatı verildi.

İDDİANAMEDEN: "AVUKAT KÖYLÜOĞLU BİR POLİSi YARALADI, ADLİYENİN CAMINI KIRDI"

İddianameye göre güvenlik görevlileri savcılığın talimatı üzerine gösteri yapan avukatların eylemlerine son vermesini istedi. Avukatlar dağılmak istemeyice, özel güvenlik görevlileri ile polis memurları tarafından grup dağıtılmak istendi. Bu esnada güvenlik görevlileri avukatların tekme ve yumruklarına maruz kaldı. Avukatlar ile polis arasında yaşanan arbede de nedeniyle şüpheli birkaç avukat yakalandı. Avukat Muhittin Köylüoğlu ise kendisini yakalayan polis memurlarına 'Sizin ananızı sinkaf ederim. Şerefsiz, faşist, satılmış köpekler' şeklindeki sözlerle hakaret etti. Bunun üzerine polis memuru Zeki Bakır duruma müdahale ederek avukat Köylüoğlu'nu polis aracına götürmek istedi. Ancak avukat Köylüoğlu, polise tekme ve yumruk atarak basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına neden oldu. Ayrıca avukat Köylüoğlu adliyeden ayrılırken otomatik çıkış kapısına tekme atarak kapının camlarını kırdı. İddianamede ifadelerine yer verilen şüpheli avukatların, avukatlık görevlilerini yerine getirirken bu suçu işledikleri belirtti. Savcılık ise söz konusu eylemlerin avukatlık görevi ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığına kanaat getirdi.05.03.2013

http://www.aksam.com.tr/guncel/adliyeyi-karistiran-5-avukata-dava/haber-174344
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Taylan Tanay'ın örgüte gönderdiği iddia edilen şok CV'si

DHKP-C iddianamesine göre avukat Taylan Tanay'ın örgüte gönderdiği CV'sinde "Askerlik yapmadım. Boru bomba ve molotof kullandım. 14'lü silah ve pompalı tüfek kullanabiliyorum. Keleşin tüm özelliklerini bilirim " ifadeleri yer aldı.

DHKP-C'ye yönelik yürütülen soruşturma sonucu yazılan 622 sayfalık iddianamede Avukat Taylan Tanay'ın örgüte gönderdiği şok CV yer aldı. İddiaya göre CV'de Taylan Talay patlayıcılardan, bombalardan, silahlardan ve keleşten bahsediyor ve bunları iyi kullandığını belirtiyor.

BELGELER HOLLANDA'DAN

İddiaya göre Taylan Tanay ile ilgili CV çok ilginç bir yerden alındı. 2009'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Belçika ve Hollanda adli makamları ile irtibata geçilerek DHKP-C terör örgütü ile ilgili dokümanlar istendi. Uzun uğraşlar sonucu elde edilen belgeler arasında Tanay'ın CV'si de çıktı. CV'de şu ifadelerin yer aldığı iddia edildi:

'PATLAYICI YAPABİLİYORUM'

"1999-ayhan-nisan-o10nis11" isimli word belgesi incelendiğinde Ayhan kod Necdet Berk tarafından yurtdışındaki sorumluya gönderilen rapor içerisinde Taylan Tanay'dan bahsediliyor ve Tanay'ın örgüte verdiği CV'ye yerveriliyor. Hakkında 53 yıl hapis cezası ile dava açılan Talay CV'de şöyle yazmış: Askerlik yapmadım. Ama halk patlayıcılarını yapabiliyorum. Boru bomba ve molotof kullandım. l4'lü silah kullanabiliyorum. Ayrıca keleşin tüm teknik özelliklerini biliyorum ama kullanmadım. Pompalı tüfek kullanabiliyorum." CV'de gözaltına alınmasını, hapiste yatmasına ilişkin ise şunlar olduğu öğrenildi: Elaziğ, Elbistan hapishanelerinde müşadiyede kaldım. Elbistan'da açlık grevi sonrası Malatya Hapishanesine getirildim. Malatya Hapishanesinde içtima sorumluluğu yaptım. Süresiz açlık grevi direnişinde ve barikat direnişlerinde bulundum....7 kez gözaltına alındım. 4 kez TEM'e götürüldüm. Her defasında savcılığa çıkarılmadan bırakıldım.

"ASKERİ EĞİTİM ALDIM"

Sabah'ın haberine göre Taylan Tanay cezaevinde askeri eğitim aldığından da bahsederek, "Malatya Hapishanesi'nde 96 Ölüm orucu direnişinin 45 günlük süresiz açlık grevi direnişinde bulundum. Bu süreçte yapılan barikat direnişlerine katıldım. Yapılan eğitim çalışmalarında teorik ve askeri birikim kazandım" dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği ise iddianameyle ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek, "İddianame 622 sayfa ve bomboş, somut dayanağı olmayan, soyut suçlamalardan ibaret" dedi.

http://haber.stargazete.com/guncel/avukatin-sok-cvsi/haber-773941





'Avukat cezaevinde örgüt sorgusu yaptı'

Terör örgütü DHKP-C soruşturmasında, 9'u tutuklu 22 avukat hakkında düzenlenen iddianamede çarpıcı iddialar yer aldı.

İddianamede "örgüt yöneticisi olmak" suçlamasıyla 53,5 yıla kadar hapsi istenen Taylan Tanay'ın "avukat olarak girdiği cezaevinde örgüt adına sorgu yaptığı" öne sürüldü. Tanay'ın tutuklu Asuman Akça'ya, "Kendini yakalatmışsın. Neden silahın yoktu, çatışmadın. Sana Başbakan'ın evinin krokisi gelmiş ama bizden saklamışsın" sorularını yönelttiği belirtildi.  Tanay'ın "Belçika'daki mahkemeye gönderdiği dilekçede örgütün siyasi bir yapılanma olduğunu ve hiçbir sivile zarar vermediğini" savunduğu iddiasına de yer verildi. "DHKP-C'nin eski CHP Kağıthane İlçe Başkanı Fevzi Şit'e suikast düzenleyip  suçu MHP'ye atarak kaos çıkarmayı planladığı" da öne sürüldü.

http://www.aksam.com.tr/guncel/avukat-cezaevinde-orgut-sorgusu-yapti-c2/haber-227447



DHKP/C - Esad hattı



Kemal Gümüş

Sanık avukatlar Şam ve Beyrut'ta örgütsel toplantılara katıldı. Suriye'de Esad yanlılarına konser veren Grup Yorum da konserlerle hem terör örgütüne sempatizan hem de para kazandırıyor.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan tarafından hazırlanan ve İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 622 sayfalık DHKP-C iddianamesinde, 22 avukat hakkında DHKP-C terör örgütüne yönelik suçlamalar ve örgütün Suriye ile ilişkileri yer aldı. İddianamede yer alan bilgilere göre avukatlar Şam ve Beyrut'ta örgütsel toplantılara katıldı.

Para, Behiç Aşçı'dan dağılıyor

Gizli tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve avukat Oya Aslan'ın, Suriye'deki faaliyetleri anlatıldı. İddianamede, "Selçuk Kozağaçlı'nın ÇHD adına Şam ve Beyrut'ta toplantıya katılacağının tespit edildiği, yapılan incelemeler sonucunda Kozağaçlı'nın şüpheli Oya Aslan ile Suriye'de bir dizi toplantıya katıldığının belirlendiği" ifade edildi.

İddianamede "Kozağaçlı'nın masraflar için DHKP-C'nin sözde demokratik alan yapılanmalarından olan TAYAD Başkanı ve HHB Avukatı Behiç Aşçı ile irtibata geçtiği, gerekli finansal kaynağın Aşçı aracılığıyla örgüt fonundan karşılandığı, gizli tanık 'Yüzleşme'nin beyanlarına göre, bu gezinin DHKP-C'nin son süreçteki Suriye'ye destek politikası gereği olduğu belirlenmiştir" denildi.

Grup Yorum'un faaliyetleri

Örgütün kültür-sanat alanındaki faaliyetlerinin İdil Kültür Merkezi tarafından yürütüldüğü, buradaki saz ve enstrüman kurslarıyla sempatizan kazanmanın amaçlandığı iddia edildi. Merkezin ayrıca Grup Yorum'u da içinde barındırdığı belirtilen iddianamede, Grup Yorum'un konserlerle bir taraftan örgüte sempatizan kazandırırken, bir taraftan da örgüte gelir elde ettiği öne sürüldü.

http://haber.stargazete.com/politika/dhkpc--esad-hatti/haber-774131
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.