Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

17 Mayıs 2024, 02:53:27

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,826
  • Toplam Konu: 4,366
  • Online today: 208
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 208
Total: 208

Haberal'ın tutukluluğuna hükmeden 9 hakim, 1.500'er TL tazminat ödeyecek

Başlatan kilimanjaro, 16 Haziran 2010, 01:52:25

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, İstanbul'da görevli "Ergenekon" davası kapsamında karar veren 9 hakimi, Prof. Dr. Mehmet Haberal'a bin 500'er TL tazminat ödemeye mahkum etti.

"Ergenekon" soruşturmasında uzun süredir tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimleri Rüstem Eryılmaz, Resul Çakır, Kemal Can, Yakup Hakan Günay, Mehmet Faik Saban; İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimleri Nurettin Ak, İdris Aslan ile İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimleri Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu ve Ali Efendi Peksak hakkında Yargıtay 4. Ceza Dairesi'ne tazminat davası açıldı.

Dava dilekçesinde, hakimlerin Haberal hakkında verdikleri kararlarda CMUK'un 34, 22, 100 ve 104'üncü maddelerine aykırı işlem yapıldığı ifade edildi. Verilen kararların gerekçelerinin olmadığının da belirtildiği dilekçede, Haberal'ın tutukluluğuna ilişkin kararda "soyut ifadeler içerdiği" kaydedildi. Dilekçede, "hakimi reddi müessesesinin CMUK'a aykırı olarak uygulandığı, bugüne kadar bu itirazın 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ret edildiği, tamamında başkanın muhalif olduğunu beş tanesinde Cumhuriyet savcısının da tahliye isteminde bulunduğu"nun altı çizildi.

Dilekçede, Haberal'ın sorgusunda 180 adet soru sorulduğu da anımsatılarak, bunlar içinde terör örgütü kurmak ve yönetmekle ilgili hiçbir soru bulunmadığı belirtildi.

Haberal'ın tahliyesine yönelik yapılan başvuruların ise, "Haberal'ın delilleri karartma ve kaçma şüphesi var" denilerek kabul edilmediği kaydedilen dilekçede, "Haberal'ın ani ölüm riski taşıdığı, kaçma ve delilleri karartma şüphesinden söz edilemeyeceği" de vurgulandı.

Davaya, ilk derece mahkemesi olarak bakan Yargıtay 4. Ağır Ceza Dairesi ise, davaların kısmen kabulüne karar vererek, hakimlerin Haberal'ın "Tutukluluk Halinin Devamına" ilişkin verdikleri kararların CMK'ya aykırı olduğunu ifade etti. Daire, hakimlerin her birinin Prof. Dr. Mehmet Haberal'a bin 500 TL manevi tazminat ödemesine karar verdi.(ANKA)

http://www.haber7.com/haber/20100615/9-hakim-Haberala-tazminat-odeyecek.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle Yargıtay'ın tazminata mahkum ettiği hâkimler verilen cezaya karşı çıktı. Hukukun gereğini yaptıklarının altını çizen 9 hâkim, karara itiraz etmeye hazırlanırken, cezaya en sert eleştiri 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu'dan geldi: "Verilen karar 'Haberal'ı tahliye edin' anlamına geliyor."

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin, Ergenekon'dan tutuklu Prof. Dr. Mehmet Haberal'ı tahliye etmeyen hakimlere verdiği ceza tepki çekti. Bin 500 TL'lik tazminat cezasını temyize götürmeye hazırlanan İstanbul özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde görevli 9 hâkim, yaptıkları açıklamalarda hukukun gereğini yerine getirdiklerinin altını çizdi. Kararı inceledikten sonra daha detaylı değerlendirme yapacaklarını belirten hakimlerden Rüstem Eryılmaz, Mehmet Haberal'a husumetlerinin söz konusu olamayacağını vurguladı. 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ise verilen kararın, 'Haberal'ı tahliye edin' anlamına geldiğine dikkat çekti. "Tahliye taleplerinin yeterli gerekçe sunulmadan reddedildiği bilgisini medyadan öğrendim." diyen Yılmazabdurrahmanoğlu, karar ellerine ulaştıktan sonra buna itiraz edeceklerini söyledi. 14 aydır tutuklu bulunan Mehmet Haberal'ın avukatları Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne başvuruda bulunmuş ve müvekkillerini salıvermeyen hakimlerden şikayetçi olmuştu. Daire, 8 Haziran'daki oturumunda, tartışmalı bir karara imza atarak, her bir hâkimi manevi tazminat ödemeye mahkûm etti.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Ergenekon ikinci davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın "sorgusunda sorulan 180 sorunun hiçbirinin terör örgütü kurmak ve yönetmekle ilgili olmadığı, buna rağmen tahliyesine karar verilmediği" gerekçesiyle İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nde görev yapan 9 hâkim hakkında bin 500'er TL tazminat ödemelerine karar verdi. Kararın kendilerine ulaşmadığı için kesinleşmediğini söyleyen hâkimler ise hukukun gereğini yaptıklarını belirterek kararın kendilerine tebliğ edilmesinin ardından temyize gideceklerini belirtti.

Hâkimler Rüstem Eryılmaz, Resul Çakır, Kemal Can, Yakup Hakan Günay, Mehmet Faik Saban, Nurettin Ak, İdris Asan, Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu ve Ali Efendi Peksak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin verdiği kararın kendilerine tebliğ edilmesini beklediklerini söyledi. 9. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Tuncay Aslan'ın da tahliye istemini reddetmesine rağmen ceza almaması dikkat çekti. Hakimlerden Rüstem Eryılmaz, şüpheli Haberal'a husumetlerinin olmadığını vurguladı. Öte yandan hâkimlerin temyiz için başvuracağı makamın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu olduğu belirtildi.

12'nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, verilen kararın, 'Haberal'ı tahliye edin' anlamına geldiğini söyledi. Yılmazabdurrahmanoğlu, "Yargıtay'ın kararı emsal oluşturabilir. Bize ceza verilmesinin nedeni sağlık sorunları yaşayan bazı tutukluların serbest bırakılmasına rağmen Haberal'ın serbest bırakılmaması. Ayrıca tahliye taleplerinin yeterli gerekçe sunulmadan reddedildiğini içeren kararı medyadan öğrendim." dedi. Yılmazabdurrahmanoğlu, gazetecilerin "Bu karar Haberal'ı tahliye edin anlamına mı geliyor?" şeklindeki sorusuna ise "Evet" cevabını verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Rüstem Eryılmaz ise "Sadece bana değil diğer hakimlere de dava açılmış. Kimsenin Haberal ile husumeti yok. Sadece hukuku uyguladık." diye konuştu. 14. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Yakup Hakan Günay, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üyesi Mehmet Faik Saban, 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üyesi İdris Asal ve İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Ali Efendi Peksak, kararın ellerine ulaşmasının ardından temyiz edeceklerini söyledi.

14 aydır tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatları Serdar Özersin ve Efsun Ünal, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne başvuruda bulunmuştu. Avukatlar, 14. Ağır Ceza'dan beş, 12. ve 9. Ağır Ceza mahkemelerinden de ikişer olmak üzere, tutukluluğun devamına karar veren dokuz hâkimden şikâyetçi oldu. Daire, 8 Haziran'daki oturumunda, şikâyeti haklı bularak, her bir hâkimi 1500 TL manevî tazminat ödemeye mahkûm etti. Sadece bir üye, davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle, şerh koydu.

Mahkeme sonuçlanmadan hâkime ceza vermek gözdağı

Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara yönelik yıldırma taktiği davanın hâkimlerine de uygulanmak isteniyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 9 hakim hakkında tazminat cezası vermesi 'gözdağı' olarak yorumlandı. Emekli Hâkim Yusuf Çağlayan, hakimler üzerinde baskı kurulmaya çalışıldığını belirterek, "Bu karar dikkate alınırsa hâkimler suçlular hakkında tutuklama kararı veremez hale gelir." dedi. Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin ise hakimlere 'yılmayın' çağrısı yaptı.

TANJU ÖZKAYA İSTANBUL

-Ergenekon terör örgütü soruşturmasını yürüten savcılara karşı yürütülen yıldırma taktiği, bu sefer de davanın hâkimlerine uygulanmak isteniyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Ergenekon şüphelilerini tutuklayan İstanbul Ağır Ceza mahkemelerinde 9 hâkime gözdağı gibi ceza kesti. Daire, Ergenekon davası kapsamında karar veren 9 hâkimi, davanın tutuklu sanıklarından Mehmet Haberal'a bin 500'er lira tazminat ödemeye mahkûm etti. Yakın bir zaman önce Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'e de dava yolunun açılması sağlanmıştı. 9 hâkimin bin 500'er lira tazminat ödemeye mahkûm edilmesi hukukçuların tepkisine neden oldu. Yargıtay'ın kararını hâkimlere yönelik gözdağı olarak değerlendiren hukukçular, hâkimin tazminata mahkûm olması için ortada kesinleşmiş bir beraat kararının olması gerektiğini söylüyor. Haberal'ın tutukluluğunun devam ettiğine dikkat çeken hukukçular, bu nedenle verilen kararın geçersiz olduğunu vurguluyor. Ergenekon gibi önemli davalara bakan hâkim ve savcıların baskı altında tutulmaya çalışıldığını aktaran hukukçular, göstere göstere yıldırma politikası uygulanmak istendiğinin de altını çiziyor.

Emekli Hâkim Yusuf Çağlayan, cezanın hâkimlik teminatı ilkesine aykırı olduğuna vurgu yaparak, "Bu karar dikkate alınırsa hâkimler suçlular hakkında tutuklama kararı veremez hale gelir." diyor. 4. Hukuk Dairesi'nin kararının hâkimler üzerinde bir baskı oluşturabileceğini ifade eden Çağlayan, "Gelişmeler, Türkiye'de problemli bir hukuk sürecinin yaşandığının açık göstergesidir." diye konuştu. Emekli Savcı Faik Tarımcıoğlu ise kararı skandal olarak değerlendiriyor. Kararın hâkimler üzerinde şok etkisi yapacağını ifade eden Tarımcıoğlu, hâkimlerin tazminat davalarına muhatap olma endişesiyle tutuklama kararında geri durabileceklerini düşünüyor. Haksız tutuklamalara karşı tazminat davasının hâkimler yerine devlete açıldığını hatırlatan Tarımcıoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: "Hâkim bir suç işlerse cezasını görür ancak 466 sayılı bir kanun var. Buna göre devlet tazminat öder, bu hâkime rücu etmez. Ancak burada kanuna aykırı bir uygulama var, umarım bir an önce bu yanlıştan dönülür. Bu mülahaza içtihat oluşursa hâkimler nasıl karar verecek? Türkiye suç cenneti olur. Kararın gözden geçirilmesi gerekiyor. Yoksa göstere göstere bir yıldırma politikası uygulandığı izlenimi edinilecek."

Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Kürsü Hakimi Orhan Gazi Ertekin de kararı yanlış bulan hukukçulardan. Ertekin, böyle bir kararın verilmesi için öncelikle davanın sonucunun beklenmesi gerektiğine işaret ediyor. Hakimlerin bu karardan dolayı yılmamalarını isteyen Ertekin, tazminat dışında hukuki başka yollara başvurulabileceğini de hatırlatıyor. Ertekin şöyle devam ediyor: "Soyut ifadeler içerdiği gerekçesiyle hakimlere ceza kesenler, ilginçtir ki bu yöntemi geçmişte sıkça kendileri kullandılar. Ancak bugün verdikleri bu kararla kendileriyle çeliştiklerini açık bir şekilde ortaya da koydular. Davanın sonucu beklenmeden hakimler hakkında ceza vermek, kararın ne kadar problemli olduğunu gösteriyor. Hakimlerin bu karardan dolayı duruşlarından taviz vermemesi gerekiyor." TANJU ÖZKAYA

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=996419&title=yargitayin-ceza-verdigi-hakimler-temyize-gidiyor-haberali-tahliye-edin-diyorlar&haberSayfa=0
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kısa bir süre önce, birkaç gün önce malum 9 tane yargı mensubuna, hakime, malum yine bir dava açılması neticesinde üst mahkemenin kalkıp da ceza vermesini bu ülkede hukuk adına ciddi sıkıntı süreci olarak görüyorum'' dedi.

Erdoğan'dan Yargıtay'a sert tepki

Erdoğan, ''Bugüne kadar olmamış ve yeni kapıların açılmasına mesnet teşkil edecek bir adımdır. Bakınız henüz hakkında karar kesinleşmemiş ve yargı süreci devam ederken, anayasayı çiğneyerek böyle bir kararı verme yetkisini üst mahkeme kendisinde nereden buluyor?'' diye konuştu.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, terörle mücadelenin devletin tüm kurumlarıyla uyum ve koordinasyon içinde kararlılıkla sürdürülmesi halinde başarılı olacağını belirterek, şunları söyledi:

''Eğer yasama, yürütme ve yargı bu noktada dayanışma içerisinde olmazlarsa, o zaman çok açık söylüyorum bu işin bir kanadı eksik kalır. Buradaki dayanışmamız çok önemli, yapılması gereken ne varsa yürütme olarak bunları yerine getiriyoruz. Güvenlik güçlerimiz, askerimiz, polisimiz elinden geleni, azami derecede yerine getiriyor. Adeta şehadete koşarcasına ellerinden geleni yerine getiriyorlar. Bu mücadelede sonuna kadar elimizden geleni yapamaya devam edeceğiz. Milletimiz emin olsun. Terörle etkin bir şekilde mücadele eden askerimizin, polisimizin, jandarmamızın, güvenlik ve istihbarat birimlerimizin moralini bozacak, azmini kıracak yaklaşımlardan herkes özenle kaçınmalıdır. Kimse terör üzerinden siyaset yapmaya, süreci istismar etmeye kalkmasın. Terörü her ne şekilde olursa olsun istismar ederek, buradan kendilerine rant devşirmenin peşinde olanlar, bunu alışkanlık haline getirenler en az terör örgütü kadar suçludurlar ve bu cinayetten de sorumludurlar.''

Erdoğan, şu ana kadar çetelerle mücadele çerçevesinde birçok kirli ilişkiyi açığa çıkarmayı ve bu mücadeleyi hız kesmeden sürdüreceğini belirterek, şöyle devam etti:

''Terör örgütünün kirli oyunlarını deşifre edecek, hukuk çerçevesinde hepsinden de Allah'ın izniyle millet adına hesap soracağız.

Burada bir şeyi çok açık, net söylemem gerekir. Kısa bir süre önce, birkaç gün önce malum 9 tane yargı mensubuna, hakime, malum yine bir dava açılması neticesinde üst mahkemenin kalkıp da ceza vermesini bu ülkede hukuk adına ciddi sıkıntı süreci olarak görüyorum. Bugüne kadar olmamış ve yeni kapıların açılmasına mesnet teşkil edecek bir adımdır. Bakınız henüz hakkında karar kesinleşmemiş ve yargı sürece devam ederken, Anayasayı çiğneyerek böyle bir kararı verme yetkisini üst mahkeme kendisinde nereden buluyor? Bu bir. İkinci bir konu, bundan sonra mahkum olanına, tutuklusuna kadar hepsi için bir kapı açılacak mı? Açılacak. Şimdi, herkes müracaat edip aynı şekilde bu tür davaları açmak suretiyle kendilerine yeni çıkış yolları arayacak mı? Arayacak. Ne olacak? Bunun altından neyle kalkacaksınız? Hangi hukuka ve hangi maddeye dayalı olarak böyle bir adım atıyorsunuz? Bunun ideolojiden ayrı bir yanı olamaz. Bunun kendi özel dünyalarındaki verilmiş karardan başka bir özelliği yoktur. Buna ne kendileri inanıyorlar ne de milleti inandırabiliyorlar. Ben inanmıyorum, kimsenin de inandığına ihtimal vermiyorum. Çünkü yargı o kararla güvenirliğini adeta bitirmiştir. 9 hakime böyle cezayı verdiğiniz andan itibaren bu ülkede yargının güvenirliği kalmaz. Yasama, yürütme, yargı, üçünün de ortak paydası bu milletin evlatları olmalı. Onlar adil karar neticesinde kendi adalet mekanizmasına güvenmelidir. Halk eğer adalet mekanizmasına güvenmiyorsa, burada sıkıntı vardır.''

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=996940&title=erdogan-9-hakim-icin-verilen-karar-hukuka-inanci-bitirmistir
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, ''Ergenekon'' soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın açtığı tazminat davasında, tahliye taleplerini reddeden dokuz hakimin bin 500'er TL tazminat ödemesine ilişkin kararın gerekçesini yayımladı.

Haberal'ın avukatları, müvekkillerinin bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu, hayati risk taşıdığını ve tutukluluk süresinin bu nedenle hastanede geçtiğinin mahkeme tarafından karar altına alınmasına karşılık, tahliye taleplerinin geri çevrildiğini belirterek, tahliye taleplerini reddeden dokuz hakim hakkında tazminat davası açmıştı.

Hakimlerin birinci sınıf hakim olması nedeniyle ilk derece mahkemesi sıfatıyla davayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, hakimlerin her birini bin 500 lira manevi tazminat ödemeye mahkum etmişti.

Daire, karara ilişkin gerekçesini açıkladı.

Gerekçeli kararda, ''Dava konusu tutukluluğun devamına ilişkin karar ile davacının yaşam hakkının tehlikeye düşürüldüğü, koruma tedbiri ile öngörülen amaç dışında sonuçlar meydana geldiği, eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı ve yeterli gerekçe de gösterilmediği, masumiyet karinesinin göz ardı edildiği, bu durumun, yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı olduğu ve ağır kusur oluşturduğu, davalıların sorumluluklarını gerektirdiği kanaatine varılmıştır'' denildi.

Haberal'ın yaşam hakkının ''tehdit altında'' olduğuna işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi:

''Öngörülemeyen bir yargılama sürecinin sonuçlanmasını beklemesi gerektiği kabul edilemez. Çünkü, yaşam hakkı, en kutsal ve birincil haktır. Davacının yaşam hakkının tehlikeye düşürülmesi, elinden alınması halinde, diğer tüm temel hak ve hürriyetlerin hiçbir değeri kalmayacaktır.

Yine, davacının dosyaya yansıyan öz geçmişi, bilim adamı kimliği, gerek ülke çapında ve gerekse uluslararası düzeyde başarılı çalışmalar yapmış olması, kaçma ve delillerin karartılmasına ilişkin değerlendirmelerde göz önünde bulundurulmak gerekir. İddianamede yer alan iletişimin tespiti kayıtlarından davacının, şüpheli sıfatı ile tüm yaşam ve faaliyetlerinin çok yakından izlendiği anlaşılmaktadır. Bu denli teknik imkanlara rağmen kaçma veya delillerin karartılması ihtimalinden söz edilmesi, inandırıcı bulunmamaktadır.

Yukarıda da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının tutuksuz yapılması asıldır. Koruma tedbiri anlamında tutuklama ise istisnai bir nitelik taşımaktadır. İstisnanın, kural haline dönüştürülmesi masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurmaktadır.''

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1006764&title=yargitay-haberal-ile-ilgili-gerekceli-kararini-acikladi

Avukat

İkinci Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından manevi tazminat cezasına çarptırılan 9 hakim hakkında 3 bin 625'er liralık icra takibi başlatıldı.

Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal, 19 Temmuz 2010'da avukatı aracılığı ile Ankara 27'nci İcra Müdürlüğü'ne başvurarak bin 500 liralık manevi tazminat, 2 bin liralık avukatlık ücreti ve mahkeme masraflarının da yer aldığı 3 bin 625'er liranın İstanbul özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde görev yapan 9 hakimden haciz yolu ile tahsil edilmesini istedi. Bunun üzerine hakimler Resul Çakır, Rüstem Eryılmaz, Yakup Hakan Günay, Ali Efendi Peksak, İdris Asan, Mehmet Faik Saban, 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nurettin Ak, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ikinci heyetinin başkanı Kemal Can, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu hakkında icra takibi başlatıldı. Haberal, kendisini tahliye etmedikleri gerekçesiyle Yargıtay'a şikayette bulunarak, hakimler hakkında 20'şer bin lira tazminat talep etmişti. Bu talebi görüşen Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, 9 hakimi bin 500'er lira manevi tazminat cezasına çarptırmıştı.

Ergenekon Soruşturması'nda 17 Nisan 2009'da tutuklanan Prof. Dr. Mehmet Haberal, cezaevine götürülmüş ancak rahatsızlanınca birkaç saat sonra hastaneye sevk edilmişti. Haberal'ın İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tutuklu olarak tedavisi devam ediyor.

KADİR KÖKTEN İSTANBUL
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1007591&title=haberal-istedi-yargitayin-ceza-verdigi-hâkimlere-icra-takibi-baslatildi

Avukat

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon Davası'nda tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın açtığı tazminat davasında tahliye taleplerini reddeden 9 hakimin tazminat ödemesi kararını onadı.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon Davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın açtığı tazminat davasında tahliye taleplerini reddeden 9 hakimin tazminat ödemesine ilişkin kararı onadı.

Haberal'ın avukatları, müvekkillerinin tahliye isteklerini reddeden 9 hakim hakkında tazminat davası açmıştı.

Yargıçların 1. sınıf hakim olması nedeniyle ilk derece mahkemesi sıfatıyla davayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, hakimlerin her birini 1500'er yüz TL manevi tazminat ödemeye mahkum etmişti.

Hakimlerin karara itiraz etmesi üzerine, dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nda temyiz incelemesine tabi tutuldu. Geçen hafta davayı görüşen Kurul, oy çokluğu sağlanamadığı için bir karar vermemişti. Bugün tekrar toplanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Ergenekon Davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın açtığı tazminat davasında tahliye taleplerini reddeden 9 hakimin tazminat ödemesine ilişkin kararı onadı.

Kurul, hakimlerin ödeyeceği tazminat miktarını ise önümüzdeki hafta tekrar görüşecek.

AA
http://www.haber7.com/haber/20101105/Haberala-tazminat-cezasi-onaylandi.php


Yerel Mahkeme, benzer bir tazminat istemini reddetmişti

BÜŞRA ERDAL
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 9 hâkimi bin 500'er TL tazminata mahkûm etmişti. Haberal'ın avukatlarının aynı gerekçeyle Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gözaltı kararını veren savcılar için açtıkları tazminat davasında ise cezaya gerek olmadığına hükmedildi. Gerekçeli kararda yargılama sürerken tazminat verilemeyeceği vurgulandı.

Haberal'ın Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara açtığı tazminat davasında verilen ilginç bir karar ortaya çıktı. Haberal'ın avukatları, Ağustos 2009'da Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde savcılara, Şubat 2010'da Yargıtay'da 9 hakime manevi tazminat davası açtı. Haberal'ın avukatları Yargıtay'a sundukları dilekçenin bir benzerini Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne de sundu. Dilekçede, 17 Nisan 2009'da tutuklanan Haberal hakkında 16 Temmuz 2009'da hazırlanan iddianamedeki konuların gerçeği yansıtmadığı iddia edildi.

İddianamede yer alan isnatların hiçbirinin suç içermediği, delillerin de telefon dinlemelerinden ibaret olduğu ileri sürüldü. Savcıların, sübjektif değerlendirmeler, zorlama yoluyla çıkartılan yorumlarla farazi ve gerçek dışı suç ve suçlu bulunduğu iddia edildi. Bu iddiaların haksız ve hukuka aykırı olup bilim adamı kimliği bulunan Haberal'ın kamuoyu nezdinde ağır hakarete uğrayıp küçük düşürüldüğü ileri sürülerek, 50 bin TL'nin davalı savcılardan tazmin edilmesi talep edildi. Davalı savcıların cevap dilekçesinde ise, Haberal'ın halen 'terör örgütü kurmak ve yönetmek, yasama ve yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı hatırlatıldı. Sanık hakkında bütün delillerin de mahkeme dosyasında mevcut bulunduğu, bunlara ilişkin takdir ve değerlendirme hakkının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olduğu ifade edilen dilekçede, kamu adına görev yapan cumhuriyet savcılarına yönelik bu davanın hukuki dayanaktan mahrumiyeti gerekçesiyle reddedilmesi istendi.

Mahkeme, savcı Ercan Şafak hakkında ayrıca açılan 50 bin TL talepli manevi tazminat davasını diğer savcıların dosyasıyla birleştirip tek bir karar verdi. Gerekçeli kararda, davacı Haberal hakkında hazırlanan iddianamenin oluşturduğu ve henüz mahkemede açık bir dava bulunduğu ve bunu devam ettiği hatırlatıldı. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tazminat istemine ilişkin düzenlemelerin de ceza davası devam ettiği için uygulanabilir olmadığı belirtilen kararda, bu nedenle CMK'ya göre karar verilemeyeceği kaydedildi. Davalı savcılar için Medeni Kanun'un 25'inci maddesi kapsamında "kişilik haklarının korunması" talebi açısından davanın değerlendirildiği ifade edildi. Kararın sonuç kısmında, "Toplanan ve tartışılan tüm delillerden, kişisel kusura dayanıldığı, davalıların kamusal görevleri gereği bu aşamada kişisel kusurun tartışılamayacağı, bu nedenle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı hukuki kanaatine ulaşılmıştır." denildi. Yargılama giderleri davacı Haberal üzerine bırakılırken, 657 TL harcın da davacıya iadesine karar verildi. 25 Şubat 2010'da verilen bu karara ilişkin temyiz yolunun da açık olduğu bildirildi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1049074&title=yargitaya-cevap-gibi-karar-yargilama-surerken-tazminat-cezasi-verilemez

kilimanjaro

BÜŞRA ERDAL

Yargıtay'ın, hiç cezaevine girmeyen Mehmet Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle 9 hâkime verdiği tazminat cezası diğer sanıkları harekete geçirdi. Poyrazköy davasında tutuklanan Levent Bektaş, hakkında tahliye kararı vermeyen hâkimlerden 50 bin lira tazminat talep etti. Çetin Doğan, Süha Tanyeri ve Dursun Çiçek de aynı gerekçeyle Yargıtay'a başvurdu.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun Mehmet Haberal'ı tahliye etmeyen hâkimlere verdiği tazminat cezası, hukukta yeni bir tehlikenin kapısını araladı. Bu karardan cesaret alan Ergenekon ve Balyoz davasının sanıkları Yargıtay'a gidiyor. Silahların bulunduğu Poyrazköy davasının 1 numaralı sanığı Levent Bektaş, kendisini tahliye etmeyen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı ve 2 üyesine tazminat davası açtı. Bektaş'ın avukatları, Yargıtay 4. Hukuk Dai-resi'ne yaptıkları başvuruda toplam 50 bin TL talep etti. Balyoz davası sanıklarından emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ve Dursun Çiçek de harekete geçti. Bu üç ismin kendilerini tahliye etmeyen hakimlerden talep ettikleri toplam tazminat miktarı ise 215 bin TL.

Tutuklandığı gece hastaneye kaldırılan ve hiç cezaevine girmeyen Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle 9 hakim, Yargıtay tarafından bin 500'er lira tazminata mahkum edilmişti. Anayasa'nın 138. maddesindeki hâkimlik teminatına ve 'görevi başındaki hâkimlere ceza verilemez' ilkesine aykırı bulunan karar, hukukçular tarafından skandal olarak nitelendirilmişti.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, daha önce Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal'ı tahliye etmeyen 9 hakimi tazminat ödemeye mahkum etmişti. Çetin Doğan, Süha Tanyeri, Levent Bektaş ve Dursun Çiçek bu karara dayanarak tazminat talebinde bulundu. Ancak Bektaş'ın herhangi bir sağlık sorunu gündeme gelmemişti. Yargıtay'ın Haberal kararında sağlık gerekçesiyle tahliyesi gerektiği halde, diğer sanıklar gibi tahliye edilmediği için eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı tezi savunuluyor ve hakimlere bu nedenle ceza verilmesi gerektiği belirtiliyordu. Yargıtay kararı ile Anayasa'nın 138. maddesindeki hakimlik teminatına, ve 'görevi başındaki hakimlere ceza verilemez' ilkesinin yer aldığı 84 yıllık Hukuk Usulü Kanunu'na aykırı bulduklarını dile getirmişti.

'Kafes Operasyonu Eylem Planı' belgesinin kendisinden çıktığı iddia edilen Poyrazköy davası tutuklu emekli Binbaşı Levent Bektaş da kendisini tahliye etmeyen hakimlere tazminat davası açtı. Bektaş'ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz'ün Bektaş'la ilgili iki ayrı tazminat davası açtığı öğrenildi. Avukatlar tarafından Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne gönderilen iki ayrı dilekçenin ilkinde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ile üye hakimler Mehmet Erdoğan ve Mehmet Karababa'nın "yasaya ve yasanın düzenlediği tutukluluk kavramının işlevine aykırı olarak 15 Ekim'deki duruşmada Bektaş'ın tutukluluk halinin devamına karar verdikleri" belirtildi. Bu kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Bangolar Yargı Etiği İlkeleri, Hukukun Temel İlkeleri, Anayasa ve CMK hükümlerine aykırı olarak verildiği savunulan dilekçede, 20 aydır tutuklu olan Bektaş hakkında hukuka aykırı kanıtlar gösterildiği ileri sürüldü. Bektaş'ın özgürlüğünün haksız ve hukuksuz olarak kısıtlandığına vurgu yapılarak, mahkemenin diğer üye hakimi Oktay Kuban'ın tutuklu sanıkların tahliyesini istediği hatırlatıldı.

KUBAN'IN TAHLİYESİ, TAZMİNAT GEREKÇESİ

Mahkeme Başkanı ve iki üye hakimin tutukluluk halinin devamına karar vererek Bektaş'ın özgürlüğünden yoksun kalmasına ve bu suretle manevi eziyet çekmesine neden oldukları iddia edildi. Bu nedenle Başkan Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ile üye hakimler Mehmet Karababa ve Mehmet Erdoğan'dan 10'ar bin liradan toplam 30 bin TL manevi tazminat talep edildi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne sunulan diğer dilekçede ise Mahkeme'nin 16 Eylül'de sanıkların tutukluluk halini incelediği kaydedildi. Bu kararda Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, üye hakimler Mehmet Karababa ve Oktay Kuban'ın olduğu hatırlatılan dilekçede başkan ile hakim Karababa'nın tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdiği anlatıldı. Oktay Kuban'ın karara muhalefet ettiği belirtilen dilekçede, Abdurrahmanoğlu ile Karababa'dan 10'ar bin liralık tazminat talep edildi. İki ayrı davada toplam 50 bin TL tazminat istendi.

Hâkim ve savcılara tazminat kıskacı

Tutuklu sanıklar istedikleri kararları vermeyen hakim ve savcıları sindirmek için tazminat davalarını araç olarak kullanıyor. Levent Bektaş, geçtiğimiz aylarda da Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne başvurarak İstanbul 10, 11 ve 12. Ağır Ceza mahkemelerinde görev yapan 6 hakim aleyhine toplam 60 bin TL'lik manevi tazminat davası açmıştı. Bektaş'ın, avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz aracılığıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na verdiği 12 sayfalık dava dilekçesinde, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Davut Bedir ve Ali Efendi Peksak, 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik, 12. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, Mehmet Karababa ve Mehmet Erdoğan'dan 'hukuka aykırı işlemlerden kaynaklanan manevi zararın tazmini' istendi. 'Balyoz' kod adlı darbe planı davası sanıklarından eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ise İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görev yapan 3 hakimden toplam 120 bin TL'lik manevi tazminat istemişti. Doğan, dava dilekçesinde, hakimlerden 'hukuka aykırı işlemlerden kaynaklanan manevi zararın tazmini' amacıyla ayrı ayrı 20'şer bin TL tazminat talep etti. 'Kaos Planı' davasının sanığı Dursun Çiçek ise 3 hakimden 7'şer bin lira tazminat istedi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1050966&title=yargitayin-tazminat-karari-hâkimlere-baskiya-donustu
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Fotokopi belgelerle 9 hakimi tazminata mahkum eden Yargıtay, Haberal dosyasının aslını 4 ay sonra yanlış mahkemeden ve yanlış numarayla istedi

HELİN ŞAHİN İSTANBUL

Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle 9 hakimi tazminat ödemeye mahkum eden Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin, kararın AİHM'den dönmesine neden olacak hatalar zincirine bir yenisi daha eklendi. Haberal'ın avukatlarının başvurusu üzerine ve sadece Haberal'ın avukatlarının verdiği belgeleri inceleyerek İstanbul'da görevli özel yetkili 9 hakime ceza kesen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, karardan 4 ay sonra İstanbul'dan Haberal dosyasını istedi. Ancak, 4. Hukuk Dairesi, burada da bir skandala imza atarak Haberal dosyasını yanlış dosya numarasıyla yanlış mahkemeden istedi.

İŞTE ADIM ADIM SKANDALA GİDEN YOL

Yargı bağımsızlığına en büyük darbelerden birisi olarak değerlendirilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin hakimlere tazminat kararıyla ilgili skandallar zinciri Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ın başvurusuyla başladı. Mehmet Haberal, sağlık sorunları nedeniyle kendisini tahliye etmeyen 9 hakimden tazminat talep etti. Haberal'ın avukatları, 4. Hukuk Dairesi'ne İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nden sadece bir doktorun imzasını taşıyan 'hayati riski var, taburcu edilemez' raporunu delil olarak sundu.

Skandal 1: DOSYANIN ASLINI GÖRMEDEN KARAR VERDİLER 

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, şikayete konu olan Haberal'la ilgili dosyanın aslını Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istemeye gerek duymadan Haberal'ın avukatlarının getirdiği belgeler üzerinden hakimlere ceza yağdırdı. Bu skandal, 4. Hukuk Dairesi üyesi üyesi Sadık Demircioğlu'nun muhalefet şerhi ile ortaya çıktı. Demircioğlu, "Mehmet Haberal'ın dava dosyasının aslı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenmeden, Haberal'ın sunduğu delillerin denetimi yapılmadan, kısacası hiçbir kanıt toplanmadan sadece davacı vekillerin sunduğu fotokopilere dayanılarak karar verilmesi hukuka aykırı" dedi.

Skandal 2: KARAR VERDİKTEN 4 AY SONRA DOSYA İSTENDİ

Kendi üyesinin muhalefet şerhini görmezden gelerek dosyayı 8 Haziran 2010 günü karara bağlayan ve kapatan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, karara itiraz edilip, dosyanın orjinali görülmeden karar verildiği kamuoyuna yansıdıktan sonra tekrar harekete geçti. 4. Hukuk, karardan tam 4 ay sonra, itiraz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nda görüşüleceği dönemde Haberal dosyasının aslını İstanbul'dan isteyerek yeni bir skandala imza attı. Ancak 4. Hukuk'un skanddalları bu kadarla da bitmedi.

Skandal 3: MAHKEME DE DOSYA NUMARASI DA YANLIŞ

Haberal dosyalarını istemeye karar veren 4. Hukuk, dosyayla ne kadar ilgili olduğunu gösterircesine Haberal dosyasını yanlış mahkemeden ve yanlış dosya numarasıyla istedi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 12 Ekim 2010 tarihli yazı ile Haberal'ın dosyasını sanık olarak yargılandığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine dosya ile hiç ilgisi bulunmayan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nden isteyerek yeni bir skandala daha imza atmış oldu. 4. Hukuk'un skandalları bununla da bitmedi. Talep yazısında Haberal'la ilgili dosyanın numarası da yanlış yazıldı.

Skandal 4: YARGITAY'I 12. AĞIR CEZA UYANDIRDI

Dairenin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği yazıda, "Mehmet Haberal'ın yargılandığı 2009-31 sayılı dosyada tutuklanması ve tutukluluğa itiraz hususunda verilen kararların tasdikli birer suretlerinin istenmesine" ifadeleri yer aldı. Talep yazısında yer verilen dosya numarası Mehmet Haberal'la ilgili soruşturma dosyasına değil, Cumhuriyet gazetesine molotof atılmasıyla ilgili soruşturmaya ait çıktı. 4. Hukuk'un talebini inceleyen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Kasım 2010 tarihli cevap yazısında "Haberal'la ilgili dosyanın kendilerinde olmadığını, Haberal dosyası diye istenen dosyanın da Cumhuriyet Gazetesine molotof atan sanıklarla ilgili dosya olduğunu" bildirdi.

Genel Kurul görmedi mi?

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin karara bağladığı bir dosya ile ilgili karardan 4 ay sonra dosyanın aslını talep etmesiyle ortaya çıkan skandal, bir başka soruyu daha gündeme getirdi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yanlış mahkemeden yanlış dosya numarası ile Haberal dosyasını 12 Ekim 2010 tarihinde istedi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi de 2 Kasım 2010 günü "Haberal dosyası bizde değil, talep ettiğiniz dosya da Haberal'a ait değil" yazısını Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne gönderdi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 5 Kasım 2010 günü 4. Hukuk Dairesi'nin 9 hakime tazminat kararını onadı. Böylece Hukuk Genel Kurulu'nun da Haberal dosyasının aslını görmeden karar verdiği ortaya çıktı. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu konuda kendilerinden dosya isteyip istemediğine yönelik soruları cevapsız bıraktı. 

Herkesten gizlenen rapor

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin, hakimleri tazminata mahkum ederken, Haberal hakkında tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Başkanlığı'nda görevli 4'ü profesor biri doçent 5 uzmandan olaşan heyetin verdiği 16 Ekim 2009 tarihinde verdiği "ayakta tedavci edilebilir, taburcu edilsin" raporunu görmediği, bu raporun 4. Hukuk'tan saklandığı ortaya çıkmıştı. 4. Hukuk, Haberal'ın avukatlarının, 5 kişilik heyet raporundan bir ay sonra sadece bir profesörden aldıkları 'yatakta tedavi edilmeli' raporunu 4. Hukuk'a verdikleri, heyet raporunu vermedikleri ortaya çıkmıştı. Bu durumda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun da hakimlerin Haberal'ı tahliye etmemesine neden olan heyet raporunu görmeden kararı onadığı ortaya çıktı.

Yanlış karar AİHM'e gider 

Hukukçular, Yargıtay'ın tutuklu sanığın avukatlarından alınan dosyanın aslını görmeden, şikayetçinin verdiği belgelerle hakimleri tazminata mahkum etmesi ve karardan 4 ay sonra yanlış mahkemeden yanlış dosya numarasıyla dosyayı incelemeye kalkışmasının, mahkemelerden heyet raporunun gizlenmesinin davanın bir üst mahkemede bozulmasına neden olacağını söyledi. Hukukçular, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun iç hukuktaki son yargı organı olduğu için, dokuz hakimin üst hukuk olan AİHM'e başvurabileceğini dile getirdi. Yargıtay eski Savcısı Ahmet Gündel, "Dosya hakkında Yargıtay kesin kararını vermiştir. Bu noktadan sonra iç hukukta yapılabilecek bir şey yoktur. Karar artık kesinleşmiştir. Tazminat ödemesine hükmedilen hakimler AHİM'e gidebilir" dedi.

http://www.stargazete.com/politika/yargitay-4-hukuk-haberal-cezasina-kilif-uyduramadi-haber-308721.htm


Taburcu raporu gizlenen Haberal Adlî Tıp'a gönderildi


BÜŞRA ERDAL   

Ergenekon tutuklusu Mehmet Ha-beral'a geçen sene 'taburcu raporu' verilmesine rağmen belgenin göz ardı edildiğinin ortaya çıkması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ni harekete geçirdi.

Mahkeme dün, sanık ve avukatların taleplerine ilişkin 26 ara karar açıkladı. Haberal'ı, sağlık durumuyla ilgili yeni bir rapor aldırılması için ikinci kez Adli Tıp Kurumu'na sevk etti. Bunun yanında Haberal ile ilgili göz ardı edilen 16 Ekim 2009 tarihli taburcu raporunun Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne gönderilmesine hükmetti. Ayrıca 28 Eylül 2009'da hazırlanan ve altında Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu'nun imzasının bulunduğu 'hastanın ayakta tedavisinde sakınca yoktur' raporunu da istedi. Her iki belgede de Haberal'ın taburcu edilmesi talep edilmişti. Ancak belgeler hiçbir şekilde işleme alınmamıştı.

İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü tarafından verilen 'taburcu raporu' ilgili yerlere ulaştırılmadığı için Mehmet Haberal'ı tahliye etmeyen 9 hakim Yargıtay tarafından tazminata mahkûm edilmişti. Yargıtay'ın gerekçeli kararında Haberal'ın hayati risk altında bulunduğu belirtilmişti. Benzer isnatlarla suçlanan başka bazı sanıkların ise tutuksuz yargılandığı aktarılmıştı. Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da onaylamıştı.

Ergenekon davası sanıklarından Mehmet Haberal, tutuklandığı 17 Nisan 2009'dan bu yana rahatsız olduğu iddiasıyla İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde yatıyor. Geçtiğimiz yıl eylül, ekim ve kasım aylarında verilen 3 sağlık raporu, Haberal'ın sağlığının iddia edildiği gibi ciddi olmadığını ortaya çıkardı. Ancak mahkemenin söz konusu raporlardan geçtiğimiz hafta haberi oldu. Savcılar da raporları gazetelerde haber yapıldıktan sonra öğrendi ve ilgili kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu arada, Mehmet Haberal, sağlık durumunu gerekçe göstererek, kendisini tahliye etmeyen 9 hakim hakkında Yargıtay'da açtığı tazminat davasını da kazandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, söz konusu gelişmeler üzerine harekete geçti. Mahkeme, geçen hafta görülen duruşmalarda sanık ve avukatların taleplerine ilişkin değerlendirme yaparak, bazı ara kararlar aldı. Buna göre mahkeme heyeti, Jandarma Genel Komutanlığı'na yazı yazılarak tutuksuz sanık emekli Orgeneral Mehmet Şener Eruygur'un Jandarma genel komutanı olarak görev yaptığı dönemde, 2003-2004 yıllarının tamamını içerisine alacak şekilde aylık faaliyet programlarının gönderilmesinin istenmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun, Jandarma Genel Komutanı'na 22 Eylül 2003 günü saat 16.40'ta ve 20 Ocak 2004 tarihinde saat 18.30'da bir ziyaretinin olup olmadığının, ziyaret gerçekleşmişse de odaya giriş-çıkışı gösteren kamera kayıtlarını da istedi. Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne müzekkere yazılmasına hükmeden mahkeme heyeti, halen soruşturması devam eden Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın işyeri aramasında ele geçtiği söylenen dinlemelerle ilgili tutanaklardan dosya sanıkları ve dosyayla ilgili olanların onaylı suretinin istenmesine hükmetti. Tutuklu olup halen hastanede yatan dosya sanıkları hakkındaki tüm sağlık raporlarının Bakırköy ve Silivri cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilmesi hükme bağlandı. Mahkemeye daha önceki yazışmalarda gönderilmeyen ve geçen hafta ulaşan Mehmet Haberal'ın hastaneden taburcu edilebilecek durumda olduğuna dair 16 Ekim 2009 tarihli heyet raporuyla ilgili olarak tüm evrakın Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne gönderilerek gereğinin yapılmasına karar verildi.

ECEVİT'İN TEDAVİSİ GATA'YA SORULACAK

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne müzekkere yazılarak 28 Eylül 2009'da hazırlanan ve hastanın ayakta tedavisinde sakınca bulunmadığının belirtildiği, altında da İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nden Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu'nun imzasının bulunduğu raporun istenilmesine karar veren mahkeme heyeti, rapor geldiğinde de Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine hükmetti. Haberal'ın nihai sağlık durumuyla ilgili rapor aldırılması için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesi kararlaştırıldı. Heyet, yine bu sanık hakkındaki tüm sağlık raporlarının da bu kuruma gönderilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, GATA'dan, merhum başbakanlardan Bülent Ecevit'e uygulanan tedavi ve tüm işlemlerin bildirilmesini istedi. Heyet, bu belgelerin de Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine hükmetti. 11 Kasım 2009 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun raporunda ise Haberal'la aynı rahatsızlıkta olanların bir haftada taburcu edildiğine dikkat çekilmişti.

Mahkeme fişlemelerin peşine düştü

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu'nda ele geçirilen öğrencilere yönelik fişleme belgelerinin de peşine düştü. İnönü Üniversitesi Rektörlüğü'ne müzekkere yazılmasına karar veren mahkeme, Hilmioğlu'nun savunması dikkate alındığında 'marjinal öğrenci grupları' ayrıntılı kişisel verilerinin bulunduğu belgenin kimin talimatıyla kim ya da hangi birim tarafından hazırlandığı, belge uyarınca bir işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa nedenleri, belgenin resmi mercilere intikal ettirilip ettirilmediği gibi hususların bildirilmesini istedi. Mahkeme, yine 2000 yılından itibaren üniversite güvenliğini sağlayan güvenlik birimlerinin sorumlu düzeydeki tüm görevlilerinin açık kimlik ve adreslerinin gönderilmesini de karara bağladı.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1052261&title=taburcu-raporu-gizlenen-haberal-adlî-tipa-gonderildi

kilimanjaro

Yargıtay'da 9 hakimi tazminat ödemeye mahkum ettiren Mehmet Haberal, bu karardan bir hafta sonra Ergenekon Mahkemesi'nin iki hakimine dava açtı. Hakimler, Yargıtay'a manifesto gönderdi

HELİN ŞAHİN  İSTANBUL

Tutuklandığı günden bu yana yaklaşık 1.5 yıldır hastanede kalan ve hapishaneye dönmeyen Ergenekon sanığı Mehmet Haberal, 9 hakimden sonra Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2 hakimine de dava açtı. Ergenekon hakimleri, Haberal'ın şikayetini davaya dönüştüren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne 12 sayfalık dilekçe gönderip yanlışları tek tek sıraladı ve şu soruyu sordu: "Dava dosyası istenip incelenmeden, nasıl dava açılıp karar verilebiliyor?"

HABERAL, BAŞKAN ŞENGÜN'DEN DAVACI OLMADI

4. Hukuk Dairesi'nin 9 hakimi "Haberal'ı tahliye etmediniz" diye tazminat ödemeye mahkum ettiği 8 Haziran 2010 tarihli kararından bir hafta sonra Haberal, 15 Haziran'da bu sefer Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza'nın iki üye hakimi S. Sami Haşıloğlu ve H. Hüseyin Özese'den "düşmanlık saikiyle kendisini tahliye etmedikleri" iddiasıyla 20'şer bin lira tazminat istedi. Haberal, mahkeme başkanı Köksal Şengün'e ise dava açmadı. Hakimler Yargıtay'a şöyle isyan etti:

Hiçbir makamın yetkilisi hakimlere emir veremez

• Hakimlik teminatını zedeleyebilecek kararlardan uzak durulması Anayasanın ve yasaların amir hükmüdür. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir veremez. Hakim hakkında görevini ihmal etiği veya kötüye kullandığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadan verilecek tazminat kararı hakimlik teminatıyla bağdaşmaz.

Yargıtay'ın davaya bakma yetkisi yok

• Hakimlere açılan tazminat davası ağır şartlara bağlanmıştır. Davada karar çıkmadan hakim sorumluluğu sorgulanamaz.

• Bu konusu şikayetinin başvuru yeri Yargıtay değil, davacının oturduğu ildeki ağır ceza mahkemesidir. Yargıtay yetkisizdir.

Fotokopi belgelerle mahkumiyet verilemez

• 4. Hukuk'un Haberal hakkındaki davanın aslını görmeden şikayetçinin davası kabul edilemez. Yargılamanın yapıldığı dava dosyasına atfen ifade edilen hususlar incelenmeden nasıl karar verilebiliyor? Bunlar incelense bile mahkemenin yargı yetkisine müdahale oluşuyor. Fotokopi belge üzerinden yargılama yapılması Yargıtay'ın içtihatına uygun değil

İtirazlara 28 ayrı hakim baktı neden sadece 11'i dava edildi

• Ceza verilen 9 hakim ve bizim aynı anda Haberal'a husumet beslememiz imkansız. 11 ayrı hakimin aynı kararı vermesi hukukun gereğidir. Bunun dışında 6 mahkeme başkanı ve 22 üye Haberal'ın tahliye talebine verilen kararlarda yer aldı. Ancak dava sadece bazı hakimlere açıldı. Mahkemede savunma yapana kadar Köksal Şengün de tahliye istememişti.

Husumetimiz olsa savunma yapma sırasını öne almazdık

• Bizler mahkemenin takdir yetkisini kullanarak, Haberal'ın bir an önce savunma yapma talebi üzerine, diğer tutuklu sanıkları bekleterek Haberal'ın savunmasını öne aldık. Husumetimiz olsa böyle birşey yapmazdık. Bülent Ecevit ve Haberal'ın sağlık durumuyla ilgili kararlar oybirliğiyle alındı.

İhsas-ı reyde bulunmamak için gerekçeyi açıklamıyoruz

• Haberal'ın tahliye edilmeme gerekçesinin açıklanmadığı iddiası gerçek dışıdır. Ara kararda gerekçeye yer verilmesi durumunda ihsas-ı rey oluşur. Bu durumda hakimin reddi söz konusu olur. Haberal ile aynı suçlardan yargılanan sanıklar da tutuklu. Yasalara göre de sanığın aleyhine olan durum ve deliller tartışılamaz.

Köksal Şengün de 'tahliye' gerekçesini açıklamıyor

• Köksal Şengün de niçin tahliye istediğini gerekçesini tam anlamıyla açıklamıyor. Şengün de özenle davranarak reyini belli edecek ayrıntılı açıklamaya girmemiştir. Bu durum tüm hakimlerin ortak tavrıdır, iddia edildiği gerekçe yoksunluğu değildir

Tıp Kurumu: Cezaevinde kalmasında sakınca yok

• Haberal'ın halen yattığı hastaneden çelişkili raporlar geldi. Bu raporlar Adli Tıp'a gönderildi ve Adli Tıp da "cezaevinde kalmasının sakıncası yok" raporu verdi. Bunun üzerine mahkeme, sanığın Adli Tıp'a sevkini istedi. Ancak sanık itiraz etti ve yattığı hastane de sevkin sakıncalı olacağını iddia etti. Ayakta tedavi olacağına dair rapor da mahkemeden gizlendi.

Şemdinli davası örnek oldu

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin Şemdinli davası hakimleri hakkındaki "Kanun hükmüne aykırı davrandıklarının veya memuriyet görevini savsakladıklarına dair yeterli delil bulunmamaktadır" şeklindeki kararı hatırlatılan dilekçede "Davalı hakimlerin kasıtlı hareketle yasaya ve adalete aykırı karar verdiklerini, kesin bir kanun hükmüne aykırı davrandıklarını veya memuriyet görevini savsakladıklarını kabule yeterli delil bulunmamaktadır" dernildi.

http://www.stargazete.com/politika/ergenekon-hakimlerinden-yargitay-4-hukuk-a-rest-haber-309162.htm
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

METİN ARSLAN - ANKARA

Ergenekon ve Balyoz planı gibi davaların sanıkları, haklarında tutuklama kararı veren hâkimlere tazminat davası açtı.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, sanıkların tazminat davalarını kabul etti. Emekli Binbaşı Levent Bektaş, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, avukat Kemal Kerinçsiz, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Albay Dursun Çiçek ve Prof. Dr. Mehmet Haberal, 18 hâkimden 468 bin TL manevî tazminat istiyor. Tazminat talep edilen hâkimlerden 12'sinin avukatlığını üstlenen Ömer Güntay, davaların görevsiz bir mahkemede açıldığını söyledi. Avukat Sadrettin Haşıloğlu ise Türkiye'de adaleti 'örümcek ağı'na benzetirken, Haberal'ın bir gün bile tutuklu kalmadığına dikkat çekti.

Poyrazköy, Balyoz, Ergenekon ve Kaos Planı davası sanıklarının davaya bakan ve tutuklama taleplerini reddeden hâkimler aleyhine ayrı ayrı açtıkları tazminat davalarına Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nde devam edildi. Emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Kemal Kerinçsiz, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Albay Dursun Çiçek ve Prof. Dr. Mehmet Haberal, 18 hâkimden toplam 468 bin TL manevi tazminat istiyor. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi üyeleri Sadık Demircioğlu ile Kamil Kancabaş'ın muhalefet oyu kullandığı ortaya çıktı. İki Yargıtay üyesi, tazminat davalarının kabul edilmesine ilişkin oylamada Yargıtay'ın görevli olmadığı yönünde oy kullandı. Daire Başkanı Mustafa Kıcalıoğlu ile 2 üyenin 'görevliyiz' oyu vermesiyle dava kabul edildi.

Tazminat talep edilen hâkimlerden 12'sinin avukatlığını üstlenen Ömer Güntay, davaların görevsiz bir mahkemede açıldığını söyledi. Hâkimlerin verdiği arama, el koyma ve tutuklama kararlarının yargısal yetkilerinin kullanılması çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini aktardı. Hâkimlerin ceza yargılamasına ilişkin takdir haklarının tazminat davasına konu edilmesinin hukuka aykırı olacağını söyledi. Tazminat davalarının ancak hâkimin haksız fiillerine karşı açılabileceğini ifade etti. Ceza yargılaması sürerken tazminat yargılamasının yapılmasının Anayasa'ya aykırılık oluşturduğunu belirtti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Haberal'ın açtığı tazminat davasında 9 hâkimi bin 500'er lira tazminata mahkum etmişti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise kararı onamıştı. Mehmet Haberal'ın davalara bakan hâkimler aleyhine açtığı tazminat davaları da görüldü. Avukatı Efsun Ünal, tutuklama ve tutuklamaya yapılan itirazlarla ilgili gerekçesiz kararlar veren hâkimlerin CMK'ya aykırı davrandıklarını öne sürdü. Gerekçe gösterilmeden taleplerinin reddedildiğini ileri sürdü.

GÜÇLÜ OLAN ADALETİ DELİP GEÇİYOR

Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk avukatı Sadrettin Haşıloğlu da tazminat davalarının, hâkimlik teminatını düzenleyen anayasa maddelerine aykırı olduğunu anlattı. Haberal'ın sağlık raporlarının tümünün dava dosyasında yer almadığını, Haberal'ın avukatlarının sunduğu sağlık kurulu raporlarına dayanılarak kararlar verildiğini belirtti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada Haberal ile ilgili dosyaların tazminat davası dosyasına eklenmesini isteyen avukat Haşıloğlu, Haberal hakkındaki tüm sağlık raporlarının dosyada yer alması halinde hâkimlere tazminat cezası veren kararlara imza atılamayacağını savundu. Şu ifadeleri kullandı: "Bu raporlar daha önce sunulsaydı davanın seyri değişebilirdi. Türkiye'de adalet örümcek ağı gibidir. Kuvvetli olan ağı delip geçer, zayıf olan takılır. Davacı Haberal, kuvvetli olduğu için bir gün bile cezaevine girmemiş, hastanede sağlık müdahalelerini reddederek hastanede kaldığı süreyi uzatmıştır. Haberal tanınan bir isim olduğu için kaçma ihtimali bulunmadığı iddia ediliyor. Bilinen ve tanınan kişiler suç işlemez mi?''

Avukat Haşıloğlu'nun sözleri üzerine Haberal'ın avukatı Serdar Özersin de müvekkili hakkında daha sonra ortaya çıkan sağlık raporlarından haberleri olmadığını savundu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanı Mustafa Kıcalıoğlu da Haberal ile ilgili sağlık raporlarının istenmesine, Balyoz davası sanığı Tümgeneral Ahmet Yavuz'un terfi durumunun Genelkurmay Başkanlığı Personel Daire Başkanlığı'ndan sorulmasına ve dava dosyalarındaki eksikliklerin giderilmesine karar vererek, duruşmaları erteledi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1059157&title=ergenekon-saniklari-18-hâkimden-toplam-468-bin-tl-tazminat-istiyor

Avukat

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Adli Tıp Kurumu'nun Ergenekon davası sanığı Mehmet Haberal'ın tedavi gördüğü hastaneye giderek rapor hazırlamasına karar verdi.

Haberal için 20 Aralık 2010 tarihinde Adli Tıp'a götürüleceği sırada tedavi gördüğü İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü tarafından 'Hastalığı nedeniyle yerinden kaldırılması sakıncalıdır' raporu verilmişti. Bu rapor nedeniyle Haberal, Adli Tıp Kurumu'na götürülememişti. Bu gelişme üzerine 13. Ağır Ceza Mahkemesi geçtiğimiz hafta Cuma günü dava dosyası üzerinden yaptığı inceleme ile Adli Tıp Kurumu yetkililerinin Haberal'ın tedavi gördüğü hastaneye giderek, nihai sağlık durumuyla ilgili rapor hazırlamasına karar verdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Kasım tarihinde görülen duruşmada İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal'ın nihai sağlık durumuyla ilgili rapor aldırılması için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesini kararlaştırarak, bu sanık hakkındaki tüm sağlık raporlarının da bu kuruma gönderilmesine hükmetmişti. Ancak Haberal, Adli Tıp'a götürülememişti.

(CİHAN)
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1070909&title=adli-tip-haberala-gidecek

Avukat



MUSTAFA TURAN - ZAMAN

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandığı 17 Nisan 2009'dan bu yana hastanede yatan Mehmet Haberal'a verilen 'taburcu edilebilir' raporunun gizlendiği iddialarıyla ilgili soruşturma derinleşiyor.

Zaman'ın ortaya çıkardığı 16 Ekim 2009 tarihli raporda, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zerrin Yiğit, kurul üyeleri olarak Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr. Vedat Sansoy, Prof. Dr. Tevfik Gürmen ve Dr. Cengizhan Türkoğlu'nun imzası bulunuyordu. Söz konusu raporda, "Enstitümüzün 3. Servis'inde 304 numaralı odada yatmakta olan hasta Mehmet Haberal'ın sağlık durumu değerlendirilmiş ve tıbbî tedavisine ayaktan devam edilerek, bir ay sonra kontrole gelmek üzere taburcu edilmesine karar verilmiştir." deniliyordu. Ancak söz konusu rapordan savcıların ve hâkimlerin haberi bile yoktu. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, raporun saklandığına dair haberler üzerine söz konusu raporu istedi. Mahkeme ayrıca bu raporla ilgili tüm evrakların İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne gönderilerek gereğinin yapılmasını kararlaştırmıştı. Mahkemenin talebi doğrultusunda Ergenekon soruşturması savcılarından Fikret Seçen tarafından raporun gizlenmesinde sorumluluğu olan şahıslar hakkında 'Ergenekon terör örgütüne yardım etmek' suçundan soruşturma açıldı. Raporda imzası bulunan doktorların ifadesinin alınması kararlaştırıldı. 1 Aralık 2009'da Haberal'ın yattığı enstitüde incelemeler yapıldı. Raporda adı geçen doktorlara tebligatta bulunuldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda görevli Özel Yetkili Savcı Fikret Seçen tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız ve Prof. Dr. Hatice Sezer Karcıer şüpheli olarak sorgulandı. Şüpheliler, sorgularının ardından salıverildi. Soruşturmada dün önemli bir gelişme yaşandı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız savcılıkça ikinci kez ifadeye çağrıldı.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen'e ifade veren Kansız tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mehmet Haberal'ın sağlık durumuyla 27 Ağustos 2009'da başka bir rapor daha hazırlandığı belirlenmişti. Doç. Dr. Cengizhan Türkoğlu tarafından hazırlanan raporda, anabilim dalı başkanlığının isteği üzerine hasta Haberal'ın aritmi açısından durumunun değerlendirilerek resmi bir rapor haline getirilmesinin istendiği belirtiliyor. Türkoğlu'nun raporunda Haberal'ın tedaviyi kabul etmediği vurgulanarak, "Tüm bu bulgular göz önüne alındığında hastanın tedavisine ayaktan devam etmesinde herhangi bir sakınca olmadığı değerlendirilmesi yapılmıştır." ifadelerine yer veriliyor. Cengizhan Türkoğlu'nun da 'tanık' olarak ifadesi alınmıştı.

HABERAL TUTUKLANDIĞI GÜNDEN BU YANA HASTANEDE YATIYOR

Mehmet Haberal 17 Nisan 2009'da tutuklanmış ancak aynı gün hastaneye kaldırılmıştı. O günden bugüne kalp ritim bozukluğu rahatsızlığı olduğu iddiasıyla hastanede bulunan Haberal tahliye taleplerini reddeden hâkimleri Yargıtay'da tazminata mahkûm ettirdi. Bu süreçte Haberal'ın sağlık durumunun tespiti için Adli Tıp'a gönderilmesine karar verildi. Ancak Kardiyoloji Enstitüsü, Haberal'ın, 'potansiyel ölüm riski taşıdığı, hareket ettirilmesinin tıbben mümkün olmadığı'nı ileri sürdü. Mahkeme de son olarak Adli Tıp görevlilerinin, Haberal'ı hastanede muayene etmesine karar verdi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1077615&title=haberalin-raporunu-gizleyen-profesor-tutuklandi

kilimanjaro

ÇAĞLAR AVCI, MUSTAFA TURAN - ZAMAN

İkinci Ergenekon davası tutuklu sanığı Mehmet Haberal, 21 ay sonra ilk defa İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nden ayrıldı.

13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebiyle Haberal'ı muayene eden Adli Tıp Kurumu uzmanları 'hasta için hayati risk izlenimi elde edilmediği ve Enstitü dışında başka bir hastanede tetkikler yapılması' gerektiğini rapor etmişti. Haberal, bu veriler üzerine dün Halkalı'daki Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastanesi'ne nakledildi. Kardiyoloji Enstitüsü'nün arka kapısından jandarmanın geniş güvenlik önlemleri altında tekerlekli sandalye ile çıkartılan Haberal, ambulansa binerken ayağa kalkarak kendisini bekleyenlere ve kameralara el salladı. Sabah saatlerinde, mahkemeden gizlenen sağlık raporu ile ilgili soruşturma kapsamında aralarında Haberal'ın koruma ve hemşiresinin de bulunduğu 4 kişi daha gözaltına alındı.

Ergenekon davasının tutuklu sanığı eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'la ilgili dün önemli bir gelişme yaşandı. Tutuklandığı 2009 yılı Nisan ayından bu yana bir gün bile cezaevinde kalmayan Haberal, aylardır yattığı İÜ Kardiyoloji Enstitüsü'nden dün geniş güvenlik önlemleri altında çıkarıldı. Mehmet Haberal'ın sağlık durumuyla ilgili, Enstitü'nün 5 kişilik doktorlar heyetince 16 Ekim 2010'da yazılan sağlık raporunda, "Enstitümüzün 3. servisinde 304 numaralı odada yatmakta olan Mehmet Haberal'ın durumu değerlendirilmiş ve tıbbi tedavisine ayakta devam edilerek bir ay sonra kontrole gelmek üzere taburcu edilmesine karar verilmiştir." ifadeleri kullanılmıştı. Ancak sağlık raporunun, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden gizlendiği ortaya çıkmıştı. Mahkeme, sanığın Adli Tıp'a sevk edilerek sağlık durumunun tespiti yönünde karar almıştı. Mahkemenin kararından hemen sonra Enstitü yeni bir rapor daha hazırladı. Raporda, Haberal'ın hareket ettirilmesinin mümkün olmadığı ileri sürüldü. Bunun üzerine mahkeme bir ara karar daha alarak, Adli Tıp uzmanlarının, Haberal'ı tedavi gördüğü hastanede muayene etmesine hükmetti.

Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu'ndan uzman ekipler Haberal'ı yattığı hastanede muayene ettikten sonra hazırladığı yazıyı Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Yazıda, Haberal'ın 26 Ocak 2011 tarihinde yapılan muayenesi ile sanık hakkında düzenlenen adli dosyadaki tıbbi belgelerin de incelendiği aktarıldı. Şöyle denildi: "Hastanın yapılan klinik muayenesi, biyokimyasal parametreleri, EKG, ekokardiyografi, eforlu EKG, holter EKG ve koroner anjiyografi sonuçları birlikte değerlendirildiğinde, bu verilerin hasta için öngörülen hayati risk ile tam olarak bağdaşmadığı izlenimi elde edilmiştir.''

Yazıda, ayrıca Haberal'ın başka bir kardiyoloji merkezine sevk edilerek yatırılmasının sağlanması ve orada klinik incelemelerin yeniden yaptırılarak sonuçlarının Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesi talep edildi. Haberal, dün Enstitü'den alınarak, Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastanesi'ne götürüldü. Kardiyoloji Enstitüsü'nün Haberal'ın sevkinin yapılmaması için direndiği ve sevk için gerekli olan izin belgesini vermediği ileri sürüldü. Kaldığı hastanenin arka kapısından tekerlekli sandalyeyle çıkartılan Haberal, ambulansa binerken ayağa kalkarak kendisini bekleyenlere el salladı. Belli bir süre hastanede kalacak olan Haberal'a çeşitli testler yapılacak. Bunların sonucunda hazırlanacak rapor Adli Tıp Kurumu'na gönderilecek. Adli Tıp uzmanları hem kendi muayene sonuçlarını hem de hastaneden gelen sonuçları değerlendirip, son kararı verecek. Bu arada, Haberal'ın avukatı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir dilekçe sunarak, Adli Tıp Kurumu yazısına itiraz etti.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1092352&title=haberal-21-ay-sonra-kaldigi-hastaneden-cikarildi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Ergenekon sanığı CHP Milletvekili Mehmet Haberal kendisini tahliye etmeyen hakimlere açtığı davayı kaybetti. Yargıtay Haberal'ın 9 Hakim'den istediği tazminat talebini reddetti.

Ergenekon sanığı CHP Milletvekili Mehmet Haberal 'a Yargıtay 'dan kötü haber geldi. Haberal, kendisini tahliye etmeyen hakimlere açtığı davayı kaybetti.

Mehmet Haberal'ın 9 hakim aleyhinde açtığı davada Yargıtay daha önce tazminata hükmetmişti. Ancak bu karar kamuoyunda hukuk skandalı olarak değerlendirdi. Ancak 2010'daki referandumda yasa değişip davalar devlete yönlendirilince tazminat kararını veren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, davayı reddetmişti.

Haberal bu karara itiraz etmiş ve ikinci kez dava açmıştı. Sonuçlanan davadan ret kararı çıktı. İtirazı dün görüşen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kararı onadı ve tazminata gerek olmadığına hükmetti.

Öte yandan Haberal'ın sağlık raporunu Ergenekon davasına bakan mahkemeye göndermedikleri gerekçesiyle yargılanan 5 profesör, 1 hemşire ve 2 refakatçi dün ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, iddianamenin okunması için 2 TRT spikeri çağırılmasına karar verilerek 5 ay sonraya ertelendi...

http://www.haber7.com/ic-politika/haber/950377-mehmet-haberala-kotu-haber
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.