Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Nisan 2024, 12:41:37

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 112
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 92
Total: 92

Hrant Dink'in katili Ogün Samast'a 22 yıl 10 ay hapis cezası verildi

Başlatan Avukat, 26 Temmuz 2011, 11:56:26

« önceki - sonraki »

Avukat



Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i 2007'de öldüren Ogün Samast, dün bu dava kapsamında son kez hâkim karşısına çıktı. Kilo verdiği gözlenen Samast, Çağlayan'da yeni hizmete giren İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Samast'ın ailesinden sadece amcası ve bir yakını duruşmayı izlemeye geldi. Duruşma sırasında hareketli olduğu gözlenen Samast sık sık arkasını dönerek amcasıyla göz işaretiyle konuştu. Bunun yanında avukatı Levent Yıldırım'dan yapacağı savunma ile ilgili yardım alan Samast karar öncesinde son savunmasını 15 sayfa halinde sundu.

Duruşmada pişman olduğunu sık sık dile getiren Samast cezaevinde kaldığı süre içinde ıslah olduğunu ve akıllandığını ifade ederek bugün olsa asla böyle bir suçu işlemeyeceğini belirtti. (Ancak akıllarda Dink ailesini ve avukatlarını duruşmalarda tehdit etmesi ve sürekli gülerek diğer sanıklarla şakalaşması vardı.)

Hegel'den alıntı

Hegel'den alıntılar yapan Samast, "Kötü bir eğitimin, suça sürüklenmişliğin sonucu olarak burada olduğumu gören ve algılayanlar, akla uygun ve somut düşünmüş olurlar" diye konuştu.
Samast'ın olayı yaptığını kabul ettiğini ancak olayı hiç tam anlatamadığını söyleyen Yıldırım, müvekkilinin olayı baskı altında üstlenmiş olabileceğini ileri sürdü. Yıldırım, müvekkilinin beraatını talep etti. Avukatının ardından son sözü sorulan Samast "Beraatımı istiyorum" dedi. Duruşmaya verilen aranın ardından tekrar hâkim karşısına çıkan Samast hakkında kesin karar açıklandı.

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Samast'a 'tasarlayarak adam öldürmek' suçundan 5237 sayılı TCK'nın 82-1 maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme cinayeti işlediğinde 18 yaşından küçük olmasını dikkate alarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 21 yıl 6 ay hapis cezasına indirdi. Mahkeme Samast'a 'ruhsatsız silah bulundurmak'tan önce 2 yıl hapis cezası ve 900 TL adli para cezası verdi. Ancak yine suç tarihinde 18 yaşından küçük olmasını dikkate alarak cezayı 1 yıl 4 ay hapis cezası ve 600 TL adli para cezasına indirdi. Kararla ilgili son sözü sorulan Samast "Son sözüm yok" yanıtını verdi. Ancak gülümsediği gözlendi.

Çetin: İndirim yapılmadı

Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin mahkemenin Samast'ın savunmalarına itibar etmediğini belirterek "Bu suçla Ogün Samast'ın davaları elbette bitmiyor. Örgüte dahil olma suçuyla ilgili davası devam edecek. Sonuç kötü değil. Caydırıcı olabilir. Sanıkları açısından etkileri olabilir. Çünkü Ogün Samast ve avukatı indirim bekliyordu. Mahkeme yaş küçüklüğünün dışında indirim yapmadı" diye konuştu.

Babası: Beklemiyorduk

Kararı Trabzon'un Pelitli Mahallesi'nde öğrenen Samast'ın annesi Havva Samast fenalık geçirerek hastaneye kaldırıldı. Baba Ahmet Samast ise çevresine, "Bu kadar ceza beklemiyorduk. Şok geçirdik" dedi.

Örgüt aydınlatılamıyor

Samast'ın örgüt davası devam edecek. Ancak cinayetin üzerinden dört yıl geçmesine karşın bu örgütün ortaya çıkarılması için yol alınamadı. Avukatların davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi talebi kabul edilmedi. Olayda ihmali ya da kastı olduğu öne sürülen çok sayıda kamu görevlisinin yargılanmasına izin verilmedi, yargılananlar için ise çok düşük suçlamalar yöneltildi.


Bildiklerinin hepsini anlatmadı
Samast ceza aldı ancak yanıtı bulunmayan sorular var: Cinayet gününe ait bankanın güvenlik kamera kayıtlarının önemli bölümü emniyet birimlerinde yok edildi. Samast'ın cep telefonu ve sim kartına ilişkin ifadeler arasındaki çelişki çözümlenmedi, işin gerçeği araştırılmadı. Ogün Samast, cinayetten hemen önce internet kafede birileriyle chat'leşmişti . Bilgisayar kayıtlarına ise halen ulaşılamadı. Olay yerindeki kamera kayıtlarında görünen şüpheli üç kişinin kimliği tespit edilmedi. Samast cinayetten sonra Samsun'da öldürüleceğini söyledi ama bu kişilerin kim olduğunu açıklamadı.

Cinayetten 11 yıl yatacak, örgüt suçu eklenecek

Ogün Samast, mahkemenin verdiği 22 yıl 10 hapis ve 600 TL para cezasının tamamını cezaevinde geçirmeyecek. Samast 4 yıldır cezaevinde tutuklu bulunuyordu. Mahkemenin karara bağladığı dava kapsamında Ceza İnfaz Kanununa göre Samast'ın cezası yaşı 18'den küçük olduğu için indirime uğrayacak. Suça Sürüklenen Çocuklar Yasası kapsamında yargılaması tamamlanan Samast, aldığı cezanın sadece 3'te 1'ini cezaevinde geçirecek. Böylelikle verilen 22 yıl 10 ay 14 yıla düşecek. Samast'ın tutuklu kaldığı 4 yıl aldığı cezadan düşürüldüğünde toplam ceza miktarı 11 yıla inecek.

Samast eğer cezaevinde herhangi bir disiplin suçu işlemezse "iyi hal indirimi"nden yararlanabilecek. İnfaz Kanununa göre bir hükümlü aldığı cezanın yarısını cezaevinde tamamlaması durumunda kalan yarısını açık cezaevinde geçirebilecek.

Örgütten de ceza

Ancak Ogün Samast'ın örgüt üyesi olmak suçlamasıyla yargılandığı dava Çocuk Mahkemesi'nde devam edecek. Buradan alacağı ceza Hrant Dink'in öldürülmesi nedeniyle cezaevinde kalacağı zamanı tam olarak ortaya koyacak. Terör suçu olduğu için indirim de az olacak.

Orhan Dink: Bekliyorduk

Orhan Dink: "Bu karar zaten beklediğim bir karardı ancak bizim için asıl önemli olan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamadır. Bu yargılama bittiğinde konuşacağız."

Hrant Dink'in avukatı Arzu Becerik: "Alt sınırlarda kalınmadı. Bu sevindirici. Sadece zorunlu indirim sebebi 'yaş küçüklüğü' uygulandı. ancak bu indirim biraz fazla oldu. Alt sınırında kalınmadı. Başka bir indirim talebi uygulanmadı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi ancak yaş nedeniyle bu ceza toplamda 22 yıl 10 aya indi. Ne kadar yatacağını tam hesaplamadık henüz ancak en az 10-11 yıl daha cezaevinde kalacağını tahmin ediyoruz."

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&VersionID=83926&Date=26.07.2011&ArticleID=1057640

kilimanjaro



Hrant Dink davasında karar nihayet açıkladı. Kararın açıklanmasından sonra mahkeme salonunda arbede yaşandı.. İşte mahkemenin sanıklar hakkında verdiği karar:

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tutuklu sanık Yasin Hayal'in, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası dışında ''yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmek'' suçundan 3 ay ve ''ruhsatsız silah bulundurmak'' suçundan da 1 yıl olmak üzere toplam 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasını, ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan ise beraatını kararlaştırdı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Dink cinayeti davasıyla ilgili kararını açıkladı.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Yasin Hayal'in, ''Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirme suçundan'' ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Heyet, Hayal'in ''yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmek'' suçundan 3 ay ve ''ruhsatsız silah bulundurmak'' suçundan da 1 yıl olmak üzere toplam 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştırdı.

Mahkeme heyeti, Yasin Hayal'in ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' suçunun sabit olmadığını belirterek, bu suçtan beraatına da hükmetti.

-Tuncel'e tahliye-

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de, 2004 yılında Yasin Hayal'i Trabzon'daki McDonalds'da patlattığı patlayıcıyı imal ederek, patlayıcı madde imal etme suçunu işlediğinin sabit olduğunu belirten heyet, tehlikenin ağırlığını dikkate alarak Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etmek'' suçundan 5 yıl, Yasin Hayal ile birlikte kişilerde korku, kaygı ve panik yaratacak biçimde ''patlayıcı madde kullanmak'' suçundan 2 yıl ve mağdur Numan Sezai Yomralıoğlu'nun aracına patlayıcı madde kullanarak zarar vermek suçundan 1 yıl 6 ay ve söz konusu patlamada 6 mağdurun yaralanması suçundan 4'er aydan 2 yıl olmak üzere toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi.

Heyet, sanık Erhan Tuncel'i ''silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak'' ve ''tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme'' suçlarının sabit olmadığı gerekçesiyle bu suçlardan beraatına da hükmetti.

Tuncel'e verilen hapis cezalarının toplam miktarı ve tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önüne alan heyet, Tuncel'in tahliyesini de kararlaştırdı.

Sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in ''tasarlayarak adam öldürmeye yardım etmek'' suçundan 12 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştıran heyet, Ahmet İskender'in ayrıca ''ruhsatsız silah bulundurmak'' suçundan da 10 ay hapisle cezaladırılmasına hükmetti.

Heyet, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan da beraatına hükmetti.

Tutuksuz sanıklardan Salih Hacısalihoğlu'nu da ''ruhsatsız mermi bulundurmak'' suçundan 2 ay 15 gün hapisle cezalandıran heyet, sanığın ''terör örgütüne yardım etmek'' suçunun sabit olmadığı gerekçesiyle beraatını kararlaştırdı.

-Diğer beraat kararları-

Mahkeme heyeti, birleşen dosya sanığı Osman Hayal ve diğer sanıklar Zeynel Abidin Yavuz, Mustafa Öztürk ile Tuncay Uzundal'ın ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' ve ''tasarlayarak adam öldürmek'' suçlarının sabit olmadığını belirterek, Hayal, Yavuz, Öztürk ve Uzundal'ın bu suçlardan beraatine karar verdi.

Sanıklar Alper Esirgemez, İrfan Özkan, Osman Alpay, Erbil Susaman, Numan Şişman, Şenol Akduman ve Veysel Toprak'ın da ''terör örgütüne yardım etmek'' ve ''suçluyu gizlemek'' suçlarından beraatını kararlaştıran heyet, sanıklar Yaşar Cihan ve Halis Egemen'in, ''terör örgütüne yardım etmek'' suçlarının sabit olmadığı gerekçesiyle bu suçtan beraatlarına karar verdi.

-Duruşma salonunda izleyicilerden tepki-

Mahkeme heyetinin sanıkların aldığı cezaları ve beraat kararlarını okumasının ardından, duruşma salonunda izleyici olarak katılanlardan bazı kişiler, bu karara tepki gösterdi.

Mahkeme heyeti başkanı Rüstem Eryılmaz'ın uyarısına rağmen izleyiciler arasında bulunan bir kadının tepkisini sürdürmesi üzerine Eryılmaz, duruşmada bulunan polis memurlarına seslenerek ''gözaltı işlemi başlatın'' ifadesini kullandı.

Duruşma salonu çıkışında Dink ailesinin bazı avukatlarının göz yaşı döktüğü görüldü.

Duruşma salonundan çıkan izleyiciler, mahkemenin bulunduğu binadan slogan atarak ayrıldı.

Öte yandan cezaevine götürülmek üzere cezaevi aracına bindirilen Yasin Hayal, ''Hepinizi seviyorum. Bu karar Türkiye'nin çirkinliğidir'' ifadelerini kullandı.



Karar, Dink ailesinin avukatını şok etti

Hrant Dink'in ailesinin avukatı Fethiye Çetin karar sonrası, gazetecilere açıklama yaparak 'Kararın büyük şokunu yaşıyorum' dedi.

Dink ailesinin Avukatı Fethiye Çetin kararın ardından "Bu karar yerleşik bir geleneğin bozulmadığı anlamına geliyor. Bu gelenek devletin bir kısım vatandaşlarını ötekileştirerek düşmanlaştırma geleneğidir. Bu gelenek halen devam ediyor" dedi.

Demokratikleşmek için Dink davasının eşsiz bir fırsat olduğunu ancak bunun kullanılmadığını kaydeden Çetin, "Bugünün siyasileri kendilerini ötekileştiren gelenekle ittifak kurmuş bulunuyorlar. Bu ittifaklar geçicidir devlet dönüşmediği sürece" değerlendirmesinde bulundu.

Davanın bitmediğini, bitenin bir komedi dosyası olduğunu ve kendileri için yeni başladığını kaydeden Çetin, gidecekleri pek çok yol olduğunu ve bunların her birini büyük bir kararlılıkla kullanacaklarını ifade etti. (ANKA )

Karar Dink ailesini isyan ettirdi

Hrant Dink'in arkadaşaları karardan sonra İstanbul Adliyesi'nden Agos Gazetesine doğru yürüyüşe geçtiler.

Duruşmadan önce ''Biz bitti demeden, bu dava bitmeyecek'' ifadesi kullanan Hrant'in Arkadaşları 2 gün sonra, 19 Ocak'ta Taksim'de Hrant'a doğru yürüneceği ve sokaklarda olunacağı duyurusunda bulundu.

Azmettirici olarak yargılanan sanıklardan Erhan Tuncel Mc Donalds davasından 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı ancak Tuncel için tahliye kararı çıktı. Tuncel tutuklu bulunduğu Tekirdağ Cezaevi'nden salıverilecek.

Dink ailesi adına açıklama yapan avukat Fethiye Çetin, şunları söyledi: Arat Dink ne demişti, bizimle dalga geçtiler demişti. Meğer dalganın en büyüğünü en sona saklamışlar. Meğer örgüt yokmuş, Hrant Dink cinayeti, Pelitli'deki birkaç kendini bilmez tarafından işlenmiş. Bu kadarını beklemiyorduk.

DİNK'TE BEKLENTİLER "HAYAL" OLDU

Bu devletin katil, halkını bombalayan, suikastçı gibi sıfatlarla yan yana anılmasından çok rahatsız olanlar, devleti bu sıfatlardan arındırmak için hiçbir çaba sarf etmediler. Buyük bir fırsatı değerlendirmediler. Yerleşik düzenin değişmediğini görüyoruz. Bugün bu kararla cinayet tetikçilerinin yargılandığı dosyanın ilk safhası kapandı. Bu dava bitmedi, bu dava komedi dosyasıdır. Bizim davamız yeni başlıyor. Karanlıkta saklanmaya çalışan failler bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. Bu dava biz 'bitti' diyene kadar bitmeyecektir.

"BU KARARI BEKLEMİYORDUK"

Ailenin avukatlarından Cem Halavut, "Karar bizim açımızdan tam bir hayal kırıklığı oldu. Örgüt suçundan beraat etmelerini beklemiyorduk. Temyiz aşaması var, örgütlü bir suç olduğu noktasında itiraz edeceğiz" diye konuştu.

Yasin Hayal'in babası da isyan etti

Yasin Hayal'in babası Bahattin Hayal, ''Yasin Hayal, Öcalan değildir, aynı cezaya çarptırılmıştır'' diyerek isyan etti.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada, ''Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran Yasin Hayal'in babası Bahattin Hayal, oğlunun terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile aynı cezaya çarptırıldığını savunarak, ''Sarkozy savcı, Sarkisyan hakim olsaydı bu kadar ceza vermezdi'' dedi.

Bahattin Hayal, Trabzon'un Pelitli beldesindeki evinin önünde, Yasin Hayal'e mahkemece verilen cezaya ilişkin gazetecilerin soruları üzerine oğlunun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alacağını beklemediğini belirterek, ''Çok üzgünüm, beklemiyordum. Adalet buymuş demek ki ama biz bu adalete inanmıyoruz'' diye konuştu.

Dink cinayetinin bir numaralı sanığının Erhan Tuncel olduğunu defalarca söylediklerini belirten baba Hayal, şöyle devam etti:

''Biz bunu defalarca söyledik. Erhan Tuncel bunun bir numaralı sanığıdır dedik. Bunun üzerine gitmediler. Onu ödüllendirdiler. Asker var dedik, polis var dedik içinde. Samsun'da çekilen resimler var, niye çekilmiş bunları söyledik. Ama olmadı. Aynı yerleşik düzen, bütün siyasi cinayetlerde olan şeyler, burada da aynı olmuştur. Siyasi cinayetlerde tetikçiler yakalanmıştır, içeri atılmıştır, gasbedilmişlerdir, doğrusu gerisi kalmıştır. Burada da aynı, beklenen şey.''

-''5 senelik tutukluluk süresini dolduracağı için ayın 24'ünde çıkması gerekir''-

Bahattin Hayal, mahkemenin verdiği kararı da temyiz edeceklerini belirterek, ''Bundan sonra Yargıtaya gideceğiz. Örgüt olmadığını söylediler. Örgüt olmadığı içinde Yargıtay aşamasında Yasin'in 5 senelik tutukluluk süresini dolduracağı için ayın 24'ünde çıkması gerekir. Yargılama devam ediyor, ayın 24'ünde adalet varsa Yasin dışarı çıkacak. Ondan sonra Yargıtayın vereceği karara göre tekrar içeri alınır mı bilemiyorum'' ifadelerini kullandı.

Yasin Hayal'in ''tetik çekmeyen bir tetikçi'' olduğunu söyleyen Bahattin Hayal, şunları kaydetti:

''Benim düşünceme göre Yasin Hayal bir Ogün Samast'tı. Ben bunu defalarca söyledim. Tetikçiydi, kullanılmıştı, piyondu. Tetik çekmeyen tetikçiydi. Yasin Hayal, Trabzon'da olup da İstanbul'da adam öldürülüyorsa bunun ağırlaştırılmış müebbet ile ne alakası var. Yasin Hayal, Öcalan değildir, aynı cezaya çarptırılmıştır. Öcalan kaç kişi öldürmüştür. Sarkozy savcı, Sarkisyan hakim olsaydı bu kadar ceza vermezdi. Başka hiçbir şey demeyeceğim''

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yargılanan Yasin Hayal, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, ''Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, Erhan Tuncel ise Mc Donald's'ın bombalanması eylemi nedeniyle 10 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilmişti.

Gülten Kaya: İlahi bir hukuk komedyası

Gazete önünde Hrant'ın arkadaşları adına bir açıklama yapan Gülten Kaya, mahkemenin verdiği kararı 'ilahi bir hukuk komedyası' olarak niteledi.

Hrant Dink davasının karara bağlanmasının ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nden Şişli'deki Agos Gazetesi'ne yürüyen Hrant'ın arkadaşları, mahkemenin verdiği kararı protesto etti. Aralarında Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in de bulunduğu grup, Agos Gazetesi önüne karanfiller bıraktı. Basın açıklaması yapan grup daha sonra Hrant anısına mum yaktı.

Kendilerine 'Hrant'ın Arkadaşları' adını veren yaklaşık 300 kişilik grup, mahkemenin verdiği kararı protesto etmek için İstanbul Adliyesi'nden Agos Gazetesi'ne yürüdü. Gazete önünde Hrant'ın arkadaşları adına bir açıklama yapan Gülten Kaya, mahkemenin verdiği kararı 'ilahi bir hukuk komedyası' olarak niteledi. Bu davanın burada bitmeyeceğini belirten Kaya, "Mahkemenin verdiği karar bizim için sadece bir kağıt parçasıdır. Bu kararla hukuka inancımız bir kez daha sarsılmıştır. Bu ülke binlerce Hrant yetiştirecektir." şeklinde konuştu. Kaya, herkesi 19 Ocak Perşembe günü Hrant Dink'in ölüm yıl dönümünde düzenlenecek etkinliğe davet etti.    

Açıklamanın ardından Hrant anısına mumlar yakıldı.

Grup, 'Katil devlet hesap verecek', 'Bu dava böyle bitmeyecek', 'Faşizme inat kardeşimsin Hrant', 'Hepimiz Hrantız hepimiz Ermeniyiz', 'Öldür diyenler yargılansın', 'Hrant için adalet için', 'Faşistler vuruyor AKP koruyor' şeklinde sloganlar attı.

AK Parti'den Dink tepkisi: Kabul edilemez

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada verilen cezalarla, "Hrant Dink cinayeti davasında mahkemenin 'örgüt yok' demesi kabul edilemez. Adalet ve vicdan kabul etmez bunu"

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada mahkemenin, sanıklardan Yasin Hayal'i cinayeti azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıp, sanıklardan Erhan Tuncel'in ise cinayeti azmettirmek iddiasından beraatına karar vermesi ve cinayette örgüt şüphesi görmemesine hükümet kanadından ilk tepki geldi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, twitter hesabından yaptığı açıklamada, karara tepki göstererek, "Bu kadar organize bir cinayette 'örgüt ötesi örgüt' aranması gerekirken, örgüt yok denmesi, kamu vicdanında karşılık bulmadı. Tam tersine çok organize bir örgütün varlığını daha da çıplaklaştırdı" ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik, beraat kararlarının aslında örgütün kaynağının neresi olduğunu gösterdiğini de savunarak, "Ortaya çıkan beraat kararı, örgütün varlığının başladığı yeri gösteren bir işarete dönüştü. Hrant Dink cinayeti davası, adaletin varoluş davasına dönüşüyor" dedi. Adana Milletvekili Ömer Çelik sözlerini ise şu sözlerle noktaladı:

"Hrant, yaşamı gibi vefatından sonra da bu ülkenin adalet arayışına rehberlik ediyor. Karar ne kadar kabul edilmezse; karardan sonra toplumun 'adaleti sonuna kadar arama' iradesinin bu derece kuvvetlenmesi ve berraklaşması da o kadar anlamlı." İHA

http://www.haber7.com/haber/20120117/Dink-davasinda-kararlar-aciklandi.php


Başbakan Erdoğan'dan Dink davası kararına ilişkin ilk açıklama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hrant Dink davasına ilişkin, ''Temyiz, bu karar noktasında çok daha farklı bir kararı verebilir.

Şu anda temyize gidecek bir süreç olduğu için bunu da yorumlamamız doğru değil. Ama ben, her şey burada bitmediği için bu noktada temyiz sürecini izlemekte, takip etmekte fayda olduğuna inanıyorum. İnanıyorum ki adalet bu noktada yerini bulur'' dedi.

Erdoğan, Kanal D televizyonunda, Mehmet Ali Birand'ın soruları üzerine, Hrant Dink cinayeti davasındaki mahkeme kararını değerlendirdi.

Kararla ilgili temyiz sürecinin bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Temyiz bu karar noktasında çok daha farklı bir kararı verebilir. Şu anda temyize gidecek bir süreç olduğu için bunu da yorumlamamız doğru değil. Ama ben, her şey burada bitmediği için bu noktada temyiz sürecini izlemekte, takip etmekte fayda olduğuna inanıyorum. İnanıyorum ki adalet bu noktada yerini bulur. Burada beklentiler çok çok farklı. O beklentilere kısmen katılmak mümkün olduğu gibi geneline katılmam mümkün değil. Örneğin, 32 saatte bu işin failini yakalamış bir hükümetiz biz. Ondan sonrası yargıya ait bir süreçtir. Ama yargıya ait süreç uzamıştır. Hemen hemen 5 yıl oldu bu süreç. Dolayısıyla biz bu süreç içerisinde yargıdan yürütmeye ne intikal etmişse veya yürütmeden ne istenmişse yürütme bunların hepsini yerine getirmiştir. Bundan sonra böyle bir şey olacak olursa yine yerine getirmeye devam eder.''

''Karar içinize sindi mi?'' sorusuna Erdoğan, ''Az önce de ifade ettiğim gibi kamuoyu vicdanı rahat değil ama faille ilgili verilmiş olan bu ceza, bundan daha başkası olmaz zaten ağırlaştırılmış müebbet hapis, idam olmadığına göre, bundan daha başka ceza verilemez'' yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan, Birand'ın, ''Bir konunun üzerinde çok duruluyor, 'devlet kendi içindeki sorumluları yeteri kadar incelemedi, daha sorumluların üzerine gitmesi gerekirdi' diye bir şey var'' demesi üzerine de, ''Bu konuyla ilgili olarak devlet bir defa yargıyla müşterek çalışmalarını yaptı. Yargı da zaten devletin bir unsuru. Dolayısıyla burada neyi kastediyorlar onu bilemem. Ama bununla ilgili biz yürütme olarak bize ne dendiyse, bizden ne istendiğiyse bu çalışmaların hepsi yapıldı ve yakalama sürecinden tutunuz, ondan sonraki diğer vesaire tüm bunlara baktığımızda istenen ne olmuşsa bunlar yerine getirilmiş ve diğerlerinin de biliyorsunuz yargılama süreci bu şekilde devam etmiştir'' diye konuştu.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1231713&title=basbakan-erdogandan-dink-davasi-kararina-iliskin-ilk-aciklama


AP Türkiye raportöründen 'Dink' tepkisi: Hayal kırıklığı!

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten, Hrant Dink cinayetine ilişkin verilen mahkeme kararından hayal kırıklığına uğradığını açıkladı.

Yazılı bir açıklama yapan Hollandalı Hristiyan Demokrat siyasetçi, "hayal kırıklığını" vurgularken şöyle dedi: "Hrant Dink davası, toplumu rahatsız eden unsurlara karşı yargı kurumlarının ne kadar etkili mücadele ettiğine ilişkin çok iyi bir emsal olabilirdi. Bu karar, Türkiye'de yargı alanında daha fazla reforma ihtiyaç duyulduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır."

Oomen-Ruijten'in ofisinden yapılan açıklamanın izahında da Dink kararının, cinayete karıştığı iddia edilen devlet yetkilileriyle ilgili işlem yapmadığı için tenkit edildiğine dikkat çekildi. Hollandalı siyasetçi, daha önce kaleme aldığı Türkiye raporlarında Dink cinayetine karıştığı iddia edilen devlet görevlilerinin adalet huzuruna çıkarılması yolunda çağrılar yapmıştı.

(CİHAN)
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1231573&title=ap-turkiye-raportorunden-dink-tepkisi-hayal-kirikligi
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro



Dink suikastı davasına bakan mahkemenin başkanı Rüstem Eryılmaz, canlı yayınında tepkileri değerlendirdi. Eryılmaz, "Karar beni de tatmin etmedi" sözlerine açıklık getirdi.

Hrant Dink davasına bakan 14. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nin Başkanı Rüstem Eryılmaz, NTV canlı yayınında "Karar beni de tatmin etmedi" sözlerine açıklık getirdi.

Yeterli delil olmadığından örgüt olmadığına dair karar verdiklerini belirten Hakim Rüstem Eryılmaz, "Belli bir suçun varlığını ve bu suçtan dolayı cezalandırılması için bizce yeterli delil olması gerekir. Bu sebeple örgüt varlığı yönünde yeterli delil ulaşamadığımızdan dolayı beraat kararı verdik" dedi.

Eryılmaz, şöyle konuştu: "Biz tabii yargılama sürecinde kavuşturmanın genişletilmesi ile ilgili taleplerini karşılamaya çalıştık ve karar aşamasında bunları dikkate aldık. Ancak TİB kayıtları son zamanda geldi. Tabii kayıtların incelenmesi hem zaman alacağı hem de uzmanlık gerektireceğinden devam eden soruşturmalar da olduğu için araştırılması ve değerlendirilmesi için kayıtları savcılığa gönderdik.

Rüstem Eryılmaz, dosyanın suçun işlendiği yerin mahkemesine gönderilmemesi konusunda ise "Bize dava açıldığı için dava bizim mahkememize gelmişti. Bu örgütün olup olmadığını mahkememiz değerlendiriyor. Neticede örgüt için yeterli delil olmadığı için beraat kararı verdik. Ancak diğer suçlar yönünden karar verilmesine de bir engel yok" diye konuştu.

'GÖZDEN KAÇMIŞ'

Coşkun İğci hakkında karar verilmemesi konusunda özeleştiri yapan Hakim Eryılmaz, "Coşkun İğci ile ilgili karar gözden kaçmış. O şahısla ilgili hüküm konulmadı ama her zaman karar vermek mümkün. Davanın yeniden görülmesini gerektirmez. Bu şahısla ilgili hiç fark edilmeden Yargıtay'a gitseydi belki bozma nedeni yapılabilirdi" dedi.

Azmettirici olduğu iddia edilen Erhan Tuncel'in beraat etmesi konusunda şöyle konuştu: "Yasin Hayal, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanarak ceza aldı. Erhan'la ilgili de bizim mahkememize dava açılmıştı. Açılan bir dava olduğu için bizim de karar vermemiz gerekiyordu. Suç tarihi itibariyle geçerli olan kanunlardan hangisi lehineyse neticede mahkeme bu kanun hükümlerine bir sonuç vermektedir."

ÖRGÜT NEDEN YOK?

Bir oluşumun örgüt sayılması için gerekli kıstaslar hakkında bilgi veren Tuncel, "Emniyet tarafından yasadışı terör örgütü olduğu belirlenmiş sağ ve sol örgütler var. Yargıtay'dan geçmiş bir takım örgütler var. Bu şekilde bir örgüt olması beklenir. Bir de çıkar amaçlı veya mafya yapılanması anlamında bir örgütler söz konusu, bunların kriterlerini aramak gerekir."

'ARKA PLANI TAM ORTAYA KONULMADI'

Karardan sonra yaptığı "Tatmin olmadım" açıklamasına açıklık getiren Eryılmaz, "Bu cinayeti birkaç delikanlının işleyeceği bir şey olarak değil de arka planının muhtemel olduğu veya bu arka plandaki bağlantılar tam olarak ortaya konulmadığı için söyledim. Yoksa mevcut delil durumuna göre bizim verebileceğimiz karar bu karardı" dedi.

ARINÇ'A YANIT

Eryılmaz, sözleri için "Bir hakime yakışmaz" diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a şöyle yanıt verdi: "O kendisinin yorumu, bir şey diyemem. Tam kanıya varmasak mevcut delil durumuna göre bir karar vermeyiz zaten. Dolayısıyla sadece olayın arka planı aydınlatılamadığı için tam da tatmin edici bir karar olmadığı için söylemiş olabilirim.

'HER AN YENİ DELİL ÇIKABİLİR'

Hakim Rüstem Eryılmaz, cinayetin arka planına ulaşmanın mahkeme sürecinde zor olduğunu savundu.

Eryılmaz, "Soruşturma aşamasında, cinayetin akabinde sıcağı sıcağına ortaya konulması gereken hususlar. Aradan uzun zaman geçtikten sonra bunu belirlemek zor. Ama her an yeni bir delil, yeni bir tanık ortaya çıkabilir, bu bağlantılar tespit edilebilir. Mahkeme aşamasında bizim yapabileceğimiz fazla bir şey yok. Soruşturma evresinde dosyaya girseydi muhafaza edilirdi. Niye getirilmedi bu savcının bileceği konudur."

'ÖRGÜT OLMASA DA KARAR VEREBİLİRİZ'

Özel Yetkili mahkemelerin örgüt olmasa da diğer suçlarla ilgili karar verebileceğini ifade eden Eryılmaz, "Örgütlü suçlara bakan bir mahkemeyiz. Bu dava da o yönde açıldığı için bizim bakmamız gerekti. Dolayısıyla örgütün varlığı veya yokluğu mahkememizin bir karar vermesi yetkisinde bir konudur. Bizim de diğer suçlarla ilgili karar verme yetki ve görevimiz var" dedi.

'YARGITAY'DAN DÖNERSE YENİDEN YARGILARIZ'

Temyiz aşamasını hatırlatan Hakim Eryılmaz, "Yargıtay bizim mahkememizin kararını denetleyecek. Bir eksikliği bir araştırmayı gerekli görürüp kararı bozarak gönderirse biz de yeniden yargılamaya devam ederiz" dedi.

http://www.haber7.com/haber/20120119/Dink-davasina-bakan-hakim-Aydinlanmadi.php


Savcıdan hakime: Örgütte var, delil de

Hrant Dink cinayeti ile ilgili karara bir tepki de davanın savcısından geldi. "Örgütte var, delil de. Hem de fazlasıyla" diyen savcı, dosyanın iyi incelenmediğini savundu.

Hrant Dink cinayeti ile ilgili mahkemenin kararına bir tepki de davanın savcısından geldi.

Savcının mahkemeye tepki gösterdiği açıklamaları:

"Savcıdan mahkemeye örgütte var, delil de var. Hem de fazlasıyla... beraat kararı yasaya aykırıdır. Sanığın unutulması dosyanın iyi incelenmediğini gösterir.

Erhan Tuncel, görevini suistimal etti. Yasin Hayal'i siyasi olarak yönlendirdi."

MAHKEMENİN KARARI TEMYİZ EDİLDİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Hrant Dink cinayeti ile ilgili mahkemenin kararını temyiz etti. Başsavcıvekilliği, gerekçeli kararın da bekleneceğini ifade etti.

http://www.haber7.com/haber/20120119/Savcidan-hakime-Orgutte-var-delil-de.php


Binlerce kişi Dink için yürüdü




Gazeteci Hrant Dink, öldürülüşünün 5. yılında anılıyor. Mahkeme kararını protesto eden binlerce kişi, Taksim Meydanı'ndan Agos gazetesine doğru yürüyüşe geçti.

5 yıl önce Agos gazetesi önündeki silahlı saldırıda öldürülen gazeteci Hrant Dink'i İstanbul'da on binlerce kişi andı.

Taksim Meydanı'nda toplanan ve yürüyüşe geçen grup Türkçe ve Ermenice olarak 'Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz' pankart ve dövizleri taşıdı.

Yürüyüşte, en önde Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve çocukları yer aldı. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Şafak Pavey, sanatçılar, yazarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Batman'da askerlik yaparken arkadaşının tüfeğinden çıkan kurşunla şehit olan Ermeni asıllı asker Sevag Şahin Balıkçı'nın ailesi de yürüyüşe katıldı.

Yazar Vedat Türkali ise tekerlekli sandalyesiyle kortejin en önünde "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz" dövizi taşıdı.

'AYIPTIR, ZULÜMDÜR, GÜNAHTIR'
Törende basın açıklamasını okuyan gazeteci ve yazar Karin Karakaşlı, 'bu kepazeliğe son verilmesini' isteyerek 'Ayıptır, zulümdür, günahtır' dedi.

"19 Ocak bir anma günü değil. Hiçbir zaman olmadı. Herkes acısının yaşandığı gün bir başına kahroldu" diyen Karakaşlı, "Sonra 23 Ocak geldi, Türk düşmanı ilan edilen bir Ermeni gazetecinin cenazesi hepimizi buluşturdu. Onu güpegündüz bu caddede sırtından vurdular hepimizi de görgü tanığı kıldılar" şeklinde konuştu.

Karin Karakaşlı, konuşmasın özetle şunları söyledi:

"Türk düşmanı ilan edilen bir Ermeni gazetecinin cenazesi hepimizi buluşturdu. Çünkü Hrant Dink, bu ülkenin bütün acılarının dermanına talipti. Onu güpegündüz şimdi durduğumuz bu kalabalık caddenin üzerinde sırtından vurdular. hepimizi de o cinayetin görgü tanığı kıldılar. O cenaze gününde, 1915'i, Dersim'i, Maraş'ı, Çorum'u, Sivas'ı faili meçhulleri, ihtilalleri, olağanüstü halleri, bitmek bilmez darbe girişimlerini buluşturduk. Kompartıman usulü ayrı ayrı yaşamamız buyrulmuş. Ne varsa bir kıldık; büyük oyunu onun birleştirici ruhuyla bozduk. Onu bir kere öldürmediler sevgili canlar... İstanbul Valiliği'nde MİT mezunlarınca tehdit edilirken öldürdüler. Hrant Dink'i barış yolunu gösteren yazılardan çıkma satırlar ve cümlelerle Türk düşmanı ilan ederek öldürdüler. Her yazıya her söyleşiye nefes tüketirken kendini izaha mecbur hissederken öldürdüler.

Kendisi yetmezmiş gibi oğlunu ölümle tehdit ederek ve kim bilir daha bizlere hiç söyleyemediği neler neler yaşatarak öldürdüler. Gerisi çorap söküğü gibi geldi. Silinen telefon görüşmeleri, karartılan deliller, gizlenen bilgiler, imha edilen raporlar, başlatılmayan ya da üstü kapatılan soruşturmalar, zamanaşımından aklanan istihbarat memurları, emniyet mensupları ve jandarmalar birbirini izledi.

Başta Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz olmak üzere 'Ergenekon' sanığı pek çok ismin daha Hrant Dink sağken yargı süreci ve linç kampanyaları hazırladıkları biliniyordu. Derken 'Kafes Eylem Planı' da ortaya çıktı. Gel gör ki bu davanın 'Ergenekon'la bağlantısı bir türlü kurulamadı.

Dört yanımızdan yalanlarla sardılar sarmaladılar bizi. Bu tam 5 yıldır böyle. En sonunda da iki kişi verdiler elimize, 'Bununla yetinin, yeter de artar hepinize' dediler. Ortada zaten silahlı terör örgütü olmadığına göre onun yöneticisi ve lideri de yok. Ve beraat eden Erhan Tuncel'in hemen o akşam tahliyesi öyle büyük bir aciliyet ki, telaşla bir sanıkla ilgili hüküm koymayı da unutmuşlar. Tuncel şimdi ilim irfana adanmak üzere taze bir üniversite adayı. Böyle gözümüze baka baka, hiç sıkılmadan, hiç utanmadan yangından mal kaçırır gibi verdiler bu kararı. Devlet 'çıplak' dedik, devlet çıplak!

Bilir misiniz Türkçe'deki şu iyelik eki öyle kolay kullanılmıyor; burası 'benim ülkem'. Gönül rahatlığıyla bu devlete, 'Benim devletim' diyebilir miyim? Cumhurbaşkanım, başbakanım, bakanlarım, hükümetim, muhalefetim, Meclisim böyle diyebilmek için benim tek bir seçeneğim var; bu kepazeliğe bir son verin artık. Yargıtay cinayete giden süreçteki rolüne inat bir kez de adalet adına temyiz mekanı olsun. Bunları yapmak borçtur, yükümlülüktür, şarttır. Bize yaşatılan ayıptır, zulümdür, günahtır. Hrant Dink'i hepimiz kaybettik ama biz Ermeniler için onun kaybı takdir edersiniz ki başka bir yoksunluk. 1915'te Ermeniler trenlere konup sürgüne gitti. İçlerinden sadece bir kaçı geri dönebildi."

'BURADA'
Karakaşlı, Türkiye'de öldürülen Ermenilerin isimlerini okurken, toplanan kitle de hep bir ağızdan 'Burada!' diye bağırdı.

Karakaşlı, en son Hrant Dink'in adını okudu. Binlerce kişi hep bir ağızdan "Burada" diye bağırdı.

KALDIRIM TAŞI DEĞİŞTİRİLDİ
Öte yandan, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, 5 yıl önce katledilen Hrant Dink'in öldürüldüğü yere Ermenice ve Türkçe "Hrant Dink burada öldürüldü. 19 Ocak 2007 saat 15.05" yazılı bir kaldırım taşı döşetti.

Sabahın erken saatlerinde Dink'in katledildiği yer olan Agos Gazetesi önünde de yüzlerce kişi toplanmaya başladı. Gazete binasının camlarına üzerinde Dink'in fotoğrafını bulunduğu "5 yıl değil 95 yıl da geçse bu dava böyle bitmez" yazılı pankart asıldı.

Dink'in katledildiği noktaya gelen yurttaşlar, burayı mumlarla çevirerek, karanfiller bıraktı.

http://www.haber7.com/haber/20120119/Binlerce-kisi-Dink-icin-yurudu-GALERI.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

AHMET DÖNMEZ - ANKARA

Başbakan Tayyip Erdoğan, Dink davasında 'örgüt yok' kararını değerlendirirken, önemli mesajlar verdi.

"Ne Uludere'deki 34 vatandaşımızın ne de sokak ortasında hunharca katledilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hrant Dink'in davası, geçmişte olduğu gibi Ankara'nın derin dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz." dedi. Hiçbir tezgâh, komplo ve provokasyonun gizli kalmadığını vurgulayan Erdoğan, "6 farklı dilde aynı ezgiyle söylenen Sarı Gelin türküsünü, Şişli'de sıkılan kurşun susturamaz." ifadesini kullandı. Başbakan, Dink dosyasının henüz kapanmadığına da dikkat çekti: "Temyiz aşamasında umuyorum ki yargı şüpheleri giderecek, kamu vicdanını rahatlatacaktır."

Başbakan Tayyip Erdoğan, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi 1. Etap konutlarının hak sahipleri kura çekimi törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada gündeme ilişkin önemli mesajlar verdi. İlk olarak önceki gün Hakkâri'de yapılan bombalı saldırıya temas eden Başbakan, olayın terör örgütünün nasıl bir gözü dönmüşlük içinde olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti.

Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakan-lığı'nın 19 Mayıs kutlamalarının okul bahçelerinde düzenlenmesine yönelik genelgesine ilişkin muhalefetin tepkilerine de cevap verdi. "Atatürk'ün Ankara'sına ne kazandırdınız, nerede bir eseriniz var?" diye soran Erdoğan, "Şimdi çıkmışlar, bize 19 Mayıs törenleriyle ilgili ağız dolusu hakaretlerle yükleniyorlar." ifadesini kullandı. Ardından şunları kaydetti: "Kusura bakmayın beyler... 19 Mayıs'la, milli bayramlarla ilgili düzenlemeyi bizden önce yapmışlar. Biz önergenin aslına uygun bir şekilde sadece uygulanmasını istedik. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli... Siz 19 Mayıs törenlerini bu kadar severdiniz de, ya neden o Samsun'daki hatıralara bugüne kadar bir el atmadınız?"

Başbakan, kendilerinin ise 74 milyonun Başkent'ten umutlarının tükendiği bir anda, Ankara'yı milletin umudu haline getirdiklerini kaydetti. Ankara'nın kılcal damarlarına işlemiş suç örgütlerini, derin ilişkileri tek tek deşifre ettiklerini anlattı. Sözü Uludere'de 34 vatandaşın öldüğü olay ile Dink cinayeti davasında mahkemenin verdiği 'örgüt yok kararına getirerek, "Ne Uludere'deki 34 vatandaşımızın, ne de İstanbul'da, sokak ortasında hunharca katledilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hrant Dink'in davası, hiç kimsenin endişesi olmasın, geçmişte olduğu gibi, Ankara'nın derin dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz. Türkiye artık eski Türkiye değil." diye konuştu. Artık hiçbir tezgahın, komplonun ve provokasyonun gizli kalmadığını vurguladı. 6 farklı dilde, aynı ezgiyle, aynı duyguyla söylenen Sarı Gelin türküsünü, Şişli'de sıkılan bir kurşunun susturamayacağının altını çizdi.

KİMSE FATURAYI HÜKÜMETE KESMEYE KALKMASIN

Dink davasına ilişkin hükümete yüklenenlere de cevap veren Başbakan, olayın faili meçhul olarak kalmadığını hatırlattı ve ekledi: "Olayın ardından 32 saatte faili yakalanmıştır. Bu, yürütmenin bu konu üzerinde ne kadar hassas olduğunun bir ifadesidir." Erdoğan, olayda faturanın hükümete kesilmemesini de istedi. "Yargılama süreçlerini hükümetten bilenler de hata yaparlar. Hükümetin süreçlere müdahale etmesini isteyenler de yanlış yaparlar." uyarısında bulundu. Dink davasında dosyanın kapanmadığına vurgu yaparak, "Temyiz aşamasında umuyorum ki yargı şüpheleri giderecek, kamu vicdanını rahatlatacak adımları atacaktır." temennisinde bulundu.

CHP DARAĞACINA TARİHTE HEP CELLLATLIK İÇİN ÇIKMIŞTIR

Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun hakkında 'adil yargılamayı etkileme' suçundan hazırlanan fezlekeye gösterdiği tepkiye de değindi. Kılıçdaroğlu hakkında daha önce de fezleke hazırlandığını hatırlatarak, "Bakın, Kılıçdaroğlu'nun adeta Malkoçoğlu olup yeri göğü inletmeye çalıştığı fezlekeden önce tam 13 fezleke hazırlanmış. O zaman neden kahraman kesilmediniz? Muvakkat kahramanlık olmaz, part-time kahramanlık yapılmaz Sayın Kılıçdaroğlu." diye sordu. Kılıçdaroğlu'nun bir fezlekeden yola çıkıp, darağacına kadar gittiğine işaret ederek, şöyle devam etti: "Böyle engin bir hayal dünyası... Sayın Kılıçdaroğlu, bir kere şunu lütfen öğrenin: bu ülkede CHP, darağacına sadece ve sadece bir nedenden dolayı çıkmıştır; yağlı ipi masum insanların boynuna geçirmek için. Sizin geçmişiniz bu. İstiklal Mahkemelerine bakın, Üç Aliler Divanı'na bakın, Yassıada'ya bakın. Sayın Kılıçdaroğlu, CHP'nin adalet anlayışını görmek istiyorsanız, bir otomobil farıyla aydınlatılan sokak mahkemesinde idama mahkum edilen Seyit Rıza'ya bakın."

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1232932&title=uludere-ve-dink-davasi-ankaranin-dehlizlerinde-kaybolmayacak


Bakan Ergin: Dink'i öldürenlerle ülkede darbe yapanlar aynı eller

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hrant Dink'i öldürenlerle ülkede darbe yapanların aynı eller olduğunu söyledi.

Sadullah Ergin, AK Parti Hatay İl Kadın Kolları'nın 3. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.

Toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ergin, "İstanbul'da Hrant Dink öldürüldü, bir komployla alçak cani bir saldırıyla ensesinden, arkasından vurularak toprağa düşürüldü. O tetiği çeken, çektirenin arkasında olanlar, 1955'te İstanbul'daki olayları yapanlarla aynı eller. Bütün darbe ve müdahaleler öncesinde halkı birbirine düşürmek için, toplum mühendisliği oluşturmak için oluşan faili meçhullerle aynı eller. Maraş'ta Çorum'da, Sivas'ta, Taksim'de canlarımızı toprağa düşürenler aynı ellerdir. Ama bütün bu cinayet şebekeleri, tüm bu alçak saldırıların sonucunda, bu ülkede halkın iradesine dayalı, güçlü bir demokrasinin kurulmasına engel olamadılar, bundan sonra da olamayacaklar." dedi.

Yargının siyasallaştığını savunanlara da cevap veren Ergin, "Bu ülkede 'yargı siyasallaşıyor' diyenler, dönüp aynaya bir baksınlar, bu ülkede yargıyı kendi arka bahçesi olarak görüp kullanmak isteyenler kimlerdir?" diyerek göndermede bulundu.

Kongreye Bakan Ergin'in yanı sıra AK Parti Hatay milletvekilleri Âdem Yeşildal, Mehmet Öntürk, Hacı Bayram Türkoğlu ve Orhan Karasayar ile çok sayıda Kadın Kolları üyesi ve partili de katıldı.

(CİHAN)
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1233192&title=bakan-ergin-dinki-oldurenlerle-ulkede-darbe-yapanlar-ayni-eller
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

YAKUP ÇETİN - İSTANBUL

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği ve kamuoyunda tartışmalara neden olan karara duruşma savcısı Hikmet Usta itiraz etti.

Savcı, hazırladığı 30 sayfalık itiraz dilekçesini mahkeme aracılığıyla Yargıtay'a gönderdi. Hikmet Usta temyiz dilekçesinde Dink davası sanıklarının, Ergenekon sanıkları ile eylem ve amaç birliği içinde bulunduklarına dikkat çekti. Ana yapı olarak tanımladığı Ergenekon ile Trabzon hücresinin aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun altını çizdi. Sanıkların Ergenekon ile irtibatlı olduklarını belirten İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı, bu kişilerin örgüt suçundan da cezalandırılmaları gerektiğini vurguladı. Mahkeme heyetinin, örgüt suçlaması için beraat kararı verirken dile getirdiği 'delil yetersizliği' gerekçesine de karşı çıktı: "Aksine deliller yeterlidir."

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada, mahkemenin verdiği karara itiraz eden savcı Hikmet Usta, 30 sayfalık dilekçesini mahkemeye gönderdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan dilekçede, sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in, Trabzon merkezli faaliyet gösteren örgütün yöneticisi oldukları belirtildi. Ogün Samast'ın da bu örgütün üyesi olduğu ve tetikçilik rolünü üstlendiği anlatıldı. Hikmet Usta, dilekçenin 'Ergenekon terör örgütü irtibatı' başlıklı bölümünde, "Sanıkların, Ergenekon davası sanıkları ile eylem ve amaç birliği içinde bulundukları, ana yapı Ergenekon ile Trabzon'daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip oldukları anlaşılmaktadır." değerlendirmesinde bulundu. Bu durumun tespiti için cinayet öncesinde sanıklarla ilgili Trabzon Emniyeti'nde istihbari dinlemelere başlanılmasına rağmen, her nedense adli dinlemeye geçilmediğini ifade etti. Trabzon Jandarması'ndaki durumun daha da vahim olduğuna dikkat çekti. Jandarmanın olaydan önce takip ettiği, hatta emniyetten çok daha fazla bilgiye sahip olduğu örgüt hakkında adli ve istihbari hiçbir iletişimin tespitine ve fiziki takibe geçilmediğini vurgulayan Usta, "Alınan bilgilerin tutanağa geçirilmesine dahi tenezzül edilmemiştir." dedi. Trabzon hücresinin faaliyetleri ile Ergenekon'un genel eylem prensipleri arasında fark olmadığına vurgu yaptı. Savcı, mahkemenin gerekçeli kararını da değerlendirdi. Şu ifadeleri kullandı: "(Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir) ilkesi gereğince yasak delillerden uzak durulmalıdır. Dosyamızda zehirli denebilecek delil dahi yoktur. Mahkeme kararında, zehirli ağaçtan önce tatlı olan ağaçların meyvelerini hasat etmeli, arada zehirli bir bitki gördüğü takdirde bunları ayıklamalıdır. Daha sonra ulaştığı sonuca göre bir karar vermelidir. Örgüt konusunda mahkeme, tüm eylemleri bölmek ve birbirinden ayrı düşünmek suretiyle ciddi bir hataya düşmektedir."

MAHKEMENİN KARARI YASAYA AYKIRI

Dilekçenin, 'Dink cinayeti' başlığı altında mahkemenin örgütten bahsederken 'tahmin edilenden daha büyük bir terör örgütü' tabirini kullandığını ifade etti. Hikmet Usta, "Mahkemenin tahmin ettiği örgüt yapısını neye dayandırdığını bilemiyoruz. Ancak burada farazi ve fantastik örgüt yapısından bahsedileceğine, mütalaamızda bir kısım delillerle irtibatlarını gösterdiğimiz Ergenekon terör örgütü ile Dink cinayeti dosyasındaki irtibat olup olmadığını değerlendirmesi gerekirdi. Ancak mahkeme yargılama sürecinde olduğu gibi, gerekçeli kararında Ergenekon terör örgütü yapısına değinmemeye, adını bile anmamaya özen göstermektedir. Hrant Dink cinayeti kusursuz bir Ergenekon eylemidir. Mahkeme, Ergenekon'a bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin örgüte dair kararını beklemeliydi. Mahkeme 'Örgütün var delilin yok' olduğunu düşünüyorsa, delil toplamaya devam etmeli ve savcılığa soruşturma yapılması konusunda yazı yazmalıydı."

Temyiz dilekçesinin 'Sonuç ve kanaat' başlıklı bölümünde savcı, örgüt suçundan verilen beraat kararının yasaya aykırı olduğunu vurguladı. Soruşturma ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinin reddedilmesi, Ergenekon dosyalarının incelenmemesi ve mevcut sanıklarla birlikte yargılanmaları gereken kişilerin davaya dahil edilmemesi suretiyle eksik soruşturma ile hüküm kurulduğu ifade edildi. Sanıklar hakkında verilen beraat kararlarının bozulmasını talep etti.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1266042&title=savci-temyize-gitti-dink-cinayeti-ergenekon-isi

kilimanjaro



METİN ARSLAN - ANKARA

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği 'örgüt yok' kararının bozulmasını istedi.

Başsavcılık tebliğnamesinde, "19 Ocak 2007 tarihinde sırf başka din ve milliyetten olması nedeniyle Fırat (Hrant) Dink'in öldürülmesi, sistemli, planlı ve organize olarak bir örgüt faaliyeti kapsamında, devletin birliğini bozmaya yönelik eylemler olarak değerlendirilmelidir.'' denildi. Dink olayıyla ilgili etkin soruşturma yürütülemediği belirtilen tebliğnamede, eylemin sıradan bir adam öldürme eylemi olmadığı ifade edildi. Amacın, ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik ortamı oluşturmak, Türkiye'yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak olduğu vurgulandı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 19 sanık hakkında verdiği kararla ilgili tebliğnamesini hazırladı. Tebliğnamede, suç işlemek amacıyla örgüt kurmanın unsurları irdelendi. Durduk yere sırf örgüt kurdu desinler diye hiç kimsenin bir araya gelmeyeceği belirtilerek, suç işlemek için örgüt kurma suçunun bir tehlike suçu olduğu kaydedildi. Ardından, TCK'daki örgüt suçu için araç, gereç ve 3 kişinin bulunması, hiyerarşik bir yapı içerisinde sürekli ve disiplinli bir işbirliğinin bulunması ve yasalarda suç olarak sayılan fiilleri işlemek amacıyla oluşturulmuş bulunmasının yeterli olduğu ifade edildi.

Sanıklardan Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in devletin bütünlüğünü tehlikeye sokmak ve silahlı terör örgütü kurmak suçlarından cezalandırılması gerektiği belirtilen tebliğnamede, sanıklar Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istenerek, bu suçlardan verilen beraat kararlarının bozulması talep edildi. Tuncel'in, Dink'in öldürülmesi olayının planlayıcısı olduğu belirtilen tebliğnamede, söz konusu sanığın, Yasin Hayal gibi Ogün Samast'ı Dink'i öldürmeye azmettirmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet suçundan yargılanması gerektiğinin de altı çizildi.

Mahkeme kararının temyiz incelemesini Yargıtay 9. Ceza Dairesi yapacak. Daire, başsavcılığın tebliğnamesi yönünde karar verirse aralarında Yasin Hayal ve Ogün Samast'ın da bulunduğu sanıklar hakkında tekrar hüküm verilip örgüt suçundan ceza verilmesi gündeme gelebilecek. Ayrıca soruşturma genişletilebilecek ve ek iddianameler düzenlenebilecek.

Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de Agos Gazetesi'nin önünde Ogün Samast tarafından öldürüldü. Küçük yaşta olmasından dolayı çocuk mahkemesinde yargılanan Samast, "tasarlayarak Hrant Dink'i öldürmek" suçundan 22 yıl 10 ay hapis cezası aldı. Yargıtay'ın onadığı kararın ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, davada kararını açıkladı. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan bütün sanıkların beraatine karar veren mahkeme, tutuklu sanıklarından Yasin Hayal'i 'tasarlayarak adam öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Erhan Tuncel ise McDonald's'ın bombalanması eylemine ilişkin 10 yıl ceza aldı. Duruşma savcısı Hikmet Usta, "örgüt suçlamasıyla ilgili yeterli delil olduğunu" belirterek kararı temyiz etti.

Bozma talebinde 'örgüte giden yol' açıldı

BÜŞRA ERDAL - Haber analiz

Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili dava 1 yıl önce sonuçlandı. Mahkemenin, "dosyada örgüt bulamadık" kararı tam da cinayetin beşinci yılında kamuoyunda büyük infiale neden oldu.

1 yıl geçti ve cinayetin altıncı yıldönümü yaklaşırken, Yargıtay'dan Dink ailesini umutlandıran bir karar çıktı. Cinayetin örgütlü yapı tarafından işlendiğini belirten başsavcılık, amacın da ülkede kaos çıkarmak olduğunu söyledi. Bu tespit de akıllara doğrudan Ergenekon örgütünü getirdi.

Ancak Yargıtay Başsavcılığı'nın "örgüt" tespiti dosyada ilk değil. Daha önce Özel Yetkili Mahkeme savcıları, Dink cinayetiyle ilgili 2007'de hazırladıkları iddianamede sanıkları "terör örgütü" ile suçladı. AİHM, Eylül 2010'daki kararında Dink cinayetinin arkasında "ultra milliyetçi" bir örgüt olduğunu söyledi. 2007'ye kadarki Dink'i hedef alan 301 davası, eylemler, dosyadaki deliller, cinayetin işlenme şekline bir bütün olarak bakıldığında "örgüt" olduğu görülüyordu. Ama mahkeme, cinayeti işleyenlerin örgüt olmadığına hükmetti. Bu kararı ilk değerlendirecek olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı idi.

Başsavcılık, yasal mevzuatı tek tek sayıp Dink cinayetindeki örgütlü yapıyı gösterdi. Görüşünde, "örgüt, tehlike suçu, suç kastı" gibi temel konularda önemli tespitler yaptı. Bunlar daha sonra Ergenekon, Balyoz dava dosyaları için de aydınlatıcı olacak nitelikte.

Başsavcılık, temel olarak "Örgütlerin varlığı genel itibarıyla işlenen suç sonrası anlaşılır. Durduk yere, amaçsız bir şekilde sırf örgüt kurdu desinler diye hiç kimse bir araya gelmez. Suç işlememiş dahi olsa, bu amaç doğrultusunda örgüt kurmakla doğrudan toplum düzeni tehlikeye sokulmuş demektir. Suç işlemek için örgüt kurma suçu bir tehlike suçudur." diyerek, öncesinde bir eylemi olmasa bile belirli bir suç kastıyla bir araya gelen en az 3 kişinin örgüt kurmuş olacağını belirtti. Dink cinayetini de terör örgütü kabul etti. Terör faaliyetlerinin "devletin birliğini" bozmaya yönelik olduğunu ancak bu birliğin de sadece "idari birlik" anlamında olmadığını ifade etti. Bir kişinin farklı din, mezhep ya da ırk gerekçesiyle hedef alınmasının da "devletin milleti ile olan bütünlüğünün bozulmasına yönelik cebri fiil" olduğunu kaydetti.

Örgüt üyelerinin, yakalanmasalardı ülke birliğini bozacak eylemlere devam edeceğini de hatırlatarak, cinayetin örgütlü bir eylem olduğu, tehlike suçunun oluştuğu gerekçesiyle cezalandırma talep etti. Başsavcılığın bu görüşü, davaya bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Hikmet Usta'nın mütalaasını akla getiriyor. Usta, cinayet öncesi Trabzon Jandarması'ndaki faaliyetlerini, 301 davasını, Dink'in isminin Kafes Operasyonu Eylem Planı'nda geçmesini gerekçe göstererek cinayetin Ergenekon örgütü faaliyeti olduğunu belirtmişti. Aynı şekilde 1. Ergenekon iddianamesinde de Dink cinayetinin işlenme şeklinin, oluşturduğu kaosun Ergenekon örgütünün amacına uygun olduğu ancak gizli yapılanma nedeniyle yeterli delile ulaşılamadığı belirtilmişti. Şimdi Yargıtay Başsavcılığı da hem Ergenekon hem de dava savcılarıyla aynı görüşte. Bu anlamda İstanbul Başsavcılığı'nda kamu görevlileriyle ilgili hâlâ yürüyen bir soruşturma var. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, savcılık görüşü doğrultusunda kararı bozarsa soruşturma bir adım ileri gidebilir ve Ergenekon ile bağı da araştırılarak örgüte ilişkin bütün karanlık noktaların üzerine gidilebilir.

Kararda dikkat çeken bir diğer nokta da, Dink davasının "Susurluk davasına" benzetilmesi. Başsavcılık, Susurluk davasına ilişkin gerekçede, "örgüte ilişkin tüm yapının ilk aşamada ortaya çıkarılamamış olmasının yakalanan sanıkların eylemlerinin niteliğini değiştirmeyeceği" ibaresini hatırlatıyor. Ve geri kalan yapılanmanın ortaya çıkarılmasının da devletin görevi olduğunu vurguluyor. Umarız, başsavcılığın bu görüşü doğrultusunda Dink cinayeti Susurluk olayı gibi kalmaz, örgüt ortaya çıkarılır.

http://www.zaman.com.tr/newsDetail_getNewsById.action?newsId=2039386
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.