Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:19:35

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 62
Total: 62

Kıdem tazminatı fonu bir başka bahara kalacak: İşçilerle işverenler uzlaşamadı

Başlatan kilimanjaro, 19 Ekim 2009, 12:50:31

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Hükümetin programında yer alan ve Başbakan ve ilgili bakanlık tarafından düzenlemenin Meclise getirilmesi ve kanunlaşması için tarafların uzlaşması şartı koşulan kıdem tazminatı fonunda mevcut şartlar altında uzlaşma sağlanması neredeyse imkansız gibi gönüyor. Geçmişten bugüne tarafların kıdem tazminatı fonuna yaklaşımları, beklenti ve talepleri ile Hükümetin tutumu konuyla ilgili aşağıdaki haberlerde etraflıca işlenmiştir:

İşveren temsilcilerinden ortak ses: Kıdem tazminatı çok fazla, yük hafifletilsin

Kıdem tazminatı konusunda işçi örgütleri arasında farklı sesler çıkarken, TİSK, TOBB ve TÜSİAD geçmişteki farklı değerlendirmeleri bir kenara bırakıp taleplerini aynı noktada topladı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu İstihdam Teknik Komitesi kararı doğrultusunda, kıdem tazminatıyla ilgili bir rapor hazırlamak için teknik komite oluşturuldu.

Komite çalışmaları sonunda, ''Kıdem Tazminatı Çalışma Raporu'' hazırlandı. Raporda, çalışmalara katılan kesimlerin görüş ve önerilerine yer verildi.

Raporun hazırlık çalışmalarına işveren kesimini temsilen TİSK, TOBB ve TÜSİAD katıldı.

Rapora göre, işveren kesimi, temel olarak AB ülkeleri ve diğer OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye'deki kıdem tazminatı yükünün çok yüksek olduğunu ve bu durumun özel sektörün uluslararası rekabet gücünü olumsuz etkilediğini savunuyor.

İşverenler, söz konusu olumsuz etkinin sadece kıdem tazminatı düzenlemesinden değil, ''Bu düzenlemenin iş güvencesi ve işsizlik sigortası uygulamaları ile eş zamanlı olarak ve her tam yıl için işçilere 30 günlük ücret gibi yüksek bir tutarla uygulanmasından kaynaklandığı'' iddia ediyor.

TİSK'İN GÖRÜŞLERİ

TİSK'in komiteye sunduğu raporda, işsizlik sigortası yanında, toplu ödenen işsizlik yardımı şeklindeki kıdem ve ihbar tazminatlarının varlığının AB ülkelerinde dahi bulunmayan mükerrer ödemeleri gündeme getirdiği, bunun da istihdam, kayıtlı ekonomi ve rekabet gücü üzerinde olumsuz etki yarattığı belirtildi.

Hem işsizlik sigortası ve iş güvencesi hükümlerini uygulayan, hem de hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işçiye 30 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödeyen başka bir ülke olmadığı ifade edilen raporda, şu görüşleri savunuldu:

''Ülkemizde kıdem tazminatı 20 yıllık hizmet karşılığı 86,7 haftalık ücret tutarında ödenmektedir. Buna karşılık OECD ve AB ülkelerinin çoğunda kıdem tazminatı olmadığından, bu süre 'sıfır'dır. Kıdem tazminatının bulunduğu OECD ve AB ülkelerinin çoğunda ise kıdem tazminatı düzeyi, Türkiye ile mukayese edilemeyecek kadar düşüktür. Yükselen ekonomilerden Brezilya'da 26 hafta, Rusya'da sadece 8,7 haftalık kıdem tazminatı ödenmektedir.

Ayrıca Türkiye, 177 ülke arasından seçilen OECD ve AB ülkeleri ile Brezilya ve Rusya gibi yükselen piyasalar, yani temel rakiplerimiz arasında en yüksek işten çıkarma maliyetine katlanan ülkedir. Türkiye'den daha yüksek maliyetler Mozambik ve Zambia gibi Afrika ülkelerinde görülmektedir.

20 yıllık kıdem itibariyle söz konusu maliyet Türkiye'de 95 haftalık ücret iken, ABD'de 'sıfır', OECD ülkelerinde ortalama 25,8 haftadır.''

İşten çıkışın zorlaştırılmasının, işe girişin de zorlaştırılması sonucunu doğurduğu ileri sürülen raporda, kıdem tazminatının, işsizlik sigortası ve iş güvencesi hükümleri dikkate alınarak ve kazanılmış haklar korunmak suretiyle işletmeler üzerindeki maliyet yükünü hafifletecek biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

Raporda, kıdem tazminatı için fon oluşturulması halinde fonun işçilerin kıdem tazminatlarının teminat altına alınması, birikecek meblağın ekonomik kalkınma ve istihdamın artırılması amacıyla kullanılabilmesi ve işçi ve işverenlerin gereksiz fesih işlemlerine karşı korunmalarının sağlanması gibi faydaları olduğuna, ancak fonun aktüeryal gerekliliklerle maliyetinin yüksek olması ihtimali bulunduğuna dikkat çekildi.

Raporda, bu sebeple söz konusu yeniden düzenleme konusundaki tek alternatifin fon oluşturmak olmadığı, kıdem tazminatının her tam yıl için 30 günlük ücret yerine 15 günlük ücret üzerinden ödenmesi gibi diğer alternatif üzerinde de durulabileceği belirtildi.

TİSK, ayrıca kıdem tazminatı müessesesi ve toplu iş ilişkilerini düzenleyen kanunlarda yapılacak değişikliklerin tek bir paket halinde ele alınmasını talep etti.

TÜSİAD'IN GÖRÜŞLERİ

TÜSİAD, komiteye sunduğu raporda, kıdem tazminatının, işsizlik sigortası ve iş güvencesinin varlığı da dikkate alınarak, kazanılmış hakları koruyacak ve işletmeler üzerindeki yükü azaltacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğine işaret etti.

Raporda, kıdem tazminatı konusunda şu görüşlere yer verildi:

''Çalışma yaşamı ile ilgili düzenlemeler, işletmelerin uluslararası rekabet gücünü koruyacak şekilde düzenlenmelidir. Söz konusu düzenlemeler, küresel ekonomik koşullar çerçevesinde, istihdam üzerine yeni yükümlülükler getirmeden, sosyal taraflarca kapsamlı bir şekilde tartışılıp değerlendirilerek yürürlüğe konulmalıdır. Bu kapsamda, bir yandan istihdam üzerindeki yüklerin hafifletilmesi çerçevesinde kıdem tazminatı ve işsizlik sigortası düzenlemeleri, diğer yandan sendikal faaliyet ve toplu iş sözleşmesi düzeninin önemli bir parçası olarak Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu düzenlemeleri eş zamanlı olarak ele alınmalıdır.

Kıdem tazminatı yükümlülüğü hafifletilmelidir. Yeni düzenlemenin yürürlük tarihine kadar olan müktesep haklar korunarak, yürürlük tarihinden sonraki çalışılan süreye ait veya işe yeni girenler için ödenecek kıdem tazminatı, örneğin her tam yıl için mevcut gün sayısının yarıya indirilmesi suretiyle azaltılmalı ve tavan da bu orana göre yeniden değerlendirilerek mevcut uygulama düzeni sürdürülmelidir. Tüm şirketlerin yasal olarak kıdem tazminatı karşılığı ayırma ve bu ayrılan meblağı gider olarak gösterme hakkı sağlanmalı, düzenlemenin yürürlüğünden önceki geçmiş döneme ait karşılıklar ise, belirlenecek bir takvim çerçevesinde gider olarak düşülebilmelidir.''

TOBB'UN GÖRÜŞLERİ

TOBB, komiteye sunduğu raporda, kıdem tazminatının, istihdamın ve işletmelerin rekabet gücünün artırılması ile ülkedeki yatırımların önünün açılması noktasında büyük bir engel teşkil ettiği öne sürülerek, ''Kıdem tazminatı yükü''nün acilen makul seviyelere indirilmesi istendi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 2001 yılında oluşturulan Bilim Kurulu'nun, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'ndaki düzenlemelerle birlikte kıdem tazminatı düzenlemesinin de ele alınması, bu kapsamda ''ya bir fon kurulması ya da tazminat hesabında esas alınan her geçen tam yıl karşılığı 30 günlük ücret tutarının 15 güne indirilmesi şeklindeki önerisi'' üzerinde işçi ve işveren kuruluşları arasında mutabakat sağlandığı iddia edilen raporda, sağlanan bu mutabakatın korunması gerektiğini belirtildi.

Raporda, kıdem tazminatına ilişkin hazırlanacak bir düzenlemenin, 2821 ve 2822 sayılı kanunlarda değişiklik öngören düzenleme ile birlikte sosyal tarafların görüşleri de alınarak ''Tek paket'' halinde yasalaştırılmasının yerinde olacağı kaydedildi.

AA

http://www.haber7.com/haber/20091019/Isverenden-kidem-tazminatinda-ortak-ses.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kıdem tazminatı konusunda hazırladığı taslak öneriyi BUGÜN aracılığıyla kamuoyuna açtı.

Önerilen sistemle, kıdem tazminatını hak etmek için gereken 1 yıllık çalışma ve işten atılma zorunluluğu kalkacak. 1 ay çalışan da 1 yıl çalışan da kendi isteğiyle işten ayrılsa dahi kıdem tazminatı alacak...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kıdem tazminatı konusunda hazırladığı taslak öneriyi BUGÜN aracılığıyla kamuoyuna açtı. Kıdem tazminatı kalkmayacak, mevcudun yerine yeni bir model kurulacak. Dinçer, en yüksek özveriyi devlet ve işverenin yapacağını, işçiden istenecek özverinin ise daha küçük olacağını söyledi.
Mevcut sistem sorunlu uygulamadaki kıdem tazminatı sisteminin hem işçi hem işveren hem de devlet için büyük sorun oluşturduğunu belirten Bakan Dinçer şu tespitlerde bulundu:

İşçi için sorun: Bugünkü sistemde kıdem tazminatı alabilmek için en az bir yıl çalışmış olma ve işveren tarafından haksız olarak işten çıkarılma şartı aranıyor. İstifa eden, bir yıldan kısa süreli çalışan alamıyor. Uzun süre çalışmış bir işçi kıdem tazminatı alamayacağı için işten ayrılmıyor, istihdamda katılık yaşanıyor. Türkiye'de 2009 yılında 2,5 milyon kişi işten ayrıldı, atıldı ya da iş değiştirdi. Ancak bunlardan sadece 200 bini kıdem tazminatı alabildi. 2 milyon 300 bin işçi hak kaybına uğradı. Bu sistemin işçinin ihtiyacını karşıladığı söylenebilir mi?
Anadolu'ya taşınamadılar

■ İşveren için sorun: Mevcut sistem işverene de önemli bir maliyet getiriyor, rekabet gücünü zayıflatıyor. Biriken tazminatlar altından kalkılamayacak yüklere dönüşüyor. İşletmeler kıdem tazminatı ödememek için gayri hukuki, hatta gayri ahlaki yollar deniyorlar. İşçisini girdi-çıktı yapıyor, işletmesini hukuken değiştiriyor. Alt işverenlik sistemlerinde ihale farklı şirketlere gittiği için işçÜer kıdem tazminatı hak etmeden öbür şirketlere kaydırılıyor. Ne yazık ki, birikmiş yüksek tutarlı kıdem tazminatını ödeyemedikleri için İstanbul'daki tekstÜ ve makine sanayinin Anadolu'ya taşınması için verdiğimiz büyük teşviklerden hiçbir işveren yararlanamadı.

■ Türkiye için sorun: Sistem ulusal düzeyde de sorunlar oluşturuyor. İşe giriş çıkışların zorluk derecesi, işten çıkış maliyetlerinin zorluğu nedeniyle katılık oluşuyor ve yurda gelecek dış sermaye tarafından eleştiriyoruz.
Kıdem tazminatı kalkmaz

Bakan Dinçer, bu tespitlerin ardından sosyal tarafların tartışması için önerisini anlattı. "Kıdem tazminatı kaldırılmayacak" diyen Dinçer, sosyal taraflardan ve kamuoyundan gelecek öneriler ve sağlanacak uzlaşma doğrultusunda şekillendirmek istediği yeni sistemin taslağını şöyle anlattı: "Benim önerdiğim şey şu: Öyle bir sistem kuralım ki, işçilerimiz 1 ay da çalışsa 10 yıl da çalışsa; işten kendileri de ayrılsa işten çıkarılmış da olsalar tazminat alsınlar. Ama bu tazminat işverenlerin de şimdiye kadar karşı karşıya kaldığı maliyet kadar yüksek olmasın. Dolayısıyla bizim, hem işçilerimizin haklarını ve güvencelerini koruyan hem işletmelerimizin rekabet gücünü artıran bir model üretmemiz mümkün. Bunu üretelim diyorum. Kamuoyuna teklif olarak bunu
sunuyorum."

Maliyeti oturur konuşuruz

Dinçer, bu modelde nasıl bir maliyet oluşacağı sorumuza, "Onu oturacağız taraflarla konuşacağız. Rekabet gücünü azaltan boyut ne? İşçinin haklarını ve güvencelerini korumanın ölçüsü ne? Bunları konuşup çözelim diyorum. Ama benim bakanlık olarak temel yaklaşım tarzım, işçilerimizin hak kaybına izin vermemek, haklarına ve güvencelerine sahip çıkmaktır" dedi.

En az özveriyi işçi yapacak

Bakan Dinçer, yeni sistemi sosyal barışı bozmadan ve taraflarla anlaşarak yapmak tediklerine işaret ederken, yeni sistemde han taraftan daha fazla özveri isteneceğine ilişkin sorumuza, "Devlet ve işveren daha fazla, işçi daha az özveride bulunmalı" dedi. Dinçer, birikmiş kıdeı tazminatının işçi için aynı zamanda iş garantisi ol ğu görüşüne katılmadığını aksine, bazı işverenle de birikmiş tazminatı ödememek için işçilerini zo şartlarla istifaya zorladığını söyledi.

5 milyarlık tasarruf yaptık

Çalışma Bakanı Dinçer, geçen yıl ilaç sanayi ile yaptıkları görüşmelerden sonra 2010 için ilaç harcamalarından 2,5 milyar liraya yakın tasarruf etmeyi planladıklarını belirterek, "2010 yılı sonuna kadar 2 milyar liralık tasarruf net olarak gerçekleşmiş olacak. Sektörle vardığımız uzlaşma sonucu bu yıl ilaç fiyatları yüzde 9,5 ila yüzde 10 civarında daha indirilecek. Buradan da 500 milyon lira tasarruf gelecek. Toplamda 2,5 milyar liralık tasarrufa ulaşmış olacağız" dedi.

Ücretsiz tedavi artırdı

Dinçer, sağlık alanında yaptıkları iyileştirmeler sayesinde hem tedavi kapsamının genişlediğini hem de hizmete erişimin kolaylaştığını anlattı. Ancak ilk uygulamada savurganlık olduğunu belirten Dinçer, "Vatandaş grip için tedavi talep ettiğinde, kamu-özel tüm hastaneler ücretsiz olduğu için hastane ayrımı yapmadı. Oysa biz her bir hasta için aile hekimine 2-3 lira, sağlık ocağına 10-12 lira, devlet hastanelerine 26-28 lira, özele hastanelere 32 lira, üniversite hastanelerine ise 48-50 lira ödedik" dedi.

Tedaviden tasarruf

Dinçer, hizmetin kalitesini düşürmeden harcamaları kontrol altına almak amacıyla katkı payı getirdiklerini, bu sayede sistemin kendi içinde dengeye oturduğunu söyledi. Katkı payıyla birlikte tedavi taleplerindeki artışın düştüğünü belirten Dinçer, "Katkı payının yaklaşık tasarruf getirisi 400 milyon lira oldu. Katkı payı tahsilatından da 1.7 milyar lira gelir elde ettik" dedi.

Açık artmadı, düştü!

Dinçer, Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminin yıl sonlarını öngörülenin üzerinde açıkla kapatmasına alışıldığını, ancak bu tabloyu tersine çevirdiklerini kaydetti. Bakan Dinçer, 2010 yılı için 32 milyar liralık açık öngörmelerine karşılık 5 milyar lira civarında oluşan tasarruf ve gelir artışı sayesinde açığın 27 milyar liraya düşeceğini, bu sayede gelirlerin giderleri karşılama oranının yüzde 56'dan yüzde 60'ın üzerine çıktığını anlattı.

Teşvikli istihdamı incelemeye aldık

Bakan Dinçer, istihdam artışını teşvik etmek için aldıkları önlemlerin etkili olduğunu da belirtirken, kayıtlı çalışan sayının Türkiye'de ilk defa 16 milyonu aşarak 16.2 milyon kişiye çıktığını söyledi. Bir yıllık dönemde 953 bin kişilik istihdam artışı olduğuna işaret eden Dinçer, bu artışın ne kadarının teşviklerden kaynaklandığını tespit etmek için çalışma yaptıklarını bildirdi.

Erdoğan SÜZER- BUGÜN
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/140273-kidem-tazminatinda-yeni-sistem-haberi.aspx
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Kıdem tazminatı tarih mi olacak?

Sendikaların 'kaldırılacak' diye gündeme getirdiği Kıdem tazminatı fonu, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur.

Hafta sonu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve bakanlık bürokratları ile 11-15 Eylül 2011 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak "19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı"nın tanıtımının yapıldığı basın toplantısındaydık.

Sayın bakana kıdem tazminatı fonunun ne aşamada olduğu ve sendikaların neden karşı çıktığını sordum. Sayın Bakan da, tüm samimiyeti ve iyiniyeti ile kıdem tazminatı fonuna ilişkin gelişmeleri bizlerle paylaştı.

***

Yüzde 92 kıdem alamıyor

Ömer Dinçer'in açıklamalarına göre, ülkemizde işten ayrılan işçilerin sadece yüzde 8'i kıdem tazminatı alabiliyormuş. Peki geri kalan yüzde 92'nin kıdem tazminatı ne olacak?

Sayın Bakan'ın açıklamalarına sosyal taraflardan cevaplar gecikmedi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin seçim sonrasında kıdem tazminatının kalkacağını dair bir açıklama yaptı. Sosyal taraflar kıdem tazminatına dokundurtmayacaklarını söylüyor. Yani işçinin en büyük kazanımlarından birisi olan kıdem tazminatı kaldırılmasına müsaade etmeyiz diyorlar.

Hatta basında "uzmanlar kıdem tazminatının kaldırılmasından tüm çalışanlar zarar görecekler; işçiler, gazeteciler kıdem tazminatını kaybederlerse memurlar da ikramiyelerini kaybederler."şeklinde haberler çıktı.

Peki gerçekten kıdem tazminatı kalkacak mı? AK Parti işçi düşmanı olmuşta, işçilerin hakkını mı gasbedecek?

Yoksa bir kısım işçinin rüyasında bile göremediği kıdem tazminatını daha geçerli bir usule mi dönüştürecek... Belki bunu zaman içinde göreceğiz.

Ama işin aslı şu; başta küçük işletmelerde ve temizlik, güvenlik gibi hizmet sektöründe çalışıp, kıdem tazminatı alamayan, daha açık bir ifade ile rüyasında bile kıdem tazminatı göremeyen bir yüzde 92'lik kesim var. Öbür yanda ise, genellikle büyük işletmelerde ve sendikalı işyerlerinde çalışıp, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve diğer sosyal-ekonomik haklardan en üst seviyede yararlanan yüzde 8'lik bir kesim var.

Peki yüzde 92'lik bu gariban işçilerin rüyasında göremediği kıdem tazminatı, bir fon kapsamına alınsa ve bu kesim de kıdem tazminatı ile tanışsa ne olur?

***
İşçinin hesabına yatacak

İşte kıdem tazminatı fonu, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur. Yani iddiaların suyu bulandırma amaçlı olduğu görülüyor. Kıdem tazminatı fonu kurulması halinde, işçinin kıdem tazminatının aylık olarak işçinin hesabına yatması ve belli koşullar oluştuğunda ise işçinin kıdem tazminatını alabilmesini sağlayacak. Bu durumda işverenin batması ya da işçinin istifa etmesi gibi durumlarda da kıdem tazminatı hakkından mahrum kalınmayacak.

Kıdem tazminatının işverenin mali sorumluluğu altında bir fondan karşılanması düşüncesi ilk kez, 1954 yılında toplanan 2. Çalışma Meclisinde gündeme gelmiştir. Yani kıdem tazminatı tarih olmuyor ama, kıdem tazminatı fonu tarih olmuş.

Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihte, bir işyerinde çalışmakta olan işçilerin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren sorumlu tutulmuştur. İş sözleşmesi kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiğinde, işveren kıdem tazminatını, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan süre için, ancak işçinin işten ayrılırken ki son ücreti üzerinden ödeyecektir.  Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa veya yeniden işe alınan işçiler ile işyerinde çalışmakta olanların yürürlük tarihinden sonraki hizmet sürelerine ilişkin kıdem tazminatlarının fondan karşılanması uygun görülmüştür.

***
İstifa edenin kıdemi yanıyor

Ekonomik kriz dönemlerinde şirketlerin ödeme güçlüğüne düşmeleri durumunda işçilerin emeğinin ve sadakatinin karşılığı olan kıdem tazminatını alamadıkları, yine uzun yıllar çalıştığı bir işyerinden herhangi bir nedenle istifa eden işçinin kıdem tazminatı  hakkının kaybolduğu bilinmektedir.

Özellikle temizlik, güvenlik ve yemek gibi hizmetler sektöründe kamuya taşeronluk hizmeti veren işyerlerinde çalışan işçilerin işveren değişikliğinden dolayı mağduriyetleri de göz önünde bulundurulduğunda kıdem tazminatı fonunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği görülmektedir.

Ancak işverenlerin istihdam maliyetlerinin yüksek olduğu ülkemizde maliyetleri artırmamak ve kıdem tazminatı ödenebilirliğini sağlamak adına uygun bir çözüm bulunmalıdır. Yoksa hiçbir siyasi parti işçilerin hakkını gasbetmek, kıdem tazminatı vs. haklarını bitirmek, onları mağdur etmek istemez.

Dr. Resul Kurt - Haber 7
info@resulkurt.com
http://www.haber7.com/haber/20110128/Isciye-verilen-kidem-tazminati-kalkiyor-mu.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Hükümet, işçilerin büyük çoğunluğunun alamadığı ve işletmelerin üzerinde ödeme baskısı oluşturduğu gerekçesiyle kıdem tazminatını kaldırmaya kararlı.

İşveren yeni kurulacak bu fona her ay personel başına belli bir yüzde oranında prim ödeyecek. İşten çıkarılan çalışan, tazminatını patronu yerine bu fondan alacak.

Fon, devlet güvencesinde olacak. Hükümet part time işçi, evden çalışma, çağrı üzerine çalışma gibi işçi kesiminin tepki gösterdiği çalışma modellerini de hayata geçirecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yeni programa göre, hükümet yeni iktidar döneminde kıdem tazminatını kaldırmaya kararlı. 61. Hükümet Programı'nın işsizlikle mücadeleye ayrılan bölümünde kıdem tazminatınının kaldırılacağı ve yerine bir fon kurulacağı ilan edildi.

Programda, "İşçilerin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerin üzerinde ödeme baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli soru alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorunu, kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem tazminatı garanti altına alan bir fon oluşturularak çözülecek" denildi.

Programın Meclis görüşmelerinin başlamasının ardından dün Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve TİSK'ten oluşan Üçlü Danışma Kurulu'nu topladı. Üçlü Danışma Kurulu, hükümetin kıdem tazminatı fonunu kaldıracağına ilişkin taahhüdünün gölgesinde toplandı.

Esnek çalışma geliyor

61. Hükümet programında esnek çalışma modellerinin hayata geçirileceği açık şekilde ifade edildi. Bu kapsamda geçtiğimiz yıllarda sık sık gündeme gelen ve gördüğü tepki nedeniyle yasalaşmayan, en son da Torba Yasa'dan çıkarılan "esnek çalışma" düzenlemelerinin bu kez hayata geçirileceği anlaşılıyor.

Bu kapsamda hükümet "part time işçi", "evden çalışma", "çağrı üzerine çalışma"gibi işçi kesiminin büyük tepki gösterdiği çalışma modellerinin yasalara konulmasında kararlı olduğunu da ifade etmiş oldu.

Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, geçtiğimiz hafta görevini Faruk Çelik'e devretmeden kısa süre önce aynı konuda bir açıklama yapmış ve 'Esnek Çalışma Yasası'nın önemine değinmişti.

Yasa Tasarısı'nın yarım zamanlı veya kısa süreli işlerde veya evden çalışanların, özellikle kadın ve gençlerin yararına olduğunu belirten Dinçer, tüm taraflardan destek istemişti.

Baskı oluşturuyor

Programda bu konuyla ilgili, "İstihdamın artırılması ve kayıtdışının azaltılması amacıyla "güvenceli esneklik" anlayışı ve işi değil insanı koruma ilkesi çerçevesinde işgücü piyasamızın katılıklarını gidererek başta genç, kadın ve vasıfsız işgücümüz olmak üzere işsizlerimize nitelik kazandırarak, işe girişi kolaylaştıracağız" denildi.

Ardından ise kıdem tazminatının kaldırılacağı, "İşçilerimizin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerin üzerinde ödeme baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorununu, kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem tazminatlarını garanti altına alan bir fon teşkil etmek suretiyle, sosyal taraflarla istişare içinde çözeceğiz" ifadeleriyle ilan edildi.

"YENİ FON" GÖLGESİNDE ÜÇLÜ DANIŞMA KURULU

Çalışma Bakanlığını devralan Faruk Çelik, dün ilk Üçlü Danışma Kurulu toplantısını Türk İş, DİSK, Hak-iş ve TİSK temsilcilerinin katılımıyla bakanlıkta gerçekleştirdi. Kıdem Tazminatı'yla ilgili kararın yer aldığı hükümet programı Meclis gündemindeyken toplanan Üçlü Danışma Kurulu, dünkü toplantıda bu konuyu masaya getirmedi.

Toplantının ardından bir açıklama yapan Bakan Çelik, "Kıdem tazminatı konusu bir takvime bağlandı mı?" sorusuna, "Bugün gündemimize gelmedi ama çalışma hayatının önündeki bütün konuları rahatlıkla tartışabileceğimiz ortamın olduğunu söyleyebilirim" karşılığını verdi.

Konfederasyonlar grev nedeni sayıyor

Kıdem tazminatının kaldırılmasını daha önce 'genel grev' nedeni sayacağını açıklayan Türk-İş ve DİSK'in bu gelişme karşısında alacağı tutum merakla beklenirken Hak-İş'in teklife karşı çıkmadığı biliniyor. Hükümet geçen yılki toplantılarda, "Yeni bir Fon kuralım, çalışanın tazminatı buradan ödensin" teklifi getirmişti.

Bununla ilgili çalışma yapılmış, formül ortaya konulmuştu. Formül, şöyleydi: "İşverenin yeni kurulacak fona her ay personel başına belli bir yüzde oranında prim ödesin, işten çıkarılan çalışan, tazminatını patronu yerine bu fondan alsın. Fon, devlet güvencesinde olsun.

Kendisi için 10 yıl prim ödenen kişiler ise işten çıkarılmasa bile istediği an fondaki parasını alabilsin. Emekli olanlar da kıdem tazminatını fondan alsın.

Fonun kurulduğu tarihe kadar olan alacaklar kazanılmış hak olacağından patron tarafından ödensin." Sendikalar ise hiçbir teklifi tartışmayacaklarını belirterek "Kıdem Tazminatı'na dokundurtmayız" açıklaması yapmıştı.

http://haber.gazetevatan.com/Haber/388251/1/Gundem


HABERE İLİŞKİN YORUM:

İstifayla işten ayrılanlara da kıdem tazminatı ödenmeli

Kıdem tazminatıyla ilgili mahkemeleri de meşgul eden bir yığın dava var. Bunun tek ve makul çözümü bana göre şu: Kıdem tazminatı bir miktar düşürülsün, tamam, fon kurulsun, eyvallah; ama bir yılını tamamlayan her işçiye de işten istifa ederek ayrılsa dahi kıdem tazminatı ödensin, bu yolda gerekli yasal değişiklikler yapılsın. Aksi halde uzun süre bir işyerinde çalışan işçiler için kıdem tazminatını kaybetme korkusu, yerine göre çok da arzu etmediği halde aynı işyerinde çalışmaya o kişiyi mecbur edecek, yerine göre de kendi başına iş yapma teşebbüslerinin önünde daimi bir engel teşkil edecek, yani müteşebbislik ruhunu da köreltecektir. Ayrıca mevcut düzende "kıdem tazminatını almadan işyerinden ayrılamayacak bir çalışan" konumuna gelen kıdemli işçi, işveren karşısında daha da güçsüz/korumasız bir konuma sürüklenecek; işveren bu durumu çeşitli uygulamalarla kötüye kullanabilecektir. Tüm bu sebeplerle İSTİFA İLE AYRILAN İŞÇİYE DE KIDEM TAZMİNATI ÖDENECEK ŞEKİLDE yasal değişikliğe gidilmelidir kanaatindeyim.

Av. Yusuf Kaçar

kilimanjaro

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TÜSİAD heyetini kabulünde kıdem tazminatıyla ilgili sorularını yanıtladı. Babacan gazetelerde yazılanları yalanladı ve rahatlattı.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kıdem tazminatı fonu ile ilgili, ''Çalışanlarımız rahat olsunlar biz onların kazanılmış haklarına ya da mevcut haklarına zarar getirecek bir çalışma yapmayız'' dedi.

İşgücü piyasasıyla ilgili, çalışma hayatıyla ilgili bir dizi reformun gündemlerinde olduğunu hatırlatan Babacan, bunların hükümet programında yer aldığını söyledi.

Hükümet programındaki ifadeye atıfta bulunan Babacan, programda kıdem tazminatı fonunun sosyal taraflarla istişare edilerek uygulanmaya başlanacağı ifadesinin yer aldığını kaydetti.

Babacan, henüz istişarelerin yapılmadığını belirterek, hem iş dünyasıyla hem işveren temsilcileriyle hem de çalışan temsilcileriyle istişarelerin yapılacağını ve bunun ardından parametrelerin belirleneceğini, daha sonra da nihai kararın oluşturulmasının ardından uygulamaya başlanacağını söyledi. Babacan, şöyle devam etti:

''Ben de bugünkü basından açıkçası hayretle okudum. Parametreler belirlenmiş, oranlar tespit edilmiş. Bu çalışmaları kim nasıl ortaya koyuyor anlamıyorum doğrusu. Teknik seviyede yapılmış çalışmalar olabilir, teknisyenlerin bazı çalışmaları da olabilir. Bunların hiçbirisi siyasi karar oluşmadan geçerli değildir. Bizim kıdem tazminatı fonuyla ilgili çalışmamız mutlaka çalışanların haklarını koruyacak bir bazda oluşacaktır. Çalışanların haklarını korurken işveren üzerindeki yükleri de daha makul daha sürdürülebilir daha öngörülebilir bir çerçeveye oturtmaktır, çalışmanın amacı budur. Dolayısıyla bunu bazıları kasıtlı mı yapıyor ya da arka odalardaki, kutuların dibindeki çalışmaları sizlere mi ulaştırıyor?''.

Babacan, bugün gazetelere yansıyan parametrelerin hiçbir geçerliliğinin olmadığını yinelerken, dün EKK'da bu konuyu değerlendirdiklerini, ama EKK'da tekrar gündeme geleceğini, çalışmaların tamamlanmasının ardından gereken açıklamaların yapılacağını bildirdi.

Babacan, ''Bizden duymadıkça, hükümet kararı haline gelmedikçe hiçbir duyuma inanmayın. Çalışanlarımız rahat olsunlar biz onların kazanılmış haklarına ya da mevcut haklarına zarar getirecek bir çalışma yapmayız'' dedi.

http://www.haber7.com/haber/20110719/Babacan-kidem-tazminatinda-rahatlatti.php



'Kıdem'de 1 yıla 1 maaş kalkacağına ilişkin medyada haberler çıkmıştı

Dünya Gazetesi'nde ve ajanslarda konuyla ilgili dün çıkan haberler aynen şu şekildeydi:

Kıdem tazminatın fona devredilmesinin öngörüldüğü Ulusal İstihdam Stratejisinde dikkat çeken düzenleme ise kıdem tazminatı tutarının 1 yıla 1 maaştan 20 yıla 6 maaşa indirilmesi.

Hazırlıkları 2009 yılında başlayan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda temel politika ve alınacak önlemleri belirlenmesine rağmen bir türlü açıklanmayan Ulusal İstihdam Stratejisi'nin ayrıntıları netleşiyor.

Dünya Gazetesi'nin haberine göre, bakanlık tarafından hazırlanmasına ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda görüşülmesine rağmen Bakanlar Kurulu gündemine getirilmeyen ve bu nedenle nihai belge haline dönüşmeyen Ulusal İstihdam Stratejisi'nde öngörülen bazı düzenlemeler torba yasa ile hayata geçti. Ancak temel düzenleme önerileri hala bekliyor.

Tartışmalı konular olan kıdem tazminatı, bölgesel asgari ücret ve esnekleşme en köklü değişiklikler olarak dikkati çekerken, bu düzenlemelerin temel unsurlarına da yer verildi.

KIDEM TAZMİNATI FONDA TOPLANACAK

Türkiye'nin mevcut yapısı ile OECD içindeki en katı çalışma mevzuatına sahip olduğu belirtilen strateji belgesinde kıdem tazminatı uygulamasının işletmeler açısından yüksek maliyetli olduğu ve kayıtdışına yönelttiği; işçi açısından ise istifa dilekçeli işe başlatma gibi mevzuat ihlallerine yol açtığı kaydedildi.

Ayrıca özel sektörde çalışan işçilerin büyük kısmının kıdem tazminatlarını alamadığı vurgulandı.

Bu verilerden yola çıkılarak Ulusal İstihdam Stratejisi'nde işgücü piyasasının rekabet edebilirliğini artırmak ve işletmeler üzerindeki mali yükü azaltmak amacıyla kıdem tazminatı sistemi değiştirilmesi öngörüldü.

Kıdem tazminatı tüm kayıtlı işçilerin erişebileceği bireysel hesaba dayalı mali açıdan sürdürülebilir bir Kıdem Tazminatı Fonu'nda toplanacak. Mevcut işçilerin kazanılmış hakları aynen korunacak. Kıdem tazminatına sadece işveren prim yatıracak. Prim oranları işverenlerin mevcut kıdem tazminatı yükünden fazla olmayacak.

Geçici olarak kıdem tazminatı fonuna İşsizlik Sigortası Fonundan kaynak aktarılacak. 10 yıl kıdemi olan işçiler, kıdem tazminatı hesaplarından kısmen para çekebilecek. Bakiyeler ise emeklilikte ödenecek.

Strateji belgesinde, halen 1 yıl için 1 ücret tutarında olan kıdem tazminatı için çok iddialı bir hedefe de yer verildi. Kıdem miktarının uzun vadede OECD ortalamasına indirilmesi de öngörülüyor. Kıdem tazminatının miktarı OECD ortalaması 20 yıl için 6 ay düzeyinde bulunuyor.

ESNEK ÇALIŞMANIN ÖNÜ AÇILACAK

Son dönemde özellikle vetolu özel istihdam bürolarının geçici iş ilişkisi kurması yasası ile iyice gündeme giren ve işverenlerin yoğun taleplerine, işçi kanadının ise itirazlarına neden olan esnekleşme, Ulusal İstihdam Stratejisi içindeki en kapsamlı düzenleme olarak öne çıktı.

Avrupa'da uygulanan esnek iş modellerinin tamamının güvenceli esneklik kavramı altında Türk sistemine taşınması önerilirken, bu yapının istihdamın artırılmasında anahtar rol oynayacağı vurgusu yapıldı.

Kanunlarda varolan esnek çalışma modellerinin Türkiye'de yaygınlaşmama nedenlerinin incelendiği Stratejide, kayıtdışı istihdamın yüksekliği ve işçilerin yasal süreden fazla çalıştırılması, kısmi süreli çalışma ve belirli süreli çalışmanın sosyal güvenliğin genel kurallarına tabi olması, belirli süreli iş sözleşmelerinin üst üste yapılamaması olarak sıralandı.

4 AY DENEME SÜRESİ

Stratejide belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir neden olmadıkça zincirleme yapılamaması koşulu kaldırılıyor. Belirli süreli çalışma 25 yaş altı için daha da kolaylaştırılacak.

Tartışmalı özel istihdam bürolarının geçi istihdam büroları olarak faaliyette bulunması düzenlemesi yapılacak. Yasal hak güvencesi "Eşit Muamele İlkesine" göre verilecek. İş paylaşımı, esnek zaman modeli, uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılacak. Gençlerin işe girişlerini kolaylaştırmak için 25 yaş altındakilere 4 ay süreyle deneme çalışması imkanı tanınacak. Haftalık yasal çalışma süresinin aşılmaması için denetim sıkılaştırılacak.

BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET UYGULAMASI GELİYOR

İstihdam Stratejisinin esnekleşme başlığı altında önerdiği bir başka kapsamlı düzenleme ise bölgesel asgari ücret oldu. Halen 26 olarak belirlenen ve kalkınma ajansları ile teşvik sisteminin üzerine inşa edildiği Düzey 2 istatistik sınıflamasına göre bölgesel asgari ücret belirlenebilmesi düzenlemesi önerildi.

Buna göre, işverenler bölgesel asgari ücrete gönüllü olarak uyabilecek. Bölgesel asgari ücreti "yerel aktörler" belirleyecek. Hükümet, bölgesel asgari ücrete alt ve üst sınır belirleyecek. Asgari ücret belirleme yaş sınırı tek olacak ve 18 yaşından büyük herkes için uygulanacak.

Güvenceli esneklik için esnek çalışma modellerinin emeklilik, işsizlik ödeneği gibi sosyal haklarından yararlanması için çalışma yapılacak. Esnek çalışmada geçen ve primleri ödenmeyen süreler için, normal çalışma biçimine geçildikten sonra borçlanma hakkı ve isteğe bağlı işsizlik sigortası hakkı tanınacak.

Çalışma süreleri açısından esnek bir şekilde çalışanlara, çalışmadıkları sürelerde eğitimler verilecek ve bu kapsamda İşsizlik Sigortası Fonu'ndan İŞKUR'a kaynak aktarılacak.

MESLEKİ EĞİTİM ÖZEL SEKTÖRE DEVREDİLECEK

Yapısal dönüşüm için eğitim ile istihdamın güçlü bir ilişki içinde olması gerektiği vurgulandı. Ulusal meslek standartlarının 2012 sonuna kadar belirlenmesi hedeflendi.

Bu kapsamda, okul öncesi eğitimin ve dezavantajlı gruplara yönelik eğitimin güçlendirilmesi, mesleki eğitimin kademeli olarak özel sektöre ve/veya yerel aktörlere bırakılması, il özel idarelerinin gelirlerinin yüzde 5'ini mesleki eğitime ayırması planlandı.

Eğitim ve işgücü piyasası arasındaki uyumun artırılması için ise mesleki eğitim-öğretim kurumlarının akreditasyon sistemine geçmesi, staj sisteminin iyileştirilmesi önerildi. Aktif işgücü politikaları için ise analizlerin iyileştirilmesi, İŞ-KUR'un kurumsal kapasitesinin artırılması kararlaştırıldı. Topluma girişimcilik kültürü verilmesi, orta öğretime inovasyon ve girişimcilik eğitimi eklenmesi planlandı.

KADINLARA ÇOCUK BAKIM DESTEĞİ

Kadın istihdamının ve kadınların iş piyasasına girişinin artırılması hedeflenen strateji belgesinde, özellikle çocuklu kadınlara kreş desteği ve gündüz bakımı için kupon verilmesi planları dikkat çekti.

Bu kapsamda, çocuk bakım hizmeti sağlayan işyerlerine teşvik verilecek ve çocuğu olan ailelere bakım yardımı ödenecek. Ailelere gelir durumları ve çocuk sayısına göre çocuk bakım kuponu verilmesi de alternatif olarak değerlendirilecek.

İşverenler işyerinde çocuk bakım hizmeti verdiği takdirde bunu gider yazabilecek. Temizlikçi kadınlar kayıtlı hale getirilecek. İşyerinde kadınlara cinsel tacizde AB standartları uygulanacak. Şiddet mağduru kadınlar, 1 yıldan az hüküm giymiş kadınlar, kocası ölmüş veya boşanmış kadınlara özel önem verilecek.

Kadınların evlenmeleri halinde 1 yıl içinde kıdem tazminatını alarak işten ayrılması gibi işten çıkışı özendiren düzenlemeler gözden geçirilecek. Özürlülere yönelik olarak ise kamu ve özel sektördeki özürlü kontenjanlarının doluluğu takip edilecek, rehberlik hizmeti yaygınlaştırılacak.

GENÇLERE PRİM İNDİRİMİ

Gençlere yönelik olarak da rehberlik hizmetleri yaygınlaştırılacak, genç girişimciliği desteklenecek, SGK prim indirimleri devam edecek. Uzun süreli işsizlikle mücadele için ise istihdam garantili kurslar yaygınlaştırılacak, İŞKUR işe yerleştirmelerinde öncelik verilecek, psikolojik danışmanlık hizmeti sunulacak.

İstihdam-sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi; İşsizlik ödeneğinden yararlanma kolaylaşıyor, ödenek süre ve miktarı artırılacak Sosyal yardımların kişilerin kendi gelirlerini kazanmasına destek olması ve fakirlikten kurtulmalarını sağlaması gerektiği vurgulanan eksende, sosyal yardımların üretken olan yaş gruplarına yönlendirilmesi için de çaba harcanacağı belirtildi. Bu kapsamda, mükerrer sosyal yardım alma engellenecek, hak temelli merkezi bir sistem oluşturulacak. İşsizlik ödeneğinden yararlanma kolaylaşacak

İşsizlik ödeneği alanların işsizliği devam ediyorsa istihdam odaklı ek destekler verilecek. İşsizlik ödeneğinden yararlanma şartı için gerekli son 120 günü kesintisiz olmak üzere üç yıl içinde 600 gün prim ödenmiş olması şartı, son iki yıl içinde 360 gün prim ödeme şartı haline getirilecek.

Ödenek miktarı son 12 aydaki prime esas kazancı üzerinden, işsizliğin ilk üç ayı için prime esas kazancın yüzde 50'si, ikinci üç ayı için yüzde 40'ı ve kalan süre için ise yüzde 25'i olarak uygulanacak. Üst sınır brüt asgari ücretin 1.5 katı olacak.

İşsizlik sigortasından yararlanmada 25 yaş altı için bütün bu şartlar yüzde 50 indirimli uygulanacak. Genel ekonomik krizlerde işsizlik sigortasının yüzde 50 artırılmasına Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Krizlerde işsizlik seviyesini kriz öncesi döneme indirmek için işsizlik sigortası fonundan kaynak kullanılabilecek.

Çalışan yoksullar için özel programlar açılacak. Toplum yararına çalışma yöntemleri geliştirilecek. Sosyal yardım alanlardan çalışabilir durumda olanlar İŞKUR tarafından kayıt altına alınacak. Yeşil kart sisteminin çalışmayı engelleyici olmayacak şekilde revize edilecek.

Strateji belgesinde mevcut durum analizinde temel sorunlar şöyle:

Küresel kriz ile işsizlik sorunu belirgin hale geldi.

Tarım sektöründeki istihdam çözülmeye devam edecek.

Kayıtdışılık en temel yapısal sorunlardan biri.

Genç, kadın ve özürlülerin işgücüne katılımı OECD ortalamasının çok altında.

İşgücü niteliğinin düşüklüğü bir diğer yapısal sorun.

Sosyal harcamalar, üretken olmayan yaşlı nüfusa yoğunlaşıyor.

İş piyasası katılığı yapısal sorunların bir diğeri.

İller ve bölgeler arasındaki işsizlik oranları farklılık gösteriyor.

http://www.haber7.com/haber/20110718/Kidemde-1-yila-1-maas-kalkiyor-mu.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Bir süredir kıdem tazminatı fonu tartışmaları kamuoyu gündemini meşgul ediyor. Kıdem tazminatı kalkıyor mu, kalkmıyor mu? Yoksa neler değişiyor?

Tüm bunlar gündemde iken, işçilerin ve işverenlerin huzursuzluğu da artıyor. Herkes acaba yeni bir şey çıktı da, haberimiz mi olmadı diye düşünüyor.

Biz de bu yazıda gündemdeki tartışmaları artısı, eksisi ile okuyucuların önüne koymak istedik. Kıdem tazminatı fonu ile ilgili olarak da web sayfamızda bir anket düzenledik.

Umuyoruz bir dakikanızı ayırır ve bu ankete oylarınızla yön verirsiniz. Aşağıda kıdem tazminatı fonunu ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz. Ankete katılmak için http://www.resulkurt.com/ linkine gidebilirsiniz

KIDEM TAZMİNATI NEDİR?

Farklı şekilde tanımlanan kıdem tazminatı, esasen iş sözleşmesinin önemli bir unsuru olan sadakat borcunun işçiye sağladığı bir menfaat olarak kabul edilmektedir.

Kıdem tazminatı, 1475 sayılı kanunda gösterilen fesih hallerinde en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin vefat etmesi halinde de bu işçinin hak sahiplerine işveren tarafından ödenmesi gereken paradır.

Kıdem tazminatı, işçinin işyerine ve işverene bağlılığının, iş sözleşmesi ile üstlendiği sorumluluğunu iyi niyetli şekilde ve layıkıyla yerine getirmesinin bir sonucu olup, aynı işyerinde veya aynı işverenin işyerlerinde bir yılını dolduran işçinin belli koşullarla işten ayrılması halinde doğmaktadır.

Kıdem tazminatı, 1936 tarih ve 3008 sayılı İş Kanunu'yla Türk Hukuk sistemine girmiştir. Bu dönemde, sosyal sigorta sisteminin son derece yetersiz olması nedeniyle, adeta bir işsizlik sigortası işlevi görmüştür. 931 sayılı İş Kanunun 14. Maddesinde ihbar tazminatından bağımsız olarak düzenlenen kıdem tazminatı, İşsizlik Sigortası'nın işlevini yüklendiği ifade edilmiştir.

Bugün geldiğimiz noktada işçilerin hem işsizlik sigortasından ve hem de iş güvencesinden yararlanmaları mümkün olup, ayrıca kıdem tazminatı da ödenmektedir.

Kıdem tazminatı, şüphesiz işçi ve işveren arasında en fazla tartışılan konulardan birisidir. İş mahkemeleri üzerindeki yükün neredeyse en az yüzde 50'si yükü kıdem tazminatı ile ilgili davalardan oluşmaktadır. Dolayısıyla kıdem tazminatı fonu kurulduğunda hem iş mahkemelerinin yükü azalacak, hem de işçilerin işe iade ve diğer alacak davaları kısa zamanda sonuçlanacaktır.

HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KİMLER KIDEM TAZMİNATI ALABİLİYOR?

Kıdem tazminatı ile ilgili yasal düzenlemeler, 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinde, 854 sayılı Deniz İş Kanununun 20. maddesinde ve 5953 sayılı Basın İş Kanununun 6, 11 ve 18. maddelerinde yapılmıştır.

İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için kanunda belirtilen koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. 854 sayılı Deniz İş Kanununda yapılan düzenlemeler, esas olarak 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinde yapılan düzenlemelere benzemektedir. Buna göre;

- İşveren tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler dışında iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

- İşçi tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24'üncü maddesinde sayılan nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

- Muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

- İşçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, veya malullük aylığı yahut toptan ödeme alması amacıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

- Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda,

- İşçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması halinde,

- 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı bulunan ve emeklilik yaşını bekleyen işçilerin kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

İşçiler kıdem tazminatı almaya hak kazanırlar.

HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KİMLER KIDEM TAZMİNATI ALAMIYOR?

Kıdem tazminatı verilmesi gereken durumlar yasada tek tek belirtildiği için bunun dışındaki bir nedenle fesih halinde kıdem tazminatı ödenmesi söz konusu olmaz.

Bu nedenle,

- İşçinin istifa etmesi,

- İşçinin doğum yapması,

- İşçinin küçük çocuğuna bakmak için ayrılması,

- İşçinin üniversite sınavını kazanması,

- Özel sektörde çalışan işçinin KPSS sınavını kazanması sonucunda devlet memuru olması,

- Erkek işçinin evlenmesi,

- İşçinin eşinin tayininin bir başka yere çıkması,

- İşçinin işveren tarafından tazminatsız çıkartılması (4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenlerle),

- İşçinin çalışma hayatına son vermek istemesi,

- İşçinin kendi işyerini açmak istemesi veya

- İşçinin daha iyi bir iş bulduğu için ayrılmak istemesi,

Gibi durumlarda kıdem tazminatı ödenmez.

Diğer bir deyişle kıdem tazminatından yararlanamayacak şekilde işten ayrılan işçilerin hakları kaybolmaktadır.

HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA BİR YILDAN AZ ÇALIŞAN İŞÇİ KIDEM TAZMİNATI ALAMIYOR

İş Kanununa göre, işçinin kıdem tazminatına hak akzanması için bir tam yıl çalışma koşulu var. Bir tam yıldan az çalışan işçilerin kıdem tazminatına hak kazanması söz konusu olamıyor. Bir yıllık sürenin hesaplanmasında, fiilen çalışılan değil, işçinin istirahat, izin ve diğer benzeri nedenlerle iş sözleşmesinin askıda kaldığı bütün durumları da kapsıyor.

Bu da özellikle işçilerin iş değiştirme alışkanlığının fazla olduğu ülkemizde milyonlarca işçinin mağduriyetine neden oluyor.

HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA İSTİFA EDEN İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI ALAMIYOR

Halen, bir işçinin, iş sözleşmesini istifa ederek sona erdirmesi halinde, hizmet süresi kaç yıl olursa olsun kıdem veya ihbar tazminatına hak kazanamıyor.

İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde istifa edene de kıdem tazminatı ödeneceği yönünde bir hüküm olması geçersiz olup bu durumda da tazminat ödenemez.

Ancak, Kıdem Tazminatı Fonu kurulursa, adına en az 10 yıl Fon'a prim ödenen işçinin isteği halinde kıdem tazminatı ödeneceğine ilişkin bir hüküm olmakla birlikte bu sadece bir yasa tasarısı olup, henüz kanunlaşmamıştır.

Eğer, yasa TBMM'de görüşülüp kanunlaşırsa Kıdem Tazminatı Fonu'na 10 yıldan fazla prim ödeyenler istifa etseler bile kıdem tazminatı alabilecekler.

HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KIDEM TAZMİNATI NASIL HESAPLANIYOR

1475 Sayılı İş Kanununda, iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için, işverenin işçiye 30 günlük ücreti üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi gerekir. Bir yıldan artan sürelerde de aynı oran üzerinden ödeme yapılır. Burada çalışanlara her bir yıl için ödenecek olan, 30 günlük ücret,  giydirilmiş brüt ücrettir.

Giydirilmiş günlük brüt ücret 30 ile çarpılarak her bir çalışma yılı için ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarı bulunur. İşçi ve işveren arasında yapılan sözleşmede, kıdem tazminatı tutarının 30 günlük ücretten farklı bir ücretle ödenmesi kararlaştırılmışsa, yani işçiye her bir yıllık çalışması için 30 günden farklı (örneğin; 35 gün, 40 gün veya 45 gün) bir gün sayısı ile çarpılması belirtilmişse, kıdem tazminatı sözleşmede belirtilen rakam ile günlük tutarın çarpılması sonucu tespit edilir.

Bu durum özellikle Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki işçilerin elde ettiği bir hak olup, sendikalar bu avantajlarını bırakmak istememektedir. Bu nedenle de kıdem tazminatı fonunda bu sorunun çözülmemesi halinde itirazlarını devam ettireceklerdir.

Ancak, burada sözleşmede belirtilen gün sayısı ile giydirilmiş brüt günlük ücretin çarpımının tavan tutarı aşmamasına dikkat edilmelidir.

Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında, çıplak ücretine ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akitten ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde bulundurulur.

Ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur. Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

HALEN YÜRÜRLÜKTE OLAN MEVCUT UYGULAMADA KIDEM TAZMİNATINDA TAVAN UYGULAMASI

Her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenmesi gerekmektedir. 1475 sayılı İş Kanunu, ödenecek kıdem tazminatının bir yıllık miktarını en yüksek devlet memuruna (Başbakanlık Müsteşarı) ödenen bir yıllık emeklilik ikramiyesi tutarı ile sınırlandırmıştır. Memur maaş katsayısına bağlı olan kıdem tazminatı tavan oranı sürekli değişmektedir. 1/7/2011 tarihinden itibaren işçilere ödenecek kıdem tazminatının yıllık tavanı 2.731,85 TL'dir.

2.731,85 TL'nin üzerinde ücret alınması halinde en fazla her bir yıllık çalışması için bu tutar üzerinde kıdem tazminatı ödenebilecektir.

KIDEM TAZMİNATI FONU KURULMASI YENİ İŞ KANUNUNDA VAR

4857 sayılı yasa ile 1475 sayılı İş Kanununun kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesi dışındaki tüm maddeleri de yürürlükten kaldırılmıştır.

4857 sayılı İş Kanununda; "Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır." Hükmü getirilmiştir.

Bu hükme göre, kıdem tazminatı için bir fon kurulması ve Kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı ödeneceği öngörülmüştür.

Bu nedenle, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar kıdem tazminatına ilişkin uygulama aynen devam ettirilmektedir.           

KIDEM TAZMİNATI FONU NEDİR?

İşçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kuruludur. Yani, kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla birlikte işverenler, işçileri için belirli oranda fona ödeme yapacaklar ve belli koşullar oluştuğunda da fondan ödeme yapılacak.

KIDEM TAZMİNATI FONU 57 YILDIR TARTIŞILIYOR

Bilindiğinin aksine, kıdem tazminatı fonu ilk defa Ak Parti hükümeti döneminde ortaya çıkan bir düşünce değil. Kıdem tazminatının işverenin mali sorumluluğu altında bir fondan karşılanması düşüncesi ilk kez olarak, 1954 yılında toplanan 2. Çalışma Meclisinde gündeme gelmiştir. Yani, kıdem tazminatı fonu yaklaşık 57 yıldır tartışılmaktadır.

Yine, 9. Çalışma Meclisi Sonuç Bildirgesinde; "Kıdem Tazminatı fonunun işçilerimizin müktesep haklarını ve işletmelerimizin rekabet gücünü koruyacak şekilde, sürdürülebilir bir aktüeryal denge içerisinde oluşturulabilmesi için sosyal ortaklarca kapsamlı bir şekilde tartışılıp değerlendirilerek kamuoyunun gündemine getirilmesinin uygun olacağı" yönünde görüş birliğine varılmıştır.

FON KURULDUĞUNDA KIDEM TAZMİNATI KALDIRILIYOR MU?

Son bir haftada yeniden gündeme gelen kıdem tazminatında işçilerin en çok merak ettiği soru, kıdem tazminatının kaldırılıp kaldırılmayacağıdır. "Kıdem Tazminatı Fonu" tasarısı ile kıdem tazminatı kaldırılmıyor, sadece yeni bir düzenleme yapılması ve ödenme şeklinin değiştirilmesi düşünülüyor.

Kıdem tazminatı, işçinin işverene sadakatle hizmetinin bir karşılığı olarak işveren tarafından işçiye ödenmesi gereken tutar olarak tanımlanabilecektir. Kıdem tazminatı ödenebilmesi için, iş kanununa tabi bir işçinin olması, işçinin en az 1 yıllık kıdeminin bulunması ve ayrıca İş Kanununda belirtilen koşulların bulunması halinde ödenebilmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş ancak, kıdem tazminatına ilişkin 1475 sayılı eski İş Kanununun 14. maddesini yürürlükten kaldırmamıştır. Kıdem tazminatına ilişkin 4857 sayılı herhangi bir düzenleme olmayıp, 1475/14. maddeye göre işlem yapılmaktadır.

Kıdem tazminatı işçinin emeğinin ve işverene sadakatle hizmetinin karşılığı olup, kıdem tazminatının kaldırılması söz konusu değildir. Sadece, kıdem tazminatının ödenme şekli değiştiriliyor. Yani, işverenler tarafından belli koşullar oluştuğunda ödenen kıdem tazminatı artık devlet güvencesine geçecek ve işçi kıdem tazminatı hakkını istifa etse bile garantiye alacak.

Kıdem Tazminatı Fonu tasarısı uzun bir zamandan beri tartışılıyor. Hali hazırda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kamuoyu ile yeni bir tasarıyı paylaşmış değil. Ancak, birkaç yıl önce kamuoyuna sızan Kıdem Tazminatı Fonu tasarısının yasalaşması halinde;


"a) Bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde,

b) İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde,


c) Adına en az 10 yıl Fona prim ödenen işçinin isteği halinde,


d) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanırlar.

Yaşlılık, emeklilik aylığı almakta iken çalışmaya başlamakla aylığı kesilen ve 506 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin 1 inci ve 2 inci fıkralarına göre yeniden hesaplanacak aylık bağlanması için talepte bulunan ve hizmet akdini fesheden işçiye, daha önce tazminat aldığı tarihten sonra fona prim ödenen süreler için de kıdem tazminatı ödenir.


Haklarında Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenenler için sadece malullük aylığı şartlarının gerçekleşmesi veya ölüm halinde" kıdem tazminatı fon tarafından ödenebilecektir.

KIDEM TAZMİNATI FONU NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRECEK

"Kıdem Tazminatı Fonu" tasarısı ile kıdem tazminatı kaldırılmıyor, sadece yeni bir düzenleme yapılması düşünülüyor. Kıdem Tazminatı Fonu tasarısı 1954 yılından beri sosyal taraflarca tartışılıyor. Ancak, yasanın çıkıp çıkmayacağı veya ne zaman çıkacağı henüz tam olarak belli değildir.

KIDEM TAZMİNATI FONU KİMLERİ SEVİNDİRECEK

Özellikle işletmelerin ekonomik kriz dönemlerinde mali yapılarının bozulması sonucu ödeme güçlüğüne düştükleri, bunun sonucunda da işçilerin kıdem tazminatından mahrum kaldıkları görülmektedir.

Yine, uzun yıllar çalıştığı bir işyerinden herhangi bir nedenle istifa eden yada bir başka nedenle işveren tarafından tazminatsız çıkartılan işçiler kıdem tazminatı hakkından mahrum kalmaktadır.

Hizmetler sektöründe kamuya taşeronluk hizmeti veren işyerlerinde çalışan işçilerin işveren değişikliğinden dolayı mağduriyetleri de göz önünde bulundurulduğunda kıdem tazminatı fonunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği görülmektedir. Ancak işverenlerin istihdam maliyetlerinin yüksek olduğu ülkemizde maliyetleri artırmamak ve kıdem tazminatı ödenebilirliğini sağlamak adına uygun bir çözüm bulunmalıdır.

Hali hazırda kıdem tazminatı fonu ile ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile sosyal tarafların çalışmaları devam etmekte olup, işçi ve işverenler açısından en sağlıklı çözüm yolunun bulunmasına çalışılmaktadır.

KIDEM TAZMİNATI FONU YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİNDE ESKİ HAKLAR NE OLACAK?

Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihte, bir işyerinde çalışmakta olan işçilerin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren sorumlu tutulmuştur. İş sözleşmesi kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiğinde, işveren kıdem tazminatını, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan süre için, ancak işçinin işten ayrılırken ki son ücreti üzerinden ödeyecektir.

Kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa veya yeniden işe alınan işçiler ile işyerinde çalışmakta olanların yürürlük tarihinden sonraki hizmet sürelerine ilişkin kıdem tazminatlarının fondan karşılanması uygun görülmüştür.

İŞ KANUNU'NA TABİ OLMAYAN İŞYERLERİNDE ÇALIŞAN İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI

İş Kanunu'na tabi olmayan işyerlerinde (İş Kanunundan istisna iş ve işyerleri)  çalışan kişilerin kıdem tazminatı hakkı bulunmuyor. Bu kesimlerin de kıdem tazminatı kapsamına alınması halinde önemli bir haksızlık giderilmiş olacak.

KIDEM TAZMİNATI FONU BİLİM KURULU TARAFINDAN HAZIRLANMALI

Kıdem tazminatı fonu kurulmasına ilişkin tasarı mutlaka işçi, işveren ve devlet temsilcisi 3'er kişiden oluşan bir bilim kurlu tarafından hazırlanmalı ve sendikalar, sosyal taraflar ve diğer meslek örgütleriyle görüşülmelidir. Bu noktada itiraz ve eleştiriler dikkate alınmalıdır.

********

KIDEM TAZMİNATI FONUNDA İŞÇİ VE İŞVERENLERİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI

KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞÇİ İÇİN AVANTAJLARI:

- İstifa edenin kıdemi yanmayacak. İşçi istifa bile etse kıdem tazminatı birikecek ve hak ettiğinde bu süreler için fondan ödeme yapılacak,

- İşveren iflas etse veya ödeme güçlüğüne düşse bile işçinin kıdem tazminatı hakkı yanmayacak,

- Bir yıldan az çalışanlarda kıdem tazminatından yararlanacak,

- Özellikle özel ve kamu sektöründe temizlik, güvenlik gibi taşeronluk hizmetlerinde çalışanlar da kıdem tazminatına hak kazanacak,

- İşçi alamadığı kıdem tazminatı için mahkemelik olmayacak, dava masrafı ödemek zorunda kalmayacak.

- Kıdem tazminatı hakkı olmayan İş kanunu kapsamı dışında kalan işçiler de kıdem tazminatından yararlanabilecek,

- İşçi daha iyi bir iş bulduğunda işini değiştirebilecek.

- İşverenden kıdem tazminatı alabilmek için işçiler diğer haklarından fedakarlık yapmayacak. Yani işçi işverenle kıdem tazminatı pazarlığı yapmayacak.

- Halen 2.731,85 TL olan kıdem tazminatı tavanı 5.440,50 TL'ye çıkacak ve yüksek ücretli işçi daha fazla kıdem tazminatı alacak.

- İşçilere fazla mesai yaptırmak yerine yeni işçi alınacağından işsizlik azalacak.

KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞÇİ İÇİN DEZAVANTAJLARI:

- Kıdem tazminatı fonunun kötü yönetilmesi halinde mağduriyetler olacak,

- Sigortasız ve kayıtdışı çalışan işçiler kıdem tazminatı hakkından yararlanamayacak,

- Ücreti düşük gösterilenler düşük miktarda kıdem tazminatı alacağından mağdur olabilecek,

- Evlilik, askerlik, 15 yılı ve 3600 günü doldurup emeklilik yaşını bekleme gibi durumlarda Kıdem tazminatı ödenmeyecek.

- İşçi 10 yıl beklemek zorunda kalacak.

- Eğer işçinin bir yıl karşılığı 30 gün yerine, daha az bir süre kıdem tazminatı ödenirse hak kaybı yaşanacak.

- Gazeteciler için halen kıdem tazminatında tavan tutar yokken, fonla birlikte kıdem tazminatına 5.440,50 TL tavan tutar gelecek.

KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞVEREN İÇİN AVANTAJLARI:

- İşverenler kıdem tazminatı fonuna aylık ödeme yapacakları için kıdem tazminatı yükü oluşmayacak,

- İşverenler aylık ödeme yapacakları için kıdem tazminatından dolayı mali sıkıntı yaşamayacak.

- İşveren işçisiyle kıdem tazminatı için mahkemelik olmayacak,

- İşveren, işçiyi işten çıkartırken kıdem tazminatı yükünü düşünmeyecek.

- Kıdem tazminatı almak isteyen işçilerin işyerinde düzeni bozmasına gerek kalmayacak.

- İşverenler, kıdem yükü nedeniyle yeni işçi almayarak fazla mesai yaptırmalarına gerek kalmayacak ve bu nedenle işçilik maliyetleri düşecek.

- Özellikle ihale konusu işlerde güvenlik, temizlik, hasta yönlendirme vb. alanlarda hizmet veren işverenler kıdem tazminatı konusunda rahat bir nefes alacak.

KIDEM TAZMİNATI FONUNUN İŞVEREN İÇİN DEZAVANTAJLARI:

- Kıdem tazminatı hakkı olmayan İş kanunu kapsamı dışında kalan işçiler içinde kıdem tazminatı ödenecek.

- İşverenler, daha önce kıdemini düşünüp ayrılamayan nitelikli işçileri işyerinde tutmakta zorlanacaklar.

- İstifa veya haklı nedenle tazminatsız işten ayrılan işçilere kıdem tazminatı ödenmezken, fonla birlikte bunlarda kıdem tazminatı almış olacaklar. Dolayısıyla istifa edene de, hırsızlık yapana da kıdem tazminatı ödenmiş olacak.

- Halen 2.731,85 TL olan kıdem tazminatı tavanı 5.440,50 TL'ye çıkacak ve işverenin yüksek ücretli işçi için kıdem tazminatı maliyeti artacak.

- İşverenler bir nevi kredi olarak kullandıkları kıdem tazminatını fon kurulunca kullanamayacaklar.

Sosyal Güvenlik Uzmanı Dr. Resul Kurt  -  Haber 7
www.resulkurt.com / info@resulkurt.com
http://www.haber7.com/haber/20110725/Kidem-Tazminati-Fonu-neleri-degistirecek.php

kilimanjaro

Gülümhan Gülten'in haberi

Kıdem Tazminatı sistemi kalkıyor, Kişisel Tazminat Hesabı geliyor

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: Avusturya Modeli'ni seçtik

Milyonlarca çalışanın merakla beklediği Kıdem Tazminatı'nda yeni modeli Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz anlattı.

Hükümet, programına koyduğu "Kıdem Tazminatı sisteminin kaldırılması ve yerine yeni bir sistem kurulması" hedefini hızlandırdı.

Hükümet, önümüzdeki dönemde kurulacak yeni sistemin ana hatlarını netleştirdi ve dünyada da Avusturya Modeli olarak bilinen sistem tercih edildi. Yeni sistemin önümüzdeki aylarda açıklanacak İstihdam Paketi'ne konulması hedefleniyor.

Mevcut sistemin kaldırılmasının ardından, geçilecek sisteme göre, işveren çalışana işten ayrılırken toplu para ödemesi yapmayacak. Bunun yerine İşsizlik Fonu'na benzer bir yöntemle Tazminat Fonu oluşturulacak ve her çalışan adına açılacak bireysel hesaplarda toplanacak para nemalandırılacak.

Hesapta birikecek paraların belirli periyodlarla yapılacak kesintilerden oluşması öngörülmesine rağmen henüz kesintilerin kaynağı, şekli ve miktarı netleşmedi.

İşsizlerin hakkı için çalışıyoruz

Fonda biriken paranın kullanımı belirli şartlara ve kurallara bağlı olacak. Yeni sistemin en önemli özelliği ise, herkesin kendi özel hesabını, bu hesapta biriken tutarı takip edebilmesi olacak.

Hükümet bununla, yeni oluşturulacak fonun başka amaçlar için kullanılmasını engellemeyi amaçlıyor. Model, 2009 yılı sonunda Ankara Sanayi Odası (ASO) toplantısında gündeme gelmiş, sanayiciler tarafından Hükümet'e önerilmişti.

Hükümetin konuyla ilgili yürüttüğü çalışma ve gelinen noktayla ilgili VATAN'a bilgi veren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Geçtiğimiz günlerde Dünya Rekabet Endeksi'nin yayınlandığını ve Türkiye'nin İşgücü Piyasasının Etkinliği kategorisinde 140'ı aşkın ülke arasında 123. sırada çıktığını söyleyen Yılmaz, "Bu, acil olarak ciddi bir çaba içine girmemiz gerektiğini gösteriyor" dedi. Bakan Cevdet Yılmaz şöyle konuştu:

Herkes hesabını takip edecek

"Türkiye'nin işgücü piyasası konusunda ciddi bir çaba harcanması gerek. İşgücündeki katılıklar istihdam artışını engelliyor. İşsizlerin hakkını korumak devletin görevi. Çalışanlar ve işverenler haklarını koruyor, savunuyorlar.

İşsizlerin hakkını savunacak hiçbirşeyleri yok. Ama bizim işsizlerin haklarını korumak için attığımız adımlar diğer kesimlerde bir takım endişeler oluşturuyor. Bunu da haklı görmüyorum. Baktığınız zaman dünya ortalamaları ortada.

İşgücü piyasalarını ne kadar esnek hale getirirseniz, verimliliğini artırırsanız, istihdamı o derece artırıyorsunuz. Ama böyle durumlarda oluşmuş statükoyu aşmak zaman alabiliyor. İstihdam Paketi'ni hazırlarken, meselelere çok boyutlu yaklaşıyoruz.

Pakette sadece işgücü esnekliği değil, Kıdem Tazminatı meselesi, mesleki eğitim kursları, daha etkili bir işgücü piyasası oluşturmaya dönük tedbirleri oluşturmaya fırsat bulacağız."

Üzerinde çalışılan sistemin ana hatlarını anlatan Yılmaz, "Biz yeni sistemde kanuni güvenceler sağlayacağız mutlaka. Kişiye özgü hesaplar olacak.

Kişiye özgü hesap olduğu zaman havuz olmuyor bu iş. Dolayısıyla kötüye kullanmayı da engellemiş oluyorsun. Siz kendi hesabınızı bileceksiniz. Hesabınızda biriken parayı bileceksiniz.

Miktarı, kim ne yatırmış, ne zaman yatırmış, tutar nereye ulaşmış, hepsini bileceksiniz ve takip edeceksiniz."

Yılmaz, ayrıca, "Kendi hesabınızda biriken tutarları yeri geldiğinde, şartlar oluştuğunda kullanabileceksiniz. Kurallara bağlanmış şekilde kullanabileceksiniz.

Hesabını kuralını bildiğiniz bir yapı olacak. Bu kişisel bir hesap olacak. İşveren çalışanı için belirlenecek parayı onun kişisel hesabına yatırmış olacak. Bu parayı, kuracağımız bir Fon yönetimi olacak, o yönetecek. Bu yönetim kamu yönetimi olacak" dedi.

'İşveren rahatlayacak işçi de hesabını bilecek'

Cevdet Yılmaz, bu gelişmeye dönük itirazlara da tepki göstererek, "Çalışanların sadece yüzde 7'si tazminat alabiliyor. Yani bu kadar tartışıyoruz ya bu konuyu, sadece bu yüzde 7 için yani. Yeni yapıyı kurduğumuz zaman böyle bir sorun olmayacak.

Sadece yüzde 7'nin aldığı kıdem tazminatından bahsediyoruz. Bunu çözeceğiz" dedi. Yeni sistemin zorunluluk olduğunu belirten Yılmaz, şöyle konuştu: "Bir taraftan işveren rahatlamış olacak. Bugünkü sistemde işveren işe adam almak istemiyor.

İnsanlar fazla çalıştırılıyor. Bizde çalışma saatlerinin çok yüksek olmasının bir sebebi de bu. Yeni işçi alacağına mevcudu daha fazla çalıştırıyor. Şu anda hiç üretim artışı olmadan çalışma saati ortalama 2 saat kısalsa, işsizlikte muazzam bir azalma oluyor.

İşverenin kafasında şu olmamalı: 'Ben bir işçi aldığım zaman yarın, öbürgün, ben bunun altında kalırım'... Bu endişenin olmaması lazım. İşçi de çok şeffaf, açık kurallara bağlı bir sistemde neyi ne zaman alabileceğini görebilmeli. Hakkını hukukunu bilebilmeli.

Şunu da söylemeliyim. Bunda kimsenin teknik olarak itiraz edebileceği bir boyut görmüyorum ben doğrusu. Lüzumsuz tartışmalar oluyor. Halbuki bu sistemin detaylarını oturup konuşsak anlaşabiliriz."

'Hem İşsizlik Sigortası hem Kıdem Tazminatı olamaz'

KALKINMA Bakanı Cevde Yılmaz, dünyanın hiçbir ülkesinde aynı anda hem İşsizlik Sİgortası hem de Kıdem Tazminatı sisteminin olmadığının da altını çizdi.

Bakan Yılmaz, kişisel hesaplara yatırılan fon sisteminde, bir çalışanın şu anda hakettiğinin çok altında tazminat hak edeceği, bunun da bir hak kaybı olacağı eleştirilerine karşılık ise şu değerlendirmeyi yaptı:

"Geleceğe dönük miktarlar henüz kesinleşmiş, ne kadar kesinti olacağı netleşmiş değil. Bir çok ülkede İşsizlik Sigortası'na geçilirken, Kıdem Tazminatı bırakılmış. Ama bizde hem İşsizlik Sigortası sistemi getiriliyor, hem de Kıdem Tazminatı duruyor.

İşsizlik Sigortası'nın olmadığı bir ortamda, yüksek Kıdem Tazminatı bir anlamda bir İşsizlik Sigortası işlevini görmüş. Ama şimdi İşsizlik Sigortası var. Siz işsiz kaldığınızda zaten bir fon var ve devlet size belli bir miktar ödemeyi yapıyor. Kıdem Tazminatı ise artık daha farklı olmak durumunda.

Bu biraz böyle emeklilik gibi biriktirdiğiniz bir fon olacak. Yani İşsizlik Sigortası var, dolayısıyla Kıdem Tazminatı ona biraz ilave gibi olacak. Biz Türkiye'ye İşsizlik Sigortası'nı getirmişiz, fakat eski yapıyı da olduğu gibi devam ettiriyoruz. İşte rekabet gücünde neden bu haldeyiz, bu yüzden...

Bunu da taşıyamıyor sistem. İşsizlik Fonu'nu getirdiğimizde Kıdem Tazminatı'nı kaldırmadık. Oysa kaldırmamız gerekiyordu. Hem o hem bu, ikisi birden hiçbir ülkede yok. Dolayısıyla 'her iki sistem de olacak, ama hepsi yüksek olacak' diye bir şey olmaz."

'Mevcut çalışanlar hak kaybına uğramayacak'

KIDEM Tazminatı sisteminin yerine başka bir sistem kurulması konusu gündeme geldiğinde bazı endişelerin dile getirilmesini anlayışla karşıladığını ama kendilerinin bu endişeleri ortadan kaldırmaya dönük her türlü güvenlik unsurunu kuracaklarını söyleyen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Geçmiş kötü tecrübeler bir güvensizlik oluşturuyor.

Buna katılıyorum ama bizim bugün geldiğimiz dünyada hükümetimizin anlayışı ortada... Biz kesinlikle hiçbir şekilde bu tür durumlara müsaade edecek bir şey yapmayız" dedi.

Fon amaç dışına çıkmayacak

Daha önce vatandaşın adına açılan hesaplarda biriken konut edindirme yardımı vb. fon örnekleri hatırlatıldığında ise Bakan Yılmaz, "Evet o nema kesintileri deneyimi var, yüzde yüz haklı endişeler ama onu da biz temizledik, biliyorsunuz. Kesintiler yapılmış ama ödenmemişti. Bizim Hükümetimiz bunları son kuruşuna kadar ödedi" diye konuştu.

Mevcut çalışanların hak kaybına uğrayacağı hiçbir yapıyı getirmeyeceklerini vurgulayan Yılmaz, şözlerini şöyle sürdürdü:

"Mevcut çalışanlarımızın hak kaybına uğrayacağı bir yapıyı kesinlikle kurmayız. İstişareyle adım atacağız. Oluşturulacak yeni Kıdem Tazminatı Fonu'nun, kesinlikle amaç dışında kullanılmayacağını garanti altına alacağız. Kanunla kesin bir takım hükümlerle birlikte yapılacak, yani eski dönemler gibi değil. Kanuni güvencelerle, buna aşırı bir hassasiyet gösteriyoruz."

İşte Avusturya Modeli'nin ayrıntıları

Aylık maaştan kesilen primler fonda toplanıp, değerlendiriliyor

Kıdem Tazminatı'nda Avusturya Modeli'ni, yeni sistem arayışındaki hükümetin gündemine Ankara Sanayi Odası getirdi. ASO'nun ülke örneklerini bizzat o ülkelerde inceleyerek oluşturduğu rapor, Çalışma Bakanlığı'na sunulmuştu. Avusturya, Türkiye'ye benzer bir kıdem tazminatı sisteminden 2003 yılında yapılan reform yasasıyla yeni bir sisteme geçmişti.

Avusturya'da eski sisteme göre 3-5 yıl çalışanlara 2 aylık, 5-10 yıl çalışanlara 3 aylık, 10-15 yıl çalışanlara 4 aylık, 15-20 yıl çalışanlara 6 aylık, 20-25 yıl çalışanlara 9 aylık ve 25 yıldan fazla çalışanlara ise 12 aylık ücret tutarında Kıdem Tazminatı ödeniyordu. Yapılan reformla kıdem tazminatı sistemi tamamen değiştirilerek, işverenin belirli periyodlarla ödediği paranın bir fon tarafından yönetilmesi kararlaştırıldı.

Avusturya'da çalışanların kıdem tazminatları bir havuzda değil, kendileri adına açılan bir hesapta birikiyor ve değerlendiriliyor. Böylece işçinin hesabında biriken fona devlet ve işverenler dokunamıyor. Avusturya modelinde her ay işçi ücretlerinin yüzde 1.5377'si olarak belirlenen prim, Kıdem Tazminatı fonu'na aktarılıyor.

Yeni Kıdem Tazminatı sistemi, hak sahibine ödenecek kıdem tazminatı miktarını da değiştiriyor. Eskiden hak sahibinin çalışma süresinin uzunluğuna göre alacağı kıdem tazminatı miktarını önceden bilirken yeni sistemde belirlilik bulunmuyor. Kişinin kıdem tazminatı, hesabında toplanan paraların değerlendirilmesi ile ortaya çıkıyor.

Eski sistemde çalışan için 3 farklı seçenek

Avusturya Hükümeti yeni sisteme geçerken eski sistemde çalışanlara haksızlık olmaması için eski sözleşmeliler için 3 ayrı seçenek hazırlayıp sundu:

1) Çalışanlar eski sistemde kalmayı tercih edebilir. Bu durumda kişinin hizmet sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi halinde kendisine işverence çalışma süresine uygun olarak son aylığı üzerinden kıdem tazminatı ödemesi yapılıyor.

2) İşçi ile işveren anlaşarak yeni sisteme tam bir transfer yapılıyor. Yani işveren o tarihe kadar işçi lehine işlemiş kıdem tazminatı çalışan adına fondaki hesabına aktarılıyor ve fona aktarılacak prim ödemeleri o tarihten sonra başlıyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, kıdem tazminatı miktarı konusunda işveren ile işçi arasında anlaşma sağlanması.

3) Yeni sisteme kısmı transfer seçeneği. Buna göre, işçinin yine işveren ile bir anlaşma yapması ihtiyacı var. Bu anlaşmayla işçi lehine o tarihe kadar işlemiş olan kıdem tazminatı hakkının dondurulmasına ancak o tarihten sonra belirlenecek olan fon hesabına işçi lehine prim ödenmesine karar verilir.

İşçinin kıdem tazminatına hak kazanacak bir şekilde bu hizmet sözleşmesinin sona ermesi durumunda, işçi hem fondan tazminata hak kazanacak hem de anlaşmaya kadar olan tarih için doğan alacağını eski sisteme göre işverenden alacak.

Örnek alınan Avusturya Modeli nasıl işliyor?

- Çalışanın kıdem tazminatına hak kazanma şartlarınde genel anlamda değişikliğe gidilmedi.

- İşveren tarafından işçinin maaşından veya ücretinden kesilen primler Kıdem Tazminatı Fonu'nda işçi adına bir hesapta toplanıyor.

- Bir işçiye ödeme yapılabilmesi için fona en az 3 yıl boyunca prim yatırılması şartı uygulanıyor.

- Kıdem tazminatına hak kazanmak için tek bir işverene bağlı çalışma koşulu kaldırılıyor.

- 3 yıl içinde işten ayrılan bir kişinin primleri sıfırlanmıyor ve Kıdem Tazminatı Fonu'nda değerlenmeye devam ediyor. Yeni işe başladığında yeniden primler aynı hesaba yatırılıyor.

- Yıllık maaş zamları ve fonun getirisi hesapta biriken tutarın büyümesine neden oluyor.

- Çalışan bir kişinin 37.5 yıllık çalışma sonrası 12 aylık kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde bir hesap yapıldı.

- Bu hesaplama 40 yıl boyunca ücretlerde yıllık yüzde 3, fonun getirisinde de yıllık yüzde 6'lık reel artış olacağı dikkate alındı.

- İşçinin harhangi bir çalışma ilişkisi sonucunda kıdem tazminatına hak kazanması halinde seçim hakkı tanınıyor. Buna göre, işçi dilerse Kıdem Tazminatı Fonu'ndan bu tazminatını çekebileceği gibi, dilerse parasına dokunmayıp değerlendirilmeye devam edilmesini talep etme hakkına sahip.

- İşçinin hayatı boyunca Kıdem Tazminatı Fonu'ndaki parayı kullanamaması veya kullanmayı tercih etmemesi halinde, nihayetinde emeklilik halinde bu paraya ulaşacağı yasa ile düzenleniyor.

- Emeklilik halinde dahi işçiye bir seçimlik hak tanınıyor. Buna göre, işçi emeklilik yaşında, fondaki bu parasını tek bir ödeme şeklinde alabilecek ya da kendisine aynen emekli maaşı ödemesi şeklinde aylık ödeme yapılmasını isteyebilecek.

- Hesapta toplanan paraya ulaşabilmanın başka yolu ise iş piyasasından çıkış. Kişi işçi statüsünden çıktıktan 5 yıl sonra, hesabındaki parayı çekme hakkına sahip oluyor.

VATAN GAZETESİ
http://www.haber7.com/haber/20110916/Kidem-Tazminati-yerine-kisisel-tazminat-geliyor.php?sayfa=1
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Hüseyin Özay'ın haberi

Taşeron işçilerin özlük ve sosyal hakları yeniden şekilleniyor. Hazırlanan yeni tasarıya göre taşeron işçinin maaşını geciktiren patrona yeni iş verilmeyecek. Bu işçilerin tazminatlarında ise 'aylık' sisteme geçilecek.

AK Parti Hükümeti programında da yer alan her iki düzenlemeyle ilgili iki ayrı ekip çalışıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinatörlüğünde yürütülen çalışmaların Meclis'e tek paket halinde sunulup sunulmayacağına ise daha sonra karar verilecek. Taşeron işçilerle ilgili yürütülen yasa tasarısı çalışmaları, 'alt işveren' paketinde toplanacak.

Hazırlanacak bu pakette, yaklaşık 15 yıldır çözüm bekleyen taşeron işçilerin tüm sorunlarıyla ilgili düzenlemeler yer alacak. Bu  düzenlemelerin başında ise taşeron işçilerin maaşlarının düzenli ödenmesi geliyor. Halen mevcut sistemde, alt işverenler, üst işverenden işçilerin ücretlerini zamanında almasına rağmen, ödemeyi geciktirerek faiz gelir elde ediyor.

Taşeron işçilerle ilgili yapılacak düzenlemede, işçilerin maaşlarını geciktiren alt işverenlere, kademeli olarak yaptırım uygulanması getiriliyor. Maaşları geciktirme işlemini sürekli hale getiren alt işverenlere ise kamu ihale yasağı getirilmesi gibi cezalar verilecek.

Mevcut sistemde taşeron işçilere, asgari ücret düzeyinde ücret ödeniyor. Yeni sistemde alt işverenlerin ücretlerinin sektörlere göre değişmesi öngörülüyor. Bu sistemde, taşeron işçilerin maaşlarının asgari ücretin üzerine çıkması sağlanacak.

Kıdem tazminatında yıllık yerine aylık

Taşeron işçilerin en büyük sıkıntılarından birisi olan, kıdem ve ihbar tazminatları için de yeni düzenleme yapılıyor. Mevcut sistemde, alt işveren bir yıl dolmadan işçilerin sözleşmelerini feshederek, yeni kurduğu şirkete aktarıyor.

Bu sistem nedeniyle, işçiler kıdem tazminatlarını alamıyor. Üzerinde çalışan sistemde ise kıdem tazminatında 'yıllık' yerine 'aylık' hesaplama modeli getiriliyor. Örneğin, bir taşeron işçisi bir yıl içinde üç ay da çalışsa, kıdem tazminatı yanmayacak.

Kıdem Tazminatı Fonu'nda açılacak hesabına, üç aylık tazminat yatacak. Bu tazminatlar toplanacak ve diğer şartlar yerine geldiğinde  işçiye ödenecek. Yani yeni sistemde, kıdem ve ihbar tazminatlarında herhangi bir hak kaybı yaşanmayacak.

Taşeron işçilerin kıdem tazminatı primlerinin ödenmesinde ise hem üst hem de alt işveren sorumlu olacak. Dolayısıyla, üst işverenin, alt işverenin primleri düzenli ödemesi konusunda kontrol etmesi sağlanacak.

http://www.haber7.com/haber/20120423/Taseron-iscilere-yeni-haklar-geliyor.php

Avukat

Kıdem tazminatı düzenlemesinden çalışanlara ev alma kolaylığı çıktı. Yeni düzenlemeye göre ev almak isteyen çalışanlar, kredinin özkaynak şartı için kıdem tazminatı hesaplarını kullanabilecek.

Yaklaşık 11 milyon çalışanın merakla beklediği kıdem tazminatı reformundan, çalışanlara 'ev' müjdesi çıktı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinatörlüğünde oluşturulan komisyonun hazırladığı taslağa göre çalışanlar, ev almak için kıdem tazminatı fonunda toplanan tazminatlarının yarısını süreyi beklemeden çekebilecek. Örneğin, kıdem tazminatı hesabında 30 bin liralık birikimi bulunan işçi, ev alırken bunun 15 bin lirasını fondan çekebilecek. Söz konusu tutar, çalışanların konut kredilerinde istenen yüzde 25'lik özkaynak şartının yerine getirilmesi için kullanılacak. Böylece, çalışanların ev almak için 'emekli' olmayı beklemelerine gerek kalmayacak.

10 yıl şartı 15 yıla çıkarıldı

Bu arada, son olarak hazırlanan kıdem tazminatı taslağında, daha önce 10 yıl olarak belirlenen ilk çekme hakkı, 15 yıla çıkarıldı. Taslağa göre, çalışanlar kıdem tazminatı fonu oluşturulmasının ardından hesaplarında biriken tazminatlarını, 15 yılın ardından çekebilecekler. İkinci kez tazminatını çekmek isteyen çalışanın ise 1.800 gün daha prim ödemesi gerekecek. Bu sürelerin dışında, emeklilik, malullük ve ölüm hallerinde ise kıdem tazminatı fonunda biriken tutarın tamamı çalışan tarafından tahsil edilebilecek. Tazminatlar ise başvurunun ardından en geç 15 gün içinde ödenecek.

Çifte kıdem tazminatı geliyor

Taslakta, çift işte çalışanlara da çifte kıdem tazminatı verilmesi öngörüldü. Buna göre, çifte kıdem tazminat hakkı daha çok birden fazla işte çalışanlara yarayacak. Örneğin gündüz bir işte gece veya haftasonu bir başka işte çalışan kişiler, işverenle birden fazla kıdem tazminatı sözleşmesi yapabilecek. Bu kapsamdaki işçiler için Kıdem Tazminatı Fonu'nda iki ayrı hesap açılacak. Hesaplar birden fazla mevduat hesabı gibi, ayrı ayrı nemalandırılacak. İşçi, kanuni sürelerini doldurduğunda ise iki ayrı hesabındaki kıdem tazminatını çekebilecek. Söz konusu düzenlemeden, telifle çalışanlar da yararlanabilecek.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1315573&title=ev-almak-isteyene-tazminat-mujdesi

kilimanjaro



Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , son dönemde sıkça gündeme gelen kıdem tazminatı fonu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemenin şu an için gündemlerinde olmadığını belirten Çelik, bu konuda yazılan yazılarla ilgili olarak ise, "Fon taslağı 30 yıldır var." dedi. Kıdem tazminatının Fon'a devredilmesinin hükümet programında yer aldığını, ancak bu yönde adım atmadan önce sosyal taraflarla uzlaşma sağlanacağını söyledi. Bakanlık olarak gündemlerinde işçilerin toplu sözleşme yapabilmesi için yasalaşması zaruri olan Toplu İş İlişkileri Yasası'nın bulunduğunu anlatan Çelik, "Bakanlık olarak Üçlü Danışma Kurulu'nda sosyal taraflarla uzlaşmadığımız hiçbir konu gündemimizde yok. Dolayısıyla şu an için kıdem tazminatı gündemimizde değil." ifadelerini kullandı.

Toplu İş İlişkileri Yasası çıkmadığı için sendikaların yetki talebine cevap verilemediğini ve bu nedenle işçilerin toplu sözleşme yapamadığını hatırlatan Çelik, "Bakanlığımızdan sendikaların 904 yetki talebi var. Bunlara cevap veremiyoruz. Toplu İş İlişkileri Yasası çıkmadığı için de sendika istatistiklerini yayınlayamıyoruz. Eğer mevcut yasa ile istatistikleri yayınlasak 51 sendikadan 42'si yetkisini kaybediyor. Yalnızca 9 sendika kalıyor." dedi. Toplu sözleşmeler yapılamadığı için bu yasanın çok acilen Meclis'ten geçmesi gerektiğini anlatan Bakan Çelik, önceki gün sendikalarla yeniden bir araya geldiklerini söyledi. Bu toplantıda Meclis'in olağanüstü toplanarak yasayı çıkarması görüşünün benimsendiğini ifade eden Çelik, "Sendikalara bu öneriyi Sayın Başbakan'a ve diğer siyasi partilere götürmelerini söyledim." şeklinde konuştu.

Çalışma Bakanı Çelik, 2008'de yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Reformu'na ilişkin elde edilen sonuçları kamuoyu ile paylaştı. Reformun ardından kurumun gelirlerinde yüzde 118'lik artış olduğunu kaydeden Çelik, giderlerde ise yüzde 78'lik artış olduğunu belirtti. Buna göre SGK'nın 2007 yılında 56 milyar toplam geliri, 2011 itibarıyla 124 milyara çıktı. Aynı dönemde kurum giderleri ise 81 milyardan 140 milyara ulaştı. Reformun ardından kayıt dışı istihdam ile mücadelede önemli başarılar sağlandığını belirten Bakan Çelik, 2008-2012 yılları arasında yapılan çalışmalar ile 1 milyon 142 bin 467 tescilsiz sigortalı, 36 bin 867 tescilsiz emekli tespit edildiğini söyledi. 79 bin 766 tescilsiz işyerinin de kayıt altına alındığını anlatan Çelik, 10 bin 403 adet de sahte sigortalı yakaladıklarını vurguladı. Kayıt dışı istihdamın yüzde 45'ten yüzde 37,5'e gerilediğini ifade eden Çelik, "Kayıt dışı ile mücadele son derece önemli. Kayıt dışını önlediğinizde kurumun 26 milyarlık geliri oluşuyor." dedi.

Kurumun gelir-gider dengelerinde önemli iyileşmeler olduğunu kaydeden Bakan Çelik, prim gelirlerinin toplam giderleri karşılama oranının 2007 yılında yüzde 52 iken, 2011 yılında yüzde 58,1 olarak gerçekleştiğini vurguladı. Çelik, "Bu son derece önemli bir gelişme. Reform kendisini bu 3,5 yıllık süre içinde göstermeye başlamış diyebiliriz." ifadesini kullandı. Bakan Çelik, kurumun açığının GSYİH içindeki payının 2007 yılında yüzde 3 iken, 2011 yılında yüzde 2,9'a gerilediğini aktardı.

http://www.samanyoluhaber.com/ekonomi/Bakan-Celikten-kidem-tazminati-aciklamasi/804439/
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

Avukat

Başbakan Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nda Çalışma Bakanı Faruk Çelik'e sert çıktı: Nedir bu kıdem tazminatı tartışmaları? Kaldırın bu çalışmayı! Konuyu kapatın. Çelik Başbakan'ın talimatı üzerine çalışmayı durdurdu.

Gülümhan Gülten'in haberi

11 milyon çalışanın büyük tedirginlik yaşadığı Kıdem Tazminatı'nın kaldırılması ve yerine bir fon kurulmasıyla ilgili hazırlığa, Başbakan Erdoğan'dan son dakika müdahalesi geldi. Kıdem Tazminatı'yla ilgili çalışma, Başbakan'ın talimatıyla rafa kaldırıldı.

Pazartesi günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Erdoğan'ın, Çalışma Bakanı Faruk Çelik'e sert çıktığı, "Nedir bu kıdem tazminatı tartışmaları? Bir yandan sendikalar bağırıyor, bir yandan ortada bir taslak dolanıyor. Böyle şey olur mu? Kaldırın bu çalışmayı. Kıdem tazminatı konusu bugünün konusu değil. Bu konuyu kapatın. Taraflara da söyleyin" dediği öğrenildi. Bakan Çelik de Başbakan'ın talimatına uyarak çalışmayı durdurdu. Sendika temsilcilerine de gelişmeyi bildirdi.

HÜKÜMETİN PROGRAMINDA VAR

Başbakan'ın terör olayları nedeniyle gerilimin dozu artarken, bir yandan da önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerle başlayacak seçim sürecine girilirken, Kıdem Tazminatı gibi tartışmalı bir konunun şu anda gündeme gelmesini istemediği belirtiliyor.

Ancak diğer taraftan Kıdem Tazminatı Fonu kurulmasına dönük kararın halen Hükümet programında bulunduğu, konjonktürün değişmesiyle yeniden gündeme getirilebileceği, ancak bunun zaman alacağı da belirtiliyor.

"İYİ BİR GELİŞME OLDU"

Başbakan'ın talimatı üzerine Bakan Çelik'in sözkonusu gelişmeyi ilk olarak, "Kıdem Tazminatı'nın kaldırılması genel grev sebebidir" açıklaması yapan Türk-İş'e bildirdiği öğrenildi. Önceki gün Türk-İş Genel sekreteri ve Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak'ı makamında kabul eden Bakan Faruk Çelik, gelişmeyi açıkladı. Kavlak'ı, "İyi bir gelişme oldu" diye karşılayan Bakan Çelik'in de durumdan memnun olduğu belirtildi.

BAŞBAKAN "KAPATIN BU KONUYU" DEDİ

Gelişmeyi VATAN'a anlatan Kavlak, konuyla ilgili sorularımızı da yanıtladı. Kavlak şunları söyledi:
"Dün (önceki gün) Çalışma Bakanımız Faruk Çelik'le görüştük. Sayın Bakan, 'iyi bir gelişme oldu' diye söze başladı. Pazartesi yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında kendisinin kabineye bir sunum yaptığını, özellikle halen Meclis gündeminde bulunan Toplu İş İlişkileri Kanunu ile ilgili bilgi verdiğini anlattı.

Bu sunumun ardından Başbakan'ın Kıdem Tazminatı konusuyla ilgili bazı sorular sorduğunu ve ardından bu konunun kapatılmasını istediğini aktardı. Sayın Başbakan'ın, 'kıdem tazminatı konusunun gündemlerinde olmadığını, bu konunun artık kapatılması gerektiğini' söylediğini iletti. Bu karar, sendikal mücadelemiz açısından bir dönüm noktasıdır. Bu kararın tüm işçilerimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz."

Kavlak, Başbakan'la Türk-İş olarak yaptıkları görüşmede, kendilerinin hassasiyetlerini anlattığı zaman Erdoğan'ın da kendilerine söz verdiğini hatırlattı. Kavlak, "Başbakan'ın bize sözü var. Taraflarla mutabakat sağlamadan gündeme getirmeyeceğiz, merak etmeyin, demişti. Ama geçen zamanda ortaya bir taslak çıktı, tartışılıp duruyor. Başbakan buna zamanında müdahale etmiş oldu" diye konuştu.

Kavlak, "Çalışmayı hazırlayan Bakan Çelik'in de bu gelişmeye sevinmiş olması dikkat çekici" yorumuna şu yanıtı verdi: "Sayın Bakan bizce kabinede bu konuya en duyarlı bakandır. O da biliyor ki Kıdem Tazminatıyla ilgili düzenlemede işçinin 1 aylık alacak 13 güne düşüyor. Mevcut haklardan önemli ölçüde geriye gidiş oluyor. Bunların kabul edilmesi zor."

11 MİLYON ÇALIŞANI AYAĞA KALDIRAN DÜZENLEME NE GETİRİYORDU?

Milyonlarca çalışanın haklarında geriye gidiş anlamına gelen yeni Kıdem Tazminatı Fonu'na ilişkin taslak şu düzenlemeleri içeriyordu:

Mevcut sistemde işverinin yükümlülüğündeki Kıdem Tazminatı, yeni dönemde Bireysel Kıdem Hesabında birikecek, işveren, çalışanın brüt maaşının yüzde 4'ünü bu hesaba yatıracaktı. Buna göre halen çalışılan her yıl için 1 aylık ücreti üzerinden ödenen kıdem tazminatı, yeni dönemde 13 günlük ücret üzerinden ödenecekti.

Kıdem Tazminatı'nın çekilmesi için 15 yılı doldurma şartı aranacak, 15 yıl sigortalılık süresini dolduran ve adlarına 3 bin 600 gün yani 10 yıl prim yatırılanlar, tazminatın yarısını istedikleri zaman çekebilecekti. İkinci ve sonraki kullanımlarda ise bin 800 gün prim yatırılması zorunlu tutuluyordu.

Ölüm veya emeklilik durumlarında tazminatın tamamının çekilmesi sözkonusu olabilecekti. Öte yandan vergisiz tazminat dönemi sona erecek, kıdem tazminatının çekilmesi halinde yapılan ödemeler için vergi kesintisi yapılacaktı.

http://haber.gazetevatan.com/kapatin-bu-konuyu/475049/1/G%C3%BCndem#.UC9k6aM2h0k

kilimanjaro



İSA YAZAR

Mevcut sistemde 100 çalışandan sadece 8'inin kıdem tazminatını alabilmesi Çalışma Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Kıdem Tazminatı Fonu kurarak tazminatları devlet güvencesine almayı planlayan Bakanlık, işçi ve işveren uzlaşmasını şart koştu. Ancak taban tabana zıt görüşler yüzünden fon sistemine geçilmesi mümkün görünmüyor.

Çalışma hayatının en önemli problemlerinden kıdem tazminatı, sıkça tartışma konusu oluyor. Mevcut sistemde işçilerin yüzde 92'sinin tazminatını alamaması sebebiyle yeni bir sistem olarak Kıdem Tazminatı Fonu kurma çalışmaları yürütülüyor. Ancak fonun kurulabilmesi için işçi, işveren ve hükümetin uzlaşması gerekiyor. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, fona geçmenin şartının  uzlaşma olduğunu belirterek, "Uzlaşma sağlanamazsa başka bahara kalır." diyor. İşçi sendikaları ile işveren örgütlerinin talepleri ise taban tabana zıt.

Türk-İş mevcut sistemin devamından yana. Hak-İş hak kaybı olmaması şartıyla fona geçişi destekliyor. İşveren örgütleri ise tam tersi yönde görüş bildiriyor. Mevcut sistemin işverene ağır maliyet getirdiği gerekçesiyle hak kazanma oranlarının düşürülmesini talep ediyor. TİSK, bir yıllık çalışmaya karşın 30 günlük olan kıdem hakkının 15 güne indirilmesini istiyor. TOBB işsizlik maaşıyla kıdem tazminatının birlikte uygulanmasına karşı çıkarak sistemin işgücü maliyetini artırdığını öne sürüyor. Fona karşı çıkarken mevcut 30 gün olan kıdem hakkının 15 güne indirilmesinden yana. TÜSİAD da mevcut sistemin, hak kazanma oranlarının yüzde 50 azaltılması gerektiği görüşünde. Bu tablo, mutabakatın imkânsız olduğunu gösteriyor. Üç seçimin peş peşe yapılacağı dikkate alındığında kıdem tazminatı düzenlemesi başka bahara kalacak gibi görünüyor.

Mevcut kıdem tazminatı sisteminde işçilerin önemli bir bölümü kıdem tazminatlarını alamıyor. Çalışma Bakanlığı'nın verilerine göre çalışanların sadece yüzde 8'i kıdem tazminatını alabilirken, yüzde 92'si çeşitli sebeplerle bu haktan mahrum bırakılıyor. Bu tablonun başlıca sebeplerini işverenin her yıl işe giriş çıkış yaptırması, bir yılı dolmadan çalışanları işten çıkarıp yenisini alması ve iflas gibi nedenlerle ödeme yapmaması gibi unsurlar oluşturuyor. Haklarını alamayan işçi ise yargı yolunu tutuyor. Kıdem tazminatı sebebiyle açılan davalar, yargıda önemli bir iş yükü oluşturuyor. Çalışma Bakanlığı'nın kapısını çalan yüzlerce işçi, kıdem tazminatını alamamaktan şikâyetçi. Bakanlığın Alo 170 hattını arayan 297 bin kişi, kıdem ve ihbar tazminatı şikâyetini iletti. Bu tablo, bakanlığı yeni bir sistem arayışına yöneltti. Üzerinde durulan formül ise Kıdem Tazminatı Fonu kurulması.

Fon ile çalışanların kıdem tazminatları devlet güvencesine kavuşacak. Uygulama, ilk kez çalışmaya başlayacak olanlar için geçerli olacak. Mevcut çalışanların geçmiş ve gelecekteki hakları korunacak. Bu kişiler isterlerse mevcut sistemde devam edebilecekler. Ancak isteğe bağlı olarak Kıdem Tazminatı Fonu'na geçebilecekler. Hak kayıplarını önlemek için kıdem tazminatında yıllık sistemden aylık sisteme geçilecek. İşçinin kıdemi devlet güvencesinde olacak. Firma iflas etse de çalışan kıdemini alacak. Kıdem tazminatı ay üzerinden hesaplanacak. İşçi, fondan kıdem tazminatını 15 yıl çekemeyecek. Evlilik, ev alma, ölüm ve askere gitmek bunun istisnasını oluşturacak. Fonda herkesin bireysel hesabı olacak. İşveren, kıdem tazminatına denk gelen rakamı her ay çalışanın bireysel fon hesabına yatıracak.

Ancak bu sistemin hayata geçebilmesi için işçi sendikaları ile işverenlerin uzlaşması gerekiyor. Çalışma Bakanı Çelik, uzlaşma olmaması durumunda düzenlemenin bir başka bahara kalacağını dile getiriyor. İşçi sendikaları ile işveren örgütlerinin pozisyonlarına bakıldığında ise uzlaşmanın çok zor olduğu görülüyor. En büyük işçi örgütü Türk-İş ile DİSK, en baştan fona karşı çıkıyor. İşveren örgütleri TİSK ve TÜSİAD ile TOBB da fona karşı çıkarken, mevcut sistemin işveren lehine yüzde 50 indirilmesini istiyorlar. Bu üç kuruluşa göre mevcut sistemde her yıl için 30 gün olan kıdem hakkı, 15 güne indirilmeli. Fona destek olan Hak-İş ile TESK ise hak kaybına karşı çıkıyor. Çalışma Bakanlığı ise 30 gün olan kıdem tazminatı oranını bir miktar aşağı çekip fona geçilmesinden yana. Bu tablo, kıdem tazminatında taban tabana zıt görüşler yüzünden fon sistemine geçilmesinin kolay olmadığını gösteriyor.

http://www.zaman.com.tr/ekonomi_kidemde-isci-ile-isveren-uzlasmiyor-fon-duzenlemesi-baska-bahara-kalacak_2157331.html
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.