Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:19:34

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 62
Total: 62

Mahkeme Harçları; temyiz, karar düzeltme, tenfiz, karar/ilam, başvuru, vs. harcı

Başlatan kilimanjaro, 28 Temmuz 2009, 18:41:21

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

MAHKEME HARÇLARI
FETHİ MERDİVEN (Perşembe Hakimi)

GİRİŞ

Harç, özel-tüzel kişilerin özel çıkarlarına ilişkin olarak kamu kuruluşlarının hizmetlerin­den yararlanmaları karşılağında yaptıkları ödemelerdir. O halde harç, kamu hizmetlerin­den yararlananların ödemesi gereken mali bir yükümlülüktür. Mali yükümlülük olması hase­biyle de Anayasa'mızın 73/3 maddesi gere­ğince ancak kanunla konulabilecektir. Buna istinaden 2.7.1964 tarih ve 492 sayılı harçlar kanunu çıkarılmıştır. Kanun çıkarıldıktan bu yana ek ve tadillerle halen genel bir harç ka­nunu olarak yürürlüktedir.

Aslında Devletin verdiği hizmet, kamu hiz­meti olması nedeniyle parasızdır. Ancak ka­mu hizmetlerinin vatandaşlara daha verimli ulaşabilmesi ve gereksiz başvuruları engelle­me gibi saiklerle bu hizmetlerin bazılarından faydalananlara mali bazı yükümlülükler geti­rilmiştir. İşte mahkemelerde hak arayanlar­dan da buna benzer bir mali yükümlülük geti­rilmiştir. Yani harç olarak belirli miktar parayı devlete ödeyecektir. Bunada Mahkeme Harcı adı verilmektedir. Fakat bu harç devletin bu alandaki hizmetinin tam karşılığı değildir. Eğer tam karşılığı olsaydı hak arama hürriyeti kısıtlanmış olurdu. Zira bunun mali külfetini vatandaşların karşılaması imkansızdır.

MAHKEME HARÇLARININ KONUSU VE CEZA MAHKEMELERİNİN ŞAHSİ HAKKA HÜKMETMESİ

Harçlar kanununun 1. maddesi alınacak harçların nevilerini belirtmiş ve bir nolu ben­dinde yargı harçlarını göstermiştir. Kanunun birinci kısmının birinci bölümü de yargı harçla­rını etraflı bir şekilde düzenlemiştir. Kanunun 2. maddesine göre "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları yargı harçlarına tabidir. Ceza Mahkemelerin­de şahsi hukuka ait hakların hüküm altına alınması halinde de celse harçları hariç olmak üzere (1) sayılı tarifeye göre harç alınır." Mad­denin ilk fıkrası yargı işlemlerinden (1) sayılı tarifede yazılı olanları yargı harcı kapsamına almıştır. Dolayısıyla yargı işlemi olsada (1) sayılı tarifede anlatım ve tanımlamaya girme­yen bir işlemden yargı harcı alınması müm­kün değildir. Yukarıda anılan Anayasa'mızın 73/3 maddesi gereğincede kıyas yolu ile yeni harç konusu yaratılamayacaktır.

(1) sayılı tarife göz önüne alındığında da birçok taraf işlemi ve de hakim işlemi gösteril­miştir. Her birinden değişik oran ve miktarda harç alınacağını göstermiştir. Bundan çıkan sonuç, harca ilişkin işlemlerde bir davadan tek bir harç alınması değil, bir davaya ilişkin deği­şik işlemlerden, değişik oran miktarlarda harç alınması yoluna gidilmiş olmasıdır.

Maddenin 2. fıkrası Ceza Mahkemlerinden şahsi hukuka ait hakların hüküm altına alın­ması halinde de celse harçları hariç, harç alı­nacağına amirdir. Bu harç alınırkende (1) sa­yılı tarife gözönüne alınacaktır. CUMK'un 358. maddesine göre müdahale istemi ile birlikte şahsi haklar istenebilmektedir. Keza bunun şahsi dava ile birlikte istenmesine de engel yoktur. Şahsi hakkın konusu, medeni, hukuki uyuşmazlıklardır. Bunun içine malın geri veril­mesi, yargılama giderlerinin ödenmesi ve taz­minat (Maddi ve Manevi) girer. Ceza muhake­mesi içinde şahsi hak uyuşmazlığının en belir­gin özelliği, bunun bir hukuk uyuşmazlığı, bir hukuk davası olmasıdır.

Mahkeme her ne kadar bir ceza uyuşmaz­lığını çözmekte ise de sanığın mahkum olma­sı, şahsi hak konusundaki kararın ceza muha­kemesi sonunda verilecek kararı geciktirme­mesi ve müdahalede bulunanın istemi şartıyla bu hukuk uyuşmazlığını da çözmektedir. Bu nedenle ceza mahkemesinin verdiği tazminat ödenmesi, malın geri verilmesi şeklindeki ka­rarı ile beraber harca da hükmetmesi gerekir. Kanun ceza muhakemesinde maddi hakikatin aranması sebebiyle celse harçlarını istisna tutmuştur.

Ceza Mahkemelerinde müdahale istemi ile birlikte veya şahsi davayla birlikte şahsi haklarında hüküm altına alınması istendiğin­de başvuru harcı alınmayacaktır. Kanunun 2/2 maddesi şahsi hakların hüküm altına alın­ması halinde harç alınacağını, ekli (1) sayılı tarifede ise hangi hallerde başvuru alınacağı­nı tek tek sayma yoluyla belirlemiştir. Demek ki şahsi hak hüküm altına alındığında harç konusu doğmaktadır. Ceza Mahkemesinde şahsi hak talebi reddelirse red harcı da alın­mayacaktır. Çünkü kanunun 2/2 maddesi bir tek halde harç alınacağını gösteriyor, o da şahsi hakkın hüküm altına alınması halidir.

TÜRK VE YABANCI HAKEM KARARLA­RININ İNFAZINDA HARÇ

Kanunun 3. maddesinde hakem kararları­nın infazı lazım geldiğinde, infazı lazım geldi­ğine dair Mahkeme Başkanı veya hakim tara­fından verilen şerhlerden hakem kararının mahiyetine göre karar ve ilam harcı alınır. Yabancı hakem kararları ile kanun gereğince tahkim yolu ile halli mecburi olan davalardan da aynı surette harç alınacağı açıklanmakta­dır.

Hakem kararları kesinleşmedikçe icra olu­namaz (HUMK 536 m). - Hakem kararı Yargı­tay tarafından onanmak suretiyle kesinleşmiş ise, hakim, hakem kararının altına veya arka­sına "Kararın kesinleştiğine dair" bir şerh ve­rir. Bunun üzerine hakem kararı icra edilebi­lir.- Hakem kararı süresinde temyiz edilmedi­ği için kesinleşmiş ise, bu halde, hakem kara­rı kesinleşme şerhi ile birlikte Mahkeme Baş­kanı veya hakim tarafından tasdik olunur. İşte Mahkeme Başkanının veya hakim'in bu tas­dik ve kesinleşme şerhlerinden kararın mahi­yetine göre ekli (1) sayılı tarife uyarınca harç alınacaktır.
MÖHUK'un 43 ve 45. maddelerine göre yabancı hakem kararlarıda yetkli Türk Asliye Hukuk Hakimi veya mahkemesinden tenfiz kararı alındıktan sonra icra edilebilir. Bu ka­rarların mahiyetine göre yine ekli (1) sayılı ta­rifeye göre harç alınacaktır. Bu üç halde de alınacak olan harç, hem başvuru harcı ve hemde karar ve ilam harcıdır.

Halli mecburi tahkime tabi davalardan da aynı surette harç alınacaktır. 29.6.1938 tarih ve 3533 sayılı kanuna tabi kurumların arala­rındaki ihtilafların çözümüne ilişkin hakem kararlarının infazı ise aynı kanunun 7. maddesi­ne göre genel hükümlere göre infaz edilecek­tir. Dolayısıyla harçtan muaf olanlar için harç hükmedilmeyecek şayet ilgili kurumlardan biri veya ikisi harçtan muaf değilse daha başlan­gıçta başvuru harcı ve peşin harç, karar veril­dikten sonra da şayet eksik kısım kalmış ise peşin alınan karar ve ilam harcı mahsub edil­dikten sonra kalan harcında alınmasına karar verilecektir.

YABANCI MAHKEME İLAMLARININ TENFİZİNDE HARÇ

Yabancı mahkemeler tarafından verilen ilamların, Türk görevli mahkemelerinde (MÖ-HUK 35 m.) tenfizi için MÖHUK'un 36 ve 41. maddelerine göre açılacak davalarda, bu ilamlarda hükmolunan şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre harçlar kanununa ekli (1) sa­yılı tarifeye göre harç alınacaktır. Tenfiz için daha başlangıçta başvuru harcı alınacaktır. Burada bahsedilen harç nisbi veya maktu ka­rar ve ilam harcıdır.

ÖZELLİK ARZEDEN DURUMLAR

A- KARŞILIK DAVALAR VE DAVAYA MÜDAHALE
a) Karşılık Davalar: Açılmış olan bir dava­da, davalının aynı mahkemede ve aynı dos­yada asıl davacıya karşı dava açmasına kar­şılık dava denir (HUMK 203-208 m). Usulüne göre açılan bir karşılık dava, tıpkı müstakil bir dava gibi harca tabidir. Alınacak olan harç da­vanın mahiyetine göre ekli (1) sayılı tarife uyarınca hem başvuru ve hem de karar ve ilam harcıdır.
b) Davaya Müdahale:
aa) Feri Müdahale: Bir kişinin, diğer iki ki­şi arasında görülmekte olan davaya, onlardan birinin kazanmasındaki yararından dolayı yar­dım için davaya dahil olmasıdır. Fer'i müda­hale, davanın görüldüğü mahkemeye verile­cek bir dilekçe ile olur. Müdahale dilekçesi iki nüsha olacaktır. Mahkeme müdahale isteği hususunda bir karar vermelidir. Müdahale is­teğinin reddine ilişkin olarak verilen karar, mü­dahale isteği reddedilen kişi tarafından asıl hükümle birlikte temyiz edilebilir. Davaya fer'i müdahil olan kişinin yukarıda belirtilen hal dı­şında yalnız başına hükmü temyiz etme yetki­si yoktur. Davaya müdahil olan kişiden ekli (1) sayılı tarifenin (A) 1- Başvurma harcı başlıklı kısmına göre başvurma harcı alınır. Müdahale edilen davada hüküm asıl taraflara muzaf olarak verilir. Bu nedenle hükümde fer'i mü-dahile her hangi bir harç yükletilmeyecektir. Yalnız davaya fer'i müdahil olan kişi yukarıda belirtilen nedenle temyiz ederse, iltihak ettiği taraftan alınan harca eşit miktarda harcı öde­mek zorundadır.

bb) Asli Müdahale: Hukuk usulü muha­kemeleri kanunumuzda yer almamakla birlik­te gerek uygulamada gerekse öğretide asli müdahalenin varlığı kabul edilmiştir. Asli mü­dahale iki kişi arasında belli bir şey veya hak üzerinde dava devam ederken, üçüncü bir ki­şi bu dava konusu olan şey veya hak üzerin­de kısmen veya tamamen bir hak sahibi oldu­ğunu iddia ederek aynı mahkemede bir dava açarsa buna asli müdahale denir. Asli müda-hilin ilk davanın görüldüğü mahkemede ayrı bir dava açması gerekir. Asli müdahale dava­sı ilk davanın davacı ve davalısına karşı bir­likte açılmalıdır. İlk davanın davacı ve davalı­sı asli müdahilin açmış olduğu bu davada da­valı durumdadır. Mecburi dava arkadaşı du­rumundadırlar. Yargıtay kararlarında da gös­terildiği üzere asli müdahil bir davacı gibi ha­reket etmek hakkını haizdir. Dolayısıyla asli müdahale davası açan davacının tıpkı bir da­vacı gibi davanın niteliğine göre ekli (1) sayılı tarifeye göre başvuru harcı ve peşin harç ödemek zorumluluğu vardır. Dava sonunda verilen hükümde de, peşin alınan harç mah-sub edilerek davanın niteliğine göre karar ve ilam harcına hükmetmesi gerekir. Şayet asli müdahil, asli müdahale davası için gerekli olan harcı ödemez ise, mahkeme asli müda­hilin talebini inceleme konusu yapamaz. (HK. 27/3, 32 m).

B- BİRLEŞTİRİLEN DAVALARDA HARÇ
Ayrı ayrı açılmış iki dava arasında bağlan­tı varsa, bu iki davanın birleştirilmesi istenebi­lir. (HUMK 45 ve 48. m) Davaların aynı se-bebten doğması (HUMK 43/2 m) veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileye­cek nitelikte bulunması halinde iki dava ara­sında bağlantı var sayılır.

Davalar ayrı mahkemelerde açılmış ise birleştirme talebinin, ikinci davada ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. Farklı mahke­melerde değilde aynı mahkemede görülmek­te olan iki dava arasında yukarıda belirtilen türde bir bağlantı varsa, davanın her halinde istek üzerine veya resen mahkeme birleştirme kararı verilebilir. Birleştirme kararı verilmesin­de, bir yerde aynı tür mahkemeden birden fazla mahkeme varsa bunları farklı bir mahke­me olarak değil, aynı mahkeme olarak kabul etmek gerekir. Birleştirilmesine karar verilen davanın esas defterindeki kaydı kapatılır. Bir­leştirme kararına ayrı bir numara verilir ve bir­leştirme hususu iki davanın esas defterine de işaret edilir. Birleştirme kararına, birleştirme­nin hangi dava dosyasında olacağı gösterilir ve bu şekilde esasın kapatılmasına da karar verilecektir. Mahkemenin vereceği son karar­da da birleştirilmiş olan iki dava hakkında da ayrı ayrı hüküm kurulacaktır. Kurulan hükümde de iki davanın niteliğine göre ayrı ayrı ka­rar ve ilam harcına hükmedilecektir. Fakat bir­leştirme kararında herhangi bir harca hükmedilmeyecektir.

C- DAVALARIN AYRILMASINDA HARÇ
İhtiyari dava arkadaşlığının caiz olmadığı, daha doğrusu davalar arasında HUMK'nun 43 ve 45/3 maddelerinde belirtildiği anlamda bağlantı bulunmadığı halde, birden fazla kişi birlikte dava açmışlar veya birden gazla kişiye karşı birlikte dava açılmış ise, bu davaların ayrılması istenebilir. Mahkeme resen de ayrıl­maya karar verebilir. Birleştirme kararında ol­duğu gibi, ayrılma kararı bir ara kararı oldu­ğundan ayrı bir esas numarası verilmez. Son karar olmaması hasebi ile de yalnız basına temyiz edilemez. Ayrılmasına karar verilen davalar başka yer mahkemelerinden gelmiş olsada o yer mahkemelerine geri gönderil-mez.
Ayrılmasına karar verilen dava ve davalar, mahkemenin esas defterine ayrı ayrı kaydedi­lir. İlk kayıt eski dosyada kalan davaya mün­hasır olacaktır. Esas defterindeki eski kayıtlar ile yeni kayıtlar birbirlerine bağlanır.

İlk dava dosyasında kalan davalar ayrılma­sına karar verilen davalardan ayrı ayrı başvur­ma harcı alınır. İlk alınan başvuru harcı ilk esasta kalan davanın başvuru harcı olarak kalacaktır. Karar ve ilam harcına gelince, eğer ayrılmasına karar verilen davalar maktu karar ve ilam harcına tabi idiyseler her birinden ayrı ayrı yeniden maktu karar ve ilam harcının pe­şin alınması gerekir. Eğer ayrılmasına karar verilen davalar nisbi karar ve ilam harcına tabi davalar idiyse, davalar birlikte açılırken ilk dava dosyasında toplam miktar üzerinden peşin karar ve ilam harcı alınmasına gerek yoktur. Davalar sona erdiğinde esasa ilişkin karar ve­rilince bu peşin alınan harcın yalnız bir dava­daki hükümden veya değerleri ile orantılı ola­rak herbirinden mahsub edilmesi gerekeceği doğaldır.

D- DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRIL­MASINDA HARÇ
Oturuma çağrılmış olan taraflardan hiçbiri duruşmaya gelmez veya gelipte takip etme­yeceklerini bildirirlerse dava dosyası işlem­den kaldırılır. İşlemden kaldırılmasına karar verilen dava, işlemden kaldırma kararından itibaren üç ay içinde yenilenmez ise dava açılmamış sayılır ve dava açılması ile ortaya çıkan sonuçlar da ortadan kalkar. (Zaman aşımı kesilmemiş olur). Bir dava iki defadan fazla takipsiz bırakılamaz. (HUMK 409 m.) Cumhuriyet Savcılarının özel hukuka ilişkin yetkilerine dayanarak açmış oldukları hukuk davalarına gelmemeleri halinde de dava dos­yasının işlemden kaldırılmasına karar veril­mesi gerektiğini de savunanlar vardır. Yalnız, ihtiyati tedbir kararına itiraz ve ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine yapılan duruşmalara taraflardan hiçbiri gelmese dahi dava dosyası işlemden kaldırılmaz. Mahkeme bu hususta bir karar vermek zorundadır.

İşlemden kaldırılan dosya işlemden kaldır­ma tarihinden itibaren bir ay içinde yenilenir­se yenileme harcı alınmaz. Eğer işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınması ge­rekir. (HK 7 m.)

Dava dosyasını yenileyen tarafın ödeye­ceği harç, dava açılırken ödenmiş olan karar ve ilam harcının peşin kısmı ile başvuru har­cıdır. Harca tabi olmayan bir davanın yenilen­mesinden ise yeniden harç alınmaz. Yenile­me harcı hüküm kurulduğunda davayı kaybe­den tarafa yüklenemez. Yenileyenin üzerinde bırakılır.
Davanın açılmamış sayılması kararı bir son karardır ve yalnız başına temyiz edilebi­lir. Ayrı bir karar numarası verilir. Davanın açılmamış sayılması kararı ile davacı maktu karar ve ilam harcı ödemeye mahkum edilir. Peşin alınan karar ve ilam harcı bunu karşı­larsa yeniden alınmasına karar vermeye ge­rek yoktur. Eğer peşin alınan harç fazla ise istek halinde davacıya iadesine karar verilme­lidir. (HK 31 m.)

E- DAVADAN FERAGAT, KABUL VE SULH HALİNDE HARÇ
a) Davadan Feragat Halinde Harç: Fera­gat, davada iki taraftan birinin neticei talebin­den vazgeçmesidir. (HUMK 91 m.) Feragat vuku bulunduğunda "Feragat nedeniyle dava­nın reddine" karar verilir. Davadan feragat eden kişi mahkum olmuş gibi yargılama gider­lerini ödemeye mahkumu edilir. Feragat ile dava sona erecektir.

Feragat, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulmuş ise, karar ve ilam harcının üçte biri (1/3), daha sonra olursa karar ve ilam harcı­nın üçte ikisi alınır. Görüldüğü gibi harçlar ka­nunu, harcın oranını gösteriyor fakat bu ora­nın neye uygulanarak alınacağını göstermi­yor. Feragat nedeniyle dava reddelince harcın mükellefi davacı olacaktır. Eğer dava maktu karar ve ilam harcına tabi bir dava idiyse, red halinde bu maktu karar ve ilam harcının üçte bir veya üçte ikisi alınacaktır. Çünkü harçlar kanununda nisbi harçların belli bir miktardan az olacağına benzer bir hüküm, maktu harçlar için konulmamıştır. Ve eğer reddolunan dava nisbi karar ve ilam harcına tabi bir dava ise alınacak harç yine maktu karar ve ilam harcı­dır. Çünkü harçlar kanununa ekli (1) sayılı ta­rifenin A-3-2-a bölümünde ayrım yapmaksı­zın, davanın reddi halinde maktu karar ve ilam harcı alınacağını göstermektedir. Fakat, feragat nedeniyle davanın reddine karar veril­diğinde, eğer dava nisbi harca tabi olacak ne­viden bir hakka ilişkin ise, dava kabul ile neti­celendiğinde alınması gereken karar ve ilam harcının hesaplanıp, feragatin zamanına göre bunun üçte birinin veya üçte ikisinin alınması­nı savunan yazar ve uygulayıcılar da vardır. Bu görüş harcın matrahın tamamen farazi ola­rak hesaplanmaktadır. Çünkü davacının talep ettiği hak henüz mahkemece hüküm altına alınmadığı gibi, ne miktarda hüküm altına alı-nacağıda belli değildir. Bu şekilde harç hesap­lanması harçlar kanununun ruhuna aykırı ola­caktır. Bu şekilde harç hesaplanıp davacıya yükletilmesi adaletsiz sonuçlarıda beraberin­de getirecektir. Şöyle ki konusu belli bir de­ğerle ölçülebilen bir dava, senelerce mahke­meyi meşgul ettikten sonra esastan reddelirse maktu karar ve ilam harcı alınacak, fakat ilk oturumda veya ikinci, üçüncü oturumda hakkı­nın olmadığını veya talep ettiği kadar olmadı­ğını anlayan ve bu nedenle mahkemeyi meş­gul etmek istemiyerek davasından feragat eden davacıdan talep ettiği miktar üzerinden hesaplanan harcın üçte biri veya üçte ikisi alı­nacaktır. Bu sonucun adaletsizliği ise ortada­dır. Sonuç olarak bir davanın esastan reddi ile feragat nedeniyle reddi arasında fark yok­tur. Çünkü feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde de hüküm maddi an­lamda kesin hüküm teşkil etmektedir. Feragat işlemi ile asıl haktan vazgeçilmiş ve o hak ar­tık ortadan kalkmıştır. Davanın esastan reddi halinde de sonuç farklı değildir. Zira bu esas­tan red karanda ya hakkın mevcut olmaması veyahut da son bulmuş olması sebebine da­yanır. İşte bu nedenle, feragat nedeniyle red­dedilen davanın konusu belli bir değerle ölçü­lebilen bir davada olsa maktu karar ve ilam harcı alınmalıdır.

b) Davayı Kabul Halinde Harç: Kabul iki taraftan birinin diğerinin talep sonucunu kabul etmesidir. (HUMK 92 m.) Kabul vuku bulun­duğunda "Kabul nedeniyle davanın kabulüne" karar verilir. Kabul halinde verilen davanın kabulü kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Kabul eden davalı aynı zamanda harcında mükellefidir.

Kabul muhakemenin ilk celsesinde vuku bulmuş ise, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra vuku bulmuş ise, üçte ikisi alınır.

c) Sulh Halinde Harç: Sulh görülmekte olan davanın taraflarının karşılıklı anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir. Taraflar mahkemenin sulh anlaşmasına göre bir karar vermesini istemeyip, sadece sulhu isterlerse, mahkeme sulhu tutanağa geçirir ve karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Taraflar veya taraflardan yalnız biri isterse mahkeme şarta bağlı olmayan sulh anlaşma­sına göre bir karar vermek zorundadır. Taraf­lar yargılama masrafları ve bu arada harcın kim tarafından ödeneceği hususunda bir an­laşma yapmışlarsa, mahkeme sulhteki kabul ve feragat durumuna göre harcı taraflara yük­leyecektir. Sulh ile sonuçlanan davada karar ve ilam harcı, mahkemenin sulh olmadan da­vayı karara bağlaması halinde ödenecek olan (Nisbi veya Maktu) karar ve ilam harcının, sulhun zamanına göre üçte biri veya üçte ikisidir. Karar ittihazına mahal olmadığına karar verilmesi halinde ki mahkeme bu kararı taraf­ların sulhun içeriğine göre bir karar verilmesini istemediği veya isteseler de sulhun şarta bağ­lı olması nedeniyle kabul edilememesi halinde verir, karar ve ilam harcı maktu olarak alına­caktır.

F- ISLAH HALİNDE HARÇ
Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzelt­mesine denir. (HUMK 83 m.)

a) Davanın Tamamen Islahında Harç: Davanın tammen ıslahını asıl davacı veya karşılık davanın davacısı yapabilir. Bu talep dava dilekçesinden itibaren yapılan bütün iş­lemlerin geçersizliği sonucunu doğurur. Ve yeni bir dava dilekçesinin verilmesini gerekti­rir. Yeniden verilen bu dava dilekçesi üzerine yeniden harç alınmaz. Davasını tamamen ıs­lah etmiş olan davacı veya karşılık davanın davacısı HUMK'nun 88. maddesinde belirtilen üç (3) gün içinde yeni bir dava dilekçesi ver­mez ise davası iptal olunur. Mahkemenin bu­nun dışında bir karar vermesi mümkün değil­dir. Bu karar dava dosyasının işlemden kaldı­rılması mahiyetinde olan bir karardır. İşte bu kararda da herhangi bir harca hükmedilmez. Davanın iptali kararından itibaren üç ay içinde yeniden harç verilerek açılmayan davadan, davacı feragat etmiş sayılır. (HUMK 89 m.) Tamamen ıslah ta özellik arzeden husus, Da­vanın iptali kararında harca hükmedilmemesi, iptal kararından itibaren üç ay içinde, feragat etmiş sayılma sonucunun doğmamasını iste­yen davacının yeni bir dava açması halinde, Yeniden Başvuru Harcı ile Kesin Karar ve ilam harcını ödemek zorunda olmasıdır. Üç ay içinde yeniden harç ödenerek açılmamış olan dava artık açılamaz. Fakat davacının Islah et­mek istediği davasını yeniden harç ödeyerek müstakil bir dava şeklinde açmasına mani yoktur.
Islah tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Di­lekçe ile veya duruşmada tutanağa geçerek ıslah yapılması mümkündür. Islah eden taraf, Islah tarihine kadar olan dava masrafları ile diğer taraf için takdir olunan zarar ve ziyanı ödemek zorundadır. Eğer bu sayılanları öde­mez ise ıslah yapılmamış sayılır. Ancak bu yargılama giderlerine harç (ve bu arada ücreti vekalet) dahil değildir.

b) Davanın Kısmen Islahında Harç: Bu şekildeki ıslahı iki tarafta yapabilir. Dava di­lekçesinden sonra herhangi bir usul işleminin ıslahı kısmen ıslaha girer ve herhangi bir harç ödenmesine de gerek yoktur. Bu şekil­deki ıslahta, üç gün içerisinde yeni bir dava dilekçesi verilmesi gereğide yoktur. Şayet ve-rilmese ıslah yapılmamış sayılır yoksa davası iptal edilmez. Dolayısıyla üç ay içinde yeni­den harç ödenerek yeni bir dava açılması da söz konusu olmaz.

G- GÖREVSİZLİK VE YETKİSİZLİK HA­LİNDE HARÇ
a) Görevsizlik Kararı Verilmesi Halinde Harç: Mahkeme yapacağı inceleme sonu­cunda görevsiz olduğu kanısına varırsa, gö­revsizlik kararı verir. Görev kamu düzenine ilişkin resen nazara alınması gerekir. (HUMK 7 m.) Görevsizlik kararı davanın başında veri­leceği gibi, daha sonra da verilebilir. Görev­sizlik kararı nihai karar olup yalnız başına temyiz edilebilir. Görev itirazı var ise ve bu iti­raz reddedilmiş ise, bu karar ancak asıl hü­kümle birlikte temyiz edilebilir.
Mahkeme, Adli Yargı içinde başka bir mahkemenin görevli olduğundan bahisle gö­revsizlik kararı verince, Görevli Mahkemeyi belirterek, Görevsizlik nedeniyle Dava Dilek­çesinin reddine, Kararın Kesinleşmesini mü­teakip Müracaat halinde Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verecektir. (HUMK 193 m.) Gönderme kararı resen veril­meyecek, bu kararın kesinleştiği tarihten baş­layarak on gün içinde yeniden Dilekçe veril­mesi veya Çağrı kağıdının tebliğ ettirilmesi gerekir. Aksi Takdirde Dava Açılmamış sayı­lır. Belirtilen 10 gün içinde davacı Görevli Mahkemede Tebligat Yaptırırsa, başkaca herhangi bir işleme gerek kalmaksızın, dava­ya görevli mahkemede devam edilecektir. Keza görevsizlik Kararı veren Mahkemeye Dava Dosyasının görevli mahkemeye gönde­rilmesi için verilecek dilekçe ile de davaya de­vam ettirilmesi mümkündür. Görevli Mahke­mede Tebligat Yaptırarak davaya devam et­me yetkisi yalnız davacıya tanınmıştır.

Görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilince bu bir son karar olma­sı nedeniyle, Mahkeme davacıyı Mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ödemeye de mahkum edecektir. Davanın Konusu belli bir değerle ölçülebilen bir hak dahi olsa Davacı Maktu Karar ve İlam harcımda ödemeye mah­kum edilmelidir. Bu harç görevli mahkeme ta­rafından dava esastan karara bağlandığında Davalıya yükletilemez. On gün içinde görevli mahkemeye başvurarak yalnız tebligat yaptı­rılması yeterlidir. Yeniden Başvuru Harcı veya Karar ve İlam harcının peşin kısmının alınma­sına gerek yoktur. Ancak Sulh Hukuk Mahke­mesi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ol­duğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş ve Asliye Mahkemesinde Davaya devam edilmek isteniyorsa, Sulh Mahkemelerindeki Başvuru Harcı Asliye Hukuk Mahkemelerindeki başvu­ru harcından az olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin eksik harcı tamamlattırması gerekir.

b) Yetkisizlik Kararı Verilmesi Halinde Harç: Yukarıdaki açıklamalar niteliğine aykırı düşmedikçe Yetkisizlik nedeniyle dava dilek­çesinin reddine karar verilmesi halinde de ge­çerlidir. Yani Yetkisizlik Kararında mahkeme davacıyı maktu karar ve ilam harcına mah­kum etmeli ve bu harç dava esastan karara bağlandığında davalıya yüklenmemelidir.

H- TEMYİZ KARAR DÜZELTME VE İADE-İ MUHAKEMEDE HARÇ
a) Temyizde Harç: Temyiz ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara karşı olağan kanun yoludur. Hukuk Usulü Muhake­meleri Kanununun 434. maddesine göre, Temyiz İsteği, Harca tabi ise Harcın Yatırıldığı tarihte, harca tabi değilse Temyiz Dilekçesinin Temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır.

Temyiz Dilekçesi verilirken Hükümde yer alan Harçların tamamı ödenir. Harcın eksik ödenmiş olduğu anlaşılırsa, Kararı veren Ha­kim veya Mahkeme Başkanı tarafından verile­cek yedi (7) günlük süre içinde tamamlanma­sı, Aksi halde Temyiz Talebinden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde Harç ve Giderler ödenmez ise mahkeme, Kararın Temyiz Edil­memiş Sayılmasına Karar verir. Bu Kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde temyiz edildiğinde, Yargıtay'ca, Temyiz isteminin red­dine ilişkin verilen Karar bozulursa, ilk Temyiz Dilekçesine göre inceleme yapılır.
Temyiz yoluna başvurandan ayrıca başvu­ru harcı alınmaz.

Maktu Harca tabi davaların Kabul ve Red­dine ilişkin kararlar ile nisbi harca tabi davala­rın reddine ilişkin Kararların Temyizinde Mak­tu Temyiz Harcı alınacaktır. Bunun tamamı peşin alınır.

Nisbi Harca Davaların Kabulüne ilişkin Ka­rarların Temyizinde, İlamda gösterilen Karar ve İlam harcının dörtte biri (1/4) peşin olarak alınır. Bu şekilde Temyiz yoluna başvurulur­ken maktu harca tabi olanlarda tamamının, nisbi harca tabi olanlarda ise dörtte birinin pe­şin alınması ile dava dosyası Yargıtay'a gön­derilir.
Yargıtay tarafından Mahkeme Hükümü Bozulursa bundan harç alınmaz. Bu durumda Yüksek Yargıtay peşin alınan harcın istek ha­linde iadesine karar vermektedir. Yargıtay'ın bozması üzerine, yeniden yargılama yapan mahkeme vereceği hükümde, hiçbir harç al­mamışçasına son kararında Karar ve İlam harcı alır. Ancak Bozulan Hükümden evvelce alınmış olan Karar ve ilam harcı, müteakip hükme ait harçtan mahsub edilir. (HK 8 m.)

Yargıtayca Hukuk Mahkemesinden verilen ilamların Onanması halinde, Onama Karar Muhtevası Yargıtay'ca Hüküm altına alınmış gibi tarifede gösterilen harçların alınacağı 492 sayılı Harçlar Kanununun 9. m ve (1) sa­yılı Yargı Harçlarına ilişkin Tarifenin, Mahke­me harçlarına ilişkin Bölümünün 111 Karar ve İlam harçları 1/e gereğidir. Eğer ilk Mahke­menin Kararı Nisbi Harca Tabi Bir dava idiy­se, ki bunun dörtte biri (1/4) Temyiz yoluna başvurandan peşin olarak alınmıştı. Geri ka­lan dörtte üçü (3/4) de Yargıtay tarafından Temyiz Harcı olarak alınacaktır. Eğer ilk mahkemenin kararı maktu harca tabi idiyse veya red ve benzeri sebeplerle maktu karar ve ilam harcı alınmış ise bu durumda da Yar­gıtay'ca verilen onama kararı ile ilk derece mahkemesinin kararındaki harç kadar, temyiz harcı alınması gerekecek ve bu da temyiz yo­luna başvururken peşin olarak alınmış oldu­ğundan yeniden harç alınmasına gerek kal­mayacaktır.

b) Karar Düzeltme Halinde Harç: Karar Düzeltme de olağan kanun yoludur. Yargı­tay'ın ilgili dairesinden verilen Onama veya Bozma kararına karşı yine aynı daireden belli sebeplerle istenen bir düzeltme yoludur. Ka­rar Düzeltme yoluna başvurandan Başvuru Harcı alınmaz. Karar Düzeltme Taleplerinden Peşin Harç da alınmaz. Çünkü istemin ince­lenmesi sonucu beliren duruma göre harç alınması gerekir.

Karar Düzeltme istemi üzerine, İlk Derece Mahkemesinden verilen Hüküm Onanırsa, Temyiz olunan hükümden alınmış harç kadar yeniden harç alınır. (HK 9 m.) Yalnız bu, Yar­gıtay'ın ilgili Dairesinin ilk derece mahkemesi­nin kararını bozması üzerine başvurulan karar düzeltme talebi içindir. Çünkü Bozma üzerine yukarıda belirtildiği gibi harç alınmamakta, pe­şin alınan harcında istek halinde iadesine ka­rar verilmekte idi. İşte Yargıtay'ın bozma kara­rından sonra, ilk derece mahkemesinin hükü­mü, karar düzeltme yolu ile onanırsa daha ön­ce alınmamış harç alınmakta, bunun miktarı da temyiz olunan hükümden alınmış olan harç kadardır. Bu harcın yükümlüsüde Karar Dü­zeltme Yoluna başvuran taraf değil, ilk hükmü temyiz etmiş olan taraftır.

Karar düzeltme istemi reddedilirse Harçlar Kanununa ekli (1) sayılı tarife A111-2b'ye gö­re maktu harç alınacaktır. Yargıtay'ın ilgili da­iresinin Onama kararına karşı Karar Düzeltme yoluna gidilmiş ve bu istem reddedilmiş ise, bu kararla da ilk derece mahkemesinin kararı onanmakta ama yeniden yukarıda belirtilen red harcından başka nisbi harç alınmaz. Alı­nırsa bir hükümden iki defa onama harcı alın­mış olur. Bu ise mümkün değildir.
Karar Düzeltme Talebi üzerine ilk derece mahkemesinin kararı bozulursa, yani Dairenin verdiği onama kararı tashihi kararla kaldırıla­rak, Bozmaya dönüşürse, bu durumda da tıp­kı temyiz incelemesi sonundaki bozma gibi harç alınmayacaktır. Temyiz yoluna başvurur­ken alınmış olan peşin maktu veya nisbi har­cında iadesine karar vermek gerekecektir. Eğer Yargıtay'ın Bozma Kararına karşı Karar Düzeltme yoluna gidilmiş ve Fakat bozma Ka­rarını doğru alması nedeniyle, Karar düzeltme istemi reddedilmişse yukarıda üçüncü prag-rafta belirtildiği gibi yalnız maktu red harcı alı­nacaktır.

c) Yargılamanın İadesi Yolunda Harç: Yargılamanın iadesi bazı ağır yargılama hata­larından ve noksanlarından dolayı maddi an­lamda kesin hükümün bertaraf edilmesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.

Yargılamanın iadesi talebinin kabulü üze­rine cereyan edecek davalar, yeni davalar gi­bi harca tabidir. İadesi muhakeme talebinde bulunan neticede haklı çıkarsa evvelce alın­mış olan harç, bu davada alınması gereken harçtan mahsub edilir. (HK 10 m.)

6- MAHKEME HARÇLARININ ÇEŞİTLE­Rİ

492 sayılı harçlar kanununa bağlı (1) sayı­lı tarife incelendiğinde, Mahkeme harçlarının üç çeşit olduğunu görürüz. Bunlarda başvuru harcı, Celse harcı ve Karar ve İlam Harcıdır.

A- BAŞVURU HARCI
Başvuru Harcı dava açarken peşin alınan bir harçtır. Başvuru Harcı Hukuk ve Ticaret Davalarıyla İcra tetkik Mercilerinde uygulanır. 3239 sayılı kanun ile 492 sayılı Harçlar Kanu­nuna eklenen 138. madde ile Bakanlar Kuru­luna maktu harçları on (10) katına kadar artır­maya ve kanunda yazılı had ve miktardan az, bu had ve miktarların on katından çok olma­mak kaydıyla yeni had ve miktarlar tespit et­meye yetki verilmiştir. Buna istinaden Bakan­lar Kurulu en son olarak 18 seri nolu tebliğ ile (RG 24.12.1991-21091) 1992 yılı için tespit edilmiş olan maktu harç miktarları ile maktu ve nisbi harçların asgari ve azami hadlerini belirlemiştir.

Başvurma Harcı, Dilekçe veya Tutanakla Dava açma veya Davaya müdahale veya Tevdi Mahalli Tayini, İhtiyati Tedbir, İhtiyati haciz, Tesbiti delail ile ilgili taleplerde Sulh Mahkemeleri ile İcra Tetkik Mercilerinde 1994 yılı için 15 000 TL.. Asliye Hukuk Mahkeme­lerinde 30.000 TL.'dir.

Mahkemelerin Yetkisizlik veya Görevsizlik Kararı vermesi sebebiyle, Yetkili veya görevli Mahkemeye Yeniden Başvurulması halinde Başvuru harcı alınmaz. ((1) sayılı tarife A.1.3 son)

Cevap layihası yukarıda sayılmadığından, Başvuru Harcının konusuna girmez ancak ta­biidir ki cevap layihası ile birlikte Karşılık da­va açılıyorsa Başvuru harcı alınacaktır.

Anlaşmazlığı nihai olarak halletmeyen bir tahkikat icrası delil ikamesinin emredilmesi, Keşif ve istiktab yapılmasını temin gibi husus-ların sağlanması amacıyla Mahkemece alınan ara kararları harca tabi değildir. Yani Başvuru Harcı alınmayacaktır.

Tarifede açık olarak belirtilmesine rağmen, Ferdin menfaatlerine korumak veya birbirine zıt olmayan menfaatleri tanzim etmek için, İdari Mahiyeti Haiz olmakla beraber Mahke­melere Tevdi edilmiş olan, Vesayet, Tereke işleri, Vakfın Tescili, Ticaret sicilleri, Anonim Şirketlerin Tasdiki, Şifahi Vasiyetname Tanzi­mi, Mirasın Reddini Tescil, Mirasın Resmi Tasfiyesi, Evlat Edinmeye İzin, Eşyanın Tem­hiri, Tahriri, Taksimi, Suyuun izalesi, Bazı Akitlerin Tasdiki ve Tescili, Veraset Senedi Verilmesi, Zayi olan Ticari Senedin İptali, Ev­lenmeye İzin, Evlat edinme gibi İhtilafsız Kaza Başvurularında da Başvuru Harcı Alınması gerekir. Yukarıda sayılanlardan bazılarından Karar ve İlam Harcının alınmasının gerekece­ği Harçlar Kanununda açıklanmıştır. Çoğun­dan alınıyorsa azından da alınması gerekir. Zaten Uygulama Başvuru Harcı alınması Mer­kezindedir.

Medeni Kanunun 132. maddesine göre İh­tar için Hakim'den Karar alınmasına matuf ta­leplerden Maliye Bakanlığının 31.12.1964 ta­rih ve 22323010-5/49355 sayılı mütalaası ile Başvuru Harcı alınacağı belirtilmişsede, Yük­sek Yargıtay MK'un 132. maddesine göre İh­tar için vaki olacak Taleplerden Başvuru ve Karar ve İlam Harcı alınmayacağını belirtmiş­tir.

B- CELSE HARCI
Hukuk ve Ticaret Mahkemelerinde celse harcı, muhakeme tarafların talep ve muvafa­katleri üzerine talik edilmiş ise taraflardan ve evvelce yapılması mümkün olan bir işlemin yapılmamış olmasından dolayı talik edilmş ise talike sebebiyet veren taraftan alınan bir harç­tır. Her iki Halde talike vekiller sebebiyet ver­miş ise, celse harcı vekilleri yükletilir. Vekil ve­ya Taraflara yükletilen celse harcı müteakip iki celsede ödenmez ise bir misli fazlasıyla alı­nır. Ödenmediği takdirde bu miktar üzerinden tahsil için Maliyeye müzekkere yazılır. (HK 12. m.)
Bugün için celse harcı Taraflar ve Vekilleri tarafından ertelenmelerine sebebiyet verilen celselerden, Sulh Mahkemelerinde görülen •konusu belli bir değerle ilgili davalarda, Dava konusu miktardan binde bir(% 01) olarak alı­nır fakat bu 17.800 liradan az olamaz. Belli bir değeri bulunmayan davalarda ise maktu 17.800 TL. olarak alınır. Asliye Hukuk Mah­kemelerinde, yine dava konusu belli bir de­ğerle ilgili ise 30.000 TL. den az olmamak üzere binde bir (% 01) olarak alınır.

C- KARAR VE İLAM HARCI
Kanun karar terimini yalnız kararın aslı için kullanılmıştır. İlam mahkeme kararının ta­raflara verilen suretine denir. Karar gibi hakim ve katip tarafından imzalanır ve mahkeme mührü ile mühürlenir. İlam sureti aslına uy­gunluğu Yazı İşleri Müdürü tarafından onay­lanıp mühürlenen ilam örnekleridir. İlamın su­retinde Hakim ve Katibin imzasının bulunma­sına gerek yoktur. Yalnız yukarıda belirtilen tasdik muamelesi yeterlidir.

Karar ve İlam harcı, dava konusunun belli bir değerle ölçülüp ölçülmeyeceğine göre nis-bi ve maktu olmak üzere ikiye ayrılır:

a) Nisbi Karar ve İlam Harcı: Konusu pa­ra ve parayla değerlendirilebilen bir şey (mal ve hak) olan davalarda (1) sayılı tarifeye göre alınan harçlardır. Bu harçlar dava konusu hakkın değerine göre alınır. Mahkemenin da­va konusu şeyin değerini resen araştırması gerekir. Konusu belli bir değerle ilgili davalar­da esas hakkında karar verilmesi halinde, hü­küm altına alınan uyuşmazlık konusu değer üzerinden binde otuz (% 030) oranında nisbi harç alınır. ((1) sayılı tarife A111,1a). Tazmi­nat davalarında bu harcın nisbeti binde on (% 010) dur. Bakanlar Kurulu dava çeşitleri itiba­riyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu bentlerde yazılı nisbeti binde on (% 010) a kadar indirmeye veya kanunda yazılı nisbete kadar çıkarmaya yetkilidir.

Karar ve ilam harcı ancak Hüküm altına alınan miktar ve kıymet üzerinden alınır. Do­layısıyla usule ilişkin, yani uyuşmazlığı taraf­lar arasında esastan halletmeyen, görevsiz­lik, yetkisizlik, gönderme kararı, davanın açıl­mamış sayılması, dava şartlarından birinin bulunmaması nedeniyle davanın reddi, dava­nın geri alınması nedeniyle davanın son bul­duğunu belirten kararlar verilmesi veya dava­nın konusu kalmadığından karar ittihazına mahal olmadığına karar verilmesi halinde da­vanın konusu belli bir değerle ilgili olsa dahi, nisbi karar ve ilam harcı alınmaz. Bu hallerde maktu karar ve ilam harcı alınır. Keza dava­nın tamamen reddi kararlarından da tarife ge­reğince maktu karar ve ilam harcı alınır. Davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmesi halinde kabul edilen miktar veya kıy­met üzerinden nisbi karar ve ilam harcı alına­caktır. Eğer davanın konusu para dışında, fa­kat para ile karşılanabilecek bir değeri varsa yine mahkeme resen tesbit ettiği değer üze­rinden nisbi karar ve ilam harcı alacaktır. Mü­dahalenin men'i ve tapu kayıt iptali gibi, gayri­menkulun aynına taalluk eden davalarda gay­rimenkulun değeri nazara alınarak nisbi karar ve ilam harcı alınması gerekir. Gayrimenkulun aynına taalluk eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunduğu takdir­de harç gayrimenkulun değeri ile birlikte, talep olunan ecrimisil ve tazminat toplamı üzerin­den nisbi olarak hesap edilecektir. Değer tayi­ni mümkün olan hallerde dava dilekçesinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemiş ise davacıya tesbit ettirilir. Tesbitten kaçınma halinde dava dilekçesi işleme konmaz. Fakat mahkeme davacının tesbit ettiği bu değerle bağlı değildir. Kendisi resen değeri tesbit et­melidir ve eğer gösterilen değer, mahkemece tesbit edilen değerden az ise harçlar kanunun 30. maddesine göre eksik harç tamamlanma­dıkça davaya devam olunmaz. (HK 16 m.) Yalnız o celse için duruşmaya devam olunur. Takip eden celseye kadar noksan değer üze­rinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanma­dıkça davaya devam olunmaz. Yani dosya iş­lemden kaldırılır. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harç diğer taraf tarafından ödenir­se davaya devam olunur. Ancak bu husus ka­rarda gösterilir.

Suya vaki müdahalenin önlenmesi, lüzum­lu geçit hakkı tesisi, terekenin borca batık ol­ması nedeniyle hükmen reddedilmiş sayıldığı­nın tesbiti için açılan davalarda dava konusu belli bir değerle ilgili olduğunudan, bu davala­ra nisbi karar ve ilam harcına tabiidir. İcra iflas kanununun 97/11. maddesine göre açılan da­valar (istihkak davaları) nisbi karar ve ilam harcına tabiidir. Kira tesbit davalarında harç, aylık artırılan miktarın bir yıllık tutarı üzerin­den nisbi olarak hesap edilir.

Gayrimenkulu tahliyesi davalarında, yazılı mukavele olsun olmasın bir yıllık kira parası üzerinden karar ve ilam harcı nisbi olarak alı­nır. (HK 17. m)
Bir gayrimenkulun hissedarlar arasında, satış suretiyle şuyuun izalesine dair olan hükümler, gayrimenkulun satış bedeli üzerinden binde beş (% 05) olarak alınır.Eğer ortaklık satış yoluyla değilde, taksim suretiyle gideri­lirse, taksim edilen gayrimenkulun değeri üzerinden binde iki (% 02) üzerinden alınır.
Nafaka verilmesine ilişkin hükümlerde, bir yıllık nafaka bedeli üzerinden binde beş (% 05) üzerinden alınır. (HK (1) sayılı tarife A 11,1 bcd) Ancak aylık beşbin (5.000) TL'yi geçmeyen nafaka istemlerine ilişkin hükümler harçtan istisna tutulmuştur.

Nisbi karar ve ilam harcı 1994 yılı için 30.000 TL'den aşağı olamaz.

b) Maktu Karar ve İlam Harcı: Maktu harç işlemin nevi ve mahiyetine göre, konusu belli bir değerle tesbit edilemeyen davalarda (1) sayılı tarife uyarınca alınan harçlardır. Ta­raf teşkiline imkan bulunmayan davalarda ve­rilen esas hakkındaki kararlardan da maktu karar ve ilam harcı alınır. Taraf teşkiline im­kan olmayan davanın konusunun belli bir de­ğerle tesbiti mümkün dahi olsa yine maktu karar ve ilam harcı alınması gerekir. Ananim ortaklık pas senedinin iptali, Nizasız Veraset, Evlat edinmeye izin için istemlere ilişkin da­valarda maktu karar ve ilam harcına tabidir.

Davanın Reddi Karanda maktu karar ve ilam harcına tabidir. Ayrıca usule ilişkin nihai kararlar ile davanın konusu kalması sebebiy­le karar ittihazına karar verilmesi halinde de maktu karar ve ilam harcı alınacaktır.

Delil tesbiti, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararlarıda maktu karar ve ilam harcına tabi­dir. Tevdi Mahalli Tayinine ilişkin taleplerde, başvuru harcı alınacağını açıkça gösteren (1) sayılı tarife aynı fıkraya düzenlediği ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir ve delil tesbiti için maktu karar ve ilam harcı alınacağını gösterdiği hal­de, tevdi Mahalli Tayini konusunda bir açıklık taşımamaktadır. Bundan kanun koyucunun tevdi Mahalli Tayini kararlarından maktu ka­rar ve ilam harcı alınmasını istediği sonucu çıkmaktadır. Kanun koyucunun bunun metne ilave etmeyi unutmuş olduğu düşünülse bile, anayasamızın 73/3. maddesine göre kıyas yoluyla yeni mali yükümlülük yaratılmasına imkan yoktur. Netice olarak Tevdi Mahalli tayini kararlarından başvuru harcı alınacak fakat (maktu veya nisbi) karar ve ilam harcı alınmayacaktır. Tartışmalı olan bir hususta, Medeni kanunun 132. maddesine göre, mahkemeden boşanma ihtarı ile ilgili taleplerden harç alınıp alınamayacağı ile ilgilidir. Yukarıda belirtildiği gibi (s. 10) bu taleplerden başvuru harcı alınmayacağını belirten Yargıtay, aynı zamanda karar ve ilam harcının da alınmaya­cağını belirtmiştir.

İştirak halinde mülkiyetin feshedilip, müşte­rek mülkiyete çevrilmesi için açılan davalarda maktu karar ve ilam harcına tabi olup (görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir.)

Nisbi harçların 1994 yılı itibariyle 30.000 TL. den aşağı olamayacağını belirten tarife, maktu harçlar için böyle sınırlayıcı bir hüküm getirmemiştir.

7- DİĞER YARGI HARÇLARI

492 sayılı harçlar kanununa ekli (1) sayılı tarifenin D-1,2,3,4,5. bölümlerinde düzenlen­miştir. Bunlar, suret harçları, muhafaza harç­ları, defter tutma harçları, miras işlerine ait harçlar ve vasiyetname tanzimine ilişkin harç­lardır.

8- HARCIN YÜKÜMLÜSÜ, ÖDENMESİ VE ZAMANI VE SONUÇLARI

Harcın mükellefi, davayı açan veya harca mevzu işlemin yapılmasını isteyendir. Her­hangi bir istek olmaksızın resen yapılacak iş­lemlere ait harçlar, aksine hüküm yoksa, lehi­ne işlem yapılan kişiden alınır. Celse harçla­rından vekillerinde sorumlu olabileceği yukarı­da belirtilmişti.

Yargı harçları kayıt ve belgelere pul yapış­tırılmak suretiyle ödenir. (HK 25 m.) Belli mik­tardan fazlası için maliye veznesine yatırıl­maktadır. Fazla alınan
yargılama harçları harçlar kanununun 31. maddesine göre istek halinde iade edilir.

Maktu Harçlar, ilgili bulunduğu işlemin ya­pılmasından önce ödenir. Harç süresinde ödenmez ise müeakip muameleler ancak harç alındıktan sonra yapılabilir.
Nisbi harçlardan karar ve ilam harcının ise 1/4'ü peşin, geri kalanı da, karar tarihinden iti­baren iki ay içinde ödenir. Harç ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez. İki ay içinde mahkemele­re ödenmeyen harçlar için 15 gün içinde mali­yeye harç tahsil müzekkeresi yazılır. Noksan tesbit edilen harçlarda bunun anlaşıldığı celse için yargılamaya devam olunur. Takip eden celseye kadar harç tamamlanmaz ise davaya devam olunmaz yani dava dosyası işlemden kaldırılır. Bu karar ara kararı niteliğinde olup temyiz edilemez. Şayet taraflardan birinin ta­lep ettiği işlem harca tabi ise ve gerekli harç ödenmez ise o işlemin yapılmasından vazge­çilmiş sayılacaktır.

9-HARÇTAN MUAFİYET VE İSTİSNA­LAR

A- HARÇLAR KANUNUNDA BELİRTİ­LENLER
a) Muafiyetler: Erler ve ihtiyaçları devlet tarafından deruhte ve temin olunan onbaşı ve çavuşlar adliye işlemlerinden dolayı harçtan muaftır. Ancak bu şahıslar, bu muafiyetten ancak bu hizmet ve sıfatlarının devam ettiği müddetçe yararlanabilirler.
b) İstisnalar:
aa) Değeri 2.500 TL. yi geçmeyen davalar bb) Vasi Tayini, Azli, Hakimin Reddi talebi­nin kabulü ve hakimin istinkafına ait kararlar
cc) Aylık miktarı 5.000 TL. yi geçmeyen nafakalara ait davalar
dd) Yetkili makamların isteyecekleri ilam ve sair evrak suretleri
ee) Kamu adına Cumhuriyet Savcıları ta­rafından Hukuk Mahkemelerinde açılan dava­lar
aaa) Derneklerin feshi (MK 71/1,2908 Sk 50/son,53 m.)
bbb) Evlenmenin Men'i Davası (MK 101,103 m.)
ccc) Evlenmenin Butlanı Davası(MK113m) ddd) Nesebin reddi davası (MK 245 m.)
eee) Nesebin dDüzeltilmesine itiraz (MK 251 m.)
fff) Tanımaya itiraz davası (MK 294 m.) 999) Kayıt düzeltme davaları (1587 Sk 64, 66 m. 1111 Sk81/ilkm.)
hhh) Sendika ve konfederasyonların kapa­tılması davası (2821 Sk 58/1 m.)
ff) Genel Bütçeye Dahil İdarelerin bu ka­nunun (1) ve (3) sayılı tarifeye giren işlemleri (yukarıdaki işlemlerin hesaplanacak harçları­nın genel bütçeye dahil idarelerin haklılığı nisbetinde karşı taraftan tahsiline ilgili merci­ince karar verilir.)

B- BAZI ÖZEL KANUNLARDA BELİRTİ­LENLER
a) Sosyal Sigortalar Kurumu(506 Sk 24/c m)
b) Bağ-Kur Kurumu (1479 Sk 20/ç m.)
c) Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri (1581 Sk 19/Bam.)
d) Türkiye Kızılay Derneği, Türk Hava Ku­rumu ve Çocuk Esirgeme Kurumu (1606 Sk 1 m., 1268Sk1 m.)
e) Orman sınırlamasına itiraz davaları (6831 Sk11/3m.)
f) Türk Uçak Sanayii A.O. (1784 Sk 18/son m.)
g) 3634 Sk 58/son, 4473 sk 46, 221 Sk 7, 2942 Sk 36/2, 2526 Sk 13, 2247 Sk 34, 2949 Sk52.

http://www.ordubarosu.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=271
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

VEYSEL

Merhaba Sayın Fethi Bey.
Yukarıdaki açıklayıcı yazılarınızdan ötürü size teşekkür ederiz. Bu konuda bir sorum olacak yanıtlarsanız sevinirim.
Yazınızda yer alan "Maktu Harca tabi davaların Kabul ve Red­dine ilişkin kararlar ile nisbi harca tabi davala­rın reddine ilişkin Kararların Temyizinde Mak­tu Temyiz Harcı alınacaktır. Bunun tamamı peşin alınır." şeklindeki tespitinizin yasal dayanakları ve yargıtay kararı ile desteklenebilirliği var mıdır? Biz bu yazınıza dayanarak bir temyiz yaptık fakat yargıtay nispi harç yatıracaksınız diye geri gönderdi 5 günümüz kaldı kararı temyiz etmek istiyoruz fakat bu yazınızın yasal dayanakları ve yargıtay kararları varsa paylaşırsanız sevinirim. desteklenebilirlik.