Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:19:19

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 61
Total: 61

Tekzip: Medya Yayınlarına Karşı Cevap ve Düzeltme Hakkı ve Kullanımı

Başlatan kilimanjaro, 05 Mart 2012, 12:23:17

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Av. Coşkun ONGUN'un İstanbul Barosu Dergisi 2012/1. Sayısında Yayımlanan Yazısı:

1. ANAYASAL BİR HAK OLARAK CEVAP VE DÜZELTME

Cevap ve düzeltme hakkı, (diğer adıyla tekzip) kişi ve kuruluşların, kendileriyle ilgili yayınlar konusunda, aynı araçtan yararlanarak düşüncelerini açıklama, kendilerini savunma ve böylece yanlış beyanları düzeltme olanağı sunan temel bir haktır. Söz konusu yayın, yasalarda bir suç ya da haksız fiil olarak tanımlanmasa bile, cevap ve düzeltme hakkı yoluyla etkin ve hızlı bir şekilde yayın sonucu ortaya çıkan yanlış anlaşılmalar ve kötü sonuçlar ortadan kaldırılabilir. Zaten cevap ve düzeltme hakkının temelinde diğer başvuru yollarına kıyasla daha etkin ve ivedi çözüm üretmesi yatar.

Söz konusu yayına karşı cevap ve düzeltme hakkının kullanılması diğer başvuru haklarını ortadan kaldırmaz ya da o başvurulara delil teşkil etmez.[2]

Cevap ve düzeltme hakkı dayanağını doğrudan Anayasa'dan alır. Buna göre Anayasa'nın 32. Maddesi'nde,  Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.

Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hakim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.

Cevap ve düzeltmeye karar verecek yargılama makamının kararını kaç gün içinde vereceği hükmünü dahi belirleyen, Anayasa düzenlemesi, bu hakkın yasa koyucu tarafından ne derece önemsendiğinin göstergesi sayılabilir.

Cevap ve düzeltme hakkı yalnızca süreli/dönemsel yayınlar için öngörülen bir düzenleme olup süresiz yayınlarda örneğin kitap ya da el broşürü gibi basılı yayınlarda cevap ve düzeltme hakkı kullanılamaz.  

Türk hukuk uygulamasında cevap ve düzeltme hakkı Basılı eserler için 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 14 ve 18. Maddelerinde; Özel radyo ve televizyonlar için 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunu'nun 8. ve 18. maddesinde; İnternet üzerinden yapılan yayınlar için 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 9. Maddesinde ve nihayet 2954 sayılı TRT Yasası'nın 27. Maddesinde düzenlenmiştir.

2. SÜRELİ-BASILI YAYINLARDA CEVAP VE DÜZELTME

a. Basın Yasası Düzenlemesi  

Süreli yayınlar için cevap ve düzeltme hakkının düzenlenmesi Basın Kanunu'nda yapılmıştır. Basın Yasası'nın 14. maddesi cevap ve düzeltme hakkının ne şekilde kullanılacağını, sade bir biçimde açıklamaktadır.

Maddenin ilk paragrafında, Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.

Yasa maddesinden de anlaşıldığı üzere düzeltme hakkının kullanılması için öncelikle ortada hukuka aykırı bir yayın olmalıdır. Buradaki hukuka aykırılığın koşulunu, yasa koyucu şeref ve haysiyeti ihlal edici veya gerçeğe aykırı yayın şeklinde belirlemiştir. Bunun bulguları her olayın somut özelliklerine göre değişiklik gösterecektir. Hakkında yayın yapılan kişi, o yayından bir biçimde "incindiğini" düşünüyorsa, cevap ve düzeltme hakkını kullanabilecektir.  

Hakkında yayın yapılan kişi, yayım tarihinden itibaren iki ay içinde, bir düzeltme metnini yayın kurumunun sorumlu müdürlüğüne ulaştırmak zorundadır. Metnin doğrudan sorumlu müdür tarafından teslim alınması gerekmez. Tebligat Yasası hükümleri doğrultusunda kurumda sürekli çalışan birine de tebligat yapılabilir. Önemli olan cevap ve düzeltme metninin iki aylık süre içinde basın kuruluşuna ulaşmış olmasıdır. Eğer yayının künyesinde sorumlu müdür gözükmüyorsa, yayının sorumlusu olan Yazı İşler Müdürüne de ihtarname gönderilebilir.  

Bazı yayın kuruluşlarının künyelerinde "sorumlu Yazıişleri Müdürü" tanımı yerine "Tüzel kişi temsilcisi ve sorumlu müdür" ibaresi yer almaktadır. Bu tür durumlarda da ihtarname ile ekindeki cevap ve düzeltme metninin gönderileceği kişi burada yazandır.

b. Cevap ve Düzeltme Metni

Uygulamada, hazırlanan düzeltme metinleri, noterden bir ihtarname eşliğinde ilgili kuruma gönderilmektedir. Düzeltme yazısı, suç unsuru içermemeli ve de haberi yeniden düzeltme gerektirecek biçimde üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmemelidir. Sorumlu müdür aldığı düzeltme metnini, günlük bir süreli yayında, aldığı tarihten itibaren üç gün içinde, günlük olmayan örneğin haftalık, aylık ya da iki aylık gibi süreli yayınlarda ise üç günden sonraki ilk sayıda haberin yayımlandığı sayfa ve sütun genişliğinde yani aynı ölçülerde yayınlamak zorundadır. Uygulamada sürmanşetten büyük puntolarla verilen bir haberin yayınlanmasına karar verilen düzeltme metni, genelde sürmanşetten değil, ilk sayfanın yakınlarında bir yerlerde yayınlanmaktadır. Kanımızca cevap ve düzeltme metninin bu şekilde yayınlanması yasaya uygundur. Ancak ilgili sayfada yayınlanması gereken haberin başka bir sayfada yayınlanması örneğin haberin birinci sayfada verilmesine karşın cevap ve düzeltme metninin iç sayfalarda verilmesi hukuka aykırılık nedenidir. Bu durumda Basın Kanunu 18. Maddedeki yaptırımların uygulanması zorunludur.  

Günlük yayın yapan basın organının, bu durumda tebliğden itibaren en geç basılacak üçüncü günkü sayısında düzeltme metnine yer vermesi gerekir.
 
Düzeltme ve cevap metninde cevap hakkının kullanılmasını gerektiren yayının günü ve sayısı belirtilir. İhtarname eşliğinde gönderilecek düzeltme ve cevap metninin ilgili yazıdan uzun olamayacağı, düzeltme ve cevaba neden olan eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde düzeltme ve cevap otuz satırı geçemeyeceği yasanın aynı maddesiyle hükme bağlanmıştır.

Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yer alır. Ancak birden çok yerde basılıp da, ek niteliğinde farklı bölgesel yayın yapan gazetelerin sadece bir ekinde düzeltme gerektiren yayın yapılmışsa, bu durumda salt o bölgesel yayında düzeltme metninin kullanılması kanımızca yeterli olur.

c. Yargı Yolları

Cevap ve Düzeltme metninin yasaca belirlenen süreler içinde yayımlanmaması durumunda, yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, belirlenen koşullara aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren on beş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişiye yargıya başvuru hakkı doğar.

Kişi bu durumda, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, salt dosya üzerinden karara bağlar. Uygulamada bu sürenin aşıldığı ve yaklaşık olarak bir haftayı bulduğu görülmektedir.

Sulh ceza hâkiminin kararı, cevap ve düzeltme metninin yayımlanması yönünde olursa bu karara, yayını yapan basın kurumunca itiraz edilebilir. Kanun koyucu burada acele itiraz sözcüğüne yer verdiğinden, Ceza Muhakemesi Yasası 268. madde gereğince itiraz merci doğrudan Asliye Ceza Mahkemesidir. Burada kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde,  Sulh Ceza Mahkemesinin yargı çevresi içindeki Asliye Ceza Hakimliğine itiraz dilekçesi verilmelidir. Bir yerde birden fazla asliye ceza mahkemesi var ise Yasa'nın 27. Maddesi doğrultusunda basın işlerine bakacak mercii iki nolu asliye ceza mahkemesi olacaktır. Asliye ceza hâkimi, üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir. Sulh Ceza hâkiminin kararı, cevap ve düzeltme hakkının kullanılmaması yönünde olursa bu kez de aynı yöntemlerle, başvuru sahibi tebliğden itibaren yedi gün içinde ilgili asliye ceza mahkemesine başvurabilecektir. Asliye ceza mahkemesinin vereceği karar kesindir. Temyiz edilemez. Bu karara karşı artık başka bir yargısal kuruma başvurulamaz. Sadece yazılı emir yoluna gidilebilir ki, uygulamada az başvurulan bir yasa yolu olduğu göz önünde bulundurulduğunda buradan sonuç çıkması hukuki ve fiili olarak oldukça güçtür.

Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar verilmesi halinde, yayımlanmak için zorunlu olan süreler, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse, kararın kesinleştiği tarihten itiraz edilmişse, yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.

Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin mirasçılarından biri de bu hakkı kullanabilir. Bu durumda, yayının yapıldığı tarihten itibaren sorumlu müdüre gönderilmesi gereken metin, yayın gününden itibaren üç ay içinde gönderilmelidir.

Cevap ve düzeltme gerektiren yayının ilgili yayın kuruluşunda birden fazla yayın şeklinde yer alması durumunda her sayıda yer alan yayına ayrı ayrı cevap ve düzeltme başvurusunda bulunulabileceği gibi, söz konusu yayın örneğin bir yazı dizisi ise yazıların bitiminden itibaren genel ve tek bir başvuru da yapılabilir. Ancak bu durumda hangi günkü yayın için tekzip hakkının kullanıldığı özellikle belirtilmelidir. Cevap ve düzeltme metninin içeriği ve yasada belirtilen kapsamı belirtilen günkü yayına bakılarak belirlenir.  

d. Gerçek ve Tüzel Kişiler

Cevap ve düzeltme gerektiren yayın gerçek kişiler hakkında olabileceği gibi tüzel kişilerle ilgili de olabilir. Yasa'da açıkça belirtilmese de tüzel kişilerin de cevap ve düzeltme hakkını kullanabilecekleri asıldır. Cezai sorumlulukları bile bulunan tüzel kişilerin cevap ve düzeltme hakkını kullanamamaları çağdaş hukuk düzeninde yer bulabilecek bir uygulama olamaz. Kaldı ki Basın Kanunu'nda açıkça belirtilemese de Radyo ve Televizyon yayınlarında cevap ve düzeltme hakkını düzenleyen 3984 Sayılı Yasa, tüzel kişilerin de cevap ve düzeltme haklarının bulunduğunu belirtmiştir. Bu durumda radyo ve televizyon yayınları için tüzel kişilere cevap ve düzeltme hakkının kullanımını tanıyıp, gazete ya da dergiler için bu hakkı tanımamak yasa koyucunun amacı olarak değerlendirilemez ve de uygulamada eksiklik yaratır. Nitekim örnek olması bakımından İstanbul Barosu Başkanlığı hakkında yapılan yayınlara karşı Baro tarafından cevap ve düzeltme hakkı başvurusunda bulunulmuş ve yargı organlarınca bu istem kabul edilerek hüküm kurulmuştur.

Bu doğrultuda tüzel kişiler radyo ve televizyon yayınlarında olduğu gibi basılı yayınlarda ve de internet yayınlarında cevap ve düzeltme hakkından yararlanabilirler.

Makalenin devamını okumak için lütfen tıklayınız.
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.