Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

03 Mayıs 2024, 17:32:34

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,264
  • Latest: Elçin
Stats
  • Toplam İleti: 8,824
  • Toplam Konu: 4,365
  • Online today: 156
  • Online ever: 549
  • (13 Ocak 2023, 13:23:05)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 129
Total: 129

Hata ettim.., Hüseyin Gülerce, Zaman

Başlatan kilimanjaro, 14 Aralık 2010, 14:21:10

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Öcalan'ın avukatlarıyla Yalova'da yaptığımız görüşme, bir haftadır tartışılıyor. Benim açımdan, bir yazarın, kendisinden görüşme talep eden avukatlarla yapılmış bir konuşma iken, gördüm ki, bazı çevreler, konuyu saptırarak, çok başka yerlere çektiler/çekiyorlar.

Bazı gazete ve internet sitelerinde muhterem Fethullah Gülen'le, Öcalan'ın fotoğrafları yan yana konuluyor. İşbirliğinden söz ediliyor. Son olarak dün Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Kars'ta; Gülen'e gerçek dışı beyanlarla iftira ediyor "Cumhuriyet rejimini değiştirmek isteyen bölücü ve gerici iki güç, dış destekli iktidardadır..." diyor.

Akan kan dursun, şiddet-terör sona ersin, annelerin feryadı bitsin, "herkesle konuşuyorsun, seninle görüşmek isteyen herkesle konuşuyorsun, avukatları, ne deyip geri çevireceksin? 800 bin tirajlı bir gazetenin yazarısın, sana düşen bir sorumluluk da olmalı, bu insanları da bir dinle" diye vicdanıma kulak vermiştim. Yüz kişinin kahvaltı ettiği bir alışveriş merkezinde üç kişiyle konuştum. Köşemde yazılarımda, televizyonlarda ekranlarda dile getirdiğim görüşlerimi bir de yüz yüze ifade ettim. Konuşmalarım; kırpılmadan, cımbızlanmadan, montajlanmadan önüme konsun, yeni hiçbir şey söylemedim. Sadece sinemi açtım.

Meğer hata etmişim; iyi niyetin, hastalıklı ruhlar için bir şey ifade etmediğini unutmuşum. İnsanî yaklaşımların, birilerinin kitabında yeri olmadığını unutmuşum.

Meğer hata etmişim; birilerinin terör bitmesin diye, rant kapıları kapanmasın diye nasıl çırpındıklarını unutmuşum. Kürt sorunu çözülürse, Türkiye bölgenin parlayan yıldızı olur, bu içeride de, dışarıda da bazı odakları rahatsız eder gerçeğini unutmuş, gaflete gelip boş bulunmuşum...

Meğer hata etmişim; görüştüğüm avukatların bu konuşmayı aktarırken yanlış anlamalara gelecek beyanları olabilirdi... Ya da onu dinleyenler, sözlerime, maksadı aşan anlamlar yükleyebilirlerdi, bunu da dikkate almalıydım. Ben hayatımda hiç flu olamadım. Bu benim en yakın dostlarımın ikazıydı. Ne yapayım; yüreğimdekini en yalın, en açık şekilde anlatmak benim karakterim. Bundan dolayı kınanacaksam, ona da razıyım. Ama ben, içi dışı bir insanım. Elimde değil, lafı eğip bükemiyorum. Kişi kişiyi kendi gibi bilir. Ben her konuştuğum insana önce "samimi olmak gerekir" diye söze başlıyor ve onları da en az kendim kadar samimi bularak konuşuyorum.

Ancak benim asıl hatam, itiraf ediyorum, avukatlarla görüşmeyi kendisine fatura edilebileceğini düşünüp Hocaefendi'ye önceden sordurtmamam oldu. Buna basiret bağlanması da diyebilirsiniz. Ben kendimi Gülen Hareketi'nin -doğrusu Gönüllüler Hareketi- hiçbir zaman sözcüsü, temsilcisi olarak görmedim. Çünkü değilim. Ben kendimi biliyorum. Bünyedeki arkadaşlarım, Gülen Hareketi'ni biraz tanıyan herkes de bilir ki ben gerçekten sözcü falan değilim. Bunun için de hep Hüseyin Gülerce olarak yazıyor, konuşuyorum. Ama şimdi daha net görüyorum ki, birileri, benim ben olduğumu kabul etmiyor. Daha zalimcesi, beni bahane ederek, milyonlarca fedakâr, çilekeş muhabbet fedaisinin, isimsiz kahramanın yaptığı hizmetlere, beni vesile ederek vurmak istiyorlar. Muhterem Gülen'den bin defa özür diliyorum. Hakkını helal etmesi için istirhamda bulunuyorum.

Ben zalimlerin, bu kadar da iğrenç olacaklarını düşünemedim. Bir gazeteci yazarın, üç avukatla konuşmasından "cumhuriyet düşmanları el ele" kalleşliği çıkaracaklarını unuttum. Muhterem Gülen hakkında dava açanların, ona terör örgütü lideri yaftası yapıştıranların, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun beraat kararından sonra bilendiklerini unuttum. Kafes Eylem Planlarında, "Işık evlere silah, Alevi aleyhtarı doküman koyup, 'silahlı Fethullahçı terör örgütü davası' açmayı planladıklarını" unuttum. Onların, benim bu görüşmemi bahane ederek, bundan bir uluslararası komplo çıkaracaklarını akıl almaz senaryolarla tezvirat yapacaklarını bilmeliydim.

Tekrar özür diliyorum. Bütün hizmet arkadaşlarımdan, Kürt meselesinin barış yoluyla, demokrasi içinde, Parlamento zemininde çözülmesini isteyen herkesten özür diliyorum.

Ben şehit annelerinin, "bizim yüreğimiz yandı, başka anaların yüreği yanmasın. Bu ateş sönsün, akan kanı durdurun" feryatlarından cesaret almıştım. Ben, "asıl fetih, gönüllerin fethidir, sevgiyle, diyalogla her kapı açılabilir, sevginin yenemeyeceği kuvvet yoktur" hakikatinden yola çıkmıştım.

Hata ettim, acele ettim, istişare etmedim. Özür diliyorum.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1064932


Gülen'in sözcüsü yok, bazı yayınlar maksatlı


Hüseyin Gülerce'nin, Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı görüşmeye ilişkin haberler üzerine Fethullah Gülen'in avukatından açıklama geldi: "Gülen'in temsilcisi ya da sözcüsü bulunmamaktadır."

Zaman yazarı Hüseyin Gülerce'nin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla gerçekleştirdiği görüşme ile başlayan tartışmalar konusunda Fethullah Gülen'in avukatı Orhan Erdemli, yazılı bir açıklama yaptı. Tartışmalara neden olan görüşmeyi Hüseyin Gülerce'nin gazeteci kimliği ile yaptığını ve bir hareketin sözcüsü olmadığını kendisinin de bizzat köşesinden yazdığını hatırlatan Erdemli, şöyle devam etti: "Nitekim Gülen'in bir temsilcisi, sözcüsü bulunmadığı, tarafımızca da defalarca kamuoyuna duyurulmuştur. Bu görüşme sonrası bazı yayınlarda 'terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan, avukatları aracılığıyla Gülen cemaatine işbirliği teklif etti', 'PKK-cemaat yakınlaşması', 'Öcalan-Gülen ittifakı' gibi ifadelere yer verilmiştir. Bu tür haberlerin Sayın Gülen aleyhinde kamuoyu oluşturmaya yönelik maksatlı yayınlar olduğu aşikârdır."

Bazı yayınlarda 'Apo'nun yaklaşımının değişken, taktiksel, stratejik olduğu' yönünde değerlendirmeler yapıldığını anlatan Avukat Erdemli, açıklamasının devamında şunları kaydetti: "Bu gelişmeler nedeniyle bir kez daha vurgulamak istiyoruz: Sayın Gülen, bütün ömrü boyunca sevgi, kardeşlik, birlik ve beraberlik, sulh ve adalet gibi değerlerin gönüllerde yer etmesi için çabalamıştır. Irk, dil, düşünce farklılıklarını bir zenginlik görerek ve herkesi kendi konumunda kabul ederek diyalog ve hoşgörüye davet etmiştir.

Sayın Gülen, insanları yaşama değil yaşatma amacına, erdemli bireyler olmaya teşvik etmiştir. Onun düşüncelerinin ekseninde "insan" ve evrensel değerler çerçevesinde insanlığa hizmet yer almaktadır. Zira Sayın Gülen "yaratılan"ı, "Yaradan"dan dolayı sevmekte ve "insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğu"na inanmaktadır. Yani müvekkilimin düşünce ve faaliyetleri, onun inanç dünyasından neşet etmektedir. Bu inanç sistemi dönemsel, taktiksel değil; insanlığın dünya ve ukba saadeti adına ebediyet buudludur.

Sayın Gülen, eserlerinde insanoğlunun kin, nefret, öfke, şiddet gibi boşluklarında bulunan tahrip duygularının, anarşi hislerinin, kargaşa anaforlarının İlahi ufuklu iyi bir terbiye ile zapturapt altına alınabileceğini; potansiyel insanlıktan hakiki insanlığa yükselebileceğini ifade etmektedir. Buna mukabil anarşi ve terör ise şiddetle, zulümle insanı ve insanlığı yok etmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla bütün hayatı boyunca şiddetin, kaba kuvvetin karşısında duran Sayın Gülen'i suçlayıcı bu tür yayınlar, ona karşı en büyük haksızlık teşkil etmektedir."

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1064852&title=gulenin-sozcusu-yok-bazi-yayinlar-maksatli
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.