Madde 176 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.)
Adli ara vermede ancak aşağdaki dava ve işler görülür:
1. İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti, deniz raporlarının alınması ve dispeççi tayini istekleri ve bunlara karşı yapılacak itirazlar hakkında karar verilmesi,
2. Aravermede yapılmasına karar verilen keşifler,
3. Her çeşit nafaka davaları,
4. Velayet ve vesayet işlerine ait davalar,
5. Nüfus davaları,
6. Hizmet akdinden doğan davalar,
7. Kıymetli evrakın kaybından doğan iptal davaları,
8. Tahkim babındaki hükümlere göre mahkemenin görevine giren anlaşmazlık ve işler,
9. İflas ve konkordatoya ait davalar,
10. Kanunların sulh mahkemesini veya hakimini görevlendirdiği dava ve işler,
11. Kanunlarda ivedi olduğu veya adli aravermede de bakılabileceği belirtilen veya basit yargılama usulüne bağlı tutulan başka dava ve işler,
12. Mahkemece taraflardan birinin isteği üzerine ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler,
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/5 md.) Tarafların uyuşması halinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın isteği üzerine yukarıdaki iş ve davalara bakılması adli ara vermeden sonraya bırakılabilir.
(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./12.mad) *1* *2* Adlî ara verme süresi içinde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşılık dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri, bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilâm verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri saklıdır.
(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./12.mad) *1* *2* Bu madde hükümleri bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.
Madde 177 - Bu kanunun tayin ettiği mühletlerin bitmesi tatil zamanına tesadüf ederse bu müddetler ayrıca bir karar vermeğe lüzum olmaksızın tatilin bittiği günden itibaren yedi gün evvel uzatılmış addolunur.
İKİNCİ BAP : SULH MAHKEMELERİYLE MAHKEMEİ ASLİYEDE MURAFAA USULÜ
BİRİNCİ FASIL :DAVA İKAMESİ
Madde 178 - Arzuhallerin mahkeme kalemine kaydı tarihinde dava ikame edilmiş addolunur.
Madde 179 - (Değişik madde: 26/02/198 - 53156/6 md.)
Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
1. Tarafların ve varsa kanuni temsilci veya vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
2. Açık bir şekilde dava konusu,
3. Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ve delillerinin nelerden ibaret olduğu,
4. Hukuki sebeplerin özeti,
5. Açık bir şekilde iddia ve savunma,
6. Karşı tarafın hangi sürede cevap verebileceği,
7. Davacının veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.
Madde 180 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/14 md.)
Dava dilekçesinde sözü edilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerin dilekçeye eklenerek mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yapılması ve gerekli posta giderinin pul olarak verilmesi zorunludur.
Birinci fıkra hükmünün yerine getirilmemesi veya eksik getirilmesi halinde, hakim ilk oturumda istenen hususların on günlük kesin süre içinde yerine getirilmesini veya eksikliğin tamamlanmasını davacı tarafa bildirir.
Madde 181 - (Değişik madde: 13/12/1934 - 2606/1 md.)
Toplu hakimle kurulmuş olan bir mahkeme, bir dava görülürken heyetin karariyle azadan birini tahkikat yapmağa memur edebilir.
Tahkikat işi azadan birine havale edilmediği halde tahkikat hakimine ait vazifelerden 182, 183,184, 196, 197, 209, 211 ve 212 nci maddelerde yazılı olanlar mahkeme reisi tarafından ve diğerleri heyetçe yapılır. Toplu hakimli olan mahkemelerde tahkikata havale olunmayan veya tek hakimli mahkemelerde görülen davaların tahkikat ve muhakemesi birden yapılır.
Madde 182 - Tahkikat hakimi müstacel hususlarda cevap müddetini azaltabilir. Hakim tarafından bu kararın esbabı mucibesi davetiyenin aslına yazılıp imza olunur.
Madde 183 - Memaliki ecnebiyede veya mahkemenin dairei kazası veya bulunduğu şehir haricinde ikamet edenlerle ikametgahı meçhul bulunanlar hakkında yapılacak tebliğde hangi gün ve saatte mahkemede bulunulacağı ve cevap müddeti tahkikat hakimi tarafından tayin olunur.
Madde 184 - Müstacel hususattan başka hallerde kanunen muayyen cevap müddetinden az bir müddet tayin edilmiş ise müddeaaleyh cevap vermeğe mecbur değildir. Bu suretle tahkikat hakimi cevap için yeni bir mühlet tayin eder.
Madde 185 - Kanunu Medenide tayin olunan haller mahfuz kalmak şartiyle dava ikamesi ile aşağıda gösterilen neticeler hasıl olur:
1 - Müddeaaleyhin rızası olmaksızın müddei davasını takipten sarfınazar edemez.
2 - Müddei, Müddeaaleyhin rızası olmaksızın davasını tevsi veya mahiyetin tebdil edemez. Aşağıdaki madde hükmiyle davadan feragat veya ıslah bu hükümden müstesnadır.
Madde 186 - Dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi ahara temlik ederse diğer taraf muhayyerdir. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından sarfınazar ederek müddeabihe temlik eden kimseye karşı dava eder.Bu suretle davayı kazanırsa mahkumunaleyh, müddeabihi kendisine temlik eden kimse ile beraber masarifi muhakemeyi kefaleti müteselsile ile vermeğe mahküm olur.
Dilerse davasını müddeabihi ahara temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına tebdil eder.
İKİNCİ FASIL : İTİRAZATI İPTİDAİYE
Madde 187 - İtirazatı iptidaiye aşağıdaki gösterilen hallerden ibaret olup davanın bidayetinde ve hepsi birlikte beyan edilmek lazımdır:
1 - Türkiye'de ikametgahı bulunmıyanlardan teminat talebi,
2 - Salahiyet iddiası,
3 - (Mülga bent: 16/07/1981 - 2494/37 md.)
4 - İkame olunan davanın diğer bir mahkemede derdesti rüyet bulunduğu iddiası,
5 - Davanın diğer bir mahkemede dertesti rüyet olan diğer dava ile irtibatı bulunduğu iddiası,
6 - (Mülga bent: 26/09/1963 - 338/1 md.)
7 - Dava arzuhalinin veya davetiye varakasının veyahut cevap layihasının tanziminde kanuni noksanlar bulunduğu veya tebliğin usülüne muvafık olmadığı iddiası,
8 - Davayı mütekabilenin kabule şayan bulunmadığı iddiası.
Madde 188 - İtirazatı iptidaiye davanın bidayetinde esasa girişilmezden evvel hep birlikte dermeyan edilmezse bir daha mesnu olmaz.
Hakimin re'sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlarla 98 inci madde hükmü mahvuzdur.
Madde 189 - Müddeaaleyhin itirazatı iptidaiyesi esasa cevap için tayin olunan müddette müddeiye tebliğ olunur. Müddeinin itirazatı iptidaiyesi ilk muhakeme celsesinde şifahen dermeyan olunur.
Şu kadar ki davayı mutekabileye cevap verilmiş ise itirazın işbu cevapta tasrihi lazımdır.
İki tarafın bilahara dermeyan edebilmek selahiyetini kanunen haiz oldukları itirazat hadise şeklinde hallolunur.
Madde 190 - İtirazatı iptidaiye hadiseler gibi tahkik ve hallolunur.
Madde 191 - İtirazatı iptidaiye hakkında esas davayı rüyete salahiyettar hakim tarafından karar verilir.
Madde 192 - Mahkeme beraberce dermeyan edilen bilumum itirazatı iptidaiyeyi bir karar ile hal ve fasleder.
Madde 193 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/15 md.)
Davacı, iptaline karar verilen dilekçenin yerine yeni bir dilekçe düzenleyip vermek zorundadır.
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur.
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/7 md.;Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./13.mad) *1* *2* Her iki hâlde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kâğıdı tebliğ ettirilmesi gerekir.
Aksi takdirde dava açılmamış sayılır. Kanunda belirtilen ayrık hükümler saklıdır.
Madde 194 - Aynı davanın diğer mahkemede derdesti rüyet olduğuna müstenit itirazatı iptidaiyenin kabulü halinde dava ikame edilmemiş addolunur.
ÜÇÜNCÜ FASIL: ESASA CEVAP
BİRİNCİ KISIM : UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 195 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/16 md.)
Davalı, ilk itirazları ile birlikte esas dava hakkındaki cevabını ve varsa karşı delillerini, dava dilekçesinin kendisine tebliği tarihinden itibaren on gün veya hakim tarafından bir süre tayin edilmiş ise o süre içinde mahkeme kalemine bildirmek ve bir örneğini de davacıya tebliğ ettirmek zorundadır.
Yukarıda belirtilen on günlük süre, 08/01/1943 tarih ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kuruluşları hakkında otuz gündür.
Madde 196 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/17 md.)
Davalı tarafından ilk itiraz ileri sürülmüşse bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden incelenerek sonuçlandırılır.
Madde 197 - İşin mahiyeti itibariyle cevap layihasının tayin olunan müddette tanzimi müşkül bulunduğu veyahut esbabı fevkaladeye binaen kabil olamadığı anlaşılırsa müddeaaleyhe yeni bir mühlet verilebilir ve keyfiyet derhal müddeiye bildirilir.
Madde 198 - Yukarki maddedeki gösterilen sebeplere mebni, tayin olunan müddette cevap layihasını vermemiş ve yeni mühlet de istememiş olan taraf muhakeme celsesinde de esasa girişmezden evvel bu baptaki mazeretini bildirerek müddetin temdini istiyebilir. Talebi kabule şayan görülürse kendisine sureti katiyede üç günü tecavüz etmemek üzere mühlet verilir. Ancak bu celseye ait muhakeme masrafı her halde kendisine tahmil olunur.
Madde 199 - (Mülga madde: 16/07/1981 - 2494/37 md.)
Madde 200 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/8 md.)
Cevap dilekçesinin 179 uncu maddenin bir ve ikinci bentlerinde yer alan kayıtlardan başka aşağıdaki hususları da ihtiva etmesi gerekir.
1. Davacı tarafından bildirilmiş olan vakıaların her biri hakkında verilecek cevaplar,
2. Açıkça savunma,
3. Davalının veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.
180 inci madde hükmü, cevap dilekçesi hakkında da uygulanır.
Madde 201 - Müddeaaleyh müddeinin arzuhalinde beyan olunan vakıaları inkar ile iktifa etmezse layiha aşağıdaki hususları ihtiva etmek lazımdır:
1 - Müddeaaleyhin istinat ettiği bütün vakıalar hakkında sıra numarasiyle icap eden izahatı,
2 - İstinat eylediği kanuni sebeplerin hulasaları.
Madde 202 - (Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/9 md.) Davalı cevap dilekçesinde karşılık dava da dahil olmak üzere bütün iddia ve savunmaları ile sebeplerini birlikte bildirmeye mecburdur.
Müddeaaleyh cevap layihasını hasmına tebliğ ettirdikten sonra onun muvafakatı olmaksızın müdafaa sebeplerini tevsi veya tebdil edemez. Ancak ıslah haliyle 186 ncı madde hükmü müstesnadır.
İKİNCİ KISIM : DAVAYI MÜTEKABİLE
Madde 203 - Müddeaaleyh davayı mütekabilesini esas dava hakkındaki cevap layihasını bildirmek suretiyle ikame edebilir.
Madde 204 - Aşağıda gösterilen iddialar davayı mütekabile addolunur:
1 - Takas ve mahsup talebi,
2 - Müddeiye karşı müddeaaleyhin ikame eylediği bilumum davalar.
Madde 205 - Takas ve mahsup talebinden başka davayı mütekabile davayı asliyeye mürtebit ise kabul ve tetkik olunur.
Madde 206 - Tetkik ve halli idari makamların salahiyeti dahilinde bulunan veya hakemler marifetiyle halli icap eden hususlara ait iddialar davayı mütekabile olarak ikame olunamaz.
Madde 207 - Müddeaaleyhin ikame eylediği davayı mütekabileye karşı müddei cevap layihası verebilir.
Bu layiha, müddeaalleyhin def'ine cevap makamında olup onunla birleştirilir.
İşbu layihada müddei müddeaaleyh tarafından mütekabilen ikame olunan davaya karşı dermeyan edeceği bilumum itirazatı iptidaiye ile davayı mütekabilenin esasına karşı vereceği cevabı yazması lazımdır.
Madde 208 - Müddeinin, müdeaaleyh tarafından verilecek cevap layihasının kendisine tarihi tebliğinden itibaren on gün zarfında cevap vermesi lazımdır. 197 nci madde hükmü müddeinin cevap layihası hakkında da caridir.
ÜÇÜNCÜ KISIM : REPLİK VE DÜPLİK
Madde 209 - Müddeaaleyhin cevap layihasında dermeyan eylediği vakıalara karşı müddei, icabı halinde 207 nci maddenin birinci ve ikinci fıkralarına tevfikı hareketle on gün zarfında inkar veya kabulü mübeyyin izahat vermeğe mecburdur.
Ayni müddet zarfında defi de dermeyan edebilir. Bu surette müddeinin verdiği cevap layihası derhal müdeaaleyhe tebliğ olunur.
Madde 210 - Müddeaaleyh, müddeinin tebliğ ettirdiği cevap layihasına on gün zarfında cevap verebilir.
Madde 211 - 179 uncu maddenin birinci ve ikinci numaralariyle 180 inci ve 197 nci maddeler ahkamı müddeaaleyhin cevabına mukabil müddeinin dermeyan eylediği defi ile müddeaaleyhin bu defa karşı beyan eylediği defiler hakkında dahi tatbik olunur.
Madde 212 - İki taraf yazı bilmedikleri ve mahkemenin bulunduğu mahalde vekaleti ifa edebilecek kimse bulunmadığı takdirde tahkikat hakimi iki tarafın iddia ve müdafaasını huzurlarında zabıt katibine söyliyerek yazdırır.
DÖRDÜNCÜ FASIL: TAHKİKAT
Madde 213 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/10 md.)
Davanın her aşamasında tahkikat hakimi iki tarafı veya vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını dinleyebilir ve sonuç vereceği umulan hallerde bunları sulha da teşvik edebilir.
Tahkikat sırasında taraflara çıkartılacak çağırı kağıtlarında, tarafların belli edilen günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, tahkikata yokluklarında devam edileceği bildirilir.
Geçerli bir özürü olmadan gelmeyen taraf yokluğunda cereyan eden işlemlere itiraz edemez.
Madde 214 - İki taraf arasında layihalar teati edildikten veya bunun için muayyen günler geçtikten sonra davanın muhakeme ve hüküm için kafi derecede tavazzuh ettiğini tahkikat hakimi anlarsa tahkikatın bittiğini kendilerine bildirir.
Aksi halde tahkikat hakimi iki tarafı davet ve noksan gördüğü cihetleri istizah eder.
Madde 215 - Tahkikat hakiminin ispatı vücut etmeleri için iki tarafa vereceği mühlet laakal on gündür. Müstacel hallerde hakim re'sen veya iki taraftan birinin talebiyle bu müddeti azaltabileceği gibi icabı halinde temdit de edebilir.
Madde 216 - Tahkikat hakimi iki taraf veya vekillerini isticvap eder. İki tarafın mutabık kaldıkları cihetleri tesbit ve ihtilaflı olanları tefrik eyler.
Madde 217 - Yukarki maddelerde gösterilen muamelelerden sonra tahkikat hakimi davanın muhakeme ve hüküm için kafi derecede tavazzuh eylediğine kani olursa tahkikatın bittiğini tefhim eder.
Davanın ispatı için delil ikamesi lazım ise bunları tafsilen yekdiğerine tebliğ etmek üzere iki tarafa münasip bir mühlet verir.
Madde 218 - Tahkikat hakimi ikame edilmek istenilen delillerden hangisinin kabule şayan olduğunu ve hangisinin olmadığını esbabı mucibe dermeyanı suretiyle takdir ve karara rapteder. Karar aleyhine esas davanın muhakemesinde itiraz olunabilir.
Madde 219 - İkame edilmek istenilen deliller hakkında tahkikat hakimi (218) inci madde mucibince karar vermezden evvel re'sen veya iki taraftan birinin talebine binaen murafaa icrası için iki tarafı huzuruna celp ve davet edebilir.
Madde 220 - Delillerin, kabul veya reddi hakkında tahkikat icra edildiği celsede ibraz ve ikamesi caizdir. Bu mümkün olmazsa hakim delili istima ve tetkik için ayrıca bir gün tayin eder.
Madde 221 - İki tarafın esas dava hakkında dermeyan edeceği bilumum itiraz ve müdafaalar birlikte tahkik olunur. Şu kadar ki tahkikat hakimi muhakemeyi basitleştirmek veya kısaltmak için re'sen veya iki taraftan birinin talebine binaen tahkikatın her halinde mezkur itirazat veya müdafaattan birini veya bir kısmını diğerinden evvel tahkik ederek hükmedilmesine karar verebilir.
BEŞİNCİ FASIL: HADİSE
Madde 222 - Tahkikat esnasında davaya müteallik bir mesele hakkında tahkikat hakiminden karar almak istiyen taraf bunu tetkikata mahsus celsede şifahen veya celse haricinde iki nüsha olarak vereceği arzuhal ile talep eder.
Madde 223 - Dermeyan edilen talebi tahkikat hakimi şayanı tetkik görüp reddine karar vermediği takdirde arzuhalin bir nüshasını tayin edeceği müddet zarfında cevabını ve icabı halinde noktai nazarını bildirmek için diğer tarafa tebliğ eder.
Hadise hakkında iki taraf ihtilaf halinde ise tahkikat hakimi kararını evrak üzerine veya kendilerini davet ve ifadelerini istima ettikten sonra verir. Kanunen şekli mahsus tayin edilmiş olan ahval müstesnadır.
Madde 224 - Kaide olarak tahkikat hakimi hadise hakkında bir celsede iki tarafı istima ve delailini tetkik ve kararını ita eder. İktizasına göre delillerin diğer celsede ikame ve tetkikına da karar verebilir.
Salahiyet gibi hadise şeklinde halli muktazi iddialar mahkemeye gelmeksizin tahriren de dermeyan olunabilir.
Madde 225 - Tahkikat hakimi hadise hakkındaki kararını derhal ittihaz ve iki tarafa tefhim veya kendilerine bildirmek üzere nihayet üç gün zarfında mahkeme kalemine tevdi eder.
ALTINCI FASIL: MUHASEBEYE MUHTAÇ DAVALARDA İHZARİ MUAMELELER
Madde 226 - Hesap görülmesine veya kalem kalem tetkika muhtaç davalarda hakim re'sen veyahut iki taraftan birinin talebiyle delillerin ikamesinden evvel ihzari muamele icrasını emredebilir.
Tahkikat için tayin edilecek celsede iki taraf şifahen ve tafsilen beyan ettikleri hesap ve kalemler hakkında izahat verirler. Tahkikat hakimi bu bapta iki tarafın mutabık kalmalarına çalışır. İşine göre yanına bir mütehassıs alabilir ve aldığı mütehassısı iki tarafa bildirir.
Madde 227 - İki taraf bu kanun hükmüne tevfikan hakim tarafından emrolunan vesikaları ve hesap varaka veya defterlerini ibraz etmeğe mecburdurlar.
Hakim nakli müşkül defter ve vesikaları istisnaen bulundukları mahalde dahi tetkik veya bu salahiyetini intihap edeceği ehlivukufa tevdi edebilir.
Madde 228 - İki tarafın verecekleri şifahi izahat dinlenip gösterilen evrak ve defterler tetkik olunarak mutabık kaldıkları veya ihtilaf ettikleri cihetler zapta yazılır. Bundan sonra tahkikata usulen devam olunur.
Madde 229 - Hakim tarafından başka suretle muamele yapılması tensip olunan haller müstesna olmak üzere ibraz olunan evrak zabıtnameye kaydedilmekle beraber dosyasında saklanır.
YEDİNCİ FASIL: TAHKİKAT HAKİMİNİN İKİ TARAFI İSTİCVABI
Madde 230 - Tahkikat hakimi iki taraftan her birini re'sen veya talep üzerine isticvap edebilir. Hakim isticvap edeceği tarafa evvelemirde hakikatı olduğu gibi söylemesi hakkında vesayada bulunabilir.
İsticvap müddeabihe veya onunla münasebeti olan hallerle vakıalara taallük etmek icap eder.
Madde 231 - İsticvap olunacak şahıs, mahcur veya yaşı on altıdan küçük ise hakimin takdirine göre ya kendisi veya velisi veya vasisi ve hükmi şahıs ise mümessili isticvap olunur.
Madde 232 - İsticvap olunacak kimsenin bizzat gelmesi lazımdır. Ancak o kimse mahkemenin dairei kazası haricinde mukim ise istinabe suretiyle isticvap olunur.
Madde 233 - Hakim tarafından muvacehe icrası müstesna olmak üzere isticvap yalnız mahkeme katibi hazır olduğu halde yapılır. Şu kadar ki isticvap edilecek taraf vekilini beraber bulundurabilir.
Vekilin davayı tenvir için kendisince lüzum gördüğü cihetleri müvekkilinden sorulmasını hakimden talebe hakkı vardır. Diğer taraf da aynı salahiyeti haizdir.
Vekil müvekkiline teveccüh eden suale cevap vermekten veya verilecek cevabı telkin veya ima etmekten memnudur.
Madde 234 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/11 md.)
İsticvap için çağrılmasına karar verilen tarafa geçerli bir özürü olmaksızın gelmediği veya tertip olunan soruları cevaplandırmadığı takdirde sorulan vakıaları ikrar etmiş sayılacağı, çıkarılacak davetiyeye yazılır. Çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkeme sorulan vakıaları ikrar edilmiş sayar.
Madde 235 - İsticvap bitince zabıtaname tanzim olunur.İşbu zabıtname alenen her iki taraf muvecehesinde okunduktan sonra ziri hakim ve katip ile isticvap olunan kimse tarafından imza olunur. Verilen cevaptan sonra yapılan tebeddüller ve ilaveler zabıt varakasına tahşiye ve imza edilir.İmzasız tahşiyelerin hükmü yoktur. Zabıt varakası imzadan imtina halinde keyfiyeti imtina için gösterilen sebep zabıt varakasına yazılarak hakim tarafından imza olunur.
SEKİZİNCİ FASIL: DELİLLER VE İKAMESİ
BİRİNCİ KISIM: UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 236 - Dava evrakında veya hakim huzurunda iki taraftan birinin veya vekilinin sebkeden ikrarı muteberdir. Ve mukir olan taraf aleyhine delil teşkil eder.
Maddi bir hatadan neşet ettiği sabit olmadıkça ikrardan rücu olunamaz.
Sulh müzakeresi esnasında sebkeden ikrar muteber değildir.
Mahkeme haricindeki ikrarı teyit edecek delail ve emare mevcut ise hakim buna binaen hüküm verebilir.
Madde 237 - Kaziyei muhkeme, ancak mevzuunu teşkil eden husus hakkında muteberdir.
Kaziyei muhkeme, mevcuttur denilebilmek için iki tarafın ve müddeabihin ve istinat olunan sebebin müttehit olması lazımdır.
Madde 238 - Delil davanın halline tesir edebilecek münazaalı hususları ispat için ikame olunur.
Maruf ve meşhur olan veya ikrar olunan hususlar münazaalı sayılmaz.
Madde 239 - Delil ikamesiyle mükellef olan veya meşhur ve maruf bir vakaya istinat eden tarafın iddiası hilafını ispat için hasmı delil ikame edebilir. Fakat mücerret bu talebiyle beyyinenin kendisine müteveccih olduğunu kabul etmiş addolunamaz.
Madde 240 - Bu Kanunun tayin ettiği haller müstesna olmak üzere hakim ikame olunan delilleri serbestçe takdir eder.
Madde 241 - Kanunun tayin ettiği istisnalardan maada hallerde deliller hakim huzurunda istima ve tetkik olunur ve mahkemede veya haricinde icra olunan tetkikler ve muameleler tafsilen zabıt varakasına yazılır.
Şahit ve ehlivukufla müddeasını ispat edecek taraf evvelemirde hangi hususa dair bunların isticvap olunacaklarını tayin eder.
Madde 242 - İki taraf istinat ettikleri bilümum vesikaları müfredat pusulası ile beraber mahkeme kalemine verir. Bunlardan hakim tarafından tetkika şayan görülenleri dosyasına vazı ile diğerleri iade olunur.
İbrazına karar verilecek vesika, ibraz edecek taraf yedinde bulunmuyorsa iş bu kanun ahkamına tevfikan celp ve tetkik olunur. Tahkikat hakimi icabına göre vesikanın diğer bir mahkeme marifetiyle tetkikına da karar verebilir.
Madde 243 - İki taraftan her birinin beyan eylediği deliller mümkün olduğu kadar aleni celsede tetkik olunur.
Bu suretle tetkikatın ikmali kabil olmazsa ikmali için icap eden celseleri hakim tayin eder.
Madde 244 - İkame ve beyan olunan delillerin tamemen istima ve tetkikından sonra iki yüz yirmi birinci madde hükmüne tevfikan ayrıca tahkikat icrasına karar verilmiyen meselelerde iki taraftan her biri yeni delil ibraz ve ikamesini istiyebilir. Hakim muvafık görürse bu talebi kabul eder.
İKİNCİ KISIM: ŞAHADET
Madde 245 - Aşağıdaki kimseler şahadetten imtina edebilirler:
1 - İki taraftan birinin nişanlısı,
2 - Aralarında evlilik rabıtası mürtefi olsa bile iki taraftan birinin karı veya kocası,
3 - İki taraftan birinin neseben veya sebeben usul ve füruu yahut üçüncü dereceye kadar neseben Veya kendisiyle sıhriyet hasıl olan evlilik rabıtası mürtefı olsa bile ikinci dereceye kadar sebeben civar hısımları ve aralarında evlatlık rabıtası bulunanlar,
4 - Memuriyet ve sanat ve meslekleri itibariyle bir kimsenin sırrını bilenler, şu kadar ki o kimse muvafakat ederse şahadetten imtina edemezler.
Madde 246 - Aşağıdaki hallerde herhangi bir kimse şahadetten imtina edebilir:
1 - Şahadeti kendisine, yahut yukarki maddenin 13 numaralarındaki hısımlarından birine doğrudan doğruya mali bir zararı mucip ise,
2 - Şahadeti kendisinin veya yukarki maddenin 13 numaralarında gösterilen hısımlardan birinin şeref ve haysiyetlerini ihlal veya haklarında takibatı cezaiye icrasını istilzam ederse,
3 - Mahremiyeti kendisince mültezem ve sanatına ait esrarın ifşasını müeddi ise.
Madde 247 - Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir:
1 - İstima esnasında on beş yaşını ikmal etmiyenler,
2 - Kuvayı akliye ve fehmiyelerinin tekemmül edememesinden veya hali zaafta bulunmasından dolayı yeminin mahiyet ve manasını kafi derecede takdir edemiyenler.
3 - Müddeti cezaiyeleri içinde hidematı ammeden memnu bulunanlar,
4 - 245 inci maddenin 13 numaraları ve 246 ncı maddenin 1,2 numaraları mucibince şahadetten imtina hakları olup da işbu haklarını istimal etmiyenler,
5 - Bir tarafın davayı kazanmasında hukuki menfaati olan kimseler,
6 - Şahadet zamanında iki taraftan birinin evinde veya ticarethanesinde infak ve iaşe veya istihdam olunanlar.
Madde 248 - 245 inci maddede yazılı haller ile 246 ncı maddenin birinci fıkrasındaki halde aşağıdaki şekillerden biri tahakkuk ederse şahadetten imtina olunamaz:
1 - Hukuki bir tasarrufta şahit sıfatiyle hazır bulundurulmuş olan kimse bu tasarrufun esası ve muhteviyatı hakkında,
2 - Aile efradından vuku bulan doğum, ölüm ve evlenme vakaları hakkında,
3 - Aile rabıtalarından mütevellit mali ihtilaflar hakkında,
4 - İki taraftan birinin hukukan selefi veya mümessili sıfatiyle şahidin bizzat icra eylediği muameleler hakkında.
Madde 249 - Devlet hizmetinde bulunanların, meslek sırriyle mukayyet oldukları vakalar hakkında hizmetlerinden ayrıldıktan sonra da mensup oldukları resmi makamın tahriri izni olmadıkça şahit sıfatiyle istimaları caiz değildir. Bu mezuniyet Büyük Millet Meclisi azası hakkında Meclis, Heyeti Vekile azası hakkında Reisicumhur ve bundan maadaları için mensup oldukları Vekil tarafından verilir.
Şahadet menafii Devlete muzır görülmedikçe izin verilmesinden imtina olunamaz.
Bu mezuniyet mahkeme kararı üzerine müzekkere ile istenilir.
İzin üzerine şahit celp ve istima olunur.
Madde 250 - Şahadetten imtina eden kimse imtina sebebini ve delilini istima edileceği günden evvel, katibe zaptettirmek suretiyle şifahen veya tahriren mahkemeye bildirmeğe mecburdur.
İmtina sebeplerini tahriren beyan eden veya katibe zaptettiren şahit muayyen günde mahkemede hazır bulunmıyabilir.
Mahkeme başkatibi, gerek tahriri olsun gerek zaptedilmiş bulunsun şahidin imtina hakkındaki beyanını iki tarafa tebliğ eder.
Madde 251 - Şahidin imtina sebebi hakkında hakim iki tarafı dinleyip bu baptaki delili tetkik ettikten sonra kararını verir.
Madde 252 - Şahadetten imtina ettiğini bildirmiş olan şahit muayyen günde gelmezse beyanatı okunarak tetkik olunur.
Madde 253- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./15.mad)
Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.
Madde 254 - Şahidin davada menfaati bulunmak gibi şahadetin doğruluğunda şüpheyi mucip esbap mevcut olursa, bunu iki taraftan her biri iddia ve ispat edebilir.
Madde 255 - Şahitler tahkikat hakimi tarafından istima olunur. Hasta veya malül olmasından dolayı mahkemeye gelemiyen şahidi hakim ikametgahında dinler.
Şahidin istimaı sırasında mühim bir sebebe binaen hakim tarafından hilafına karar verilmiş olmadıkça iki taraf hazır bulunabilir.
Madde 256 - Müstesna hallerde, iki tarafın muvafakatleri ve hakimin tensibiyle, tayin olunacak müddet zarfında cevaplarını tahriren beyan etmek üzere şahide bir sual varakası gönderilebilir. Bu suretle muamele yapılması şahidin vereceği cevabın hükme kafi olup olmadığını hakimin takdir etmesine mani olamaz.
Madde 257 - Şahidin bulunduğu mahal mahkemesi marifetiyle de istimaına karar verilebilir. Bu takdirde tayin olunan gün ve saatte hazır bulunması için şahide tebligat icra olunur. İki tarafa da malümat verilir.
Madde 258 - Şahitler alelüsul tebliğ olunacak davetiye ile mahkemeye çağırılır. Davetiyede iki tarafın isimleri ve hangi hususu ispat için mahkemeye çağrıldığı ve hangi gün ve saatte hazır bulunulacağı yazılır.
Tebliğ muhakeme gününden laakal iki gün evvel icra olunmak lazımdır.
Müstacel işlerde şahidin daha evvel gelmesine karar verilebilir.
Madde 259 - Gayrimenkule müteaallik hususlarda ve şahidin irae suretiyle şahadetinden hakikatın daha ziyade zahire çıkacağı meczum olan diğer hallerde şahitlerin mahallinde istimaına karar verilebilir.
Madde 260 - İstima esnasında evvelemirde şahitten isim ve şöhret ve sin ve sanat ve mahalli ikameti ve iki tarafa karabeti olup olmadığı ve varsa derecesi ve şahadetine itimadı kaldırabilecek bilcümle münasebet ve alakalar sorulur.
Madde 261 - Yukardaki maddede gösterilen suallerden sonra hakim şahidi hakikati hali doğru söylemeğe teşvik ve icabı halinde kendisine yemin ettirileceğini ihtar eder. Yemin şahadetten sonra eda ettirilir.
Madde 262 - Yemin ancak ederse hakim tarafından veya iki taraftan biri canibinden vuku bulacak talep üzerine eda ettirilir.
Madde 263 - Şahit yeminden imtina ederse esbabı sual edilerek vereceği cevap zapta yazılır.
Madde 264 - Yemin aşağıdaki şekilde icra olunur:
Hakim şahide: "Şahit sıfatiyle sorulan suallere verdiğiniz cevapların hakikate muhalif olmadığına ve meşhudat ve malümatınızdan birşey saklamadığınıza Allahınız ve namusunuz üzerine yemin ediyor musunuz" ve şahit de cevaben "Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum" der.
Madde 265 - Şahitler ayrı ayrı dinlenir ve icabında muvacehe olunur.
Madde 266 - Hakim bizzat şahitleri isticvap eder.
Madde 267 - İki taraftan her biri şahide şahadetini tavzih ve ikmal için lazım olan yeni sualler sordurabilir. Bu suallerin varit olup olmadığında iki taraf ihtilaf ederse hakim buna derhal karar verir. Şahidin istinabe suretiyle isticvabı lazımgeldiğinde hangi hususlardan dolayı isticvap olunacağını hakim tayin eder. Bu halde birinci fıkra hükmüne tevfikan iki tarafın mesele ile münasebettar yeni sual sordurabilmek hakkı mahfuzdur.
Madde 268 - İki taraftan her biri doğrudan doğruya şahide bir şey sormaktan ve şahitlerin ifadesini kesmekten ve kavlen ve fiilen onu tahsin ve tezyif etmekten memnudur. Hilafında hareket eden taraf veya vekili hakimin ilk ihtarına rağmen hareketinde devam ederse hakim mahkemeden dışarı çıkartabilir ve 70 ve 150 nci maddeler mucibince muamele olunur.
Madde 269 - Şahit bildiğini şifahen söyler. Yazılı notlar kullanması memnudur. Şu kadar ki şahit tarihleri ve rakamları tayin veyahut bazı hususları tafsil etmek veya hatırasını toplamak için yazılarına bakmak mecburiyetinde olduğunu hakime söylerse hakim derhal yazılarına bakmasına veya tayin edeceği celsede yeniden istimaına veyahut tayin ettiği müddet zarfında malümatını tahriren imzası altında mahkeme kalemine vermesine karar verebilir.
Madde 270 - Şahit Türkçe bilmezse tercümanla isticvap olunur. Sağır ve dilsiz olan şahit yazmak ve okumak bilirse sualler kendisine tahriren bildirilir ve cevapları yazdırılır. Yazmak ve okumak bilmediği takdirde hakim kendisini işareti mahsusasını anlıyacak ehlivukuf marifetiyle isticvap eder.
Madde 271- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./16.mad)
Tanık, kanuni bir sebep göstermeden veya göstermiş olduğu sebep mahkemece kabul edilmemesine rağmen tanıklık yapmaktan çekinir, kendisine sorulan sorulara cevap vermekten kaçınır ya da yemin etmemekte direnirse, bu yüzden doğan giderler takdir edilerek, hakkında kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilmesine karar verilir. Ayrıca, tanıklığının veya yemininin gerçekleştirilmesi için, dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde onbeş günü geçmemek üzere disiplin hapsine karar verilebilir. Kişi, tanıklığa ve yemine ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.
Madde 272 - Şahidin ifadesi zabıtnameye yazılıp huzurunda okunduktan sonra ziri kendisine imza ettirilir.
Madde 273 - Hakim şahadet esnasında şahidin yalan söylediği veya Menfaat temin ederek şahadet ettiği hakkında kavi delil ve emareye destres olursa derhal bir zabıt varakası tanzim ve müddeiumumiye tevdi eder.
Hakim şahidin ve cürümde şerikleri varsa onların tevkifine de karar verebilir ve takibatı kanuniye icra edilmek üzere müddeiumumiliğe sevk eder.
Madde 274 - Şahit ikame edecek kimse evvelemirde bunların isim ve şöhreti ve mahalli ikametleriyle hüviyetlerini tayine medar olacak evsafı sairelerini muhtevi listeyi mahkemeye takdim eder. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler şahit olarak istima olunamaz ve ikinci bir liste verilemez.
ÜÇÜNCÜ KISIM: EHLİVUKUF
Madde 275 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/18 md.)
Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.
Madde 276 - Ehlivukuf, iki taraf ittifak edemedikleri halde tahkikat hakimi tarafından intihap olunur.
Mesaili mahsusada rey ve mütalaalarını beyan etmek için Hükümet tarafından müntahap ehlivukuf varsa ehlivukufun bunlar arasından intihabı lazımdır.
Yalnız bir kişi ehlivukuf intihap edilebilir. Üçten ziyade intihap olunamaz.
Hakim lüzum görürse ehlivukufu beyan ettikleri veya edecekleri rey ve mütalaanın bitarafane olduğuna veya olacağına dair tahlif edebilir.
Madde 277 - Ehlivukuf hakimler için muayyen esbaba binaen reddolunabilir. Ret talebi hakim tarafından hadise şeklinde tetkik olunarak karar verilir. Esbabı retten dolayı yemin teklif olunamaz.
Ret talebi ehlivukufun intihap edildiğine ıttıla tarihinden itibaren üç gün zarfında vukubulmak lazımdır.
Madde 278 - Malümatına müracaat edilecek hususu bilmeksizin sanatını icra etmesi kabil olmıyan ve alenen icrayı sanat eden kimseler o husus hakkında ehlivukufluğu kabule mecburdurlar.
Yalnız şahitler hakkındaki esbaba binaen kabulden imtina edebilirler.
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/12 md.) Mahkemeye gelmekten veya gelip de ifayı vazifeden imtina eden ehlivukuf hakkında şahadete ilişkin hükümler uygulanır.
Madde 279 - Hakim iki tarafın ifadesini istimadan sonra ehlivukufa sorulacak sualleri tayin eder. Ehlivukuf diğer taraf hazır olmaksızın iki taraftan birini isticvap edemez ve bu cihet ehlivukufa evvelemirde ihtar olunur.
Madde 280 - Tetkikat için keşif icrası veya diğer ihzari bir muamele ifası lazımgelirse iki taraftan her biri bu muamelede hazır bulunabilir.
Madde 281 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/19 md.)
Bilirkişinin beyan ettiği oy ve görüş hemen tutanağa geçirilir. Bilirkişi birden fazla ise aralarında görüşürler. Görüşme sonucu bildirilen oy ve düşünceler tutanağa yazılır.
İşin niteliğine göre bilirkişilerin oy ve görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri gerekiyorsa, hakim, raporun kaç nüsha olacağını ve verileceği süreyi belli eder. Bu süre işin niteliğine göre üç ayı geçemez. Raporun, tarafların ad ve soyadlarını, bilirkişinin çözümü ile görevlendirildiği hususları, inceleme konusu yapılan maddi vakıaları, gerekçeyi, sonucu, bilirkişiler arasında anlaşmazlık varsa bunun sebebini düzenlendiği günü ve bilirkişilerin imzalarını taşıması gerekir. Azınlıkta kalan bilirkişi ayrı bir rapor verebilir.
Madde 282 - Ehlivukuf raporunu mahkeme kalemine verir. Verildiği tarihi başkatip rapora işaret eder ve mahkemeden evvel suretlerini iki tarafa tebliğ eder.
Madde 283 - Hakim raporda noksan ve müphem gördüğü cihetleri itmam ve izah için ehlivukufa yeni sualler tertip edebilir. İki taraf dahi noksan ve müphem cihetler hakkında ehlivukuftan izahat alınmasını raporun kendilerine tebliği tarihinden bir hafta zarfında hakimden tahriren talep edebilirler.
Hakim mütemmim izahat vermeleri zımnında ehlivukufu tayin edeceği celseye davet ile şifahen istima edebilir.
Ehlivukufun şifahen verecekleri izahat hulasa veçhile zapta kaydedilerek ziri kendilerine imza ettirilir.
Madde 284 - Hakikatın tezahürü için lüzum görürse tahkikat hakimi veya esas davayı rüyet edecek mahkeme evvelki veya yeniden intihap edeceği ehlivukuf vasıtasiyle tekrar tetkikat icra ettirebilir.
Madde 285 - Ehlivukufun ücreti hakim tarafından takdir olunur.
Madde 286 - Ehlivukufun rey ve mütalaaları hakimi takyit etmez.
(Ek fıkra: 12/12/2003 - 5020 S.K./1. md.) Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun maddi olgu ve fiili gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki hukuki ve cezai sorumluluklar saklı kalmak şartıyla 19/04/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının tasdikli bir örneği yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir.
DÖRDÜNCÜ KISIM :SENET
1 - UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 287 - Kanunun muayyen bir delil ile ispatını emreylediği hususlar başka suretle ispat olunamaz. İki tarafça muayyen deliller ile ispatı tahriren kabul edilmiş olan veya muhakeme esnasında olveçhile beyinlerinde karar verildiği ikrar olunan maddeler hakkında başka delil kabul olunmaz.
Madde 288 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/20 md.)
Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değer leri dörtyüz milyon lira yı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. *1* *2*
Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple dörtyüz milyon lirada n aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. *1* *2*
Madde 289 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.)
288 inci madde uyarınca senetle ıspatı gereken hususlarda yukardaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakatı halinde tanık dinlenebilir.
Madde 290 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/21 md.)
Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler dörtyüz milyon liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. *1*
Madde 291 - (Mülga madde: 29/06/1956 - 6763/47 md.)
Madde 292 - Senetle ispatı lazımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir.
Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir.
Madde 293 - Aşağıdaki hallerde her halde şahit ikame olunabilir:
1 - Usul ve füru, birader ve hemşire veya karı koca ve kayınpeder ve valide ile damat ve gelin arasındaki muameleler,
2 - Cürümden mütevellit olsun olmasın tazminatı müstelzim fiiller,
3 - Yangın veya kazayı bahri veyahut düşman istilası gibi senet alınması gayrimümkün veya fevkalade müşkül hallerde yapılan muameleler.
4 - Halin icabına ve iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede raptı müteamil olmıyan muameleler,
5 - Akitlerde hata, hile, gabin, cebir ve ikrah vukuu.
Madde 294 - Nagehani bir hadise veya mücbir bir sebep ile senedin sahibi yedinde veyahut her ne suretle olursa olsun alelüsul tevdi olunan resmi memur nezdinde zayi olduğu hakkında kanaatbahş delil ve emareler mevcut olduğu takdirde şahadetle dava ispat olunabilir.
Madde 295 - Mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re'sen tanzim olunan senetler sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikalar hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil eder.
Şu kadar ki mahkeme işbu evrak hakkında şüpheyi davet eden haller görürse bunları tanzim ve tasdik eden daireden izahat itasını istiyebilir.
MADDE 295/A- (Ek madde: 15/01/2004-5070 S.K./23.mad)
Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir. Bu veriler aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılırlar.
Dava sırasında bir taraf kendisine karşı ileri sürülen ve güvenli elektronik imza ile oluşturulmuş veriyi inkâr ederse, bu Kanunun 308 inci maddesi kıyas yoluyla uygulanır.
Madde 296 - Ecnebi memlekette usulüne tevfikan salahiyettar memurları tarafından tanzim veya tasdik kılınmış olan senetlerin mahallinde mer'i kanunlara mutabık olduğu mahalli Türkiye şehbenderi veya Türk siyasi memurları tarafından tasdik kılınmış ise resmi senet hüküm ve kuvvetinde addolunur. Bu suretle tasdik kılınmamış senetlerin delil teşkil edip etmiyeceği mahkemece takdir olunur. Mahkeme huzurunda ikrar olunan senetler resmi hükmündedir.
Madde 297 - Mühür veya bir alet vasıtasiyle vazolunan imza veya cüzdan ile muamele icrasını itiyat etmiş olan müesseselerde muamelenin iptidasında tayin olunup bir sureti hesap defterine veya cüzdana mevzu bulunan mühür veya imza ile yapılacak muamele muteberdir. Bundan başka imza vaz'ına muktedir olamıyan veya yazı bilmiyen şahsın heyeti ihtiyariye ve mahallince maruf iki şahıs tarafından tasdik edilmiş ve el ile yapılmış bir işaret veya mühür istimal etmesi caizdir.
Madde 298 - Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde keenlemyekündur.
Yalnız bu kabil çıkıntı, hak ve silinti mahkemece senedin sıhhat veya manasına müessir olacak mahiyette görülürse senet kısmen veya tamamen hükümsüz addolunabilir.
Madde 299 - İmzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayri resmi senet tarihi imza eden ile mirasçıları hakkında muteber olup üçüncü kimseler haklarında hüküm ifade etmez.
Bir senedin kendisine ibraz olunduğu, katibiadil veya salahiyettar memur tarafından alelüsul tasdik edilmiş ise ibraz tarihi veyahut imza edenlerden birinin vefatı tarihi veya imza etmesine imkanı maddiyi selbeden bir hadisenin vukuu tarihi veyahut ol senedin bir muamelei resmiyeye esas ittihaz kılındığı tarih üçüncü şahıslar hakkında da muteber addolunur. Bu nevi senetlerde bahsolunan sair senetlerin tarihleri üçüncü şahıslar hakkında ancak son senet tarihinin musaddak addolunduğu tarihten itibar olunur.
Madde 300 - İbra ve kabzı mutazammın senedatı gayri resmiye ile tüccarın muamelatı ticariyelerinden dolayı verdikleri senetlerin tarihi evvelki madde veçhile tahakkuk ettirilmese bile üçüncü şahıslara karşı muteber addolunur. Şu kadar ki hilafı ispat olunabilir.
Madde 301 - Kısmen veya tamamen kabzı mutazammın olarak senet zirine veya zahrına alacaklı tarafından bizzat yazılan veya başkası tarafından yazılıp da altında alacaklının imzası bulunan ibareler muteberdir.
Madde 302 - Telgrafnameler keşide için telgrafhaneye verilen asıllarına mutabakatı ihtilaflı olmadıkça delil teşkil eder. İhtilaf halinde sahibi tarafından yazılmış veyahut imza edilmiş olan aslına itibar olunur.
Madde 303 - Defatiri ticariyede münderiç kayıtların hüküm ve kuvvetleri Ticaret Kanunu ahkamına tabidir.
Madde 304 - Bir kimsenin hususi evrak veya defterine bir hakkın istifa veya ibrasını mutazammın yazdığı kayıtlarla yedindeki eşya üzerine yazıp münderecatından senet makamına ikame eylediği anlaşılan kuyudat ve taahüdat o kimse makamına kaim olanlar aleyhine delil teşkil eder.
Madde 305 - Nüfus kuyudatı esasiyesinin zıyaı ve suveri musaddakasının fıkdanı halinde doğum, ölüm, evlenme vukuatı tarihleri, müteveffa baba veya ananın evrak ve defatiri hususiyesindeki yazılarla ispat olunabileceği gibi baba ve anası meçhul olarak sicili nüfusa mukayyet bulunanlarda bu kabil evrak ile baba ve analarına nispetlerini ispat edebilirler.
Madde 306 - Mahkemece muayyen bir hususun ispatına karar verildikten sonra o husus hakkında üçüncü şahıs veya memuru resmi nezdinde diğer bir delil bulunduğundan bahisle ibrazı için mühlet talep olunursa davayı uzatmak maksadiyle veya ihmali fahiş neticesi olarak vaktiyle dermeyan olunmadığına hakim kani olur ve hasım dahi talep ederse beyan olunan delilin ademi tetkik ve istimaına karar verebilir.
Madde 307 - Delili ibraz eden taraf hasmın muvafakati olmadıkça ana istinatten sarfınazar edemez.
Madde 308 - Davanın esnayı tahkikında bir taraf kendisine nispet olunan senette muharrer yazı ve imzayı inkar veya tanımadığını beyan ederse iki tarafın ifadatı ve olbapta serdolunan deliller üzerine hakim kafi derece kanaat hasıl eylediği takdirde senedi kabul veya hükümden ıskat ederek esas hakkında karar verir. Kanaat hasıl olmazsa hakim iki tarafın tayin olunacak günde bizzat ispati vücut etmelerine karar verir. Her iki taraf muayyen günde mütekabilen senet hakkında izahat ita ve medarı tatbik olacak evrakı irae ve tayin ve yazı ve imzanın mevsukiyetini ne şekilde ve ne vasıta ile ispat edebileceklerini beyan ederler.
Madde 309 - Muayyen günde hakim iki tarafı isticvap ve ledelhace senedi imza ettiği iddia olunan şahsı istiktap eder. Hakim iki tarafın ita ettikleri izahattan ve ibraz ve irae ettikleri delillerden veya imza kendisine isnat olunan şahsın istiktabından senedin vüsuk ve ademi vüsuku hakkında istihsali kanaat edemediği surette ehlihibre vasıtasiyle senedin imzasının tahkikına veyahut yazıldığını görenlerin istimaına veya senedin münkiri tarafından yazıldığına sureti katiyede delalet eden vakayiin şuhut ile ispatına karar verir.
Ehlihibre vasıtasiyle tahkikata karar verildiği takdirde medarı tatbik olacak yazı ve ehlihibrenin tahkikatı icra edeceği gün hakim tarafından tayin olunur.
Mahkeme bu bapta ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir.
Tatbika esas ittihaz olunabilecek evrak olmadığı veyahut olup da derecei kifayede bulunmadığı takdirde ehlihibre tarafından terkip olunacak ibarelerle münkir olan kimseye yazı yazdırılarak tatbikat icra olunur.
Madde 310 - Münazaalı olan senedin ziri ve senedin halini mübeyyin tanzim olunacak zabıt varakası iki taraf ve katip tarafından imza olunarak mahkeme kaleminde hıfzolunur.
Madde 311 - Bir memurun hasbelmemuriye yedinde bulunup tatbika esas olmak üzere mahkeme kalemine teslim olunması iktiza eden senedin sureti evvelemirde o memur tarafından istinsah olunarak ikametgahı veya teslim edilecek mahallin mahkemesi reisine tasdik ettirildikten sonra aslı teslim olunur.
İşbu suret asıl makamında olmak üzere memuru tarafından hıfzolunur ve asıl hüküm ve kuvvetindedir. Sureti istinsah ve tasdik ettirilmeksizin mahkeme kalemine teslim edilmiş olan senedin sureti mahkeme başkatibi tarafından istinsah ve reis tarafından tasdik edilerek alakadarlara verilebilir.
Madde 312 - Resmi memurun veya üçüncü şahsın senedi teslim veya ibraz edebilmeleri için zaruri masrafları ile senedin sureti harcı tahkikat icrasını talep eden kimse tarafından verilir.
Madde 313- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./17.mad)
Hâkim, senedin münkire aidiyetine karar verdiği takdirde münkiri talep vukuunda davanın teahhuru sebebiyle diğer tarafın maruz kaldığı zararı tazmine mahkûm eder.
Madde 314 - Resmi ve gayrı resmi her nevi senedatın sahteliğini iddia eden kimse asıl davayı rüyet eden mahkemede bu iddiasını gerek davayı asliye ve gerek davayı hadise suretiyle ikame edebilir. Usulüne tevfikan icra kılınan tetkikat neticesinde senedin sahte olmadığına dair mahkemeden sadır olan karar kesbi katiyet ettikten sonra iş bu senet hakkında mahakimi cezaiyede dahi sahtelik iddiası mesmu olmaz.
Madde 315 - Mahkemece sahtelik sebebiyle iptal edilen senet hakkında ciheti cezaiyece ademi mesuliyet ve beraete dair verilecek karar hukuk mahkemesince senedin iptali hakkındaki karara haizi tesir değildir.
Madde 316 - Sahtelik iddiasının, arzuhal ile beyan ve bunun bir suretinin derhal hasma tebliğ olunması lazımdır.
Madde 317 - Sahtelik iddiası 308 inci madde ile mevaddı mütaakıbesi ahkamına tevfikan tetkik olunur. Sahteliği iddia kılınan senedin ehlihibre marifetiyle tetkik ve tatbikına ve vakayi ve hadisattan haberdar olanların istimaına karar verildiği takdirde bu kabil senedat, neticei hükme kadar bir güna muameleye esas ittihaz kılınmaz. Ancak bu senede müsteniden evvelce ittihaz edilen ihtiyati tedbirlere de halel gelmez ve ledelhace senet sahibi hukukunun muhafazası zımnında sair ihtiyati tedbirlere de tevessül edebilir.
Madde 318 - Bir senedin sahte olduğuna dair sadir olan karar katiyet kesbettikten sonra hükmü veren mahkeme reisi tarafından zirine hükmün hulasası yazılarak senet iptal olunur. Bir mevkii resmiden tanzim ve tasdik kılınmış olan senedin kaydı aslisi de bu suretle iptal edilir.
Madde 319- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./18.mad)
Mahkemece sahtelik iddiasının reddi hâlinde talep vukuunda diğer tarafın maddi ve manevi zararları mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur.
Madde 320- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./19.mad)
Sahtelik iddiasından feragat olunabilir ise de feragatı vakıayı kabul edip etmemekte mahkeme muhtardır. Mahkeme feragatı kabul ettiği takdirde 319 uncu madde hükmü uyarınca talep vukuunda diğer tarafın maddi ve manevi zararları mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur.
Madde 321 - İbraz olunan senet, suret olursa davanın her halinde re'sen veya iki taraftan biri canibinden senedin aslının ibrazı talep olunabilir.Bu takdirde zayi veya telef olmamış ise senedin aslını ibraz mecburidir.
Madde 322 - Senedin aslını muhafaza eden taraf veya katibiadiller veyahut sair memurlar, tahkikat hakiminin kararına tevfikan bunları mahkemeye ibraz etmeğe mecburdurlar.
Tahkikat hakimi ibraz olunan senedin davanın esnayı cereyanında hıfzı için icabeden tedbirleri ittihaz veya lüzumunda yeniden verilmek üzere ibraz edene iadesini tensip edebilir.
Madde 323 - Tahkikat hakimi ibraz ve iraesi müşkül olan vesikaları, mahallinde bizzat veya tayin edeceği ehlihibre vasıtasiyle tetkik ve suretlerini asıllariyle tatbik eder.
Asılların halini tesbit için iki taraf huzurunda davet üzerine gelmedikleri halde gıyaplarında yapılan muamele hakkında bir zabıt varakası tanzim olunur. Vesikanın fotoğrafı da alınabilir.
Vesika mahkemenin dairei kazası haricinde bulunursa salahiyettar olan mahkemenin niyabetiyle lazımgelen tetkikat icra olunur.
Madde 324 - Resmi bir dairede bulunmasından naşi vesikanın aslını iraeden aciz olan taraf onun celbedilmesini talep edebilir.
Madde 325 - Ecnebi lisanla yazılmış olan vesikayı ibraz eden taraf tercümesini de raptetmeye mecburdur.
Hakim veya diğer taraf mübrez tercümeyi kabule şayan görmezse resmen tercüme ettirilmesi emrolunabilir.
2 - SENEDATIN İBRAZI MECBURİYETİ
Madde 326 - Kanunu Medeni ve Ticaret Kanunu mucibince bir kimse, yedinde bulunan vesikayı ibraza mecbur olduğu gibi aşağıda yazılan vesikaları da ibraz ile mükelleftir:
1 - Mahkemeye verilen evrakta istinat olunan senetler,
2 - Bir tarafın diğer taraftan davaya müteaallik aldığı mektup ve telgraflar,
3 - İki taraf için müşterek olan muamele ve menfaatlere mütaallik tanzim olunan vesikalar.
4 - İki tarafın müstakillen veya müştereken malik olduğu vesikalar,
Madde 327 - Talep vukuunda hesap defterlerinin musaddak parçalarını ibraz mecburidir.
Madde 328 - Yukarki maddede zikrolunan musaddak hesap defterleri parçalarının aslına mutabık olduğunu tayin için icap eden defterlerin veyahut parçası ibraz olunan asıl defter halinin tesbit edilmesine ve asılların fotoğrafilerinin çıkarılmasına karar verilebilir.
Madde 329 - Vesikanın veya hesap defterinin muayyen parçalarının ibrazını talep eden taraf mümkün olduğu kadar işbu vesikalar münderecatını esbabı sübutiyesini beyan ettiği esnada tahriren tasrih ve tayin etmiş olması lazımdır.
Madde 330 - İbrazı istenilen vesika ile ispat edilmek istenilen hususun davanın sübutuna medar olacağına mahkemece kanaat hasıl olduğu ve hasım da işbu vesikanın yedinde olduğunu ikrar veya tahriren sebkeden talebe karşı sükut ettiği takdirde mahkeme vesikanın ibrazını emreder.
Madde 331 - Vesikanın yedinde olduğunu inkar eden tarafa hasmının talebiyle böyle bir vesikaya vazıülyed bulunmadığına ve itina ile aradığı halde bulamadığına ve hasmının istimaline imkan vermemek kasdiyle izaa veya imha veyahut ihfa etmediğine ve senedin nerede ve kimin yedinde olduğundan malümatı bulunmadığına dair yemin teklif olunur. Mahkeme davanın haliyle şekli yemini tevfik edebilmek için ledelhace yemin suretini tadil edebilir.
Madde 332 - Vesikayı ibraz veya yemin etmesine karar verilen taraf kararda tayin olunan müddet zarfında vesikayı ibraz etmez ve ademi ibrazı mazereti sahihaya müstenit olduğunu ispat edemez veya teklif olunan yemini kabul ve icra etmezse mahkeme ibraz veya yemin edilmemek hususundaki maksadı nazara alarak diğer tarafın senet münderecatı hakkındaki beyanatını kabul edebilir.
Madde 333 - 326 ncı maddenin 2, 3, 4 üncü fıkralarında beyan olunan vesikalar üçüncü şahıs yedinde ise onlar tarafından ibraz olunmasına karar verilir.
Madde 334 - Üçüncü şahsın yedinde bulunan vesikanın ibrazını talep eden kimsenin delaili sübütiyesini beyan ettiği sırada işbu vesikalar münderecatını tayin ve tasrih etmesi lazımdır.
Talebi kabul olunursa hakim üçüncü şahsa istenilen vesikayı ibraz etmesini emreder.
Madde 335 - Her şahıs yedinde bulunan evrakı ibraz veya nerede bulunduğunu beyan etmek üzere şahit sıfatiyle mahkemeye celp olunabilir.
Madde 336 - Kanunen şahadetten imtinaa hakkı yoksa üçüncü şahıs, hakimin kararına itaate mecburdur. İtaat etmezse şahitler hakkındaki ahkam tatbik olunabilir.
BEŞİNCİ KISIM: YEMİN
1 - UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 337 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/13 md.)
Yemin için çağırılacak kimseye, geçerli bir özürü olmaksızın yemin için tayin olunan günde gelmediği takdirde yeminden kaçınmış ve yemin edeceği vakıaların sabit olmuş sayılacağına karar verileceği, çıkarılacak davetiyede yazılmak suretiyle bildirilir. Tayin edilen günde o kimse gelmezse yeminden kaçınmış ve yemin edeceği vakıaların da sabit olmuş sayılmasına karar verilir. Yemin davetiyesine yemine konu hususlar açıkça yazılır.
Madde 338 - Yemin edecek kimsenin yeminden evvel vefatı veye ehliyetin münselip olması halinde yemin teklifinden evvelki vaziyet avdet eder.
Madde 339 - Gerek iki taraftan birinin talebiyle ve gerek res'en teklif olunan yemin mahkeme huzurunda alenen icra olunur. Tahkikat hakimi sorulacak suali okuyup hal ve vaziyetin ehemmiyeti ve yalan yere yeminin neticeleri hakkında yemini edecek kimsenin nazarı dikkatini celbeder. Sonra "size sorulan sualler hakkında hakikata muvafık cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamıyacağınıza Allahınız ve namusunuz üzerine yemin eder misiniz" ve o kimse de "Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum" der.
Madde 340 - Hakim, yemin eden kimsenin ifadesini dinleyip aynen zapta geçirdikten ve alenen okuduktan sonra bu ifadesinde sebat edip etmediğini sorar.
Madde 341 - Hakim, tamam veya vazıh olmayan noktaları itmam ve izah için lazım gördüğü sualleri yemin eden kimseye sorabilir. Bunun haricinde yeni bir sual soramaz.
Adli ara vermede ancak aşağdaki dava ve işler görülür:
1. İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti, deniz raporlarının alınması ve dispeççi tayini istekleri ve bunlara karşı yapılacak itirazlar hakkında karar verilmesi,
2. Aravermede yapılmasına karar verilen keşifler,
3. Her çeşit nafaka davaları,
4. Velayet ve vesayet işlerine ait davalar,
5. Nüfus davaları,
6. Hizmet akdinden doğan davalar,
7. Kıymetli evrakın kaybından doğan iptal davaları,
8. Tahkim babındaki hükümlere göre mahkemenin görevine giren anlaşmazlık ve işler,
9. İflas ve konkordatoya ait davalar,
10. Kanunların sulh mahkemesini veya hakimini görevlendirdiği dava ve işler,
11. Kanunlarda ivedi olduğu veya adli aravermede de bakılabileceği belirtilen veya basit yargılama usulüne bağlı tutulan başka dava ve işler,
12. Mahkemece taraflardan birinin isteği üzerine ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler,
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/5 md.) Tarafların uyuşması halinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın isteği üzerine yukarıdaki iş ve davalara bakılması adli ara vermeden sonraya bırakılabilir.
(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./12.mad) *1* *2* Adlî ara verme süresi içinde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşılık dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri, bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilâm verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri saklıdır.
(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./12.mad) *1* *2* Bu madde hükümleri bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.
Madde 177 - Bu kanunun tayin ettiği mühletlerin bitmesi tatil zamanına tesadüf ederse bu müddetler ayrıca bir karar vermeğe lüzum olmaksızın tatilin bittiği günden itibaren yedi gün evvel uzatılmış addolunur.
İKİNCİ BAP : SULH MAHKEMELERİYLE MAHKEMEİ ASLİYEDE MURAFAA USULÜ
BİRİNCİ FASIL :DAVA İKAMESİ
Madde 178 - Arzuhallerin mahkeme kalemine kaydı tarihinde dava ikame edilmiş addolunur.
Madde 179 - (Değişik madde: 26/02/198 - 53156/6 md.)
Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
1. Tarafların ve varsa kanuni temsilci veya vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
2. Açık bir şekilde dava konusu,
3. Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ve delillerinin nelerden ibaret olduğu,
4. Hukuki sebeplerin özeti,
5. Açık bir şekilde iddia ve savunma,
6. Karşı tarafın hangi sürede cevap verebileceği,
7. Davacının veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.
Madde 180 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/14 md.)
Dava dilekçesinde sözü edilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerin dilekçeye eklenerek mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yapılması ve gerekli posta giderinin pul olarak verilmesi zorunludur.
Birinci fıkra hükmünün yerine getirilmemesi veya eksik getirilmesi halinde, hakim ilk oturumda istenen hususların on günlük kesin süre içinde yerine getirilmesini veya eksikliğin tamamlanmasını davacı tarafa bildirir.
Madde 181 - (Değişik madde: 13/12/1934 - 2606/1 md.)
Toplu hakimle kurulmuş olan bir mahkeme, bir dava görülürken heyetin karariyle azadan birini tahkikat yapmağa memur edebilir.
Tahkikat işi azadan birine havale edilmediği halde tahkikat hakimine ait vazifelerden 182, 183,184, 196, 197, 209, 211 ve 212 nci maddelerde yazılı olanlar mahkeme reisi tarafından ve diğerleri heyetçe yapılır. Toplu hakimli olan mahkemelerde tahkikata havale olunmayan veya tek hakimli mahkemelerde görülen davaların tahkikat ve muhakemesi birden yapılır.
Madde 182 - Tahkikat hakimi müstacel hususlarda cevap müddetini azaltabilir. Hakim tarafından bu kararın esbabı mucibesi davetiyenin aslına yazılıp imza olunur.
Madde 183 - Memaliki ecnebiyede veya mahkemenin dairei kazası veya bulunduğu şehir haricinde ikamet edenlerle ikametgahı meçhul bulunanlar hakkında yapılacak tebliğde hangi gün ve saatte mahkemede bulunulacağı ve cevap müddeti tahkikat hakimi tarafından tayin olunur.
Madde 184 - Müstacel hususattan başka hallerde kanunen muayyen cevap müddetinden az bir müddet tayin edilmiş ise müddeaaleyh cevap vermeğe mecbur değildir. Bu suretle tahkikat hakimi cevap için yeni bir mühlet tayin eder.
Madde 185 - Kanunu Medenide tayin olunan haller mahfuz kalmak şartiyle dava ikamesi ile aşağıda gösterilen neticeler hasıl olur:
1 - Müddeaaleyhin rızası olmaksızın müddei davasını takipten sarfınazar edemez.
2 - Müddei, Müddeaaleyhin rızası olmaksızın davasını tevsi veya mahiyetin tebdil edemez. Aşağıdaki madde hükmiyle davadan feragat veya ıslah bu hükümden müstesnadır.
Madde 186 - Dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi ahara temlik ederse diğer taraf muhayyerdir. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından sarfınazar ederek müddeabihe temlik eden kimseye karşı dava eder.Bu suretle davayı kazanırsa mahkumunaleyh, müddeabihi kendisine temlik eden kimse ile beraber masarifi muhakemeyi kefaleti müteselsile ile vermeğe mahküm olur.
Dilerse davasını müddeabihi ahara temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına tebdil eder.
İKİNCİ FASIL : İTİRAZATI İPTİDAİYE
Madde 187 - İtirazatı iptidaiye aşağıdaki gösterilen hallerden ibaret olup davanın bidayetinde ve hepsi birlikte beyan edilmek lazımdır:
1 - Türkiye'de ikametgahı bulunmıyanlardan teminat talebi,
2 - Salahiyet iddiası,
3 - (Mülga bent: 16/07/1981 - 2494/37 md.)
4 - İkame olunan davanın diğer bir mahkemede derdesti rüyet bulunduğu iddiası,
5 - Davanın diğer bir mahkemede dertesti rüyet olan diğer dava ile irtibatı bulunduğu iddiası,
6 - (Mülga bent: 26/09/1963 - 338/1 md.)
7 - Dava arzuhalinin veya davetiye varakasının veyahut cevap layihasının tanziminde kanuni noksanlar bulunduğu veya tebliğin usülüne muvafık olmadığı iddiası,
8 - Davayı mütekabilenin kabule şayan bulunmadığı iddiası.
Madde 188 - İtirazatı iptidaiye davanın bidayetinde esasa girişilmezden evvel hep birlikte dermeyan edilmezse bir daha mesnu olmaz.
Hakimin re'sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlarla 98 inci madde hükmü mahvuzdur.
Madde 189 - Müddeaaleyhin itirazatı iptidaiyesi esasa cevap için tayin olunan müddette müddeiye tebliğ olunur. Müddeinin itirazatı iptidaiyesi ilk muhakeme celsesinde şifahen dermeyan olunur.
Şu kadar ki davayı mutekabileye cevap verilmiş ise itirazın işbu cevapta tasrihi lazımdır.
İki tarafın bilahara dermeyan edebilmek selahiyetini kanunen haiz oldukları itirazat hadise şeklinde hallolunur.
Madde 190 - İtirazatı iptidaiye hadiseler gibi tahkik ve hallolunur.
Madde 191 - İtirazatı iptidaiye hakkında esas davayı rüyete salahiyettar hakim tarafından karar verilir.
Madde 192 - Mahkeme beraberce dermeyan edilen bilumum itirazatı iptidaiyeyi bir karar ile hal ve fasleder.
Madde 193 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/15 md.)
Davacı, iptaline karar verilen dilekçenin yerine yeni bir dilekçe düzenleyip vermek zorundadır.
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur.
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/7 md.;Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./13.mad) *1* *2* Her iki hâlde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kâğıdı tebliğ ettirilmesi gerekir.
Aksi takdirde dava açılmamış sayılır. Kanunda belirtilen ayrık hükümler saklıdır.
Madde 194 - Aynı davanın diğer mahkemede derdesti rüyet olduğuna müstenit itirazatı iptidaiyenin kabulü halinde dava ikame edilmemiş addolunur.
ÜÇÜNCÜ FASIL: ESASA CEVAP
BİRİNCİ KISIM : UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 195 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/16 md.)
Davalı, ilk itirazları ile birlikte esas dava hakkındaki cevabını ve varsa karşı delillerini, dava dilekçesinin kendisine tebliği tarihinden itibaren on gün veya hakim tarafından bir süre tayin edilmiş ise o süre içinde mahkeme kalemine bildirmek ve bir örneğini de davacıya tebliğ ettirmek zorundadır.
Yukarıda belirtilen on günlük süre, 08/01/1943 tarih ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kuruluşları hakkında otuz gündür.
Madde 196 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/17 md.)
Davalı tarafından ilk itiraz ileri sürülmüşse bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden incelenerek sonuçlandırılır.
Madde 197 - İşin mahiyeti itibariyle cevap layihasının tayin olunan müddette tanzimi müşkül bulunduğu veyahut esbabı fevkaladeye binaen kabil olamadığı anlaşılırsa müddeaaleyhe yeni bir mühlet verilebilir ve keyfiyet derhal müddeiye bildirilir.
Madde 198 - Yukarki maddedeki gösterilen sebeplere mebni, tayin olunan müddette cevap layihasını vermemiş ve yeni mühlet de istememiş olan taraf muhakeme celsesinde de esasa girişmezden evvel bu baptaki mazeretini bildirerek müddetin temdini istiyebilir. Talebi kabule şayan görülürse kendisine sureti katiyede üç günü tecavüz etmemek üzere mühlet verilir. Ancak bu celseye ait muhakeme masrafı her halde kendisine tahmil olunur.
Madde 199 - (Mülga madde: 16/07/1981 - 2494/37 md.)
Madde 200 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/8 md.)
Cevap dilekçesinin 179 uncu maddenin bir ve ikinci bentlerinde yer alan kayıtlardan başka aşağıdaki hususları da ihtiva etmesi gerekir.
1. Davacı tarafından bildirilmiş olan vakıaların her biri hakkında verilecek cevaplar,
2. Açıkça savunma,
3. Davalının veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.
180 inci madde hükmü, cevap dilekçesi hakkında da uygulanır.
Madde 201 - Müddeaaleyh müddeinin arzuhalinde beyan olunan vakıaları inkar ile iktifa etmezse layiha aşağıdaki hususları ihtiva etmek lazımdır:
1 - Müddeaaleyhin istinat ettiği bütün vakıalar hakkında sıra numarasiyle icap eden izahatı,
2 - İstinat eylediği kanuni sebeplerin hulasaları.
Madde 202 - (Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/9 md.) Davalı cevap dilekçesinde karşılık dava da dahil olmak üzere bütün iddia ve savunmaları ile sebeplerini birlikte bildirmeye mecburdur.
Müddeaaleyh cevap layihasını hasmına tebliğ ettirdikten sonra onun muvafakatı olmaksızın müdafaa sebeplerini tevsi veya tebdil edemez. Ancak ıslah haliyle 186 ncı madde hükmü müstesnadır.
İKİNCİ KISIM : DAVAYI MÜTEKABİLE
Madde 203 - Müddeaaleyh davayı mütekabilesini esas dava hakkındaki cevap layihasını bildirmek suretiyle ikame edebilir.
Madde 204 - Aşağıda gösterilen iddialar davayı mütekabile addolunur:
1 - Takas ve mahsup talebi,
2 - Müddeiye karşı müddeaaleyhin ikame eylediği bilumum davalar.
Madde 205 - Takas ve mahsup talebinden başka davayı mütekabile davayı asliyeye mürtebit ise kabul ve tetkik olunur.
Madde 206 - Tetkik ve halli idari makamların salahiyeti dahilinde bulunan veya hakemler marifetiyle halli icap eden hususlara ait iddialar davayı mütekabile olarak ikame olunamaz.
Madde 207 - Müddeaaleyhin ikame eylediği davayı mütekabileye karşı müddei cevap layihası verebilir.
Bu layiha, müddeaalleyhin def'ine cevap makamında olup onunla birleştirilir.
İşbu layihada müddei müddeaaleyh tarafından mütekabilen ikame olunan davaya karşı dermeyan edeceği bilumum itirazatı iptidaiye ile davayı mütekabilenin esasına karşı vereceği cevabı yazması lazımdır.
Madde 208 - Müddeinin, müdeaaleyh tarafından verilecek cevap layihasının kendisine tarihi tebliğinden itibaren on gün zarfında cevap vermesi lazımdır. 197 nci madde hükmü müddeinin cevap layihası hakkında da caridir.
ÜÇÜNCÜ KISIM : REPLİK VE DÜPLİK
Madde 209 - Müddeaaleyhin cevap layihasında dermeyan eylediği vakıalara karşı müddei, icabı halinde 207 nci maddenin birinci ve ikinci fıkralarına tevfikı hareketle on gün zarfında inkar veya kabulü mübeyyin izahat vermeğe mecburdur.
Ayni müddet zarfında defi de dermeyan edebilir. Bu surette müddeinin verdiği cevap layihası derhal müdeaaleyhe tebliğ olunur.
Madde 210 - Müddeaaleyh, müddeinin tebliğ ettirdiği cevap layihasına on gün zarfında cevap verebilir.
Madde 211 - 179 uncu maddenin birinci ve ikinci numaralariyle 180 inci ve 197 nci maddeler ahkamı müddeaaleyhin cevabına mukabil müddeinin dermeyan eylediği defi ile müddeaaleyhin bu defa karşı beyan eylediği defiler hakkında dahi tatbik olunur.
Madde 212 - İki taraf yazı bilmedikleri ve mahkemenin bulunduğu mahalde vekaleti ifa edebilecek kimse bulunmadığı takdirde tahkikat hakimi iki tarafın iddia ve müdafaasını huzurlarında zabıt katibine söyliyerek yazdırır.
DÖRDÜNCÜ FASIL: TAHKİKAT
Madde 213 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/10 md.)
Davanın her aşamasında tahkikat hakimi iki tarafı veya vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını dinleyebilir ve sonuç vereceği umulan hallerde bunları sulha da teşvik edebilir.
Tahkikat sırasında taraflara çıkartılacak çağırı kağıtlarında, tarafların belli edilen günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, tahkikata yokluklarında devam edileceği bildirilir.
Geçerli bir özürü olmadan gelmeyen taraf yokluğunda cereyan eden işlemlere itiraz edemez.
Madde 214 - İki taraf arasında layihalar teati edildikten veya bunun için muayyen günler geçtikten sonra davanın muhakeme ve hüküm için kafi derecede tavazzuh ettiğini tahkikat hakimi anlarsa tahkikatın bittiğini kendilerine bildirir.
Aksi halde tahkikat hakimi iki tarafı davet ve noksan gördüğü cihetleri istizah eder.
Madde 215 - Tahkikat hakiminin ispatı vücut etmeleri için iki tarafa vereceği mühlet laakal on gündür. Müstacel hallerde hakim re'sen veya iki taraftan birinin talebiyle bu müddeti azaltabileceği gibi icabı halinde temdit de edebilir.
Madde 216 - Tahkikat hakimi iki taraf veya vekillerini isticvap eder. İki tarafın mutabık kaldıkları cihetleri tesbit ve ihtilaflı olanları tefrik eyler.
Madde 217 - Yukarki maddelerde gösterilen muamelelerden sonra tahkikat hakimi davanın muhakeme ve hüküm için kafi derecede tavazzuh eylediğine kani olursa tahkikatın bittiğini tefhim eder.
Davanın ispatı için delil ikamesi lazım ise bunları tafsilen yekdiğerine tebliğ etmek üzere iki tarafa münasip bir mühlet verir.
Madde 218 - Tahkikat hakimi ikame edilmek istenilen delillerden hangisinin kabule şayan olduğunu ve hangisinin olmadığını esbabı mucibe dermeyanı suretiyle takdir ve karara rapteder. Karar aleyhine esas davanın muhakemesinde itiraz olunabilir.
Madde 219 - İkame edilmek istenilen deliller hakkında tahkikat hakimi (218) inci madde mucibince karar vermezden evvel re'sen veya iki taraftan birinin talebine binaen murafaa icrası için iki tarafı huzuruna celp ve davet edebilir.
Madde 220 - Delillerin, kabul veya reddi hakkında tahkikat icra edildiği celsede ibraz ve ikamesi caizdir. Bu mümkün olmazsa hakim delili istima ve tetkik için ayrıca bir gün tayin eder.
Madde 221 - İki tarafın esas dava hakkında dermeyan edeceği bilumum itiraz ve müdafaalar birlikte tahkik olunur. Şu kadar ki tahkikat hakimi muhakemeyi basitleştirmek veya kısaltmak için re'sen veya iki taraftan birinin talebine binaen tahkikatın her halinde mezkur itirazat veya müdafaattan birini veya bir kısmını diğerinden evvel tahkik ederek hükmedilmesine karar verebilir.
BEŞİNCİ FASIL: HADİSE
Madde 222 - Tahkikat esnasında davaya müteallik bir mesele hakkında tahkikat hakiminden karar almak istiyen taraf bunu tetkikata mahsus celsede şifahen veya celse haricinde iki nüsha olarak vereceği arzuhal ile talep eder.
Madde 223 - Dermeyan edilen talebi tahkikat hakimi şayanı tetkik görüp reddine karar vermediği takdirde arzuhalin bir nüshasını tayin edeceği müddet zarfında cevabını ve icabı halinde noktai nazarını bildirmek için diğer tarafa tebliğ eder.
Hadise hakkında iki taraf ihtilaf halinde ise tahkikat hakimi kararını evrak üzerine veya kendilerini davet ve ifadelerini istima ettikten sonra verir. Kanunen şekli mahsus tayin edilmiş olan ahval müstesnadır.
Madde 224 - Kaide olarak tahkikat hakimi hadise hakkında bir celsede iki tarafı istima ve delailini tetkik ve kararını ita eder. İktizasına göre delillerin diğer celsede ikame ve tetkikına da karar verebilir.
Salahiyet gibi hadise şeklinde halli muktazi iddialar mahkemeye gelmeksizin tahriren de dermeyan olunabilir.
Madde 225 - Tahkikat hakimi hadise hakkındaki kararını derhal ittihaz ve iki tarafa tefhim veya kendilerine bildirmek üzere nihayet üç gün zarfında mahkeme kalemine tevdi eder.
ALTINCI FASIL: MUHASEBEYE MUHTAÇ DAVALARDA İHZARİ MUAMELELER
Madde 226 - Hesap görülmesine veya kalem kalem tetkika muhtaç davalarda hakim re'sen veyahut iki taraftan birinin talebiyle delillerin ikamesinden evvel ihzari muamele icrasını emredebilir.
Tahkikat için tayin edilecek celsede iki taraf şifahen ve tafsilen beyan ettikleri hesap ve kalemler hakkında izahat verirler. Tahkikat hakimi bu bapta iki tarafın mutabık kalmalarına çalışır. İşine göre yanına bir mütehassıs alabilir ve aldığı mütehassısı iki tarafa bildirir.
Madde 227 - İki taraf bu kanun hükmüne tevfikan hakim tarafından emrolunan vesikaları ve hesap varaka veya defterlerini ibraz etmeğe mecburdurlar.
Hakim nakli müşkül defter ve vesikaları istisnaen bulundukları mahalde dahi tetkik veya bu salahiyetini intihap edeceği ehlivukufa tevdi edebilir.
Madde 228 - İki tarafın verecekleri şifahi izahat dinlenip gösterilen evrak ve defterler tetkik olunarak mutabık kaldıkları veya ihtilaf ettikleri cihetler zapta yazılır. Bundan sonra tahkikata usulen devam olunur.
Madde 229 - Hakim tarafından başka suretle muamele yapılması tensip olunan haller müstesna olmak üzere ibraz olunan evrak zabıtnameye kaydedilmekle beraber dosyasında saklanır.
YEDİNCİ FASIL: TAHKİKAT HAKİMİNİN İKİ TARAFI İSTİCVABI
Madde 230 - Tahkikat hakimi iki taraftan her birini re'sen veya talep üzerine isticvap edebilir. Hakim isticvap edeceği tarafa evvelemirde hakikatı olduğu gibi söylemesi hakkında vesayada bulunabilir.
İsticvap müddeabihe veya onunla münasebeti olan hallerle vakıalara taallük etmek icap eder.
Madde 231 - İsticvap olunacak şahıs, mahcur veya yaşı on altıdan küçük ise hakimin takdirine göre ya kendisi veya velisi veya vasisi ve hükmi şahıs ise mümessili isticvap olunur.
Madde 232 - İsticvap olunacak kimsenin bizzat gelmesi lazımdır. Ancak o kimse mahkemenin dairei kazası haricinde mukim ise istinabe suretiyle isticvap olunur.
Madde 233 - Hakim tarafından muvacehe icrası müstesna olmak üzere isticvap yalnız mahkeme katibi hazır olduğu halde yapılır. Şu kadar ki isticvap edilecek taraf vekilini beraber bulundurabilir.
Vekilin davayı tenvir için kendisince lüzum gördüğü cihetleri müvekkilinden sorulmasını hakimden talebe hakkı vardır. Diğer taraf da aynı salahiyeti haizdir.
Vekil müvekkiline teveccüh eden suale cevap vermekten veya verilecek cevabı telkin veya ima etmekten memnudur.
Madde 234 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/11 md.)
İsticvap için çağrılmasına karar verilen tarafa geçerli bir özürü olmaksızın gelmediği veya tertip olunan soruları cevaplandırmadığı takdirde sorulan vakıaları ikrar etmiş sayılacağı, çıkarılacak davetiyeye yazılır. Çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkeme sorulan vakıaları ikrar edilmiş sayar.
Madde 235 - İsticvap bitince zabıtaname tanzim olunur.İşbu zabıtname alenen her iki taraf muvecehesinde okunduktan sonra ziri hakim ve katip ile isticvap olunan kimse tarafından imza olunur. Verilen cevaptan sonra yapılan tebeddüller ve ilaveler zabıt varakasına tahşiye ve imza edilir.İmzasız tahşiyelerin hükmü yoktur. Zabıt varakası imzadan imtina halinde keyfiyeti imtina için gösterilen sebep zabıt varakasına yazılarak hakim tarafından imza olunur.
SEKİZİNCİ FASIL: DELİLLER VE İKAMESİ
BİRİNCİ KISIM: UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 236 - Dava evrakında veya hakim huzurunda iki taraftan birinin veya vekilinin sebkeden ikrarı muteberdir. Ve mukir olan taraf aleyhine delil teşkil eder.
Maddi bir hatadan neşet ettiği sabit olmadıkça ikrardan rücu olunamaz.
Sulh müzakeresi esnasında sebkeden ikrar muteber değildir.
Mahkeme haricindeki ikrarı teyit edecek delail ve emare mevcut ise hakim buna binaen hüküm verebilir.
Madde 237 - Kaziyei muhkeme, ancak mevzuunu teşkil eden husus hakkında muteberdir.
Kaziyei muhkeme, mevcuttur denilebilmek için iki tarafın ve müddeabihin ve istinat olunan sebebin müttehit olması lazımdır.
Madde 238 - Delil davanın halline tesir edebilecek münazaalı hususları ispat için ikame olunur.
Maruf ve meşhur olan veya ikrar olunan hususlar münazaalı sayılmaz.
Madde 239 - Delil ikamesiyle mükellef olan veya meşhur ve maruf bir vakaya istinat eden tarafın iddiası hilafını ispat için hasmı delil ikame edebilir. Fakat mücerret bu talebiyle beyyinenin kendisine müteveccih olduğunu kabul etmiş addolunamaz.
Madde 240 - Bu Kanunun tayin ettiği haller müstesna olmak üzere hakim ikame olunan delilleri serbestçe takdir eder.
Madde 241 - Kanunun tayin ettiği istisnalardan maada hallerde deliller hakim huzurunda istima ve tetkik olunur ve mahkemede veya haricinde icra olunan tetkikler ve muameleler tafsilen zabıt varakasına yazılır.
Şahit ve ehlivukufla müddeasını ispat edecek taraf evvelemirde hangi hususa dair bunların isticvap olunacaklarını tayin eder.
Madde 242 - İki taraf istinat ettikleri bilümum vesikaları müfredat pusulası ile beraber mahkeme kalemine verir. Bunlardan hakim tarafından tetkika şayan görülenleri dosyasına vazı ile diğerleri iade olunur.
İbrazına karar verilecek vesika, ibraz edecek taraf yedinde bulunmuyorsa iş bu kanun ahkamına tevfikan celp ve tetkik olunur. Tahkikat hakimi icabına göre vesikanın diğer bir mahkeme marifetiyle tetkikına da karar verebilir.
Madde 243 - İki taraftan her birinin beyan eylediği deliller mümkün olduğu kadar aleni celsede tetkik olunur.
Bu suretle tetkikatın ikmali kabil olmazsa ikmali için icap eden celseleri hakim tayin eder.
Madde 244 - İkame ve beyan olunan delillerin tamemen istima ve tetkikından sonra iki yüz yirmi birinci madde hükmüne tevfikan ayrıca tahkikat icrasına karar verilmiyen meselelerde iki taraftan her biri yeni delil ibraz ve ikamesini istiyebilir. Hakim muvafık görürse bu talebi kabul eder.
İKİNCİ KISIM: ŞAHADET
Madde 245 - Aşağıdaki kimseler şahadetten imtina edebilirler:
1 - İki taraftan birinin nişanlısı,
2 - Aralarında evlilik rabıtası mürtefi olsa bile iki taraftan birinin karı veya kocası,
3 - İki taraftan birinin neseben veya sebeben usul ve füruu yahut üçüncü dereceye kadar neseben Veya kendisiyle sıhriyet hasıl olan evlilik rabıtası mürtefı olsa bile ikinci dereceye kadar sebeben civar hısımları ve aralarında evlatlık rabıtası bulunanlar,
4 - Memuriyet ve sanat ve meslekleri itibariyle bir kimsenin sırrını bilenler, şu kadar ki o kimse muvafakat ederse şahadetten imtina edemezler.
Madde 246 - Aşağıdaki hallerde herhangi bir kimse şahadetten imtina edebilir:
1 - Şahadeti kendisine, yahut yukarki maddenin 13 numaralarındaki hısımlarından birine doğrudan doğruya mali bir zararı mucip ise,
2 - Şahadeti kendisinin veya yukarki maddenin 13 numaralarında gösterilen hısımlardan birinin şeref ve haysiyetlerini ihlal veya haklarında takibatı cezaiye icrasını istilzam ederse,
3 - Mahremiyeti kendisince mültezem ve sanatına ait esrarın ifşasını müeddi ise.
Madde 247 - Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir:
1 - İstima esnasında on beş yaşını ikmal etmiyenler,
2 - Kuvayı akliye ve fehmiyelerinin tekemmül edememesinden veya hali zaafta bulunmasından dolayı yeminin mahiyet ve manasını kafi derecede takdir edemiyenler.
3 - Müddeti cezaiyeleri içinde hidematı ammeden memnu bulunanlar,
4 - 245 inci maddenin 13 numaraları ve 246 ncı maddenin 1,2 numaraları mucibince şahadetten imtina hakları olup da işbu haklarını istimal etmiyenler,
5 - Bir tarafın davayı kazanmasında hukuki menfaati olan kimseler,
6 - Şahadet zamanında iki taraftan birinin evinde veya ticarethanesinde infak ve iaşe veya istihdam olunanlar.
Madde 248 - 245 inci maddede yazılı haller ile 246 ncı maddenin birinci fıkrasındaki halde aşağıdaki şekillerden biri tahakkuk ederse şahadetten imtina olunamaz:
1 - Hukuki bir tasarrufta şahit sıfatiyle hazır bulundurulmuş olan kimse bu tasarrufun esası ve muhteviyatı hakkında,
2 - Aile efradından vuku bulan doğum, ölüm ve evlenme vakaları hakkında,
3 - Aile rabıtalarından mütevellit mali ihtilaflar hakkında,
4 - İki taraftan birinin hukukan selefi veya mümessili sıfatiyle şahidin bizzat icra eylediği muameleler hakkında.
Madde 249 - Devlet hizmetinde bulunanların, meslek sırriyle mukayyet oldukları vakalar hakkında hizmetlerinden ayrıldıktan sonra da mensup oldukları resmi makamın tahriri izni olmadıkça şahit sıfatiyle istimaları caiz değildir. Bu mezuniyet Büyük Millet Meclisi azası hakkında Meclis, Heyeti Vekile azası hakkında Reisicumhur ve bundan maadaları için mensup oldukları Vekil tarafından verilir.
Şahadet menafii Devlete muzır görülmedikçe izin verilmesinden imtina olunamaz.
Bu mezuniyet mahkeme kararı üzerine müzekkere ile istenilir.
İzin üzerine şahit celp ve istima olunur.
Madde 250 - Şahadetten imtina eden kimse imtina sebebini ve delilini istima edileceği günden evvel, katibe zaptettirmek suretiyle şifahen veya tahriren mahkemeye bildirmeğe mecburdur.
İmtina sebeplerini tahriren beyan eden veya katibe zaptettiren şahit muayyen günde mahkemede hazır bulunmıyabilir.
Mahkeme başkatibi, gerek tahriri olsun gerek zaptedilmiş bulunsun şahidin imtina hakkındaki beyanını iki tarafa tebliğ eder.
Madde 251 - Şahidin imtina sebebi hakkında hakim iki tarafı dinleyip bu baptaki delili tetkik ettikten sonra kararını verir.
Madde 252 - Şahadetten imtina ettiğini bildirmiş olan şahit muayyen günde gelmezse beyanatı okunarak tetkik olunur.
Madde 253- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./15.mad)
Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.
Madde 254 - Şahidin davada menfaati bulunmak gibi şahadetin doğruluğunda şüpheyi mucip esbap mevcut olursa, bunu iki taraftan her biri iddia ve ispat edebilir.
Madde 255 - Şahitler tahkikat hakimi tarafından istima olunur. Hasta veya malül olmasından dolayı mahkemeye gelemiyen şahidi hakim ikametgahında dinler.
Şahidin istimaı sırasında mühim bir sebebe binaen hakim tarafından hilafına karar verilmiş olmadıkça iki taraf hazır bulunabilir.
Madde 256 - Müstesna hallerde, iki tarafın muvafakatleri ve hakimin tensibiyle, tayin olunacak müddet zarfında cevaplarını tahriren beyan etmek üzere şahide bir sual varakası gönderilebilir. Bu suretle muamele yapılması şahidin vereceği cevabın hükme kafi olup olmadığını hakimin takdir etmesine mani olamaz.
Madde 257 - Şahidin bulunduğu mahal mahkemesi marifetiyle de istimaına karar verilebilir. Bu takdirde tayin olunan gün ve saatte hazır bulunması için şahide tebligat icra olunur. İki tarafa da malümat verilir.
Madde 258 - Şahitler alelüsul tebliğ olunacak davetiye ile mahkemeye çağırılır. Davetiyede iki tarafın isimleri ve hangi hususu ispat için mahkemeye çağrıldığı ve hangi gün ve saatte hazır bulunulacağı yazılır.
Tebliğ muhakeme gününden laakal iki gün evvel icra olunmak lazımdır.
Müstacel işlerde şahidin daha evvel gelmesine karar verilebilir.
Madde 259 - Gayrimenkule müteaallik hususlarda ve şahidin irae suretiyle şahadetinden hakikatın daha ziyade zahire çıkacağı meczum olan diğer hallerde şahitlerin mahallinde istimaına karar verilebilir.
Madde 260 - İstima esnasında evvelemirde şahitten isim ve şöhret ve sin ve sanat ve mahalli ikameti ve iki tarafa karabeti olup olmadığı ve varsa derecesi ve şahadetine itimadı kaldırabilecek bilcümle münasebet ve alakalar sorulur.
Madde 261 - Yukardaki maddede gösterilen suallerden sonra hakim şahidi hakikati hali doğru söylemeğe teşvik ve icabı halinde kendisine yemin ettirileceğini ihtar eder. Yemin şahadetten sonra eda ettirilir.
Madde 262 - Yemin ancak ederse hakim tarafından veya iki taraftan biri canibinden vuku bulacak talep üzerine eda ettirilir.
Madde 263 - Şahit yeminden imtina ederse esbabı sual edilerek vereceği cevap zapta yazılır.
Madde 264 - Yemin aşağıdaki şekilde icra olunur:
Hakim şahide: "Şahit sıfatiyle sorulan suallere verdiğiniz cevapların hakikate muhalif olmadığına ve meşhudat ve malümatınızdan birşey saklamadığınıza Allahınız ve namusunuz üzerine yemin ediyor musunuz" ve şahit de cevaben "Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum" der.
Madde 265 - Şahitler ayrı ayrı dinlenir ve icabında muvacehe olunur.
Madde 266 - Hakim bizzat şahitleri isticvap eder.
Madde 267 - İki taraftan her biri şahide şahadetini tavzih ve ikmal için lazım olan yeni sualler sordurabilir. Bu suallerin varit olup olmadığında iki taraf ihtilaf ederse hakim buna derhal karar verir. Şahidin istinabe suretiyle isticvabı lazımgeldiğinde hangi hususlardan dolayı isticvap olunacağını hakim tayin eder. Bu halde birinci fıkra hükmüne tevfikan iki tarafın mesele ile münasebettar yeni sual sordurabilmek hakkı mahfuzdur.
Madde 268 - İki taraftan her biri doğrudan doğruya şahide bir şey sormaktan ve şahitlerin ifadesini kesmekten ve kavlen ve fiilen onu tahsin ve tezyif etmekten memnudur. Hilafında hareket eden taraf veya vekili hakimin ilk ihtarına rağmen hareketinde devam ederse hakim mahkemeden dışarı çıkartabilir ve 70 ve 150 nci maddeler mucibince muamele olunur.
Madde 269 - Şahit bildiğini şifahen söyler. Yazılı notlar kullanması memnudur. Şu kadar ki şahit tarihleri ve rakamları tayin veyahut bazı hususları tafsil etmek veya hatırasını toplamak için yazılarına bakmak mecburiyetinde olduğunu hakime söylerse hakim derhal yazılarına bakmasına veya tayin edeceği celsede yeniden istimaına veyahut tayin ettiği müddet zarfında malümatını tahriren imzası altında mahkeme kalemine vermesine karar verebilir.
Madde 270 - Şahit Türkçe bilmezse tercümanla isticvap olunur. Sağır ve dilsiz olan şahit yazmak ve okumak bilirse sualler kendisine tahriren bildirilir ve cevapları yazdırılır. Yazmak ve okumak bilmediği takdirde hakim kendisini işareti mahsusasını anlıyacak ehlivukuf marifetiyle isticvap eder.
Madde 271- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./16.mad)
Tanık, kanuni bir sebep göstermeden veya göstermiş olduğu sebep mahkemece kabul edilmemesine rağmen tanıklık yapmaktan çekinir, kendisine sorulan sorulara cevap vermekten kaçınır ya da yemin etmemekte direnirse, bu yüzden doğan giderler takdir edilerek, hakkında kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilmesine karar verilir. Ayrıca, tanıklığının veya yemininin gerçekleştirilmesi için, dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde onbeş günü geçmemek üzere disiplin hapsine karar verilebilir. Kişi, tanıklığa ve yemine ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.
Madde 272 - Şahidin ifadesi zabıtnameye yazılıp huzurunda okunduktan sonra ziri kendisine imza ettirilir.
Madde 273 - Hakim şahadet esnasında şahidin yalan söylediği veya Menfaat temin ederek şahadet ettiği hakkında kavi delil ve emareye destres olursa derhal bir zabıt varakası tanzim ve müddeiumumiye tevdi eder.
Hakim şahidin ve cürümde şerikleri varsa onların tevkifine de karar verebilir ve takibatı kanuniye icra edilmek üzere müddeiumumiliğe sevk eder.
Madde 274 - Şahit ikame edecek kimse evvelemirde bunların isim ve şöhreti ve mahalli ikametleriyle hüviyetlerini tayine medar olacak evsafı sairelerini muhtevi listeyi mahkemeye takdim eder. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler şahit olarak istima olunamaz ve ikinci bir liste verilemez.
ÜÇÜNCÜ KISIM: EHLİVUKUF
Madde 275 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/18 md.)
Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.
Madde 276 - Ehlivukuf, iki taraf ittifak edemedikleri halde tahkikat hakimi tarafından intihap olunur.
Mesaili mahsusada rey ve mütalaalarını beyan etmek için Hükümet tarafından müntahap ehlivukuf varsa ehlivukufun bunlar arasından intihabı lazımdır.
Yalnız bir kişi ehlivukuf intihap edilebilir. Üçten ziyade intihap olunamaz.
Hakim lüzum görürse ehlivukufu beyan ettikleri veya edecekleri rey ve mütalaanın bitarafane olduğuna veya olacağına dair tahlif edebilir.
Madde 277 - Ehlivukuf hakimler için muayyen esbaba binaen reddolunabilir. Ret talebi hakim tarafından hadise şeklinde tetkik olunarak karar verilir. Esbabı retten dolayı yemin teklif olunamaz.
Ret talebi ehlivukufun intihap edildiğine ıttıla tarihinden itibaren üç gün zarfında vukubulmak lazımdır.
Madde 278 - Malümatına müracaat edilecek hususu bilmeksizin sanatını icra etmesi kabil olmıyan ve alenen icrayı sanat eden kimseler o husus hakkında ehlivukufluğu kabule mecburdurlar.
Yalnız şahitler hakkındaki esbaba binaen kabulden imtina edebilirler.
(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/12 md.) Mahkemeye gelmekten veya gelip de ifayı vazifeden imtina eden ehlivukuf hakkında şahadete ilişkin hükümler uygulanır.
Madde 279 - Hakim iki tarafın ifadesini istimadan sonra ehlivukufa sorulacak sualleri tayin eder. Ehlivukuf diğer taraf hazır olmaksızın iki taraftan birini isticvap edemez ve bu cihet ehlivukufa evvelemirde ihtar olunur.
Madde 280 - Tetkikat için keşif icrası veya diğer ihzari bir muamele ifası lazımgelirse iki taraftan her biri bu muamelede hazır bulunabilir.
Madde 281 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/19 md.)
Bilirkişinin beyan ettiği oy ve görüş hemen tutanağa geçirilir. Bilirkişi birden fazla ise aralarında görüşürler. Görüşme sonucu bildirilen oy ve düşünceler tutanağa yazılır.
İşin niteliğine göre bilirkişilerin oy ve görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri gerekiyorsa, hakim, raporun kaç nüsha olacağını ve verileceği süreyi belli eder. Bu süre işin niteliğine göre üç ayı geçemez. Raporun, tarafların ad ve soyadlarını, bilirkişinin çözümü ile görevlendirildiği hususları, inceleme konusu yapılan maddi vakıaları, gerekçeyi, sonucu, bilirkişiler arasında anlaşmazlık varsa bunun sebebini düzenlendiği günü ve bilirkişilerin imzalarını taşıması gerekir. Azınlıkta kalan bilirkişi ayrı bir rapor verebilir.
Madde 282 - Ehlivukuf raporunu mahkeme kalemine verir. Verildiği tarihi başkatip rapora işaret eder ve mahkemeden evvel suretlerini iki tarafa tebliğ eder.
Madde 283 - Hakim raporda noksan ve müphem gördüğü cihetleri itmam ve izah için ehlivukufa yeni sualler tertip edebilir. İki taraf dahi noksan ve müphem cihetler hakkında ehlivukuftan izahat alınmasını raporun kendilerine tebliği tarihinden bir hafta zarfında hakimden tahriren talep edebilirler.
Hakim mütemmim izahat vermeleri zımnında ehlivukufu tayin edeceği celseye davet ile şifahen istima edebilir.
Ehlivukufun şifahen verecekleri izahat hulasa veçhile zapta kaydedilerek ziri kendilerine imza ettirilir.
Madde 284 - Hakikatın tezahürü için lüzum görürse tahkikat hakimi veya esas davayı rüyet edecek mahkeme evvelki veya yeniden intihap edeceği ehlivukuf vasıtasiyle tekrar tetkikat icra ettirebilir.
Madde 285 - Ehlivukufun ücreti hakim tarafından takdir olunur.
Madde 286 - Ehlivukufun rey ve mütalaaları hakimi takyit etmez.
(Ek fıkra: 12/12/2003 - 5020 S.K./1. md.) Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun maddi olgu ve fiili gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki hukuki ve cezai sorumluluklar saklı kalmak şartıyla 19/04/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının tasdikli bir örneği yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir.
DÖRDÜNCÜ KISIM :SENET
1 - UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 287 - Kanunun muayyen bir delil ile ispatını emreylediği hususlar başka suretle ispat olunamaz. İki tarafça muayyen deliller ile ispatı tahriren kabul edilmiş olan veya muhakeme esnasında olveçhile beyinlerinde karar verildiği ikrar olunan maddeler hakkında başka delil kabul olunmaz.
Madde 288 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/20 md.)
Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değer leri dörtyüz milyon lira yı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. *1* *2*
Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple dörtyüz milyon lirada n aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. *1* *2*
Madde 289 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.)
288 inci madde uyarınca senetle ıspatı gereken hususlarda yukardaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakatı halinde tanık dinlenebilir.
Madde 290 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/21 md.)
Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler dörtyüz milyon liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. *1*
Madde 291 - (Mülga madde: 29/06/1956 - 6763/47 md.)
Madde 292 - Senetle ispatı lazımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir.
Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir.
Madde 293 - Aşağıdaki hallerde her halde şahit ikame olunabilir:
1 - Usul ve füru, birader ve hemşire veya karı koca ve kayınpeder ve valide ile damat ve gelin arasındaki muameleler,
2 - Cürümden mütevellit olsun olmasın tazminatı müstelzim fiiller,
3 - Yangın veya kazayı bahri veyahut düşman istilası gibi senet alınması gayrimümkün veya fevkalade müşkül hallerde yapılan muameleler.
4 - Halin icabına ve iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede raptı müteamil olmıyan muameleler,
5 - Akitlerde hata, hile, gabin, cebir ve ikrah vukuu.
Madde 294 - Nagehani bir hadise veya mücbir bir sebep ile senedin sahibi yedinde veyahut her ne suretle olursa olsun alelüsul tevdi olunan resmi memur nezdinde zayi olduğu hakkında kanaatbahş delil ve emareler mevcut olduğu takdirde şahadetle dava ispat olunabilir.
Madde 295 - Mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re'sen tanzim olunan senetler sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikalar hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil eder.
Şu kadar ki mahkeme işbu evrak hakkında şüpheyi davet eden haller görürse bunları tanzim ve tasdik eden daireden izahat itasını istiyebilir.
MADDE 295/A- (Ek madde: 15/01/2004-5070 S.K./23.mad)
Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir. Bu veriler aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılırlar.
Dava sırasında bir taraf kendisine karşı ileri sürülen ve güvenli elektronik imza ile oluşturulmuş veriyi inkâr ederse, bu Kanunun 308 inci maddesi kıyas yoluyla uygulanır.
Madde 296 - Ecnebi memlekette usulüne tevfikan salahiyettar memurları tarafından tanzim veya tasdik kılınmış olan senetlerin mahallinde mer'i kanunlara mutabık olduğu mahalli Türkiye şehbenderi veya Türk siyasi memurları tarafından tasdik kılınmış ise resmi senet hüküm ve kuvvetinde addolunur. Bu suretle tasdik kılınmamış senetlerin delil teşkil edip etmiyeceği mahkemece takdir olunur. Mahkeme huzurunda ikrar olunan senetler resmi hükmündedir.
Madde 297 - Mühür veya bir alet vasıtasiyle vazolunan imza veya cüzdan ile muamele icrasını itiyat etmiş olan müesseselerde muamelenin iptidasında tayin olunup bir sureti hesap defterine veya cüzdana mevzu bulunan mühür veya imza ile yapılacak muamele muteberdir. Bundan başka imza vaz'ına muktedir olamıyan veya yazı bilmiyen şahsın heyeti ihtiyariye ve mahallince maruf iki şahıs tarafından tasdik edilmiş ve el ile yapılmış bir işaret veya mühür istimal etmesi caizdir.
Madde 298 - Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde keenlemyekündur.
Yalnız bu kabil çıkıntı, hak ve silinti mahkemece senedin sıhhat veya manasına müessir olacak mahiyette görülürse senet kısmen veya tamamen hükümsüz addolunabilir.
Madde 299 - İmzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayri resmi senet tarihi imza eden ile mirasçıları hakkında muteber olup üçüncü kimseler haklarında hüküm ifade etmez.
Bir senedin kendisine ibraz olunduğu, katibiadil veya salahiyettar memur tarafından alelüsul tasdik edilmiş ise ibraz tarihi veyahut imza edenlerden birinin vefatı tarihi veya imza etmesine imkanı maddiyi selbeden bir hadisenin vukuu tarihi veyahut ol senedin bir muamelei resmiyeye esas ittihaz kılındığı tarih üçüncü şahıslar hakkında da muteber addolunur. Bu nevi senetlerde bahsolunan sair senetlerin tarihleri üçüncü şahıslar hakkında ancak son senet tarihinin musaddak addolunduğu tarihten itibar olunur.
Madde 300 - İbra ve kabzı mutazammın senedatı gayri resmiye ile tüccarın muamelatı ticariyelerinden dolayı verdikleri senetlerin tarihi evvelki madde veçhile tahakkuk ettirilmese bile üçüncü şahıslara karşı muteber addolunur. Şu kadar ki hilafı ispat olunabilir.
Madde 301 - Kısmen veya tamamen kabzı mutazammın olarak senet zirine veya zahrına alacaklı tarafından bizzat yazılan veya başkası tarafından yazılıp da altında alacaklının imzası bulunan ibareler muteberdir.
Madde 302 - Telgrafnameler keşide için telgrafhaneye verilen asıllarına mutabakatı ihtilaflı olmadıkça delil teşkil eder. İhtilaf halinde sahibi tarafından yazılmış veyahut imza edilmiş olan aslına itibar olunur.
Madde 303 - Defatiri ticariyede münderiç kayıtların hüküm ve kuvvetleri Ticaret Kanunu ahkamına tabidir.
Madde 304 - Bir kimsenin hususi evrak veya defterine bir hakkın istifa veya ibrasını mutazammın yazdığı kayıtlarla yedindeki eşya üzerine yazıp münderecatından senet makamına ikame eylediği anlaşılan kuyudat ve taahüdat o kimse makamına kaim olanlar aleyhine delil teşkil eder.
Madde 305 - Nüfus kuyudatı esasiyesinin zıyaı ve suveri musaddakasının fıkdanı halinde doğum, ölüm, evlenme vukuatı tarihleri, müteveffa baba veya ananın evrak ve defatiri hususiyesindeki yazılarla ispat olunabileceği gibi baba ve anası meçhul olarak sicili nüfusa mukayyet bulunanlarda bu kabil evrak ile baba ve analarına nispetlerini ispat edebilirler.
Madde 306 - Mahkemece muayyen bir hususun ispatına karar verildikten sonra o husus hakkında üçüncü şahıs veya memuru resmi nezdinde diğer bir delil bulunduğundan bahisle ibrazı için mühlet talep olunursa davayı uzatmak maksadiyle veya ihmali fahiş neticesi olarak vaktiyle dermeyan olunmadığına hakim kani olur ve hasım dahi talep ederse beyan olunan delilin ademi tetkik ve istimaına karar verebilir.
Madde 307 - Delili ibraz eden taraf hasmın muvafakati olmadıkça ana istinatten sarfınazar edemez.
Madde 308 - Davanın esnayı tahkikında bir taraf kendisine nispet olunan senette muharrer yazı ve imzayı inkar veya tanımadığını beyan ederse iki tarafın ifadatı ve olbapta serdolunan deliller üzerine hakim kafi derece kanaat hasıl eylediği takdirde senedi kabul veya hükümden ıskat ederek esas hakkında karar verir. Kanaat hasıl olmazsa hakim iki tarafın tayin olunacak günde bizzat ispati vücut etmelerine karar verir. Her iki taraf muayyen günde mütekabilen senet hakkında izahat ita ve medarı tatbik olacak evrakı irae ve tayin ve yazı ve imzanın mevsukiyetini ne şekilde ve ne vasıta ile ispat edebileceklerini beyan ederler.
Madde 309 - Muayyen günde hakim iki tarafı isticvap ve ledelhace senedi imza ettiği iddia olunan şahsı istiktap eder. Hakim iki tarafın ita ettikleri izahattan ve ibraz ve irae ettikleri delillerden veya imza kendisine isnat olunan şahsın istiktabından senedin vüsuk ve ademi vüsuku hakkında istihsali kanaat edemediği surette ehlihibre vasıtasiyle senedin imzasının tahkikına veyahut yazıldığını görenlerin istimaına veya senedin münkiri tarafından yazıldığına sureti katiyede delalet eden vakayiin şuhut ile ispatına karar verir.
Ehlihibre vasıtasiyle tahkikata karar verildiği takdirde medarı tatbik olacak yazı ve ehlihibrenin tahkikatı icra edeceği gün hakim tarafından tayin olunur.
Mahkeme bu bapta ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir.
Tatbika esas ittihaz olunabilecek evrak olmadığı veyahut olup da derecei kifayede bulunmadığı takdirde ehlihibre tarafından terkip olunacak ibarelerle münkir olan kimseye yazı yazdırılarak tatbikat icra olunur.
Madde 310 - Münazaalı olan senedin ziri ve senedin halini mübeyyin tanzim olunacak zabıt varakası iki taraf ve katip tarafından imza olunarak mahkeme kaleminde hıfzolunur.
Madde 311 - Bir memurun hasbelmemuriye yedinde bulunup tatbika esas olmak üzere mahkeme kalemine teslim olunması iktiza eden senedin sureti evvelemirde o memur tarafından istinsah olunarak ikametgahı veya teslim edilecek mahallin mahkemesi reisine tasdik ettirildikten sonra aslı teslim olunur.
İşbu suret asıl makamında olmak üzere memuru tarafından hıfzolunur ve asıl hüküm ve kuvvetindedir. Sureti istinsah ve tasdik ettirilmeksizin mahkeme kalemine teslim edilmiş olan senedin sureti mahkeme başkatibi tarafından istinsah ve reis tarafından tasdik edilerek alakadarlara verilebilir.
Madde 312 - Resmi memurun veya üçüncü şahsın senedi teslim veya ibraz edebilmeleri için zaruri masrafları ile senedin sureti harcı tahkikat icrasını talep eden kimse tarafından verilir.
Madde 313- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./17.mad)
Hâkim, senedin münkire aidiyetine karar verdiği takdirde münkiri talep vukuunda davanın teahhuru sebebiyle diğer tarafın maruz kaldığı zararı tazmine mahkûm eder.
Madde 314 - Resmi ve gayrı resmi her nevi senedatın sahteliğini iddia eden kimse asıl davayı rüyet eden mahkemede bu iddiasını gerek davayı asliye ve gerek davayı hadise suretiyle ikame edebilir. Usulüne tevfikan icra kılınan tetkikat neticesinde senedin sahte olmadığına dair mahkemeden sadır olan karar kesbi katiyet ettikten sonra iş bu senet hakkında mahakimi cezaiyede dahi sahtelik iddiası mesmu olmaz.
Madde 315 - Mahkemece sahtelik sebebiyle iptal edilen senet hakkında ciheti cezaiyece ademi mesuliyet ve beraete dair verilecek karar hukuk mahkemesince senedin iptali hakkındaki karara haizi tesir değildir.
Madde 316 - Sahtelik iddiasının, arzuhal ile beyan ve bunun bir suretinin derhal hasma tebliğ olunması lazımdır.
Madde 317 - Sahtelik iddiası 308 inci madde ile mevaddı mütaakıbesi ahkamına tevfikan tetkik olunur. Sahteliği iddia kılınan senedin ehlihibre marifetiyle tetkik ve tatbikına ve vakayi ve hadisattan haberdar olanların istimaına karar verildiği takdirde bu kabil senedat, neticei hükme kadar bir güna muameleye esas ittihaz kılınmaz. Ancak bu senede müsteniden evvelce ittihaz edilen ihtiyati tedbirlere de halel gelmez ve ledelhace senet sahibi hukukunun muhafazası zımnında sair ihtiyati tedbirlere de tevessül edebilir.
Madde 318 - Bir senedin sahte olduğuna dair sadir olan karar katiyet kesbettikten sonra hükmü veren mahkeme reisi tarafından zirine hükmün hulasası yazılarak senet iptal olunur. Bir mevkii resmiden tanzim ve tasdik kılınmış olan senedin kaydı aslisi de bu suretle iptal edilir.
Madde 319- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./18.mad)
Mahkemece sahtelik iddiasının reddi hâlinde talep vukuunda diğer tarafın maddi ve manevi zararları mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur.
Madde 320- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./19.mad)
Sahtelik iddiasından feragat olunabilir ise de feragatı vakıayı kabul edip etmemekte mahkeme muhtardır. Mahkeme feragatı kabul ettiği takdirde 319 uncu madde hükmü uyarınca talep vukuunda diğer tarafın maddi ve manevi zararları mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur.
Madde 321 - İbraz olunan senet, suret olursa davanın her halinde re'sen veya iki taraftan biri canibinden senedin aslının ibrazı talep olunabilir.Bu takdirde zayi veya telef olmamış ise senedin aslını ibraz mecburidir.
Madde 322 - Senedin aslını muhafaza eden taraf veya katibiadiller veyahut sair memurlar, tahkikat hakiminin kararına tevfikan bunları mahkemeye ibraz etmeğe mecburdurlar.
Tahkikat hakimi ibraz olunan senedin davanın esnayı cereyanında hıfzı için icabeden tedbirleri ittihaz veya lüzumunda yeniden verilmek üzere ibraz edene iadesini tensip edebilir.
Madde 323 - Tahkikat hakimi ibraz ve iraesi müşkül olan vesikaları, mahallinde bizzat veya tayin edeceği ehlihibre vasıtasiyle tetkik ve suretlerini asıllariyle tatbik eder.
Asılların halini tesbit için iki taraf huzurunda davet üzerine gelmedikleri halde gıyaplarında yapılan muamele hakkında bir zabıt varakası tanzim olunur. Vesikanın fotoğrafı da alınabilir.
Vesika mahkemenin dairei kazası haricinde bulunursa salahiyettar olan mahkemenin niyabetiyle lazımgelen tetkikat icra olunur.
Madde 324 - Resmi bir dairede bulunmasından naşi vesikanın aslını iraeden aciz olan taraf onun celbedilmesini talep edebilir.
Madde 325 - Ecnebi lisanla yazılmış olan vesikayı ibraz eden taraf tercümesini de raptetmeye mecburdur.
Hakim veya diğer taraf mübrez tercümeyi kabule şayan görmezse resmen tercüme ettirilmesi emrolunabilir.
2 - SENEDATIN İBRAZI MECBURİYETİ
Madde 326 - Kanunu Medeni ve Ticaret Kanunu mucibince bir kimse, yedinde bulunan vesikayı ibraza mecbur olduğu gibi aşağıda yazılan vesikaları da ibraz ile mükelleftir:
1 - Mahkemeye verilen evrakta istinat olunan senetler,
2 - Bir tarafın diğer taraftan davaya müteaallik aldığı mektup ve telgraflar,
3 - İki taraf için müşterek olan muamele ve menfaatlere mütaallik tanzim olunan vesikalar.
4 - İki tarafın müstakillen veya müştereken malik olduğu vesikalar,
Madde 327 - Talep vukuunda hesap defterlerinin musaddak parçalarını ibraz mecburidir.
Madde 328 - Yukarki maddede zikrolunan musaddak hesap defterleri parçalarının aslına mutabık olduğunu tayin için icap eden defterlerin veyahut parçası ibraz olunan asıl defter halinin tesbit edilmesine ve asılların fotoğrafilerinin çıkarılmasına karar verilebilir.
Madde 329 - Vesikanın veya hesap defterinin muayyen parçalarının ibrazını talep eden taraf mümkün olduğu kadar işbu vesikalar münderecatını esbabı sübutiyesini beyan ettiği esnada tahriren tasrih ve tayin etmiş olması lazımdır.
Madde 330 - İbrazı istenilen vesika ile ispat edilmek istenilen hususun davanın sübutuna medar olacağına mahkemece kanaat hasıl olduğu ve hasım da işbu vesikanın yedinde olduğunu ikrar veya tahriren sebkeden talebe karşı sükut ettiği takdirde mahkeme vesikanın ibrazını emreder.
Madde 331 - Vesikanın yedinde olduğunu inkar eden tarafa hasmının talebiyle böyle bir vesikaya vazıülyed bulunmadığına ve itina ile aradığı halde bulamadığına ve hasmının istimaline imkan vermemek kasdiyle izaa veya imha veyahut ihfa etmediğine ve senedin nerede ve kimin yedinde olduğundan malümatı bulunmadığına dair yemin teklif olunur. Mahkeme davanın haliyle şekli yemini tevfik edebilmek için ledelhace yemin suretini tadil edebilir.
Madde 332 - Vesikayı ibraz veya yemin etmesine karar verilen taraf kararda tayin olunan müddet zarfında vesikayı ibraz etmez ve ademi ibrazı mazereti sahihaya müstenit olduğunu ispat edemez veya teklif olunan yemini kabul ve icra etmezse mahkeme ibraz veya yemin edilmemek hususundaki maksadı nazara alarak diğer tarafın senet münderecatı hakkındaki beyanatını kabul edebilir.
Madde 333 - 326 ncı maddenin 2, 3, 4 üncü fıkralarında beyan olunan vesikalar üçüncü şahıs yedinde ise onlar tarafından ibraz olunmasına karar verilir.
Madde 334 - Üçüncü şahsın yedinde bulunan vesikanın ibrazını talep eden kimsenin delaili sübütiyesini beyan ettiği sırada işbu vesikalar münderecatını tayin ve tasrih etmesi lazımdır.
Talebi kabul olunursa hakim üçüncü şahsa istenilen vesikayı ibraz etmesini emreder.
Madde 335 - Her şahıs yedinde bulunan evrakı ibraz veya nerede bulunduğunu beyan etmek üzere şahit sıfatiyle mahkemeye celp olunabilir.
Madde 336 - Kanunen şahadetten imtinaa hakkı yoksa üçüncü şahıs, hakimin kararına itaate mecburdur. İtaat etmezse şahitler hakkındaki ahkam tatbik olunabilir.
BEŞİNCİ KISIM: YEMİN
1 - UMUMİ HÜKÜMLER
Madde 337 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/13 md.)
Yemin için çağırılacak kimseye, geçerli bir özürü olmaksızın yemin için tayin olunan günde gelmediği takdirde yeminden kaçınmış ve yemin edeceği vakıaların sabit olmuş sayılacağına karar verileceği, çıkarılacak davetiyede yazılmak suretiyle bildirilir. Tayin edilen günde o kimse gelmezse yeminden kaçınmış ve yemin edeceği vakıaların da sabit olmuş sayılmasına karar verilir. Yemin davetiyesine yemine konu hususlar açıkça yazılır.
Madde 338 - Yemin edecek kimsenin yeminden evvel vefatı veye ehliyetin münselip olması halinde yemin teklifinden evvelki vaziyet avdet eder.
Madde 339 - Gerek iki taraftan birinin talebiyle ve gerek res'en teklif olunan yemin mahkeme huzurunda alenen icra olunur. Tahkikat hakimi sorulacak suali okuyup hal ve vaziyetin ehemmiyeti ve yalan yere yeminin neticeleri hakkında yemini edecek kimsenin nazarı dikkatini celbeder. Sonra "size sorulan sualler hakkında hakikata muvafık cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamıyacağınıza Allahınız ve namusunuz üzerine yemin eder misiniz" ve o kimse de "Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum" der.
Madde 340 - Hakim, yemin eden kimsenin ifadesini dinleyip aynen zapta geçirdikten ve alenen okuduktan sonra bu ifadesinde sebat edip etmediğini sorar.
Madde 341 - Hakim, tamam veya vazıh olmayan noktaları itmam ve izah için lazım gördüğü sualleri yemin eden kimseye sorabilir. Bunun haricinde yeni bir sual soramaz.