17.6.2009 Tarihli Zaman Gazetesi "Okur Hattı" bölümünde yayınlanan açıklamalar aynen şu şekilde:
22 Mayıs 2009 tarihinde "Adaletin terazisi çarşafa dolandı" başlığıyla çıkan haber ve 26 Mayıs 2009 tarihinde yayınlanan "Hakime hanım, lütfen özür dileyin!" başlıklı yazı nedeniyle adı geçen Fatih Adliyesi Hakimi Ayla Kaya'dan avukatı aracılığıyla bir açıklama geldi. Haberi yapan muhabirimiz Bülent Ceylan, haberi gazeteye vermeden önce Fatih Adliyesi Hakimi Ayla Kaya'ya ulaşmak için çok uğraştığını ancak başarılı olamadığını belirtti. Avukatı aracılığıyla elimize ulaşan açıklamasında, Hakime Ayla Kaya olayın haberde anlatıldığı gibi olmadığını ifade etmiştir. Gazetemizin hukuk danışmanları açıklama geldikten sonra kendisini ziyaret ettiler. Sayın Kaya, haber ve çıkan yazılar nedeniyle çok üzüldüğünü ve bu açıklamanın yayınlanmasının üzüntüsünü biraz olsun hafifleteceğini nazik bir üslupla ifade etti. Biz de hakime hanımın cevap hakkına saygımız gereği gönderdiği açıklamayı yayınlıyoruz. Gönül isterdi ki haber yayınlandığı zaman sayın Hakim benzer açıklamayı yapsa idi ve o açıklamayı yayınlasa idik.
Hakim Ayla Kaya'dan açıklama:
Dosyanın şikayetçisi Naciye Sönmez çarşaflı ve peçeli olarak duruşma salonuna girmiştir. Şikayetçinin kimliğinin bu kıyafet ile tespitinin mümkün olmayacağını düşünen ve Atatürk Cumhuriyet'inde, davacını peçeli hali ile ifadesinin alınamayacağını beyan eden müvekkilem hakim, şikayetçiden peçesini çıkararak, başörtüsü ile ifade vermesini istemiştir. Bunun üzerine şikayetçi başörtüsü olmadığını bonesinin bulunduğunu ifade etmiştir. Bu konuşmalar olurken, mahkeme salonu dışında bekleyen Naciye Sönmez'in kardeşi duruşma salonuna girerek "Ne oluyor? Kardeşimin çarşafı neden çıkarılıyor?" diyerek mahkemeye ve hakim olan müvekkilime müdahalede bulunmuştur. Bunun üzerine müvekkilim CMK 203. maddesi uyarınca duruşmanın düzenini bozan Naciye Sönmez'in kardeşini mübaşir aracılığıyla dışarıya çıkartmıştır. Bu şekilde salonda müvekkilim Hakim Ayla Kaya, şikayetçi ve zabıt katibi olmak üzere üç bayan kaldığını belirterek, Naciye Sönmez'den yeniden ifade vermesini istemiştir. Ancak şikayetçi ifade vermek yerine olayı başka boyuta taşıyarak, Atatürk'ün hanımının da başının kapalı olduğu, bu ülkeyi Çanakkale'deki şehitlerle birlikte kendisi gibi olanların kurtardığını, vatanı yine savunmak lazım gelirse müvekkilimden önce kendisinin savunmaya geleceğini, müvekkilimin hareketinin zulüm olduğunu, öbür dünyada müvekkilim ile kendisinin karşı karşıya geleceğini müvekkilime söylemiş ve "Allah birdir" diye bağırmıştır. Müvekkilem Hakim Ayla Kaya da "Allah'ın birliğine kimsenin itirazının bulunmadığını" söylemiştir. Bunun üzerine şikayetçi müvekkileme "Burada Allah'ın kanunları geçerlidir" diye bağırarak eli ile önündeki masaya vurmuştur. Müvekkilem ise Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hakimi olarak burada Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını uygulamakla görevli olduğunu, Allah'ın kanunlarının burada tartışılmayacağını, Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarının uygulanacağını, ifadesini buna göre vermek zorunda olduğunu söylemiştir. Buna rağmen Naciye Sönmez ifade vermemekte ısrarcı olunca müvekkilem hakim; duruşma düzenini bozan Naciye Sönmez'e duruşmadan çıkmasını ihtar etmiştir. Naciye Sönmez dışarıya çıkarken duruşma salonu önünde bekleyen kişilere "bu rezalete şahit olun" diye bağırarak olay yerinden uzaklaşmıştır.
Bu cevap ve düzeltme yazımızı yayınlayarak en azından olaya tarafsız bir gözle baktığınızı, yanlı davranmadığınızı görmek müvekkilemin üzüntüsünü biraz olsun hafifletecektir.
Saygılarımızla,
Av. Sema Alioğlu & Av. Kazım Alioğlu
22 Mayıs 2009 tarihinde "Adaletin terazisi çarşafa dolandı" başlığıyla çıkan haber ve 26 Mayıs 2009 tarihinde yayınlanan "Hakime hanım, lütfen özür dileyin!" başlıklı yazı nedeniyle adı geçen Fatih Adliyesi Hakimi Ayla Kaya'dan avukatı aracılığıyla bir açıklama geldi. Haberi yapan muhabirimiz Bülent Ceylan, haberi gazeteye vermeden önce Fatih Adliyesi Hakimi Ayla Kaya'ya ulaşmak için çok uğraştığını ancak başarılı olamadığını belirtti. Avukatı aracılığıyla elimize ulaşan açıklamasında, Hakime Ayla Kaya olayın haberde anlatıldığı gibi olmadığını ifade etmiştir. Gazetemizin hukuk danışmanları açıklama geldikten sonra kendisini ziyaret ettiler. Sayın Kaya, haber ve çıkan yazılar nedeniyle çok üzüldüğünü ve bu açıklamanın yayınlanmasının üzüntüsünü biraz olsun hafifleteceğini nazik bir üslupla ifade etti. Biz de hakime hanımın cevap hakkına saygımız gereği gönderdiği açıklamayı yayınlıyoruz. Gönül isterdi ki haber yayınlandığı zaman sayın Hakim benzer açıklamayı yapsa idi ve o açıklamayı yayınlasa idik.
Hakim Ayla Kaya'dan açıklama:
Dosyanın şikayetçisi Naciye Sönmez çarşaflı ve peçeli olarak duruşma salonuna girmiştir. Şikayetçinin kimliğinin bu kıyafet ile tespitinin mümkün olmayacağını düşünen ve Atatürk Cumhuriyet'inde, davacını peçeli hali ile ifadesinin alınamayacağını beyan eden müvekkilem hakim, şikayetçiden peçesini çıkararak, başörtüsü ile ifade vermesini istemiştir. Bunun üzerine şikayetçi başörtüsü olmadığını bonesinin bulunduğunu ifade etmiştir. Bu konuşmalar olurken, mahkeme salonu dışında bekleyen Naciye Sönmez'in kardeşi duruşma salonuna girerek "Ne oluyor? Kardeşimin çarşafı neden çıkarılıyor?" diyerek mahkemeye ve hakim olan müvekkilime müdahalede bulunmuştur. Bunun üzerine müvekkilim CMK 203. maddesi uyarınca duruşmanın düzenini bozan Naciye Sönmez'in kardeşini mübaşir aracılığıyla dışarıya çıkartmıştır. Bu şekilde salonda müvekkilim Hakim Ayla Kaya, şikayetçi ve zabıt katibi olmak üzere üç bayan kaldığını belirterek, Naciye Sönmez'den yeniden ifade vermesini istemiştir. Ancak şikayetçi ifade vermek yerine olayı başka boyuta taşıyarak, Atatürk'ün hanımının da başının kapalı olduğu, bu ülkeyi Çanakkale'deki şehitlerle birlikte kendisi gibi olanların kurtardığını, vatanı yine savunmak lazım gelirse müvekkilimden önce kendisinin savunmaya geleceğini, müvekkilimin hareketinin zulüm olduğunu, öbür dünyada müvekkilim ile kendisinin karşı karşıya geleceğini müvekkilime söylemiş ve "Allah birdir" diye bağırmıştır. Müvekkilem Hakim Ayla Kaya da "Allah'ın birliğine kimsenin itirazının bulunmadığını" söylemiştir. Bunun üzerine şikayetçi müvekkileme "Burada Allah'ın kanunları geçerlidir" diye bağırarak eli ile önündeki masaya vurmuştur. Müvekkilem ise Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hakimi olarak burada Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını uygulamakla görevli olduğunu, Allah'ın kanunlarının burada tartışılmayacağını, Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarının uygulanacağını, ifadesini buna göre vermek zorunda olduğunu söylemiştir. Buna rağmen Naciye Sönmez ifade vermemekte ısrarcı olunca müvekkilem hakim; duruşma düzenini bozan Naciye Sönmez'e duruşmadan çıkmasını ihtar etmiştir. Naciye Sönmez dışarıya çıkarken duruşma salonu önünde bekleyen kişilere "bu rezalete şahit olun" diye bağırarak olay yerinden uzaklaşmıştır.
Bu cevap ve düzeltme yazımızı yayınlayarak en azından olaya tarafsız bir gözle baktığınızı, yanlı davranmadığınızı görmek müvekkilemin üzüntüsünü biraz olsun hafifletecektir.
Saygılarımızla,
Av. Sema Alioğlu & Av. Kazım Alioğlu