Merhabalar.
Şayet hakkınızda taksirle yaralama suçundan dava açılmışsa, bu suçun cezası Türk Ceza Kanunu'nun 89. maddesinde gösterilmiştir:
Taksirle yaralama
Madde 89 - (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
Şayet savcı TCK.m.89/1 hükmüne istinaden cezalandırılmanızı talep ettiyse, bu suçun kovuşturulması şikayete tabi olduğundan, kardeşiniz hakkınızda şikayetçi olmadığına göre ceza davasının düşmesi gerekecektir. Yani burada önemli olan savcının davayı hangi maddeye göre açtığıdır. İddianameye bakarak bu durumu anlayabilirsiniz (iddianamede "Sevk Maddesi" gibi bir ifadeyle belirtilen bir satır olur, bu kısmın karşısında yazan kanun ve madde numarası önemli).
Kardeşiniz, olayın şahitleri ve sizin tarafınızdan olayın ne şekilde anlatıldığı/ifadelerin ne şekilde verildiği son derece önemli. Dosya incelenmeden bir şey söylemek mümkün değil.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286. maddesi gereğince (hakim yetersizliği sebebiyle henüz istinaf mahkemeleri kurulamadığından) bugün için temyiz yolu açık durumdadır. İstinaf mahkemeleri kurulduktan sonra bu tür kararlara karşı istinaf mahkemesine başvurmak gerekecektir. Aslında sizin için her iki durumda da değişen bir şey olmayacaktır; tek farklılık, dosya Yargıtay'da inceleneceğine istinaf mahkemesinde incelenecektir. Kararın açıklandığı duruşmaya katılırsanız, kararın açıklanmasını (hukuk diliyle "tefhimini"), katılmazsanız, kararın tebliğini takip eden yedi günlük süre içinde temyiz yoluna müracaat edebilirsiniz. Kolay gelsin...
Alıntı YapKardeşimin şikayetçi olmaması durumunda ne ceza alırım?
Şayet hakkınızda taksirle yaralama suçundan dava açılmışsa, bu suçun cezası Türk Ceza Kanunu'nun 89. maddesinde gösterilmiştir:
Taksirle yaralama
Madde 89 - (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
Şayet savcı TCK.m.89/1 hükmüne istinaden cezalandırılmanızı talep ettiyse, bu suçun kovuşturulması şikayete tabi olduğundan, kardeşiniz hakkınızda şikayetçi olmadığına göre ceza davasının düşmesi gerekecektir. Yani burada önemli olan savcının davayı hangi maddeye göre açtığıdır. İddianameye bakarak bu durumu anlayabilirsiniz (iddianamede "Sevk Maddesi" gibi bir ifadeyle belirtilen bir satır olur, bu kısmın karşısında yazan kanun ve madde numarası önemli).
Alıntı YapBu durumdan hiç ceza almama ihtimalim var mı?
Kardeşiniz, olayın şahitleri ve sizin tarafınızdan olayın ne şekilde anlatıldığı/ifadelerin ne şekilde verildiği son derece önemli. Dosya incelenmeden bir şey söylemek mümkün değil.
Alıntı YapCeza alırsam temyiz hakkım var mı?
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286. maddesi gereğince (hakim yetersizliği sebebiyle henüz istinaf mahkemeleri kurulamadığından) bugün için temyiz yolu açık durumdadır. İstinaf mahkemeleri kurulduktan sonra bu tür kararlara karşı istinaf mahkemesine başvurmak gerekecektir. Aslında sizin için her iki durumda da değişen bir şey olmayacaktır; tek farklılık, dosya Yargıtay'da inceleneceğine istinaf mahkemesinde incelenecektir. Kararın açıklandığı duruşmaya katılırsanız, kararın açıklanmasını (hukuk diliyle "tefhimini"), katılmazsanız, kararın tebliğini takip eden yedi günlük süre içinde temyiz yoluna müracaat edebilirsiniz. Kolay gelsin...