Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - galadrielgala

#1
Merhabalar,
Kişinin kayıtlı hiç bir adresinin tespit edilememesi halinde en nihayetinde ilanen tebligat prosedürüne baş vurulur.
Peki acaba kişinin bu şekilde hiçbir yere adres bildiriminde bulunmamış olmasının bir yaptırımı mevcut mudur ?
Teşekkürler şimdiden.
#2
Merhabalar,
1111 Sayili Askerlik Kanunu'nun 10. maddesinin 13. bendine gore "Harp okulları, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve astsubay meslek yüksek okulları veya Türk Silâhlı Kuvvetleri adına okudukları üniversite, fakülte veya yüksek okullardan ilişiği kesilenlerin, bu okullarda ay olarak okudukları sürenin üçte biri muvazzaflık hizmetinden sayılır. Bu yükümlüler mutlaka temel askerlik eğitimine tâbi tutulur. Ancak, harp okullarında geçen sürenin muvazzaf askerlik hizmet süresini karşılaması halinde, bunlar, temel askerlik eğitimine tâbi tutulmadan yedeğe geçirilirler."
Hava Harp Okulunda kalinan sure 17 ay 21 gun ise bunun 1/3'u 5 ay 6 gun oluyor. Bu durumda kısa dönem askerlik süresinin 6 ay oldugu goz onune alinirsa 6 ayin tamamlanmasina kalan 4 gun icin askerlik yapilmasinin gerekmedigine iliskin herhangi bir ictihat sunabilecek var mi acaba? Zira muvazzaf askerlik hizmet süresinin karşılamasına  4 gun gibi kisa bir sure kalmisken bu 4 gunun tamamlanmasi icin askere alinmanin hakkaniyete uygun dusmeyecegi gorusundeyim. Bu konuda bana yardimci olabilecek varsa gercekten cok memnun olurum. Simdiden tesekkurler.
#3
Yeni TTK'da tum sermaye sirketlerine internet sitesi sahibi olma zorunlulugu getiriliyor.
Acaba bu zorunluluk tasfiye halindeki sirketler icin de gecerli midir?
#4
Cok tesekkur ederim. Bu karar oldukca yardimci olacak.
#5
Merhabalar,

Elimdeki bir dosyaya ilişkin bilirkişi raporunda bilirkişi bir yargıtay kararına dayanmış ama ben malesef bu kararı bulamıyorum. Karar 11. Hukuk Dairesince 2007/14938E sayısıyla verilmiş.

Bilirkişinin iddia ettiğine göre yargıtay bu kararda bilirkişinin dava taraflarınca ileri sürülmemiş delilleri resen araştırabileceği ve raporunda bunlara dayanabileceğine hükmetmiş.

Ben bu yorumu HMK md 25 taraflarca getirme ilkesine aykırı bence ama tabi sözkonusu Yargıtay kararında neye dayanıldığını bilmiyorum.

Eğer bu karar metnini bulabilen olursa ve benimle paylaşırsa çok mutlu olurum.

Ayrıca bu görüşün aksine, bilirkişinin dava konu hakkında ek delillere savunamayacağına ilişkin bir Yargıtay kararına ulaşan olursa daha da mutlurum.

Teşekkürler.