Haberler:

deneme

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Av.Özgür Eraslan

#1
SON DEĞİŞİKLİKLER VE GÜNCEL KARARLAR IŞIĞINDA DENETİMLİ SERBESTLİK VE İNFAZ

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN
İNFAZI HAKKINDA KANUN
Madde 105
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı
   
(Ek : 6291 - 5.4.2012 / m.1)(1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b) Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan,

koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

(2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

(3) Yukarıdaki fıkralarda düzenlenen infaz usulünden;

a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler,

b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, (Değişik ibare : 6462 - 25.4.2013 / m.1/65-b) "engellilik", veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler,

diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilirler. Ağır hastalık, sakatlık veya kocama hâli, Adlî Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmelidir.

(4) (Değişik : 6545 - 18.6.2014 / m.80) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlüler yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanamazlar.

5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;

a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,

b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,

c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,

d) Belirlenen programlara katılması,

yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir.

(6) Hükümlünün;

a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi,

b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,

c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi,

hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hâkimi tarafından karar verilir.

(7) Hükümlü hakkında;

a) (Anayasa Mahkemesi'nin 23.5.2014 tarih ve 29008 sayılı R.G.'de yayımlanan, 9.4.2014 T., 2014/14 E. ve 2014/77 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.)

b)(Anayasa Mahkemesi'nin 9.1.2014 tarih ve 28877 sayılı R.G.'de yayımlanan, 26.12.2013 T., 2013/133 E. ve 2013/169 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir)

c)(Anayasa Mahkemesi'nin 9.1.2014 tarih ve 28877 sayılı R.G.'de yayımlanan, 26.12.2013 T., 2013/133 E. ve 2013/169 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir)

(Madde 105/A'nın (7) numaralı fıkrasının son paragrafının birinci cümlesi, Anayasa Mahkemesi'nin 23.5.2014 tarih ve 29008 sayılı R.G.'de yayımlanan, 9.4.2014 T., 2014/14 E. ve 2014/77 K. sayılı kararı ile; Madde 105/A'nın (7) numaralı fıkrasının son paragrafının ikinci cümlesi, Anayasa Mahkemesi'nin 23.5.2014 tarih ve 29008 sayılı R.G.'de yayımlanan, 9.4.2014 T., 2014/14 E. ve 2014/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiştir)

(8) Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.

(9) Yükümlülüklerin gereklerine ve denetim planına uygun davranan hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, 107 nci ve 108 inci maddeler uyarınca işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.

(10) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.


DENETİMLİ SERBESTLİKTEN FAYDALANMA KOŞULLARI

Hükümlünün infazı gereken 1 yıl yahut daha az cezasını denetimli serbestlik suretiyle infaz edilmek üzere salıverilmesi için;

Hükümlü altı ay süreyle açık ceza infaz kurumunda olmalı yahut açık cezaevine ayrılma şartları oluşmuş olmalıdır. Kanunda açık cezaevinde iyi halli olarak 6 ay geçirmiş olma şartı mevcuttur. Ancak bu şart, 31.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6411 sayılı Kanunun 13. maddesi ile 31.12.2015 tarihine kadar ertelenmiştir. İnfaz Kanunu m.105/A'da öngörülen denetimli serbestlikten yararlanabilmek için altı ay açık cezaevinde kalmak veya açık cezaevine ayrılma hakkını kazanıp bu süreyi kapalı cezaevinde geçirmek yeterli olacaktır.

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"(6) Açık kuruma ayrılma şartlarının varlığına rağmen, iradesi dışındaki bir nedenle açık kuruma ayrılamayan veya aynı nedenle kapalı kuruma geri gönderilen iyi halli hükümlüler, 5275 sayılı Kanunun 95 ve 105/A maddelerinin sağladığı izin ve denetimli serbestlik haklarından yararlandırılabilir.

KİMLER AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNA AYRILIR


Yönetmeliğin 5. Maddesine göre;;
a)   Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanların, b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanların, c) Adli para cezası hapis cezasına çevrilenlerin, ç) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların, cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir." Bu itibarla bu durumda bulunanlar daha en başından itibaren açık cezaevine ayrılma şartına sahip demektir. Ancak Yönetmeliğin 5. Madddesi 1. Cümlesine göre; "Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere" denilmektedir. Buna göre bu türden suçlarda ceza miktarı 3 yılın altında olsa da açığa çıkma hakkını kazanamayacaktır ve açığa çıkma hakkı kazanamadığından cezasının infazına 1 yıl kala denetimli serbestlik suretiyle infazdan yararlanamaz.


ÇAĞRI ÜZERİNE TESLİM OLMAYAN HÜKÜMLÜNÜN DURUMU

Üzerinde durulması gereken bir diğer husus, 5.madde kapsamındaki hükümlülerin, hapis cezası veya güvenlik tedbirinin infazı için gönderilen çağrı kağıdının tebliği üzerine teslim olmadıklarında ne olacağı sorusudur. Çağrı üzerine teslim olan hükümlünün açık infaz kurumuna ayrılması gerektiği açıktır. Ancak kendisine verilen süre içinde teslim olmayan kişiyle ilgili C.Savcısı tarafından yakalama kararı çıkarılacaktır. Kolluk tarafından yakalanan hükümlünün hangi kuruma teslim edileceğiyle ilgili sorulara cevaben, yakalanan hükümlünün açık ceza infaz kurumuna teslim edilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.



AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNA AYRILAMAYACAK HÜKÜMLÜLER


"MADDE 8 – (1) Kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerden;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar,
b) Haklarında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar,
c) Haklarında iyi hal kararı verilse bile, 5275 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinde sayılan eylemlerden dolayı toplam üç ve daha fazla hücreye koyma cezası alıp, son hücreye koyma cezasının kaldırılması üzerinden üç yıl geçmemiş olanlar,
ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri dışında kalanlar,
açık kurumlara ayrılamaz.
(2) Ayrıca;
a) Koşullu salıverilme kararı geri alınanların, geri alınan cezalarının tamamı,
b) Denetimli serbestlik tedbirinin ihlali sonucunda, koşullu salıverilme tarihine kadar olan sürenin tamamı,
c) Çocuk eğitimevleri hariç, kapalı kurumlardan firar edenler ile açık kurumlardan ikinci kez firar etmiş olanların, firar tarihinden önce kesinleşmiş olan cezaları ve koşullu salıverilme tarihine kadar kesinleşerek infazına başlanacak olan cezalarının tamamı,
ç) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince verilen hapsen tazyik veya tazyik hapisleri dışında, diğer kanunlarda düzenlenen tazyik, disiplin veya zorlama hapislerinin tamamı,
kapalı kurumlarda infaz edilir. Diğer cezalar, Yönetmelikte aranan koşulların bulunması halinde açık kurumlarda infaz edilebilir.
(3) Kapalı kurumda hükümlü olup;
a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler,
b) Yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları idare ve gözlem kurulu kararıyla saptananlar,
bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamaz."




TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇLARI VE TAZYİK HAPİSLERİ

Taahhüdü ihlal suçlarında verilen kararlarda disiplin ve tazyik hapsinin bir "hapis" cezası olmadığı, ve denetimli serbestlik uygulanamayacağı yönünde CGK kararı mevcuttur. Niteliği ve cezası itibariyle ağır suçlardan hükümlü olanlar denetimli serbestlikten yararlandırıldığı halde, tazyik hapsi adı ile bilinen icra ve iflas suçlarından ceza alanların bu düzenlemelerden neden yararlandırılmadığını anlamak mümkün değildir. Denetimli serbestlik hakkındaki kanunda ve hatta; açık ceza infaz kurumu yönetmeliği düzenlemelerinde bu cezalar için istisna öngörülmediği halde, denetimli serbestlik açısından nedense bir ayrımcılığa tabi tutulmuştur.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN İPTAL ETTİĞİ DENETİMLİ SERBESTLİK MADDELERİ

5275 s. CGTK 105/A maddesi 7. Fıkrasına göre; "Hükümlü hakkında;
a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinde sayılan nedenlerle tutuklama kararı verilmesi,
b) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi,
c) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılması,
halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, infaz hakimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilir. Hükümlü hakkında soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı veya kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi halinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hakimi tarafından karar verilir.

Kanun değişikliğinin ilk halinde bulunan 7. Maddenin 3 fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından verilen yerinde bir kararla, suçsuzluk karinesi ile bağdaşmadığından iptal edilmiştir.

[I]DENETİMLİ SERBESTLİK 2 YIL MI OLUYOR[/I]

Mevzuata göre denetimli serbestlik tedbiri, koşullu salıverilmesine 1 yıl ve daha az süre kalan iyi halli hükümlülere uygulanıyor. Cezalarının koşullu salıverilme tarihinden sonraki kısmını denetimli serbestlik tedbiri kapsamında cezaevi dışında geçirebiliyor. Değinmek gerekir ki;1 yıllık sürenin 2 yıl olması yönünde epey talep ve beklenti oluşmuş durumda. Bu durumla ilgili 2014 yılında TBMM'ye verilen bir kanun teklifi bulunmaktadır, halen komisyonda beklemektedir. İlgili kanun teklifini aşağıdaki linkte görebilirsiniz.

http://www2.tbmm.gov.tr/d24/2/2-2320.pdf

Avukat Özgür Eraslan
İstanbul Barosu
#2
Bilişim Yoluyla İşlenen Suçlar ve Yargılaması


Bilişim Suçu

Türk Ceza Kanunu 243. 244. ve 245 maddelerinde bahsi geçen, bilişim sistemlerine karşı işlenen suçlardır.
Örnek: Web sitesi hacklemek, Bir bankanın bilgisayar sistemlerine sızmak  vb. gibi.


Bilişim Suçları Şikayet Süresi
Bilişim suçları, savcılık tarafından kendiliğinden soruşturulması gereken suçlardandırlar. Bu nedenle, soruşturulmaları şikayete tabi değildir. Ancak, TCK'daki zamanaşımı süreleri içinde savcılığa bildirimde bulunulursa etkili bir soruşturma yapılabilir. TCK'ya göre en basit bilişim suçunun zamanaşımı 8 yıldır.


Bilişim Yoluyla İşlenen Suç

Suçun işlenmesinde bilişim teknolojilerinden faydalanılan suç türleridir. Bazı suçlar işlenirken bilişim teknolojilerinden o kadar çok faydalanılmaktadır ki suçun kendisinin önüne geçmektedir. Bu durumlarda işlenen suç, bilişim suçu sanılmaktadır.

Örnek: E-posta yoluyla tehdit ve hakaret, Periscope Twitter Facebook Instagram Whatsapp Skype vb. Uygulamalar üzerinden işlenen her türlü suç...
Haberleşmenin engellenmesi veya gizliliğini ihlal suçları da bu yolla işlenen suçlar arasında sayılabilir.


Adli Bilişim

Adli Bilişim, bilişim sistemleri üzerinde suçla ilgili dijital delillerin en ufak bir değişikliğe neden olmaksızın elde edilmesi, tanımlanması, analizi ve sunulması unsurlarını kapsayan bilimsel metotların kullanıldığı bir inceleme süreci bütünüdür.

Bilişim Alanında Suçlar

Bilişim sistemine girme
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması

DİJİTAL DELİLLER
Bir bilişim suçu ile ilgili, elektronik veya manyetik bir ortam üzerinden iletilen veya bu ortamlara
kaydedilen bilgilere kısaca dijital delil ve bunların ilgili birimlere sunulmasına da dijital delillendirme
diyebiliriz. Dijital deliller bir çok tipte karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
• Veri dosyaları
• Kurtarılmış silinmiş dosyalar
• Kayıp alanlardan kurtarılmış veriler
• Dijital fotoğraf ve videolar
• Sunucu kayıt dosyaları
• E-posta
• Chat Kayıtları
• Đnternet Geçmişi
• Web Sayfaları
• Kayıt Logları
• Abone Kayıtları


BİLİŞİM YOLUYLA İŞLENEN SUÇLAR

Bilişim suçları mevuatta açık olarak sayılmıştır ancak bilişim yoluyla işlenen suçlarla ilgili bir sınırlama öngörmek imkansızdır. Bu suçlar bilişim suçlarından farklı olarak çoğunlukla şikayete tabi olduğundan şikayet süresi daha kısadır. Ceza kanununda suç kapsamına alınmış herhangi bir eylem, bilişim teknolojilerinin sağladığı imkanlardan faydalanarak gerçekleştirilmişse, bilişim yoluyla işlenmiş bir suçun varlığından bahsetmek gerekir.

Soru cevap yoluyla açıklamaya çalışalım.

Twitter, facebook gibi siteler üzerinden işlenen suçlarla ilgili nasıl bir işlem yapılacaktır. IP tespiti mümkün olabilir mi?
Bu siteler kendi serverlerinde bütün hareketlerle ilgili dataları barındırmaktadır. Bir suçun varlığı durumunda bu bilgileri ilgili ülkenin kurumlarıyla paylaşabilmektedir. Bilgi paylaşımının kapsayacağı süre ve cevap süresi işlenen suça göre değişiklil gösteriyor.

Bu siteler ip adreslerini vermiyor diye ip adreslerine ulaşmak mümkün değil mi?
Mümkün. Polisin 24 saat geçmeden ulaştığı kişiler mevcut.

Sosyal paylaşım sitesinde yaptığım paylaşımı sildim. Tekrar karşıma çıkar mı, yoksa uzay boşluğuna mı karıştı?
Ne Facebook, ne Twitter yüklenen içerikleri uzun bir süre boyunca silmiyor. Ama siz sildiğiniz için, bu içerikler ancak şirketin yetkilileri tarafından erişilebilir hale geliyor. Silinen paylaşımları tamamen ortadan kaldırmayı ancak ilgili sosyal medya şirketi yapabilir

Instagram, Periscope gibi sitelerdeki paylaşımlarla ilgili ceza alır mıyım?
Bir suç unsuru varsa hakkınızda soruşturmaya geçilebilir. Mesela periscope üzerinden yapılan maç yayınlarıyla ilgili FSEK'e aykırılıktan davalar gündeme gelmektedir. Ancak burada önemli olan işin ispat kısmı yani bilişim boyutudur.

Whatsapp üzerinden işlenen suçlarla ilgili ise sms ten farklı bir süreç işlemektedir. Bilindiği gibi smslerin delil niteliği gsm operatörlerinden temin edilen hts kayıtlarıyla sağlanmaktadır ancak Whatsapp-iMessage gibi uygulamalar üzerinden delil elde etmek sms kadar kolay olmamaktadır. Bu uygulamalardaki bilgilerin delil niteliği olmasına ragmen, hem bilişim teknolojilerinin soruşturma evresinin sujeleri tarafından yeterince bilinmemesi hem de konuya taraf olan kişilerin bu delilleri elde etmek için eksik bilgi sahibi olması veya geç kalması, hak kayıplarına neden olmaktadır.

Avukat Özgür Eraslan