Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

19 Mayıs 2024, 11:32:51

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,265
  • Latest: rizab
Stats
  • Toplam İleti: 8,828
  • Toplam Konu: 4,368
  • Online today: 120
  • Online ever: 554
  • (Dün, 06:22:10)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 114
Total: 114

Misafir kalınılan eve haciz gelmesinin kanundaki yeri

Başlatan Öğrenci Serdar, 17 Nisan 2011, 18:11:44

« önceki - sonraki »

Öğrenci Serdar

Hayırlı çalışmalar Yusuf bey, bir arkadaşımın evinde bir akrabası idareten eşi ile beraber kalıyormuş ancak bu misafirlerin borçlarından dolayı icra sorunları varmış
Alacaklı kişi borçlunun kaldığı evin sahibini arayarak evinize haciz getireceğim tehdidinde bulunmuş
Bu durumda;
Evinde misafir ettiği kişiler yüzünden (misafirlik yatılı) borçla hiç alakası olmayan kişinin sırf misafir ettiği kişinin borçları nedeniyle evine icra gelir mi? Böyle bir şey mümkün mü? Mümkünse hangi kanuna göre bu hak verilmiş durumda ?
Çünkü buna göre arkadaşım miafirlerini evinden göndermek zorunda kalacak !
Özellikle kanun maddesini yazabilrseniz sevinirim İyi çalışmalar dilerim

Avukat

Merhabalar. İcra ve iflas Kanunu'nun 80. maddesine göre borçlunun üzerinde taşıdığı değerli eşyaları da (her türlü takı, saat, cüzdanındaki para, vs.) haczedilebilir. Dolayısıyla sadece bu sebeple bile borçlunun yatılı kaldığı yere hacze gidilebilir. Dahası, bu evdeki borçluya ait olduğu düşünülen eşyalar da haczedilebilir. Hele hele icra dosyasından çıkartılan tebligatlar borçluya bu adreste tebliğ edildiyse, yani bu adres borçlunun aynı zamanda tebligat adresi de olmuşsa, bu durumda adrese hacze gelinmesinin önünde hiçbir engel kalmamış olur. İcra ve iflas Kanunu'nun 97/a maddesinde belirtilen mülkiyet karinesi de alacaklının lehine (arkadaşınızın aleyhine) olacak ve aksi arkadaşınız tarafından ispat edilinceye kadar haczedilecek mallar mahkeme tarafından borçluya ait kabul edilecektir. Aşağıda konuyla ilgili maddeler ve emsal bir Yargıtay Kararı bulunmaktadır. Kolay gelsin...


    HACİZ YAPAN MEMURUN SALAHİYETİ:
   
     Madde 80 - (Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.)
   
    İcra memuru haczi kendi yapabileceği gibi yardımcı veya katiplerinden birine de yaptırabilir.
   
    Borçlu haciz sırasında malın bulunduğu yerde bulunmaz ve hemen bulundurulması mümkün olmazsa haciz, gıyabında yapılır.
   
    Talep vukuunda borçlu kilitli yerleri ve dolapları açmağa vesair eşyayı göstermeğe mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır.
   
    (Değişik fıkra: 18/02/1965 - 538/45 md.) Haczi yapan memur, borçlunun üzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gümüş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları vermekten kaçınırsa, borçlunun şahsına karşı kuvvet istimal edilebilir.

    İSTİHKAK DAVALARINDA MÜLKİYET KARİNESİ:
   
    Madde 97/a - (Ek madde: 18/02/1965 - 538/55 md.)
   
    Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.
   
    İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir.




T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

E:2003/816
K:2003/2115
T:17.03.2003

2004 s. Yasa m. 96,97/a

   Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı ( alacaklı ) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Tülay Çınkı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
   KARAR : Uyuşmazlık 3.kişinin İİK.nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir.
   Dava konusu ev eşyaları 17.10.2001 tarihinde davacı 3.kişi huzurunda haczedilmişse de, haciz adresi borçlu tarafından düzenlenen takip dayanağı bonoda gösterilen adres olup, davacı haciz sırasında borçlu kızıyla birlikte kaldığını beyan ederken bilahare misafir olarak kaldığı yönündeki beyanı ile dolaylı olarak birlikte kalındığını ikrar etmiştir. Nitekim borçlu adına Turkcell abonelik sözlesmesi, borçlunun ogluna ait okul kayıtlarında surekli olarak gosterilen borçlu adresi, haciz adresidir. Borçlunun evlı ve bir çocuklu meslek sahibi bir insan olarak, sabit bir ikametgah adresinin bulunması gerektiği tartışmasızdır. Buna karşın mercice, sosyal yaşamlarının hareketliliği gerekçe gösterilmek suretiyle ( özellikle borçlunun sabit bir ikametgah adresinin gosterilmemesi dikkate alınmadan ) davacı annenin adresinin borçlu tarafından sadece iletişim adresi olarak kullanıldığı kabul edilmesi hayat deneyimlerine aykırıdır.
   Bu maddi ve hukuki olgular karşısında davacı 3.kisi ile borclunun birlikte oturdugu sabıt olduğundan İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu karinenin aksi güçlü ve inandırıcı delillerle kanıtlamadığı anlaşılmakla davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
   O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
   SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.