Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

10 Kasım 2024, 22:19:05

Login with username, password and session length
Üyeler
Stats
  • Toplam İleti: 8,884
  • Toplam Konu: 4,418
  • Online today: 112
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 61
Total: 61

Kefillerden birinin imzası sahteyse, diğer kefiller de o oranda borçtan kurtulur

Başlatan Avukat, 09 Mart 2012, 23:34:15

« önceki - sonraki »

Avukat

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/6979
K. 2002/2287
T. 28.3.2002

2004/m.72

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.Erkan Gül ile davalı vek.Av.Özlem Gürkan'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Mehmet Yaşar K.'nın davalı bankadan aldığı krediye kefil olduğunu, sözleşmeyi imzalarken diğer kefil Naci A.'ın kefaletine de güvendiğini, ancak daha sonra adı geçenin kefalet imzasının sahte olduğunun yargılama sonucu saptandığını, davalı bankanın Naci A.'ı kefil göstererek müvekkilinin yanılmasına yol açtığını, bu nedenle sözleşmeden dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek 1.276.400.000.-TL.nın istirdatına, 1.353.400.000.-TL. borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.

Mahkemece kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğu, diğer kefil Naci A.'ın imzasının sahte olmasının davacı kefilin borçtan kurtulması sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı banka ile dava dışı Mehmet Yaşar K. arasında akdedilen 5.3.1998 tarihli kredi sözleşmesinde Naci A. ve Halil İbrahim A. kefil olarak yer almışlardır. Davacı kendinden önceki kefil Naci A.'ın imzaya itirazı üzerine bu kefilin sözleşme konusu borçtan sorumlu tutulmadığını, bu kefalete güvenerek kefil olduğu için kefaletten dolayı sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Banka kredi sözleşmesine kefil Naci A.'ın imzasını alırken, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, diğer kefil Halil İbrahim A.'ın bu kefile 1/2 oranında rücu etmesini önlemiştir. Bu nedenle, rücu edebileceği nispetten davacı kefilin borçtan dolayı sorumlu tutulmaması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden davanın reddinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 97.500.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.3.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Kefaletin aynı borca diğer kimselerin de kefalet etmesi şartıyla vaki olduğuna alacaklının vukufu bulunduğunu kabule mahal olan hallerde, bu şart gerçekleşmezse kefil sorumluluktan kurtulur ( BK.488/III ).

Sorumluluktan kurtulma, birlikte kefaletin diğer kişi veya kişilerin kefaletinin de kefil tarafından şart koşulması ve alacaklının kefilin bu koşulla kefalet ettiğini bilmesi ile mümkün olur. Bu konuda uyuşmazlık çıktığı takdirde ise kefalet senedinin bu koşulla imzalandığının ispat yükümlülüğü de bu hususu ileri süren kefile aittir.

Somut olayda dava konusu Genel Kredi Sözleşmesinin müteselsil kefiller bölümünde ilk sırada Naci A.'ın ikinci sırada davacının isim ve imzası bulunmaktadır. Başka bir deyimle davacının isim ve imzası ayrı bir bölümde değil, müteselsil kefiller bölümü içerisinde ve Naci A.'ın isim ve imzasından sonra yer almaktadır. Sözleşmenin 12.maddesinde ise birlikte kefaletten de söz edilmiştir. Bu haller, davacının kefaletinin aynı borca Naci A.'ın da kefalet etmesi şartıyla vâki olduğuna alacaklının vukufu bulunduğunu kabule mahal olan hallerdendir. Kefillerden Naci A.'ın imzasının sahte olduğu saptanmış ve böylece birlikte kefalet şartı gerçekleşmemiştir. O halde B.K.nun 488/3.maddesi gereğince kanun koyucunun gayesi de gözönünde tutulduğunda davacı kefilin sorumluluktan tamamen kurtulduğunun kabulü gerekir. Hükmün bu gerekçeyle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.