Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

01 Kasım 2024, 02:30:12

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,219
  • Latest: sezai04
Stats
  • Toplam İleti: 8,881
  • Toplam Konu: 4,415
  • Online today: 20
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 21
Total: 21

Hadisler ışığında diyet; bir Müslümanın yeme içme alışkanlığı nasıl olmalı?

Başlatan kilimanjaro, 07 Ocak 2010, 01:56:50

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

Çeşit çeşit diyetler, zayıflama ilaçları, sağlıklı beslenme adına katlanılan sıkıntılar...

Kilolu olmak, günümüzde birçok insanın problemi. Bunun temelinde de sağlıksız beslenme, ölçüsüz yeme alışkanlıkları yatıyor. Kilosuna dikkat etmeyenler, çözümü diyetisyen önerilerinde, bitki kürlerinde, dost tavsiyelerinde arıyor. Peki, gerçekten çözüm nerede?

Özellikle Avrupa ve Amerika'da yaşayan insanlarda görülen obezite, kapitalizmin etkisi ile tüm dünyaya yayıldı. Her gün ve her saat televizyonlarda gördüğümüz reklâmlarla tetiklenen yeme arzusu, bilinçsiz beslenmeyi yaygınlaştırdı. Gece yarısı olduğu düşünülmeden maddi kaygılarla yayınlanan reklâmlar, yemek saati alışkanlıklarını ortadan kaldırdı. Bunun yanında, açılan yüzlerce restoranın, obezitenin yaygınlaşmasında etkisi olduğu çok açık. Tabiî ki reklâmları ve restoranları tek suçlu ilan edemeyiz. Televizyonda ızgara üzerinde pişirilen bir sucuk gördüğümüzde, saatin kaç olduğunu önemsemeden mutfağa koşan da biziz, sokakta yürürken kokusuna dayanamayıp, önümüze geleni alan da... İrademize hâkim olamadık ve sınır tanımaz bir şekilde yedik! Bu da kaçınılmaz sonu beraberinde getirdi. Hâlbuki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) sünnetlerine biraz olsun riayet edersek, kilo ve kilonun sebep olduğu sağlık problemleriyle uğraşmak zorunda kalmayız.

Peygamber Efendimiz birçok hadisi-i şerifte günde iki öğün ve az yemenin, doymadan sofradan kalkmanın, lokmaları ağza göre almanın ve iyice çiğnedikten sonra yutmanın önemine değiniyor. Günümüzde bu sünnetlere az riayet edildiğinden olsa gerek herkes soluğu ya diyetisyenlerde ya da çeşitli sağlık problemleri yüzünden doktorlarda alıyor.

Efendimiz döneminde doktora ihtiyaç duyan çok az kişi varmış. 'Tıbbi Nebevi'de bununla ilgili olay şöyle nakledilir: Asr-ı Saâdette, hükümdarlardan biri Peygamber Efendimize hizmet için bir doktor göndermiş. Bu doktor, Efendimizin yanında uzun süre kalmış ve hastaları tedavi etmek için beklemiş. Fakat tedaviye çok az kişinin ihtiyacı olduğunu görünce geri dönmek için izin istemiş. Peygamber Efendimiz de az hastalanmanın sebebinin, 'ashabın iyice acıkmadıkça yemek yememesi ve yemekten tam doymadan kalkması' olduğunu söylemiş.

Şimdi bırakın az yemeyi günde 7-8 öğün yemek yediğimiz bile oluyor. Fakat bilimsel araştırmalar günde en fazla 3 öğün yenilmesini tavsiye ediyor. Diyetisyen Serkan Tutar, fazla sıklıkta yemek yemenin kilo alımına neden olacağını söylüyor. Yenilen her besinle kan şekerinin yükseldiğini ve insülin salgılandığını belirtiyor. İnsülinin sürekli salgılanması da besinlerin yağ olarak depolanmasına yol açıyor. Tutar, "Vücuttaki yağ kitlesinin artması obezite ile sonuçlanır. Bireyin obez kalması da kalp ve şeker hastası olma riskini artırır." diyor.

***

Yemekleri iyice çiğnemek kilo almayı engelliyor

"Lokmaları ağzınıza göre alınız ve iyice çiğnedikten sonra yutunuz." hadisi bugünler için söylenmiş gibi. Koşuşturma ile geçen hayatımızda her şey için o kadar acele etmemiz gerekiyor ki; buna yemek yemek de dâhil. Acele ile fazla çiğnemeden yuttuğunuz yiyecekler kilo almanıza neden olabiliyor. Serkan Tutar, "Besinler ağızda ne kadar iyi çiğnenirse midedeki sindirim o kadar kolaylaşır. Çiğneme tam sağlanmadığında hazımsızlık, şişkinlik, gaz sancıları ve kabızlık meydana gelir. Sürekli az çiğneme ise ileriki safhalarda mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Ayrıca çiğneme ile besinin içerisindeki vücudumuza yararlı öğelerini emilimi daha fazla gerçekleşir. Bunun yanında iyi çiğnemek çabuk doymayı sağlar." diyor. Dolayısıyla besinleri iyi çiğneyerek kilo almayı da engelleyebilirsiniz.

Yemek arasında su içmek tokluk hissi veriyor

Peygamber Efendimiz "İnsana belini doğrultacak birkaç lokma yeter. Bunu yapamıyorsa; karnının üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de teneffüs etmeye ayırsın." buyurmuştur. Buna rağmen yemek arasında ya da sonrasında su içmek kilo aldırır gibi yanlış kanılar vardır. Fakat bilimsel araştırmalar yemek arasında su içmenin kilo aldırmayacağını; aksine doygunluk hissi vererek az yemeyi sağladığını ortaya koymuştur.

Sıcak yemek mide kanserine neden oluyor

Tüm bunların yanında Peygamber Efendimiz'in yemeklerin nasıl yenmesi gerektiği ile ilgili sözleri, sağlığımız açısından da ne kadar önemli olduğunu bize gösterir. "Yemekleri çok sıcak ve çok soğuk yemeyiniz." hadisinin mide sağlığı açısından önemini belki hiç düşünmemişizdir. Serkan Tutar, yemeklerin ılık yenilmesinin mide sağlığı açısından en doğru tercih olduğunu belirtiyor. Tutar, "Yemeklerin çok sıcak olması mide kanserine sebep olabiliyor. Özellikle Japonya'da besinler çok sıcak tüketildiğinden mide kanseri oranı çok yüksektir." diyor.

Oturarak su içmek hastalıklardan koruyor

Ayakta su içmenin yanlışlığı da birçok hadiste karşımıza çıkar ve oturarak içilmesi tavsiye edilir. Bunun sağlık açısından önemi ise şöyle: Herhangi bir sıvıyı ayakta içtiğimizde doğrudan onikiparmak bağırsağına, oturarak içtiğimizde ise önce mideye daha sonra onikiparmak bağırsağına gider. Sıvıların önce mideye gitmesi daha sağlıklı; çünkü mide asidi sayesinde sıvının içinde bulunan mikroplar ölüyor. Böylelikle birçok hastalıktan korunmuş oluyoruz. Suyun üç yudumda içilmesi ile ilgili hadisin hikmeti de; suyun yavaş içildiğinde vücudun ihtiyaç duyduğu yer tarafından emilmesinden kaynaklanıyor. Hızlı içildiğinde ise vücutta gereken vazifesini yapamıyor.

İlahiyatçı Dr. Reşit Haylamaz: '26 kilo verdim'

İlahiyatçı Reşit Haylamaz da konunun önemini şu şekilde açıklıyor: "Ben çok uzun zaman diyet yaptım. 8 yıl diyetisyene gittim ve 26 kilo verdim. Bunu tecrübe eden biri olarak o süreç zarfında gördüm ki işin temelinde Peygamber Efendimizin bir hadisi var. O, Ademoğlu'na midesinin yalnız üçte birini yemek ile doldurmasını söylüyor. Aslında sünnete uyunca insan zaten diyet yapmış oluyor. Demek ki biz sünnete uygun yaşamadığımızdan kilo almış oluyoruz. Hadisleri hayatımıza geçirebilsek kilo problemimiz kalmayacak." ZAMAN

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=934561&title=hadisler-isiginda-diyet&haberSayfa=1
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Kâfir yedi bağırsak dolduracak kadar yer, mümin ise tek bağırsak dolduracak kadar yer. (İbni Mace, Müslim)

Bir kişinin yiyeceği iki kişiye, iki kişinin yiyeceği dört kişiye, dört kişinin yiyeceği de sekiz kişiye yeter. (Müslim, Tirmizi, İbni Mace )

Resulullah Efendimizin yanında bir adam çok yediğinden dolayı geğirdi. Resulüllah Efendimiz: 'Geğirmeyi kes! Dünyada en çok doyanlar kıyamet günü en uzun süre aç kalacaklardır' buyurdu. (Tirmizi, İbni Mace)

İnsanoğlu, midesinden daha kötü bir kap doldurmuş değildir. Esasen insanoğluna, belini doğrultacak kadar, birkaç lokma yemesi yeterlidir. Yok, illa daha fazla yemesi gerekirse, o takdirde, midesinin üçte birini yemekle, üçte birini içecekle doldursun, üçte birini de nefes payı olarak boş bıraksın! (İbn Sa'd, I, 410; Müsned, IV, 132; Tirmizî; IV, 590, nu:2380; İbn Mace, II, 1111, nu:2349; el-Müstedrek, IV, 331-332)

Hz. Âişe (ra) validemiz anlatıyor: "Peygamber Efendimiz'in aile efradı, O'nun hayatının sonuna kadar, üst üste iki öğün, arpa ekmeğini doyuncaya kadar yemediler."  İbn Abbas (ra) anlatıyor: "Peygamber Efendimiz'in arka arkaya birkaç gece hiçbir şey yemeden yattığı olurdu da; O ve hane halkı, akşam sofrasında yiyecek bir şey bulamazlardı, yedikleri ekmek ise arpa ekmeği idi."

Resulullah Efendimiz bir şey yiyip içtiğinde: 'Doyuran ve sulayan, yedirip içirdiği şeyleri kolayca boğazdan geçirip hazmettiren ve onlara bir çıkış yolu yaratan Allah'a hamdolsun.' buyururdu. (Ebu Davud, Tirmizi)

Yemeği ayrı ayrı değil, birlikte yiyiniz; çünkü bereket toplulukla beraberdir. (İbni Mace)  Allah'ın en çok sevdiği yemek, üzerinde ellerin çoğaldığı yemektir. (Taberani)  Yemeklerin en kötüsü zenginlerin çağrılıp da fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeğidir. (Buhari, Ebu Davud)  Bir davete çağrılıp da gitmeyen kimse Allah ve Resulüne isyan etmiştir. (Ebu Davud)

Enes radiyallahü anh diyor ki: 'Peygamber Efendimiz ölünceye kadar yemek masasında yemek yememiştir. Yine o, ölünceye kadar yumuşak beyaz ekmek de yememiştir.' (Buhari)

Biriniz yemek yerken: 'Bismillah' desin; başta söylemeyi unutursa hatırladığı an: 'Başında da sonunda da Bismillah' desin. (Ebu Davud, Tirmizi)

Yemeğin bereketi hem yemekten önce, hem de yemekten sonra elleri yıkamaktadır. (Tirmizî, Et'ime, 39)
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

İnsanın yiyecek kadar iştaha sahip olması, bu iştahını karşılayacak kadar da sofrasında helal yemeğinin bulunması, Allah'ın büyük bir lütuf ve ikramıdır.

Sofraya her oturuşta bu lütuf hatırlanmalı, bu ikram düşünülmeli, bu sebeple de sofrada yemek boyunca zikir-fikir-şükür duyguları içinde olunmalıdır.

-Yemek boyunca nasıl zikir-fikir-şükür duyguları içinde olunur?

Yemeğe 'Bismillah..' diyerek başlamak zikir olur. Yemek boyunca nimetleri vereni düşünmek fikir olur. Yemek sonunda 'Elhamdülillah!' diyerek kalkmak da şükür olur.

Sofrada böyle zikir, fikir şükür duyguları içinde olan kimsenin yedikleri bedenine sıhhat, afiyet olacağı gibi, amel defterine de kanaat ve rıza hali olarak kaydolur.

İslam alimleri, böyle zikir, fikir, şükür duyguları içinde yenen yemeğin şişmanlığı önleyen sünnetini de haber verirler. Onlara göre sofranın son sünneti:

- İhtiyacı kadar yedikten sonra, iştahını tüketmeden yemekten çekilmektir!. İştahını yok edecek derecede yemekte ısrar eden adam, bedenini hantallaşmaktan kurtaramayan adam demektir.

İsrafı yasaklayan ayetinin ikazı da bu konuda uyarıcı mahiyettedir:

-Yiyiniz, içiniz, ama israf etmeyiniz!. Unutmayınız ki, (iştahını yok edecek derecede yiyerek) israf edeni, Allah sevmez!.

Anlaşılan odur ki, ihtiyaç kadar yemek serbesttir. Ama ihtiyaç fazlası iştahı tüketecek kadar yemek israftır. Öyle ise iştahı tüketmeden sofradan kalkma iradesini göstermeli, bedeni hantallaşmaya maruz bırakacak israflı yemekten kaçınmalıdır. Bundan dolayı İbn-i Sina bu ayete şu yorumu da ilave eder:

- Mideyi, iştahı yok edecek derecede doldurmayın, az yiyin; yemekten sonra dört-beş saat bekleyin, şifa hazımda, sıhhat de sabırdadır!.

Peygamberimiz'in (sas) mideyi doldurma konusunda verdiği meşhur ölçü, tam bir sıhhat reçetesidir. Buyuruyor ki:

-Midenin üçte birini yemeğe ayır, üçte birini de suya; kalan üçte birini ise rahat nefes almaya bırak!.

Demek ki iştah ile yemeğe oturmalı, iştahı yok etmeden çekilmeli, suya, nefes almaya da yer bırakmalıdır.

Sahabeden Semüre bin Cündeb'in oğlu yemekten sonra kusmuştu, çok yedikten sonra kusmayı hayra alamet saymayan Semüre şöyle dedi:

-Şayet bu kusmadan sonra ölseydin cenaze namazını kılmakta tereddüt ederdim. Çok yedikten sonra ölmek hayra alamet sayılmaz çünkü!.

Hazret-i Ömer efendimizin şu sözü de yemekte ölçü verici mahiyettedir. Diyor ki:

-Nefsin istediği her şeyi yemek, ihtiyaçtan değil, bazen israftan sayılır. Allah ise müsrifleri sevmez!.

Öyle ise nefsin her istediğini ihtiyaçtan sayıp da peşine düşmemeli, mahrumiyet duygusuna girmemelidir..

Maneviyat büyükleri çok yemenin sebep olacağı duygu kayıplarını sıralarken şöyle demişler:

-Çok yiyenin manevi hassasiyeti azalır, merhamet duygusu zayıflar, ibadetlerde zorlanmaya başlar..

Bostanü'l-Arifin'de sofranın ihmal edilmez adapları da şöyle sıralanır:

1- Sofraya oturacakların tamamı gelmeden yemeğe başlamamalı.

2- Kendi önünden yemeye dikkat etmeli.

3- Lokmayı küçük alıp ağzı kapalı şekilde çiğnemeli.

4- Başkasının ağzındaki lokmaya bakmamalı.

5- Sıcakken üfleyerek yememeli.

6- Herkesten önce çekilmeyip yiyenlerin doymasını beklemeli.

7- Bardaktaki suyun birazını içip artığını bekleterek bardağı meşgul etmemeli..

Sözün özü: Sofraya böyle zikirle oturan, fikirle devam eden, şükürle de kalkan kimsenin, midesini yormayacak şekilde sünnet üzere yediği yemekler, kalbine nur, bedenine de sıhhat ve afiyet olur. Hantallaşma, halsizleşme gibi çok yeme sonuçlarına da maruz kalmaz inşa Allah...

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=941895
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Bugüne kadar kilo vermek için birçok diyet yöntemi deneyip başarısız olduysanız, neden doğal yolları ve yiyecekleri denemiyorsunuz?

Kilo vermek için mucize bir yol olmamasına rağmen, zayıflamak için Reader's Digest dergisinde yer alan haberdeki vücudunuzun yağ yakma potansiyelini artıran 15 gıda maddesini tüketebilirsiniz.

Az yağlı süt, az yağlı yoğurt ve peynir: Bunların ortak sırrı içerdikleri kalsiyumdur. Nutrition Reviews isimli dergide yer alan 90'dan fazla araştırmanın yeniden gözden geçirilmesiyle bol kalsiyum alımıyla iyileşen vücut niteliği arasında güçlü bir bağ bulundu.

Yulaf, arpa: Bunların sırrı ise liflerde yatıyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergideki araştırmaya göre, akşam yemeğinde beyaz pirinç yerine büyük bir tabak lezzetli arpa ile göbeğinizdeki yağlardan kurtulabilirsiniz.

Yeşil çay: İçerdiği katesin metabolizmayı ve karaciğerin yaktığı yağ oranını hızlandırıyor. Bunun etkisinden yararlanmak için günde 4-6 bardak yeşil çay için ve her hafta en az 3 saat egzersiz yapın.

Yumurta: Protein içeriği sayesinde yumurta, kilo vermenize yardımcı olur. Öncelikle vücudunuz proteinli yiyecekleri parçalamak için daha fazla enerji kullanıyor. Ayrıca protein kas kütlenizi tutmaya yardımcı oluyor, kaslarınız yağdan fazla kalori yakıyor. Sonuç olarak, protein sizi karbonhidratlardan daha fazla tok tutuyor.

Ceviz, badem: İçerdiği iyi yağlar, lif ve protein vücudun insülin direncini artırır, kilo vermeye yardımcı olur. Ceviz, en iyi omega-3 yağ asit kaynağından biridir. Badem ise kemik şekillenmesinde ekstra fayda sağlar.

Somon: Newcastle Üniversitesi'nde düzenlenen araştırmada, somon balığında bulunan omega-3 yağ asitlerinin yağ kütlesini azalttığı belirtildi. Diğer araştırmalar da, omega-3 yağ asitlerinin sizi tok tuttuğunu ve yağlı balık yedikten sonra 2 saat sonra daha tok hissettiğinizi gösteriyor. Haftada en az iki kez somon, uskumru, konserve ton balığı veya 'eğer bulabilirseniz' kuzey denizlerinde yaşayan Ringa balığı gibi diğer yağlı balıklardan tüketin.

Elma, Armut, dolmalık biber: Bu gıdaların içerdiği ve bitkisel gıdalarda bulunan doğal kimyasal olan flavonoidlerin yağ yakma etkisi bulunuyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre, çok flavonoid tüketen kadınların vücut kütle indeksleri önemli ölçüde düşüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de flavonoidlerin kalori tüketimini artırdığı, vücuttaki yağ yakışını hızlandırdığı bulundu.

Keten tohumu: İçerdiği lignan sayesinde keten tohumu, menopoz sonrası kadınlarda daha az vücut yağı ve vücut kütle indeksi sağlıyor. Her gün kahvaltılık tahılınıza, yoğurdunuza ya da salata sosunuza bir yemek kaşığı keten tohumu ekleyebilirsiniz.

Sirke: Araştırmacılar, sirkenin vücudun yağları parçalamasına yardımcı enzim üreten genleri harekete geçirdiğini söylüyorlar. Sütle ya da sodayla seyreltebileceğiniz yaklaşık bir yemek kaşığı sirkeyi her gün için.
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Çünkü bazı yiyecekler sizi kurt gibi acıktırırken bazıları uzun süre tok tutar. Peki hangi yiyecekler acıktırır, hangileri iştah kapatır?..

İştah kapatan dost yiyecekler

Avokado: B6 vitamini deposudur. Kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Tok tutan avokadoyu kendinizi aç hissettiğiniz zamanlarda yiyebilirsiniz.

Çavdar Ekmeği: Yapılan diyetlerin hepsinde kepek ekmeğinden bahsedilse de aslında çavdar ekmeğinin tok tutan etkisi yadsınamaz. Hatta beyaz buğday ekmeğine göre yüzde 50 oranında daha fazla doyma hissi verir.

Dil Peyniri: Gün içerisinde açlık hissettiğinizde atıştırabileceğiniz faydalı bir gıda olmasının yanında proteinli yapısından dolayı tok tutma özelliğine de sahiptir.

Böğürtlen: Kendinizi aç hissettiğinizde bir kase yoğurdun içine karıştıracağınız böğürtlen sizi bir süre tok tutar. Böğürtlen çok fazla antioksidan içerir, bu nedenle de yararlıdırlar.

Sardalya: Protein deposudur. Kan şekeri seviyesinin dengelenmesini sağlar. Bu sayede tokluk hissi verir. Ayrıca metabolizmanın harekete geçmesini sağlar.

Elma: Yapılan diyetlerde ara öğün olarak elma tavsiye edilir bunun nedeni ise tok tutucu özelliğinin olmasıdır. Kalorisi az olan elmayı acıktığınızda yerseniz bir süre daha tok hissedersiniz.

Kepekli Makarna: Günlük gıda tüketiminde önemli bir yere sahip olan lifli besinlerdendir. Bu besinler yendikten sonra hacimlerinin yüzde 20'si kadar genişleme özelliğine sahip oldukları için tokluk hissi verirler.

Esmer Pirinç: Kan şekerini dengede tutarak açlık hissinin önüne geçen karbonhidratların başında gelen esmer pirinç, uzun süre acıkmamanızı sağlar. Bu nedenle yemeklerinizde esmer pirince yer verin.

Yulaf Ezmesi: Tokluk ve şişkinlik hissi veren besinlerin başında gelir. Fakat yulaf ezmesini süt ile değil su ile yapmakta fayda vardır. Sütle yapıldığında ise sütü tercih edin.

Badem: Günde iki avuç düzenli olarak yenecek bademin, tokluk hissi vererek obeziteye karşı müzadelede yararlı olduğu yapılan araştırmalar ile kanıtlanmış bir gerçek.

Brokoli: Brokolide vücuttaki insulin dengesini koruyan krom bulunur. Kan şekerinin düşmesini engelleyen krom sayesinde açlık hissetmezsiniz.

Yumurta: Çok pişmiş yumurta da tok tutan yiyecekler arasındadır. Hazırlanması kolay olan yumurta protein açısından da zengindir. Protein sizi tok tuttuğu için kolay kolay acıkmazsınız.

Balık: Balıkta bulunan iyot, tiroit hormonlarının yapımı için gereklidir ve açlık duygusunun gelişmesini engeller.

Ihlamur: Yemek saatine yakın içilen ıhlamurun, hastalıklara faydasının yanı sıra iştahı kapatan etkisi de var.

Tok kalmak için yapmanız gerekenler

Glisemik endeksi düşük besinler: Sürekli acıkıyor ve bunun önüne geçmek istiyorsanız, glisemik endeksi düşük besinleri tüketmelisiniz. Glisemik endeks, yenilen herhangi bir besinin kan şekerini yükseltme yeteneğidir. Tükettiğiniz besin, kan şekerini ne kadar uzun zamanda ve az miktarda yükseltiyorsa, glisemik endeksinin düşük olduğunu belirtir. Bu besinler, bireyin daha uzun süre tok kalmasını sağlar.

Karbonhidratlar: Karbonhidratlar kepek, buğday gibi tahıl ürünlerinde, sebze ve meyvelerde bulunur. İçeriğindeki lifler, sindirim sistemini harekete geçirir. Ayrıca bu besinler insanı tok tutarak açlık hissini engeller.

Triptofan: Proteinlerin büyük bir bölümünde bulunan bir çeşit aminoasittir. Triptofan, vücutta serotoninin oluşmasında ve hücrelere taşınmasında önemli bir görev alır. Serotonin ise iştah etkisini azaltır. Özellikle muz, avokado, yulaf ve peynirde bulunur.

Krom: Krom vücuda insülin dengesini korur. Bu denge kan şekerinin düşmemesini veya azalmaması açısından çok önemlidir. Kan şekerinin düşmesi açlığa yol açar. Krom ihtiyacınızı karşılamak için fındık, ceviz gibi kabuklu yemişler ve tahıl ürünleri yemek gerekir.

Albümin: Bir tür taşıyıcı proteindir. Can sıkıntısını giderir ve iştahı kapar. Bu protein, triptofanı oluşturarak beyine taşır ve serotonin üretimini arttırır. Bezelye, fıstık ve fasulyede bulunur.

Fruktoz: Meyvelerden elde edilen doğal şekerdir. Fruktoz kan şekeri dengesini kesinlikle etkilemez. Ayrıca yemek sonrası tatlı ihtiyacı duymanızı engeller. Çilek ve bal früktozun kaynağıdır.

İyot: Tiroid hormonlarının yapımı için gereklidir. Açlık duygusunu engeller. Balık, iyotlu tuz ve soğanda bulunur.

Acıktıran yiyecekler


Greyfurt: Diyet yapıyorsunuz uzak durmanız gerekenlerden biri de greyfurttur. Kansere karşı koruyucu olan greyfurdun kötü yanı iştah açıcı özelliğinin de bulunmasıdır.

Karalahana: Karaciğer ve bazı kan kanseri türlerine de iyi gelen kara lahana, ayrıca iyi bir iştah açıcıdır.

Patates: Patatesin yapısında bulunan bileşikler kan basıncını düşürücü etki gösterir; bu endenle glisemik endeksi yüksek olan yiyecekler arasında bulunan patates, özellikle kızartma şeklinde pişirilirse çok çabuk acıkmanıza neden olur.

Kırmızı Biber: Kolesterolü önleyici özelliği bulunan kırmızı biber iştah açar. Bu nedenle acı bir yemek yediğinizde doyduğunuzu çok kolay anlayamazsınız.

Nohut: Mideyi temizleyerek iştah açan nohut, sağlık açısından yararlı olsa da kilo verirken çok fazla tüketilmemesi gereken bir kurubaklagildir.

İncir: Kilo aldırıcı özelliği bulunan incir iştah açar, bu nedenle diyet döneminde yemeniz tavsiye edilmez.

Havuç: Havucun kalorisi ve glisemik endeksi diğer sebzelere göre daha yüksektir. Bu nedenle acıktırıcı özelliği olan havucun diyetlerde bulunmaması gerekir.

Alkol: Alkollü içeceklerden uzak durmaya çalışın. Alkollü içkiler, size kalori kazandırırken iştahınızın açılmasına neden olur.

Tuz: Tuz iştah açıcı özelliğe sahiptir. Çok tuzlu bir besinin ardından tatlı yeme isteğinin doğması, kan şekerinizdeki dalgalanmalar yüzündendir. Özellikle diyette tüketimden kaçınılmalıdır.

Tarçın: Kokusuyla özellikle tatlıların vazgeçilmezi olan tarçın da çok çabuk acıktıran baharatlardandır.

Mısır: Glisemik endeks değerinin yüksek olması nedeniyle kan şekeri seviyesini yükselten mısır, yendikten sonra açlı8k hissi uyandırır. Bu nedenle diyet yapanların uzak durması gereken bir besindir

İştahınızı kesecek yöntemler


• Beyin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmenize yol açan kimyasal maddeler salgılarlar. Bu kimyasal maddeleri salgılayan kısım, aynı zamanda duyguları kontrol eder ve sıkıldığımız ve kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi budur.

• Yemeklerin tadı, kokusu veya görüntüsü de açlık duygusuna neden olabiliyor.

• Yapılan araştırmalara göre, tat alma duyusunu değişik tatlarla tatmin etmek, daha az miktarla yetinmeyi sağlıyor.

• Su içmek kendinizi tok hissetmeniz açısından önemli. Ayrıca vücudunuz susuz kaldığında çoğu zaman açlık hissine benzer sinyaller gönderiyor. Bol su içmek, bedeninizin su istediği zamanlarda yemeğe yönelmenizi engelleyecektir.

• Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine izin vermek anlamına giriyor. Bu sayede tat alma duygusu da tatmin oluyor. Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor.

• Egzersizleriniz zorlaştıkça vücut ısınız artar ve daha fazla kalori yakmaya başlarsınız. Böylece egzersizi takip eden birkaç saat boyunca iştahınız bastırılmış olur.

• Öğün aralarında dayanılmaz atıştırma duygusunu dişlerinizi fırçalayarak erteleyebilirsiniz.

http://www.haber7.com/haber/20080209/Aciktiran-ve-tok-tutan-yiyecekler.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.