Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

01 Kasım 2024, 03:06:49

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,219
  • Latest: sezai04
Stats
  • Toplam İleti: 8,881
  • Toplam Konu: 4,415
  • Online today: 20
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 112
Total: 112

Kaçak elektrik ve karşılıksız çekte hapis kalkacak, ev eşyaları haczedilemeyecek

Başlatan Avukat, 19 Ocak 2012, 21:24:52

« önceki - sonraki »

Avukat



Yargıyı hızlandıracak 3. Paketi Adalet Bakanı Ergin açıkladı:Yargıdaki 2 milyon dosya, mahkemeye gitmeden çözülecek

METİN ARSLAN - ANKARA

Yargıyı hızlandırmayı amaçlayan 100 maddelik reform paketi tamamlandı.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in detaylarını açıkladığı paketin yasalaşması halinde, yargıdaki 2 milyon dosya mahkemelerin çalışma alanının dışına alınmış olacak. Tutukluluk sürelerini kısaltan bir değişiklikliğin yer almadığı düzenleme, tutuklama ve tahliye talebinin reddine ilişkin kararların gerekçeleriyle yazılmasını zorunlu kılıyor. Ergenekon ve Balyoz gibi önemli soruşturmaları haber yaptığı için yargılanan gazetecilerin davalarının da ertelenmesini sağlıyor. Önümüzdeki günlerde Meclis'e sevk edilmesi beklenen tasarıyla, ömür boyu sabıkalı olmak sonlandırılıyor. Tutuklama yerine adlî kontrol uygulamasının kapsamı genişletiliyor. Karşılıksız çeke hapis cezası kaldırılıyor.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargıdaki dava yükünü azaltarak hızlandıracak reform niteliğindeki paketi dün Dikmen Hakimevi'nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Ceza, icra-iflas ve idari yargı mevzuatında 100 maddelik değişiklik içeren paket çarpıcı değişiklikler öngörüyor. Pakette, Ergenekon ve Balyoz davalarını haber yaptığı için yargılanan gazetecilerin davalarının ertelenmesi de yer aldı. Buna göre basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklaması yöntemleriyle işlenen suçlarda açılan, adli para cezası ya da 5 yıla kadar hapis cezası gerektiren soruşturma ve davalar ertelenecek. Erteleme kararından itibaren 3 yıl içinde aynı suçu işlemezse dosya işlemden kaldırılacak. Suç işlenirse soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına karar verilecek.

Önümüzdeki günlerde Meclis'e sevk edilmesi beklenen tasarıyla, CMK 250. madde kapsamında özel yetkili savcıların yürüttüğü soruşturmalarda sanıkların savunma hakları genişletiliyor. Bu soruşturmalarda şüphelilerin, ifade tutanağına, bilirkişi raporu ve soruşturmada elde edilen belgelere ulaşması gizlilik kararıyla engellenebiliyordu. Delillere ilişkin en fazla 3 ay süreyle gizlilik kararı verilecek. Daha önce bu belgelerle ilgili soruşturma sonuna kadar gizlilik kararı verilebiliyordu. Paketin içerdiği diğer düzenlemeler şöyle:

Ehliyetsiz araç kullananlara para cezasını kaymakamlık verecek: Ehliyetsiz veya alkollü araç kullananlara cumhuriyet savcılarınca kabahat niteliğinde idari para cezası verme uygulaması son bulacak. Bu yetki kaymakamlık ve valiliklerce kullanılacak. Savcılıkların iş yükü azalacak.

Elektrik suçunda hapis yerine para cezası geliyor: TCK maddesinde değişiklik yapılarak, kaçak elektrik kullanımı hırsızlık yerine 'karşılıksız yararlanma' olarak düzenleniyor. Bu suçun ilk kez işlenmesi ve borcun faiziyle ödenmesi durumunda hapis cezası verilmeyecek. 5 yıl içinde suçun tekrarlaması halinde kişi hapisle cezalandırılacak. Borcunu ödemeyenler 2 yıl ila 5 yıl hapis cezası talebiyle yargılanmaya devam edecek.

Molotofkokteyli, silah sayılacak: Yargı paketi, mahkemelerden farklı kararlar çıkması üzerine molotofkokteylini silah ve patlayıcı madde kapsamına alıyor. TCK'nın 6. ve 174. maddelerine yapılan eklemeyle, molotofkokteyli atanlar, yangın çıkarıcı silah ve patlayıcı madde kullanma suçundan cezalandırılacak. Buna göre, molotofkokteyli suçunun cezası 3 ile 8 yıl arasında değişecek. Suçun terörle mücadele kapsamında işlenmesi durumunda ceza 15 yıla kadar çıkabilecek.

Basit suçlar hâkim önüne gitmeyecek: Basit suçlarda ön ödeme ile soruşturma ve davanın açılmaması düzenlemesi genişletiliyor. Ön ödemenin uygulanması için aranan 3 aylık hapis cezası üst sınırı bir yıla çıkartılıyor. Mağduru gerçek kişi olan yaralama ve hakaret suçları dışında kamu görevlisinin ticaretle uğraşması, yabancı devlet bayrağına karşı hakaret ve usulsüz cenaze defni gibi suçlar, 100 ile 3 bin 600 TL arasında para cezası karşılığında mahkemeye gitmeyecek. Sabıkalı olanlar bu hükümden faydalanamayacak.

Ömür boyu sabıkaya son: Adli sicil kayıtlarında da değişikliğe gidiliyor. Adli sicil arşiv kayıtları (sabıka kaydı) kişinin ölümü veya 80 yıl geçmesi üzerine siliniyordu. Bunun yerine adli sicil arşiv kayıtları kural olarak 5 yıl, yüz kızartıcı veya devlete işlenen suçlarda 15 yıl her halde 30 yıl geçmesiyle silinecek.

Tutuklama yerine adli kontrol: Paketle tutuklama yerine başvurulan adli kontrol tedbirlerinin (yurtdışına çıkış yasağı, karakola imza gibi) kapsamı genişletiliyor. Adli kontrol tedbiri için üst sınır 3 yıldan 5 yıla çıkarılıyor.

Bıçak parası rüşvet sayılacak: Pakette kamu görevlilerinin yapmak zorunda oldukları işler için vatandaştan para almaları görevi kötüye kullanma değil, rüşvet suçu olarak değiştirildi. Ameliyat için bıçak parası alan doktor, bundan sonra 1 ile 3 yıl arası hapis cezasıyla değil rüşvet alma suçundan 4 ile 12 yıl arasında cezayla yargılanacak. Ancak haklı bir işini gereği gibi görülemeyeceği endişesiyle kendini mecbur hissederek kamu görevlisine menfaat temin etmek zorunda olan kişi hakkında ceza verilmeyecek.

Özel yetkili mahkemelerde savunma hakkı genişletilecek: Özel yetkili mahkemelerde kovuşturma aşamasında esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere sanık ve avukatına hakim tarafından verilen süre sınırlaması kaldırılıyor. Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklikle terör suçlarında 2 yılın altında hapis cezası alanlar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme kararları verilebilecek.

Örgüte üye olmadan örgüt için eylem yapana yarı oranda ceza indirimi: Türk Ceza Kanunu'nun örgüt suçunu düzenleyen 220'nci maddesinde de değişikliğe gidiliyor. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler (döviz taşıyan, yasa dışı slogan atan) işledikleri esas suç dışında ayrıca üye olmak suçundan cezalandırılıyordu. Bu maddede yapılan değişiklikle, örgüt üyeliğinden dolayı verilen cezanın yarı oranında indirilmesi benimseniyor. Buna göre terör örgütünün eyleminde döviz taşıyan kişi eylemi sabit görülürse örgüt üyeliğinden 5 yıl ceza alırken, düzenleme sonrası bu 2 yıl 6 aya inecek.

Danıştay'ın da iş yükü azaltılıyor: Danıştay ve idare mahkemelerine açılan davalarda da değişiklik getiren pakete göre, her türlü dilekçeler hakimi beklemeden bundan böyle evrak bürolarına teslim edilecek. 50 bin TL'nin altındaki davalar Danıştay yerine bölge idare mahkemelerinde kesinleşecek. Bakanlıkların ülke genelinde uygulanmayan imar planları gibi yerel niteliklik işlemleri ile EPDK, Rekabet Kurumu gibi kurulların işlemlerine karşı Danıştay'a değil, idare mahkemelerine dava açılacak. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, üç yıllık geçici bir süre için sabit üyelerle devamlı çalışabilecek. Düzenleme ile 6 bin temyiz dosyası iki yıl içinde karara bağlanacak.

Modern icra teşkilatları: İcra dairelerinde çalışan personel sayısı artırılacak. İcra dairelerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nin kullanılması hüküm altına alınacak.

Petrol boru hatlarında hırsızlığın cezası artırılıyor: Yeni düzenlemeyle petrol boru hatlarından yapılan hırsızlık girişimine verilecek ceza artırıldı. Söz konusu suçun cezası 3-7 yıldan 5-12 yıla çıkarıldı. Örgütlü suçlarda ise ceza 3–15 yıldan 7-18 yıla çıkarılacak. Petrol boru hattına zarar verenler ise 4-12 yıl hapis cezasına mahkûm olacak.

Karşılıksız çeke hapis yok: Karşılıksız çek verenlere hapis veya adli para cezası verilmeyecek. Sadece idari para cezası, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanacak. Değişiklikle yerel mahkemelerdeki 350 bin, Yargıtay'daki 250 bin dosya yükü eritilecek.

886 liranın altındaki tutarlarda doğrudan icra takibi yapılamayacak: İcra suçlarında ilamsız takiplerde alacağın miktarı 886 TL'lik limitin altındaysa doğrudan icra takibi yapılamayacak. Borçlunun adresine 'ödemeye davet yazısı' gönderilecek. Ödemezse ilamsız icra başlayabilecek.

Lüzumlu eşyalar haczedilemeyecek: İcra sırasında borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli olan (buzdolabı, televizyon, çamaşır makinesi gibi) lüzumlu eşyalara el konulamayacak. Sadece altın, para ve karşılığı olan değerli kâğıtlar haczedilebilecek. İcra daireleri para tahsilatı yapmayacak. Tahsilatlar icra dairesinin banka hesabı üzerinden yapılacak. Hacizli malların satışı ilanı elektronik ortamda yapılacak, internetten açık artırmaya teklif verilebilecek.

Yayın durdurma kalkıyor: Yargı paketi, basın ve ifade özgürlüğünü yakından ilgilendiren değişiklikler de içeriyor. Terör örgütünün propagandasını yapan yayınlara yönelik ileriye dönük 15 günden 1 aya kadar durdurulmasına imkân tanıyan TMK maddesi kaldırılıyor. Çoğu 12 Eylül darbesi sonrasında sıkıyönetim mahkemelerince verilen 23 bin yasaklı kitabın cezaevlerindeki yasağı da kaldırılıyor. Hakkında yasaklama ve toplatma kararı verilmiş olan yayınlarla ilgili, mahkemelerce yeni bir yasaklama veya toplatma kararı verilmemiş olması durumunda daha önceki tüm toplatma kararları hükümsüz sayılıyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1231802&title=yargiyi-hizlandiracak-3-paketi-adalet-bakani-ergin-acikladiyargidaki-2-milyon-dosya-mahkemeye-gitmeden-cozulecek&haberSayfa=1

Avukat

Meclis'te kabul edilen '3. Yargı Paketi'yle, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasından basın suçlarına, evde haciz konulmayacak eşyadan, tutukluluk sürelerine kadar geniş kitleleri ilgilendiren bir dizi yeni düzenleme içeriyor.

ANKARA - Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İlişkin Deva Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.

Kanuna göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek.

Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu'nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare idare mahkemesinde açılabilecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu'nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.

AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE GÖRÜLECEK DAVALAR
Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesinin başlığı, ''Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi'' olarak değiştirildi. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı'nın teklifi üzerine, HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu'nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK'ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.

SAVCILAR İZNE BAĞLI OLMADAN SORUŞTRMA YAPABİLECEK
Türk Ceza Kanunu'nun(TCK), ''Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak'', ''Anayasayı ihlal'', ''Yasama organına karşı suç'', ''Hükümete karşı suç'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan'' ''Silahlı örgüt'', ''Silah sağlama'' ve ''Suç için anlaşma'' maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak.

Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, ''MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır'' hükmünü içeriyor.

Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.

Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.

Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.

Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilecek.

Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.

AĞIR CEZA MAHKEMELERİNDE GÖRÜLECEK DAVALAR
Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

''Temel milli yararlara karşı hakaret'', ''Halkı askerlikten soğutma'', ''Askerleri itaatsizliğe teşvik'', ''Savaşta yalan haber yayma'', ''Seferberlikle ilgili görevin ihmali'', ''Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü'' ve ''Askeri yasak bölgelere girme'' suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:

''Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak'', ''Düşmanla işbirliği yapmak'', ''Devlete karşı savaşa tahrik'', ''Yabancı devlet aleyhine asker toplama'', ''Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma'', ''Düşman devlete maddi ve mali yardım'', ''Anayasayı ihlal'', ''Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı'', ''Yasama organına karşı suç'', ''Hükümete karşı suç'' , ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan'', ''Silahlı örgüt'', ''Silah sağlama'', ''Suç için anlaşma'', ''Askeri komutanlıkların gasbı'', ''Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma'', ''Savaş zamanında emirlere uymama'', ''Savaş zamanında yükümlülükler'', ''Devletin güvenliğine ilişkin belgeler'', ''Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme'' ''Siyasal veya askeri casusluk'', ''Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama'', ''Gizli kalması gereken bilgileri açıklama'', ''Uluslararası casusluk'', ''Devlet sırlarından yararlanma'', ''Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik'', ''Yasaklanan bilgileri temin'', ''Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini'', ''Yasaklanan bilgileri açıklama'', ''Yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama'', ''Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi'', ''Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma.''

Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu'nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.

ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER KALDIRILDI
Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesinde yapılan yeni düzenleme nedeniyle, özel yetkili mahkemelerin dayanağını oluşturan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. 251. ve 252. maddeleri yürürlükten kaldırıldı.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlükten kaldırılan 250. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen mahkemelerde açılan davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar, bu mahkemelerce bakılmaya devam edilecek.

Bu davalarda yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilemeyecek. Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesinin, kavuşturmaya ilişkin hükümleri, bu davalarda da uygulanacak.

CMK'nın 251. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen Cumhuriyet Savcıları, yürütmekte oldukları soruşturmalara HSYK'ca TMK'nın 10. maddesi uyarınca görevlendirilen Cumhuriyet savcıları göreve başlayıncaya kadar devam edecekler.

TMK'nın 10. maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle açılan davalarda, sanığın taşıdığı kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden durma veya düşme kararı verilemeyecek.

Mevzuatta CMK'un 250. maddesine göre kurulan ağır ceza mahkemelerine yapılan atıflar, TMK'nın 10. maddesinde belirtilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış sayılacak.

Askeri disiplinin sağlanması ve birtakım askeri gerekliliklerden dolayı, Askeri Ceza Kanunu kapsamındaki suçlarda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması uygulamasından vazgeçildi.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili davalara, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması nedeniyle, bu mahkemelerde bakılmasına ilişkin hüküm yürürlükten kaldırıldı.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, CMK'ya göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek, verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilecek ve ertelenebilecek.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİN İHLALİ
Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.

KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMANIN DİNLENMESİ
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.

Ekonomik faaliyetini bedeni çalışmasıyla sürdüren borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya, aile bireyleri için lüzumlu eşya, borçlunun haline münasip evi ve öğrenci bursları haczedilemeyecek.

Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İlişkin Deva Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanuna göre, her icra dairesinde Adalet Bakanlığı'nca atanacak bir icra müdürü, yeteri kadar icra müdür yardımcısı, icra katibi ile adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından görevlendirilecek mübaşir ve hizmetli bulunacak.

İcra müdür ve icra müdür yardımcıları, Adalet Bakanlığı'nca yaptırılacak yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre atanacak.

İcra katipleri arasından bakanlıkça gerçekleştirilecek sözlü sınav sonucuna göre de icra müdür veya icra müdür yardımcılığı kadrolarına atama yapılabilecek.

İcra müdürü, icra müdür yardımcısı veya icra katibinin herhangi bir nedenden dolayı yokluğu durumunda görev ve yetkileri, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilecek yazı işleri müdürü veya zabıt katibi tarafından yerine getirilecek.

İcra ve iflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılacak.

İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas iş ve işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak; her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA, ELLE ATILAN İMZA YERİNE KULLANILABİLECEK
Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmünde sayılacak ve söz konusu imza, elle atılan imza ile aynı ispat gücüne haiz olacak. Güvenli elektronik imza, kanunlarda bu imzayla yapılamayacağı açıkça belirtilmiş olan işlemler dışında, elle atılan imza yerine kullanılabilecek.

Zorunlu nedenlerden dolayı fiziki olarak düzenlenen belge veya kararlar, yetkili kişilerce güvenli elektronik imzayla imzalanarak UYAP'a aktarılacak ve gerektiğinde UYAP vasıtasıyla ilgili birimlere iletilecek. Bu şekilde elektronik ortama aktarılarak ilgili birimlere iletilen belge ve kararların asılları, gönderen icra ve iflas dairesinde saklanacak, ayrıca fiziki olarak gönderilmeyecek.

İCRA VE İFLAS DAİRELERİNDE NAKİT ÖDEMEYE SON
İcra ve iflas dairelerine yapılacak her türlü nakdi ödeme, Adalet Bakanlığı'nca uygun görülecek bankalarda icra ve iflas dairesi adına açılan hesaba yatırılacak. Haciz sırasında, borçlu veya üçüncü kişiler tarafından yapılan ödeme nedeniyle tahsil edilen paralar, en geç tahsilatın yapıldığı günü takip eden ilk iş gününün çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere icra veya mahkeme kasalarında muhafaza edilecek.

Kanunla, adli tatilde icra mahkemelerdeki dava ve işlere bakılması amacıyla düzenleme yapıldı. Buna göre, İcra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılacak ve bu işlerde basit yargılama usulleri uygulanacak.

Uluslararası ilişkilerde ortaya çıkabilecek sorunların ortadan kaldırılması amacıyla yabancı devlet aleyhine başlatılan ilamlı icra taleplerine ilişkin icra emrinde, uluslararası antlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borçlu devlete ait olan mallar hakkında cebri icra (kendi istekleriyle borçlarını ödemeyen borçluların, borçlarını devlet kuvveti ile ödemelerinin sağlanması) yapılabileceği ayrıca ihtar edilecek.

Kanunla, yabancı devletler aleyhine girişilecek ilamsız takiplerin yargı denetimine tabi olmaksızın, icra müdürlüğü işlemiyle başlatılmasının sakıncalarının önüne geçilmesi amacıyla değişiklik yapıldı. Buna göre, yabancı devlet aleyhine ilamsız takip yoluna başvurulamayacak.

Takip talebi, icra dairesine yazılı ve sözlünün yanı sıra elektronik ortamda da yapılacak.

AİLE BİREYLERİ İÇİN LUZUMLU GÖRÜLEN EŞYALAR HACZEDİLEMEYECEK
Kanunla, borçlunun haline münasip evi de haczedilemeyecekler arasına alındı.

Buna göre, ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya; para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya, aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri, borçlunun haline münasip evi ve öğrenci bursları haczedilemeyecek.

Haczedilecek malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılacak.

İcra memuru, haczi talep edilen malların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirecek ve ona göre karar verecek.

Yabancı devlet, parlamento ve hükümet başkanı ile hükümet üyelerinin resmi ziyaret, transit geçiş, gibi sebeplerle Türkiye'de bulundukları sürece, bu kişileri taşıyan ulaşım araçları muhafaza altına alınamayacak ve yediemine bırakılamayacak.

Kolluk kuvvetlerinin yakaladığı hacizli motorlu araçlar, en geç 3 işgünü içinde en yakın icra müdürlüğüne teslim edilecek.

Haczedilen şey, üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmayacak.

Haczin kaldırılmasına sebebiyet veren alacaklı, o mala yönelik olarak haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olacak.

HACİZLİ MALLAR ELEKTRONİK ORTAMDA SATILACAK
Hacizli malların satış ilanı elektronik ortamda da yapılabilecek. Elektronik ortamda verilecek teklifler, hacizli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 50'sinden az olamayacak, teklif vermeden önce de hacizli malın yüzde 20'si oranında teminat gösterilecek.

Hacizli malların birinci ve ikinci ihalesi icra memuru tarafından, ilanda belirlenen yer, gün ve saatte, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif üzerinden başlatılacak. Satılığa çıkarılan mal üç defa bağırıldıktan sonra, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif de değerlendirilerek, en çok artırana ihale edilecek.

İcra ve iflas dairelerince, daire dışında tahsil edilen paralar, en geç tahsilatın yapıldığı ilk işgünü günü çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere icra veya mahkeme kasalarında muhafaza edilecek.

Hacizli malların satışı açık arttırma ile yapılacak, birinci ve ikinci ihalenin yapılacağı yer, gün ve saat önceden ilan edilecek. İlan, birinci ihale tarihinden en az 1 ay önce yapılacak, açık artırmaya elektronik ortamda teklif verme yoluyla başlanacak. Elektronik ortamda teklif verme, birinci ihale tarihinden yirmi gün önce başlayacak, ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek. İkinci ihalede ise elektronik ortamda teklif verme, birinci ihaleden sonraki 5. gün başlayacak, en az 20 gün sonrası için belirlenecek ikinci ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek.

Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İlişkin Deva Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanuna göre, bölge adliye mahkemelerinin devreye girdiği tarihe kadar, Yargıtay'ın bozma kararlarına karşı mahkemelerin verdiği direnme kararlarının temyizi halinde dava dosyası önce kararı veren daireye gönderilecek. Karar veren daire direnmeyi yerinde görürse kararını düzeltecek, yerinde görmezse talebi 10 gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na iletecek.

İçişleri Bakanlığı'nca oturmaya mecbur kılındıkları yerlerden kaçan yabancılara, 1 aydan 2 yıla kadar hapis cezası yerine, mülki amirce 500 liradan 3 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.

Sınır dışı edildikleri veya Türkiye'yi terk etmeleri istenildiği halde, müsaadesiz gelmeye yeltenen yabancılar, 1 yıla kadar hapis cezası yerine, mülki amir tarafından 2 bin liradan 5 bin liraya kadar idari para cezası ile cezalandırılacak ve sınır dışı edilecek.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belge almadan seyahat acenteliği yapanlara verilen 3 aydan 6 aya kadar hapis ve 1000 güne kadar adli para cezası, 2 bin liradan 5 bin liraya kadar idari para cezası olarak uygulanacak. Bakanlıktan belge almadan rehberlik yapanlara da 500 liradan 2 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.

Kanunla, idari görevlerden Danıştay üyeliğine seçileceklerin devlet hizmetlerindeki 20 yıl çalışma şartı 15 yıla indiriliyor.

TBMM Genel Sekreteri ile düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanları da Danıştay üyesi olabilecek.

Kamu kurum ve kuruluşlarının başhukuk müşavirleri, birinci hukuk müşavirleri, hukuk hizmetleri başkanı ve hukuk işleri müdürü Danıştay üyesi olabilecek.

DİLEKÇEDE KİMLİK NUMARASI DA OLACAK
Kanunla, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nda bulunan 6 bin dosyanın karara bağlanabilmesi için, geçici süreyle Kurulun yapısı ve çalışma usulu değiştiriliyor. Geçici süre sonunda birikmiş dosyaların 2-3 yıl içinde karara bağlanması hedefleniyor. Böylece, Danıştay'ın ilk derece sıfatıyla baktığı davaların azaltılmasına paralel olarak, kurula yeni dosya gelişi azalacak ve süre sonunda kurul eski yapısına dönecek.

Bu düzenlemenin yayımı tarihinden önce ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay'da açılan davalarla, bu hüküm ile idare ve vergi mahkemelerinin görevleri kapsamına alınan davaların Danıştay'da görülmesine devam edilecek.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesinde açtıkları idari davalardaki dilekçelerine, kimlik numarası da eklenecek.

Hakim veya mahkeme; tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken, kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirecek.

Hakimlerin tutuklama yerine adli kontrol uygulayabileceğine yönelik düzenlemedeki süre sınırı kaldırıyor.

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen ''3. Yargı Paketi''ne ilişkin kanuna göre, elektrik enerjisi hakkındaki suç, nitelikli hırsızlık kapsamından çıkartılıyor. Suçun, sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası, 15 yıla kadar hapis cezası olarak uygulanacak. Suçun örgütlü işlenmesi durumunda ceza yarı oranda artırılacak.

Elektrik enerjisinin, suyun veya doğalgazın; sahibinin rızası olmaksızın, tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi 2-5 yıl yerine 1-3 yıl hapis cezasına çarptırılacak.

Karşılıksız yararlanma suçunda fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı soruşturma tamamlanmadan önce tazmin etmesi halinde kamu davası açılmayacak. Zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise verilecek ceza 3'te 1'ine kadar indirilecek.

Kanunla, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiye ayrıca örgüte üye olmak suçundan verilecek cezada maktu indirim yapılması yerine, hakime indirim yapıp yapmama, yapacaksa bu indirimin oranı hakkında takdir yetkisi tanınıyor.

Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi örgüt üyesi olarak cezalandırılacak, ancak örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza 3'te 1'ine kadar indirilebilecek.

Bir kimseyi, görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolla vaatte bulunulmasına zorlayan kamu görevlisi, 5-12 hapis cezasına çarptırılacak. Kişi, ''haklı bir işinin gereği gibi hiç veya vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin ederse'' zorlamanın varlığı kabul edilecek.

Göreviyle ilgili bir işi yapması ya da yapmaması karşılığında kamu görevlisine veya göstereceği kişiye menfaat sağlayan kişiye, 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilecek. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılırsa suç tamamlanmış gibi ceza uygulanacak.

Kamu görevlisi rüşvet talebinde bulunur fakat kişi bunu kabul etmezse ya da kişi rüşvet teklifinde bulunur ve kamu görevlisi kabul etmezse, ceza yarı oranında indirilecek. Rüşvete aracılık eden kişi müşterek fail olarak cezalandırılacak.

Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde ise verilecek ceza 3'te 1'den yarısına kadar artırılacak.

Rüşvet suçu; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile bunların kurduğu şirketler ve vakıflar, dernekler, kooperatiflerce işlenmesi halinde de uygulanacak.

Yabancı kamu görevlisinin yanısıra, uluslararası mahkemelerde görev yapan hakimler, uluslararası parlamento üyeleri, tahkim için görevlendirilen hakemler de rüşvet almaları halinde rüşvet suçundan yargılanacak.

Rüşvet suçunun, yurt dışında yabancı bir kişi tarafından işlenmekle birlikte; Türkiye'nin, Türkiye'deki kamu kurumunun, Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin, Türk vatandaşının tarafı olduğu uyuşmazlık ya da kurum ve kişilerle ilgili işlemin yapılması veya yapılmaması için işlenmesi halinde; rüşvet veren, rüşvet alan ve aracılık eden kişiler hakkında Türkiye'de bulundukları takdirde resen soruşturma yapılacak.

Rüşvet alan kişi ve kamu görevlisinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce rüşvet konusu para veya eşyayı makamlara aynen teslim ederse ya haber verirse cezaya çarptırılmayacak. Rüşvet veren kişi de pişmanlık duyarak kamu görevlilerini haberdar ederse rüşvet suçundan hakkında işlem yapılmayacak.

Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olan kişinin, haksız bir işin yaptırılması amacıyla girişimde bulunması için, kendisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmesi halinde hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Kişinin kamu görevlisi olması halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacak. İşinin gördürülmesi karşılığında veya gördürüleceği beklentisiyle menfaat sağlayan kişi ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek. Menfaat temini konusunda anlaşmaya varılması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunacak.

YARGI GÖREVİ YAPANI ETKİLEYENE CEZA
Görülmekte olan bir davada veya devam eden soruşturmada, hukuka aykırı karar vermesi veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması için yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs eden kişi, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

Soruşturmanın gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek. Kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama ve görüntülerin gizliliğini ihlal eden kişi de aynı cezaya çarptırılacak.

Hafif hapis ve hafif para cezalarının idari para cezasına dönüştürülmesinde kararı Cumhuriyet Savcısı değil, mülki amir yetkili olacak.

TUTUKLAMA YERİNE UYGULANACAK ADLİ KONTROLDE SÜRE SINIRI KALDIRIYOR Tutuklamaya ilişkin kararlarda kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin varlığıyla tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça yazılması gerekecek. Hakim veya mahkeme; tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken, kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve somut olayda tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirecek.

Kanunla, CMK'da yer alan, hakimlerin tutuklama yerine adli kontrol uygulayabileceğine yönelik düzenlemedeki süre sınırı kaldırıyor. Yürütülen soruşturmada, CMK'nın 100. maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecek.

''Konutunu ve belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek ile belirlenen yer veya bölgelere gitmemek'' şartları da şüphelinin tabi tutulacağı yükümlülükler arasında yer alacak.

Bankalara, finansal kuruluşlara veya paranın sayım ve incelemesini yaparak bankalara destek hizmeti veren kuruluşlar ile dövize ilişkin işlemler yapmasına izin verilen şirketlerden, paranın sahte olduğunu anlayıp da bildirmeyenlere savcı tarafından bin-5 bin idari para cezası verilecek.

BASIN YAYIN SUÇLARININ İNFAZINA ERTELEME
31 Aralık 2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla ya da düşünce açıklama yöntemleriyle işlenen, adli para cezası ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kamu davası açılması ile kovuşturmanın veya kesinleşmiş olan mahkumiyet hükmünün infazı ertelenecek.

Kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde yeni bir suç işlememesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilecek.

Mahkumiyet hükmü, infazı ertelenen kişi hakkında bu mahkumiyete bağlı olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğurmayacak. Ancak bu kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde yeni bir suç işlemesi halinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olduğu takdirde, ertelenen mahkumiyet hükmüne bağlı hukuki sonuçlar, kişi üzerinde doğacak ve ceza infaz olacak.

Dosyaların gereksiz şekilde dolaşarak zaman kaybının önlenmesi amacıyla; kanunun yasalaşıp yürürlüğe girdiği tarih itibariyle; elektrik, su ve doğalgaz hırsızlığı nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda bulunan dosyalar başsavcılıkça, ilgili dairelerde bulunan dosyalar ise dairelerce kararı veren mahkemeye gönderilecek.

Kanun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalan ve açık ceza infaz kurumunda bulunan iyi halli hükümlülerin, talepleri halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle, infazına karar verilebilecek.

BAZI KİŞİLERİN 12 EYLÜL ÖNCESİ MAĞDURİYETİ GİDERİLİYOR
Kanunla, 12 Eylül öncesinde örgüt dışında tutularak cezaları ayrı ayrı uygulanan kişiler ile örgüt kapsamında değerlendirilerek haklarında tek bir ceza uygulanan kişiler arasındaki eşitsizlik gideriliyor.

Buna göre, 12 Eylül 1980 tarihinden önce işlenen suçlardan dolayı lehe kanun, TCK'nın cezaların içtimaına ilişkin hükümleri uygulandıktan sonra ortaya çıkan ceza gözönünde bulundurularak belirlenecek. Belirlenen bu ceza infaz bakımından lehe hükümler içeren kanuna göre infaz edilecek.

Kanunla, açık ceza infaz kurumuna alınma koşullarında iyileştirme yapılıyor. Buna göre, terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere; kasıtlı suçlardan toplam 3 yıl ya da daha az hapis cezasına mahkum olanların, taksirli suçlardan toplam 5 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanların, adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine (borcunu ödemeyenleri ödemeye zorlayan hapis türü) tabi tutulanların cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilecek. Bu hüküm 31 Aralık 2017 tarihine kadar uygulanacak.

Kanunla, Adalet Bakanlığı'na verilen kadro miktarı artırılıyor.

Adalet Bakanlığı'na icra müdürü, müdür yardımcısı, icra katipliği, memur ve hizmetli kadroları için 6 bin 896 kadro; koruma ve güvenlik görevlisi için ise 56 kadro ihdas edildi.

Danıştay'a da 40 tetkik hakimi alınacak.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25363262/



'Özel yetkili' gitti bölgesel ağır ceza mahkemeleri geldi

İBRAHİM ASALIOĞLU, METİN ARSLAN - ANKARA
AK Parti'nin verdiği önergeye göre terör örgütleri ve darbecilerle mücadelede etkin rol oynayan Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) yerine ağır ceza mahkemeleri kurulacak. Ancak Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi davalara ÖYM'ler bakmaya devam edecek. Savcılar, silahlı terör suçları ile anayasal düzene ve hükümete karşı işlenen suçlar için izin almadan soruşturma açabilecek.

Üçüncü yargı paketi Meclis Genel Kurulu'nda görüşülürken AK Parti özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için önerge verdi. Bu mahkemelerin yerine 'yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek şekilde görevlendirilecek ağır ceza mahkemeleri' kurulması teklif edildi. Önergeye göre Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi davalara, 'kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar' özel yetkili mahkemeler bakmaya devam edecek. Ancak bu davalara bakan hakimlere yeni sistemde görev verilmeyecek. 28 Şubat gibi soruşturma aşamasındaki dosyalar ise yeni mahkemelere devredilecek. Silahlı terör suçları ile devletin bütünlüğü, anayasal düzen ve hükümete karşı işlenen suçlar için savcılar izin almadan soruşturma açabilecek. Görevi sırasında çıkar amaçlı yolsuzluk, çete ve uyuşturucu gibi diğer suçlara karışan kamu görevlileri hakkında ise genel usul hükümlerine göre izin şartı getiriliyor. İzin verilmezse yargılama duracak. Yeni sistemde savcıların yetkileri de kısıtlanıyor. Ayrıca yürütülen soruşturmalarda 'özgürlük hakimi' uygulamasına geçilecek. Buna göre tutuklama gibi özgürlüğü sınırlayıcı kararları davaya bakan hakimin dışında bir hakim verecek.

Önerge okunduğu sırada Genel Kurul'da yumruklaşmaya varan kavgalar yaşandı. CHP'liler sıra kapaklarına vurarak protesto ederken, BDP'li Hasip Kaplan katip üye Mine Beyaz'ın elinden zorla aldığı önergeyi duvara çarptı. AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Akış ile Kaplan yumruklaştı. Önerge, 01.30 sıralarında kabul edildi.

Özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasıyla ilgili günlerdir tartışılan ve kamuoyundan gizlenen önerge dün AK Parti tarafından Meclis'te açıklandı. Böylece milletvekilleri, değişikliğin içeriğinden görüşmelere az bir zaman kala bilgi sahibi olabildi. Mecliste kabul edilerek yasalaşan önergeye göre, 250. maddesiyle yetkili mahkemeler yürürlükten kaldırılıyor. Yeni yapının adı, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle yetkili mahkemeler olacak. Düzenlemeden Ergenekon ve Balyoz gibi mevcut davaların etkilenmemesi öngörüldü. Ancak bu davalara bakan hakimler, önlerindeki dosyalar bitmediği için yeni kurulan mahkemelerde görev alamayacak. Bu, terör ve örgüt davalarında uzun yıllardır birikim kazanan hakimlerin oluşturulacak yapıda devre dışı kalması anlamına geliyor.

Değişikliğin en dikkat çekici başlığını soruşturma için izin şartının getirilmesi oluşturuyor. Daha önce özel yetkili mahkemelerin görevlerine giren suçların tamamında 'sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun doğrudan soruşturma yapılacağı' hükmü bulunuyordu. Önerge, 'darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütü suçları görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş' olsa dahi cumhuriyet savcılarının izin almadan doğrudan soruşturma yapmasını getiriyor. Görevi sırasında çıkar amaçlı yolsuzluk, çete ve uyuşturucu gibi diğer suçlara karışan kamu görevlileri hakkında ise genel usul hükümlerine göre izin şartı gerekecek. Kamuoyunda özel yetkili mahkemelerde devam eden Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi davaların etkileneceği dolayısıyla büyük tepki vardı. AK Parti'nin verdiği önergeye göre, kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar özel yetkili mahkemelerde açılmış davalar kesin hüküm verilinceye kadar bu mahkemelerde görülecek. Bu davalarda yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilemeyecek. Yeni değişiklikteki hükümler bu davalarda da uygulanacak. Mevcut davalarda yargılanan kamu görevlisi hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiği gerekçesiyle durma veya düşme kararı verilemeyecek. Yeni dönemde özel yetkili mahkemelerin görevine giren suçlarda tutukluluk süresi yine 10 yıl olarak uygulanacak.

Kanunun getirdiği diğer en önemli hüküm, 'özgürlükler hakimi' denilen sistem. Mevcut sistemde arama, el koyma, yakalama, gözaltına alma, tutuklama ve iletişimin tespiti gibi koruma tedbirlerine ilişkin kararların özel yetkili ağır ceza mahkemesi üyesi veriyordu. Bu uygulamadan vazgeçilerek, sadece bu işlere bakmak üzere özgürlükler hâkimleri görevlendirilecek. Bundan sonra bu tür kararları bu hakimler verecek. İtirazlar da yine bu amaçla görevlendirilen diğer hâkimler tarafından karara bağlanacak.

HSYK kaynakları, mevcut özel yetkili mahkemelerdeki hakimlerin yeni sistemde yer almayacağını, ancak özellikle terör konusunda uzmanlaşmış savcıların tecrübesinden istifade edilmek üzere yeniden görevlendirileceğini kaydetti. Alınan bilgilere göre, Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarının da bulunduğu yaklaşık 22 bin davaya bakan bu hakimler, ellerindeki davaları bitirene kadar bu mahkemelerde görev yapacak. Ardından başka yerlere atanmaları gündeme gelecek.

Savcıların yetkisine tırpan

Özel yetkili savcılar, soruşturmanın gerekli kıldığı hâllerde suç mahalli ile delillerin bulunduğu yerlere giderek soruşturma yapabiliyordu. Bu hüküm yeni düzenlemede yok. Yeni sistemde savcı artık suç mahallinin bulunduğu yerdeki savcılığa talimat yazısı göndererek, gerekli işlemlerin yapılmasını isteyebilecek. Artık savcılar görev yaptığı ilin dışına çıkarak arama veya sorgu da yapamayacak. Bu durum örgüt suçlarında delile ulaşmada sıkıntıya yol açabilir. Danıştay saldırısıyla ilgili Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz, Ankara'ya gelerek Osman Yıldırım'ı cezaevinde sorgulamıştı. Bu sorgunun ardından ortaya çıkan deliller sonrası Yargıtay, Danıştay'a saldırı davasını Ergenekon davasıyla birleştirmişti. Düzenlemeyle, çıkar amaçlı yolsuzluk, çete ve uyuşturucu gibi suçlardan yargılanan kamu görevlileri için izin alınması gündeme gelecek. 28 Şubat, Muhsin Yazıcıoğlu, Uludere soruşturmalarına bakan savcılar yeni düzenlemeye göre yetkili savcılar görevlendirilene kadar soruşturmayı yürütmeye devam edecek. HSYK'nın aynı savcıyı özel yetkili kılması durumunda bu savcılar aynı soruşturmayı yürütebilecek. Aksi halde, görevlendirilecek yeni savcı soruşturmayı yürütecek.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1312062&title=ozel-yetkili-gitti-bolgesel-agir-ceza-mahkemeleri-geldi&haberSayfa=0



Örgütlü suçlarda 'izin almamak' istisna, izin almak kural oldu-HABER ANALİZ

BÜŞRA ERDAL
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun değiştirilmesiyle devlet memurlarının yargılanmasına 'izin' şartı getiriliyor. Yeni sistemde, örgütlü suçlara ilişkin 'izin almamak' istisna, 'izin almak' kural haline geliyor. Yani daha önce bu yetkiyi doğrudan kullanan savcılık ve mahkemeler, bundan sonra izin almak zorunda. Artık teröristlerle darbecileri aynı mahkemeler yargılayacak.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250, 251 ve 252'nci maddeleri günlerce süren tartışmanın ardından kaldırılıyor. Yeni düzenlemenin 'özel yetkili mahkemeler kalksa da yerlerine bölgesel terör mahkemeleri kurulacak' değerlendirmelerinin ötesinde neleri ortadan değiştirdiğine iyi bakmak gerekiyor. Çünkü 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10'uncu fıkrasına eklenen yeni düzenleme hukuk sistemi açısından bazı olumsuzluklar getiriyor. Bunun başında, "devlet memurlarına yargılama izni şartı" geliyor. Yeni sistemde, örgütlü suçlara ilişkin "izin almamak" istisna, "izin almak" kural haline geliyor. Yani daha önce bu yetkiyi doğrudan kullanan savcılık ve mahkemeler artık izin almak zorunda. CMK 250'de, darbe ve terör suçlarında MİT mensupları hariç izin şartı yoktu. Şu anda, çıkar amaçlı suç örgütleri, uyuşturucu faaliyetleri kapsamında açılan tüm soruşturmalarda devlet memurları, siyasiler için idari amirden izin istenecek.

Yeni kurulacak bölgesel mahkemelerin görevine girecek olan suçlar önergede yer alan TMK'nın 10'uncu maddesinde sayılıyor. Buna göre, Türk Ceza Kanunu'nun, "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302)", "Anayasayı ihlâl (madde 309)", "TBMM'ye ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine darbeye teşebbüs (maddeler 311-312)", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silâhlı isyan (madde 313), "Silâhlı örgüt (madde 314)", "Silâh sağlama (madde 315)" ve "Suç için anlaşma (madde 316)" başlıklı suçları için savcılık doğrudan harekete geçebilecek. Bu suçlara ilişkin şüpheliler devlet memuru olsa da savcılık izin alınmadan soruşturma yapacak. Yani darbe teşebbüsü ve terör suçlarında idari amirden izin şartı yok. Bu olumlu. Bunun yanında daha önce MİT Kanunu'na konulmuş izin istisnası bu maddeye de eklenmiş. MİT mensupları terör ve darbe suçu olsa da izin alınmadan yargılanamayacak. Yeni duruma göre, Ergenekon ve Balyoz başta olmak üzere mevcut süren davalar bu yasa değişikliğinden doğrudan etkilenmeyecek görülüyor. Bu davalara şu anki özel yetkili mahkeme hakimleri bakmaya devam edecek.

Ayrıca "örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu imal, ticaret suçu" ve "haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar"a ilişkin izin sistemi geliyor. Belediye başkanları, bürokratlar, askerler hakkındaki yargılamalarda idari amirden izin alınacak. Yine bu suçlardan askerî bölgede yapılacak arama yapılması durumunda Genelkurmay izin şartını öne sürebilir. Sadece suç üst hallerinde polis duruma el koyabilecek. HSYK, yeni kurulacak mahkemelere yeni hakimler ve savcılar atayacak. HSYK, şu anki özel yetkili savcıları bölgesel mahkemelerin savcısı olarak atarsa mevcut soruşturmalar açısından olumsuzluk ya da herhangi bir sorun ortaya çıkmaz. Ama savcılar değişirse süren soruşturmaların da el değiştirmesi gündeme gelecek. 28 Şubat soruşturması da bunlardan biri.

Öte yandan yasa çalışmasının 2. fıkrasında ilginç bir ifade var. Daha önce Yargıtay'ın ve Anayasa Mahkemesi'nin yargılayacağı kişiler CMK 250 kapsamında özel yetkili mahkemelerde yargılanamıyordu. Yeni çalışmada buna ek olarak bir istisna getirilerek, "Askerî mahkemenin görevlerine ilişkin hükümler" denilmiş. Askerî mahkemenin görevlerine giren yargılamalar, bölgesel mahkemelerin bakamayacağı davalar olarak belirtiliyor. Normal şartlarda bu ekin yapılmasına gerek yok. Askerî mahkemeler, zaten askerlerin askerlik görevleriyle ilgili suçlara bakıyor, darbe, terör, suç örgütü yargılaması yapmıyordu.

Yine düzenlemede dikkat çeken bir nokta da, TMK'nın kamuoyunda algılanış şeklini dikkate almaması. Darbe, terör ve suç örgütleri sanıklarını yargılayacak yeni mahkemeleri TMK kapsamına almak ne kadar doğru tartışmalı. Çünkü TMK her zaman özgürlükleri kısıtlayıcı yasa olarak görüldü. Birçok hatalı uygulamanın dayanağı oldu. Şimdi TMK'ya dayalı kurulan mahkemelere baştan önyargılı yaklaşılacak. Çete sanığı kişi, terör ihtisas mahkemesinde yargılanacak. Bu durum, mahkemelerin imajı açısından da sorun teşkil edebilir.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1312110&title=haber-analiz-orgutlu-suclarda-izin-almamak-istisna-izin-almak-kural-oldu


ÖYM'lerin kaldırılması CHP ve BDP'yi tatmin etmedi

Özel yetkili mahkemeleri kapsayan düzenleme CHP ile BDP'yi tatmin etmedi.

Özel yetkili mahkemeleri kaldıran önergenin AK Parti tarafından dağıtılmasının ardından genel kuruldaki görüşmelerde iktidar, özellikle iki parti tarafından eleştirilerin hedefi oldu. MHP ise değişiklik önergesine tepki vermedi ama uzun tutukluluk sürelerine dikkat çekti.

CHP ise önergeyi, "Değişen hiçbir şey yok." sözleriyle eleştirdi ve önerge ile yapılan tek değişikliğin Başbakan'ın kendi adamlarını korumaktan ibaret olduğunu ileri sürdü. CHP'li Dilek Akagün Yılmaz, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını beklerken aynı nitelikte bir değişiklik yapıldığını söyledi ve "Artık ÖYM'lerle kardeş oldunuz. Daha toplamanız gerekenler var. Dalga dalga almanız gerekenler var. Ancak biz yargının bağımsızlığı konusunda mücadele vermeden vazgeçmeyeceğiz." ifadesini kullandı. CHP'li Ali Rıza Öztürk de, "Sadece hukuku sen mi biliyorsun? Bizi hukuk bilmiyor mu zannediyorsunuz? Aynı maddelerle devam ediliyor." tepkisini gösterdi. BDP Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan da yeni kurulacak mahkemelerle özel yetkili mahkemelerin arasında hiçbir farkın olmadığını ileri sürerek "Al birini vur ötekine... Ancak biz bu mahkemelerin dibine kibrit suyu dökene kadar militan demokratik muhalefetimiz sürecek." dedi.

Ergin: Sözümüzün arkasındayız

Genel Kurul'daki görüşmeler sırasında gelen tepkilere cevap veren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, önerge ile bugüne kadar verdikleri sözlerin arkasında durduklarını gösterdiklerini vurguladı. Ergin, şunları kaydetti: "Bu konu ne zaman gündeme gelmiş ise AK Parti sözcüleri, bakanlarımız şunları söylemişlerdir: Özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız bu bir. Bunu kaldırırken devam etmekte olan davalar etkilenmeyecek demişiz bu iki. Terörle mücadelemize zarar verecek adımlar atılmayacak demişiz bu üç. Darbe ve darbe girişimiyle ilgili mücadelemize zarar getirecek bir adım atılmayacak demişiz bu dört. Uyuşturucu ve çetelerle mücadeleye ilişkin maddelerde bir zafiyet oluşturmayacak demişizdir bu beş. Düzenleme tam da sözümüzün arkasında olduğumuz bir düzenlemedir."

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1312063&title=oymlerin-kaldirilmasi-chp-ve-bdpyi-tatmin-etmedi

Soldierheart

Yusuf bey yasalaşması benim silahlı tehtit kamu davama bir getirisi götürüsü olur mu? Suç olmaktan çıkıcak falan diyorlardı da.

Avukat

Alıntı YapYusuf bey yasalaşması benim silahlı tehtit kamu davama bir getirisi götürüsü olur mu? Suç olmaktan çıkıcak falan diyorlardı da.

Ben Kanun metninde Türk Ceza Kanunu'nun 106. maddesinde belirtilen suçla ilgili verilecek cezayı etkileyecek herhangi bir düzenleme göremedim. Dolayısıyla sorunuzun cevabı olumsuzdur. Kanun metnini siz de aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz. Kolay gelsin...

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k6352.html

Avukat

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM'nde kabul edilen 3. yargı paketine onay verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunu onaylayarak, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever, ''3. Yargı Paketi'' ile ilgili olarak, ''Sayın Cumhurbaşkanımız adı geçen kanunu, 'tutukluluğa neden olan koşulları biraz daha ağırlaştırdığı, şartlı tahliyelerin erkene alınmasına zemin hazırladığı ve mağduriyetleri azalttığı' gerekçesiyle beklemeden onaylama kararı almıştır'' dedi. Sever, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''3. Yargı Paketi'' olarak adlandırılan 6352 sayılı kanunu, ''tutukluluğa neden olan koşulları biraz daha ağırlaştırdığı, şartlı tahliyelerin erkene alınmasına zemin hazırladığı ve mağduriyetleri azalttığı'' gerekçesiyle beklemeden onaylama kararı aldığını ifade etti.

Sever, ''Sayın Cumhurbaşkanımız, kanuna ilişkin inceleme daha önce TBMM aşamasında başlatıldığı için beklemeye gerek duymamıştır'' dedi.

http://www.haber7.com/siyaset/haber/899081-gul-3-yargi-paketini-onayladi