Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

01 Kasım 2024, 03:36:19

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,219
  • Latest: sezai04
Stats
  • Toplam İleti: 8,881
  • Toplam Konu: 4,415
  • Online today: 108
  • Online ever: 648
  • (29 Eylül 2024, 09:37:03)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 38
Total: 38

Gül ve Erdoğan bu adamı iyi izlemeli, Prof. Dr. Osman Özsoy, Haber7.com

Başlatan kilimanjaro, 26 Mayıs 2009, 01:54:52

« önceki - sonraki »

kilimanjaro

O bir zamanlar ayakkabı boyacısıydı. Sokağın nabzını iyi kavradı.

Ülkesinin kaderi haline gelen yoksulluk ve üst üste yaşanan krizlerin nedenleri konusunda kafa yordu. Sonunda şifreyi çözdü.

Ülkenin içinde bulunduğu vahim durumun, uzun yıllar boyunca devleti yöneten "vasat insanların" ortaya çıkardığı bir fatura olduğuna kanaat getirdi.

Bir tespiti çok önemliydi: Hükümetler kim için var olduklarını bilmeliler ve politikalarını o önceliğe göre belirlemeliydiler. Hükümet zenginlerin değil, öncelikle yoksul kesimler için var olmalıydı. Çünkü zenginler zaten işin yolunu bulmuşlardı. Önemli olan geniş yoksul kesimlerin elinden tutmaktı.

Bu düşüncelerle, gidişatı durdurmak ve ülkesindeki yoksulluğu bitirmek için en tepeye çıkmak gerektiğini anladı ve gün geldi ülkesinde cumhurbaşkanı oldu.

Sözünü ettiğimiz kişi, resmi bir ziyaret için birkaç gündür ülkemizde bulunan Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva'dan başkası değil.

Da Silva'nın NTV'de ayınlanan röportajını izlerken, ülkesini batık bir devletten IMF'e borç veren bir ülke konumuna nasıl geldiklerinin ipuçlarını öğrendik.

Röportaj sırasında Da Silva'nın beden dilini, kıyafetini ve içinde bulunduğu ruh halini gözlemledim. Yıkıntı halindeki bir ülkenin enkazı üzerinde puro tüttüren, içinden çıktığı çevrelerden kopuk, tuzu kuru bir papyonlu gibi değil, ütüsüz pantalonu, mutevazi kıyafeti ile, saray havasının bile bozamadığı "bu ülkenin hali ne olacak" sorusuna cevap arayan sokaktaki insanın devletin tepesinde sorumluluk üstlenmiş bir duruşu vardı.

Da Silva, Latin Amerika'nın en önemli politikacılarından biri. 1945 yılında yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Doğru dürüst bir eğitim görmedi. 12 yayındayken iş hayatına sokaklarda ayakkabı boyarak başladı. Hani derler ya hayat mektebinden mezun, o da tıpkı öyleydi. Zaman içinde sendika liderliğine yükseldikten sonra 1980 yılında politikaya atıldı.

Solcu İşçi Partisi lideri olan Lula, 1986 yılında parlamentoya girdi. 2002 ve 2006'da olmak üzere, iki kez ardı ardına cumhurbaşkanı seçildi. Halkın kendisine gösterdiği yoğun destek hala sürüyor.

NTV sunucusunun, "kendinizi nasıl tanımlarsınız? Sosyalist misiniz, sosyal demokrat mısınız, popülist misiniz, pragmatist misiniz?" sorusuna verdiği cevap çok anlamlıydı. Şöyle dedi: "Bir devlet başkanının alnında etiket olamaz. Ben bütün Brezilyalılar için Brezilya'yı yönetiyorum..."

Ömrünü IMF politikalarına muhalif olarak geçirmiş, sokaklarda bu konuda elinde pankart ve dövizler gezdirmiş biri olarak IMF ile bir masa oturamazdım diyen Da Silva, ülkesini IMF cenderesinden nasıl kurtardıklarını da anlattışunları söyledi:

"...Her şeyden önce politik ekonomi açısından bir büyü yok. Mali politikalarda çok ciddi bir tutum ortaya koyduk. Harcamalarımızı çok ciddi bir şekilde tanımladık ve önceliklerimizden biri refah alanıydı. 20 milyon Brezilyalıyı yoksulluktan orta sınıfa çıkardık. Biz artık IMF'den borç alan değil, IMF'ye borç veren ülkeyiz. Bugün rezervlerimizde önemli miktarda para var. Hiçbir kuruma borcumuz yok.

IMF'nin o zamanki başkanına borcumuzu ödemek istediğimizde; "Yok yok! Brezilya'da kalsın o para, gerek yok vermenize" dediler. 'Siyasi karar verme sürecine yabancı müdahaleleri kabul etmiyoruz. Biz tek taraflı olarak IMF kredilerini ödeme kararı aldık ve ödedik. Artık borçlu değiliz ve aksine biz bugün kredi sağlayabiliyoruz. IMF direktörünün Brezilya'nın artık IMF'den para almaya ihtiyacı yok dediğinde nasıl şaşırdığını hatırlıyorum. Biz IMF'ye bugün en az gelişmiş ülkelere kredi vermesi için kredi veriyoruz.

Ben hayatım boyunca "IMF dışarı!" pankartları taşıdım. Nasıl IMF ile çalışabilirdim? IMF bu ülkelere borç vermeli, ama o ülkenin ekonomi politikasına ülkeyi yönetenler karar vermeli. Biz artık IMF'nin bizim ulusal ekonomimize müdahale etmesine izin veremeyiz. IMF yetkililerinin bizim bakanlarımıza talimatlar vermesini istemiyoruz.

Çalışmalarımızla 106 bin istihdam alanı yarattık. Şimdi çok daha iyi bir durumdayız. Brezilya artık bağımsız olmayı öğrendi. Brezilya hiçbir ülkeye bağımlı değli. Hiçbir ülkeye karşı çıkmak istemiyoruz. Ama ikinci sınıf ülke olmak da istemiyoruz. Eşitlik istiyoruz."

Hükümet yoksulları kollamalı...

Da Silva önceliklerini de şöyle sıraladı:

"...Brezilya'da bizim önceliğimiz, ülkemizdeki yoksullara yardım etmekti. 11 milyon yoksul aileye ulaştık. En uzak yerlere bile elektrik taşıdık. Asgari ücretin yükseltilmesi için çalıştık. 2013'e kadar 203 milyar dolarlık yatırımlar yapılacak. Özel düşük faizli kredi yarattık. Toplumda ihtiyaç duyan kesimlere yardım ettik. Hükümet zengin değil, yoksul kesimler için var olmalı. Çünkü devlete esas ihtiyacı olan yoksul kesimler. Brezilya'nın gerçekleştirdiği büyüyü herkes gerçekleştibilir. Önemli olan bu politkaları uygulamak. Türkiye de bunu gerçekleştirebilir."

Da Silva'ya gezisi sırasında bazı bakanları ve çok sayıda Brezilyalı işadamı eşlik ediyor. Brezilya heyetinin Türkiye'nin ardından Suudi Arabistan'a geçecek.

Başarılı belediyelerimizden birinin, "çalışınca oluyor" şeklinde güzel bir sloganı vardı. Brezilya çalıştı ve başardı.

Da Silva diyor ki; "Dünyadaki pek çok ülke büyümeye başladı. Çin, Hindistan ve Türkiye önemli rol oynuyor. Bu yüzden Türkiye dünya politikalarında çok daha fazla söz sahibi olmalı."

Bugün aslında farklı bir konuyu yazmak istiyordum. Fakat bazı medya gruplarının  ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin IMF ile anlaşma yapılması konusundaki ısrarcı yaklaşımlarını görünce, Brezilya örneğine dikkatleri çekmek istedim.

Brezilya Devlet Başkanı Da Silva Türkiye'nin konumunu önemsiyor ve bazı önerilerde bulunuyor. Dilerim yetkililer, "madem onlar başarmış, biz neden başaramayalım ki..." diye düşünürler ve içişlerimize müdahale anlamına gelen IMF kredilerine boyun eğmezler ve ülkemizi bu paraya muhtaç duruma düşürmezler.

Siyasetin yeniden harmanlanma sürecine girdiği şu konjonktürde Brezilya örneğine tüm ilgililerin dikkatini çekmek istiyorum.

Kendinize, ülkenize ve insanınıza güveniniz.

(Röportajın tamamını buradan izleyebilirsiniz: http://video.ntvmsnbc.com/Default.aspx?QueryStringValue=58585858585853456435297572776530536430865373736530536430335835586539627480113463848067401437)

Prof. Dr. Osman ÖZSOY -  Haber7.com

http://www.haber7.com/haber/20090522/Gul-ve-Erdogan-bu-adami-iyi-izlemeli.php
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.

kilimanjaro

Luiz Inácio Lula da Silva (d. 27 Ekim 1945 Caetés, Brezilya) Brezilyalı politikacı. 2002'de Brezilya Devlet Başkanı seçildi. 1 Ocak 2003'te devlet başkanlığı görevini devraldı. Lula, Brezilya İşçi Partisi'nin (Partido dos Trabalhadores, PT) kurucusu üyesidir. Portekizce'de Kalamar anlamına gelen "Lula" takma adını daha sonradan resmi adına dahil etmiştir.

Lula 1974'ten bu yana Marisa Letícia ile evlidir ve beş çocuk sahibidir.

Gençlik
Lula da Silva Pernambuco eyaletinin Caetés kentinde doğdu. 1952'den itibaren São Paulo'da büyüdü. Sekiz çocuklu Aristides Inácio da Silva ve Eurídice Ferreira de Mello çiftinin yedinci çocuğuydu. Yoksulluktan dolayı okula çok az gidebildi ve 12 yaşından itibaren ayakkabı boyacılığı, postacılık, çamaşırhane işçiliği gibi çeşitli işlerde çalıştı.

Daha sonra bir metal fabrikasında çalışmaya başladı ve metal işçiliği eğitimi gördü. 1966'dan sonra São Bernardo do Campo'da büyük bir metal işletmesinde çalışmaya başladı.

Sendikacılık ve politikaya giriş
Kardeşi üzerinden sendika hareketine katılan Lula, 1969'da metal işçileri sendikasının bölge grubu başkanı seçildi. 1975 yılında % 92 oy alarak sendika başkanı oldu ve 100.000 işçiyi temsil etmeye başladı.

1970'lerden itibaren Lula aralarında büyük çaplı grevlerin de olduğu sendika faaliyetlerinin örgütlenmesinde yer aldı. Tutuklandı, bir ay tutuklu kaldı. Grevlerin başarısızlığı üzerine başka sendikacılar, aydınlar ve toplumun farklı kesimlerinin temsilcileriyle birlikte 10 Şubat 1980'de İşçi Partisi'ni (Partido Trabalhadores, PT) kurdu. PT daha 1982 yılında ülkenin geniş kesimine yayıldı ve 400.000 üyeye ulaştı.

1986 yılında Lula Brezilya kongresine seçildi. Yeni sivil anayasanın hazırlanmasına aktif olarak katılan PT bu sayede işçi haklarıyla ilgili önemli kazanımlara anayasayal güvenceye almayı başardı. Ancak toprak mülkiyeti gibi konularda aynı başarıyı gösteremedi. 1989 yılında Lula PT'nin adayı olarak sosyalist bir programla başkanlık seçimlerine katıldı. Ancak özellikle sermaye çevrelerinin karşı çıkması sonucu seçilemedi.

Daha sonra yapılan bütün başkanlık seçimlerine Lula da katıldı. 2002 yılındaki seçim kampanyasında işçi imajını değiştirerek ilk defa takım elbise giydi. Ayrıca Brezilya'nın dış borçlarını ödememesi gerektiğine yönelik taleplerini vurgulamaktan vazgeçti. Bunun yerine programında açlık ve yoksullukla mücadele ve daha iyi eğitim olanakları ön plana çıktı. Ayrıca sermeye çevreleriyle de yavaş yavaş güven ilişkisi geliştirmeye başladı. Bunu Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) güvenini kazanması izledi.

Başkanlık
27 Ekim 2002 yılında yapılan ikinci tur seçimlerini Lula Brezilya Sosyal Demokrat Partisi ((Partido da Social Democracia Brasileira - PSDB) adayı José Serra'ya karşı başarıyla tamamladı ve 1995'ten beri başkanlık görevinde bulunan Fernando Henrique Cardoso'nun yerine Brezilya devlet başkanı oldu.

Aynı zamanda Mato Grosso valisi olan ve Greenpeace'in Brezilya'daki yağmur ormanlarının tahrip edilmesinden sorumlu tuttuğu sanayici Blairo Maggi gibi isimlerle yakınlığı yüzünden çokça eleştirilen Lula 2006 yılında yapılan seçimlerde rakibi sosyal demokrat Geraldo Alckmin'e karşı yeniden başarılı olarak başkanlık görevini sürdürdü.

Özellikle toplumun yoksul kesimlerinden destek bulan Lula da Silva'nın göreve geldiği 2002 tarihinden bu yana Brezilya toplumunda yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı %40'dan %20'ye geriledi.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Luiz_In%C3%A1cio_Lula_da_Silva
Yasal haklarınızı en üst seviyede koruyup kullanabilmeniz için önemli gördüğünüz konularda mutlaka profesyonel destek almanız, bu anlamda bir avukatla anlaşmanız kesinlikle tavsiye edilir.