Haberler:

deneme

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - webmaster

#1
Üzgünüm ancak bu seçenekler artık geçerli değil. Dev menülere alışmak zorundayız.
#2
1965 yılında vefat eden bir erkeğin, evlilik dışı ilişkiden olan çocuğunun babasının mirasçısı olup olamayacağı meselesi, miras hukukunda *soybağı* ve *tanıma* gibi kavramlarla yakından ilgilidir.

Öncelikle, miras hukukuna göre bir çocuğun babasının mirasçısı olabilmesi için o kişinin hukuken babası olarak tanınması gerekir. Bu tanıma süreci, çocuğun evlilik içinde doğmuş olması, babanın çocuğu tanıması veya babalık davası gibi yollarla gerçekleşebilir. Ancak 1965 yılından bahsedildiği için, o dönemdeki hukuki düzenlemelere ve mevcut haklara bakmak gerekmektedir.

1. 1965 Yılındaki Hukuki Durum
1965 yılında yürürlükte olan Türk Medeni Kanunu, o dönemde evlilik dışı doğan çocukların babalarının mirasçısı olabilmesi için bazı koşullar öngörmüştür. O dönemki kanunlar çerçevesinde, evlilik dışı bir çocuk ile baba arasında *soybağı* kurulmamışsa, çocuk otomatik olarak babasının yasal mirasçısı olamaz. Ancak, baba çocuğu *tanımış* ya da *babalık davası* yoluyla soybağı kurulmuşsa, bu durumda çocuk, babasının mirasçısı olabilir.

2. Tanıma
Eğer vefat eden baba, evlilik dışı ilişkiden olan çocuğunu resmi olarak tanımışsa, çocuk mirasçı sıfatı kazanır. Tanıma işlemi, baba tarafından resmi bir makam önünde (noter, nüfus idaresi veya mahkeme) yapılmış olabilir. Tanıma gerçekleştiğinde çocuk, babasının diğer yasal çocukları ile aynı miras haklarına sahip olur.

3. Babalık Davası
Eğer çocuk tanınmamışsa, baba hayatta iken ya da ölümünden sonra miras paylaşımı aşamasında çocuğun babalık davası açma hakkı vardır. 1965 yılındaki düzenlemelere göre de babalık davası açılabilir ve bu dava sonucunda çocuğun babanın çocuğu olduğu tespit edilirse, mirasçı sıfatı kazanır. Ancak, babalık davası açmak için kanunda belirtilen süreler dikkate alınmalıdır. O dönemdeki Medeni Kanun'a göre, babalık davası belirli sürelerde açılmalıdır; bu sürelerin dolması halinde dava açma hakkı düşer.

4. Mirasçılık Hakkı
Evlilik dışı ilişkiden olan çocuk, yukarıda belirtilen tanıma ya da babalık davası süreçlerinden birini başarıyla tamamlamışsa, diğer yasal mirasçılarla eşit şartlarda mirastan pay alabilir. Örneğin, çocuk hukuken tanınmış ya da babalık davası ile soybağı kurulmuşsa, yasal miras hakkına sahip olur ve terekede babanın diğer çocuklarıyla eşit oranda hak sahibi olabilir.

5. Durumun Değerlendirilmesi
- Eğer baba çocuğu tanımamış ve çocuk babalık davası da açmamışsa, mirasçılık hakkı bulunmayacaktır. Ancak ölümden sonra miras paylaşımı esnasında çocuk, babalık davası açarak soybağını ispat edebilir ve mirastan hak talep edebilir.
- Çocuk tanınmış veya babalık davası sonucunda soybağı kurulmuşsa, 1965 yılında vefat eden babanın mirasçısı olarak mirastan pay alabilecektir.

6. Özel Durumlar
- Eğer miras paylaşımı yapılmışsa ve çocuk soybağını ispat edememişse, dava açarak geriye dönük haklarını talep edebilir. Bu durumda, miras paylaşımına konu edilen terekenin yeniden değerlendirilmesi gerekebilir.
 
Sonuç olarak, evlilik dışı bir çocuğun mirasçı olabilmesi için soybağı kurulmuş olmalıdır. Bu, tanıma yoluyla ya da babalık davası ile gerçekleşebilir. 1965 yılındaki hukuki duruma göre de çocuk bu yollarla babasının mirasçısı olabilir. Mirasçılık iddiasında bulunan kişi, miras paylaşımından önce soybağını ispat etmek zorundadır.
#3

Bu durumda izleyebileceğiniz hukuki yol şu şekilde olabilir:

1. Tespite Dayalı Dava: Öncelikle, sahte imza ve sizin adınıza yapılan sahte kira sözleşmesinin hukuken geçersizliğini ortaya koymak için, tespit davası açmanız faydalı olacaktır. Bu dava ile, kiracılara verilen sahte kira kontratındaki imzanın size ait olmadığını tespit ettirip, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu kanıtlayabilirsiniz. Mahkeme, bu sözleşmeyi inceleyerek imzanın sahte olduğunu belirlediğinde, kiracılar bu sözleşmeyi hukuki dayanak olarak kullanamayacaktır.

2. Fuzuli İşgal Davası: Sahte kontratın geçersizliği tespit edildikten sonra, evde haksız olarak oturmaya devam eden kişiler hakkında fuzuli işgal davası açabilirsiniz. Bu dava ile, evin haksız işgal edildiğini iddia ederek tahliyelerini talep edebilirsiniz. Fuzuli işgalde, kiracı sıfatı bulunmayan kişilerin mülkünüzü hukuka aykırı olarak kullanması söz konusudur.

3. Ecrimisil Talebi: Ayrıca, evde hukuka aykırı olarak oturan kişilerden, evin işgal edildiği süre boyunca evi kullandıkları için ecrimisil (haksız işgal tazminatı) talep edebilirsiniz. Bu, işgal edilen dönemdeki kira bedeli gibi hesaplanır ve mülkünüzü izniniz dışında kullanmalarından dolayı uğradığınız zararların karşılanmasını sağlar.

Sonuç olarak, önce sahte kontratın geçersizliği için tespit davası açmanız ve ardından fuzuli işgal davasıyla evin tahliyesini talep etmeniz hukuki olarak doğru bir yol olacaktır. Evi boşaltmadıkları süre için de ecrimisil talep edebilirsiniz.
#4
Bu durumda, yer gösterme belgesini imzaladığınız emlakçı, sizden hizmet bedeli talep edebilir. Ancak, bu talebin haklı olup olmadığını değerlendirirken bazı unsurlara dikkat etmek gerekir:

1. Yer Gösterme Belgesi: Emlakçıya imzaladığınız belgenin niteliği önemlidir. Eğer sadece "yakıt parası" adı altında bir belge imzaladıysanız, bu belgeye dayalı olarak sizden komisyon talep edilmesi pek mümkün değildir. Ancak, yer gösterme belgesi adı altında imzaladıysanız, emlakçı sizinle ilk temas kuran kişi olduğu için satış gerçekleşmese bile komisyon hakkı talep edebilir. Yine de belgede hangi şartlarla hizmet bedeli talep edilebileceği belirtilmiş olmalıdır.

2. Emlakçının Rolü: Satış sürecinde emlakçı, size doğru bir hizmet sunmamış ve sizi satıcı ile buluşturmamışsa, bu durumda emlakçının komisyon talebi tartışmalı hale gelir. Çünkü komisyon talebi için emlakçının, satışın gerçekleşmesinde aktif bir rol oynamış olması beklenir. Emlakçı sizi satıcı ile karşılaştırmamış, tekliflerinizi iletmemiş ve geri dönüş yapmamışsa, emlakçının hizmetini tam olarak yerine getirmediği söylenebilir.

3. Satıcının Beyanı: Satıcı, emlakçıya komisyon ödemeyi kabul etmediğini söylemişse, bu da emlakçı ile yapılan anlaşmanın geçerli olmadığını gösterebilir.

Sonuç olarak, emlakçı size bir talepte bulunursa, yer gösterme belgesini ve emlakçının hizmet süreçlerini göz önünde bulundurarak talebe itiraz edebilirsiniz. Bu durumda, sözleşme şartlarına ve emlakçının size sağladığı hizmetin niteliğine bakmanız önemlidir. Hukuki bir sorunla karşılaşmanız durumunda bir avukata danışarak haklarınızı daha iyi koruyabilirsiniz.
#5
Hayır, durum bu kadar basit değil. Mal rejimi davalarında, özellikle boşanma sonrası mal paylaşımı yapılırken, eşlerin evlilik süresince edindikleri mallar üzerinde hakları *katkı oranı* temelinde belirlenir. Bu durumda, evin tapusu üzerine olmayan eşin kazanacağı miktar, yalnızca ödenen kredi miktarına değil, evin toplam değeri, boşanma tarihindeki kredi durumu ve evlilik süresince yapılan katkılar dikkate alınarak hesaplanır.

Eğer bilirkişi evin değerini 10 bin TL olarak belirlerse ve kredi ödemelerinin sadece %20'si ödenmişse, evin kredi ile ödenmeyen kısmı da hesaba katılır. Evin tapusu üzerine olmayan eş, evin değerine yaptığı katkı oranında hak sahibi olur. Bu durumda, sadece ödenen kredi tutarına değil, evlilik sürecinde evin değer artışına da katkıda bulunmuşsa, bu da hesaba katılır.

Sonuç olarak, hak kazanacağı miktar doğrudan 2000 TL olarak belirlenmez, katkı oranı ve değer artışı dikkate alınarak hesaplanır.
#6
Bu durumda sonradan ortaya çıkan kişinin promosyon paylaşımı düşüncesi hukuken geçerli değildir. Çünkü çekilişe katılım hakkı, ürün ambalajında yer alan şifre/kodu SMS, internet veya mobil uygulama üzerinden bizzat katılımcı tarafından gönderilerek kazanılmıştır. Dolayısıyla, çekilişi kazanan asıl katılımcı, kampanyaya katılım şartlarını yerine getiren kişidir ve büyük hediyeyi kazanma hakkı ona aittir. Ürün ambalajı sadece kampanya şartlarının bir parçası olarak ibraz edilmesi gereken bir nesnedir, mülkiyet hakkı değil.

Sonradan ortaya çıkan kişi ise, yerde bulduğu ambalaj üzerinden herhangi bir hak iddia edemez. Çünkü o kişi, ambalaj üzerindeki şifreyi kullanarak çekilişe katılmamıştır. Bulduğu ambalaj, ona kampanyaya katılım ya da ödül üzerinde herhangi bir yasal hak tanımaz. Aksine, kazandıran ambalajın ibraz edilmesiyle ödül sahibinin belirlenmesi şartını fırsatçılık amacıyla kullanmaya çalıştığı düşünülebilir. Bu durumda, asıl talihlinin bu kişiye herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır ve tehditle mal paylaşımı talebi hukuki olarak geçersizdir.

Asıl talihli, ambalajı bulduğunu iddia eden kişiye karşı hukuki yollarla ambalajın ibrazı ve ödül hakkı için destek talebinde bulunabilir ya da durumu çekilişi düzenleyen firmaya bildirebilir. Firma, kampanya şartlarına göre karar verecektir, ancak ortaya çıkan kişinin şantaj niteliğindeki taleplerini dikkate almak zorunda değilsiniz.
#7
1. Evet, normal şartlarda hakkınızda karakola yapılan bir şikayet varsa, ifadeye çağrılmanız gerekebilir. Bu çağrı genellikle kolluk kuvvetleri aracılığıyla yapılır. Resmi bir çağrı yapılmadan sadece bir avukatlık bürosu aracılığıyla arabuluculuk süreci başlatılması şüpheli olabilir.

2. İfade alınmadan doğrudan arabuluculuk süreci başlatılması olağan değildir. Arabuluculuk, genellikle hukuki bir dava açılmadan önce tarafların uzlaşması amacıyla başvurulan bir yöntemdir, ancak bunun yasal olarak başlatılabilmesi için genellikle önce resmi bir süreçten geçmeniz gerekir.

3. Evet, bulunduğunuz şehirdeki karakola ya da savcılığa başvurarak hakkınızda yapılan herhangi bir şikayet olup olmadığını sorgulatabilirsiniz. Eğer bir şikayet varsa, bu konuda bilgi alabilirsiniz ve duruma göre hukuki süreci takip edebilirsiniz.
#8
Öncelikle, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi kapsamında yapılan uygulamalarda, belediyeler, arazi düzenlemeleri sırasında herkesten eşit oranda kesinti yapabilir. Ancak, sizin kaybınızın 125 m² olduğunu ve arazinizin biçimsiz hale geleceğini ifade ediyorsunuz. Bu durumda, öncelikle yapılan kesintinin oranının yasal sınırlar içinde olup olmadığını kontrol etmek önemlidir. Kesinti oranı, İmar Kanunu'na göre %40'ı aşmamalıdır.

Size önerilen yeni parselin, imar planı açısından yapılaşmaya uygun olup olmadığını, altyapı ve yol durumunu da incelemelisiniz. Ayrıca, belediyenin size önerdiği çözümle maddi kayba uğrayıp uğramadığınızı değerlendirmek için yeniden bir ekspertiz raporu alabilir ve dava açma yoluna gidebilirsiniz. Hakkınızda yapılacak olan imar uygulamasının size önerilenle uyumlu olup olmadığını anlamak ve mülkiyet haklarınızı korumak amacıyla bir itiraz dilekçesi vererek süreci takip etmenizde fayda var. Eğer sonuç alamazsanız, idari yargıda iptal davası açma hakkınız bulunmaktadır.
#9
Bir konutun ekspertiz değeri, taşınmazın mevcut piyasa koşulları, konumu, fiziksel durumu ve emsal değerler gibi kriterler esas alınarak belirlenir. İpotek, konutun üzerinde bir hak olarak bulunsa da, bu durum ekspertiz değerini etkilemez. İpotek, yalnızca mülkün sahibinin borçlu olduğu ve bu borcun teminatı olarak mülkün gösterildiği anlamına gelir.

Yani, ekspertiz raporu hazırlanırken konutun teknik ve ekonomik özellikleri değerlendirilir; ipotek ise taşınmazın mülkiyeti ile ilgili bir durumdur. İpotek varlığı, alım-satım işlemleri sırasında devredilecek hakların niteliğini etkileyebilir, ancak mülkün piyasa değerine doğrudan bir etkisi yoktur. Borcun durumu ve ipotek, mülkiyet devri sırasında bankanın haklarını korumak için dikkate alınır, fakat bu hukuki ilişki ekspertiz değerine yansımaz.
#10
"Shutter priz" terimi, elektrik prizlerinde kullanılan bir güvenlik özelliğini ifade eder. Aynı zamanda çocuk korumalı priz olarak da anılır. Bu tip prizlerde, prizin iç kısmında bulunan yuvaları kapatan otomatik bir güvenlik kapısı veya menteşe bulunur. Bu kapı, prizin içine yabancı cisimlerin girmesini engelleyerek elektrik çocuklar veya diğer kişiler için güvenli hale getirir.


Shutter prizler, özellikle evlerde küçük çocukların kazara prizlere yabancı cisimleri sokmasını önlemek amacıyla kullanılır. Kapı, bir priz yuvasına bir şey sokulmadığı sürece kapalı kalır. Prizi kullanmak istediğinizde, prizdeki yabancı cisim (genellikle bir prize takılmış bir fiş) kapıyı açar ve yuvalara erişim sağlar. Bu tasarım, elektrikli cihazların güvenli bir şekilde kullanılmasını ve kazaların önlenmesini amaçlar.

Çocuk korumalı priz(shutter priz) örnekleri:

shutter priz 2.jpgshutter priz 1.jpg

Başlıca faydaları
  • Elektrik çarpması riskine karşı koruma sağlaması nedeniyle çocuklar için daha fazla güvenlik sağlar.
  • Çocuk koruması kullanımda zorluğa neden olmaz ve prizin şeklini değiştirmez.
Başlıca özellikler
  • Koruma sadece deliklere paralel bir basınç uygulandığında açılmaktadır. Yani fiş takıldığında.
  • Sonradan takılan korumalar kullanışlı değildir ve VDE standartlarına uymaz.
  • Koruma prizin içerisinde ulaşılamayacak yerde olduğu için çıkarılamaz.


#11
Chrome 2023 yılında görünümünde bazı değişiklikler yaptı. Ancak bu değişikliklerin bazıları kullanıcıları üzdü.

Chrome'da web sayfası içinde sağ tıklandığında açılan menüdeki (content menu) satırların yüksekliği çok arttırıldı ve sayfaya sığmaz oldu.

Yer imleri klasör simgeleri sarı klasör simgelerinden siyah çerçeveli içi boş klasör simgelerine dönüştü. Bu saçmalığı düzelmek için yapmanız gereken tek şey
chrome://flags/#chrome-refresh-2023 adresine gidip aktiflik durumunu "Disabled" yapmak.

chrome flags 2023 menu fix.png
#12
Öncelikle, hatırlatmak isterim ki bu platformda sağlanan bilgiler genel bilgilerdir ve hukuki danışmanlık niteliği taşımaz. Konuyla ilgili kesin ve güvenilir bilgi almak için bir avukata başvurmanız önemlidir. Ancak, genel bilgiler doğrultusunda size yardımcı olmaya çalışabilirim.

Boşanma davaları oldukça karmaşık olabilir ve durumlar davadan davaya farklılık gösterebilir. Ancak, genel olarak ortaklığın giderilmesi davalarında, mahkeme mevcut mal varlığını adil bir şekilde paylaştırmaya çalışır.

Eşinizin evlenmeden önceki evinin yarısını satış yoluyla aldıysanız, bu malın ortak mülkiyetinde bir paya sahip olabilirsiniz. Ancak, bu durumun netleşmesi için mahkemede delillerin sunulması ve hukuki sürecin tamamlanması gerekecektir.

Eşinizle olan diğer meselelere de dikkat etmek önemlidir. Tedbir davası, mahkemenin bir tarafın diğerine zarar vermesini önlemek amacıyla aldığı geçici bir karardır. Mahkeme, davanın sona ermesine kadar geçerli olan bu tedbirleri alma yetkisine sahiptir.

Davanın sonlanması, mahkemenin incelemesi, tarafların savunmaları, delillerin değerlendirilmesi ve nihai kararın verilmesi gibi adımları içerir. Ancak, her dava özeldir ve tam olarak ne kadar süreceği konusunda kesin bir tahminde bulunmak zordur.

En iyi çözüm, bu süreçte bir avukatla işbirliği yapmaktır. Avukatınız, sizin özel durumunuzla ilgili daha ayrıntılı bilgi sağlayabilir ve sizi bu hukuki süreçte yönlendirebilir.
#13
'Casus' adlı yazılım programıyla telefonunuz kapalıyken bile dinleniyor olabilir.

Telefona yüklenen bir yazılım telefonu kapalı gibi gösteriyorsa olabilecek bir şey. Telefon gerçekten kapalıyken herhangi bir dinleme mümkün değildir. 
#14
Öncelikle yazı yazarken noktalama işaretlerini kullanmayı öğrenmeniz gerekiyor.

Bu durumda atılacak adımlar şunlar olabilir:
Mahkeme evraklarını inceleyerek harç parasının ödenip ödenmediğini kontrol edin. Eğer harç ödenmemişse, bu durumu düzeltmek için gerekli ödemeyi yapmalısınız.

Duruşma Gününü Takip Edin:

  • Avukatınızın sizinle paylaştığı duruşma günlerini takip edin. Duruşma günleri hakkında bilgi almak için adliyeye doğrudan başvurabilir veya avukatınız aracılığıyla öğrenebilirsiniz.

Mahkeme Evraklarını İnceleyin:

  • Mahkeme evraklarını inceleyerek harç parasının ödenip ödenmediğini kontrol edin. Eğer harç ödenmemişse, bu durumu düzeltmek için gerekli ödemeyi yapmalısınız.

Avukatınıza Ulaşın:

  • Avukatınızla iletişime geçin ve durumu net bir şekilde sorun. Mahkemenin harç ödenmediği gerekçesiyle kapanmış olduğunu öğrenmiş olmanız önemlidir. Avukatınızın bu durumu neden size iletmemiş olduğunu sorun.

Yazılı İletişim Kurun:

  • Avukatınıza yazılı bir şekilde durumu sormak için bir e-posta veya mektup gönderin. Bu yazışmayı belgelemek gelecekte olası sorunlar için önemlidir.

Avukatınızı Değiştirin:

  • Eğer durumunuzda bir iyileşme olmazsa veya avukatınızla iletişim kurmakta zorlanıyorsanız, başka bir avukat araştırabilir ve avukatınızı değiştirebilirsiniz. Bu durumda, önceki avukatınızın dosyanızı size teslim etmesi gerekmektedir.

Baro İle İletişime Geçin:

  • Baro ile iletişime geçerek durumu bildirin. Baro, avukatların etik kurallara uymasını denetler ve gerekirse müdahalede bulunabilir.

Hukuki Yardım Alın:

  • Eğer durum karmaşık hale gelirse veya haklarınızın ihlal edildiğini düşünüyorsanız, bir hukuk danışmanından veya bir başka avukattan yardım alabilirsiniz.

Hukuki Haklarınızı Araştırın:

  • Durumu daha iyi anlamak ve hukuki haklarınızı bilmek için kendi başınıza hukuki araştırma yapabilir veya bir hukuk danışmanından yardım alabilirsiniz.

Bu önerilerle birlikte, hukuki süreç karmaşık olabilir, bu nedenle somut bir hukuki tavsiye almak için bir hukuk profesyonelinden yardım almanız önemlidir.
#15
Bu tür iddiaların genellikle spesifik bir bilimsel temeli olmaksızın ortaya atıldığını ve bilgi eksikliği veya yanlış anlamalara dayandığını söylemek önemlidir. Çoğu durumda, marketlerde satılan yoğurtların, güvenilir sağlık standartlarına uygun olarak üretildiği ve tüketicilere güvenli bir şekilde sunulduğu kabul edilir.

Yoğurt, genellikle probiyotikler ve diğer besleyici bileşenler içeren sağlıklı bir besindir. Ancak, herhangi bir gıda maddenin içeriği, markaya ve üretim sürecine bağlı olarak değişebilir. Eğer belirli bir endişe varsa veya spesifik bir yoğurt markasının içeriği hakkında bilgi almak istiyorsanız, ürün etiketlerini kontrol etmek ve sağlık profesyonellerine danışmak faydalı olabilir.

Evde yoğurt yapma seçeneği, bazı insanlar için daha fazla kontrol sağlama ve katkı maddelerinden kaçınma açısından tercih edilebilir. Ancak, marketlerde satılan yoğurtların tümü kanserojen maddeler içermez ve sağlıkla ilgili genellemeler yapmadan önce bilimsel ve güvenilir kaynaklardan gelen bilgileri değerlendirmek önemlidir. (Yazar: ChatGPT)
#16
Kanserin dostu şeker, düşmanı limon mudur? Limon, kemoterapiden onbin kat daha mı güçlüdür?

Bu tür iddiaların çoğu genellikle gerçek dışı veya abartılıdır. Sağlıkla ilgili konularda, bilimsel araştırmalara dayanmayan ve popüler efsanelere dayanan söylemlerle dikkatli olmak önemlidir. "Kanserin dostu şeker, düşmanı limon" şeklindeki ifadeler, genellikle bilimsel bir temele dayanmaz.

Limonlar, C vitamini ve antioksidanlar gibi sağlığa faydalı bileşenler içerir. Ancak, kanserle mücadelede limonun kemoterapiden "onbin kat daha güçlü" olduğunu söylemek, bilimsel gerçeklikle uyuşmayan büyük bir iddia olurdu. Kemoterapi, kanserle mücadelede uzmanlar tarafından onaylanmış ve bilimsel olarak test edilmiş bir tedavi yöntemidir.

Bilimsel araştırmalar, bazı meyve ve sebzelerde bulunan antioksidanların kanser riskini azaltabileceğini göstermiştir. Ancak, bu antioksidanların kanser tedavisi olarak kullanılması veya kemoterapinin yerine geçmesi mümkün değildir. Herhangi bir kanserle ilgili tedavi veya önleme stratejisi, bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmeli ve önerilmelidir.

Unutulmamalıdır ki sağlık konularında dengeli ve bilimsel bir perspektife sahip olmak önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, dengeli bir diyet, düzenli egzersiz, sigara içmemek ve alkol tüketimini sınırlamak gibi faktörler, genel sağlık ve kanser riskini azaltmada önemli rol oynar. Ancak, ciddi sağlık sorunlarıyla ilgili kararlar alırken, uzman bir sağlık profesyoneline danışmak en iyisidir.
#17
Kansere karşı en etkili meyve böğürtlen midir?

Böğürtlen, antioksidanlar, lifler, vitaminler ve mineraller gibi bir dizi besin içerir ve bu özellikleri nedeniyle genel sağlık için faydalı olabilir. Ancak, kanserle mücadelede tek bir meyve veya besin maddesinin "en etkili" olduğunu söylemek zor. Kanserle mücadelede etkili bir beslenme, çeşitli besin maddelerini içeren dengeli bir diyeti içerir.

Birçok meyve, sebze, tam tahıllar, kurubaklagiller, yağlı tohumlar ve balıklar gibi besinler antioksidanlar, vitaminler ve mineraller içerir. Bu besin maddeleri, vücuttaki hücresel hasara neden olan serbest radikallerle savaşarak kansere karşı koruma sağlayabilir.
Böğürtlen gibi meyveler özellikle antioksidan bakımından zengin olduğu için bu konuda faydalı olabilir, ancak tek bir meyvenin kanser riskini ortadan kaldırabileceğini söylemek mümkün değildir. Genel olarak, çeşitli renkli meyve ve sebzeleri içeren bir diyet, kansere karşı koruma sağlamak için önemlidir.

Kanserle mücadelede önemli olan diğer faktörler arasında düzenli egzersiz, sağlıklı kiloyu koruma, sigara içmeme ve alkolü sınırlama da yer alır. Bu nedenle, kanser riskini azaltmaya yönelik genel bir sağlıklı yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Herhangi bir sağlık durumuyla ilgili endişeleriniz varsa, bir sağlık profesyoneliyle konuşmanız önerilir.
#18
Vekil İmamlık / Ynt: Nasıl imam olunur?
11 Aralık 2023, 18:28:54
İmam olmak, genellikle İslam ilimlerinde eğitim almış, dini bilgi ve sorumlulukları yerine getirebilecek niteliklere sahip bireyler için geçerli bir hedef olabilir. İmam olmak istiyorsanız, aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:

  • İslam Bilgisi Edinin:
    İmam olmak için temel bir adım, İslam'ın temel öğretilerini ve prensiplerini öğrenmektir. Kuran'ı Kerim'i okuma, anlama ve öğrenme sürecine başlamalısınız. Ayrıca, hadisleri, İslam tarihini ve fıkıhı da öğrenmek önemlidir.
  • Dini Eğitim Alın:
    İslam ilimleriyle ilgili resmi bir eğitim almak, genellikle bir İslam ilahiyat fakültesinde veya benzer bir kurumda gerçekleşir. Bu tür eğitimler, Kuran'ı Kerim, hadis, fıkıh, tefsir gibi konuları içerebilir.
  • İmamlık Yetkinliklerini Geliştirin:
    İmamlık sadece dini bilgi ile sınırlı değildir; aynı zamanda etkili bir lider olma, toplulukla iletişim kurma ve sorumlulukları yönetme yeteneklerini içerir. İletişim becerilerinizi geliştirmek ve insanlarla etkileşimde bulunmak önemlidir.
  • Pratik Deneyim Kazanın:
    Bir camide veya dini toplulukta gönüllü olarak görev almak, imam olma yolunda pratik deneyim kazanmanıza yardımcı olabilir. Namaz kıldırma, cenaze namazı kılma gibi görevlerle tanışmak faydalı olacaktır.
  • Camilerde Görev Alın:
    Camilerde görev almak, cemaatle etkileşimde bulunmanın yanı sıra, bir cami ortamında liderlik becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olabilir. Cami idaresi, etkinlik düzenleme ve toplulukla iletişim kurma gibi konularda deneyim kazanmak önemlidir.
  • Eğitim ve Seminerlere Katılın:
    İslam ilimleri alanındaki gelişmeleri takip etmek, seminerlere ve eğitim programlarına katılmak size sürekli bir öğrenme fırsatı sunacaktır.
  • Lisans ve Sertifikalara Odaklanın:
    İmam olma sürecinizde lisans veya belirli sertifikalar almak, yetkinliklerinizi resmileştirebilir ve topluluğunuza daha güvenilir bir lider olarak hizmet etmenize yardımcı olabilir.
  • Toplulukla Etkileşimde Bulunun:
    İmam olmak, toplulukla güçlü bir bağ kurmayı gerektirir. Topluluk üyeleriyle etkileşimde bulunmak, onların ihtiyaçlarını anlamak ve çözmek için çaba göstermek önemlidir.
  • Sürekli Kendini Geliştirme:
    İmam olmak, sürekli bir öğrenme ve gelişme sürecidir. Kendinizi güncel tutmak ve dini bilgilerinizi derinleştirmek için çaba göstermek, etkili bir imam olmanıza yardımcı olacaktır.

İmam olma süreci kişiden kişiye değişebilir ve bölgesel farklılıklara tabi olabilir. Bu nedenle, yerel cami liderleriyle iletişim kurarak spesifik gereksinimleri ve adımları öğrenmek önemlidir.
#19
Site çatısında elektrik üretilip satılabilir mi?
Evde kendi elektriğini üretmek yasak mı?
Bir kat maliki çatıya güneşten elektrik üretim sistemi kurmak isterse diğerlerinin iznini almak zorunda mı?


Kat maliki veya çatı katında ikamet eden bir kişi, kendi özel terasında, binanın görsel estetiğine zarar vermeden ve yapısal bütünlüğüne herhangi bir olumsuz etkisi olmadan güneş enerjisi üretecek bir tesis kurmak istiyorsa, bu durumda apartman yönetimi veya diğer komşularından herhangi bir izin almasına gerek olmadığı kanaatindeyim. Güneş enerjisi sistemleri ile ilgili Yargıtay kararlarının henüz mevcut olmadığını düşünüyorum, ancak benzer durumlarda Yargıtay'ın daha önce verdiği kararlar bu konuda rehberlik sağlayabilir.

Zira güneş enerjisi sistemi kurmakla, elektrik üreten sistemi kurmak özü itibarıyla aynı amaca hizmet etmektedir. Hemen hemen her açıdan benzer bir tesistir. Yargıtay kararlarına göre hiçbir karara gerek olmadan isteyen kat maliki çatıya güneş enerjsi sistemi kurabilir.

Apartmanın çatısı ortak alan olarak kabul edilir ve her malik, arsa payı oranında bu alandan faydalanma hakkına sahiptir. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, kat malikleri arsa paylarına göre ana gayrimenkulün tüm ortak yerlerine malik olurlar. Kat malikleri arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı sürece, ortak alanlarda arsa payı oranında kullanma hakkına sahiptirler. Ancak, ortak alanlarda herhangi bir tesis yapabilmek için 4/5 çoğunluğun yazılı onayı gereklidir.

Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2016'daki bir kararında "Yargıtay uygulamalarına göre, ana taşınmazın çatısında tüm kat maliklerinin güneş enerji sistemi kurmaları hâlinde yetecek alanın bulunması ve ana taşınmazın statiğine olumsuz etkisinin olmaması koşulu ile diğer bağımsız bölümlere zarar vermeyecek şekilde güneş enerji sistemlerinin kurulması için kat maliklerinin muvafakati aranmamaktadır." denilmektedir.

Aynı dairenin 2015'teki bir kararında ise "Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, projesinde bulunmasa dahi diğer kat maliklerinin muvafakati alınmaksızın çatı veya terasta güneş enerjisi sisteminin kurulmasına;

Aynı dairenin 2015'teki bir kararında ise "Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, projesinde bulunmasa dahi diğer kat maliklerinin muvafakati alınmaksızın çatı veya terasta güneş enerjisi sisteminin kurulmasına;

karar verilmiştir

Sonuç:

Bu genel kurala rağmen, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre bir kat maliki, diğer maliklerin onayına ihtiyaç duymadan çatıya güneş enerjisi sistemi kurabilir.
#20
Merhaba,

Yaşadığınız durumu anlıyorum ve size yardımcı olmaya çalışacağım.

Hizmette güveni kötüye kullanma suçu, genellikle kişinin güvenilir bir konumda bulunduğu bir yerde, bu güveni kötüye kullanarak maddi bir menfaat elde etmesi durumunda ortaya çıkar. Şu anda suçlanan miktarın 180 TL olduğunu belirttiniz.

Ceza Miktarı:

Ceza miktarı, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Mahkeme, suçun ciddiyeti, suçun işlenme şekli, sizinle ilgili geçmiş suç kaydı gibi faktörleri değerlendirecektir. Ayrıca, açığın gerçek boyutunun kanıtlanamadığı durumda ceza miktarının düşebileceği göz önüne alınmalıdır.

Geçmiş Sicil Durumu:

2008'deki askerlik döneminizdeki bir olayın, mevcut suçlamayla ilişkilendirilmesi genellikle zor olacaktır. Ancak, mahkeme, suçun işlenme şekli ve geçmiş sicil durumunuzu değerlendirirken bu bilgiyi göz önüne alabilir.

Patronun Tanıklığı:

Eğer patron gelip tanıklık yapmazsa, bu durum sizin lehinize işleyebilir. Ancak, mahkeme sürecinde bu durum daha fazla değerlendirilecek ve incelenecektir.

Avukat Tutma:

Hukuki süreçte sizin lehinize olacak en önemli adımlardan biri, bir avukat tutmaktır. Avukat, size özel durumunuzda en iyi savunmayı oluşturmanıza yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, tam ceza miktarını ve sonucu belirlemek zor. Ancak, bir avukatla iletişime geçmek, size özel durumunuz üzerinde çalışmak ve hukuki süreçte sizi temsil etmek önemli olacaktır. Umarım en iyi sonuca ulaşırsınız.