Saygıdeğer Meslektaşlarım Konuk Olduğum Ülke Tv Kanalında Avukatlık Mesleğimizin Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerilerimizi Dile Getirmeye Çalıştım.

Mesleğimizin sorunlarına ve çözüm önerilerine yönelik fikirlerinizi düşüncelerinizi lütfen bizlerle paylaşınız. Sizlere olan ihtiyacımız sandık gününe kadar deil asıl sandık gününden sonradır. Bu meslek hepimizin ve sahip çıkması gerekenlerse yine bizleriz.

Aşağıdaki linke tıklayarak videoyu izleyebilirsiniz.

Video Linki: www.hukukunustunluguplatformu.org/index.php?action=sayfa&id=18

Facebook Mesleki Dayanışma Topluluğumuz: http://www.facebook.com/hukukunustunluguplatformu

Saygılarımla

Av. Satılmış Şahin
İstanbul Barosu Başkan Adayı

Web Sitemiz İçin: http://www.hukukunustunluguplatformu.org
Facebook Topluluğumuz İçin: http://www.facebook.com/hukukunustunluguplatformu

Değerli meslektaşım,

Size bu mektubu yazmamın nedeni, İstanbul Baro'muzun 2010 yılı Kasım ayında yapılacak olan seçimlerine Başkan adayı olarak katılacağımı haber vermektir.

Bu vesileyle kendimi biraz anlatmak, biraz da mesleğimiz ve sorunlarıyla ilgili bazı düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Lütfeder mektubumu sonuna kadar okursanız, avukatlık mesleğinin geleceğini İstanbul Barosu'ndan başlayarak nasıl değiştireceğimize, onu nasıl daha gurur duyulan bir meslek haline getirebileceğimize birlikte karar veririz diye düşünüyorum.

Yapabilir miyiz?
Bana sorarsanız biz bunu yapamazsak, Türkiye'de hiçbir meslek kuruluşu yapamaz.

Neden?
Müsade ederseniz birazdan açıklayacağım.
İzin verin önce kısaca yaşam öykümden söz edeyim.
1957 yılında Yozgat'ın Akdağmadeni İlçesi'nin Umutlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, ortaokulu ise ilçede bitirdim. Ailemin durumu iyi değildi. Liseyi okuyabilmek için Devlet Parasız Yatılı Okulları Giriş Sınavı'na girdim. Liseyi başarıyla bitirdim, ancak parasızlıktan üniversiteye gidemedim. İki yıl Amasya'da devlet memuru olarak çalıştım. Bu arada evlendim ve bir kız babası oldum, askere gittim.

Askerlik sonrası yeniden devlet memuru olarak atandım. Bu arada içimdeki dinmek bilmeyen üniversite ateşini söndürmek için üniversite sınavına hazırlanmaya başladım. Liseden sonra beş yıl ara vermeme, şartlarım nedeniyle dershaneye gidememe rağmen, bugün mezunu olmaktan büyük gurur duyduğum İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandım.

Yine çalışmak zorundaydım. Üniversite öğrenim hayatım boyunca hem çalıştım, hem de okudum. Bu arada da iki erkek çocuk babası daha oldum. Sevgili hayat arkadaşım Gülkız Hanım'la birlikte çocuklarımızı büyüttük. Oğullarımdan biri mesleğimizi seçti ve şu anda avukatlık stajını yapıyor, diğer iki çocuğum Mühendis'lerdir.

Kısaca hayat öyküm bu... Hayatımın mesleğimizi ilgilendiren kısmına gelirsek...

Tam 21 yıldır serbest avukat olarak çalışıyorum. Staj dönemi dışında hiç kimsenin yanında çalışmadım. İlk ofisimi açtığımda 33 yaşında idim. Şu anda yanımda 10 avukat arkadaşımla birlikte çalışıyorum. Hala her gün adliyedeyim. Adliye içinde ve dışında bugün bir avukatın yaşayacağı her türlü sıkıntıyı tam odağında yaşıyor ve izliyorum.

Bugün avukatlık mesleğinin sorunları bir avukatı canından bezdirecek hale getirmiştir. Yıllardır yaşadıklarım bana bu sorunların sadece söylemek ya da söylenmekle çözülemeyeceğini öğretti. Mesleğimin özlenen ve istenen itibarına kavuşamamış olması, içtenlikle ifade ediyorum, sizin gibi benim de çok canımı acıtıyor.

Bin bir güçlükle mesleğimizi icra etmeye çalışıyoruz, ama karşılığında değerimizin bilinmemesi gerçekten sizin gibi beni de çok ama çok üzüyor.

Bir süredir, avukatlık mesleğinin itibarını gün geçtikçe kemiren sorunlara kayıtsız kalmanın doğru bir davranış olmadığını düşünüyorum.

Değerli meslektaşım,

Baro tüm meslektaşlarını kucaklamalı, hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, sorunlarına çareler üretmelidir. Sıkıntıya düştüğümüz zaman arkamda dağ gibi bir baronun varlığından emin olmalıyım, siz de emin olmalısınız.

İnsan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne inanan, düşünce, inanç ve ifade özgürlüğü, milli ve manevi değerlere bağlı, mülkiyet, seyahat, haberleşme ve teşebbüs hürriyetinden yana tavır alan; hiç kimsenin yaşam biçimine, kılık kıyafetine müdahale etmeyen, kılık kıyafetinden dolayı ayrımcılık yapmayan, herkese eşit davranılması için mücadele veren bir Baro'nun gerekliliğine inanıyorum.

Demokrasiye müdahale edilmesine ve bu amaçla oluşturulan hukuk dışı örgütlenmelere şiddetle karşı çıkan, işkence ve kötü muameleyi şiddetle reddeden ve bu idealler doğrultusunda mücadele eden bir Baro'yu düşlüyorum.

Hiçbir siyasi teşekküle yandaş ve yanaşma olmayan ve inandığı doğruları söylemekten de geri durmayan bir Baro Yönetimi kurmak istiyorum.

Değerli Meslektaşım,

Yaklaşık 24 bin avukatız. Müvekkillerimizin haklarını arayan tam 24 bin avukat. Ama hak arayan bizler kendi haklarımıza eczacılar, doktorlar, mühendisler kadar sahip çıkamıyoruz. Oysa Baro'muzun gücünü anlayıp, Baro'muzu daha etkin çalışır hale getirir, çevresinde kenetlenirsek yapamayacağımız şey, dikemeyeceğimiz sökük yok...

Evet, yıllardır İstanbul Barosu avukatlık mesleğinin sorunlarına çözüm üretemiyor. Meslektaşlarımız için çekim merkezi olamıyor. Şimdi soruyorum size... "Benim bir Baro'm var. Gidip orada çalışayım, oturup meslektaşlarımla yemek yiyeyim, sohbet edeyim, hatta yanıma eşimi çocuklarımı da alıp sosyal tesislerimizde güzel bir vakit geçireyim" diye hiç içinizden geçirdiğiniz oldu mu?

Yoksa "Baro" deyince aklınıza sadece seçim dönemlerinde zar zor sandık başına gidilip görev olarak atılan "oy" mu geliyor!

Gerçekten bazen düşünüyorum da, İstanbul Barosu olmasa hayatımızdan ya da mesleğimizden ne eksilir? Cevap ortada değil mi?

24 bin avukatın gücünü arkasına alamayan, gerektiğinde avukatlara ve avukatlık mesleğine karşı olumsuz davranışlarda bulunan kişi ve kurumlara gerekli dersi vermeyen, daha doğrusu veremeyenlerden daha ne beklenebilir ki!

Eğer bir Baro, avukatlık mesleğine karşı düşmanca davranan, avukatları küçümseyen, itibarsızlaştıran eylem ve davranışlarda bulunan kişi ve kurumları silkeleyemiyorsa niye vardır?

Değerli Meslektaşım,

Seçimde adayım. Çünkü haklarımızı savunan, herkesi kucaklayan, hiç kimseyi dışlamayan, ötekileştirmeyen tarafsız bir Baro istiyorum. Bir avukat sıkıntıya düştüğünde arkasında gücünü dağ gibi hissettiren, O'na karşı ise şefkatli bir Baro düşlüyorum.

Avukatların güvenliklerini sağlayabilen, iyi fiziki mekânlarda çalışmalarına olanak sağlayabilen, yıllık aidatı 120.- TL. olan düşünceli bir Baro istiyorum. Mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımızdan belli süre aidat almayan, staj döneminde pul paralarından karşılanan krediyi karşılıksız verebilen, yine mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımıza en az 2 yıl faizsiz veya çok düşük faizli kredi veren, belli ticari kuruluşlarla işbirliği yapıp "meslek indirimleri" alan destekçi bir Baro istiyorum.

Can çekişmekte olan ve zulüm halini alan CMK avukatlığının sorunlarına ciddi olarak eğilen, kamu avukatlarının devasa sorunları için çaba gösteren sorun çözücü bir Baro istiyorum.

Üç büyük adliyede, teknoloji destekli baro temsilciği, kreş ve çocuk bakım evleri, kuaför, lostra salonu ve benzeri sosyal tesislerin kurulmasını sağlayabilecek büyük düşünen bir Baro istiyorum.

Avukatlara yeşil pasaport verilmesini sağlayan, mesleki sorumluluk sigortası getirebilen, "zorunlu müdafiilik" yanında "zorunlu vekillik" sistemini de getirtebilen yenilikçi bir Baro istiyorum.

Özeti; güçlü bir baro istiyorum, değerli meslektaşlarım güçlü bir Baro...

Tüm bu isteklerimin sizin de istekleriniz olduğunu biliyorum. İşte bu ortak isteklerimizi gerçeğe dönüştürmek için aday oldum. Emin olun unumuz, şekerimiz, yağımız her şeyimiz var. Tek eksik olan mesleğimizin gücüne ve avukatlar olarak kendimize inanmak. Ben mesleğime ve bütün meslektaşlarıma çok inanıyorum. Emin olun tüm kalbimle söylüyorum ki birkaçımız taşın altına elimizi koyduk mu her yeri yerinden oynatırız.

Mesleğimiz her geçen gün geriye gidiyor. Gitmemesi için birilerinin bir şeyler yapması gerekiyor. Söz veriyorum gece gündüz çalışarak gereken neyse onu yapacağım. Çünkü yıllardır yaşadığım sorunlar beni taşın altına her iki elimi de koyacak kadar motive etti. Siz yeter ki beni destekleyin, yeter ki avukatlığın bundan böyle itibarsızlaştırılmasına izin vermeyin!

Lütfen bu mektubu dertleşmek için bir başlangıç sayalım. Sizinle tanışmayı ve düşüncelerinizi öğrenmeyi çok isterim. Şahsıma ve platformumuza web sitemiz olan "www.hukukunustunluguplatformu.org" internet adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca 0 530 765 88 08 no'lu GSM hattım sizi dinlemek üzere 7 gün 24 saat açık olacaktır. Telefona ben bakamazsam arkadaşlarım bakıp mutlaka aradığınızı not ederler, hemen size dönerim veya 0 216 336 88 40 – 0 216 541 99 69 no'lu telefonlardan da arayarak notlarınızı iletebilirsiniz. Eğer yazarak görüşlerinizi iletmek isterseniz e-posta adresim:baskan@hukukunustunluguplatformu.org

Ancak Siz İsterseniz Hukuk Üstün, Baro'muz Güçlü Olur. Ne dersiniz?

Benimle ve gurubumuzla ilgili hertürlü bilgiye ayrıca sayfın mesleğimizin sorunlarına dair çözüm önerilerimize http://www.hukukunustunluguplatformu.org web sitemizden ve
http://www.facebook.com/hukukunustunluguplatformu adresimizden ulaşabilirsiniz.

Sevgi ve saygılarımla,
Av.Satılmış ŞAHİN
Hukukun Üstünlüğü Platformu
İstanbul Barosu Başkan Adayı