Haberler:

deneme

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - orhanyilmaz38

#1
Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 15.11.2012 tarih 2012/25177-25689 E-K sayılı bozma kararında

KARAR
DAVACI ; davalının, davacı bankanın Kırşehir Şubesinden Kredi Kullandığını, kullanmış olduğu krediden yapılandırma bedeli altında tahsil edilen 2768.08 TL'nin tarafına iadesi talebiyle yaptığı müracaat neticesinde, Kırşehir Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 02.04.2012 tarih ve 536 karar sayılı kararı ile söz konusu meblağın davalıya iade edilmesine karar verildiğini, ilgili kararın hukuka aykırı olduğunu belirtirek bu nedenle Kırşehir Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 536 karar sayılı 02/04/2012 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALI: Davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davacı bankanın dava konusu giderlerin kredinin verilmesinde veya yeniden yapılandırılmasında zorunlu masraf niteliğinde bulunduğu hususunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Standart sözleşmeler içeriğini kısmen veya tamamen genel işlem koşullarının oluşturduğu, tarafların karşılıklı müzakareleri sonucu değil, aksine, tarafların biri veya üçüncü kişi tarafından önceden hazırlanmış hükümlerin kullanıldığı sözleşme tipi olarak tanımlanmakta olup, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla Değişik 6.Maddesi ile, Avrupa Konseyinin 05.04.1993 tarihli, 1993/AET yönergesinde ve bu yönergeyi iç hukuklarına aktaran Avrupa Birliği ülkelerinde, standart sözleşmelerde yer alan hükümlerin özellikle bu sözleşmelerin içeriğini oluşturan genel işlem koşullarının, haksız şart olduğuna ilişkin bir karine öngürülmüştür.

      Tüketicinin Korunması Hakkkında Kanunun 6.maddesinin 3.fıkrasına göre " Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakare edilemediği kabul edilir.Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakare edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez" hükmü yer almaktadır.

       Yine 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6.Maddesi ile sözleşmelerdeki " haksız şartı" kurumu düzenlenmiş ve satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşullarının haksız şart olup, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı olmadığı belirtilerek, satıcı veya sağlayacının, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükünün ise ona ait olduğu belirtilmiştir. 4077 Sayılı Kanunun değişik 6. ve 31. maddelerine dayanılarak hazırlanan tüketici sözleşmelerindeki Haksız ŞArtlar Hakkında Yönetmeliğin 7.Maddesinde ise "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartların batıl olduğu" hükmü getirilmiştir. Ne varki incelenen dosya içeriğine göre, davalıdan yapılan tahsilatlar içerisinde, dosya masrafı ve komisyon ödemeleri dışında, sözleşme kapsamında alınan sigorta pirim bedelinin de bulunduğu anlaşılmaktadır.

        Hemen belirtmek gerekir ki; her ne kadar mahkemece, kredi sözleşmesi kapsamında yapılan hayat sigortasına ilişkin hükümlerin ve bu kapsamda alınan sigorta priminin davacıdan tahsil edilmesinin tüketici aleyhine haksız şart oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de, bir sözleşme hükmünün haksız şart olarak kabulü için gerekli bulunan açık ve haksız oransızlık unsurunun gerçekleşen somut olayda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zira sözleşmenin bir hükmünün, tüketicinin bir menfatini ihlal etmekle birlikte, ona önemli avantajlar da sağladığı anlaşılıyor ise bu kaydın tüketicinin zararına olduğunu söylemek olanaklı değildir.

       Davacı bankanın kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borucunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında davalı sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında davalıdan tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle ödenen primlerin davalından tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda 1.Bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2.bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK'nun 440/111-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.11.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Yargıtay ilamı yukarıdaki gibidir. Dosya tüketici mahkemesinde yeni esas numarası alarak 13.03.2013 tarihine duruşma günü verilmiştir. Bu aşamada nasıl bir yol izlemeleyim.
#2
Yargıtay dosya sorgulamadan dosya durumunu sorguladım. kararının bozulduğunu, 21.12.2012 tarihinde gönderildiğini yazıyor. Neden bozulduğu hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Acaba tüketici mahkemesi bilirkişi incelemesi falan yaptırmadı, daha ilk duruşmada kararını vermişti. ACaba eksik inceleme nedeni ile bozmuş olabilir mi, bu durumda hukuki süreç tamamen bitmiş midir ?
#3
İcra hukuk mahkemesinde bir davam vardı. Sonuçlandı, sonucunda vekalet ücreti olarak 400 TL ödenmesine karar verildi. Ben de 400 TL vekalet ücretini ödemek için banka avukatı ile görüştüm. Avukat elden ödeme kabul etmediğini, alacağını tekrar icra yolu ile alacağını söyledi. Sırf icra vekalet ücreti almak için
#4
yusuf bey teşekkür ederim. Bugün banka avukatı ile görüştüm icra mahkemesi tarafından çıkarılan vekalet ücretini ödemek için, banka avukatı vekalet ücretini almak için icraya başvuraklarını söyledi. Elden ödeme imkanının olmadığını söyledi, banka avukatının icra müdürlüğüne başvuru yapmadan ben vekalet ücretini ödeme şansım yok mu, illaki icra takipi yolu ile tahsil edilecek, varsa ne yapmam gerekir bu konuda bilgi verirseniz sevinirim
#5
Yusuf bey verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.

Tüketici Mahmekesince verilen karar banka avukatı tarafından temyiz edildi. Benim Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararı ile ilamsız icra takibini yapmak için Yargıtay sonucu beklemem lehime olur mu ? Bir de temyiz aşamasında kararın bozulma riski de olabilir mi sizce yargıtay sonucu bekyelerek icra takibi yapmam nasıl olur.
#6
Kırşehir İli Merkez İlçesi Tüketci Sorunları Hakem Heyetine konut kredisi dosya masrafları ile yeniden yapılan yapılandırma ücretinin iadesi için dilekçe ile başvuruda bulundum. TSHH Başkanlığı 02.04.2012 Tarih ve 536 Sayılı kararı ile toplam 2768,08 TL masrafın tarafıma iade edilmesi yönünde karara hükmetti. Bankanın yasal avukatı Tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptali için Kırşehir Tüketici mahkemesine başvuruda bulundu. Kırşehir Tüketici mahkemesi de banka avukatının talebinin reddetti. Banka avukatı da tüketici mahkemesinin kararını temyiz etti.

Tüketici Mahkemesinin kararına dayanarak ( yalnız tüketici mahkemesi kararı kesinleşmeden ) ilamlı icra takibi başlattım. icra takibini başlattığım esnada banka avukatı kararı temyiz etti. Birde ilamlı icra takibinin iptali için Kırşehir İCra Hukuk Mahkemesine iptal davası açtı. İptal gerekçesi olarak da " Tüketici hakem heyeti kararı ile ilamlı icra takibi  yapmam gerekirken tüketici mahkemesi hükmü ile ilamlı takip yaptığımı gerekçe göstermiştir." Banka Avukatının icra takibinin iptali ile ilgili icra hukuk mahkemesine verdiği iptal dilekçesinde iptal gerekçesi olarak aynen şu ifade yer alıyor " Davalı, Kırşehir İcra Müdürlüğünün 2012/5349 E.sayılı dosyasıyla yaptığı takipte Kırşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/159 Esas sayılı dosyasına dayanmış ve dayanak belge olarak mahkeme ilamını göstermiştir. Ancak dayandığı mahkeme kararı incelendiğinde hüküm kısmının bir eda hükmü içermediği görülecektir. Sayın mahkeme açtığımız davanın haksızlığına hükmederek davamızı reddetmiştir. Bu redde ilişkin hüküm bir tespit içermekte olup hüküm maddelerine bakıldığında eda hükmü içeren bir kayıt gözükmemektedir. Yani davalının icra takibinde talep ettiği 2768,08 TL takibine dayanak yaptığı hükümde yer almamaktadır. davalı taraf yanılıgıya düşürek yanlış ilama dayanmış ve hiçbir eda hükmü içermeyen ilama dayanarak icra takibi yapmıştır. Oysa ki davalı, ancak eda hükmü içeren Tüketici Hakem Heyeti Kararına dayanarak ilamlı takip yapabilir. Kısaca Kırşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin (tüketici mahkemesi sıfatıyla) 2012/159 Sayılı ilamının infazı kabil olmadığından ve eda hükmü içermediğinden bu ilama dayalı olarak yapılan takibin iptali gerekir. " şeklinde gerekçe göstermiştir.
İcra hukuk mahkemesi de avukatın icra mahkemesine açmış olduğu icra takibinin iptali davasını kabul etti. Orda mahkeme hükmünde de 55 TL, yargılama gideri, 400 TL de vekalet ücretinin ödenmesine karar verdi.
Bu aşamada benim icra müdürlüğünde başlatmış olduğum icra takibi iptal oldu. Şuan banka avukatı tarafından temyiz edilen tüketici mahkemesi karar sonuçlanmadı.
Hukukçular sordum. Elimde bulunan tüketici sorunları hakem heyeti kararına dayanarak yeniden ilamsız icra takibi yapabileceğimi söylediler.
Diğer bir görüşte elimde bulunan tüketici sorunları hakem heyeti kararının 2768.08 TL olması nedeniyle sadece tespit hükmü içerdiği bu belgeye dayanarak hiçbir takip yapamayacağı; ancak elimde bulunan tüketici sorunları hakem heyeti kararını delil göstererek tüketici mahkemesinde alacak davası açmam gerektiğini mahkemenin vereceği hükme dayanarak ilamlı takip yapabileceğimi söylediler.
Soru :
1 - ) Tüketici sorunları hakem heyeti kararına dayanak ilamsız icra takibi yapabilir miyim ?
2-) Tüketici sorunları hakem heyeti sorunları kararına dayanarak ilamsız icra takibi yapabilmem halinde banka avukatının yasal olarak tekrar icra takibini iptal ettirebilir mi ?
3- ) Tüketici sorunları hakem heyeti kararına dayanarak İlamlı veyahut ilamsız icra takibi yapamazsam. Tüketici Mahkemesinde alacak davası açarak ilamlı icra takibi yapmam mı gerekir.