Haberler:

deneme

Ana Menü
Menü

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır. Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz.

İletileri Göster Menü

Mesajlar - Adnanoğuz

#1
Tabiki dava acacaksınız ve bu sitelerde cözülecek bir sorun değil muhakak bir hukukcunun desteğine ihtiyacınız var
#2
uyuşturucu kullanmakdan hakkınızda acılmış bir dava varmı
#3
Tekrar dava acın doğru adrese ,temiz etsenizde bu davadan lehinize bir sonuc gelmez tekrar bir sürü masraf
#4
Hakim dosyayı inceleyip ret etmez sizin yada vekilinizin yüzüne okuyarak davayı ret eder,servisi neden muhatap aldınız servis firmanın bir nokdada calışanıdır,belirli bir üğcret karşılığında tamir eder firmadan parasını tahsil eder
#5
Kurum alacaklarında takip yazısı cıkmamış alacaklarda zaman aşımı 10 yıldır,avukat sizin borcunuzu icra takibine koymuşmu,size icradan tebligat elinize gecdimi icra müdürlüğü 5 yıllık bu borcu nekadar faiz uygulamış masraflar neymiş yani bilgileriniz hep eksik.
#6
ŞİMDİ KARDEŞİM BURDA ELEKTRİĞE KİMİN İHTİYACI VAR O ŞAHSIN BIRAK TEDAŞ ELEKTRİĞİ KESSİN BU BORCU YAPILANDIRIP ELEKTRİĞİ ACDIRMAK ZORUNDALAR TEDAŞIN İCRAYA VERİP BORC TAKİBİ COK GECİKMELİ OLUYOR CÜNKÜ ELİNDE ELEKTRİĞİ KESİP EVİ OTURULAMAZ KONUMA GETİRME KOZU VAR BU ARADA KACAK KULLANIMA GİDERLERSE TAKİP EDİN ŞİKAYETCİ OLUN.İCRA TAKİBİ GELİRSE ZAMANINDA BORCA İTİRAZ EDİN DELİLLERİNİZİ VE ŞAHİTLERİNİZİ İCRA MAHKEMESİNE SUNUN
#7

Cebri satış ihtiyati tedbir konusu aslında ihtiyadi tedbir kararının cebri satışa engel olup olmayacağıdır. İhtiyadi Tedbir Kararı mahkemelerce cebri satışa engel görülüyor. Verilen karar ipotekli taşınmazın 3.kişilere devrinin önlenmesi içindir...
#8
T.C.
A D A L E T    B A K A N L I Ğ I

Adlî  Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü







Sayı   : B.03.0.AİG.0.00.00.03/                                                                                                                                                                                                                         ... / 12 / 2007



Konu:  Arşiv Kaydının Silinmesi Hk.





......................... CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA




5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun 9 ve Geçici 2. maddeleri gereğince, 1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarla ilgili işlem yapılarak arşive alınan kayıtlardan, 3682 sayılı Kanunun 8. maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasen vakî olmamış sayıldığı hallerde, bu tarih esas alınarak, Anayasa'nın 76. maddesi ve metinlerinde "affa uğramış olsalar bile" ibaresi bulunan bazı özel kanunlarda sayılan ve niteliği itibari ile arşivden silinmesi mümkün olmayan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının veya Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verileceği hüküm altına alınmış olmasına rağmen, bu konuda ilgililerin vakî başvurularının, görevli merciin Genel Müdürlüğümüz olduğundan bahisle anılan yasa hükmüne aykırı olarak işleme konulmayarak geri çevrildiği, bu durumun iş ve zaman kaybına,  fuzuli yazışma ve masraflara yol açtığı, ilgililerin sızlanma ve mağduriyetlerine sebebiyet verildiği, Genel Müdürlüğümüze intikal eden bilgilerden anlaşılmıştır.



Adlî Sicil Kanununun 9. maddesi;

" (1) Adlî sicildeki bilgiler;

             a) Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,

             b) Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,

             c) Ceza zamanaşımının dolması,

             d) Genel af,

             Halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır.

            (2) Adlî sicil bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine tamamen silinir.

           (3) Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş olup 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adlî sicile kaydedilen hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce adlî sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına alınır. Adlî para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adlî sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir."



Aynı Kanunun Geçici 2. maddesi;

" (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya olmasın, suç tarihi itibarıyla bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanlar silinir; diğer kayıtlar için bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır. Anayasanın 76. maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.



   (2) Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasen vâki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak, Anayasanın 76. maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının veya Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verilir."



Hükümlerini havidir.



Yukarıda zikredilen yasa maddeleriyle getirilen yasal düzenlemeye uygun işlem yapılarak;



1)   1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarla ilgili,  5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun 9 ve Geçici 2. maddesi hükümlerine istinaden Genel Müdürlükçe silinerek arşive alınan kayıtlardan sadece Anayasanın 76. maddesi ile metinlerinde "affa uğramış olsalar bile" ibaresi bulunan bazı özel kanunlarda (2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanununun 11. maddesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesi, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7. maddesi v.b. gibi) sayılan suç ve cezalar dışında kalan arşiv kayıtları hakkında ilgililerin vakî silme başvuruları mutlaka işleme konularak, talep, hükmü veren mahkemeye veya talep edenin bulunduğu yer  asliye ceza mahkemesine gönderilerek olumlu ya da olumsuz bir kararın alınmasının temini ve kararın kesinleşmesini takiben aslının veya tasdikli bir suretinin Genel Müdürlüğümüze gönderilmesi,
2)   İlgililerin Genel Müdürlüğümüze vakî müracaatları üzerine bir üst yazıya bağlanarak gönderilen arşiv kaydının silinmesi talepleri hakkında da yukarıda belirtildiği şekilde gereğine tevessül edilmesi,
3)   Vatandaşların mağduriyetlerine, iş ve zaman kaybına yol açacak bu gibi yanlış uygulamalara meydan verilmemesi, durumun bilgileri bakımından mahkemelere duyurulması,




Konularında bilgi ve gereğini rica ederim.


#9
İfade değiştirmek sizi neden suclu duruma düşürsünki ,eniştenizin silahını elinden alıp ateşlemiş değilsiniz ortada sadece bir itişme söz mevzu bahis ve yeni ifadenizde silahın bu itişme anında yere düşüp ateş alması mevz bahis,lütfen bu tip insanlardan bundan böyle uzak durmaya bakın zira hayat yaşamak icin var ,bir gencliğiniz var...
#10
İfade alma işleminde bir hukuka aykırılık söz konusuysa ve avkatın katılmasının zorunlu olduğu hallerde avukatsız ifade alınmış ise bu ifade ifade saHİBİNİ BAĞLAMAZ.Ve cok büyük celişki doğurmamak şartıyla ''önceki ifademde her nekadar şöyle belirtmiş isemde aslında olaylar böyle gelişmişdir,ş kısımlar eksik belirtilmişdir ''demenin mahkeme üzerinde kanaatsızlık oluştraxcağını zannetmiyorum.Zira olayın tazeliği olay sonrası insanların psikolojisi olay orgusunu tam ve net ortaya koymasını olanaksız kılabilir.Artık bu ifadelerin kararı nasıl etkileyeceği ise hakimin vicdani kanaatına bağlıdır,unutmayın.
#11
Yasal olan herşey elinizde mevcut evinize cilingir getirin ve mevcut kilidi değiştirin ,sizden nediye davacı olacakki,büyük ihtimalle kalan eşyalarını alacakdır.
#12
KUK DAİRESİ
E. 2010/1116
K. 2010/12853
T. 11.10.2010
AYIPLI MALIN BEDELİNİN İADESİ İSTEMİ (Servisin Tüketiciyi Sonuç Alınamayan Tamirlerle Oyalaması ve Arızanın Belli Periyotlar İle Tekrarlaması Karşısında Davada Zamanaşımının Varlığından Söz Edilemeyeceği)
ZAMANAŞIMI (Ayıplı Malın Bedelinin İadesi İstemi – Servisin Tüketiciyi Sonuç Alınamayan Tamirlerle Oyalaması ve Arızanın Belli Periyotlar İle Tekrarlaması Karşısında Davada Zamanaşımının Varlığından Söz Edilemeyeceği)
SATICININ AĞIR KUSURUNDAN DOĞAN AYIP (Satılan Malın Ayıbı Tüketiciden Satıcının Ağır Kusuru veya Hile İle Gizlenmişse Zamanaşımı Süresinden Yararlanılamayacağı)
AYIPLI ARACIN İADESİ İSTEMİ (Dava Zamanaşımına Uğramadığı – Dava Konusu Araç Halen Davacının Kullanımında Olduğu Göre Hükmedilen Alacağa Ayıplı Aracın Davalı Tarafa İade Tarihinden İtibaren Faiz Yürütülmesi Gerektiği)
4077/m.4/4,23
ÖZET: Dava, ayıplı malın bedelinin iadesi istemidir. Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mâl edilmesi düşünülemez. Servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlar ile tekrarlaması karşısında, davada zamanaşımının varlığından söz edilemez. Nitekim 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/4 maddesinde, "Ancak satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse, zamanaşımı süresinden yararlanılamaz." hükmü getirilmiştir.
Tüketici mahkemelerinde görülen davalar, basit yargılama üsulüne tabi olup, zamanaşımı def'i ilk celseye kadar ileri sürülebilecektir. Dava zamanaşımına uğramamıştır. Ancak dava konusu araç halen davacının kullanımında olduğu göre, hükmedilen alacağa ayıplı aracın davalı tarafa iade tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir.
DAVA: Taraflar arasındaki ayıplı malın bedeli iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı D... Oto avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili ile davacı vekili gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı, davalı G... Otomotiv Limited Şirketi'nden satın aldığı araçta üretim hatası bulunduğunu, diğer davalının ise aracın ithalatçısı olduğunu ileri sürerek, ödediği bedel olan 70.929,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı G... Otomotiv Limited Şirketi hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı D... Otomotiv A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ve davalı D... Otomotiv A.Ş.'nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının, 4.5.2006 tarihinde davalı G... Otomotiv Ltd. Şti.'nden satın aldığı araçta üretim hatası bulunduğu ve gizli ayıplı olduğu, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Ancak mahkemece, davalı G... Otomotiv Ltd. Şti.'nin süresinde zamanaşımı definde bulunduğu gerekçesiyle, bu davalı hakkındaki davanın, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusu araç, 9.12.2006 ile 25.4.2008 tarihleri arasında aynı arıza nedeniyle (çekiş düşüklüğü) beş kez yetkili servise götürülmüştür. Dosyadaki deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur. Yetkili servis istasyonları, arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanları bulundurmak zorundadır.
Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mâl edilmesi düşünülemez. Servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlar ile tekrarlaması karşısında, davada zamanaşımının varlığından söz edilemez. Nitekim 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/4 maddesinde, "Ancak satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse, zamanaşımı süresinden yararlanılamaz." hükmü getirilmiştir. (Yargıtay HGK'nun 18.2.2004 gün 2004/ 4-29 E-2004/83 K sayılı kararı). Mahkemece, davalı G... Otomotiv Limited Şirketi açısından davanın asası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımından davanın reddi, usul ve yasaya aykırıdır.
3-Davalı D... Otomotiv A.Ş.'de cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmuş, mahkemece bu zamanaşımı def'inin süresinde olmadığı gerekçesiyle, bu davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 23/2 maddesinde "Tüketici mahkemelerinde görülecek davalar HUMK'nun yedinci babı, dördüncü faslı hükümlerine göre yütürülür." hükmü getirilmiştir. Bu durumda Tüketici mahkemelerinde görülen davalar, basit yargılama üsulüne tabi olup, zamanaşımı def'i ilk celseye kadar ileri sürülebilecektir. Somut olayda ilk duruşma tarihi 27.11.2008'dir. Davalı D... Otomotiv A.Ş.'nin zamanaşımı def'inde bulunduğu cevap dilekçesi ise 6.11.2008 tarihlidir. Şu halde davalı D... Otomotiv A.Ş.'nin zamanaşımı def'i süresinde olmakla birlikte, 2. bentte açıklanan nedenlerle dava zamanaşımına uğramamıştır. Ancak dava konusu araç halen davacının kullanımında olduğu göre, hükmedilen alacağa ayıplı aracın davalı tarafa iade tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken 2.5.2008 ihtarname tarihinden itibaren faiz yürütülmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı D... Otomotiv A.Ş.'nin diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalı D... Otomotiv A.Ş.'nin yararına BOZULMASINA, 750.00TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 960.00 TL. temyiz harcının istek halinde davalı D... Oto ve davacıya iadesine, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C
#13

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2009/13-183
K. 2009/243
T. 3.6.2009
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Ayıplı Araç Nedeniyle/Davacının Taleplerini ve Talep Etmediklerini Tek Tek ve Açıkça Belirttiği – Hakimin Hükmettiği Meblağın Taleple Orantılı Olduğu/Taleple Bağlılık İlkesinin İhlalinin Söz Konusu Olmadığı )
HAKİMİN TALEPLE BAĞLI OLMASI ( Ayıplı Aracın Muhafazası Nedeniyle Tazminat Talebi/Davacının Taleplerini ve Talep Etmediklerini Tek Tek ve Açıkça Belirttiği – Hakimin de Taleplere Uygun Şekilde Karar Verdiğinin Gözönüne Alınacağı )
AYIPLI ARACIN MUHAFAZASI ( Nedeniyle Tazminat Talebi/Davacının Taleplerini ve Talep Etmediklerini Tek Tek ve Açıkça Belirttiği – Hakimin Hükmettiği Meblağın Taleple Orantılı Olduğu/Taleple Bağlılık İlkesinin İhlalinin Söz Konusu Olmadığı )
1086/m.74
ÖZET: Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı ayıplı aracı kesinleşen dava süresince kullanamadığını ve aracı kapalı garajda muhafaza etmek zorunda kaldığını ileri sürerek zararının tazminini istemiştir. Hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemeyeceği açıktır. Somut olayda; araca yapılan masraflar; garaj ücreti, kasko sigorta bedelleri, motorlu taşıtlar vergisi ve trafik vize harçları olmak üzere tek tek dava dilekçesinde sayılarak, toplam bedel talep edilmiştir.
Davacı vekili açıkça, aracın serviste kalması nedeniyle kullanılamayan dönem için oluşan zararın giderilmesi hakkında bir istek ve davalarının olmadığını belirtmiştir. Yerel Mahkemece, bu talep nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dolayısıyla mahkemece, talep aşılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
DAVA: Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli Asliye ( Tük.Mah.Sıfatıyla )3.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.07.2007 gün ve 2006/570 E.-2007/252 K. sayılı kararın Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 26.02.2008 gün ve 2007/13096 E – 2008/2623 K.sayılı ilamı ile; bozulması sonucu, karar düzeltme incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 15.07.2008 gün ve 2008/7488 E.-9920 K. sayılı ilamı ile;
( ... Davacı, davalılardan satın aldığı 0 km aracın üretim hatası nedeniyle kesinleşen mahkeme kararı ile değiştirildiğini, dava konusu aracın kapalı garajda muhafaza edildiğini, kullanamadığını, garaj ücreti, kasko sigorta bedeli, motorlu taşıtlar vergisi,trafik vize harcı ödediğini ve ruhsal yapısının bozulduğunu ileri sürerek 7 087 576 745 TL maddi, 3 000 000 000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 3.791,98 YTL nin dava tarihinden faizi ile tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; tarafların temyizi sonucu karar Dairemizin 26.02.2008 gün 2007/13096 esas, 2008/2623 sayılı ilamı ile bozulmuş, davacı bu kez bozulmuş karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı ayıplı aracı kesinleşen dava süresince kullanamadığını ve aracı kapalı garajda muhafaza etmek zorunda kaldığını ileri sürerek zararının tazminini istemiştir. Dosya içerisinde bulunan Denizli 4.Asliye Hukuk ( Tüketici )mahkemesinin 2001/599 esas sayılı dosyasındaki 01.03.2002 tarihinde yapılan keşifte mahkemece, aracın 10016 km de olduğunun ve halen 4 yerinden takoza alındığının, 25.07.2003 tarihli teslim tutanağında aracın 10053 km de olduğunun tespit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yine kesinleşen dosyada verilen 24.04.2002 tarihli bilirkişi raporunda aracın arızalar nedeni ile 78 gün serviste kaldığının tespit edildiği görülmüştür. Hal böyle olunca davacı aracı kullanamadığı bu dönemler için zararının giderilmesini isteyebilir. Mahkemece bu konuda araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bir kısım taleplerin kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde bu hususların zuhulen gözden kaçırılmış olduğu anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile mahkeme kararının az yukarıda açıklandığı şekilde bozulmasına karar verilmiştir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı vekilinin temyizine gelince;
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalılardan satın aldığı sıfır km aracın üretim hatası nedeniyle ücretsiz yenisi ile değiştirilmesi için açtığı davanın kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, anılan davanın açıldığı 09.07.2001 tarihi ile aracın icra yolu ile davalılara teslim edildiği 25.07.2003 tarihleri arasında kiralanan kapalı bir garaja konulup muhafaza edildiğini, kullanılmadığını, bu süre içerisinde araca; garaj ücreti, kasko sigorta bedelleri, motorlu taşıtlar vergisi ve trafik vize harçları olarak toplam 7.087.576.745 TL. masraf yapıldığını, ayrıca davacının dava süresince yaklaşık 2,5 yıl aracı kullanamadığını, ruhsal yapısının bozulduğunu, manevi zarar gördüğünü belirterek 3.000.000.000.-TL manevi tazminat ile birlikte, toplam; 10.087.576.745.-TL tazminatın faiziyle birlikte ve fazlaya ilişkin haklan saklı tutularak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davacının inşaat halindeki binanın zemin katına aracı koyduğunu, herhangi bir ücret ödemediğini, trafiğe çıkmayan bir aracın kasko sigortasına gerek bulunmadığını, ayrıca vergilerinde istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmişlerdir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Özel Dairece, yukarıda belirtilen nedenle bozulmuştur.
Mahkemece; davada, dava konusu araç için garaj ücreti, kasko sigorta bedelleri, motorlu taşıtlar vergisi ve trafik vize harçları olmak üzere toplam 7.087.576.745 TL.'lik masrafların talep edildiği, ayrıca davacı vekilinin 31.10.2008 tarihli duruşmada, aracın 78 gün serviste kalması nedeniyle kullanılamayan dönem için oluşan zararın giderilmesi hakkında bir istek ve davalarının olmadığını beyan ettiği, ibraz edilen dekont ve belgelerden davacının, kasko sigorta bedelleri, motorlu taşıtlar vergisi ve trafik vize harçları olarak toplam 3.391 YTL. ödeme yaptığının sabit olduğu, ayrıca 400 YTL. garaj ücretinin kabulü ile toplam 3.791,00 YTL maddi tazminat davasının kabulü gerektiği, araç değişim davasında manevi tazminat talebi reddedilerek bu yönden kesin hüküm oluştuğu ve manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74.maddesinde; "Hakim, talepten fazla veya başkasına hükmedemez." düzenlemesine yer verildiği gibi, aynı yasanın 75/1.maddesinde; "Kanunun tayin eylediği istisnalardan başka hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya iddia sebeplerini re'sen nazarı dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz." hükmü yer almaktadır.
Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemeyeceği açıktır.
Somut olayda; dava konusu araca yapılan masraflar; garaj ücreti, kasko sigorta bedelleri, motorlu taşıtlar vergisi ve trafik vize harçları olmak üzere tek tek dava dilekçesinde sayılarak, toplam 7.087.576.745 TL. talep edilmiştir.
Davacı vekili 31.10.2008 tarihli duruşmada ise açıkça, aracın 78 gün serviste kalması nedeniyle kullanılamayan dönem için oluşan zararın giderilmesi hakkında bir istek ve davalarının olmadığını belirtmiştir. Yerel Mahkemece, bu talep nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dolayısıyla mahkemece, HUMK.'un 74 ve 75. maddeleri gözetilerek ve talep aşılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: 1-Yukarıda ( 1 )nolu bentte açıklanan nedenle davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesi,
2-Yukarıda ( 2 )nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
#14
Cok güzel düşünmüşsünüz bu konuda gideceğiniz banka sorumlusu size zaten yol gösterecekdir bunu bankalarda ilk acan siz değilsiniz hukuksal prodösür neyse banka onu ygulamak zorundadır...
#15
Burdanda anlaşılacağı üzere sizin şartlarınız uymuyor ,ailenizden şiddet görmüyorsanız biraz özverili olun yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişsin hele tahsil hayatınızı bitirin sonra reşit olunca hayatınızı yönlendirirsininiz lütfen sabır sabır...
#16



Yetiştirme yurduna kabul koşulları nelerdir

Yetiştirme yurduna kabul koşulları

Beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya kişisel güvenlikleri tehlikede olup, ana veya babasız, ana ve babasız; ana veya babası veya her ikisi de belli olmayan; ana veya babası veya her ikisi tarafından terkedilen; ana veya babası tarafından ihmal edilip, fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuk korunmaya muhtaç çocuk sayılır ve 13-18 yaş arası korunmaya muhtaç çocukları korumak, bakmak ve bir iş veya meslek sahibi edilmeleri ve topluma yararlı kişiler olarak yetişmelerini sağlamakla görevli ve yükümlü olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve ona bağlı il müdürlüklerin bünyesindeki yetiştirme yurtlarına, yine bu kurumun tespiti ve yerel sulh hakiminin vereceği "Koruma kararı" ile kabul edilirler. Onsekiz yaşını tamamlayan bu çocuklardan ortaöğrenime devam edenlerin yirmi, yükseköğrenime devam edenlerin yirmibeş yaşına kadar korunma kararları uzatılabilmektedir. Bunun yanında belediyeler ve diğer kurumlarca desteklenen özel kuruluşlar yuva, Sokak Çocukları Derneği, Kadın Sığınma Evi gibi bu amaca yönelik faaliyet gösteren oluşumlar da vardır.
#17
Mallesef yasalarımızda böyle bir olanak yok,diğer icralık olduğunuz bankalar bu icra bitmeden maaşınıza haciz yollayamazlar yani sizin rızanız olmadığı müddetce ikinci bir haciz maaşınıza giremez.
#18
muhakak ,bizlerde sitenin bir üyesi konuya hakim olduğumuzdan bir iki yorum yapalım.Kardeşim herşey sizin lehinize yeterki gerekli yolu takip edin,Sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası acın.Şahitler,kiranın ödenmediğini ispat eden ihtarname diğer sözleşme dışı olaylar.Kolay gelsin.
#19
Mahkemenin hükmettiğ tazminata süresi icinde temiz etmeniz gerekirdi ,ayrıca evlilik döneminde edindiğiniz mallar ortak malınızdır ve hileli satışdan dava acıp ev üzerinde tasarufda buluna bilirsiniz bu işler hukukcu yardımı olmadan yürümüyor destek almanızı tavsiye ederim.
#20
Babanızın sağlığında mirasdan bahsedemessiniz yani her kişi malının üzerinde isdediği gibi tasarufda bulunabilir ,Allah gecinden versin babanızın vefatında bir hukukcu desdeği ile abinizin üzerine yaptığı mallarda tasarufda bulunabilir miras davası acarsınız ve direk babanızdan aldığı mallara girersiniz kanunlarımız bu adaletsizliğin daima önüne geciyor.