Haberler:

Hukuk Forumumuza Hoşgeldiniz

Ana Menü

Son yazılar

Welcome to Hukuk Forum Sitesi - Hukuk ve hayata dair her şey!. Please login or sign up.

29 Mayıs 2024, 23:40:23

Login with username, password and session length
Üyeler
  • Toplam Üye: 4,265
  • Latest: rizab
Stats
  • Toplam İleti: 8,828
  • Toplam Konu: 4,368
  • Online today: 188
  • Online ever: 554
  • (18 Mayıs 2024, 06:22:10)
Çevrimiçi Kullanıcılar
Users: 0
Guests: 116
Total: 116

Son İletiler

#31
Üyelerimize özel hukuki destek hizmeti veriyoruz. / Ynt: KİRA ARTIŞI
Son İleti Gönderen webmaster - 11 Aralık 2023, 00:16:32
Merhaba! İlk olarak, kira artışları ve kira sözleşmeleri ile ilgili sorularınıza genel bilgiler vererek başlayayım:

Kira Artışı:

Kira artışları genellikle yerel yasalara ve kira sözleşmesine bağlıdır. Türkiye'de kira artışları, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Kira Kanunu'na göre düzenlenir.
Yılda bir kez ve en fazla bir yıl süreyle kira artışı yapılabilir. Ancak, artış oranı, bir önceki yıl için Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranını aşamaz.
Dava Açma ve Geriye Dönük İade:

Eğer ev sahibiniz yasal sınırları aşıyorsa ve haksız bir kira artışı yapılıyorsa, bu durumu mahkemeye taşıma hakkınız olabilir. Ancak, mahkeme kararına göre geriye dönük iade almak için bir dava açmanız gerekebilir.

Kira Sözleşmesinin Süresi:

Kira sözleşmenizin süresi dolmuşsa ve taraflar yeni bir anlaşma yapmamışsa, kira sözleşmesi otomatik olarak uzamaz. Ancak, sözleşme bitiminde kiracının evi terk etmesi veya ev sahibinin kiracıyı çıkarmak istemesi durumlarında belirli prosedürler izlenmesi gerekebilir.

Ev Sahibinin Çıkarma Hakkı:

Kira sözleşmenizin süresi bitmişse ve yeni bir anlaşma yapılmamışsa, ev sahibiniz sizi evden çıkaramaz. Ancak, ev sahibi, kiracının sözleşme şartlarına uymaması veya belirli yasal nedenlerle (örneğin, kira ödemesini yapmama gibi) evden çıkarılmasını talep edebilir.
Her iki durumda da, net ve kesin bilgi almak için bir hukuk danışmanına başvurmanız önemlidir. Yerel yasalar ve kira sözleşmesi detayları göz önüne alındığında, size en iyi yardımı sağlayacak bir uzmanla iletişim kurmanız önemlidir.
#32
Üyelerimize özel hukuki destek hizmeti veriyoruz. / Ynt: Yaralama
Son İleti Gönderen webmaster - 11 Aralık 2023, 00:15:29
Genel olarak söyleyebileceğim şeyler şunlar:

Avukat Tutma: Eşiniz, hukuki konularda yardım alması için bir avukat tutmalıdır. Avukat, durumu inceleyerek en iyi hukuki stratejiyi belirlemenize yardımcı olabilir.

Duruşma ve Ceza Süreci: Hukuki süreç, ülkenizin hukuk sistemine ve yerel yasalara bağlı olarak değişebilir. Duruşma tarihi ve ceza süreci, yerel yargı sistemine ve dosyanın durumuna bağlı olarak değişecektir. Eşinizin avukatı, sürecin nasıl işleyeceği ve ne zaman sonuçlanabileceği konusunda size daha iyi bilgi verebilir.

Tıbbi Raporlar: Eşinizin gözündeki hasar için tıbbi raporlar önemlidir. Bu raporlar, mahkemede delil olarak kullanılabilir ve eşinizin savunmasını güçlendirebilir.

Olaya Şahitler: Eğer olaya tanıklık eden diğer kişiler varsa, onlarla iletişime geçmek önemlidir. Onların ifadeleri de mahkemede kullanılabilir.

Mahkemede Suç ve Savunma Stratejisi: Eşinizin avukatı, mahkemede suç ve savunma stratejisi oluşturacaktır. Ancak, bu süreç karmaşık olabilir ve profesyonel bir yardıma ihtiyaç duyulabilir.

Bu tür durumlarla ilgili en iyi adım, bir hukuk uzmanından profesyonel tavsiye almak ve mahkeme sürecini doğru bir şekilde yönetmektir. Eşinizin avukatı, yerel yasaları ve mahkeme prosedürlerini en iyi şekilde bilmelidir.
#33
Öğrenci disiplin süreçleri ve kuralları üniversiteler arasında farklılık gösterebilir, bu nedenle bu konuda kesin bilgi almak için üniversitenizin ilgili yönetmeliklerini incelemeniz önemlidir. Ancak, genel olarak konuşmak gerekirse, öğrenci disiplin davalarında hocaların ve öğrencilerin hakları ve sorumlulukları belirli kurallar çerçevesinde düzenlenmiştir.

Eğer hoca kopya nedeniyle sınav notunuzu yanlış girmişse ve bu durum sizi olumsuz etkilemişse, bu durumu düzeltmek için üniversitenizin ilgili birimleriyle iletişime geçmeniz önemlidir. Ders notunuzun silinebilmesi veya düzeltilmesi için resmi başvurular yapabilirsiniz. Bu süreçte, danışmanınızın ve ilgili birimlerin size rehberlik etmesi önemlidir.

Tazminat davası açma hakkınız, üniversitenin iç hukukuna ve ülkedeki yasalara bağlı olarak değişebilir. Tazminat davası açmadan önce bir hukuk danışmanından veya avukattan profesyonel destek almanız faydalı olacaktır. Hukuki süreçleri daha iyi anlamak ve haklarınızı korumak için bir uzmana danışmanız önemlidir.

Unutmayın ki, öğrenci disiplin davaları genellikle üniversitelerin iç mekanizmaları üzerinden çözülmeye çalışılır ve yasal süreçlere başvurmak genellikle son çaredir. Ancak, durumunuzun karmaşıklığına ve üniversitenizin kurallarına bağlı olarak farklılık gösterebilir, bu nedenle en doğru bilgiyi üniversitenizin ilgili birimlerinden almalısınız.
#34
Tüketici Hakem Heyeti kararına rağmen sorun devam ediyorsa, aşağıda önerilen adımları izleyebilirsiniz:

Sözleşme İptali ve İade Talebi:

Sözleşmenin iptali ve iade talebinizi yazılı olarak belirtin ve karşı tarafa iletin. Bu talebi içeren bir ihtarnamenin noter aracılığıyla gönderilmesi, sizin hukuki konumunuzu güçlendirebilir.

İtiraz Süresi Dolmadan Harekete Geçin:

İtiraz süresi dolmadan, mahkemeye başvurmak gibi adli süreçleri değerlendirebilirsiniz.
Sözleşme İptali İçin İcra Takibi:

Eğer sözleşme hala iptal edilmediyse ve kitapları geri almadıysanız, itiraz süresi dolmadan icra takibi başlatabilirsiniz. Ancak, bu konuda bir avukattan da yardım almanız önemlidir.

Tüketici Mahkemesine Başvuru:

Tüketici Hakem Heyeti kararı uygulanmazsa, tüketici mahkemesine başvurabilirsiniz. Bu noktada, bir avukatın desteğini almanız faydalı olabilir.
Hukuki Yardım Alın:

Olayın karmaşıklığına ve detaylarına bağlı olarak, bir avukattan hukuki yardım almanız önemli olabilir. Avukat, size durumunuz hakkında daha spesifik ve kişiselleştirilmiş tavsiyeler verebilir.

Belgeleri Saklayın:

Gönderdiğiniz kitapların durumunu belgeleyen fotoğraflar ve teslimat bilgileri gibi belgeleri saklayın. Bu belgeler, olası bir hukuki süreçte size destek olabilir.
Unutmayın ki, bu öneriler genel bilgilerdir ve durumunuzun özelliğine bağlı olarak değişebilir. En doğru ve güvenilir bilgiyi almak için bir avukatla görüşmek önemlidir. Hukuki bir süreç başlatmadan önce bir avukata danışmak, daha etkili bir strateji izlemenize yardımcı olabilir.
#35
Üyelerimize özel hukuki destek hizmeti veriyoruz. / Ynt: işten ayrılma
Son İleti Gönderen webmaster - 11 Aralık 2023, 00:10:18
Özel güvenlik görevlisi olarak çalışıyorsunuz ve iş şartlarınızın ağır olduğunu düşünüyorsunuz. İş hukuku ve çalışma koşulları konusunda haklarınızı bilmek önemlidir. Ancak, net bir değerlendirme için yerel yasal düzenlemelere ve sözleşmenize tam olarak göz atmanız gerekebilir. Aşağıda, genel bilgiler ve dikkate almanız gereken konular yer almaktadır:

Sözleşme ve Yasal Haklar:

Sözleşmenizi inceleyin. Sözleşmede belirtilen şartlar ve koşullar hakkında bilgi sahibi olun.
İş Kanunu'na göre, günlük çalışma süresi 11 saati geçemez. Ayrıca, haftalık çalışma süresi 45 saati geçemez. Bu sınırlara uyulup uyulmadığını kontrol edin.
Mesai ücreti, fazla mesai ücreti ve gece çalışmaları için ek ücretler konusundaki haklarınızı kontrol edin.
İzin Hakları:

Yasal olarak belirlenmiş izin haklarınızı kontrol edin. İzin süreleri ve kullanma şartları konusunda bilgi sahibi olun.
İşyerinizin uyguladığı izin politikasını gözden geçirin.
İzinsiz Çalışma:

İzinsiz çalışma durumunda işverenin uygunsuz davrandığını düşünüyorsanız, bu konuda işverene yazılı olarak başvurun ve durumu belirtin.
Yasal süreçler ve haklar hakkında bilgi almak için bir avukata danışın.
İş Sağlığı ve Güvenliği:

Çalışma koşullarınızın sağlık ve güvenlik standartlarına uygun olup olmadığını kontrol edin.
Elektronik ekipmanlarla çalışmanız durumunda, iş sağlığı ve güvenliği standartlarına uygunluğu gözden geçirin.
İlgili Kurumlara Şikayette Bulunma:

Çalışma şartlarından memnun değilseniz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurabilirsiniz. İlgili kurumlar size rehberlik edebilir.
Mahkemeye Başvurma:

Haklarınızın ihlal edildiğini düşünüyorsanız, bir hukuk danışmanına başvurun. İş mahkemesine başvurarak haklarınızı savunabilirsiniz.
Ancak, somut bir hukuki tavsiye almak için yerel yasal düzenlemeleri ve sözleşmenizi incelemeniz önemlidir. İlgili yerel bir avukat veya iş hukuku uzmanı, size özgü durumunuzda daha spesifik ve doğru bilgi sağlayabilir.
#36
Meşhur Davalarla İlgili Mahkeme Kararları / Ergenekon davası (2008-2016)
Son İleti Gönderen webmaster - 11 Aralık 2023, 00:04:28
ergenekon-saniklari.jpg

Ergenekon davası (2008-2016) Türkiye'de önemli bir davadır. Bu dava, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı unsurların, sivil hükümete karşı darbe yapma girişimleri ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetleri iddiasına dayanıyordu. Dava, Türkiye'de büyük yankı uyandırdı ve birçok kişi, askeri ve sivil yetkililer dahil olmak üzere birçok kişi hakkında suçlamalar getirildi.

Ergenekon davası sonucunda birçok kişi mahkum edildi, ancak davayla ilgili bazı tartışmalar ve eleştiriler de ortaya çıktı. Davanın yargılama süreci ve delil değerlendirmesi konularında çeşitli görüşler bulunmaktadır. Ancak her durumda, Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir dava olarak hatırlanmaktadır.
#37

KARAGÖZ İLE HACİVAT: GÜBRE
Hacivat Karagöz'ün evinin önünden geçerken, Karagöz pencereden Hacivat'ın üstüne atlar, boğuşmaya başlarlar. Yoldan geçen adamlar ikiliyi ayırırlar, bunlar sakinleşince adamlar gider. Yalnız kalınca Hacivat sorar: " Aman Karagözüm, bana neden saldırdın? Ben sana ne yaptım? "
Karagöz: " Şuna bak, bir de ne yaptım diye soruyor. "
Hacivat: " Söyle canım efendim, bir suçum varsa bileyim. "
Karagöz: " Cenabettin Bey yalıya bahçıvan arıyormuş. Zoti'yi göndermişsin. "
Hacivat: " Doğrudur. Zoti iyi bahçıvandır "
Karagöz: " Ben kötü bahçıvan mıyım? "
Hacivat: " Hayır, kötü bahçıvan değilsin. "
Karagöz: " O zaman beni gönderseydin. "
Hacivat: " Geçen defa seni gönderdiydim. Bahçedeki güllerin altına insan gübresi dökmüşsün. O kadar gül soldu. "
Karagöz: " Eee Cenabettin Bey geldi, Karagöz gülleri gübrele dedi. "
Hacivat: " Ama olmaz ki, insan gübresi dökülmez ki. "
Karagöz: " Ne gübresi dökülür? "
Hacivat: " Hayvan gübresi dökülür. "
Karagöz: " Kedi, köpek gübresi. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Kuş, fare gübresi. "
Hacivat: " Olmaz Karagözüm, olmaz. "
Karagöz: " Bunlar hayvan değil mi? "
Hacivat: " Hayvan ama gübreleri bahçede kullanılmaz. "
Karagöz: " Kullanılırsa ne olur? "
Hacivat: " Topraktaki bitkiyi öldürür. Tarla, bahçe bozulur. "
Karagöz: " .... "
Hacivat: " Bir de Cenabettin Bey'i sokakta kovalamışsın. "
Karagöz: " Kovalarım tabi. Bana kızdı, bağırdı. "
Hacivat: " Kızar, bağırır. Yalının bahçesini tümden bitirdin. Bahçeyi temizletti, yeniden gül ektiriyor. "
Karagöz: " Keşke ben ekseydim gülleri. "
Hacivat: " Artık sana orası yasak. "
Karagöz: " Gülleri eksinler de sonra ben bakımını yaparım. "
Hacivat: " Karagözüm, söyle bakalım ne gübresi kullanırsın? "
Karagöz: " Sen söyle. "
Hacivat: " Ahır hayvanlarının gübresi. Say bakalım. "
Karagöz: " İnek, öküz gübresi. "
Hacivat: " Başka. "
Karagöz: " Boğa, tosun gübresi. "
Hacivat: " Başka. "
Karagöz: " At, eşek gübresi. "
Hacivat: " Başka, başka. "
Karagöz: " Koyun, keçi gübresi. "
Hacivat: " Değil mi ya? İşte bunları kullanmalısın? "
Karagöz: " Bak hepsini bildim. Zoti'yi kov, beni işe al. "
Hacivat: " Zoti'yi kovmam ama seni işe alırım. Yeni bir iş. "
Karagöz: " Yeni bir iş mi? Ne işi bu? "
Hacivat: " Yük taşıyacaksın. Sandık sandık domates. "
Karagöz: " Gündelik ne kadar? "
Hacivat: " Gündelikler hep aynı. Bu işin bir de ayrıcalığı var."
Karagöz: " Ayrıcalık mı? Neymiş o çabuk söyle. "
Hacivat: " İstediğin kadar domates yiyebilirsin. "
Karagöz: " İstediğim kadar mı? Desene yaşadım. Midem bayram edecek. "

#38

KARAGÖZ'ÜN İĞNESİ 
Hacivat birkaç gündür görmediği Karagöz'ü sağda solda arar, bulamaz. Sorar soruşturur bilen, gören yoktur. Son çare olarak evine gider. Karısı Karagöz'ün üç gündür evin samanlığında olduğunu ve yemeğini bile orada yediğini söyler. Hacivat bahçeden samanlığa geçer. Karagöz samanların arasında bir şey aramaktadır. Ama ne? 
Hacivat: " Selam Karagözüm, ben geldim, selam. "
Karagöz: " Hay Selami'nin kara kellesi. Sen misin Hacivat? "
Hacivat: " İyi günler Karagözüm, iyi günler. "
Karagöz: " Güller iyidir de ben papatyayı pek severim. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, neden o? "
Karagöz: " Papatyanın yapraklarını seviyor, sevmiyor diye koparıyorum, hep Hacivat beni sevmiyor çıkıyor. "
Hacivat: " Olur mu Karagözüm? Ben seni çok severim. Bunu cümle alem bilir. "
Karagöz: " Düğmeci Adem bilir ama ben bilmiyorum. Beni sevmeyeni ben de sevmem. "
Hacivat: " Yapma. "
Karagöz: " Yaptım bile. "
Hacivat: " Etme. "
Karagöz: " Ettim bile. "
Hacivat: " Papatya falına inanma. "
Karagöz: " Ee  kime inanacağım? "
Hacivat: " Bana inan Karagözüm. "
Karagöz: " O zaman sevdiğini ispat et. Bir şey istesem yapar mısın? "
Hacivat: " Emrin olur. Ne istersen yaparım. "
Karagöz: " Samanların arasına iğne düşürdüm. Bul iğneyi, ispatla sevdiğini. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, samanlıkta iğne aranır mı? "
Karagöz: " Aranır, ben üç gündür arıyorum. "
Hacivat: " Aradın da buldun mu? "
Karagöz: " Bulamadım. Sanki iğne samana dönüşmüş. "
Hacivat: " O iğne ne iğnesiydi? "
Karagöz: " Arı iğnesi değil herhalde , dikiş iğnesiydi. "
Ben şimdi o iğneyi bulurum, diyen Hacivat samanlıkta iğne aramaya başlar. Birkaç dakika sonra her zaman yakasında bulundurduğu dikiş iğnesini, işte iğneni buldum, diyerek Karagöz'e verir. Karagöz buna çok sevinir ve Hacivat'ı alnından öper. Hacivat Karagöz'ün koluna girerek bahçeye çıkarır. Altlarına birer sandalye çekip otururlar. Karagöz karısına seslenir ve hanım bize iki çay yap, der. Çaylar gelinceye kadar onlar sohbeti o kadar koyulaştırır ve şakalaşmalarını o kadar ağırlaştırırlar ki, dünyanın gelmiş geçmiş en somurtkan insanını kahkahalarla güldürecek düzeye erişirler. 

------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İŞSİZ             
Uzun zamandır işsiz olan ve geçim zorluğu çeken Karagöz hanımını ve oğlu Yaşar'ı köye, babasına gönderir. İş aramaktan bıkar, yalnızlıktan sıkılır ve yolda rastladığı Hacivat'ı evine çay içmeye davet eder. Eve gelince bakar çay ve şeker kavanozları bomboştur. Hacivat'a durumu anlatmak zor olacağı için, ne yapacağını bilemez. Mutfakta çaresiz beklemeye başlar. Daha sonra Hacivat odadan bağırır:  " Haydi Karagözüm, çay demlendiyse getir de içelim. "
Bunun üzerine Karagöz Hacivat'ın yanına gelir ve sorar: " Çayı kaç şekerli içersin? "
Hacivat: " Ben çayı çok şekerli içerim. "
Karagöz: " Çok şekerli mi? Çokşeker Arif çay bardağına sığmaz ki. "
Hacivat: " O zaman çift şekerli olsun. "
Karagöz: " Çiftelerin Şakir İzmir'e taşındı. "
Hacivat: " Bari tek şekerli olsun. "
Karagöz: " Şekersiz içsen. "
Hacivat: " Amma yaptın ha! Şekersiz çay mı içilirmiş? "
Karagöz: " Anla işte, evde şeker yok. "
Hacivat: " Çay demlenmiştir. Bardağa koy da getir bakalım. "
Karagöz: " Evde çay yok ki. Ocağı yakmadım. "
Hacivat: " Bir de soruyorsun, çayı kaç şekerli içersin diye? "
Karagöz: " İnan Hacivat, evde çay ve şekerin bittiğini bilmiyordum. "
Hacivat: " Sizinkileri köye gönderdiğini duydum. "
Karagöz: " Doğrudur, burada aç kalmasınlar diye. "
Hacivat Karagöz'ün eline birkaç akçe sıkıştırır:
" Git bakkaldan çay, şeker, ekmek, peynir falan al. "
Karagöz bir koşu Hacivat'ın dediklerini alır, gelir. Ocağı yakar, çayı demler. Birlikte çay içerler, peynir, ekmek yerler. Hacivat çayları çok şekerli içer. Karagöz'ün ise, çayları tek şekerli içmesinin nedeni Hacivat'ın aldığı yarım kilo şekerin bitmesini istemediğinden.
Hacivat ertesi gün Karagöz'e bahçıvanlık işi bulur. Karagöz çalışmaya başlar. Haftalığını alınca hanımını ve oğlunu köyden getirtir. Böylelikle Karagöz ailesi normal günlük yaşantılarına dönerler. 

----------------------------------------------------------

KARAGÖZ EZAN OKUYOR
Karagöz iddia üzerine minareye çıkıp öğle ezanı okumaya başlar. Fakat ezanın yarısında takılır, kalır. Gerisini unutmuştur. Sil baştan tekrar okur, yine aynı yerde takılır. Bu böyle devam eder. Karagöz ezanı bir türlü tamamlayamaz. Cemaat namaza başlamak için, ezanın bitmesini beklemektedir. Zaman geçtikçe homurtular artar. 
Hacivat aşağıdan Karagözüm şöyle de, sonra bunu de diye bağırarak  yardımcı olmak ister. Sonunda ezanı bırakan Karagöz, beni sen şaşırttın diyerek minareden Hacivat'ın üstüne atlar. Boğuşmaya başlarlar. Cemaat araya girer ve Hacivat'ı Karagöz'ün elinden kurtarır. Bu sefer Karagöz daha da sinirlenir ve cemaati sille tokat döver. Cemaat ve Hacivat kaçıp gider. Daha sonra minareye çıkan Karagöz ezanı güzelce okur ve derin bir oh çeker. 

-------------------------------------------------------------

HACİVAT'IN İPİ               
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır. Karagöz'ün telaşlı olduğunu gören Hacivat sorar: " Hayrola Karagözüm, nereye böyle? "
Karagöz: " Bahçedeki kuyudan su çekerken ip koptu. Kova kuyuya düştü. İp almaya gidiyorum. "
Hacivat: " Evde sağlam bir ip var. Onu sana vereyim. Ben ipin ucunu tutarım, sen kuyuya inersin. "
Karagöz: " Ben senin ipinle kuyuya inmem. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, bana hiç mi itimadın yok? 
Karagöz: " Hı. "
Hacivat: " Yani bana hiç mi güvenin yok? "
Karagöz: " Yok, çünkü ben kuyuya inince ipin ucunu bırakırsın, aşağıda kalırım. "
Hacivat ağzı bir karış açık Karagöz'e bakakalır. Bu sefer Karagöz sorar:
" Söyle bakalım Hacivat, sen benim ipimle kuyuya iner misin? "
Hacivat: " İnerim. "
Karagöz: " Ya bıçakla ipi kesersem. "
Hacivat: " Öyle bir şey yapmazsın Karagözüm. Ben sana güvenirim. "
Karagöz: " Ben de düne kadar sana güvenirdim ama gece rüyamda kuyuya indiydim de beni kuyuda bıraktıydın. Artık güvenim kalmadı. "
Hacivat: " Rüyandaki ben değildim, gerçekler rüyadan farklı olur. " diyerek uzun süre dil döker, sonunda Karagöz'ü ikna eder ve evden ip alıp gelir. Bahçedeki kuyuya Karagöz Hacivat'ın ipiyle iner. Hacivat ipin ucunu bırakıp kaçar. Karagöz'ün bağırması üzerine komşular gelip onu kuyudan çıkarırlar. Altı ay ne Karagöz Hacivat'ı, ne de Hacivat Karagöz'ü arayıp sormaz. İlk defa bu kadar uzun süre küs kalırlar.

---------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: BİZANS ALTINI
Karagöz bir gece rüyasında kendini Pınarbaşı Meydanı'nda toprağı kazarken görür. Kazar, kazar ve sonunda bir küp Bizans altını bulur. Çok sevinir ve oynamaya başlar. Daha sonra kan ter içinde uyanır. Sabahı bekleyemez, alacakaranlıkta kazmayı, küreği kapar ve yola çıkar. 
Pınarbaşı Meydanı'na geldiğinde acele tarafından kazmayı toprağa vurur. Kazdıkça kazar. Sabahleyin işe giden Bursalılar, Karagöz'ü görürler. Toprağı neden kazdığını sorarlar. Karagöz rüyasını anlatır. Adamlardan bazıları Karagöz'e katılır. Onlar da kazma, küreklerini alıp gelirler ve biri o yanda, biri bu yanda kazmaya başlarlar. 
Öğle vaktine doğru Hacivat olaydan haberdar olur. Evde bulunan babadan kalma bir Bizans altınını cebine koyar ve yola çıkar. Hacivat geldiğinde Karagöz rüyasını ona da anlatır. Hacivat sırf muziplik olsun diye dinlenen birinin kazmasıyla toprağı biraz kazar ve altın buldum diye bağırır. Yanındaki Bizans altınını gösterir. Buna sevinen Karagöz altını alır, cebine atar ve orayı daha derin kazmaya başlar.
Akşam üstüne doğru meydan baştan aşağı kazılır ama başka altın bulan olmaz. Karagöz tamam der ve işi bırakırlar. Karagöz meydandan ayrılmadan Hacivat önüne çıkar:
" Aman Karagözüm, ben şaka yapmıştım. Altını evden getirmiştim. Altınımı ver de gideyim, " der. 
Karagöz: " Oldu mu şimdi Hacivat? Altını burada buldun. "
Hacivat: " Hayır,  ben onu evden getirmiştim. "
Karagöz: " Senin evde altın ne arar? Bu altın rüyamda gördüğüm altınlardan biri. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, etme, eyleme, beni buraya geldiğime pişman etme. "
Oradaki adamlar Karagöz'den yana taraf olunca Hacivat susar ve bir kenara oturup ağlamaya başlar. Karagöz altını epey bir akçe karşılığında satar. Kışın dört ay evde sırtüstü yatar, çalışmaz ve akçeleri bitirir. Yazın gelmesiyle birlikte iş aramaya başlar. 

--------------------------------------------------------------------------

SİVRİKOZ ZAMANA KARŞI
Sivrikoz'un küçük yaşlardan itibaren kafasına takılan sorular vardır. Yıllar geçtikçe bu sorular daha da belirginleşir. Annesine, babasına, amcasına, dayısına bu soruları sorar fakat gelen cevaplar tatminkar olmaz. İyi, güzel diyorsunuz da benim beklediğim cevaplar bunlar değil, der. Babası bir gün:  " Sivrikoz beklediğin cevaplar bunlar değilse sen sorduğun soruların cevabını biliyorsun demektir. " der de Sivrikoz babasına cevaplardan tam olarak emin olmadığını söyler. Sivrikoz'un sorduğu sorular nedir?
Acımasızca geçen zaman, insanları neden yaşlandırıyor?
İnsanların görünüşleri neden değişiyor?
Zaman geçtiği için, insanlar yaşlanıyorsa zamanı durdurmak mümkün değil midir?
Sivrikoz bir gün babası Hacivat'tan izin alır ve zamanı arayıp bulmak, onunla hesaplaşmak için, yola çıkar. Sonraki günlerde zamanı arar, her önüne gelene zamanı sorar ama kimse zamanın nerede olduğunu bilmemektedir. Günlerden bir gün bir ormandan geçerken bunalır, olanlar canına tak der ve bağırır:  " Ey zaman, kimsin sen, neredesin, aramaktan bıktım, çık ortaya, yetti yaptıkların. "
Birden ormanda sert bir ses yankılanır: " Hey genç, beni mi aradın? Senin adın nedir? "
" Benim adım Sivrikoz. Seni aradım. Soracak sorularım var. Neden insanları yaşlandırıyorsun? Şimdinin ihtiyarı bir zamanlar gençtim, güçlüydüm diyor. Geçtin de ne oldu? Ne kazandın? İnsanlar belli bir yaşa gelince o insan için zamanı durdur. Yaşlanmasın ama yaşasın. Genç kalsın. "
" Sen neler diyorsun Sivrikoz? Daha önce kimse benim işime karışmıyordu. Ben de istediğim gibi kendimi kuruyordum. Genç ve güçlü birini, yaşlı, iki büklüm bir ihtiyar haline getirmek benim için önemli. Ben o ihtiyarın genç halini hatırlar ve gülümserim. Ama sen istemiyorsan bundan sonra kimseyi yaşlandırmam. "
Zamandan söz alan Sivrikoz sevinçle oradan uzaklaşır. Sonraki günlerde zaman sözünü tutmaz ve insanları yaşlandırmaya devam eder. Durumu fark eden Sivrikoz çok üzülür ve bir daha zamanı ne arayıp, ne sorar.

-------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: EKMEK     
Bursa sokaklarında gezip dolaşan Karagöz ile Hacivat, Pınarbaşı Meydanı'na geldiklerinde yorulduklarını anlarlar ve bir ağacın altına oturup dinlenirler.
Daha sonra Hacivat:" Aman Karagözüm, içim bayıldı. Fırından ekmek al da suya banıp yiyelim. "
Karagöz: " Ekmek alayım da yakında fırın var mıdır? "
Hacivat: " Var ya. Az önce önünden geçtik. "
Karagöz: " Hiç fark etmedim. Yerini tarif et, hangi somun fırınında? "
Hacivat eliyle işaret eder:  " Şuradaki inek ahırının ilerisindeki somun fırınında. "
Karagöz: " Ne işi varmış elinin ineğin kuyruk sokumunda? "
Hacivat: " Karagözüm, nereden çıkarırsın ineğin kuyruk sokumunu?  Şu ahırın ilerisindeki somun ekmek fırınında. "
Karagöz: " Ahırda samandan ekmek mi pişiriyorlar? "
Hacivat: " Hiç samandan ekmek olur mu? Buğday ekmeği olur, buğday. "
Karagöz: " Atlara buğday ekmeği, insanlara saman ekmeği. "
Hacivat: " İnsanlar saman ekmeği yemezler. İnsanlara buğday ekmeği, atlara saman ekmeği. "
Karagöz: " Demek o fırında atlara saman ekmeği pişiriyorlar. "
Hacivat: " Öyle demek istemedim. "
Karagöz: " Ama öyle dedin. Atlara saman ekmeği dedin. "
Hacivat: " Dur Karagözüm. Sana cümle anlatayım derken, ben kelimeleri şaşırdım. Gitmemek için, böyle yaptın. Ağzımdan çıkanı kulağıma duyurmadın. Ben bir ekmek alıp geleyim, " diyen Hacivat hızlı adımlarla oradan ayrılır. Biraz sonra elinde bir somun ekmek ve bir çanak suyla gelir. Ekmeği ikiye böler ve yarısını Karagöz'e verir. Birlikte ekmeklerini suya banıp yerler.

#39

KARAGÖZ'ÜN İĞNESİ 
Hacivat birkaç gündür görmediği Karagöz'ü sağda solda arar, bulamaz. Sorar soruşturur bilen, gören yoktur. Son çare olarak evine gider. Karısı Karagöz'ün üç gündür evin samanlığında olduğunu ve yemeğini bile orada yediğini söyler. Hacivat bahçeden samanlığa geçer. Karagöz samanların arasında bir şey aramaktadır. Ama ne? 
Hacivat: " Selam Karagözüm, ben geldim, selam. "
Karagöz: " Hay Selami'nin kara kellesi. Sen misin Hacivat? "
Hacivat: " İyi günler Karagözüm, iyi günler. "
Karagöz: " Güller iyidir de ben papatyayı pek severim. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, neden o? "
Karagöz: " Papatyanın yapraklarını seviyor, sevmiyor diye koparıyorum, hep Hacivat beni sevmiyor çıkıyor. "
Hacivat: " Olur mu Karagözüm? Ben seni çok severim. Bunu cümle alem bilir. "
Karagöz: " Düğmeci Adem bilir ama ben bilmiyorum. Beni sevmeyeni ben de sevmem. "
Hacivat: " Yapma. "
Karagöz: " Yaptım bile. "
Hacivat: " Etme. "
Karagöz: " Ettim bile. "
Hacivat: " Papatya falına inanma. "
Karagöz: " Ee  kime inanacağım? "
Hacivat: " Bana inan Karagözüm. "
Karagöz: " O zaman sevdiğini ispat et. Bir şey istesem yapar mısın? "
Hacivat: " Emrin olur. Ne istersen yaparım. "
Karagöz: " Samanların arasına iğne düşürdüm. Bul iğneyi, ispatla sevdiğini. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, samanlıkta iğne aranır mı? "
Karagöz: " Aranır, ben üç gündür arıyorum. "
Hacivat: " Aradın da buldun mu? "
Karagöz: " Bulamadım. Sanki iğne samana dönüşmüş. "
Hacivat: " O iğne ne iğnesiydi? "
Karagöz: " Arı iğnesi değil herhalde , dikiş iğnesiydi. "
Ben şimdi o iğneyi bulurum, diyen Hacivat samanlıkta iğne aramaya başlar. Birkaç dakika sonra her zaman yakasında bulundurduğu dikiş iğnesini, işte iğneni buldum, diyerek Karagöz'e verir. Karagöz buna çok sevinir ve Hacivat'ı alnından öper. Hacivat Karagöz'ün koluna girerek bahçeye çıkarır. Altlarına birer sandalye çekip otururlar. Karagöz karısına seslenir ve hanım bize iki çay yap, der. Çaylar gelinceye kadar onlar sohbeti o kadar koyulaştırır ve şakalaşmalarını o kadar ağırlaştırırlar ki, dünyanın gelmiş geçmiş en somurtkan insanını kahkahalarla güldürecek düzeye erişirler. 

------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İŞSİZ             
Uzun zamandır işsiz olan ve geçim zorluğu çeken Karagöz hanımını ve oğlu Yaşar'ı köye, babasına gönderir. İş aramaktan bıkar, yalnızlıktan sıkılır ve yolda rastladığı Hacivat'ı evine çay içmeye davet eder. Eve gelince bakar çay ve şeker kavanozları bomboştur. Hacivat'a durumu anlatmak zor olacağı için, ne yapacağını bilemez. Mutfakta çaresiz beklemeye başlar. Daha sonra Hacivat odadan bağırır:  " Haydi Karagözüm, çay demlendiyse getir de içelim. "
Bunun üzerine Karagöz Hacivat'ın yanına gelir ve sorar: " Çayı kaç şekerli içersin? "
Hacivat: " Ben çayı çok şekerli içerim. "
Karagöz: " Çok şekerli mi? Çokşeker Arif çay bardağına sığmaz ki. "
Hacivat: " O zaman çift şekerli olsun. "
Karagöz: " Çiftelerin Şakir İzmir'e taşındı. "
Hacivat: " Bari tek şekerli olsun. "
Karagöz: " Şekersiz içsen. "
Hacivat: " Amma yaptın ha! Şekersiz çay mı içilirmiş? "
Karagöz: " Anla işte, evde şeker yok. "
Hacivat: " Çay demlenmiştir. Bardağa koy da getir bakalım. "
Karagöz: " Evde çay yok ki. Ocağı yakmadım. "
Hacivat: " Bir de soruyorsun, çayı kaç şekerli içersin diye? "
Karagöz: " İnan Hacivat, evde çay ve şekerin bittiğini bilmiyordum. "
Hacivat: " Sizinkileri köye gönderdiğini duydum. "
Karagöz: " Doğrudur, burada aç kalmasınlar diye. "
Hacivat Karagöz'ün eline birkaç akçe sıkıştırır:
" Git bakkaldan çay, şeker, ekmek, peynir falan al. "
Karagöz bir koşu Hacivat'ın dediklerini alır, gelir. Ocağı yakar, çayı demler. Birlikte çay içerler, peynir, ekmek yerler. Hacivat çayları çok şekerli içer. Karagöz'ün ise, çayları tek şekerli içmesinin nedeni Hacivat'ın aldığı yarım kilo şekerin bitmesini istemediğinden.
Hacivat ertesi gün Karagöz'e bahçıvanlık işi bulur. Karagöz çalışmaya başlar. Haftalığını alınca hanımını ve oğlunu köyden getirtir. Böylelikle Karagöz ailesi normal günlük yaşantılarına dönerler. 

#40
Herkese merhaba,
Bir başkasına ait adli sicil kaydı hangi durumlarda, savcılıktan talep edilebilir?
Evlenme planı içinde olan şahıslar, birbirlerine ait adli sicil kayıtlarını görebilirler mi?